X

En iyi spor eğitmenlerinin en sevdiği antrenman sonrası yemekleri

Antrenman sonrası yiyeceğiniz atıştırmalıklar sadece yemek yemek için değildir. Bir yandan kaslarınızı korumak için yeterli besin almanız gerekirken, diğer yandan da pedal basarken yaktığınız kalorinin iki katı olan protein shake’i almak istemezsiniz. Bu noktada dengeyi tutturmak zordur ve birçoklarımız deneme yanılma yöntemiyle en doğru sonuca ulaşır.

Antrenörler ve koçlar bütün kariyerlerini kendilerini yenileyecek ve almaları gereken besinleri test ederek geçirirler. Ne yazık ki, hiçbirimiz ünlü hocalardan sağlıklı beslenme hakkında özel ders alacak kadar zengin veya ünlü değiliz. (Hayır, sürekli profesyonel sporcuların etrafında dolaşıp kimse bakmıyorken karışımlarını gizlice içmenizi önermiyoruz 🙂 Bu yüzden sizin için Amerika’nın en başta gelen uzmanlarına ne yediklerini ve nedenini sorduk. Sürpriz cevaplara hazır olun!

1. Alfonso Moretti, personal trainer, kişisel spor eğitmeni, vücut geliştime şampiyonu ve The Angry Trainer fitness programı yaratıcısı

Alfonso Moretti, güneşin doğuşundan itibaren spora gitmek, ağırlıkları kaldırmak için hazır. Sabah erken saatte yapılan antremanlar onun ve müşterilerinin en sevdiği antrenmanlar oluyor; ancak bu süreç mide için zor olabiliyor. Alfonso Moretti bunun için ‘Eğer antrenmandan 1 saat kadar önce uyandıysanız, size aç karnına egzersiz yapmanızı kan şekerinizi yükseltmeniz için bir parça meyve yemenizi öneriyorum.’ diyor. Antrenmandan önce fazla yemek yerseniz bu hem midenizi bulandırır hem de sizi yavaşlatır. Eğer sabah erken antremanlarına yeni başladıysanız vücudunuz, zamanla bu süreç için kalori yakarak enerji sağlamayı öğrenmeye ihtiyaç duyacak. Eğer mide bulantısı sizi yavaşlatıyorsa, Alfonso sulandırılmış sporcu içeceğini antrenmanda 20 dakika boyunca içerek kan şekeri seviyenizi stabil hale getirmenizi öneriyor.

2. Erica Giovinazzo, MS, RD, CrossFit eğitmeni​ ve beslenme uzmanı 

CrossFit, çok yoğun antrenman tarzıyla beraber güce ve aerobic fitness’a dayanan bir spor olarak biliniyor. (ve diz hizasındaki çoraplarıyla). Zorlu ve bol terlemeli bir antrenman sonrası Erica Giovinazzo alacağı besinlerin enerjisini tazeleyeceğinden ve kaslarına katkıda bulunacağından emin olmak istiyor ve ekliyor: ‘İçerisinde meyve karışımı olan protein shake’im var; çünkü zorlu geçen antrenman sonrası vücudumuz tüm glikojen deposunu kullanıyor ve yenilemek için hem kasların absorve edeceği karbonhidrata, hem de kasların bozulmasını engellemek için proteine ihtiyacımız var. Ayrıca sıvı içeceklerde besinlerin emilimi hızlı oluyor. Sindirim ve vücuttaki emilimi zor olduğu için yağlı atıştırmalıklardan uzak durmaya çalışan Erica, tedbirli davranıyor. Ayrıca o kadar çalışmanın üzeribe kim göbeğini şişirmek ister ki? Erica sağlıklı atıştırmalık ürünleri satan Stronger Faster, Heathier (SFH)’ın Vanilyalı Saf Protein Tozuna çok güveniyor ve ekliyor : ‘Bu ürün en iyisi! Çayırda beslenmiş peynir altı suyu proteinini şekerotu ile tatlandırıyorum. Erica’nın tarifini hazırlamak için; fincana bir kaşık şekersiz badem sütünü boşaltın ve üzerine yarım fincan donmuş yaban mersinini ve püre balkabağını ekleyin, onun üzerine de yarım çay kaşığı tarçın ilave ederek karışımı hazırlayın.

