X

Gerçek potansiyelinizi açığa çıkarmanıza yardımcı olacak ‘ben kimim’ soruları

Hayatınızda olup biten her şeye, sorumluluklarınıza, görevlerinize, dikkatinizi sürekli dağıtan bildirimlere ve beklentilere cevap vermeye çalışırken kim olduğunuzu, nereden gelip nereye gittiğinizi, yaşam amacınızın ne olduğunu ya da kendinizden ne beklediğinizi unuttuğunuzu fark ediyor musunuz? Aynaya baktığınızda gördüğünüz yüzle birlikte, kişiliğiniz de ‘olmak istediğiniz ideal insan’ doğrultusunda değişiyor mu? Yoksa daha ideal benliğinizin, olmak istediğiniz kişinin kim olduğundan bile haberdar değil misiniz? Gerçek potansiyelinizin ya da bu potansiyeli açığa çıkarmak için kendinize sormanız gereken ‘ben kimim soruları‘nın farkında mısınız? 

Günlük hayatın koşuşturmacası ve beklentileri karşılama telaşı içinde çoğu zaman potansiyelimizi gerçekleştirmek için ne yapmamız, nereden başlamamız gerektiğini gözden kaçırabiliyoruz. Gelecekle ilgili beklentilerimizi, değiştirmek ve geliştirmek istediğimiz kişilik özelliklerimizi düşünmek için vakit bulamadığımız için hedef belirleyemiyor, kendimiz için bir yol haritası çizemiyor ve yaşamın akışı içinde sürüklenip gittiğimizi hissedebiliyoruz. Kim olduğumuzu anlamak için kendimizle baş başa kalabileceğimiz zaman dilimleri yaratmadığımızda, bireysellik duygumuz zayıflıyor, dışarıda olup bitenlerden çok daha kolay etkilenebiliyoruz ve kendimiz gibi hissetmediğimiz, değerlerimizle örtüşmeyen, kontrol edemediğimiz bir yaşam sürdürdüğümüz için mutsuz olabiliyoruz.

Ancak potansiyelinizi keşfetmek ve olmak istediğiniz kişiye giden en kestirme yolu bulmanız için yeni bir yılın başlangıcı muhteşem bir fırsat. Eski yılı geride bırakırken kendinizin bir değerlendirmesini yapmak, gerçek potansiyelinizi keşfetmek ve atmanız gereken adımları yeni yıl kararlarınız arasına eklemek için faydalanabileceğiniz tüm soruları sizler için bir araya getirdik. Her biri biricik kişiliğinizi anlamanız için size yol gösterecek, karanlıkta kalan ve görülmeyi bekleyen yanlarınıza ışık tutacak, kendinize sorduğunuz her an, o andaki karakterinizle ilgili değerlendirmelerinizi çok daha kolay hale getirecek, hayatınızı ne yönde geliştirmek istediğinizi anlamanıza ve gerçek potansiyelinizi açığa çıkarmanıza yardımcı olacak soruları sizler için bir araya getirdik.

Size önerimiz soruları sormaya ve cevaplarını düşünmeye başlamadan önce şunları listelemeniz: Sahip olduğunuz, yerine getirdiğiniz roller, en yetkin hissettiğiniz alanlar, kim olduğunuza dair ipuçları taşıyan eşyalar, en yakınlarınızın sizi anlatmak için kullanacağı sıfatlar, hayatınızı değiştirdiğine inandığınız deneyimler. İster birkaç madde ile sınırlandırın ister dilediğiniz kadar listeleri uzatın. Kendinize ısınmaya başladıysanız artık sorulara geçebilirsiniz:

Kendinize sormanız gereken farkındalık soruları

1. İnsanlarla olan ilişkilerimde ve sosyalleşme örüntülerimde içe dönük müyüm, yoksa  dönük mü? İçe dönük gibi görünen bir dışa dönük ya da dışa dönük gibi görünen bir içe dönük olmadığımdan emin miyim?

