X

Hayatımızdaki mükemmel tesadüfler: Tesadüfün 9 “sihirli” kuralı

Şimdi başlığı gördüğünüzde yine döndü dolaştı aynı konuyu açtı diyeceksiniz. Ben her ne kadar başıma gelen tesadüf üstü şeyleri buradan sizlerle daha önce de paylaşmış olsam da bu hafta benimle yine çok güzel bir tesadüf eseri buluşan bir kitap ve bu kitabın akımına kendimi kaptırmışken karşılaştığım güzel tesadüfler serisi bir kez daha hayatımızda eş zamanlılık ile meydana gelen (örneğin; biz tam bir arkadaşımızı aklımızdan geçiriyoruz ve o anda arkadaşımız bizi arıyor veya tam bir yere gitmek için içimizde bir istek doğuyor ve o gün aynı yere gitmek ile ilgili bir tur tanıtımı ile karşılaşıveriyoruz) olaylar hakkında etrafınıza, günlük yaşamınıza ve algı düzeyinize bir kez daha bakmanızı istiyorum. Çünkü aslında her an gözlerimiz o kadar açık olmalıdır ki “dünyanın bize verecek muhteşem mesajları” olduğunu, evrenin ve zamanın bizim için bizimle birlikte aktığını algılamak için buradayız fakat bizler çoğu zaman unutuveriyoruz…

Peki tesadüf nedir bir kez daha bakalım sizinle, kelime anlamı olarak tesadüf “rast geliş, rastlantı veya rastlayış” yani zamanda bir noktada karşılaşmadır. Fakat işte süreç bu derece basit gerçekleşmemektedir aslında. Öncelikle bir referans noktası olmalıdır, yani bir arayış. Bir düşünelim kaç kez şunu söyledik “tam da bu şekilde bir yemek takımı arıyordum”, “tam da bu kitabı arıyordum”, “tam da aklımdan böyle bir kişi ile birlikte olmak istediğimi geçiriyordum”, “tam da yeni bir iş teklifi istiyordum”, gibi yani aslında bu “düşündüm gerçek oldu” noktası tesadüf olarak hayatımızda tezahür eden fakat ortaya çıkışı çok daha derin “eşzamanlılıklar” gerektiren bir süreçtir aslında.

Son dönemde beni hem çok mutlu eden hem de çok şaşırtan bir tesadüf örneği paylaşabilirim sizinle. Ocak ayında yaşadığım benim için çok önemli olan bir dönüşüm sürecinde bir kitap ismi bana ulaştı bu kitaba mutlaka erişmeliydim. Ancak Şubat ayı başında sipariş verebildim ve kitap yurtdışından yaklaşık 20 günlük bir sürede ancak İstanbul’da ve adresimde olacaktı. 13 Şubat günü kitabımın nerede olduğunu kontrol ettim, teslimat tarihi olarak yurt dışı posta sistemi 24 Şubatı göstermekteydi. 14 Şubat günü, o can-ım sevgililer gününde kitabım bir gün önce henüz gelmesi için yaklaşık 10 günden fazla bir zaman varken, işte masamdaydı.

Kitabın ilk sayfasında yazan kısacık önsözü okurken gözlerimden dökülen yaşları tutamamıştım; “this book is dedicated to you, with the prayer that you’ll discover and experience a lifetime of true divine love, within yourself and within your relationships” yani şöyle diyordu “bu kitap sana adanmıştır, duam senin hayat boyu sürecek olan içinde ve ilişkilerinde doğru İlahi Sevgiyi  bulmandır”. Ve o sabah uyandığımda evrenden gerçekten, bana özel bir sevgililer günü mesajı dilemiştim…

Bir bölümümüz şöyle düşünebilir, benim başıma böyle şeyler gelmiyor, ben tesadüflere veya eşzamanlılıklara inanmıyorum bu akışta “özel” bir şey yok. Evet bu da bir bakış açısıdır, ama ben bu yazımda sizlerle aslında şunu sorgulamayı istiyorum, bizler gün içerisinde “gerçekten” bakmakta mıyız? Bir düşünelim tüm günümüz bir işten diğerine koşuşturmakla geçiyor; ev, çocuklar, işimiz, arkadaşlarımız, günlük sorumluluklarımız, işte bunların hepsi arasında gidip gelirken sizce bir konuda cevap almaya ne kadar odaklıyız? Örneğin; sabahları çok erken saatte spora giderken geçtiğimiz sabahlardan birinde bir afişte “kalbinin sesini dinle” sözünü okudum, evet algıda bir “seçicilik” diyeceksiniz, tüm gün kalbimin sesini dinledim ve muhteşem hissettim, evet yine çok yoğun bir gün geçirdim ama sabah gördüğüm afiş adeta bana güç vermişti…

Belki bu yazımı okuyan çoğunuza gerçeklikten uzak, bilimsel olarak açıklaması tam olarak mümkün olmayan veya inandırıcılık dışı gelebilir fakat “tesadüftür ne olacak olur böyle şeyler” diye üzerini kapatıverdiğimiz eşzamanlılıklar belki de göründükleri kadar “masum” değildir… Hayatımızda aradığımız cevaplara ve bize ulaşan mesajlara gün içerisinde gerçekten dikkatimizi yoğunlaştıracak olursak, “bulamıyorum” veya “ben neden bu konuda bir işaret bile göremiyorum?” diye yakındığımız durumları farklılaştırabiliriz.