3. Matt Frazier, No Meat Athlete kitabı yazarı ve ofnomeatathlete.com kurucusu

Egzersiz yaptığınız zaman kaslarınız glikojen( bir şeker türü) yakmaya başlar. Bu yüzden harcadığınız enerji kaynağını günün geri kalanı için yerine koymalısınız yoksa günün geri kalanı aşırı yorgun olursunuz. Matt bu durumun kendinizi tatlıyla şımartmak için mükemmel bir zaman olduğunu düşünüyor ve ekliyor: ‘Uzun antrenmanlardan hemen sonra hatta antrenman bittikten sonra birkaç dakika içerisinde kaybettiğim şekeri yerine koymayı seviyorum. Bu şeker genelde meyve suyu, yarım karpuz ya da birkaç tane muz oluyor. İsterseniz sadece beyaz ekmek ya da pilav gibi karbonhidratlar tüketin. Bu taneli tahılları tüketmek için tek doğru zaman olabilir.

4. Nia Shanks,  sağlık ve fitness yazarı,  33 Ways to Break Free from Binge Eating kitabı yazarı

Nia Shanks özellikle dışarda antrenman yaptığında antrenman sonrasını yemeği mevsimlere göre belirlemeyi seviyor. Yılın bu zamanları ev yapımı acı sosta pişmiş fasulye ve hindi tüketiyor. Nia yemeği ‘Bu antrenman sonrası mükemmel bir seçenek çünkü ısıtıyor, doyurucu, acı ve lezzetli karbonhidratlarla ve proteinle dolu’ şeklinde açıklıyor. Acı sosta pişmiş fasulye ve hindi yemeği antrenmandan sonra herkesin aklına gelmese de Nia’nın bakış açısına göre harika bir seçenek! Dahası içerisinde protein kaynağı bir şey var: Bizon

5. Dolvett Quince,  The Biggest Loser Bootcamp kitabı yazarı

Onu Amerika’daki popüler şov programlarında insanlara amaçlarına ulaşmasında yardım ederken görebilirsiniz; ancak Dolvett Quince söz konusu kendi antrenmanları olunca neye güveniyor dersiniz? Protein tozuyla taze meyve ve sebzelerin karışımına! Dolvett’e baktığınız zaman blender’ın yanına geldiğinde yemek konusunda işi biliyormuş gibi gözüküyor ve ekliyor: ‘Progenex protein tozu ve avuç dolusu meyveler ve lahana veya ıspanaktan oluşan büyük bir protein shake benim başvurduğum karışım.

6. Brian Gallagher,  Throwback Fitness kurucu ortağı

Protein shake bütün spor salonlarında en az dambıl kadar yaygın durumda ve bunun iyi bir nedeni var: Bize kaslarımız ve vücut geliştirme için proteinin gerekli olduğunu öğrettiler. Esasında bu doğru olmasına karşın, Brian Gallagher protein tozuna aşırı düşkün olmamamız gerektiğini düşünüyor. Bir dönem protein tozuna düşkün olan Gallagher, bir gün protein tozu bittiğinde bunun çok önemli olmadığına kendini ikna ediyor ve bu durumla ilgili şunu söylüyor: ‘ Antrenmanımı bitirmiştim ve 90 dakika boyunca hala yemeğimi bitirmemiştim; ancak yine de yavaş yenilenme, performans düşüklüğü, ve düşük dayanıklılıktan habersiz bir şekilde kendimi harika hissediyordum ve protein tozunu kullanmayı bıraktım. Onun yerine antrenmandan sonra salata veya yumurta gibi temiz ve sağlıklı şeyler tüketiyorum. Kendimi protein tozunu mideye indirmediğim zaman daha iyi hissediyorum ve onun yerine az işlemden geçmiş yiyecekler tercih ediyorum. Bu sayede sonrası için endişelenmeyi de bıraktım.’  Zorlu bir antrenman sonrası çikolatalı süt tüketmeye bayılan Brian Callagher, bunu da antrenman sonrası ödül olarak görüyor ama aşırıya kaçmadan idareli tüketiyor.

7. Lori-Ann Marchese, eski Miss Connecticut,  Body Construct Fit CEO’su

Game of Crowns’un güzel aktristi, eski güzellik yarışması 1.si ve spor salonu sahibi Lori-Ann Marchese vücuduna şekil vermek için birçok şey yapmış. Lori’ye göre bu olay tamamen zorlu geçen antrenman sonrası kasların beslenmesi ve  dallı zincirli aminoasit kullanmasından kaynaklanıyor. Protein shake’in içerisine birkaç kaşık dallı zincirli aminoasit katıyor. Belki size çok teknik gelebilir ama bu karışım siz diyetteyken bile kaslarınızı korumanıza yardımcı oluyor. Lori bu karışım için şunları söylüyor: ‘Antrenman sonrasında  yarım saat içerisinde vücuda tekrar yakıt koymak gerekiyor ve bu yakıt protein ve amino asit içermeli ki kaslar yenilensin’ Bu karışım kasların gelişimine katkıda bulunarak daha iyi bir vücuda sahip olmanızı sağlıyor. Ayrıca daha çok kas yaptıkça daha çok yağ yakıyorsunuz.