2. Kişiliğimi 5 kelimeyle tanımlayacak olsam bu kelimeler hangileri olurdu?

3. Evimde ya da iş yerimde dağınık bir ortamda bulunmak beni rahatsız ediyor mu yoksa dağınıklıklar pek de umurumda değil mi?

4. Risk alabiliyor muyum? Risk aldığım zamanlarda kendimi nasıl hissediyorum? Belirsizlik bana nasıl hissettiriyor?

5. Yalnız çalıştığımda mı grupla birlikte çalıştığımda mı işimden daha fazla verim alıyorum?

6. Kendimde güçlü olarak tanımladığım yönlerim neler?

7. Kendimde eksik ya da zayıf olarak gördüğüm özelliklerim hangileri?

8. Beni diğer insanlardan farklı kılan en önemli özelliğim nedir?

9. Rekabet etmek beni motive ediyor mu? Evetse, rekabetin ne kadarı benim için kabul edilebilir, hangi noktada sınırlarımın zorlandığını hissederim?

10. En sevdiğim filmler, diziler ya da kitaplar neler? İzlemekten/okumaktan zevk aldığım filmlerin/kitapların kurgusu ve karakterleri kişilik özelliklerimle, değerlerimle ve yaşam tarzımla ilgili neleri yansıtıyor?

11. Benim için hangisi daha önemli: Başarılı bir kariyer mi, mutlu bir aile hayatı mı?

12. Toplumsal olarak belirlenmiş kuralları gerekli mi buluyorum yoksa bu kurallara tepki olarak mı doğmuşum?

13. Gece insanı mıyım gündüz insanı mı? Günün hangi saatinde enerjim en yüksek seviyede?

14. Benim için hangisi daha önemli: Para biriktirmek mi, insan biriktirmek mi, anı biriktirmek mi?

15. En çok hangi konularda ve hangi gerekçelerle yalan söylüyorum?

16. Çevremdeki insanlarla olan diyaloglarımda en çok ‘evet’ kelimesini mi yoksa ‘hayır’ kelimesini mi kullanıyorum? Çeşitli durumlar karşısında çok fazla evet ya da hayır demek karşıma çıkan fırsatları değerlendirmeme engel oluyor mu?

17. Eğer para hiç icat edilmemiş olsaydı ve para kazanmak için zamanımdan ödün vermek durumunda olmasaydım, şu an ne yapıyor olurdum?

18. Hedeflerime ulaşmak konusunda sabırla bekleyenlerden miyim yoksa sabırsızlıkla her şeyin bir anda gerçekleşmesi beklentisi taşıyanlardan mı?

19. Çevremde bana enerji/ilham veren ya da beni yoran/enerjimi emen kişiler kimler? Bu kişilerle olan ilişkimde sınırlarımı gerçekten doğru yönetebiliyor muyum?

20. Şu an evim yanıyor olsaydı, öncelikli olarak kurtarmak isteyeceğim 3 şey ne olurdu?

21. Hatalı seçimlerimin, sınırlarımın ihlal edilmesinin ve başarısızlıklarımın sorumluluğunu alabiliyor muyum yoksa suçu genelde dışarıda mı arıyorum?

22. Bir mucize olsaydı ve ertesi sabah istediğim her şeye kavuşabilseydim, yeni hayatım neye benzerdi?

23. Yaşamım boyunca en çok ertelediğim ve kaçmaya çalıştığım sorumluluklarım hangileriydi? Şu an neleri erteliyorum? Ertelediklerimin hangilerini, neden tamamlamak istiyorum; hangilerini neden geride bırakamıyorum?

24. Başarısızlıklarım ve hayal kırıklıklarım için kendimi kolayca suçlayabiliyor muyum?

25. Zamanımın ne kadarını neler için harcıyorum? İstediğim şeyleri yapmak için nasıl zaman yaratabilirim?

26. Kendim için koyduğum hedeflere ulaşmak için ne kadar vakit ve emek harcıyorum?

27. Diğer insanların benimle ilgili beklentilerini karşılamak için ne kadar vakit ve emek harcıyorum?

28. Fiziksel sağlığıma ve kişisel bakımıma günde, haftada ve ayda kaç saat vakit ayırıyorum?

29. Uyumadan önce zihnimdeki düşünceler genelde olumlu şeylerle mi yoksa olumsuz şeylerle mi ilgili?

30. Stres ve gerginlik yaşamama sebep olan durumların ne kadarı benim kontrolümde, ne kadarı kontrol edemeyeceğim şeyler?

31. Yaşamımda hali hazırda var olan, tutkuyla bağlı olduğum ve bana mutluluk veren insanlar, objeler ya da olaylar neler?

32. Son 1 yılda başardığım en önemli 3 şey neydi?

33. Yaşamım boyunca başardığım en önemli 3 şey neydi?

34. Gelecek yıl başarmak istediğim en önemli 3 şey ne?

35. Yaşamımın geri kalanında başarmak istediğim en önemli 3 şey ne?

36. Hiçbir engelim olmasaydı ve tüm imkanlara sahip olsaydım nelere sahip olmak ve hangi işle uğraşıyor olmak isterdim?

37. Yaşamda beni en çok korkutan ve ilerlememi engelleyen şey ne?

38. ‘Keşke geri dönüp düzeltebilme şansım olsaydı.’ dediğim durum hangisi? İkinci bir şansım olsaydı neleri farklı yapardım?

39. Yaşadığımı daha fazla hissedebilmek için ihtiyacım olan 5 deneyim hangisi?

40. Yaşlandığım zaman torunlarıma anlatabileceğin en etkileyici, ilham verici ya da çılgın anım hangisi?

41. 5 yıl önceki kendimle şu an konuşma şansım olsaydı, ona hangi tavsiyelerde bulunurdum?

42. Gelecekteki ‘ben’ şimdiki ‘ben’le bir araya gelebilseydi, ona neler söylerdi?

43. Yaşamım boyunca aldığım kararlardan en çok pişmanlığım duyduğum karar hangisi?

44. Yaşamım boyunca aldığım kararlardan en doğru bulduğum karar hangisi?

45. ‘Başarı’ kelimesi benim için ne anlam ifade ediyor? Başarılı bir hayat nasıl olur?

46. Anda olmak benim için ne ifade ediyor? Anda kalabildiğim zamanlarda ne yapıyor oluyorum?

47. Hayatımda toplumsal baskılara ya da akran baskısına rağmen kendimden, kişilik özelliklerimden ödün vermediğim geçmiş örnekler var mı?

48. Beni en çok gururlandıran şeyler neler?

49. Zor zamanlarla mücadele ederken benimle benzer yollardan geçmiş kimleri tanıyorum?

50. Çok sevdiğim, istediğim ama bir türlü yapmak için fırsat bulamadığım şeyleri hayatıma çekmek için şu an neler yapabilirim?

51. İşimde üstlendiğim hangi sorumluluklardan keyif alıyorum ve bunlar gelişimime nasıl katkı sağlıyor?

52. Yaptığım işin bana sıkıcı ve/veya sıradan gelen kısımlarını nasıl daha ilgi çekici hale getirebilirim?

53. Birden fazla alanda uzmanlaşmak için hangi sınırlayıcı düşüncelerimden kurtulmam gerekiyor?

54. Bu ay geliştirmek istediğim becerilerim için hangi adımları atabilirim?

55. Kendime koyduğum hedefleri başarılı bir şekilde gerçekleştirdiğimde buna nasıl tepki veriyorum?

56. Hedeflerime ulaşırken en sık karşılaştığım engeller hangileri ve ben bu engelleri nasıl aşmaya çalışıyorum? Nelere sahip olsaydım bu engelleri daha kolay aşabilirdim?

