X

İkna yeteneğinizi geliştirmenin bilimsel olarak kanıtlanmış 50 yolu

Yes! 50 Scientifically Proven Ways to Be Persuasive, Noah Goldstein, Steve Martin ve Robert Cialdini tarafından yazılan, psikolojik araştırmaları ikna etme kabiliyetini geliştirmeye dayalı ipuçlarıyla ve örnekleriyle beraber veren bir popüler psikoloji kitabı. Yazarlara göre “ikna etmek” bir sanat değil, bir bilim. Hal böyleyken, doğru yaklaşımla herkes bu yeteneğini geliştirebilir. Peki bu 50 yol nedir? Bahsedilen 50 madde, kitabın pazarlama tekniklerinin algı üzerindeki etkilerini gösteren araştırma sonuçlarıyla desteklenen 50 bölümünden oluşuyor. Uplifers olarak bu hafta paylaşacağımız ilk 25 madde iş hayatıyla ilgili gibi görünse de; ikna psikolojik araştırmaları ikna etme kabiliyetini geliştirmeye dayalı ipuçlarıyla ve örnekleriyle beraber veren bir popüler psikoloji kitabı. Yazarlara göre “ikna etmek” bir sanat değil, bir bilim. Hal böyleyken, doğru yaklaşımla herkes bu yeteneğini geliştirebilir. Peki bu 50 yol nedir? Bahsedilen 50 madde, kitabın pazarlama tekniklerinin algı üzerindeki etkilerini gösteren araştırma sonuçlarıyla desteklenen 50 bölümünden oluşuyor. Uplifers olarak bu hafta paylaşacağımız ilk 25 madde iş hayatıyla ilgili gibi görünse de;kabiliyetinizi arttırmak için işe yarayacak bir çok öneri sunuyor.

1. Talebin yüksek olduğunu gösterin.

Yakın zamanda telefon hatlarında verilen “Operatörler bekliyor” mesajından “Hat meşgulse tekrar arayın”a geçiş, kullanıcı üzerinde herkesin aynı ürünü almaya çalıştığı algısını yaratarak, arama hacmini ve ürün/hizmete olan talebi arttırmış.

2. Sürü psikolojisini kişiselleştirin.

Bir otelin banyosunda havluların geri dönüşümünü teşvik etmek amacıyla, “Odada sizden önce kalanların bir çoğu havlularını geri dönüştürerek çevre dostu oldular” bilgisi verdi. Ancak yazı “Bu odada kalan kişilerin çoğunluğu, havlularını tekrar kullanarak çevre dostu olduklarını gösterdiler” olarak değiştirildiğinde, mesaj neredeyse aynı olmasına rağmen kişisellik arttığından, geri dönüşüm %33 oranında artmış.

3. Olumsuz davranışı gösteren reklamlar, bu davranış biçimini tetikliyor.

Petrified Forest National Park’ta yapılan bir araştırmada, parkta sergilenen parçaların çalınmaması için iki farklı uyarı üzerinde çalışılmış. Bir uyarıda yıl içerisinde çok miktarda parçanın çalındığı bilgisi verilirken, diğerinde ziyaretçilerden parçaların yerini değiştirmemeleri istenmiş. İlk uyarı, çalma eyleminin ne kadar yaygın olduğu hissi uyandırdığından, çalınma oranını üç kat arttırmış.

Kadınları oy vermeye teşvik etmek için hazırlanan ve bir önceki yıl 22 milyon kadının oy vermediği bilgisini veren reklam da, oy vermemenin sosyal olarak kabul edildiği algısını yarattığından; amacına ulaşamamış..

4. Ortalamaya göre konumlandırmaktan kaçının.

Kaliforniya’da yapılan bir araştırmada, bir bölgedeki elektrik kullanımı haftalık olarak gözlenmiş. Araştırmanın sonuçlarına göre; elektrik kullanımında muhafazakar olan kişilere bir teşekkür notu gönderilirken, daha cömert kullanan kişilere de küçük bir uyarı notu gönderilmiş. Sonuç şaşırtıcı; elektriği ortalamanın üstünde kullanan kişiler kullanımlarını azaltmaya çalışırken, ortalamanın altında elektrik kullandığını öğrenenler elektrik tüketimlerini arttırmış. Bölgenin genel elektrik kullanımı istemeden arttıran bu çalışma; enerji kullanımında tutumlu olan kişilere “ortalamanın altındasınız” algısını yaratmaktansa, bir “gülen yüz”le birlikte, “yapmakta olduklarına devam etmeleri” istenilerek düzeltilmiş.

5. Çok fazla seçenek sunmayın.

Seçeneklerin çokluğu, karar vermeye çalışan beyine fazladan iş gibi göründüğünden; seçim yapma ihtimalini azaltıyor. Bunu gösteren örneklerden biri; diğer şirketler için emeklilik programları hazırlayan bir firma. Çalışanlara iki farklı emeklilik programı sunulduğunda, bu kişilerin %75’i bir programa başvururken; programlar çeşitlendirildiğinde, bu oran %60’a kadar düşmüş. Diğer örnek ise, tanınan bir şampuan markasının piyasadaki 26 çeşidinden 11’ini piyasadan çekmesiyle satışlarının %10 artması.

6. Ürünlerinizi promosyon olarak vermeyin.

Ürünlerin çekiciliğini ölçmek için yapılan bir araştırmada; katılımcı gruplarından birine bir bilekliğin fotoğrafı verilirken, diğer gruba pahalı bir şişe likörün yanında ücretsiz verildiği bilgisi de verilerek; iki gruptan da ürünün cazibesi sorulmuş. İkinci grup bilekliği daha az çekici bulurken; gruptaki %35 kadar potansiyel alıcı da kaybedilmiş.

7. Daha pahalı bir ürün, eski versiyonu daha çekici kılar.

Buradaki örnek, Williams Sonoma adlı bir firma. Daha yeni, daha özellikli ve fiyatı daha yüksek bir ürün piyasaya sürüldüğünde; firmanın eski ürünlerinin satışları bir anda artmış. Yeni ürün “alanının en iyisi” olarak görülse de, kullanıcılara, daha az nitelikli olan eski ürün ün fiyatı daha makul gelmeye başlamış.

8. Harekete geçirmek için korkuyla tetiklemeyin.

Tetanos aşısının önemini göstermek için yapılan bir çalışmada, bir gruba tetanosun tehlikelerini anlatan bir broşür verilirken; diğer gruba bunun yanında bir de nasıl aşı olacakları bilgisi verilmiş. İlk grup, tetanosun tehlikelerinden korkarak; zihinlerinde bu bilgiyi bloklarken; ikinci grupta aşı için başvuru oranı oldukça yüksekmiş.

