X

İlişkide fedakarlık: Partneriniz için kendinizden ödün vermeniz ve vermemeniz gereken şeyler

Partneriniz akşam eve geldiğinde size heyecanla başka bir ülkeden kaçırılmayacak bir iş teklifi aldığını söylüyor. Ancak kariyeriyle ilgili bu önemli değişim nedeniyle sizin işinizden ayrılıp onunla birlikte ülke değiştirmeniz gerekiyor. Böyle bir durumda onun mutluluğu ve ilişkinizin geleceği için işinizden, arkadaşlarınızdan, ailenizden ayrılmayı göze alabilir misiniz, ya da almalı mısınız? Onun kariyeri için vereceği bu önemli kararda yanında olabilmek için kendi istek ve ihtiyaçlarından ödün vermeli misiniz? Sizce ilişkide fedakarlık ne kadar olmalı?

Yakın ilişkilerin fedakarlık gerektirdiğini hepimiz biliyoruz. Selvi Boylum Al Yazmalım filminin unutulmaz repliği ‘Sevgi neydi? Sevgi emekti!’ sözünün de belirttiği gibi, birini sevmeyi çoğu zaman fedakarlıkla tanımlıyor, çoğu durumda sevginin tanımına kendimizden ödün vermeyi de dahil ediyoruz. Aşk ve fedakarlık arasındaki ilişkiyi inceleyen araştırmalar da, birbirleri için fedakarlık yapmaya istekli olan çiftlerin ilişkilerinde daha mutlu olduklarını ve ilişkilerinin daha uzun ömürlü olduğunu gösteriyor. Fedakarlığın derecesi bazen partnerinizle birlikte olmak için başka bir ülkeye taşınmak gibi yaşamınızı kökünden değiştirecek kararlar almanızı gerektirirken, bazen sizin istediğiniz değil onun istediği filmi izlemek gibi küçük ve sıradan gibi görünen şeyler olabiliyor.

Romantik ilişkilerde fedakarlık kaçınılmaz olsa da, bunu yapabilmek her zaman kolay olmayabiliyor. Fedakarlık yaparken ‘neden ödün vermek zorunda olan benim?’ ya da ‘Onun keyfi için neden kendi isteklerimden vazgeçmek zorundayım?’ gibi zorlayıcı içsel çatışmalar yaşayabiliyoruz. İlişkinin başında yaptığımız fedakarlıklar çok da gözümüze batmazken, ödün veren tarafın sürekli kendimiz olması güç dengesizliğine sebep olarak uzun vadede mutsuz ve huzursuz hissetmemize neden olabiliyor. Çok sevdiğiniz biri için fedakarlık yapmak ona değer verdiğinizi göstermenin ve kendinizi iyi hissetmenin bir yoluyken, ödün veren tarafın sürekli kendiniz olduğunu düşünüyor ve içinizden gelmediği halde fedakarlık yapmak zorundaymışsınız gibi hissediyorsanız, ilişkinizde kendinizden ne kadar ödün verdiğinizi gözden geçirmenizin vakti gelmiş olabilir.

Yaptığınız fedakarlıkların ne kadarının fazla ne kadarının az olduğunu daha iyi değerlendirmeniz için ilişkinizde ödün verebileceğiniz ve asla ödün vermemeniz gereken şeyleri sizler için bir araya getirdik.

İlişkiniz için kendinizden fedakarlık yapabileceğiniz şeyler

Ne kadar süredir birlikte ve birbirinize ne kadar bağlı bir çift olduğunuza göre değişmekle birlikte, yaşamınıza başka birini dahil ettiğinizde, tek başınıza yaptığınız ya da sadece sizin kontrolünüzde olan bazı şeylerden fedakarlık yapmanız gerekebilir. İlişkinizin dinamiklerine ve kişilik özelliklerinize bağlı olarak, aşağıdaki durumların hepsinden ya da bir kısmından, ilişkiniz için fedakarlık yapmanızda bir sakınca olmayacaktır:

1. Boş zamanlarınız

Boş zamanınızın çoğunu kendi istediğiniz aktivitelerle ya da kendi hoşunuza giden etkinliklerle, tek başınıza geçirmeye alışkın olabilirsiniz. Ancak yakın ilişkide olmanın ve partnerinizle aranızdaki bağı güçlendirmenin en önemli gerekliliklerinden biri birlikte kaliteli zaman geçirmek olacaktır. Çoğumuzun gün içinde sorumluluklarımızdan arda kalan çok küçük bir zaman aralığı bulunuyor ve bu zaman aralığının bir kısmını kendinizle değil partnerinizle baş başa geçirmek için kullanmanız, sağlıklı bir ilişki sürdürebilmeniz için son derece önemli. Zamanınızı nasıl harcadığınız, neye daha çok değer verdiğinizi göstereceği için boş zamanlarınızdan ve kendinizle baş başa geçirdiğiniz zamanın bir kısmından ilişkiniz için ödün verebilirsiniz.

2. Ekran süreniz

Boş zamanlarınızı partnerinizle birlikte geçirmeniz elbette elinizde telefonla, bilgisayarla ya da joystickle ‘yanında’ olmanız anlamına gelmiyor. Sosyal medyada, oyun oynayarak ya da bir şeyler izleyerek geçirdiğiniz zamanın bir kısmını partnerinizle sohbet etmek, etkileşime girmek ve iletişim kurmak üzere feda etmeniz gerekiyor. Sevdiğiniz insanla bağlantı kurmanızın önüne geçmesine izin vermemek için, romantik ilişkinizde ekran sürenizden, en azından bir kısmından ödün verebilirsiniz.