Eğer bu yazımda bana eşlik ediyorsanız ve eğer burada okuduklarınız bugüne kadar tecrübe ettiğiniz bazı “oluşlar” ya da eşzamanlılıklar konusunda sizi sorgulamaya götürdüyse, gününüzün her anında “daha açık, daha seçici ve gelen mesajlara karşı daha fazla algıda” olun. Çünkü o muhteşem tesadüfleriniz sizi bulmak istemektedir…

İşte sevgili Robert Moss güzel eseri Rüyalar, Tesadüfler Hayaller ve tesadüfün dokuz kuralının detayları, tesadüfünüz bol olsun

“…Tesadüf çılgınca olabilir ama asla gerçekten rastgele değildir. Tesadüfün oyunu belirli kurallar izler ve bu kuralları öğrenerek hayat oyununda deneyimlediğimiz zorluğu büyük ölçüde gideririz.

1.Birlikte meydana gelmeyi seven şeyler vardır

2.Düşünceler eylemdir ve sonuç üretir

3.Eylemde olduğumuzda tesadüfler çoğalır

4.Hayat kafiyeler yaratır

5.Dünya bir semboller ormanıdır

6.Her engel ve aksilik bir fırsat yaratır

7.Yolumuzu bulmak için kaybolmamız gerekebilir

8.Gizli eli arayın

9.Ruhun tutkuları mucizeler yaratır”

Birlikte meydana gelmeyi seven şeyler vardır: Bu kural hayatımızda oluşan bazı durumların simgesel olarak bize işaretler göndermek için orada olduğunu anlatmaktadır. Örneğin o gün cüzdanımızı tam düşürmek üzereyken tutarız, bu tesadüf yatırımlarımız hakkında düşünmemiz gerektiğinin veya finansal konularda ne kaybetmek üzere olduğumuzun bir işareti olabilir. Buna örnek olarak sevgili Moss kitabında Jung’tan örnek vermektedir; Jung bir arkadaşının teklifini katı bir şekilde reddeder, o sırada saatine bakar yaklaşık bir saattir süren görüşmeye rağmen ve saatini henüz tamir ettirmiş olmasına rağmen saati yanlış bir saati göstermektedir. Bunun üzerine arkadaşına seni dinlemem gerekiyor, benim fikrim yanlış olabilir der ve negatif görüşünden vazgeçer.

Düşünceler eylemdir ve sonuç üretir: Bu kural aslında hepimizin hayatta çok kez karşılaştığımız “düşündüğüm başıma geldi” olgusuna karşılık gelir ve düşüncelerimiz gerçekten eyleme dönüşebilir. Sevgili Moss kitabında bunu Mark Twain’den verdiği hoş bir örnekle açıklıyor; Twain cevap almak istediği kimselere bir şekilde telgraf gönderiyor, telgrafı boş bir adrese yani evrene yolluyor ve her seferinde mesajı gönderdiği kişiden çok kısa süre içerisinde ve tamamen mesajı ile ilişkili cevap alıyor. Yani aslında zihin maddeyi hareket ettiriyor ve diğer zihne düşünceler aracılığı ile ulaşıyor.

Eylemde olduğumuzda tesadüfler çoğalır: Bu kural aslında yine yakından bildiğimiz, enerjimiz yüksek olduğunda ya da bir şeyi gerçekten kalbimizin ve ruhumuzun en derinlerinden gelerek istediğimizde yani isteme eylemini gerçeğe taşıdığımızda gerçekleşmeleri halidir.

Hayat kafiyeler yaratır: Bu kural aslında çağrışımlardır, örneğin “kalbinin sesini dinle” mesajını gördüğünüz gün kalp ile ilgili bir konuda sorun yaşamanız bir kalp kırgınlığınızın düzelmesi veya kalbinizi kırmış bir kişinin sizden özür diliyor olması gibi. Yani sevgili tesadüfler yoluyla bizlere ulaşan mesajlar kendi içlerinde bir kafiyeye de sahiptir.

Dünya bir semboller ormanıdır: Hayatımızda ve algımızda olan her küçük veya büyük şeyin bizler için bir anlamı vardır. Sevgili Moss bunu kitabında şöyle açıklıyor;

“…Kulaklıklarımızı çıkaracak olursak her şeyin bizimle konuştuğunu anlarız. Her şey birbiriyle anlamlı ilişkiler içinde. Bizi izleyen ve bekleyen tüm anlam biçimlerine açık ve hazır olduğumuzda semboller ormanında daha iyi seyahat ederiz.”