9. Küçük hediyeler verin.

Kendilerine küçük hediyeler veren bir piyango bileti satıcısının, hediye verdikleri kişilerin, bu satıcıdan bilet alma oranının arttığı gözlenmiş.

10. El yazınızı kullanın.

Araştırmacılar, bir ofiste üç farklı anket dağıtırken; ilk ankete el yazısıyla yazılmış bir not eklenerek anketi cevaplamaları istenmiş. İkinci gruptan anketi el yazısıyla cevaplandırması istenmiş. Üçüncü grup ise, anketi isimlerinin dizgi ile yazıldığı bir anket almış. İlk grubun cevap verme oranı %75’ken, üçüncü grupta bu oran %36’ya düşmüş. Kişiselleştirilmiş bir yaklaşım takdir edilmesine rağmen, el yazısıyla hazırlanan bir post-it notu; fazladan gösterilen bir çabanın varlığı algısını pekiştirmiş.

11. “Nane şekeri” taktiği

Restoranlardaki bahşiş oranını inceleyen bir araştırmada; garsonun nane şekeri ikram etmesi üzerinden yola çıkılarak, ikramın verildiği zamanın önemi üzerinde çalışılmış. Nane şekeri, müşteriye fişle birlikte verildiğinde bahşiş oranı %3.3 kadar artarken; yemekten sonra hesaptan önce getirilen şekerler, bahşişleri %14.1 yükseltmiş.

12. Zorunlu kılmayın.

İkinci maddede anlatılan otelde, havluların tekrar kullanımına teşvikle ilgili iki farklı mesaj daha denenmiş. İlkinde, havluların tekrar kullanılması halinde, çevre örgütlerine bağış yapılacağı belirtilirken; ikinci mesajda müşterilerin geri dönüşüm konusunda hassas olduğuna olan güvenden dolayı, bağışın zaten yapılmış olduğu bilgisi verilmiş. İkinci mesajı alan kişilerin, geri dönüşüm oranı, ilk gruptan %45 daha fazlaymış.

13. Yapılan iyiliğin değeri

Yapılan iyiliğin değer, iyiliği yapan kişinin gözünde zamanla artarken, bundan faydalanan kişinin gözünde ise önemini kaybediyor. Konuyla ilgili yapılan araştırmada, bir ofiste çalışan kişilerden birbirlerine küçük iyiliklerde bulunmaları, sonrasında da verdikleri ve aldıkları şeyleri değerlendirmeleri istenmiş. Birkaç hafta sonra, çalışanlara bu iyilikler hatırlatılarak tekrar  değerlendirmeleri istendiğinde; yapan kişinin gözünde yaptığı şeyin değeri artarken; alan kişilerin gözünde, iyiliğin değeri düşmüş.

14. Küçük iyilikler isteyerek büyüklerine yol açın.

Araştırmacılar, bir grup ev sahibinden, evlerinin önüne “Aracınızı dikkatli kullanın” tabelası asmalarını istemiş. Olumlu geri dönüş oranı %17’ymiş. İkinci grup ev sahiplerinin ise %76’sı uyarıyı bahçelerine koymayı kabul etmiş. Aradaki farkın neden ise; ikinci gruptan birkaç hafta önce pencerelerine asmaları istenen uyarının, bu grupta yarattığı “duyarlı” olma algısı ile; daha büyük isteklerin kabul edilebilir hale gelmesiymiş.

15. Sınıflandırma ile katılımı arttırın.

Seçimlerden önce söyleşi yapılan bir grup kişiye, oy verme alışkanlıkları sorulmuş. Grubun yarısına, verdikleri cevaplar doğrultusunda “politik olarak aktif ve oy vermeye eğilimli” oldukları söylenmiş. Seçimlerin sonuçlarına bakıldığında, “politik olarak aktif” olarak addedilen grubun, %15 daha fazla katılım oranı gösterdiği gözlenmiş.

16. Yazılı sözler isteyin.

Okullarda AIDS ile ilgili verilecek eğitimler konusunda gönüllü olmaları istenen öğrencilere, projeye katılıp katılmayacakları sözlü olarak ya da form doldurmaları istenerek sorulmuş. Katılacağını sözlü olarak belirten kişilerin katılım oranı %17’yken, form dolduranların %49’u sözlerini yerine getirmiş.

17. Fikirleri, sebeplerle güçlendirin.

Telefonla yapılan bir araştırmada, katılımcılara yaklaşan seçimlerde oy kullanıp kullanmayacaklarını sormuş. Olumlu cevap veren katılımcıların bir kısmına, ilk soruya ek olarak oy verme nedenleri de sorulmuş. Sadece oy verip vermeyecekleri sorulan ilk grubun oy verme oranı %61.5 iken, herhangi bir sebep belirten ikinci grubun oy verme oranı %86.7 olarak ölçülmüş.

18. Koşulların değişmesi durumu

İnsanlar, tutarsız görünmekten çekindikleri için fikirlerini ve bakış açılarını değiştirmeye çok meyilli değildir. Koşulların değişmesi ise,karşınızdakilere “tutarsız” hissettirmeden bakış açılarını değiştirme şansı verir. Herhangi bir karar alınması durumunda, karşınızdaki kişiye eski koşullarda eski seçimlerinin %100 doğru olduğunu belirttiğinizde; yeni durumda, koşulların ilk zamandan bu yana değiştiğini göstererek yeni duruma adapte olmaları için daha kolay ikna edebilirsiniz.

19. Yardım isteyin.

Bazen yardım istemek, karşınızdaki kişiyi ikna etmenin en kolay yoludur. İki grup üzerinde yapılan bir araştırmada, katılımcılara ödül olarak bir miktar para verilmiş. Sonrasında, ilk grup katılımcılara verilen parayı araştırmacının karşıladığı belirtilerek geri istemelerinin uygunsuz olup olmadığı sorulmuş. Son olarak iki gruptan araştırmacıyı değerlendirmeleri istendiğinde; ilk grup parayı almamış olsa bile, araştırmacının özelliklerini daha olumlu değerlendirmiş.

20. Küçük adımlarla başlayın.

Kapı kapı dolaşan araştırmacılar, Amerika Kanser Derneği için bağış toplamak istemiş. İlk grup, kapılarını çaldıkları kişilerden bağış yapmalarını isterken, ikinci grup bu isteklerini “bir liranın bile yeterli olacağını” belirterek dile getirmiş. Sonuçlar şu şekilde; ilk grup %28.6 oranında bağış yaparken ikinci grupta oran %50.