3. Fiziksel ve zihinsel enerjiniz

İlişkilerde bağlılık arttıkça, o ilişki için harcanması gereken fiziksel ve zihinsel enerji de bir o kadar artmak durumunda. Hepimizin gün içindeki sorumluluklarına ayırabileceği enerjinin sınırlı olduğunu düşünürsek, enerjinizin bir kısmını kendinizin ya da partnerinizin ihtiyaçlarından ödün vermeden, ilişkinizi besleyecek aktivitelere yönlendirmeniz gerekiyor. Tıpkı zamanınız gibi, enerjinizi nereye ve ne kadar harcadığınız da öncelikleriniz hakkında önemli mesajlar taşıyor.

4. Mükemmeliyetçiliğiniz

Özellikle ilişkiler söz konusu olduğunda başka birinin sorumlulukları, beklentileri ve istekleri de devreye gireceği için mükemmeli arzulamaktansa ‘elden geldiği kadar’ıyla yetinmeyi öğrenmeniz gerekiyor. Mükemmeliyetçi beklentilerle ilişkinizle ilgili kararları ertelemeniz problemlere zemin hazırlayabileceği için, mükemmel olmadığını bilseniz de adım atmanız ilişkinizin devamlılığı için son derece önemli olabilir.

5. Bütçeniz

İlişkinin önemli bir parçası da özel günlerde anlamlı hediyeler almak, birlikte seyahat planları yapmak ya da partnerinizi sürpriz yemeklere çıkarmak gibi bütçenizden fedakarlık yapmanızı gerektiren aktiviteler olacaktır. Bütçenizin ayrıntılı bir hesabını tuttuğunuzda ve bu harcamalara yer açtığınızda, başka biriyle birlikte olmanın bütçenizden kısıtlı da olsa bir fedakarlık yapmanızı gerektirdiğini fark edeceksiniz.

6. Eski alışkanlıklarınız

Tek başınızayken yaşamınızı o kadar da etkilemeyen ancak başka biriyle birlikteyken sürdürmeye devam ettiğinizde ilişkinize zarar veren, özellikle iletişim tarzınızdaki işlevsel olmayan aşırı duygusallık, çatışmadan kaçınmak gibi alışkanlıklarınızdan ödün vermeniz, sağlıklı ve kaliteli bir ilişki sürdürmeniz için gerekli olacaktır. Kişisel alışkanlıklarınızı gözden geçirerek ve bu alışkanlıklardan ilişkinize zarar verebilecek olanları değiştirmeye çalışarak ilişkinizi güçlendirebilirsiniz.

İlginizi çekebilir: İlişkilerdeki sessiz beklentilerin yükü: Beklentilerinizi açıkça dile getirin

İlişkiniz için kendinizden ödün vermemeniz gereken şeyler

İlişkinizin sağlıklı ilerlemesi için fedakarlık yapabileceğiniz şeylerin yanı sıra, bazı konularda kendi sınırlarınızı koruyabilmeniz ve kişisel alana sahip olmanız da son derece önemli. Partnerinizi ne kadar seviyor olursanız olun, ilişkinizde asla ödün vermemeniz ve vazgeçmemeniz gereken şeylere gelecek olursak:

1. Yaşamdaki hedefleriniz ve tutkularınız

Kariyerinizle, ailenizle ya da kişisel gelişiminizle ilgili hedefleriniz, sizi bireysel olarak besleyeceği ve yaşamda anlam bulma çabanıza katkı sağlayacağından, ilişki için vazgeçmemeniz gereken şeylerin başında geliyor. İlişkiden önce ya da sonra, ne zaman belirlemiş olursanız olun bireysel olarak sizi tatmin eden ve önemli olduğunu düşündüğünüz hedeflerinizden asla ödün vermeyin. Sizin kişisel hedefleriniz ve başarılarınız partneriniz için o kadar da değerli değilse, sizden kendi hedefleriniz ve onlarınki arasında seçim yapmanızı istemeleri an meselesidir. Ve bu, karşınızdaki kişinin size ne kadar değer verdiğinin de önemli bir göstergesi olacaktır.

2. Hobileriniz ve ilgi alanlarınız

Hayatınızdaki kişi sevdiğiniz bir hobinizden ya da ilgi duyduğunuz aktivitelerden vazgeçmeniz için size baskı yapıyorsa, bu konuda sınırlarınızı korumaya ve hakkınızı savunmaya dikkat edin. Kendinizi iyi hissedebilmeniz, ilişkinizin sağlığı ve devamlılığı için de son derece önemli. Sırf başka bir insanı memnun edebilmek için kendinizi mutsuz etmeniz, uzun vadede ilişkinizde de problemlerin çıkmasına zemin hazırlayacaktır. Dans, spor ya da seyahat… İlgi alanınız ve size gerçekten yaşadığınızı hissettiren şeyler her neyse, sırf hayatınızdaki kişi istemiyor diye bu şeylerden vazgeçmeyin.

