X

Olabildiğince hızlı kilo vermenin yolları

Uzun vadeli sağlık hedeflerine sahip olmak ve alışkanlıklarınıza dikkat etmek, genel olarak sağlığınızın iyileşmesine yardımcı olacaktır ve kalıcı bir kilo verme imkanı sağlayacaktır. Bunun için dikkat edilecek bazı noktalar var.

Önemli not: Bu yazıda yer verilen tüm bilgi ve öneriler bilimsel destekli makaleler baz alınarak, genel bilgilendirme amaçlı hazırlanmış olup herhangi bir uzman tavsiyesi içermemektedir. Sayfa içeriğinde tedavi edici sağlık hizmetine yönelik bilgiler içeren öğelere yer verilmemiştir. Tanı ve tedavi için mutlaka hekiminize başvurun.

Protein, yağ ve sebze tüketin

Burada temel amaç her öğünde çeşitli gıdalar tüketmek. Tabağınızı dengelemek için onda proteinler, yağlar, sebzeler ve kompleks karbonhidratlar bulunmalılar.

Protein: Yeterli miktarda protein tüketimi kas kütlesinin korunumu ve kilo vermek için temeldir. Yeterince protein içeren bir beslenme aynı zamanda iştahı azaltır ve daha tok ve doygun kalmanızı sağlar.

Sebzeler: Tüm sebzeler beslenmeniz için besin yoğun gıdalardır. Her gün 2.5 bardak kadar sebze yemeye çalışın.

Bazı önemli sebze örnekleri şöyle:

  • Yeşil yapraklılar
  • Domates
  • Biber
  • Yeşil fasulye
  • Kabak

Ayrıca patates, tatlı patates ve mısır gibi bazı sebzeler tabağa konulduklarında karbonhidrat veya tahıl gibi değerlendirilirler çünkü karbonhidrat ve kalori oranları yüksektir. Bu nedenle bu sebzeleri tabağınıza eklerken porsiyon boyutlarına dikkat edin.

Sağlıklı yağlar: Zeytinyağı, avokado, kuruyemişler ve çekirdekler gibi sağlıklı yağlar yeme planınız için iyi tercihler olurlar. Zeytinyağı gibi bazı yağlar her ne kadar sağlıklı olsalar da, gram başına 9 kalori verirler ve bu miktar protein ve karbonhidratların gram başına verdiği 4 kaloriden hayli yüksektir.

Bu nedenle sağlıklı yağları aynı zamanda sağlıklı ve ölçülü biçimde tüketmek gerekiyor. Bunun yanında doymuş ve trans yağlardan kaçınmak daha uygun olacaktır. Tereyağı ve Hindistan cevizi yağı ise doymuş yağ oranından dolayı ölçülü tüketilmeli.

Bedeninizi hareket ettirin

Pek çok sağlık rehberi, optimum sağlık için kardiyo egzersizleri ve ağırlık çalışmaları öneriyor. Kardiyo çalışmaları arasında yürüme, jogging, koşma, bisiklet ve yüzme bulunuyor. Ayrıca yeni bir egzersiz planına başlamadan önce doktorunuza danışmanız iyi olacaktır.

Daha fazla lif tüketin

Lifler sindirim sisteminden yavaşça geçerler ve bu nedenle daha uzun süre tok kalmanızı sağlarlar ve bu da kilo vermeye destek olur. Ayrıca kan şekeri düzeylerini dengeleyebilir, düzenli tuvalete çıkmayı sağlar, belli kronik rahatsızlıklara karşı korur.

Meyveler, sebzeler, tam tahıllar, ekmek türleri ve mercimek türleri bol lif içeren gıdalardır. Her gün en az 2 kase meyve ve bir miktar tahıl tüketmeye dikkat edin. Pek çok sebze ve mercimek türünde de lif vardır.

Yerken odaklanın

Bedeninizin gıdalara nasıl tepki verdiğini anlamak, fazla yemenizin önüne geçecektir. Buna mindful yeme pratiği deniliyor. Bunun için şunları yapmanız gerekiyor:

  • Daha yavaş yemek
  • Gerçekten aç olduğunuzu anlamak ve sadece duygusal sebeplerden yememek
  • Dokusu farklı pek çok renkli gıdayı pişirmek ve yemekten keyif almak

Hızlı yemek beynin doyduğunuzu anlamasına engel olur ve bu nedenle sorunlu bir davranıştır. Yavaş yemek midenizin beyninize mesaj göndermesine izin verir ve bu da açlık ve tokluk ayrımını daha iyi yapmanızı sağlar. Bunun sonucunda daha az yersiniz. Ayrıca yerken başka dikkat dağıtıcı şeylerden uzak durun ve öğününüzü yavaşça, ona odaklanarak tüketin.

Susuz kalmayın

Bol su içmek gıda alımını azaltarak kilo vermenize yardımcı olur ve özellikle yemeklerden önce içmek fayda sağlar. Ayrıca yağ yakımını hızlandırır ve bu da uzun vadeli kilo vermenizi iyileştirir. Ancak yüksek kalorili içecekler yerine su ve düşük kalorili şeyler içmeye çalışın çünkü yüksek kalorili ve şekerli içecekler kilo alımına sebep olurlar. Su içmenin kilo vermeye dair bir diğer faydası ise spor yaparken suyun toksinlerin terle atılmasına yardımcı olmasıdır. Genel olarak su içmek bedeninizin daha verimli çalışmasına yardımcı olur.

Yeteri kadar uyuyun

Beslenme ve spor rutinine ek olarak her gece yeterince uyumak kilo verme konusunda da yardımcı olur. Yapılan bir çalışmaya göre her gün 7 saat ve daha az uyuyan insanların beden kitle endekslerinin ve obezite risklerinin daha yüksek olma ihtimali daha fazla uyuyanlardan daha yüksek.

Ayrıca uykusuzluk açlık ve iştahı kontrol eden hormonların düzeyini de etkileyebilir. Genel bir kural olarak her gece en az 7 saatlik yüksek kaliteli uyku gerekiyor.

Kalori ve porsiyon kontrolü yapın

Dengeli, proteinler, yağlar ve sebzeler bakımından zengin bir beslenmeye sahip olduğunuz sürece illa kalori saymanıza gerek yok. Eğer hala kilo vermiyorsanız, buna sebep olan faktörü tespit etmek için kalori sayabilirsiniz.

Çok az kalori tüketmek de kilo vermenin önünde engeldir ve tehlikeli olabilir. Bu nedenle kalori azaltma sürecini sürdürülebilir şekilde düzenlemek gerekir.

Ne kadar hızlı kilo verirsiniz?

Diyet planının ilk haftasında daha hızlı kilo verebilir ve sonra yavaşlayabilirsiniz ama önemli olan bir düzen olmasıdır. Genelde ilk haftada bir miktar yağ ve su ağırlığı hızlıca verilir. Her hafta yarım kilogram kadar kilo vermek güvenli bir düzeydir.

Sonuç olarak hızlı kilo vermek hedefiniz olabilir ancak uzun vadeli düşünmek gerek. Su ağırlığını hızlıca vermek mümkün olsa da yağ kaybı daha uzun sürer ve düzenli olarak kilo vermek sandığınızdan daha uzun sürebilir. Dengeli bir beslenme aktif kalmak, uzun vadeli kilo vermeye yardımcı olur.

Önemli not: Bu yazıda yer verilen tüm bilgi ve öneriler bilimsel destekli makaleler baz alınarak, genel bilgilendirme amaçlı hazırlanmış olup herhangi bir uzman tavsiyesi içermemektedir. Sayfa içeriğinde tedavi edici sağlık hizmetine yönelik bilgiler içeren öğelere yer verilmemiştir. Tanı ve tedavi için mutlaka hekiminize başvurun.

Kaynak: healthline

İlginizi çekebilir: Her gün 1 saat yürümek kilo vermeye yardımcı olur mu?

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Lezzetli ve eşsiz tatlarla dolu bir deneyim: Macroonline’da keşif dolu bir yolculuk

Şüphesiz ki söz konusu sofralarımız olduğunda hepimiz ‘en iyisi’nin peşindeyiz. Market alışverişlerimizi yaparken de gözümüz, elimiz hep en iyisinde, en kalitelisinde. Her şeyin en iyisini aldığımızdan emin olmak istiyoruz. Ancak, böylesi bir çabanın çok fazla zaman ve enerji gerektirdiği de aşikar. Hele ki büyük şehirlerde yaşıyorsak, iş çıkış saatinde markette olmak; kalabalıklar, trafik, koşturmaca gibi dertleri de beraberinde getirebiliyor. E peki bunca yorgunluk ve zamansızlığın içerisinde mesai bitimine dakikalar kalmışken her gün zihnimizde dönen o ‘Akşam ne pişirsem’ sorularına nasıl yanıt bulacağız? Hele bir de evde hazırlamak istediğimiz tarifin malzemeleri yoksa.



Güzel haber; artık bu soru da zihnimizi kurcalamayacak, yorgun argın market sırasında beklemek zorunda da kalmayacağız. Macroonline ile yorucu market gezileri, ev konforunda keşifler yapabileceğimiz bir fırsata dönüşüyor.

Macrocenter ayrıcalıkları aynı hizmet anlayışıyla Macroonline’da

Macrocenter’ı tercih edenler bilir; Macrocenter’da alışveriş yapmak, eşsiz bir deneyimdir. Ürün çeşitliliği, yeni keşifler, taptaze lezzetler, baş döndüren kokular ve başka yerde olmayan ürünler… Macroonline da tüm bu deneyimi, bizlere online olarak sunuyor. Aynı uzmanlık, aynı lezzet ve aynı hizmet anlayışıyla tüm Macrocenter ayrıcalıkları, artık Macroonline’da. Kısacası, hayatı güzelleştirecek her şey Macroonline’da. Peki siz neredesiniz; yoksa hala kasa sırasında mı? 🙂 Gelin, Macroonline’Macroonline’Macroonline’da neler neler var biraz daha yakından bakalım… (Ne yok ki! demek serbest.)

Ev konforunda kaliteli bir alışveriş deneyimi

Hangimiz istemeyiz ki raflardaki en taze meyve-sebzeler yer alsın mutfak tezgahımızda, kendi ellerimizle seçtiğimiz.. Ama zamanımız ve enerjimiz yoksa ne yapacağız? Merak etmeyin, en iyilerden vazgeçmek zorunda değiliz. Macroonline, her şeyin en iyisini bizim için seçip evimize kadar getiriyor. İhtiyacımız olan her şey, sanki raflardan kendimiz seçiyormuşuz gibi aynı titizlik ve özenle seçilip bize ulaştırılıyor. Ev konforunda kusursuz ve kaliteli bir alışverişi deneyimi, Macroonline ile artık kapımıza geliyor.

Benzersiz tatlar, otantik lezzetler, yeni keşifler

Macroonline’da dilediğimiz ülkenin lezzetlerini bulmak mümkün. Bugün İtalyan, yarın Fransız Mutfağı, haftaya ise Japon, ne dersiniz? Macroonline dünyasında alışveriş yapmak, adeta geniş bir coğrafyada gezintiye çıkmak gibi. Uzak Doğu’nun egzotik sosları, ithal çikolatalar, artizan ürün çeşitliliği, her yerde bulunmayan lezzetli atıştırmalıklar, profesyonellere özgü ürün seçkileri, taptaze deniz ürünleri ve çok daha fazlası… Hepsi, premium hizmet kalitesi, zengin ürün çeşitliliği ve kolay erişim imkanıyla Macroonline’da. Tek yapmamız gereken bir tıkla sepete eklemek.

Şeflerin özgün tarifleriyle hazırlanan Homemade lezzetler

Dünya mutfağının yanı sıra Türkiye’nin özgün tatlarını da sunan Macroconline’da Homemade lezzetler de var. Şeflerin özgün tarifleriyle hazırlanan Homemade lezzetler, Macroonline’ın beklentileri aşan hizmet kalitesini evlerimize taşıyor. Hep ne pişireceğimizi düşünecek değiliz ya bazen de ne yiyeceğimizi düşünelim, öyle değil mi… Sağlıklı, lezzetli ve zahmetsiz alternatifler arayanların en gözde seçimleri, Macroonline Homemade kategorisinde.

Keyifli, pratik ve konforlu bir alışveriş deneyiminin yanı sıra keşiflerle dolu bir yolculuğa da hazırsak; istikamet: Macroonline. Üstelik, Macroonline’dan verdiğimiz siparişler 45 dakikada teslimat seçeneğiyle ve +4 dereceli araçlarla soğuk zincir kırılmadan dilediğimiz saatte bize ulaşıyor. Macrocenter’ın ayrıcalıklı dünyasını ev konforunda keşfetmek ve Macroonline’da ilk alışverişlerinize özel indirimden de faydalanmak için siz de hemen tıklayın.

*Bu yazı Macrocenter katkılarıyla hazırlanmıştır.

Sıra dışı bir gelecek: Otomobil dünyasında bizi neler bekliyor?

