X

Hayatınızı bir yerden bir yere taşımanın en iyi yolu: Hedefler

Öğretilenlerin aksine bence hiçbir şeyin yaşı yok. Bu hayatta herkesin kendi zamanlaması var ve bu zamanlama asla başkalarına uyum sağlamak zorunda da değil. Ben çok duyuyorum ki 1 yaşındaki bir çocuk yaşıtları gibi yürümüyorsa vb. hemen doktorlara, psikologlara taşınıyor. Sevgili ebeveynler ne yapıyorsunuz?

Bir durun, ilk önce nefes alın. Hepimizin aynı olması mümkün olmadığı gibi, aynı zamanlarda aynı davranış biçimlerini sergilemek zorunda hiç değiliz. Mesela ben emziği kardeşimle güç bela üç yaşlarında bırakmışım. Konuşmak desen; pek de kolay konuşmamışım, kaldı ki hala hatırlıyorum ilkokulda aşırı yavaş konuşurdum. Sonradan açıldım kendi kendime. Ama bunun için annemle babam bana ne eksikmişim gibi muamele etti, ne de bu durum garipmiş gibi davrandı, ne de doktorlara sürükledi. Hepimiz gayet kendi normal hayatlarımıza devam ettik ve olması gereken olması gereken zamanda oldu.

Size daha enteresan bir şey anlatayım mı? Ben küçüklüğümden beri ailemden, öğretmenlerimden, patronlardan, arkadaşlarımdan duyduğum hedef ve plan kelimelerinin ne demek olduğunu yeni anladım! Evet evet bayağı yeni; iki ay oldu olmamıştır. Tam 33 yaşımda!

Şimdi bu yüzden bana eksik diyebilir miyiz? Hayır. Hayatımı gayet idame ettirdim bugüne kadar. Sadece daha önce anlasaydım hayatım daha erken kolaylaşırdı ama bu sebepten hiç ah mah halinde değilim. Öğrenmiş olmak bile bundan sonrası için bana çok büyük kolaylık. Ya hiç ne demek olduklarını bilmeseydim? Düşünemiyorum!

Benim bir şeyleri öğrenmiş olmam demek, benim bizzat o şeyi kendim deneyimlemiş olmam ve içselleştirmem demek. Başkalarının anlattıkları bana kendimin öğrendiği kadar bir şey pek ifade etmiyor maalesef. Evet böylesi biraz daha zor tabii ki. Keşke başkalarından duyarak da anlasam çoğu insan gibi, ama bende o yöntem işlemiyor. Ben de bu sebepten üzülüp “Neden?” diye kurban rolüne girmek yerine “Ben de böyleyim, kendimi olduğum gibi kabul ediyorum. Benim için hiçbir sorun yok.” demeyi tercih ediyorum. Nedenci bir karakter olduğumdan dolayı, çoğu şeyin içindeki mantığı aradığımdan dolayı ezberletilmiş bilgiler bende işlemiyor. Vallaha aslında iyi ki de işlemiyor. Otomatik yaşamaya yaşamak demiyorum en azından. Risk alıp gerçekten, hissederek yaşıyorum.

Ben son birkaç senedir kendimi rahat bırakmak, sıkmamak, sıkıştırmamak, kendimi olduğum gibi kabulün peşindeydim. Güzel de yol aldım geçmiş bene bakınca, fakat tabii kavramlar da karışabiliyor. İnsanın kendisini rahat bırakması demek biraz da ince bir çizgiymiş gerçekten; rahat bırakmakla tembellik arasında gidip gelen bir çizgi. Bunları keşfettim sonra. Gördüm ki, evet kendimi harika rahat bırakıyorum ama bu işte biraz terslik var. Boşlukta sallanıyormuşum gibi hissetmeye başladım, derken bir baktım benim bir yönüm yok. Sağlam bir yerim yok gitmek istediğim hayatta. Bunları fark ettikçe o boşlukta sallanmak başımı döndürmeye başladı. Bir şey yapmalıyım derken aldım elime defterimi, kalemimi bir gün; ben kimim ve ne istiyorum bu hayatta sorularından başladım.