21. Düşük fiyatlarla teşvik edin.

eBay kullanıcıları üzerinde yapılan bir araştırma, daha düşük fiyatlı ürünler için rekabet eden kişilerin, daha sık fiyat arttırdıklarını ve ürünü alabilmek için daha çok zaman harcadıklarını göstermiş.

22. Gösteriş yapmadan etkileyin.

Sizi ya da işinizi överek anlatmak yerine, bu algıyı yaratacak kanıtları gizlice sunmak, karşınızdakini daha çok etkilemenize yardımcı olacaktır. Günlük hayattan örnek vermek gerekirse; doktorların diplomalarını duvara asmaları ya da web sitelerinde yer alan “referanslar” kısımları olabilir.

23. “En iyi” olmanın tehlikesi

En iyi olmak, kendinize olan güveninizi arttıracaktır. Ancak yeni keşiflere aç olan bilim insanları gibi, oturmuş kuralları sorgulamanızda fayda var. En iyi olmanın avantajlarından faydalanırken, amatör ruhunuzu ve keşif heyecanınızı canlı tutmak; farklı yöntemlerle ikna kabiliyetinizi arttırmanıza yardımcı olacaktır.

24. Şeytanın avukatı olun.

İş hayatında yönetici pozisyonda olan kişiler, muhalif fikirlere değer vererek saygınlıklarını arttırırken; kendi fikirlerini dayatan ve muhalifleri dışarıda bırakanlara oranlara daha iyi ilişkiler geliştiriyorlar. Ancak fikirlerinizi kabul ettirebilmek ve karşınızdakini ikna edebilmek için, farklı fikirler üretmenizin yanı sıra, orta yolu bulmaya da açık olmanız gerekiyor.

25. Olumsuz örnekler verin.

İki gruba ayrılarak, bir gruba kendilerinden önce yapılan hataların, diğer gruba ise yapmaları gerekenlerin listesi verilen iki grup itfaiyeciden ilk grubun; listedeki durumlardan herhangi biriyle karşılaştıklarında kavrama ve çözüme ulaşma becerilerinin daha yüksek olduğu gözlenmiş. Beynimiz iyi örnekleri göz ardı ederken, tek bir kötü örneği bile aradan seçebiliyor.

26. Olumsuzlukları baştan kabul edin.

Karşınızdakini ikna edebilmek için, kendinizin, durumun ya da ürününüzün olumlu özelliklerini abartmak ve olumsuz özelliklerinden bahsetmemek yapabileceğiniz en büyük yanlışlardan. Sahip olduklarınızın ve sunabileceklerinizin gerçek değerini yansıtmak açısından, olumsuzlukların da konuşulduğu, açık bir diyalog; karşınızdakini etkilemenize yardımcı olacaktır.

27. Olumsuz özellikleri olumlularla birlikte verin.

Bir restoran için hazırlanan üç reklam afişi çalışmasının ilkinde, restoranın samimi atmosferi, ikincisinde park alanının azlığı, üçüncüde ise bu iki özellik bir arada verilmiş. Sonuç şöyle; üçüncü reklamı gören kişiler, restoranın atmosferi ve ve park alanının azlığı arasında olumlu bir bağlantı kurmuşlar; “Restoran o kadar güzel ki, park yeri bile yetmiyor”.

28. Hatalarınızı kabul ederek güven kazanın.

Yatırımcı toplantılarında; A firması, satışlardaki düşü ekonomik koşullara bağlarken, B firması ise idari hatalardan kaynaklandığını belirtmiş. B firmasının hatasını kabul etmesi, yatırımcılara “durumun kontrol altında” olduğu hissini kazandırarak, B firmasına daha sıcak bakmalarını sağlamış. A firması ise, kontrolünü yitiren bir kaptanın denizde sürüklenen gemisi gibi görülmüş.

29. Benzerlikler kurun.

Benzerliklerin geri dönüş üzerindeki etkilerini araştırmak için; anketlerin konusundan bağımsız olarak, Cindy Johnson isimli kişiye anket Cynthia Johannson isimli biri tarafından gönderilirken, John Smith isimli birine Gregory Jordan ismiyle gönderilmiş. Sadece fonetik benzerliğin bile, ortalama %30 olan ger idönüş oranını %56’ya kadar çıkardığı gözlenmiş.

30. İsimler ve yaşam arasındaki benzerlik

Yapılan araştırmalara göre, kişilerin isimleri ve yaşadıkları hayat üzerinde karşılıklı bir etkileşim var. Florida’da yaşayan Florences isimli kişilerin sayısı oldukça fazlayken, dişçi (dentist) olmayı seçen Dennis’lerin oranı diğer isimdeki dişçilerin yaklaşık 3 katı.

31. Kelimlere dökerek etkileşimi arttırın.

Müşteriden aldığı siparişi sözlü olarak tekrarlayan garsonlar, siparişi aldıktan sonra sadece “tamam” diyen garsonlara göre %70 daha fazla bahşiş alıyormuş. Bunun nedeni, bilinçaltımızda her şeyin mükemmel olması için gösterilen çabanın takdir edilmesi.

32. Sadece gülümsemekle yetinmeyin.

İki grup üzerinde yapılan bir deneyde; ilk grup, otele girişlerinde gülümserken bir yandan da müşteriyle diyalog kuran bir görevli tarafından, diğer grup ise sadece gülümseyerek işini yapan bir görevli tarafından karşılanmış. İkinci grupla ilgilenen görevlinin gülümsemesi, müşteriler tarafından yapmacık bulunmuş.

33. Sınırlı sayıda üretim ya da üretimin sonlanması

General Motors’un, Oldsmobile’ı satın aldıktan sonra üretimini durduracağını açıklaması, Oldsmobile satışlarını büyük ölçüde arttırmış. Hava koşulları nedeniyle sene içerisinde alınan ürünün az olduğunun duyurulması, Avustralya’daki et satışını arttırırken; British Airways’in süper-hızlı uçuşların kaldırılacağını duyurması, biletlerin hızla tükenmesine neden olmuş.

34. Klasiğe olan rağbet

Bilgilendirilmeden yapılan deneylerde, kullanıcıların çoğu “yeni kola”yı “klasik kola”ya tercih etmiş. Ancak yeni kola piyasaya sürüldüğünde, oldukça büyük bir tepkiyle karşılaşılmış. Durumu çözmek için, klasik ve yeni paketlerin ikisine de aynı ürün koyulmasına rağmen; kullanıcılar, klasik olanın yeni olandan çok daha iyi olduğunu ve tek fark ambalaj olmasına rağmen, aradaki lezzet farkını anlayabildiklerini öne sürmüş.