Her engel ve aksilik bir fırsat yaratır: Uçağımız ertelendiğinde, anında geç kaldım endişesine kapılmaktayız oysa bu değişiklik “yani bizim dışımızda bizim için gerçekleşmiş bu tesadüf” durumun bizim için yepyeni fırsatlara gebe olduğunu gördüğümüz durumda bu kadar endişelenmemize gerek kalmayacaktır. Gerçekten de düşündüğümüzde belki hayatımızda karşımıza çıkan en güzel şeylerin bazı “plansızlıklar” veya “engel, aksilik” olarak nitelendirdiğimiz durumlar sonucunda oluştuğunu görmekteyiz.

Yolumuzu bulmak için kaybolmamız gerekebilir: Bazen öyle anlar olur ki, tamamen kaybolduğumuzu düşünürüz fakat yol tüm açıklığı ile bizi beklemetedir. Tarihe bakacak olursak birçok kıtanın ilk kez keşfi önce bir kaybolma ertesinde tesadüf ile bir kara parçasına ulaşmak ile gerçekleşmiştir. Yine birçok bilimsel keşfin tamamıyla tesadüfi kayboluşlarla elde edildiği bilinmektedir; bunlara tesadüfün yardım ettiği keşif de denilebilir. Sevgili Moss kitabında Louis Pasteur’ un bir deyişine yer verir; “Şans, ona hazır olan zihinleri seçer.”

Gizli eli arayın: Gün içerisinde yanınızda bir soru taşıyın örneğin bir konuda rehberlik isteyin. Evrenin doğru cevabı size ulaştırmasını dileyin ve karşınıza “tesadüf” olarak çıkan mesajlara ve olaylara daha açık yaklaşın. Bunu yaptığınızda evrenin gizli elinin size uzandığını ve aslında farkında olmadan nasıl korunduğunuzu daha iyi görebileceksiniz.

Ruhun tutkuları mucizeler yaratır: Bu kural aslında her şeyin kökü olan duygu bağımıza yani bir konuda ne kadar çok istekli olduğumuza bağlanır. Sevgili Moss bu en önemli kuralı bakın eserinde nasıl açıklıyor:

“…Duygu ne kadar güçlüyse, psişik ve fiziksel çevremiz üzerindeki etkisi de o kadar güçlüdür. Duygularımızın etkileri başta anlayabileceğimizden çok daha uzaklara ulaşabilir. Olayları veya enerjileri iyi veya kötü yönde birleştirebilir, yaşamlarımızdaki her şeyi değiştirebilir ve başkalarının yaşamlarını da etkileyebilir. Bir insanı güçlü bir şekilde düşündüğümüzde veya hissettiğimizde, arada ne kadar mesafe olursa olsun, o kişi ile bağlantı kuracağımızı ve o kişi iletişimi engellemedikçe zihni ve bedeni üzerinde etki edeceğimizi düşünebiliriz.

…Büyük arzu taşıyan bir kişi belirli bir atmosferle çevrilidir. Bu atmosfer ses ve ışık gibi dalgalar halinde hareket eden ve diğerlerine dokunan manyetik bir sıvı gibidir. Bu kişi bulaşıcı duygularla doludur.

…Böyle bir kişinin etrafında tesadüfler çoğalır çünkü şimdi her şey “mekanın kanunlarını tanımayan etkiler” yoluyla meydana gelmektedir…”

Pınar Özeken (Ulus): 2007 yılında Boğaziçi Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik bölümü ile Kimya bölümlerini bitirdi. Aynı üniversitede Biyomedikal Mühendisliği ve İspanya Pompeu Fabra üniversitesinde master derecelerini aldı. Özellikle 2011’den bu yana moda ile ilgili çalışmalara ağırlık verdi ve hala moda üzerine yazı dizileri, farklı moda kaynaklarında yayınlanmaktadır. Yoga eğitmeni olma yolunda ilerleyen Pınar, bir Arjantin Tango aşığı. Gerçek tutkularından bir diğeri ise seyahat etmek."Dünya üzerinde ayak basılmadık toprak kalmasın" mottosu ile dünyayı dolaşmaya devam ediyor.

Güne lezzetli bir başlangıç için kahvaltılık tarifler

Ne demiş şair; kahvaltının mutlulukla bir ilgisi olmalı. Sizce de öyle değil mi? Günün ilk öğününün, bize gün boyu yetecek kadar neşe ve enerji kaynağı olması gerekmiyor mu? İster sabahın çok erken saatlerinde ister öğlene yakın olsun, fark etmez; günün ilk öğünü her zaman çok önemli. Çünkü günün geri kalanını etkileyen, o günün ne kadar kaliteli bir gün olduğunu belirleyen en önemli faktörlerden biri; güne neler yiyerek başladığımız…