3. Arkadaşlarınız

Sizi önemseyen ve mutluluğunuzu düşünen birinin diğer yakın ilişkilerinize müdahale etme hakkı olmadığı gibi, siz de partnerinizle daha fazla zaman geçirebilmek için sizi farklı yönlerden besleyen ve zor zamanlarınızda destek olan dostlarınızdan uzaklaşmamalısınız. Partneriniz sizden yakın arkadaşlarınızla olan ilişkinizi sınırlandırmanızı istiyorsa, ilişkinizi yeniden değerlendirmek ve arkadaşlarınızla değil, partnerinizle olan ilişkinizi gözden geçirmeniz çok daha iyi olabilir.

4. Aileniz

Aile üyelerinizin hayatınızda ne kadar söz sahibi olacağına ya da onlarla ne kadar zaman geçireceğinize yalnızca siz karar verebilirsiniz. Bu nedenle partneriniz hiçbir durumda ailenizle ya da aileniz kadar yakın diğer sevdiklerinizle ne kadar zaman geçireceğinizi, onlara ne kadar ilgi göstereceğinizi ya da ne kadar destek olmanız gerektiğini kontrol etmeye çalışmamalı. Aile üyelerinizin desteğe ihtiyaç duyduğu zamanlarda onlara nasıl ve ne kadar destek olacağınız yalnızca sizin kararınıza bağlı. 

5. Özgürlüğünüz

İlişkisi olsun ya da olmasın, yetişkin olan her birey bağımsızlığına ve özgürlüğüne değer vermeli ve kendi ayakları üstünde durabilmelidir. Sırf başka biriyle birlikte olmanız, o kişiyi bağımsızlığınız ve özgürlüğünüzle ilgili herhangi bir konuda söz sahibi yapmaz. Banka hesabınız, kariyerinizle ilgili seçimleriniz, sosyal medya hesaplarınız, arkadaşlarınızla olan yazışmalarınız ya da kişisel zamanınız sadece sizin kontrolünüzde olmalı. Bu nedenle hayatınızdaki kişinin en az kendi bağımsızlığına değer verdiği kadar sizin bağımsızlığınıza da değer vermesi gerektiğini unutmayın.

6. Kişisel sınırlarınız

Hepimizin yapmak istediği ve istemediği, hoşnut olduğu ya da olmadığı şeyler konsunda kendi kişisel sınırlarını korumaya ve o sınırlar içinde hareket etmeye hakkı var. Bu sınırları ihlal eden ve sizden ‘sevginizi kanıtlamanız için’ bu sınırları esnetmenizi bekleyen bir partneriniz varsa, ilişkinizi gözden geçirebilirsiniz. Sağlıklı bir ilişki için kişisel sınırlara saygı gösterilmesi son derece önemli. Bu sınırlar karşınızdaki kişiyi mutlu etmiyorsa ve ortak bir noktada buluşamıyorsanız, sınırlarınız yerine ilişkinizden vazgeçmek sizi uzun vadede daha mutlu edebilir.

7. Kişiliğiniz ve kimliğiniz

Bazı ilişkilerde partnerlerin birbirini değiştirme ve iyileştirme çabası çok sık gözlemlense de, sağlıklı bir ilişki iki tarafın da birbirini eksiklikleriyle ya da hatalarıyla, koşulsuz kabul etmesini gerektirir. Elbette kendi haklarımızı ihlal edebilecek tutum ve davranışlar karşısında kişisel sınırlarımızı korumamız önemli. Ancak bunun için karşımızdaki kişinin değişmesini ve bambaşka biri olmasını istemek gerçekçi bir beklenti olmayacaktır. Kimse, kendi kimliğinizi onunkiyle birleştirmenizi ve bireyselliğinizi bırakmanızı beklememeli. Kendi düşüncelerinizle, duygularınızla, değerlerinizle ve önceliklerinizle eşsiz bir insan olduğunuzu ve kimse için kişiliğinizden vazgeçmemeniz gerektiğini unutmayın.

8. Özgüveniniz

Sırf kendinize olan güveninizi yitirmemek için tabii ki ben merkezci ve empati yoksunu bir insan olmanız gerekmiyor. Ancak sürekli sizden bir şeyler talep eden, her özelliğinizden ve davranışınızdan şikayet eden, sizden çok fazla şey bekleyen bir partner özgüveninizi zedeleyebilir, kendinizi yetersiz hissetmenize ve tükenmenize neden olabilir. Özgüveninizden ödün vermemek için, gerekli durumlarda tartışma yaşamaktan, partnerinizi kızdıracak bile olsanız haklarınızı, sınırlarınızı ve ihtiyaçlarınızı savunmaktan vazgeçmemelisiniz.

9. Öz bakımınız

Öz bakım sadece romantik ilişkilerinizde değil, yaşamınızın her alanında önceliğiniz olmalı. Elbette partnerinizle daha fazla zaman geçirebilmek için öz bakımınızla ilgili konularda bazı değişiklikler yapabilirsiniz ancak kendiniz gibi hissetmek için ihtiyaç duyduğunuz hiçbir alışkanlığınızdan ve rutininizden ilişkiniz için ödün vermemelisiniz. Sizi gerçekten seven hiç kimse, sizden ihtiyaçlarınızı ikinci plana atarak kendi ihtiyaçlarını önceliklendirmenizi beklememeli.