57. Hangi fırsatların karşıma çıkmasını bekliyorum? Bir fırsatla karşılaştığımda onu üstlenmeye ne kadar hazırım?

58. Potansiyelimi gerçekleştirmek için ne kadar istekli, kararlı ve motiveyim?

59. Kendimin en iyi versiyonu olmayı gerçekten istiyor muyum yoksa şu an olduğum halimden memnun muyum?

60. Değişmeye hazır mıyım?

Unutmayın, potansiyelini maksimum düzeyde gerçekleştirebilmiş kişiler, filozoflar, bilim insanları ya da ilham veren kişiler kendilerine soru sormaktan ve keşfetmekten asla vazgeçmeyenler. Bu soruların cevaplarını kendinize dürüst olarak verebildiğinizde kendinizden, yeterliliğinizden, becerilerinizden ve sahip olduğunuz kapasiteden şüphe duymayı bırakabilir, büyük bir inanç ve kararlılıkla hayallerinizi gerçeğe dönüştürmeye başlayabilirsiniz.

Kaynak: psychologytoday

Kendinizi daha yakından tanımak, potansiyelinizi açığa çıkarmak, hayatınıza farklı açılardan bakmak için aşağıdaki yazılarımızda yer alan sorulara da mutlaka göz atmanızı öneriyoruz:

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Sıra dışı bir gelecek: Otomobil dünyasında bizi neler bekliyor?

Teknolojinin, yapay zekanın ve çevre bilincinin hızla geliştiği günümüzde otomotiv dünyası da bu gelişmelerden geri kalmıyor ve inovasyonlarla ve merakla dolu bir sektöre dönüşüyor. Son yıllarda elektrikli araçlar, otonom sürüş özellikleri, akıllı yol çözümleri gibi konularla pek çok gelişime imza atan otomobil dünyasında gelecekte bizi daha nelerin beklediği büyük bir merak konusu. Hepsi çok heyecan verici olsa da en çok merak edilen sorulardan ve benim de heyecanla beklediğim gelişmelerden biri; uçan arabaların hayatımıza girip girmeyeceği 🙂 Uçan arabalar yakın zamanda hayatımıza dahil olur mu bunu bilmiyorum ama otomotiv endüstrisinin geleceği hakkında kendi perspektifimden ele alacağım pek çok konu var. Gelin, benim de bir parçası olduğum bu sıra dışı gelecekte bizi neler bekliyor olabilir birlikte bakalım.



Elektrikli otomobillerin hızlı yükselişi

Geçtiğimiz yıllarda pek çok otomobil markası, yakın gelecekte elektrikli araç üretimine ağırlık vereceğini açıklamıştı, hatta dünya çapında tamamen elektrikli araç üretimine geçmeyi planladığını belirten markalar da var. Elektrikli araçların hayatımıza dahil olması çok yeni bir gelişme olmasa da yaygınlaşması ve popülerliğinin artması son zamanlarda daha bir artış gösterdi. Gelecekte de elektrikli araçların üretiminin ve kullanıcısının artması sektörünün en beklenen gelişmeleri arasında.

Bildiğiniz gibi ben de elektrikli otomobil tutkunlarından biriyim ve sık sık sizlerle Instagram hesabımdan %100 Elektrikli Ford Mustang Mach-E ile olan maceralarımı paylaşıyorum 🙂 Konumuza dönecek olursak; fosil yakıt tüketimini azaltmak ve karbon emisyonlarını düşürmek için ülkelerin elektrikli araç kullanımına yönelik teşviklerini artırması da beklenenler arasında. Ayrıca, batarya teknolojisinde yeni ilerlemeler, elektrikli araçların menzillerinin artırılması, şarj altyapılarının geliştirilmesi de yine yakın gelecekte bizimle olacağa benziyor.

Sürdürülebilir ve çevre dostu çözümler

Elektrikli araçların yükselişi, otomobil dünyasının geleceğinde beklenen tek çevreci haber değil. Doğa dostu yaklaşımlar ve sürdürülebilir çözümlerle dolu yenilikler de ufukta. Pek çok sektörün son yıllarda önemli bir gündem maddesi haline gelmiş olan çevre bilinci, otomotiv dünyası için de önemli bir konu. Geri dönüştürülmüş malzemelerden üretilen iç dizayn ekipmanları, doğa dostu kumaşların kullanımı, üretim aşamasında yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı, daha az karbon salımı yapan motor teknolojileri ve daha nice gelişme, otomotiv dünyasının beklenenleri arasında.