Ancak hepimiz biliyoruz ki, klasik kahvaltı tarifleri zamanla sıkıcı hale gelebiliyor. Yumurta, peynir, zeytin güzel bir başlangıç olsa da her gün aynı şeyleri yemek hayatlarımızda monotonluk yaratabiliyor. Dolayısıyla biraz daha yaratıcı alternatiflere ihtiyacımız var. Ama bir yandan da yoğun tempomuza ayak uydurabilmek için pratik ve besleyici olmalı. Tabii lezzetten de ödün vermek olmaz. İşte tam da bu noktada lezzeti ile, pratikliği ile, besleyiciliği ile kahvaltıların yıldızı müsli karşımıza çıkıyor. İşte müsli kullanarak hazırlayabileceğiniz lezzetli ve sağlıklı kahvaltılık tarifler:

Müslili Ekmek

Eğer kahvaltıda değişiklik yapmak ve lezzet ile besleyici değeri bir arada sunan bir alternatif arıyorsanız, müslili ekmek tam size göre. Klasik ekmek tariflerine göre çok daha zengin ve doyurucu bir seçenek sunan bu kahvaltılık tarifi, aynı zamanda çok daha lezzetli, çok daha eğlenceli. Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli’nin içeriğindeki kızılcık, kuru üzüm, elma ve marakuyalı özel karışım sayesinde enerjik bir sabaha doyurucu dilimlerle merhaba diyebilirsiniz.

Malzemeler:

Hamuru için:

  • 1 su bardağı Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli
  • 2-3 tatlı kaşığı Dr. Oetker Aktif Maya
  • 0,5 çay bardağı süt
  • 4-4,5 su bardağı un
  • 0,5 çay bardağı toz şeker
  • 1 su bardağı ılık süt
  • 1 yumurta
  • 100 gram yumuşak margarin

Üzeri için:



  • 2-3 yemek kaşığı Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli
  • 1 yemek kaşığı su

Hazırlanışı:

  • Mayayı bir kaseye alın ve üzerine yarım çay bardağı ılık sütü ilave edin. Kaşık ile birkaç kez karıştırıp 10-15 dakika bekletin.
  • Unu derin bir kaba eleyin ve üzerine beklettiğiniz mayayı ilave edin. Toz şeker, süt, yumurta ve margarini ilave edip iyice yoğurun. Üzerini kapatıp ılık ortamda 40-45 dakika bekletin.
  • Süre sonunda mayalanan hamura 1 su bardağı meyveli müsliyi ekleyin ve yoğurun. Hamuru yuvarlayıp pişirme kağıdı serilmiş fırın tepsisine alın. Üzerine su sürüp meyveli müsli serpin ve 20 dakika bekletin.
  • Fırını belirtilen dereceye ayarlayıp ısınması için önceden açın. (Alt-üst pişirme: 170 °C, Turbo pişirme: 160 °C)
  • Hamurun üzerini keskin bıçak ile 3-4 yerinden 1 cm derinliğinde kesin ve 25-30 dakika pişirin.
  • Fırından çıkarıp soğutun. Dilimleyerek servis yapın.

Çikolatalı Çıtır Smoothie Bowl

Kahvaltıda kendinizi şımartmak ve güne ‘bomba’ gibi başlamak istiyorsanız, tatlı bir kahvaltılık tarifi tam size göre olabilir. Çıtır tahıl ve çikolata parçacıkları içeren Dr. Oetker Vitalis Sütlü-Bitter Çikolatalı Çıtır Müsli ile çok pratik ve çok lezzetli bir kahvaltılık bowl hazırlayabilirsiniz.

Malzemeler:

  • 2 yemek kaşığı Dr. Oetker Vitalis Sütlü-Bitter Çikolatalı Çıtır Müsli
  • 1 adet olgun muz
  • ½ avokado
  • 1 yemek kaşığı kakao tozu
  • 1 su bardağı badem sütü

Hazırlanışı:

  • Olgun muzu, avokadoyu, kakao tozunu ve badem sütünü blender’a alın. Pürüzsüz bir kıvam alana kadar yüksek hızda karıştırın.
  • Elde ettiğiniz smoothie karışımını bir kaseye aktarın ve kahvaltılık bowl için tabanı hazırlayın.
  • Smoothie tabanın üzerine çıtır çıtır Dr. Oetker Vitalis Sütlü-Bitter Çikolatalı Çıtır Müsli’yi ekleyin. Ve harika kahvaltı kaseniz hazır.

Portakallı Muzlu Müslili İçecek

Kahvaltılarınızı bir sonraki seviyeye taşımaya hazırsanız, Dr. Oetker Vitalis Bal Bademli Çıtır Müsli ile tanışın. Bu benzersiz müsli, sadece lezzetiyle değil, aynı zamanda sağlık açısından sunduğu faydalarla da kahvaltılarınızın vazgeçilmezi olmaya aday. Hem lif hem de Vitamin B1, demir ve magnezyum gibi önemli besin öğeleri açısından zengin olan bu müsli ile harika bir kahvaltılık içecek hazırlayabilir, güne başlarken ihtiyacınız olan enerjiyi ve besinleri alabilirsiniz:



Malzemeler:

  • 50 g Dr. Oetker Vitalis Bal Bademli Çıtır Müsli
  • 1 poşet Dr. Oetker Şekerli Vanilin
  • 2 adet muz
  • 2-3 dilim ayıklanmış ve zarları çıkarılmış portakal dilimleri
  • 2 su bardağı buzdolabında soğutulmuş süt
  • 2 yemek kaşığı bal

Hazırlanışı:

  • Muzları soyup iri parçalara kesin ve mutfak robotuna alın.
  • Üzerine portakal dilimleri, süt, bal ve şekerli vanilini ilave edip meyveler ezilinceye kadar karıştırın.
  • Hazırladığınız içeceği bardaklara alın. Üzerlerine çıtır müsliyi ekleyip kaşık ile karıştırın.
  • Buzdolabında 30 dakika bekletip servis yapın.

Meyveli Mini Kahvaltılık Muffin

Güne başlarken modunuzu yükseltecek, enerjinizi yerine getirecek ve ihtiyacınız olan besin öğelerini almanızı sağlayacak ve tüm bunları yaparken de eğlenceli bir hale çevirecek muffinlere kim hayır diyebilir ki… Siz de demezseniz, Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli ile harika bir kahvaltılık hazırlayabilirsiniz.

Malzemeler:

  • ½ su bardağı Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli
  • 1 paket Dr. Oetker Hamur Kabartma Tozu
  • 1 su bardağı tam buğday unu
  • 2 yemek kaşığı bal
  • ½ su bardağı süt
  • 1 yemek kaşığı tereyağı
  • 1 adet yumurta
  • 1 adet mini muffin tepsisi

Hazırlanışı:

  • Fırını 180 derecede önceden ısıtın ve mini muffin tepsisini yağlayın.
  • Bir kasede tam buğday unu, Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli ve kabartma tozunu karıştırın.
  • Başka bir kapta süt, eritilmiş tereyağı ve yumurtayı çırpın. Islak malzemeleri kuru malzemelerin üzerine dökün ve karıştırın.
  • Hazırladığınız kek harcını mini muffin kalıplarına eşit miktarda bölün. Her bir kalıbı üçte iki oranında doldurmanız yeterli olacaktır, böylece kabardığı zaman da yeteri kadar alan kalacaktır.
  • Yaklaşık 20 dakika kadar pişirdikten sonra fırından çıkarın, birkaç dakika beklettikten sonra servis edebilirsiniz.

Bonus: Çabasız ve lezzetli kahvaltılar

Eğer daha hızlı bir şekilde lezzetli, pratik ve doyurucu kahvaltılık tarifler hazırlamak istiyorsanız, fazla çaba harcamadan da eğlenceli kahvaltılar yapabilirsiniz. Müslinizi ister sütle ister yoğurtla karıştırın; üzerine meyve, bal, biraz da kuruyemiş ekleyin ve voila! Enfes kahvaltınız hazır… Ama bir dakika; zaten eklenmişi var 🙂 Dr. Oetker Vitalis’in lezzetli, doyurucu ve sağlıklı dünyası ile klasik kahvaltılar yerine daha enerjik tariflerle güne başlayabilirsiniz.

Sağlıklı ve dengeli beslenmeyi, ‘sıkıcı’ kalıplardan çıkarmak ve her güne büyük bir neşe ile başlamak istiyorsanız Dr. Oetker Vitalis, kahvaltılarınızın vazgeçilmezi olacak. Üstelik sadece kahvaltılarınızın da değil; ara öğünlerinizde de lezzetli atıştırmalıklar olarak tüketebilirsiniz. Bu çıtır lezzetler, gününüzün her saatine enerji ve neşe katacak!

Siz de Dr. Oetker Vitalis’Dr. Oetker Vitalis’Dr. Oetker Vitalis’in Multi Meyveli Çıtır Müsli, Bal Bademli Çıtır Müsli ve Sütlü-Bitter Çikolatalı Çıtır Müsli çeşitlerinden dilediğinizi seçebilir, güne en sevdiğiniz lezzetle harika bir başlangıç yapabilirsiniz.

*Bu yazı Dr. Oetker katkılarıyla hazırlanmıştır.





Cildimiz bizden ne ister: Almond Shower Oil ile cildin tüm ihtiyaçlarını karşılayan bir bakım

Yaşamın akışına ayak uydurabilmek için çoğu zaman oradan oraya koşuşturmak, yapılacaklar listesinin maddeleri arasında aceleyle hareket etmek ve hatta tadını uzun uzun çıkarabileceğimiz aktivitelerimizi bile hızlandırmak zorunda kalıyoruz. Ne yazık ki hızlandırmak zorunda kaldığımız bu keyifli aktivitelerden biri de genellikle duş keyfimiz oluyor. Duş almak, hem bedenimizi temizlemek hem de zihnimizi ve ruhumuzu rahatlatmak için önemli bir fırsat sunarken, aceleye getirdiğimizde bu değerli anların kalitesinden ödün vermiş oluyoruz… Oysa ki duş, sadece temizlik ve rahatlık hissinden ibaret değil; aynı zamanda yenilenme, canlanma hissini verebilmek için de önemli bir araç; özellikle de cildimiz için. Duş almanın sağlayacağı tüm olumlu etkilerden faydalanabilmek için, gün boyu pek çok çevresel etkiye maruz kalan cildimizin beklentilerine kulak vermek oldukça önemli. Peki, cildimiz bizden ne ister?