10. Değerleriniz ve inançlarınız

Değerlerimiz ve inançlarımız bizi biz yapan, hayatta anlam bulma çabamızı kolaylaştıran ve daha mutlu bir yaşam sürdürmemizi sağlayan en önemli şeylerin başında geliyor. Yaşamınızdaki hiç kimse, dini ya da spiritüel inançlarınız ve değerleriniz konusunda sizi yargılayamaz ve değişmenizi bekleyemez. Partneriniz sizinle aynı şeylere inanmıyor ve farklı değerlere sahip olsa da, sizin değerlerinize ve inançlarınıza saygı duymalıdır.

İlginizi çekebilir: Fedakarlık psikolojisi: Çevremizdeki insanlara yardım etme içgüdümüzün altında yatan bilimsel gerçekler

Evet, her ilişki gibi romantik ilişkiler de fedakarlık gerektirir. Ancak sırf başka biriyle birlikte olabilmek için yaşamınızda ödün vermemeniz gereken şeylerin neler olduğunu ve nelerin fedakarlığa açık olduğunu çok iyi değerlendirmelisiniz. Artıları ve eksileri göz önünde bulundurmak, partnerinizle net ve açık iletişim kurmak, zor da olsa gerekli yerde gerekli soruları sormak ve ne için, ne kadar fedakarlık yaptığınızdan emin olmak son derece önemli. Doğru yerde, doğru zamanda ve dozunda bir fedakarlık partnerinizle olan bağınızı güçlendirebilir. Ancak yanlış nedenlerle ve yanlış şeyler için fedakarlık yapmanın, hiç fedakarlık yapmamaktan çok daha kötü olabileceğini unutmamalısınız. 

Kaynaklar: Live Bold and Bloom, The Easy Wisdom, Boundless, Greater Good

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Hayatın küçük tatlı sürprizlerini L’Occitane Almond Shower Oil ile yakalayın

Hayat, beklenmeyen güzelliklerle dolu bir dans gibi; eğer görmeyi, fark etmeyi bilirsek hayatın şaşırtıcı güzellikteki tatlı anlarını sık sık yakalayabiliriz. Bazen uzun zamandır görmediğimiz bir arkadaşımızla yolda karşılaştığımız, bazense tatlı bir yağmurun ardından çıkan gökkuşağını gördüğümüz o ‘an’da gizli olabilir mutluluk. Bu, beklenmedik ama her zaman iyi hissetmemizi sağlayan hoş sürprizler, hayatın şaşırtıcı güzellikteki anlarından yalnızca birkaçı olsa da tüm gün yüzümüzü güldürmeye yetebilir.



Yakalamak için istekli olursak hayatın monoton akışına biraz olsun ara vermemizi sağlayan ve yaşamın ne kadar büyüleyici olduğunu hatırlatan pek çok tatlı sürpriz bulabiliriz. Tıpkı L’Occitane Almond Shower Oil’in su ile buluştuğunda yağ kıvamından köpüğe dönüşen sürprizli formu gibi.

Sürprizlerle dolu keyif veren bir deneyim

Mutluluk veren, keyif dolu ve sürprizli anlar dediğimizde şüphesiz ki kendimize ayırdığımız zamanların önemi ve yeri çok büyük. Çünkü, günlük hayatın koşturması içerisinde kendimizi şımartabildiğimiz, bedenimizin ve zihnimizin ihtiyaçlarını karşılayabildiğimiz bu özel anlar, monotonluğun içinden bize göz kırpan küçük sürprizler gibi. Özellikle de kişisel bakım ritüellerini taçlandıran L’Occitane Almond Shower Oil ile sürprizlerin hiç sonu yok. Bu özel duş bakım yağı, suyla buluştuğu anda değişen formu ile bize sıradan görünen anları bile özel kılan küçük sürprizler sunuyor.

Almond Shower Oil’in içeriğindeki badem yağı, su ile birleştiğinde anında yoğun keyif verici bir köpüğe dönüşüyor, bize de tatlı küçük sürprizlerle dolu dokunuşların cildimizde bıraktığı o yumuşacık etkinin keyfini sürmek kalıyor. Tabii, o tatlı ve küçük sürprizler Badem Duş Yağı’nın yalnızca köpüren özel formülünde saklı değil, kokusu da bambaşka bir heyecan.

Kokuların duyuları harekete geçiren büyülü dünyası

Bazen sizin de bir kokunun esintisiyle geçmişe doğru kısa bir yolculuğa çıktığınızı hissettiğiniz oluyor mu? Kabul edelim, hayatın içindeki tatlı sürprizli anlarda kokuların da etkisi oldukça büyük. Belki çocukluğunuzdan keyifli bir anı hatırlatan nostaljik bir koku, belki gençliğinizde kullandığınız eski bir parfümün rüzgarla karışmış hali, belki de taze biçilmiş çimlerin havada dağılan dansı… Kokular da sürprizli anların başrol oyuncusu olabiliyor.