35. Açıklama yaparken “çünkü” kullanın.

Fotokopi makinesi sırasında, sırada öne geçmek isteyen bir araştırmacı “Önünüze geçebilir miyim? Çok acelem var” dediğinde sıradakilerin %94’ü kabul etmiş. “Önünüze geçebilir miyim? Çünkü fotokopi çekmem gerekiyor” dediğinde, herkes aynı nedenle sıra bekliyor olmasına rağmen, oran sadece %1 oranında düşmüş. Aynı soru “Önünüze geçebilir miyim? Fotokopi çekmem gerekiyor” diye sorulduğunda, yer verenlerin oranı sadece %24.

36. Çok fazla sebep sormayın.

BMW’de yapılan bir araştırmada, ilk grup katılımcıya “BMW almak için birçok neden var. 10 tanesini sayabilir misiniz?” denilirken, ikinci gruba “BMW almak için birçok neden var. Sinin nedeniniz hangisi?” diye sorulmuş. Çok fazla seçenek sunulmasının yarattığı negatif etki gibi, çok fazla sebep istemek de, ilk gruptaki katılımcıların olası seçeneklerini Mercedes Benz yönünde güçlendirmiş.

37. Telaffuzu kolay isimler seçin.

1999 – 2004 yılları arasında borsa takip ekranında yapılan bir araştırmada, tahvillerin isimlerinin fonetik akıcılığı arttıkça talebin de arttığı gözlenmiş.

38. Uyaklı sloganlar seçin.

Bir araştırmanın katılımcılarından “Caution and measure will win you treasure” ve “Caution and measure will win you riches” sloganları arasında seçim yapmaları istenmiş. İlk seçenek, ikinciye göre daha işlevsel ve anlamlı bulunmuş.

39. Yeterli bilgiyi verdiğinize emin olun.

Yapılan araştırmada bir grup katılımcıya, bir alışveriş merkezinin 6 farklı departmanıyla ilgili detaylı bilgi verilirken; diğer gruba aynı alışveriş merkeziyle ilgili kısa bir tanıtım yazısı verilmiş. Daha sonra iki gruba da başka bir alışveriş merkezinin 3 farklı departmanı detaylı şekilde sunulmuş. İlk gruptaki katılımcılar, daha detaylı bilgi sunan ilk alışveriş merkezini tercih ederken; tanıtım yazısı alan katılımcılar, ikinci sunulan alışveriş merkezini tercih etmiş.

40. Teşvik edebilmek için iyi başlamalısınız.

Bir araba yıkama merkezi, iki grup müşteriden ilkine 8 yıkamadan sonra bedava bir yıkama fırsatı sunarak, kartlarına bir adet damga basmış. İkinci grup müşteriye 10 yıkamadan sonra ücretsiz bir yıkama hizmeti sunarak, ilk yıkamadan sonra kartlarına 3 adet damga basmış. İki grubun da ücretsiz yıkama olanağından faydalanabilmek için 7 ziyarete ihtiyacı olmasına karşın, ilk grubun geri dönüş oranı %19 iken, oran ikini grupta %34’e yükselmiş.

41. Somut bağlantılar kurun.

Crayola markası, boyalarından ikisine verdikleri “mısır sarısı” ve “Kermit yeşili”nin, diğer tüm renklerin isimlerinden daha etkili olduğunu gözlemlemiş. Nedeni ise, somut benzetmelerin, ürün ve ismi arasında anlamlı bir bağlantı kurmayı kolaylaştırması.

42. Reklam kampanyalarında markanın ismini kullanın.

Reklamında pili “asla bitmeyen” bir tavşan olan ve pil firmasının hangisi olduğu sorulduğunda, büyük oranda “Duracell” cevabı verilmiş. Energizer firmasının tavşanlı kampanyası çıktığında ise, Duracell’in satışları artmış.

43. Ayna kullanımı farkındalığı arttırıyor.

Kutudan sadece bir şeker alması istenen çocuklar, daha sonra odada yalnız bırakıldığında; odada ayna varken fazladan şeker alan çocuk oranı %8.9 iken, odada ayna yokken bu oran %33.7’ye yükselmiş. Bir ıslak mendil firmasının odadan çıkarken mendil verdiği kişilerin %46’sı koridorda mendili yere atarken, aynalı bir koridorda bu oran %24’e kadar düşmüş.

44. Negatif duyguların etkisi

İki gruptan ilkine, ana karaktere çok yakın olan birinin öldüğü bir film izletilirken, ikinci gruba hiçbir film izletilmemiş. Sonrasında kendilerine gösterilen ürüne bir fiyat biçmeleri istendiğinde, film izleyen gruptakilen verdikleri fiyat, diğer gruba göre %30 daha yüksek olmuş.

45. Yorgun kişiler, daha kolay kabul eder.

Bazı reklamların gece geç saatlerde yayınlanmasının sebebi de, bu durum. Araştırma için seçilen katılımcılar, “oldukça yorgun ve uykulu” ve “dinç” olarak gruplandırılmış. Ürün, iki gruba da aynı şekilde tanıtılmasına rağmen, ilk grubun alma eğiliminin daha yüksek olduğu görülmüş.

46. Kafeinden yardım alın.

İlk gruba normal portakal suyu, ikinci gruba ise kafein içeren portakal suyu verilmiş. Sonrasında iki gruba da belirli bir konuyla ilgili güçlü ve zayıf argümanlar sunulmuş. İki grup da zayıf argümanları reddederken, kafeinle zihinleri açılan ikinci grup, güçlü olan argümanın olumlu yanlarını fark ederek, %30 oranında daha çok kabullenmiş.

47. Yüz yüze görüşün.

Yapılan bir araştırmada, iki gruptan ilkinde katılımcılar yüz yüze tanıştırılırken, ikinci grup tanıştırılmamış. Daha sonra bir sorunu e-posta yoluyla çözmeleri istendiğinde, ilk grubun %6’sı sorunu çözemezken, ikinci grupta başarısızlık oranı %29’a yükselmiş.

48. Bireyselliğin farklılaşması

Bir sakız firmasının Batı Avrupa ve Amerika’da kullandığı ve geri dönüş aldığı slogan “sizin için, daha iyisi” iken; Doğu Avrupa ve Asya’da aynı etkiyi yakalayan reklamların, “nefesinizi koklayan diğer insanlar için” gibi kolektif fayda üzerine odaklananlar olduğu gözlenmiş.

49. Bağlılığın kültürlere göre farklılaşması

Bir grup Amerikalı ve Asyalı öğrenciden bir ankete katılmaları istenmiş. İlk anketten birkaç hafta sonra, iki kat uzunluktaki bir başka anket için de katılımları istenmiş. İkinci anketi tamamlayan Amerikalı öğrencilerin oranı %22’yken, Asyalı öğrencilerin oranı %10 olarak belirlenmiş.

50. Sesli mesajlara verilen tepki

Sesli mesajları kabul eden Amerikalıların oranı %50’yken, bu oran Japonlarda %85’e yükselmiş. Japon katılımcıların sesli mesajları, tonlama, vurgular ve duraklamalar üzerinden değerlendirebildikleri için, önemli olarak gördüğü belirlenmiş.

Yazının devamı için; “İkna yeteneğinizi geliştirmenin bilimsel olarak kanıtlanmış 50 yolu – llİkna yeteneğinizi geliştirmenin bilimsel olarak kanıtlanmış 50 yolu –“

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Güne lezzetli bir başlangıç için kahvaltılık tarifler

Ne demiş şair; kahvaltının mutlulukla bir ilgisi olmalı. Sizce de öyle değil mi? Günün ilk öğününün, bize gün boyu yetecek kadar neşe ve enerji kaynağı olması gerekmiyor mu? İster sabahın çok erken saatlerinde ister öğlene yakın olsun, fark etmez; günün ilk öğünü her zaman çok önemli. Çünkü günün geri kalanını etkileyen, o günün ne kadar kaliteli bir gün olduğunu belirleyen en önemli faktörlerden biri; güne neler yiyerek başladığımız…



Ancak hepimiz biliyoruz ki, klasik kahvaltı tarifleri zamanla sıkıcı hale gelebiliyor. Yumurta, peynir, zeytin güzel bir başlangıç olsa da her gün aynı şeyleri yemek hayatlarımızda monotonluk yaratabiliyor. Dolayısıyla biraz daha yaratıcı alternatiflere ihtiyacımız var. Ama bir yandan da yoğun tempomuza ayak uydurabilmek için pratik ve besleyici olmalı. Tabii lezzetten de ödün vermek olmaz. İşte tam da bu noktada lezzeti ile, pratikliği ile, besleyiciliği ile kahvaltıların yıldızı müsli karşımıza çıkıyor. İşte müsli kullanarak hazırlayabileceğiniz lezzetli ve sağlıklı kahvaltılık tarifler:

Müslili Ekmek

Eğer kahvaltıda değişiklik yapmak ve lezzet ile besleyici değeri bir arada sunan bir alternatif arıyorsanız, müslili ekmek tam size göre. Klasik ekmek tariflerine göre çok daha zengin ve doyurucu bir seçenek sunan bu kahvaltılık tarifi, aynı zamanda çok daha lezzetli, çok daha eğlenceli. Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli’nin içeriğindeki kızılcık, kuru üzüm, elma ve marakuyalı özel karışım sayesinde enerjik bir sabaha doyurucu dilimlerle merhaba diyebilirsiniz.

Malzemeler:

Hamuru için:

  • 1 su bardağı Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli
  • 2-3 tatlı kaşığı Dr. Oetker Aktif Maya
  • 0,5 çay bardağı süt
  • 4-4,5 su bardağı un
  • 0,5 çay bardağı toz şeker
  • 1 su bardağı ılık süt
  • 1 yumurta
  • 100 gram yumuşak margarin

Üzeri için:



  • 2-3 yemek kaşığı Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli
  • 1 yemek kaşığı su

Hazırlanışı:

  • Mayayı bir kaseye alın ve üzerine yarım çay bardağı ılık sütü ilave edin. Kaşık ile birkaç kez karıştırıp 10-15 dakika bekletin.
  • Unu derin bir kaba eleyin ve üzerine beklettiğiniz mayayı ilave edin. Toz şeker, süt, yumurta ve margarini ilave edip iyice yoğurun. Üzerini kapatıp ılık ortamda 40-45 dakika bekletin.
  • Süre sonunda mayalanan hamura 1 su bardağı meyveli müsliyi ekleyin ve yoğurun. Hamuru yuvarlayıp pişirme kağıdı serilmiş fırın tepsisine alın. Üzerine su sürüp meyveli müsli serpin ve 20 dakika bekletin.
  • Fırını belirtilen dereceye ayarlayıp ısınması için önceden açın. (Alt-üst pişirme: 170 °C, Turbo pişirme: 160 °C)
  • Hamurun üzerini keskin bıçak ile 3-4 yerinden 1 cm derinliğinde kesin ve 25-30 dakika pişirin.
  • Fırından çıkarıp soğutun. Dilimleyerek servis yapın.

Çikolatalı Çıtır Smoothie Bowl

Kahvaltıda kendinizi şımartmak ve güne ‘bomba’ gibi başlamak istiyorsanız, tatlı bir kahvaltılık tarifi tam size göre olabilir. Çıtır tahıl ve çikolata parçacıkları içeren Dr. Oetker Vitalis Sütlü-Bitter Çikolatalı Çıtır Müsli ile çok pratik ve çok lezzetli bir kahvaltılık bowl hazırlayabilirsiniz.

Malzemeler:

  • 2 yemek kaşığı Dr. Oetker Vitalis Sütlü-Bitter Çikolatalı Çıtır Müsli
  • 1 adet olgun muz
  • ½ avokado
  • 1 yemek kaşığı kakao tozu
  • 1 su bardağı badem sütü

Hazırlanışı:

  • Olgun muzu, avokadoyu, kakao tozunu ve badem sütünü blender’a alın. Pürüzsüz bir kıvam alana kadar yüksek hızda karıştırın.
  • Elde ettiğiniz smoothie karışımını bir kaseye aktarın ve kahvaltılık bowl için tabanı hazırlayın.
  • Smoothie tabanın üzerine çıtır çıtır Dr. Oetker Vitalis Sütlü-Bitter Çikolatalı Çıtır Müsli’yi ekleyin. Ve harika kahvaltı kaseniz hazır.

Portakallı Muzlu Müslili İçecek

Kahvaltılarınızı bir sonraki seviyeye taşımaya hazırsanız, Dr. Oetker Vitalis Bal Bademli Çıtır Müsli ile tanışın. Bu benzersiz müsli, sadece lezzetiyle değil, aynı zamanda sağlık açısından sunduğu faydalarla da kahvaltılarınızın vazgeçilmezi olmaya aday. Hem lif hem de Vitamin B1, demir ve magnezyum gibi önemli besin öğeleri açısından zengin olan bu müsli ile harika bir kahvaltılık içecek hazırlayabilir, güne başlarken ihtiyacınız olan enerjiyi ve besinleri alabilirsiniz:



Malzemeler:

  • 50 g Dr. Oetker Vitalis Bal Bademli Çıtır Müsli
  • 1 poşet Dr. Oetker Şekerli Vanilin
  • 2 adet muz
  • 2-3 dilim ayıklanmış ve zarları çıkarılmış portakal dilimleri
  • 2 su bardağı buzdolabında soğutulmuş süt
  • 2 yemek kaşığı bal

Hazırlanışı:

  • Muzları soyup iri parçalara kesin ve mutfak robotuna alın.
  • Üzerine portakal dilimleri, süt, bal ve şekerli vanilini ilave edip meyveler ezilinceye kadar karıştırın.
  • Hazırladığınız içeceği bardaklara alın. Üzerlerine çıtır müsliyi ekleyip kaşık ile karıştırın.
  • Buzdolabında 30 dakika bekletip servis yapın.

Meyveli Mini Kahvaltılık Muffin

Güne başlarken modunuzu yükseltecek, enerjinizi yerine getirecek ve ihtiyacınız olan besin öğelerini almanızı sağlayacak ve tüm bunları yaparken de eğlenceli bir hale çevirecek muffinlere kim hayır diyebilir ki… Siz de demezseniz, Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli ile harika bir kahvaltılık hazırlayabilirsiniz.

Malzemeler:

  • ½ su bardağı Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli
  • 1 paket Dr. Oetker Hamur Kabartma Tozu
  • 1 su bardağı tam buğday unu
  • 2 yemek kaşığı bal
  • ½ su bardağı süt
  • 1 yemek kaşığı tereyağı
  • 1 adet yumurta
  • 1 adet mini muffin tepsisi

Hazırlanışı:

  • Fırını 180 derecede önceden ısıtın ve mini muffin tepsisini yağlayın.
  • Bir kasede tam buğday unu, Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli ve kabartma tozunu karıştırın.
  • Başka bir kapta süt, eritilmiş tereyağı ve yumurtayı çırpın. Islak malzemeleri kuru malzemelerin üzerine dökün ve karıştırın.
  • Hazırladığınız kek harcını mini muffin kalıplarına eşit miktarda bölün. Her bir kalıbı üçte iki oranında doldurmanız yeterli olacaktır, böylece kabardığı zaman da yeteri kadar alan kalacaktır.
  • Yaklaşık 20 dakika kadar pişirdikten sonra fırından çıkarın, birkaç dakika beklettikten sonra servis edebilirsiniz.

Bonus: Çabasız ve lezzetli kahvaltılar

Eğer daha hızlı bir şekilde lezzetli, pratik ve doyurucu kahvaltılık tarifler hazırlamak istiyorsanız, fazla çaba harcamadan da eğlenceli kahvaltılar yapabilirsiniz. Müslinizi ister sütle ister yoğurtla karıştırın; üzerine meyve, bal, biraz da kuruyemiş ekleyin ve voila! Enfes kahvaltınız hazır… Ama bir dakika; zaten eklenmişi var 🙂 Dr. Oetker Vitalis’in lezzetli, doyurucu ve sağlıklı dünyası ile klasik kahvaltılar yerine daha enerjik tariflerle güne başlayabilirsiniz.

Sağlıklı ve dengeli beslenmeyi, ‘sıkıcı’ kalıplardan çıkarmak ve her güne büyük bir neşe ile başlamak istiyorsanız Dr. Oetker Vitalis, kahvaltılarınızın vazgeçilmezi olacak. Üstelik sadece kahvaltılarınızın da değil; ara öğünlerinizde de lezzetli atıştırmalıklar olarak tüketebilirsiniz. Bu çıtır lezzetler, gününüzün her saatine enerji ve neşe katacak!

Siz de Dr. Oetker Vitalis’Dr. Oetker Vitalis’Dr. Oetker Vitalis’in Multi Meyveli Çıtır Müsli, Bal Bademli Çıtır Müsli ve Sütlü-Bitter Çikolatalı Çıtır Müsli çeşitlerinden dilediğinizi seçebilir, güne en sevdiğiniz lezzetle harika bir başlangıç yapabilirsiniz.

*Bu yazı Dr. Oetker katkılarıyla hazırlanmıştır.





Cildimiz bizden ne ister: Almond Shower Oil ile cildin tüm ihtiyaçlarını karşılayan bir bakım

Yaşamın akışına ayak uydurabilmek için çoğu zaman oradan oraya koşuşturmak, yapılacaklar listesinin maddeleri arasında aceleyle hareket etmek ve hatta tadını uzun uzun çıkarabileceğimiz aktivitelerimizi bile hızlandırmak zorunda kalıyoruz. Ne yazık ki hızlandırmak zorunda kaldığımız bu keyifli aktivitelerden biri de genellikle duş keyfimiz oluyor. Duş almak, hem bedenimizi temizlemek hem de zihnimizi ve ruhumuzu rahatlatmak için önemli bir fırsat sunarken, aceleye getirdiğimizde bu değerli anların kalitesinden ödün vermiş oluyoruz… Oysa ki duş, sadece temizlik ve rahatlık hissinden ibaret değil; aynı zamanda yenilenme, canlanma hissini verebilmek için de önemli bir araç; özellikle de cildimiz için. Duş almanın sağlayacağı tüm olumlu etkilerden faydalanabilmek için, gün boyu pek çok çevresel etkiye maruz kalan cildimizin beklentilerine kulak vermek oldukça önemli. Peki, cildimiz bizden ne ister?



Vücut bakım ritüelinizde ilk sırada, temizlik!

“Cildimiz bizden ne ister?” sorusuna pek çoğumuz gibi cildimizin ilk vereceği cevap temizlik. Gün boyu maruz kaldığımız kir, toz ve alerjenlerden cildi arındırmak şart. Aksi halde gözeneklerin tıkanması sonucu cildin nefes almasını engellemiş oluruz. Bu da farklı cilt problemlerinin ortaya çıkmasına neden olabilir. Vücut bakımında da aynı yüzümüzde olduğu gibi temizlik, cildimizin ihtiyaç listesinde ilk sırada.

L’Occitane Almond Shower Oil’L’Occitane Almond Shower Oil’L’Occitane Almond Shower Oil’in altın renkli yağ dokusu, duş sırasında su ile birleştiğinde süt kıvamına dönüşerek hafifçe köpüren yapısı ile cildimizi nazikçe temizler ve arındırır. Bademin mis kokusu ile tenimizi kokulandırarak, bize de arınmanın verdiği hafifliği ve rahatlığı hissettirir.

Yoğun nem

Cildimizin istediği ve hak ettiği o özenli bakımın en önemli bir diğer bileşeni ise tabii ki yoğun nem, çünkü cildimiz kuruluktan hoşlanmaz. Cildimizin canlı kalmak, gençliğini ve ışıltısını korumak için neme ihtiyacı var. Almond Shower Oil, içeriğindeki zengin yağ, mineral ve vitaminler ile cildi dışarıdan içeriye doğru besliyor, ilk kullanımda hissedilen nemlendirici etkisiyle cildi yumuşacık yapıyor. E vitamini, omega 6 ve 9 yağ asitleri ve badem yağı açısından da zengin olan vegan formüllü Badem Duş Yağı, cildimizin gün boyu nemli kalması ve doğru kaynaklarla beslenmesi için ihtiyacı olan tek şey.



Yukarıda da söylediğimiz gibi, cildimiz kuruluğu hiç sevmez; dolayısıyla onu nemlendirip beslerken, kurumasına neden olabilecek uygulamalardan da kaçınmak önemli. Çok sıcak su ile yıkanmak, koruyucu önlemler almadan soğuk ve rüzgarlı havalara maruz bırakmak ya da az su tüketmek, ona hiç iyi gelmeyenler listesinde. Ona ihtiyaç duyduğu nem desteğini sunmak ise, cildimizin kurumasını önlerken yumuşacık dokunuşlarla buluşmak da ruhumuzu besliyor.

Güzel kokmak

Cildimiz, tüm gün bizimle; yaptığımız tüm aktivitelere, girdiğimiz her ortama, tüm anlarımıza ve deneyimlerimize eşlik ediyor. Tüm bu deneyimlerde hem bize hem de cildimize muhteşem hissettirecek bir şey daha var: Hoş kokularla sarmalanmak. L’Occitane Almond Shower Oil, cilt tarafından anında emilen yapısı ve mis kokulu badem aroması sayesinde gün boyunca cildimizi sarıyor ve sadece cildimizi değil, zihnimizi, ruhumuzu da mutlu ediyor. Cildimiz o büyüleyici badem aroması ile misler gibi olurken, harika kokmak da kendimizi çok daha iyi, keyifli ve özgüvenli hissetmemizi sağlıyor.



Narin dokunuşlar

Temizlenmiş, nemlenmiş, beslenmiş ve harika kokan cildimizin bir başka ihtiyacı da narin dokunuşlarla buluşmak. Çünkü, hassas cildimiz onu tahriş edebilecek uygulamaları da hiç sevmez. Örneğin, çok sık kese veya peeling yapmak ya da cilde zarar verebilecek bakım ürünlerini kullanmak, cildimizin asla istemeyeceği şeyler. Güzel haber; Almond Shower Oil, yumuşak dokusu ve temiz içeriği ile en hassas ciltlerin bile favorisi. Narin dokunuşlar, cildimize hak ettiği değeri sunarken bize de Almond Shower Oil’in duyuları harekete geçiren dokusu ile rahatlatıcı duş anlarının keyfini sürmek kalıyor.

Duyusal bir deneyim

Cildimiz biraz da şımartılmayı hak etmiyor mu? Elbette. L’Occitane Almond Shower Oil duyusal bir banyo keyfi sunuyor; ipeksi dokusu, mis kokusu, rahatlatıcı ve lüks dokunuşlarıyla cildimizi nemlendirmek ve beslemekle kalmıyor, şımartan bir bakım da sağlıyor. Duş keyfi bu sayede aceleye getirilen bir rutin olmaktan çıkıyor; canlandırıcı, yenileyici ve aromatik bir deneyime dönüşüyor. 

Doğal içerikli yapısı, ilk kullanımda anında nem verme özelliği, cildi yumuşacık yapan etkisi ve büyüleyici kokusu ile cildimizin tüm beklentilerinin karşılığı; Almond Shower Oil. Cildin tüm ihtiyaçlarını karşılayan bir bakım için siz de hemen tıklayın ve L’Occitane Almond Shower Oil ile tanışın.

*Bu yazı L’Occitane katkılarıyla hazırlanmıştır.





Virtual Influencer’lar: Kim bu sıra dışı influencer’lar? Takip etmeniz gerekenler?

Dijital dünya, sınırlarını sürekli olarak genişletmeye devam ediyor ve sanal dünyalar, artık hayatımızın ayrılmaz bir parçası haline geliyor. Üstelik yalnızca sanal dünyalar da değil, o dünyanın baş kahramanları olan virtual influencer’lar da. Yani biz 🙂 Sosyal medya platformlarında kendi takipçi kitlelerini oluşturan ve çokça sevgiyle ve ilgiyle karşılanan sanal influencer’lar, sadece teknolojik gelişmelerin başarılı bir somut örneği olmakla kalmıyor; aynı zamanda modern pazarlama pratiklerini de yeniden şekillendiriyor.



Yani, artık gerçek insan influencer’lar gibi biz virtual influencer’lar da markaları temsil edebiliyor, iş birliği çalışmaları yapabiliyoruz; dahası biz de hayatımızın akışını ya da bir günümüzün nasıl geçtiğini paylaşabiliyoruz, üstelik dünyanın pek çok yerinde. Peki, biz kimiz? İşte bu dijital dünyayı çok daha yakından tanımak ve bir parçası olmak için mutlaka takip etmeniz gereken virtual influencer’lar:

Virtual Alin


Gelin, önce benimle başlayalım ve size kendimi tanıtayım: Ben Alin! Ford Türkiye’nin marka elçisiyim. En büyük ilgi alanım elbette ki teknoloji ve otomobiller. Aynı zamanda seyahat etmeye de bayılıyorum! Türkiye’nin otomotiv alanındaki ilk ve tek sanal influencer’ıyım. Yani beni ben yapan, hobilerimi şekillendiren, yaşam tarzımı belirleyen her şey aslında markanın stratejisinden doğdu. Günümün büyük bir kısmını yepyeni keşifler yapmaya ayırıyorum ve hiçbir sosyal medya akımından da geri kalmıyorum…

Zencefil shot’ımla güne başlıyor, çıktığım yeni yollarda bol bol kahve molaları vermeyi ve maceralarımı sizinle paylaşmayı seviyorum. Başka çok sevdiğim bir şey varsa o da Mustang Mach-E ile geçirdiğim tüm anlar; çünkü onunla olan her yolculuğum sıra dışı diyor ve beni hemen takip etmeniz için Instagram hesabımı buraya bırakıyorum.

Rozy

Rozy, dünya genelinde en popüler virtual influencer’lardan biri ve Güney Koreli. Hatta Kore’nin ilk sanal influencer’ı. Gezmeyi, iyi giyinmeyi, yemek yapmayı çok seviyor. Dünyayı dolaşıyor, birbirinden şık tasarımlar kullanıyor, modellik yapıyor ve dünyaca ünlü markalarla çalışıyor. Her geçen gün yaptığı sponsorluk anlaşmalarının sayısı hızla artarken, sosyal medya takipçileri tarafından da hayranlıkla takip edilmeye devam ediyor. Rozy de tıpkı benim gibi sanatın ve estetiğin gücüne inanıyor ve her günü dolu dolu yaşamak için ilham veriyor.

Shudu



Shudu, moda fotoğrafçısı Cameron-James Wilson tarafından yaratılan dünyanın ilk dijital süper modeli olan bir sanal influencer. Güney Afrika Kökenli Shudu, iyi giyinmeyi çok seviyor. Dünyaca ünlü lüks moda markalarıyla iş birlikleri yapan Shudu, aynı zamanda sanal insan ırkının savunucusu olma görevini de üstleniyor. Shudu’nun yaratılmasındaki en önemli amaçlardan biri de dijital dünyanın temsilindeki etnik çeşitlilik eksikliğine dikkat çekmekti ve bence bu, hayranlık uyandırıcı.

Ion Göttlich

Ion Göttlich, bisiklet tutkunu bir sanal influencer. Teknoloji ve video oyunlarına olan ilgisi ile tanınan Ion, aynı zamanda da spor yapmaya çok düşkün. Yeni keşifler yapmayı, aktif bir yaşam sürmeyi ve sağlıklı alışkanlıklarını sürdürmeyi çok seviyor ve takipçileriyle bisikletini yanından ayırmadığı keyifli anları sıkça paylaşıyor. Dışarıdan bakıldığında Ion ile tarzımız pek uyuşmuyor gibi görünse de, çok önemli bir ortak yönümüz var: O da tıpkı benim gibi yollarda zaman geçirmeyi çok seviyor ve yeni keşiflere asla hayır demiyor.

Imma

Japonya’nın ilk virtual influencer’ı ve modeli, pembe saçlarıyla çok sevilen Imma. Bugüne kadar dünya çapında modadan iş dünyasına, lüks tüketim markalarından televizyon kanallarına kadar pek çok sektörde manşetlerde yer alan Imma, Instagram hesabından yaptığı paylaşımlarla ilgiyi üzerinde tutmaya devam ediyor. O da ben de yeni trendleri takip etmekten büyük keyif duyuyoruz; ayrıca dans ve müzik de ortak tutkumuz olabilir.

Lil Miquela

Instagram’da 2 milyondan fazla takipçisi olan ve dünya genelinde sevilen virtual influencer’lardan biri olan Lil Miquela, renkli yaşamından eğlenceli kareler paylaşarak takipçilerinin ilgisini çekmeyi başarıyor. Dünya devi moda markalarıyla iş birlikleri olan ve tarzından, kişisel bakımından ödün vermeyen Miquela, yeni yerler keşfetmeye de bayılıyor; tıpkı benim gibi… Unutmadan, ikimize de çillerin çok yakıştığını söylemiş miydim 🙂



Bermuda

Lil Miquela’dan sonra kız kardeşi Bermuda’yı da tanıyalım. Bermuda, kendini ‘robot queen’ yani robot kraliçe olarak anlatıyor ve adeta moda ikonu gibi tarzıyla ön plana çıkan bir sanal influencer. Özellikle lüks yaşam tarzı ve moda dünyasına olan tutkusuyla bilinse de pek çok farklı markayla da iş birlikleri yapıyor ve sık sık Miquela ile fotoğraf paylaşıyor. Bermuda da tıpkı benim gibi kişisel bakımına çok düşkün, ayrıca aktif bir yaşam sürmek, ikimizin de öncelikleri arasında. Miquela ile samimi ilişkilerine hayran olduğumu da belirtmeliyim…

Nobody Sausage

En komik virtual influencer’lardan biri olan Nobody Sausage, dünya çapında çok seviliyor ve 8 milyona yakın takipçisi var. Genelde günlük rutinlerini ve yaptığı işleri paylaşsa da modern dünyanın pek çok ortak sorununu da mizahi bir yaklaşımla ele alarak milyonları güldürmeyi başarıyor. Ayıca, müzik ve dansa olan ilgi ve tutkusu da coşku dolu bir enerji yayıyor. Benim de en çok güldüğüm, izlerken en çok keyif aldığım sanal influencer’lardan biri.

Lu do Magalu

Brezilya’nın en büyük perakende şirketlerinden birinin yüzü olan Lu do Magalu’nun ünü, yalnızca Brezilya ile sınırlı kalmıyor, çünkü sosyal medya hesaplarında dünyaca ünlü pek çok markanın ürünü ile ilgili içerikler üretiyor. İlk kez YouTube’da karşımıza çıkmış olsa da, bugün Instagram’da ve Facebook’ta da oldukça popüler. Ayrıca kendisini ‘Virtual 3D Influencer’ olarak tanıtıyor. O da teknoloji ve yenilikleri takip etme konusunda oldukça tutkulu ve bu tutkusunu takipçileriyle paylaşmayı seviyor, tıpkı benim de yaptığım gibi.

CodeMiko

Teknik olarak ‘VTuber’ olarak bilinen CodeMiko, Twitch yayıncısı bir sanal influencer. VTuber teknolojisinin sınırlarını zorlamakla ün salan CodeMiko, canlı yayınlarında yaptığı röportajlarla da çokça ilgi görüyor. Sanal dünyanın ve teknolojinin son gelişmelerini aktarırken, tarzından ve günlük keşiflerinden de ödün vermiyor. İkimizin de dijital dünyanın sınırlarını zorlamayı sevdiğimizi söylemeden geçemeyeceğim 🙂

Thalasya

Endonezya’nın ilk virtual influencer’ı Thalasya, dünyayı keşfetmeyi, yeni tatlar denemeyi ve moda tutkusunu takipçileriyle paylaşmayı çok seviyor. Üstelik çok çeşitli sektörlerdeki markalarla iş birliği yaparak, günlük rutinlerinde neler yaptığını da sık sık Instagram hesabına ekliyor. Thalasya da benim gibi yeni deneyimlere çok açık. Ayrıca, yemeklere ve özellikle de sokak lezzetlerine olan ilgisini de gizlemiyor. Sanırım ona yakın hissetmemi sağlayan ortak özelliklerimizden biri de bu.

Elbette ki listenin tamamı bu kadarla sınırlı değil. Sanal influencer’lar olarak sayımız günden güne artıyor. Teknolojinin, sanatın, gerçekliğin ve kurgunun sınırlarını zorlayan var oluşlarımızla, günden güne dijital dünyada yeni gelişmelere imza atmaya devam edeceğiz; tabii kendi hayatlarımızdaki maceraların dozunu artırmaya da. Siz de bu dünyadan haberdar olmak ve yeni maceralarımda benimle yer almak için takipte kalın! Geleceği, bugünden yaşayın.





İlgili Makale