Vücut bakım ritüelinizde ilk sırada, temizlik!

“Cildimiz bizden ne ister?” sorusuna pek çoğumuz gibi cildimizin ilk vereceği cevap temizlik. Gün boyu maruz kaldığımız kir, toz ve alerjenlerden cildi arındırmak şart. Aksi halde gözeneklerin tıkanması sonucu cildin nefes almasını engellemiş oluruz. Bu da farklı cilt problemlerinin ortaya çıkmasına neden olabilir. Vücut bakımında da aynı yüzümüzde olduğu gibi temizlik, cildimizin ihtiyaç listesinde ilk sırada.

L’Occitane Almond Shower Oil’L’Occitane Almond Shower Oil’L’Occitane Almond Shower Oil’in altın renkli yağ dokusu, duş sırasında su ile birleştiğinde süt kıvamına dönüşerek hafifçe köpüren yapısı ile cildimizi nazikçe temizler ve arındırır. Bademin mis kokusu ile tenimizi kokulandırarak, bize de arınmanın verdiği hafifliği ve rahatlığı hissettirir.

Yoğun nem

Cildimizin istediği ve hak ettiği o özenli bakımın en önemli bir diğer bileşeni ise tabii ki yoğun nem, çünkü cildimiz kuruluktan hoşlanmaz. Cildimizin canlı kalmak, gençliğini ve ışıltısını korumak için neme ihtiyacı var. Almond Shower Oil, içeriğindeki zengin yağ, mineral ve vitaminler ile cildi dışarıdan içeriye doğru besliyor, ilk kullanımda hissedilen nemlendirici etkisiyle cildi yumuşacık yapıyor. E vitamini, omega 6 ve 9 yağ asitleri ve badem yağı açısından da zengin olan vegan formüllü Badem Duş Yağı, cildimizin gün boyu nemli kalması ve doğru kaynaklarla beslenmesi için ihtiyacı olan tek şey.



Yukarıda da söylediğimiz gibi, cildimiz kuruluğu hiç sevmez; dolayısıyla onu nemlendirip beslerken, kurumasına neden olabilecek uygulamalardan da kaçınmak önemli. Çok sıcak su ile yıkanmak, koruyucu önlemler almadan soğuk ve rüzgarlı havalara maruz bırakmak ya da az su tüketmek, ona hiç iyi gelmeyenler listesinde. Ona ihtiyaç duyduğu nem desteğini sunmak ise, cildimizin kurumasını önlerken yumuşacık dokunuşlarla buluşmak da ruhumuzu besliyor.

Güzel kokmak

Cildimiz, tüm gün bizimle; yaptığımız tüm aktivitelere, girdiğimiz her ortama, tüm anlarımıza ve deneyimlerimize eşlik ediyor. Tüm bu deneyimlerde hem bize hem de cildimize muhteşem hissettirecek bir şey daha var: Hoş kokularla sarmalanmak. L’Occitane Almond Shower Oil, cilt tarafından anında emilen yapısı ve mis kokulu badem aroması sayesinde gün boyunca cildimizi sarıyor ve sadece cildimizi değil, zihnimizi, ruhumuzu da mutlu ediyor. Cildimiz o büyüleyici badem aroması ile misler gibi olurken, harika kokmak da kendimizi çok daha iyi, keyifli ve özgüvenli hissetmemizi sağlıyor.



Narin dokunuşlar

Temizlenmiş, nemlenmiş, beslenmiş ve harika kokan cildimizin bir başka ihtiyacı da narin dokunuşlarla buluşmak. Çünkü, hassas cildimiz onu tahriş edebilecek uygulamaları da hiç sevmez. Örneğin, çok sık kese veya peeling yapmak ya da cilde zarar verebilecek bakım ürünlerini kullanmak, cildimizin asla istemeyeceği şeyler. Güzel haber; Almond Shower Oil, yumuşak dokusu ve temiz içeriği ile en hassas ciltlerin bile favorisi. Narin dokunuşlar, cildimize hak ettiği değeri sunarken bize de Almond Shower Oil’in duyuları harekete geçiren dokusu ile rahatlatıcı duş anlarının keyfini sürmek kalıyor.

Duyusal bir deneyim

Cildimiz biraz da şımartılmayı hak etmiyor mu? Elbette. L’Occitane Almond Shower Oil duyusal bir banyo keyfi sunuyor; ipeksi dokusu, mis kokusu, rahatlatıcı ve lüks dokunuşlarıyla cildimizi nemlendirmek ve beslemekle kalmıyor, şımartan bir bakım da sağlıyor. Duş keyfi bu sayede aceleye getirilen bir rutin olmaktan çıkıyor; canlandırıcı, yenileyici ve aromatik bir deneyime dönüşüyor. 