Tıpkı, Almond Shower Oil’in tatlı bademin mis kokusunu cildimizde bırakması gibi. Üstelik vegan içeriği ile tüm cilt tiplerine de uygun olan bu bakım yağı, duyuları harekete geçiren büyülü bir dünyanın da kapısını aralıyor. Hayatın bitmeyen telaş ve karmaşasında her şeyden biraz da olsa uzaklaşıp, o büyülü dünyaları keşfetmek hepimizin ihtiyacı değil mi? Daha fark edilmeyi bekleyen onca tatlı sürpriz varken…

Şaşırtıcı üçlü etki

Köpüren özel formül, büyülü dünyalara açılan mis badem kokusu, tabii bir de şaşırtıcı üçlü etki. L’Occitane Almond Shower Oil ile hayatın sürprizlerle dolu anlarını yakalamak çok kolay. Özel vegan formülü, cildi hem temizliyor hem nemlendiriyor hem de onarıyor. Bu üç etkiyi bir arada bulabilmek de en tatlı sürprizlerden biri.

Badem Duş Yağı, özel köpük yapısı ile cildi temizliyor, içeriğindeki omega 6 ve 9 bakımından zengin tatlı badem yağı ve üzüm çekirdeği yağı ile ilk kullanımda nemlendirme etkisi sağlıyor ve cildi besleyerek ışıl ışıl bir görünüme kavuşturuyor.

Elbette, hayatta daha yakalanmayı bekleyen pek çok şaşırtıcı tatlı an var. Bazıları, bir anda karşımıza çıksa da bazen de bu anları biz yaratabiliriz. Bakım rutinlerimize L’Occitane Almond Shower Oil’i eklemek, tanımadığımız birine iltifat etmek ya da sevdiğimiz birine uzun zamandır istediği bir şeyi satın almak, hayatımızda o tatlı sürprizleri artırmaya ve yaşamın keyfini doyasıya çıkarmaya yardımcı olabilir.

Hiç vakit kaybetmeden birinden başlamak istiyorsanız hemen tıklayıp sürprizlerle dolu L’Occitane Almond Shower Oil dünyasını keşfedebilirsiniz.



Sıra dışı bir gelecek: Otomobil dünyasında bizi neler bekliyor?

Teknolojinin, yapay zekanın ve çevre bilincinin hızla geliştiği günümüzde otomotiv dünyası da bu gelişmelerden geri kalmıyor ve inovasyonlarla ve merakla dolu bir sektöre dönüşüyor. Son yıllarda elektrikli araçlar, otonom sürüş özellikleri, akıllı yol çözümleri gibi konularla pek çok gelişime imza atan otomobil dünyasında gelecekte bizi daha nelerin beklediği büyük bir merak konusu. Hepsi çok heyecan verici olsa da en çok merak edilen sorulardan ve benim de heyecanla beklediğim gelişmelerden biri; uçan arabaların hayatımıza girip girmeyeceği 🙂 Uçan arabalar yakın zamanda hayatımıza dahil olur mu bunu bilmiyorum ama otomotiv endüstrisinin geleceği hakkında kendi perspektifimden ele alacağım pek çok konu var. Gelin, benim de bir parçası olduğum bu sıra dışı gelecekte bizi neler bekliyor olabilir birlikte bakalım.



Elektrikli otomobillerin hızlı yükselişi

Geçtiğimiz yıllarda pek çok otomobil markası, yakın gelecekte elektrikli araç üretimine ağırlık vereceğini açıklamıştı, hatta dünya çapında tamamen elektrikli araç üretimine geçmeyi planladığını belirten markalar da var. Elektrikli araçların hayatımıza dahil olması çok yeni bir gelişme olmasa da yaygınlaşması ve popülerliğinin artması son zamanlarda daha bir artış gösterdi. Gelecekte de elektrikli araçların üretiminin ve kullanıcısının artması sektörünün en beklenen gelişmeleri arasında.

Bildiğiniz gibi ben de elektrikli otomobil tutkunlarından biriyim ve sık sık sizlerle Instagram hesabımdan %100 Elektrikli Ford Mustang Mach-E ile olan maceralarımı paylaşıyorum 🙂 Konumuza dönecek olursak; fosil yakıt tüketimini azaltmak ve karbon emisyonlarını düşürmek için ülkelerin elektrikli araç kullanımına yönelik teşviklerini artırması da beklenenler arasında. Ayrıca, batarya teknolojisinde yeni ilerlemeler, elektrikli araçların menzillerinin artırılması, şarj altyapılarının geliştirilmesi de yine yakın gelecekte bizimle olacağa benziyor.

Sürdürülebilir ve çevre dostu çözümler

Elektrikli araçların yükselişi, otomobil dünyasının geleceğinde beklenen tek çevreci haber değil. Doğa dostu yaklaşımlar ve sürdürülebilir çözümlerle dolu yenilikler de ufukta. Pek çok sektörün son yıllarda önemli bir gündem maddesi haline gelmiş olan çevre bilinci, otomotiv dünyası için de önemli bir konu. Geri dönüştürülmüş malzemelerden üretilen iç dizayn ekipmanları, doğa dostu kumaşların kullanımı, üretim aşamasında yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı, daha az karbon salımı yapan motor teknolojileri ve daha nice gelişme, otomotiv dünyasının beklenenleri arasında.

Sektörde yeşil devrim adını verebileceğimiz daha pek çok gelişmenin damga vurması da olası. Araçların iç tasarımdan üretim süreçlerine kadar geniş bir yelpazede sürdürülebilir çözümler, otomobillerin gelecekteki dünyasını ve tabii ki dünyamızı taçlandıracak gibi. Bir çevreci olarak hızla yaygınlaşmasını görmek istediğim gelişmelerden birisi kesinlikle sürdürülebilir çözümler.