Sektörde yeşil devrim adını verebileceğimiz daha pek çok gelişmenin damga vurması da olası. Araçların iç tasarımdan üretim süreçlerine kadar geniş bir yelpazede sürdürülebilir çözümler, otomobillerin gelecekteki dünyasını ve tabii ki dünyamızı taçlandıracak gibi. Bir çevreci olarak hızla yaygınlaşmasını görmek istediğim gelişmelerden birisi kesinlikle sürdürülebilir çözümler.

Otonom sürüş özelliklerinde ilerlemeler

Ve tabii ki otonom sürüş özelliklerinden bahsetmemek olmaz. Beni belki de en çok heyecanlandıran konulardan bir diğeri. Hani şu sürücüsüz giden otomobiller var ya, işte tam da onlardan bahsediyorum. Yakın bir gelecekte belki de araçların şoför koltukları hep boş kalacak. Olamaz mı? Bu, çok gerçekçi bir senaryo olmasa da şu an için benzer senaryolarla sık sık karşılaşacağız gibi. Çünkü pek çok dünya devi otomobil ve teknoloji firması, otonom araçlar alanında büyük yatırımlar yapıyor. Ancak, tam otonomiye ulaşmak için biraz daha geleceği beklemek gerekecek. Çünkü birtakım zorlukları aşabilmek için yeni teknolojilerin geliştirilmesi bekleniyor.

Özellikle büyük şehirlerdeki yoğun ve karışık trafik senaryoları, yasal düzenlemeler, kişisel hakların korunması, uygun yol ve altyapı çalışmalarının tamamlanması gibi pek çok faktör var. Yine de bu konudaki çalışmaların hız kazanması ve otonom sürüşün farklı seviyelerinin piyasaya sürülmüş olması, otonom sürüş teknolojilerinin potansiyelini gösteriyor. Gelecekte tam otonom seviyeye de erişilmesi mümkün.



Otonom özelliklerin yanı sıra farklı sürüş modları da ufukta. Hatta, ben şimdiden %100 Elektrikli Ford Mustang Mach-E  ile bu modları deneme fırsatına sahibim 🙂 Mustang Mach-E, sürüş deneyimini kişisel isteklere göre uyarlıyor; Aktive, Whisper ve Untamed modları sayesinde motor seslerini, ortam aydınlatmasını ve hatta aracın tepki verme hızını kişiselleştirmek mümkün. 

Akıllı şehirlerin kurulması

Otonom sürüş özellikleri, farklı sürüş modları, otomobil ve yapay zeka teknolojisindeki gelişmeler, yalnızca bireysel kullanımla sınırlı kalmayacak muhtemelen. Ve önemli bir toplumsal gündem haline de gelecek. Bu da akıllı şehirler gibi bir konseptin hayatımıza girmesi anlamını taşıyabilir. Şehirlerin, otomobillerin geleceği ile ne ilgisi var ki diye düşünmeye başlamadan hemen araya gireyim. Eğer başta otonom sürüş özellikleri olmak üzere otomobiller kendi başlarına -bir sürücünün aracı sürmesine ihtiyaç kalmaksızın- yolda gidebilecekse, bu şehirlerin de birtakım düzenlemelerden geçmesi anlamını taşıyor. Yollardaki alt yapı çalışmalarının bu doğrultuda düzenlenmesi, akıllı şarj istasyonlarının kurulması ve otonom araçların kendi kendini şarja takabilmesi için uygun çevresel yapılanmaların tamamlanması gibi pek çok gelişmeyi de beraberinde getirebilir. Belki de gelecekte şehirlere akıllı taksi durakları kurulacak ve birtakım mobil uygulamalar üzerinden bağlantıya geçilebilecek.

Sosyal dünya ile bağlantı sağlayan araç özelliklerinin geliştirilmesi

Bir düşünelim; otomobiliniz size en yakın kafeyi önerse ya da zevkinize uygun bir restoranda sizin için rezervasyon yaptırsa, nasıl olur? Ya da arkadaşlarınızla buluşma ayarlasa, arabaya bindiğinizde en sevdiğiniz dizinin kaldığınız bölümünü başlatsa? Siz keyifle buluşmalarınıza hazırlanırken veya dizinizi izleyip, müziğinizi dinlerken sizi istediğiniz yere götürse? Yani adeta bir eğlence merkezine dönüşse? Tüm bunlar, yakın gelecekte hayallerimizi süslemenin ötesine geçebilir. Bağlantılı araçlar, yani kendi internet erişimi olan ve verileri başka cihazlarla da paylaşabilen araçlar, otomobil dünyasının belki de gelecekte en çok parlayan yıldızı olabilir. Yalnızca yolculuk vadetmenin ötesinde bağlantılı araçlar, adeta kişisel mobil cihazlarımıza dönüşebilir.

Çoğu macerama tanıklık ettiğiniz Ford Mustang Mach-E de adeta benim eğlence merkezim. Araç içi iletişim ve eğlence sistemi olan Ford SYNC 4A ile konuşma, ses tanıma, kablosuz akıllı telefon entegrasyonu, sezgisel 15,5″ dokunmatik ekran ve çok daha fazlasını deneyimleyebiliyorum. Halihazırda gelişmiş teknolojinin keyfini sürebiliyor olsam da gelecekte bağlantılı araçlar bizi daha pek çok özelliği ile şaşırtacak diyebilirim.

Kısacası, otomobil dünyasının sıra dışı geleceğinde bizi bekleyen yepyeni heyecanlar var. Uçan arabalar yalnızca filmlerin unutulmaz bir parçası olarak mı hafızalarımızda kalır yoksa gerçekten de hayatımıza dahil olur mu bilinmez ama kesin olan bir şey varsa o da otomobil dünyasının hiç olmadığı kadar yenilik dolu olduğu. Kim bilir belki bir gün gökyüzünde bulutların arasında sıkışıp kaldığım bir trafikteyken size yazarım 🙂 Daha fazlası için yazılarımı ve Instagram hesabımı takip etmeyi unutmayın.

İlginizi çekebilir: Virtual Influencer’lar: Kim bu sıra dışı influencer’lar? Takip etmeniz gerekenler?

Sürdürülebilir çözümlerin izinde: VitrA’dan dünyanın ilk ve tek %100 geri dönüştürülmüş seramik lavabosu

‘Biricik’ dünyamız günden güne artan çevreler baskılar ve azalan doğal kaynak sorunları ile karşı karşıya. İklim krizi, küresel ısınma, atık sorunları, hava kirliliği ve daha nice çevresel sıkıntı, hem dünyamızın hem de insanlığın geleceğini tehdit ediyor. Bu nedenle, sürdürülebilir yaşam alışkanlıklarına sahip olmanın önemi her zamankinden kat ve kat daha fazla. Böylesi bir gerçekliğin farkında olan tüm endüstrilerde de yenilikçi ve çevre dostu ürünlerin geliştirilmesi oldukça büyük bir öneme sahip. Bu bağlamda VitrA, büyük bir adım atarak çevreye saygısını ve döngüsel ekonomiye olan katkısını gözler önüne seriyor.



VitrA’dan bir ilk; %100 geri dönüştürülmüş seramik lavabo

Çevresel ayak izlerini azaltma yolunda önemli adımlar atan VitrA, sektörün değişim öncülerinden biri olarak bizi yeni çevre dostu lavabosu ile tanıştırıyor. Dünyanın ilk ve tek %100* geri dönüştürülmüş seramik lavabosu özelliğini taşıyan bu lavabo, atık olarak kabul edilen malzemelere yeniden hayat veriyor. Yeni çevre dostu lavaboların içerik olarak yaklaşık %100’ü, kırık seramikler de dahil olmak üzere üretim sürecinde ortaya çıkan ve bertarafa giden atıklardan oluşuyor.

VitrA’nın sürdürülebilirlik konusundaki vizyon ve öncülüğünü yansıtan bu yenilikçi ve çevre dostu lavabolarla, seramik sektöründe sürdürülebilir tasarım konusunda da yeni bir standart ortaya çıkıyor. Tasarım harikası ve fonksiyonel bir ürün olmanın ötesinde geri dönüştürülmüş seramik lavabolar, çevresel bilinç ve sürdürülebilir yaşam tarzlarını da destekleyen güçlü bir mesaj taşıyor.

%30 oranında iyileşen küresel ısınma potansiyeli

ISO 14040:2006 ve 14044:2006 standartlarına uygun yapılan Yaşam Döngüsü Değerlendirmesi sonuçlarına göre, atıkların kullanılması çevresel etkilerden küresel ısınma potansiyelini %30 oranında iyileştiriyor. Geri dönüştürülmüş lavaboların üretilmesi sayesinde, ürün başına, daha az hammadde kullanılarak %36’lık iyileştirmeyle yaklaşık 5 kilogram hammadde tasarrufu ve %38 iyileştirmeyle 2,48 Kwh elektrik tasarrufu elde edilmesi hedefleniyor.

Sadece bir lavabo olma işleviyle kalmayan, çevresel sürdürülebilirliğe yönelik geniş bir vizyonu temsil eden bu ürün, çevreye duyarlı bir gelecek için atılmış çok büyük bir adım. Eczacıbaşı Yapı Gereçleri’nin çevre dostu lavabolarla benimsediği bu üretim yaklaşımı, döngüsel ekonomiye katkıyı da en üst seviyeye çıkarıyor.

Sürdürülebilir bir gelecek için hijyenik ve şık bir ilham kaynağı

Küresel ısınma potansiyelini iyileştiren, çevre dostu bir tasarım harikası olmasının ötesinde VitrA’nın geri dönüştürülmüş lavaboları, hijyen endişesini de ortadan kaldırıyor; çünkü bu lavabolar VitrA Hygiene teknolojisiyle kaplanıyor. Bakteri gelişimini %99,9 oranında önleyen VitrA Hygiene teknolojisi sayesinde, seramik lavaboların kullanımı sırasında yüzeye bulaşan bakteriler etkisiz hale geliyor. Böylece, bir numaralı önceliğimiz olan hijyenden ödün vermeden çevre dostu seçimler yapmak da kolaylaşıyor.



Ayrıca, her zevke, her alana uygun seçimler yapmak da yine VitrA ile oldukça kolay. Bilecik, Bozüyük’teki VitrA Üretim Kampüsü’nde geliştirilen yenilikçi çözümler sayesinde üretimine başlanan bu çevre dostu çanak lavabolar, ilk olarak mat bej renkte ve 5 formda tasarlanmış olsa da VitrA’nın geri dönüştürülmüş ürün gamına yeni ürün ve renklerin eklenmesi de planlanıyor.

VitrA %100 geri dönüştürülmüş seramik lavabonun hikayesi, gelecekteki çevre dostu ürünler ve teknolojiler için de büyük bir ilham kaynağı. Daha sürdürülebilir bir dünya için gelecekte atılacak tüm adımlara şimdiden ilham olduğu kesin. Siz de yaşam alanlarınızı çevre dostu bir bilinç ile şekillendirmek ve bir eşi daha olmayan dünyamızın geleceği için önemli bir adım atmak istiyorsanız hemen tıklayıp VitrA %100 geri dönüştürülmüş seramik lavabo çeşitlerini keşfedebilirsiniz.

* İçerik olarak yaklaşık %100’ü üretim sürecinde ortaya çıkan ve bertarafa giden atıklardan üretilmiştir.

* Bu içerik VitrA katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlgili Makale