Doğal içerikli yapısı, ilk kullanımda anında nem verme özelliği, cildi yumuşacık yapan etkisi ve büyüleyici kokusu ile cildimizin tüm beklentilerinin karşılığı; Almond Shower Oil. Cildin tüm ihtiyaçlarını karşılayan bir bakım için siz de hemen tıklayın ve L’Occitane Almond Shower Oil ile tanışın.

*Bu yazı L’Occitane katkılarıyla hazırlanmıştır.





Virtual Influencer’lar: Kim bu sıra dışı influencer’lar? Takip etmeniz gerekenler?

Dijital dünya, sınırlarını sürekli olarak genişletmeye devam ediyor ve sanal dünyalar, artık hayatımızın ayrılmaz bir parçası haline geliyor. Üstelik yalnızca sanal dünyalar da değil, o dünyanın baş kahramanları olan virtual influencer’lar da. Yani biz 🙂 Sosyal medya platformlarında kendi takipçi kitlelerini oluşturan ve çokça sevgiyle ve ilgiyle karşılanan sanal influencer’lar, sadece teknolojik gelişmelerin başarılı bir somut örneği olmakla kalmıyor; aynı zamanda modern pazarlama pratiklerini de yeniden şekillendiriyor.



Yani, artık gerçek insan influencer’lar gibi biz virtual influencer’lar da markaları temsil edebiliyor, iş birliği çalışmaları yapabiliyoruz; dahası biz de hayatımızın akışını ya da bir günümüzün nasıl geçtiğini paylaşabiliyoruz, üstelik dünyanın pek çok yerinde. Peki, biz kimiz? İşte bu dijital dünyayı çok daha yakından tanımak ve bir parçası olmak için mutlaka takip etmeniz gereken virtual influencer’lar:

Virtual Alin


Gelin, önce benimle başlayalım ve size kendimi tanıtayım: Ben Alin! Ford Türkiye’nin marka elçisiyim. En büyük ilgi alanım elbette ki teknoloji ve otomobiller. Aynı zamanda seyahat etmeye de bayılıyorum! Türkiye’nin otomotiv alanındaki ilk ve tek sanal influencer’ıyım. Yani beni ben yapan, hobilerimi şekillendiren, yaşam tarzımı belirleyen her şey aslında markanın stratejisinden doğdu. Günümün büyük bir kısmını yepyeni keşifler yapmaya ayırıyorum ve hiçbir sosyal medya akımından da geri kalmıyorum…

Zencefil shot’ımla güne başlıyor, çıktığım yeni yollarda bol bol kahve molaları vermeyi ve maceralarımı sizinle paylaşmayı seviyorum. Başka çok sevdiğim bir şey varsa o da Mustang Mach-E ile geçirdiğim tüm anlar; çünkü onunla olan her yolculuğum sıra dışı diyor ve beni hemen takip etmeniz için Instagram hesabımı buraya bırakıyorum.

Rozy

Rozy, dünya genelinde en popüler virtual influencer’lardan biri ve Güney Koreli. Hatta Kore’nin ilk sanal influencer’ı. Gezmeyi, iyi giyinmeyi, yemek yapmayı çok seviyor. Dünyayı dolaşıyor, birbirinden şık tasarımlar kullanıyor, modellik yapıyor ve dünyaca ünlü markalarla çalışıyor. Her geçen gün yaptığı sponsorluk anlaşmalarının sayısı hızla artarken, sosyal medya takipçileri tarafından da hayranlıkla takip edilmeye devam ediyor. Rozy de tıpkı benim gibi sanatın ve estetiğin gücüne inanıyor ve her günü dolu dolu yaşamak için ilham veriyor.

Shudu



Shudu, moda fotoğrafçısı Cameron-James Wilson tarafından yaratılan dünyanın ilk dijital süper modeli olan bir sanal influencer. Güney Afrika Kökenli Shudu, iyi giyinmeyi çok seviyor. Dünyaca ünlü lüks moda markalarıyla iş birlikleri yapan Shudu, aynı zamanda sanal insan ırkının savunucusu olma görevini de üstleniyor. Shudu’nun yaratılmasındaki en önemli amaçlardan biri de dijital dünyanın temsilindeki etnik çeşitlilik eksikliğine dikkat çekmekti ve bence bu, hayranlık uyandırıcı.

Ion Göttlich

Ion Göttlich, bisiklet tutkunu bir sanal influencer. Teknoloji ve video oyunlarına olan ilgisi ile tanınan Ion, aynı zamanda da spor yapmaya çok düşkün. Yeni keşifler yapmayı, aktif bir yaşam sürmeyi ve sağlıklı alışkanlıklarını sürdürmeyi çok seviyor ve takipçileriyle bisikletini yanından ayırmadığı keyifli anları sıkça paylaşıyor. Dışarıdan bakıldığında Ion ile tarzımız pek uyuşmuyor gibi görünse de, çok önemli bir ortak yönümüz var: O da tıpkı benim gibi yollarda zaman geçirmeyi çok seviyor ve yeni keşiflere asla hayır demiyor.