Otonom sürüş özelliklerinde ilerlemeler

Ve tabii ki otonom sürüş özelliklerinden bahsetmemek olmaz. Beni belki de en çok heyecanlandıran konulardan bir diğeri. Hani şu sürücüsüz giden otomobiller var ya, işte tam da onlardan bahsediyorum. Yakın bir gelecekte belki de araçların şoför koltukları hep boş kalacak. Olamaz mı? Bu, çok gerçekçi bir senaryo olmasa da şu an için benzer senaryolarla sık sık karşılaşacağız gibi. Çünkü pek çok dünya devi otomobil ve teknoloji firması, otonom araçlar alanında büyük yatırımlar yapıyor. Ancak, tam otonomiye ulaşmak için biraz daha geleceği beklemek gerekecek. Çünkü birtakım zorlukları aşabilmek için yeni teknolojilerin geliştirilmesi bekleniyor.

Özellikle büyük şehirlerdeki yoğun ve karışık trafik senaryoları, yasal düzenlemeler, kişisel hakların korunması, uygun yol ve altyapı çalışmalarının tamamlanması gibi pek çok faktör var. Yine de bu konudaki çalışmaların hız kazanması ve otonom sürüşün farklı seviyelerinin piyasaya sürülmüş olması, otonom sürüş teknolojilerinin potansiyelini gösteriyor. Gelecekte tam otonom seviyeye de erişilmesi mümkün.



Otonom özelliklerin yanı sıra farklı sürüş modları da ufukta. Hatta, ben şimdiden %100 Elektrikli Ford Mustang Mach-E  ile bu modları deneme fırsatına sahibim 🙂 Mustang Mach-E, sürüş deneyimini kişisel isteklere göre uyarlıyor; Aktive, Whisper ve Untamed modları sayesinde motor seslerini, ortam aydınlatmasını ve hatta aracın tepki verme hızını kişiselleştirmek mümkün. 

Akıllı şehirlerin kurulması

Otonom sürüş özellikleri, farklı sürüş modları, otomobil ve yapay zeka teknolojisindeki gelişmeler, yalnızca bireysel kullanımla sınırlı kalmayacak muhtemelen. Ve önemli bir toplumsal gündem haline de gelecek. Bu da akıllı şehirler gibi bir konseptin hayatımıza girmesi anlamını taşıyabilir. Şehirlerin, otomobillerin geleceği ile ne ilgisi var ki diye düşünmeye başlamadan hemen araya gireyim. Eğer başta otonom sürüş özellikleri olmak üzere otomobiller kendi başlarına -bir sürücünün aracı sürmesine ihtiyaç kalmaksızın- yolda gidebilecekse, bu şehirlerin de birtakım düzenlemelerden geçmesi anlamını taşıyor. Yollardaki alt yapı çalışmalarının bu doğrultuda düzenlenmesi, akıllı şarj istasyonlarının kurulması ve otonom araçların kendi kendini şarja takabilmesi için uygun çevresel yapılanmaların tamamlanması gibi pek çok gelişmeyi de beraberinde getirebilir. Belki de gelecekte şehirlere akıllı taksi durakları kurulacak ve birtakım mobil uygulamalar üzerinden bağlantıya geçilebilecek.

Sosyal dünya ile bağlantı sağlayan araç özelliklerinin geliştirilmesi

Bir düşünelim; otomobiliniz size en yakın kafeyi önerse ya da zevkinize uygun bir restoranda sizin için rezervasyon yaptırsa, nasıl olur? Ya da arkadaşlarınızla buluşma ayarlasa, arabaya bindiğinizde en sevdiğiniz dizinin kaldığınız bölümünü başlatsa? Siz keyifle buluşmalarınıza hazırlanırken veya dizinizi izleyip, müziğinizi dinlerken sizi istediğiniz yere götürse? Yani adeta bir eğlence merkezine dönüşse? Tüm bunlar, yakın gelecekte hayallerimizi süslemenin ötesine geçebilir. Bağlantılı araçlar, yani kendi internet erişimi olan ve verileri başka cihazlarla da paylaşabilen araçlar, otomobil dünyasının belki de gelecekte en çok parlayan yıldızı olabilir. Yalnızca yolculuk vadetmenin ötesinde bağlantılı araçlar, adeta kişisel mobil cihazlarımıza dönüşebilir.

Çoğu macerama tanıklık ettiğiniz Ford Mustang Mach-E de adeta benim eğlence merkezim. Araç içi iletişim ve eğlence sistemi olan Ford SYNC 4A ile konuşma, ses tanıma, kablosuz akıllı telefon entegrasyonu, sezgisel 15,5″ dokunmatik ekran ve çok daha fazlasını deneyimleyebiliyorum. Halihazırda gelişmiş teknolojinin keyfini sürebiliyor olsam da gelecekte bağlantılı araçlar bizi daha pek çok özelliği ile şaşırtacak diyebilirim.