İlk önce soruları yazdım defterime, ardından cevaplar gelmeye başladı. Derken cevapları da öncelik sırama göre tertip edip istediklerimi elde etmek için ne gibi adımlar atmalıyım, neler yapmalıyım diye düşünmeye başladım ve yine her şeyi döktüm defterime gözümle göreyim diye. Düşünmeden aklıma ne geldiyse sadece yazdım. Yargılamadan, kısıtlamadan, sınırlamadan, hiç eleştirmeden yazdım. Sonra o yazdıklarıma bakıp ilk adım olarak hangilerini kullanabilirim diye inceleyip eleyip bir de son tarih verdim kendime adım atmak için. O tarih gerçek dışı bir şekilde 2 gün sonra ya da bir hafta sonrası için değildi tabii ki. Kendime hem zaman verdim, şefkatli davrandım ama aynı zamanda da disiplini elden bırakmadım tarihi belirlerken. Yeni noktamı bulmuştum: Hem disiplinli, hem esnek olmak!

Ve derken böyle böyle hayata karşı kaybettiğim motivasyonumu yeniden yakaladım. Hayaller kurarak; o hayallere doğru neler yapmam gerektiğini düşünerek, adımlar atarak. Şimdi ise çok şükür kendime belirlediğim hedef ve planlarımın tam ortasında mutlu bir şekilde devam ediyorum hayatıma; hepsini gerçekleştirerek!

Yani, işin özü, ben diyorum ki planlar, hedefler insanın hayatını bir yerden bir yere taşıyormuş. Aksi halde insan boşlukta epeyce savruluyormuş, hayat enerjisini kaybediyormuş. Tüm bunları kendi kendime keşfetmem de bir o kadar kıymetli oldu benim için çünkü biliyorum ki artık bu bilgiler tüm hücrelerime yerleşti. Ne zaman boşlukta sallandığımı hissedecek olsam, gidilecek yolu çok iyi biliyorum artık.

İlginizi çekebilir: Ulaşman gereken yer neresi: En önemli durak sensin

Gamze Baytan: Selamlar, Gamze ben. Meditasyon ve yoga hocasıyım. 7/24 çalıştığım organizasyon sektöründen bir anda "Ne yapıyorum ben kendim için" diyerek çalışma hayatımda ne istediğime karar vermek adına verdiğim arada; kendimi bir anda bol kitap, bol sorgulama, bol seans ve bol yazının içerisinde buldum. Yol yolu açtı ve ben artık izlemek yerine hayata katılmayı seçtim. Eylül '15'te Ezgi Sorman'dan aldığım Meditasyon Eğitimi Eğitmenliği'nden mezun oldum. Şu an toplam 2 günden oluşan ve içerisinde “stres nedir, bedene etkileri nedir, sağlıklı seçimler yapmamız nasıl mümkündür, meditasyon nedir, ne işimize yarar, faydaları nedir, biz aslında kimiz” gibi soruların cevabını konuşup; her birimizin modu her an değişkenlik gösterdiği için tek bir tekniğe kendimizi sıkıştırmak yerine, esnek olabilmek adına 3 ayrı varyasyonun deneyimendiği eğitimler ve grup meditasyonları yapmaktayım. Yollar bitmez tabi hayat boyu; görebildiğimiz sürece. Ayık ve uyanık olarak yakalayabildiğimiz takdirde hayatı. Ve Cihangir Yoga'da Berivan Aslan Sungur'un Yin Yoga Eğitmenliği eğitimiyle kesişti yolum. Temmuz '17’de de meditasyon hocalığımın yanı sıra yin yoga hocalığına tam anlamıyla adım atmış oluyorum. Ben ruh-zihin-beden ile bütünüyle çalışmaktan çok keyif alıyorum. Yeni şeyler keşfediyorum. Hayatta hem daha güçlü hem daha esnek durabiliyorum artık. Her şey artık hem daha derin hem daha hafif. Ve bütün bu deneyimleri daha rahat anlamamı, içselleştirmemi, görmemi sağlayan en büyük araç da kelimelerim. Yazıyorum çünkü yazı benim bu hayatta ruhumla özgürce dansedebildiğim en özgür alan. Yazıyorum çünkü yaşadığımız, başımıza gelen herhangi bir şeyde yalnız olmadığımızı, çaresiz olmadığımızı bilelim, kuvvetimizi yine birbirimizden alalım, birbirimize yayalım ve şifa olalım diye.. Tüm insanlığa yayılmak niyetiyle. Mail adresim: gamzebaytan@gmail.com

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale