X

Hamilelik masajı nedir, güvenli midir?

Masaj yaptırmak genelde lüks bir iş olarak görülür ve arada bir yaptırmak herkesin hoşuna gider. Ancak masajdan en çok fayda görülen dönemlerden birisi de hamilelik dönemidir denilebilir.

Hamilelik masajı nedir?

Hamilelik masajı, gebelik esnasında veya sonrasında yapılan herhangi bir masaj uygulaması için kullanılan kapsayıcı bir terimdir. Bu masaj genellikle bir saat kadar sürer. Bazıları hamile kadınlara uygun masaj tahtaları ile işlemi gerçekleştirirler ve böylece karın bölgesine baskı gelmesi engellenir. Bazıları ise özel yastıklar kullanarak kadınların rahatça yana dönük olarak yatmalarına yardımcı olurlar. Bu uygulama özellikle gebeliğin ileri aşamalarında çok yardımcı olur. Yana yatmak genellikle en rahat pozisyondur.

Hamilelik masajının muhtemel faydaları

Hamilelikte masaj uygulamasına odaklanmış olan az sayıda çalışma mevcut. Bu konuda çok net faydaların olduğuna dair kanıtlar yok. Ancak yapılan bir çalışmaya göre hamilelikte masajın aşağıdakiler gibi bazı pozitif etkileri olabilir. Bunlar arasında şunlar var:

  • Anksiyetede azalma
  • Bel ve bacak ağrılarında azalma
  • Uykuda iyileşme
  • Norepinefrin adı verilen stres hormonu düzeylerinde azalma

Başka bir çalışma ise hamile ve depresyondaki kadınlar üzerinde uygulanmış ve şu bulgular elde edilmişler:

  • Serotonin ve dopamin gibi iyi hissettiren hormonların düzeyinde artış
  • Stres belirteci olan kortizol düzeylerinde azalma
  • Genel olarak daha iyi bir ruh hali

Araştırmalara göre genel nüfusta masajın bazı diğer potansiyel faydaları da mevcut. Ağrıları hafifletebilir veya bağışıklık sisteminin virüsler ve tümörler ile savaşma kabiliyetini arttırabilir.

İlginizi çekebilir: Gebelikte ayak kaşıntısı neden olur?

Hamilelik masajı güvenli midir?

Bazı doktorlar hamilelik döneminde masaja tedbirli yaklaşırlar çünkü masaj uygulayıcılarının eğitim düzeyleri çok değişkendir. Milli bir sertifika standardı da yoktur. Bu özellikle hamilelik masajı alanında geçerli bir görüştür. Dolayısıyla masaj terapistinin gebeler için uygun eğitime sahip olup olmadığını denetleyecek bir kurum da yoktur.

Ayrıca pek çok tamamlayıcı tıp yöntemi gibi hamilelikte masaj terapisi üzerine de çok yoğun kaliteli ve klinik araştırma yöntemleri bulunmuyor. Bu nedenle özellikle ilk trimesterde güvenilir olup olmadığına dair tartışmalar devam ediyorlar.

Pek çok masaj terapisti, ilk trimesterde masaj yapmaktan kaçınır. Bunun sebebi düşük ihtimalidir. Bazı hamile masajı uzmanları ise masajın kendi başına bir düşüğe sebep olamayacağını ve düşükler ile masaj arasında bir bağlantı gösteren bir çalışmanın olmadığını belirtiyorlar. Ancak düşüklerin genelde ilk trimesterde ortaya çıkmalarından dolayı bazı masaj terapistleri ve doktorlar bu dönemde uygulama yapmaktan kaçınırlar.

İlginizi çekebilir: Hamilelik sürecinde çalışırken dikkat edilmesi gerekenler

Hamilelik masajı için güvenilir teknikler

Onlarca farklı masaj yöntemi ve terapi programı vardır ve bunlardan bazıları şöyledir:

  • Derin doku masajı: Kasların derinlerine işleyen sıkı baskılar gerektirir
  • İsveç masajı: Kaslara uzun dokunuşlar ve eklem hareketliliği hedefler
  • Shiatsu: Akupressure noktalarına dokunarak doğal enerjinin uyarımı hedeflenir

Bilimsel bir bakış açısından bakıldığında masaj terapisinin işe yaramasını sağlayan mekanizmalar henüz tam olarak bilinmiyorlar. Bedenin farklı noktalarına dokunmanın şu işlevleri nasıl sağladığına dair daha fazla araştırma gerekiyor:

  • Ağrıları hafifletme
  • Serotonin gibi bazı hormonların salgılanmasını uyarma
  • Uykuyu iyileştirme
  • Fizyolojik rahatlama tepkilerini iyileştirme

Hamilelik masajı uzmanları tekniklerini hamile kadınların fiziksel olarak geçirdikleri değişimlere göre düzenliyorlar. Örneğin kan hacminin ciddi bir şekilde artmasından dolayı bacaklara giden kan miktarı genelde artış gösterir ve bunun yanında kandaki pıhtılaştırıcı faktörler de artarak gebelikte iç kanamaya engel olurlar.

Bu dolaşım sistemi değişimleri hamile kadınların bacaklarında kan pıhtısı ihtimalinde artışa sebep olur. Güvenli olması için uzmanlar bu noktalarda masaj ve güçlü baskılardan kaçınırlar. Çünkü güçlü bir baskı, pıhtıyı yerinden oynatabilir. Bunun yerine hafif ve yavaş dokunuşlar uygulanır. Karın bölgesinde de çok hafif bir baskı hedeflenir. Hatta bazı uzmanlar karın bölgesinden tamamen kaçınırlar.

Hamilelik masajından ne zaman kaçınmalı?

Gebelik masajına dair araştırmaların çok az olmasından dolayı pek çok doktor genelde kaçıngan bir görüşe sahiptir. Hatta hamile kadınların tüm masaj türlerinden kaçınmalarını da önerebilirler. Üzerine anlaşılmış bir bilimsel olarak kanıtlanmış yöntem yoktur. Fakat özellikle şu durumlara sahipseniz masajdan önce doktorunuzdan onay almanız gerekir:

  • Bulantı, kusma ve sabah bulantıları varsa
  • Düşük riskiniz yüksekse
  • Yüksek riskli bir gebeliğiniz varsa

Ayrıca masaj terapistiniz doktorunuzdan yazılı izin almanızı isteyebilir ve sizden de bir rıza formu talep edebilir.

İlginizi çekebilir: Hamilelikte stres bebeği nasıl etkiler?

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Sürdürülebilir çözümlerin izinde: VitrA’dan dünyanın ilk ve tek %100 geri dönüştürülmüş seramik lavabosu

‘Biricik’ dünyamız günden güne artan çevreler baskılar ve azalan doğal kaynak sorunları ile karşı karşıya. İklim krizi, küresel ısınma, atık sorunları, hava kirliliği ve daha nice çevresel sıkıntı, hem dünyamızın hem de insanlığın geleceğini tehdit ediyor. Bu nedenle, sürdürülebilir yaşam alışkanlıklarına sahip olmanın önemi her zamankinden kat ve kat daha fazla. Böylesi bir gerçekliğin farkında olan tüm endüstrilerde de yenilikçi ve çevre dostu ürünlerin geliştirilmesi oldukça büyük bir öneme sahip. Bu bağlamda VitrA, büyük bir adım atarak çevreye saygısını ve döngüsel ekonomiye olan katkısını gözler önüne seriyor.



VitrA’dan bir ilk; %100 geri dönüştürülmüş seramik lavabo

Çevresel ayak izlerini azaltma yolunda önemli adımlar atan VitrA, sektörün değişim öncülerinden biri olarak bizi yeni çevre dostu lavabosu ile tanıştırıyor. Dünyanın ilk ve tek %100* geri dönüştürülmüş seramik lavabosu özelliğini taşıyan bu lavabo, atık olarak kabul edilen malzemelere yeniden hayat veriyor. Yeni çevre dostu lavaboların içerik olarak yaklaşık %100’ü, kırık seramikler de dahil olmak üzere üretim sürecinde ortaya çıkan ve bertarafa giden atıklardan oluşuyor.