Kısacası, otomobil dünyasının sıra dışı geleceğinde bizi bekleyen yepyeni heyecanlar var. Uçan arabalar yalnızca filmlerin unutulmaz bir parçası olarak mı hafızalarımızda kalır yoksa gerçekten de hayatımıza dahil olur mu bilinmez ama kesin olan bir şey varsa o da otomobil dünyasının hiç olmadığı kadar yenilik dolu olduğu. Kim bilir belki bir gün gökyüzünde bulutların arasında sıkışıp kaldığım bir trafikteyken size yazarım 🙂 Daha fazlası için yazılarımı ve Instagram hesabımı takip etmeyi unutmayın.

İlginizi çekebilir: Virtual Influencer’lar: Kim bu sıra dışı influencer’lar? Takip etmeniz gerekenler?



Güne lezzetli bir başlangıç için kahvaltılık tarifler

Ne demiş şair; kahvaltının mutlulukla bir ilgisi olmalı. Sizce de öyle değil mi? Günün ilk öğününün, bize gün boyu yetecek kadar neşe ve enerji kaynağı olması gerekmiyor mu? İster sabahın çok erken saatlerinde ister öğlene yakın olsun, fark etmez; günün ilk öğünü her zaman çok önemli. Çünkü günün geri kalanını etkileyen, o günün ne kadar kaliteli bir gün olduğunu belirleyen en önemli faktörlerden biri; güne neler yiyerek başladığımız…



Ancak hepimiz biliyoruz ki, klasik kahvaltı tarifleri zamanla sıkıcı hale gelebiliyor. Yumurta, peynir, zeytin güzel bir başlangıç olsa da her gün aynı şeyleri yemek hayatlarımızda monotonluk yaratabiliyor. Dolayısıyla biraz daha yaratıcı alternatiflere ihtiyacımız var. Ama bir yandan da yoğun tempomuza ayak uydurabilmek için pratik ve besleyici olmalı. Tabii lezzetten de ödün vermek olmaz. İşte tam da bu noktada lezzeti ile, pratikliği ile, besleyiciliği ile kahvaltıların yıldızı müsli karşımıza çıkıyor. İşte müsli kullanarak hazırlayabileceğiniz lezzetli ve sağlıklı kahvaltılık tarifler:

Müslili Ekmek

Eğer kahvaltıda değişiklik yapmak ve lezzet ile besleyici değeri bir arada sunan bir alternatif arıyorsanız, müslili ekmek tam size göre. Klasik ekmek tariflerine göre çok daha zengin ve doyurucu bir seçenek sunan bu kahvaltılık tarifi, aynı zamanda çok daha lezzetli, çok daha eğlenceli. Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli’nin içeriğindeki kızılcık, kuru üzüm, elma ve marakuyalı özel karışım sayesinde enerjik bir sabaha doyurucu dilimlerle merhaba diyebilirsiniz.

Malzemeler:

Hamuru için:

  • 1 su bardağı Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli
  • 2-3 tatlı kaşığı Dr. Oetker Aktif Maya
  • 0,5 çay bardağı süt
  • 4-4,5 su bardağı un
  • 0,5 çay bardağı toz şeker
  • 1 su bardağı ılık süt
  • 1 yumurta
  • 100 gram yumuşak margarin

Üzeri için:

  • 2-3 yemek kaşığı Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli
  • 1 yemek kaşığı su

Hazırlanışı:

  • Mayayı bir kaseye alın ve üzerine yarım çay bardağı ılık sütü ilave edin. Kaşık ile birkaç kez karıştırıp 10-15 dakika bekletin.
  • Unu derin bir kaba eleyin ve üzerine beklettiğiniz mayayı ilave edin. Toz şeker, süt, yumurta ve margarini ilave edip iyice yoğurun. Üzerini kapatıp ılık ortamda 40-45 dakika bekletin.
  • Süre sonunda mayalanan hamura 1 su bardağı meyveli müsliyi ekleyin ve yoğurun. Hamuru yuvarlayıp pişirme kağıdı serilmiş fırın tepsisine alın. Üzerine su sürüp meyveli müsli serpin ve 20 dakika bekletin.
  • Fırını belirtilen dereceye ayarlayıp ısınması için önceden açın. (Alt-üst pişirme: 170 °C, Turbo pişirme: 160 °C)
  • Hamurun üzerini keskin bıçak ile 3-4 yerinden 1 cm derinliğinde kesin ve 25-30 dakika pişirin.
  • Fırından çıkarıp soğutun. Dilimleyerek servis yapın.

Çikolatalı Çıtır Smoothie Bowl

Kahvaltıda kendinizi şımartmak ve güne ‘bomba’ gibi başlamak istiyorsanız, tatlı bir kahvaltılık tarifi tam size göre olabilir. Çıtır tahıl ve çikolata parçacıkları içeren Dr. Oetker Vitalis Sütlü-Bitter Çikolatalı Çıtır Müsli ile çok pratik ve çok lezzetli bir kahvaltılık bowl hazırlayabilirsiniz.

Malzemeler:

  • 2 yemek kaşığı Dr. Oetker Vitalis Sütlü-Bitter Çikolatalı Çıtır Müsli
  • 1 adet olgun muz
  • ½ avokado
  • 1 yemek kaşığı kakao tozu
  • 1 su bardağı badem sütü

Hazırlanışı:

  • Olgun muzu, avokadoyu, kakao tozunu ve badem sütünü blender’a alın. Pürüzsüz bir kıvam alana kadar yüksek hızda karıştırın.
  • Elde ettiğiniz smoothie karışımını bir kaseye aktarın ve kahvaltılık bowl için tabanı hazırlayın.
  • Smoothie tabanın üzerine çıtır çıtır Dr. Oetker Vitalis Sütlü-Bitter Çikolatalı Çıtır Müsli’yi ekleyin. Ve harika kahvaltı kaseniz hazır.

Portakallı Muzlu Müslili İçecek

Kahvaltılarınızı bir sonraki seviyeye taşımaya hazırsanız, Dr. Oetker Vitalis Bal Bademli Çıtır Müsli ile tanışın. Bu benzersiz müsli, sadece lezzetiyle değil, aynı zamanda sağlık açısından sunduğu faydalarla da kahvaltılarınızın vazgeçilmezi olmaya aday. Hem lif hem de Vitamin B1, demir ve magnezyum gibi önemli besin öğeleri açısından zengin olan bu müsli ile harika bir kahvaltılık içecek hazırlayabilir, güne başlarken ihtiyacınız olan enerjiyi ve besinleri alabilirsiniz:



Malzemeler:

  • 50 g Dr. Oetker Vitalis Bal Bademli Çıtır Müsli
  • 1 poşet Dr. Oetker Şekerli Vanilin
  • 2 adet muz
  • 2-3 dilim ayıklanmış ve zarları çıkarılmış portakal dilimleri
  • 2 su bardağı buzdolabında soğutulmuş süt
  • 2 yemek kaşığı bal

Hazırlanışı:

  • Muzları soyup iri parçalara kesin ve mutfak robotuna alın.
  • Üzerine portakal dilimleri, süt, bal ve şekerli vanilini ilave edip meyveler ezilinceye kadar karıştırın.
  • Hazırladığınız içeceği bardaklara alın. Üzerlerine çıtır müsliyi ekleyip kaşık ile karıştırın.
  • Buzdolabında 30 dakika bekletip servis yapın.

Meyveli Mini Kahvaltılık Muffin

Güne başlarken modunuzu yükseltecek, enerjinizi yerine getirecek ve ihtiyacınız olan besin öğelerini almanızı sağlayacak ve tüm bunları yaparken de eğlenceli bir hale çevirecek muffinlere kim hayır diyebilir ki… Siz de demezseniz, Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli ile harika bir kahvaltılık hazırlayabilirsiniz.

Malzemeler:

  • ½ su bardağı Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli
  • 1 paket Dr. Oetker Hamur Kabartma Tozu
  • 1 su bardağı tam buğday unu
  • 2 yemek kaşığı bal
  • ½ su bardağı süt
  • 1 yemek kaşığı tereyağı
  • 1 adet yumurta
  • 1 adet mini muffin tepsisi

Hazırlanışı:

  • Fırını 180 derecede önceden ısıtın ve mini muffin tepsisini yağlayın.
  • Bir kasede tam buğday unu, Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli ve kabartma tozunu karıştırın.
  • Başka bir kapta süt, eritilmiş tereyağı ve yumurtayı çırpın. Islak malzemeleri kuru malzemelerin üzerine dökün ve karıştırın.
  • Hazırladığınız kek harcını mini muffin kalıplarına eşit miktarda bölün. Her bir kalıbı üçte iki oranında doldurmanız yeterli olacaktır, böylece kabardığı zaman da yeteri kadar alan kalacaktır.
  • Yaklaşık 20 dakika kadar pişirdikten sonra fırından çıkarın, birkaç dakika beklettikten sonra servis edebilirsiniz.

Bonus: Çabasız ve lezzetli kahvaltılar

Eğer daha hızlı bir şekilde lezzetli, pratik ve doyurucu kahvaltılık tarifler hazırlamak istiyorsanız, fazla çaba harcamadan da eğlenceli kahvaltılar yapabilirsiniz. Müslinizi ister sütle ister yoğurtla karıştırın; üzerine meyve, bal, biraz da kuruyemiş ekleyin ve voila! Enfes kahvaltınız hazır… Ama bir dakika; zaten eklenmişi var 🙂 Dr. Oetker Vitalis’in lezzetli, doyurucu ve sağlıklı dünyası ile klasik kahvaltılar yerine daha enerjik tariflerle güne başlayabilirsiniz.

Sağlıklı ve dengeli beslenmeyi, ‘sıkıcı’ kalıplardan çıkarmak ve her güne büyük bir neşe ile başlamak istiyorsanız Dr. Oetker Vitalis, kahvaltılarınızın vazgeçilmezi olacak. Üstelik sadece kahvaltılarınızın da değil; ara öğünlerinizde de lezzetli atıştırmalıklar olarak tüketebilirsiniz. Bu çıtır lezzetler, gününüzün her saatine enerji ve neşe katacak!

Siz de Dr. Oetker Vitalis’Dr. Oetker Vitalis’Dr. Oetker Vitalis’in Multi Meyveli Çıtır Müsli, Bal Bademli Çıtır Müsli ve Sütlü-Bitter Çikolatalı Çıtır Müsli çeşitlerinden dilediğinizi seçebilir, güne en sevdiğiniz lezzetle harika bir başlangıç yapabilirsiniz.

*Bu yazı Dr. Oetker katkılarıyla hazırlanmıştır.



İlgili Makale