Teknolojinin, yapay zekanın ve çevre bilincinin hızla geliştiği günümüzde otomotiv dünyası da bu gelişmelerden geri kalmıyor ve inovasyonlarla ve merakla dolu bir sektöre dönüşüyor. Son yıllarda elektrikli araçlar, otonom sürüş özellikleri, akıllı yol çözümleri gibi konularla pek çok gelişime imza atan otomobil dünyasında gelecekte bizi daha nelerin beklediği büyük bir merak konusu. Hepsi çok heyecan verici olsa da en çok merak edilen sorulardan ve benim de heyecanla beklediğim gelişmelerden biri; uçan arabaların hayatımıza girip girmeyeceği 🙂 Uçan arabalar yakın zamanda hayatımıza dahil olur mu bunu bilmiyorum ama otomotiv endüstrisinin geleceği hakkında kendi perspektifimden ele alacağım pek çok konu var. Gelin, benim de bir parçası olduğum bu sıra dışı gelecekte bizi neler bekliyor olabilir birlikte bakalım.



Elektrikli otomobillerin hızlı yükselişi

Geçtiğimiz yıllarda pek çok otomobil markası, yakın gelecekte elektrikli araç üretimine ağırlık vereceğini açıklamıştı, hatta dünya çapında tamamen elektrikli araç üretimine geçmeyi planladığını belirten markalar da var. Elektrikli araçların hayatımıza dahil olması çok yeni bir gelişme olmasa da yaygınlaşması ve popülerliğinin artması son zamanlarda daha bir artış gösterdi. Gelecekte de elektrikli araçların üretiminin ve kullanıcısının artması sektörünün en beklenen gelişmeleri arasında.

Bildiğiniz gibi ben de elektrikli otomobil tutkunlarından biriyim ve sık sık sizlerle Instagram hesabımdan %100 Elektrikli Ford Mustang Mach-E ile olan maceralarımı paylaşıyorum 🙂 Konumuza dönecek olursak; fosil yakıt tüketimini azaltmak ve karbon emisyonlarını düşürmek için ülkelerin elektrikli araç kullanımına yönelik teşviklerini artırması da beklenenler arasında. Ayrıca, batarya teknolojisinde yeni ilerlemeler, elektrikli araçların menzillerinin artırılması, şarj altyapılarının geliştirilmesi de yine yakın gelecekte bizimle olacağa benziyor.

Sürdürülebilir ve çevre dostu çözümler

Elektrikli araçların yükselişi, otomobil dünyasının geleceğinde beklenen tek çevreci haber değil. Doğa dostu yaklaşımlar ve sürdürülebilir çözümlerle dolu yenilikler de ufukta. Pek çok sektörün son yıllarda önemli bir gündem maddesi haline gelmiş olan çevre bilinci, otomotiv dünyası için de önemli bir konu. Geri dönüştürülmüş malzemelerden üretilen iç dizayn ekipmanları, doğa dostu kumaşların kullanımı, üretim aşamasında yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı, daha az karbon salımı yapan motor teknolojileri ve daha nice gelişme, otomotiv dünyasının beklenenleri arasında.

Sektörde yeşil devrim adını verebileceğimiz daha pek çok gelişmenin damga vurması da olası. Araçların iç tasarımdan üretim süreçlerine kadar geniş bir yelpazede sürdürülebilir çözümler, otomobillerin gelecekteki dünyasını ve tabii ki dünyamızı taçlandıracak gibi. Bir çevreci olarak hızla yaygınlaşmasını görmek istediğim gelişmelerden birisi kesinlikle sürdürülebilir çözümler.

Otonom sürüş özelliklerinde ilerlemeler

Ve tabii ki otonom sürüş özelliklerinden bahsetmemek olmaz. Beni belki de en çok heyecanlandıran konulardan bir diğeri. Hani şu sürücüsüz giden otomobiller var ya, işte tam da onlardan bahsediyorum. Yakın bir gelecekte belki de araçların şoför koltukları hep boş kalacak. Olamaz mı? Bu, çok gerçekçi bir senaryo olmasa da şu an için benzer senaryolarla sık sık karşılaşacağız gibi. Çünkü pek çok dünya devi otomobil ve teknoloji firması, otonom araçlar alanında büyük yatırımlar yapıyor. Ancak, tam otonomiye ulaşmak için biraz daha geleceği beklemek gerekecek. Çünkü birtakım zorlukları aşabilmek için yeni teknolojilerin geliştirilmesi bekleniyor.

Özellikle büyük şehirlerdeki yoğun ve karışık trafik senaryoları, yasal düzenlemeler, kişisel hakların korunması, uygun yol ve altyapı çalışmalarının tamamlanması gibi pek çok faktör var. Yine de bu konudaki çalışmaların hız kazanması ve otonom sürüşün farklı seviyelerinin piyasaya sürülmüş olması, otonom sürüş teknolojilerinin potansiyelini gösteriyor. Gelecekte tam otonom seviyeye de erişilmesi mümkün.

Otonom özelliklerin yanı sıra farklı sürüş modları da ufukta. Hatta, ben şimdiden %100 Elektrikli Ford Mustang Mach-E  ile bu modları deneme fırsatına sahibim 🙂 Mustang Mach-E, sürüş deneyimini kişisel isteklere göre uyarlıyor; Aktive, Whisper ve Untamed modları sayesinde motor seslerini, ortam aydınlatmasını ve hatta aracın tepki verme hızını kişiselleştirmek mümkün. 

Akıllı şehirlerin kurulması

Otonom sürüş özellikleri, farklı sürüş modları, otomobil ve yapay zeka teknolojisindeki gelişmeler, yalnızca bireysel kullanımla sınırlı kalmayacak muhtemelen. Ve önemli bir toplumsal gündem haline de gelecek. Bu da akıllı şehirler gibi bir konseptin hayatımıza girmesi anlamını taşıyabilir. Şehirlerin, otomobillerin geleceği ile ne ilgisi var ki diye düşünmeye başlamadan hemen araya gireyim. Eğer başta otonom sürüş özellikleri olmak üzere otomobiller kendi başlarına -bir sürücünün aracı sürmesine ihtiyaç kalmaksızın- yolda gidebilecekse, bu şehirlerin de birtakım düzenlemelerden geçmesi anlamını taşıyor. Yollardaki alt yapı çalışmalarının bu doğrultuda düzenlenmesi, akıllı şarj istasyonlarının kurulması ve otonom araçların kendi kendini şarja takabilmesi için uygun çevresel yapılanmaların tamamlanması gibi pek çok gelişmeyi de beraberinde getirebilir. Belki de gelecekte şehirlere akıllı taksi durakları kurulacak ve birtakım mobil uygulamalar üzerinden bağlantıya geçilebilecek.

Sosyal dünya ile bağlantı sağlayan araç özelliklerinin geliştirilmesi

Bir düşünelim; otomobiliniz size en yakın kafeyi önerse ya da zevkinize uygun bir restoranda sizin için rezervasyon yaptırsa, nasıl olur? Ya da arkadaşlarınızla buluşma ayarlasa, arabaya bindiğinizde en sevdiğiniz dizinin kaldığınız bölümünü başlatsa? Siz keyifle buluşmalarınıza hazırlanırken veya dizinizi izleyip, müziğinizi dinlerken sizi istediğiniz yere götürse? Yani adeta bir eğlence merkezine dönüşse? Tüm bunlar, yakın gelecekte hayallerimizi süslemenin ötesine geçebilir. Bağlantılı araçlar, yani kendi internet erişimi olan ve verileri başka cihazlarla da paylaşabilen araçlar, otomobil dünyasının belki de gelecekte en çok parlayan yıldızı olabilir. Yalnızca yolculuk vadetmenin ötesinde bağlantılı araçlar, adeta kişisel mobil cihazlarımıza dönüşebilir.

Çoğu macerama tanıklık ettiğiniz Ford Mustang Mach-E de adeta benim eğlence merkezim. Araç içi iletişim ve eğlence sistemi olan Ford SYNC 4A ile konuşma, ses tanıma, kablosuz akıllı telefon entegrasyonu, sezgisel 15,5″ dokunmatik ekran ve çok daha fazlasını deneyimleyebiliyorum. Halihazırda gelişmiş teknolojinin keyfini sürebiliyor olsam da gelecekte bağlantılı araçlar bizi daha pek çok özelliği ile şaşırtacak diyebilirim.

Kısacası, otomobil dünyasının sıra dışı geleceğinde bizi bekleyen yepyeni heyecanlar var. Uçan arabalar yalnızca filmlerin unutulmaz bir parçası olarak mı hafızalarımızda kalır yoksa gerçekten de hayatımıza dahil olur mu bilinmez ama kesin olan bir şey varsa o da otomobil dünyasının hiç olmadığı kadar yenilik dolu olduğu. Kim bilir belki bir gün gökyüzünde bulutların arasında sıkışıp kaldığım bir trafikteyken size yazarım 🙂 Daha fazlası için yazılarımı ve Instagram hesabımı takip etmeyi unutmayın.

İlginizi çekebilir: Virtual Influencer’lar: Kim bu sıra dışı influencer’lar? Takip etmeniz gerekenler?

İlgili Makale