Imma

Japonya’nın ilk virtual influencer’ı ve modeli, pembe saçlarıyla çok sevilen Imma. Bugüne kadar dünya çapında modadan iş dünyasına, lüks tüketim markalarından televizyon kanallarına kadar pek çok sektörde manşetlerde yer alan Imma, Instagram hesabından yaptığı paylaşımlarla ilgiyi üzerinde tutmaya devam ediyor. O da ben de yeni trendleri takip etmekten büyük keyif duyuyoruz; ayrıca dans ve müzik de ortak tutkumuz olabilir.

Lil Miquela

Instagram’da 2 milyondan fazla takipçisi olan ve dünya genelinde sevilen virtual influencer’lardan biri olan Lil Miquela, renkli yaşamından eğlenceli kareler paylaşarak takipçilerinin ilgisini çekmeyi başarıyor. Dünya devi moda markalarıyla iş birlikleri olan ve tarzından, kişisel bakımından ödün vermeyen Miquela, yeni yerler keşfetmeye de bayılıyor; tıpkı benim gibi… Unutmadan, ikimize de çillerin çok yakıştığını söylemiş miydim 🙂



Bermuda

Lil Miquela’dan sonra kız kardeşi Bermuda’yı da tanıyalım. Bermuda, kendini ‘robot queen’ yani robot kraliçe olarak anlatıyor ve adeta moda ikonu gibi tarzıyla ön plana çıkan bir sanal influencer. Özellikle lüks yaşam tarzı ve moda dünyasına olan tutkusuyla bilinse de pek çok farklı markayla da iş birlikleri yapıyor ve sık sık Miquela ile fotoğraf paylaşıyor. Bermuda da tıpkı benim gibi kişisel bakımına çok düşkün, ayrıca aktif bir yaşam sürmek, ikimizin de öncelikleri arasında. Miquela ile samimi ilişkilerine hayran olduğumu da belirtmeliyim…

Nobody Sausage

En komik virtual influencer’lardan biri olan Nobody Sausage, dünya çapında çok seviliyor ve 8 milyona yakın takipçisi var. Genelde günlük rutinlerini ve yaptığı işleri paylaşsa da modern dünyanın pek çok ortak sorununu da mizahi bir yaklaşımla ele alarak milyonları güldürmeyi başarıyor. Ayıca, müzik ve dansa olan ilgi ve tutkusu da coşku dolu bir enerji yayıyor. Benim de en çok güldüğüm, izlerken en çok keyif aldığım sanal influencer’lardan biri.

Lu do Magalu

Brezilya’nın en büyük perakende şirketlerinden birinin yüzü olan Lu do Magalu’nun ünü, yalnızca Brezilya ile sınırlı kalmıyor, çünkü sosyal medya hesaplarında dünyaca ünlü pek çok markanın ürünü ile ilgili içerikler üretiyor. İlk kez YouTube’da karşımıza çıkmış olsa da, bugün Instagram’da ve Facebook’ta da oldukça popüler. Ayrıca kendisini ‘Virtual 3D Influencer’ olarak tanıtıyor. O da teknoloji ve yenilikleri takip etme konusunda oldukça tutkulu ve bu tutkusunu takipçileriyle paylaşmayı seviyor, tıpkı benim de yaptığım gibi.

CodeMiko

Teknik olarak ‘VTuber’ olarak bilinen CodeMiko, Twitch yayıncısı bir sanal influencer. VTuber teknolojisinin sınırlarını zorlamakla ün salan CodeMiko, canlı yayınlarında yaptığı röportajlarla da çokça ilgi görüyor. Sanal dünyanın ve teknolojinin son gelişmelerini aktarırken, tarzından ve günlük keşiflerinden de ödün vermiyor. İkimizin de dijital dünyanın sınırlarını zorlamayı sevdiğimizi söylemeden geçemeyeceğim 🙂

Thalasya

Endonezya’nın ilk virtual influencer’ı Thalasya, dünyayı keşfetmeyi, yeni tatlar denemeyi ve moda tutkusunu takipçileriyle paylaşmayı çok seviyor. Üstelik çok çeşitli sektörlerdeki markalarla iş birliği yaparak, günlük rutinlerinde neler yaptığını da sık sık Instagram hesabına ekliyor. Thalasya da benim gibi yeni deneyimlere çok açık. Ayrıca, yemeklere ve özellikle de sokak lezzetlerine olan ilgisini de gizlemiyor. Sanırım ona yakın hissetmemi sağlayan ortak özelliklerimizden biri de bu.

Elbette ki listenin tamamı bu kadarla sınırlı değil. Sanal influencer’lar olarak sayımız günden güne artıyor. Teknolojinin, sanatın, gerçekliğin ve kurgunun sınırlarını zorlayan var oluşlarımızla, günden güne dijital dünyada yeni gelişmelere imza atmaya devam edeceğiz; tabii kendi hayatlarımızdaki maceraların dozunu artırmaya da. Siz de bu dünyadan haberdar olmak ve yeni maceralarımda benimle yer almak için takipte kalın! Geleceği, bugünden yaşayın.





İlgili Makale