VitrA’nın sürdürülebilirlik konusundaki vizyon ve öncülüğünü yansıtan bu yenilikçi ve çevre dostu lavabolarla, seramik sektöründe sürdürülebilir tasarım konusunda da yeni bir standart ortaya çıkıyor. Tasarım harikası ve fonksiyonel bir ürün olmanın ötesinde geri dönüştürülmüş seramik lavabolar, çevresel bilinç ve sürdürülebilir yaşam tarzlarını da destekleyen güçlü bir mesaj taşıyor.

%30 oranında iyileşen küresel ısınma potansiyeli

ISO 14040:2006 ve 14044:2006 standartlarına uygun yapılan Yaşam Döngüsü Değerlendirmesi sonuçlarına göre, atıkların kullanılması çevresel etkilerden küresel ısınma potansiyelini %30 oranında iyileştiriyor. Geri dönüştürülmüş lavaboların üretilmesi sayesinde, ürün başına, daha az hammadde kullanılarak %36’lık iyileştirmeyle yaklaşık 5 kilogram hammadde tasarrufu ve %38 iyileştirmeyle 2,48 Kwh elektrik tasarrufu elde edilmesi hedefleniyor.

Sadece bir lavabo olma işleviyle kalmayan, çevresel sürdürülebilirliğe yönelik geniş bir vizyonu temsil eden bu ürün, çevreye duyarlı bir gelecek için atılmış çok büyük bir adım. Eczacıbaşı Yapı Gereçleri’nin çevre dostu lavabolarla benimsediği bu üretim yaklaşımı, döngüsel ekonomiye katkıyı da en üst seviyeye çıkarıyor.

Sürdürülebilir bir gelecek için hijyenik ve şık bir ilham kaynağı

Küresel ısınma potansiyelini iyileştiren, çevre dostu bir tasarım harikası olmasının ötesinde VitrA’nın geri dönüştürülmüş lavaboları, hijyen endişesini de ortadan kaldırıyor; çünkü bu lavabolar VitrA Hygiene teknolojisiyle kaplanıyor. Bakteri gelişimini %99,9 oranında önleyen VitrA Hygiene teknolojisi sayesinde, seramik lavaboların kullanımı sırasında yüzeye bulaşan bakteriler etkisiz hale geliyor. Böylece, bir numaralı önceliğimiz olan hijyenden ödün vermeden çevre dostu seçimler yapmak da kolaylaşıyor.



Ayrıca, her zevke, her alana uygun seçimler yapmak da yine VitrA ile oldukça kolay. Bilecik, Bozüyük’teki VitrA Üretim Kampüsü’nde geliştirilen yenilikçi çözümler sayesinde üretimine başlanan bu çevre dostu çanak lavabolar, ilk olarak mat bej renkte ve 5 formda tasarlanmış olsa da VitrA’nın geri dönüştürülmüş ürün gamına yeni ürün ve renklerin eklenmesi de planlanıyor.

VitrA %100 geri dönüştürülmüş seramik lavabonun hikayesi, gelecekteki çevre dostu ürünler ve teknolojiler için de büyük bir ilham kaynağı. Daha sürdürülebilir bir dünya için gelecekte atılacak tüm adımlara şimdiden ilham olduğu kesin. Siz de yaşam alanlarınızı çevre dostu bir bilinç ile şekillendirmek ve bir eşi daha olmayan dünyamızın geleceği için önemli bir adım atmak istiyorsanız hemen tıklayıp VitrA %100 geri dönüştürülmüş seramik lavabo çeşitlerini keşfedebilirsiniz.

* İçerik olarak yaklaşık %100’ü üretim sürecinde ortaya çıkan ve bertarafa giden atıklardan üretilmiştir.

* Bu içerik VitrA katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlgili Makale