8. Adam Gilbert, My Body Tutor CEO’su ve eğitmeni

Karbonhidratlardan korkmayın! Fitness salonlarında karbonhidratları kesmek çok popüler bir görüş olsa da, Adam karbonhidrat tüketmenin antrenmanı geliştrdiğine ve sonrasında iyileşme sürecine katkıda bulunduğuna inanıyor ve karbonhiratın sizi ‘Michelin Adam’ gibi şişkin yapmayacağını söylüyor. Adam’ın antrenman öncesi yemeği üzerine fıstık ezmesi ve tarçın eklenmiş pilavlı kekten oluşuyor. Adam yemeği için: ‘Pilavlı kek karbonhidrat açısında güzel bir kaynak ve bana antrenman için enerji sağlıyor. Fıstık ezmesi protein açısından zengin ve tarçın sadece tat vermiyor, aynı zamanda kan şekerini dengelediği de kanıtlanmış’  şeklinde konuşuyor. Antrenman sonrası ise ızgara ve brüksel lahanası ve tatlı patatesle daha doyurucu bir öğün yiyerek protein, sağlıklı karbonhidrat ve besinlerin mükemmel dengesine başvuruyor

9. Jessie Pavelka, The Biggest Loser eğitmeni ve Obese: A Year to Save My Life TV programı sunucusu

‘Antrenman sonrası yemekleri oldukça önemlidir. Kaslarınız bozulabilir ve vücudunuz yenilenmek ve tazelenmek için çığlık atabilir’ Bu sözler Jessie Pavelka’ya ait. Ne zamanki sıra Jessie’nin kendi sağlığına geliyor, o zaman protein smoothie’ye egzotik malzemeler ekleyerek karışımını hazırlıyor. En sevdiği smoothie’yi alıyor, kan şekerini dengelemesi için tarçın ekliyor,  makro besin ve doğal antibiyotik olan saf bal ekliyor, enerji verdiği söylenen geleneksel Güney Amerika maça tozunu da ekleyerek karıştırıyor. (Maçanın ayrıca doğal viagra da olduğu söyleniyor) Peki bütün bu malzemelerle Jessie’nin ‘garip’ karışımı nasıl yapılıyor? Bir fincan kabuksuz meyveleri bir avuç lahana ve bir kaşık en sevdiğiniz protein tozu ile karıştırın. Bir yemek kaşığı maça ve saf bal ekleyin ve üzerine tarçın serpin. Belki size garip gelebilir ama tadı oldukça lezzetli!

10. Adam Bornstein,  Born Fitness kurucusu 

Adam Bornstein diğer spor eğitmenleri gibi proteini çok seviyor; ancak protein shake’i kullanmadığı bazı zamanlar, antrenman sonrası en sevdiği yemeğin tavuklu pilav olduğunu söylüyor ve ekliyor: ‘İçerisinde ızgara tavuk, beyaz pirinç, biber, soğan, çin lahanası gibi ızgara sebzeler var. Ayrıca üstüne de sriracha ekliyorum. Bazen de en son bal serpiyorum’ Bornstein bu karışımı tam bir öğün olarak gördüğünü ve fabrikasyon protein shake’lerin yerine tercih ettiğini söylüyor.

11. Kira Stokes, ünlülerin spor eğitmeni ve  the Stoked Method yaratıcısı

Kira diğer birçok eğitmen gibi antrenmandan sonra protein shake kullanıyor; ancak onun protein tozu kenevir ve esmer pirinç tozundan oluşuyor. Aslında bu veganlar için ve peynir altı suyu tozunu ve soya proteinini sindirmekte zorlananlar için mükemmel bir seçenek. Kulağa garip gelmesine rağmen Kira bu karışımın en az protein tozu kadar lezzetli olduğunu söylüyor; ancak sadece shake içip bırakmayın! Kira protein shake’in sadece atıştırmalık olduğunu öğün olarak görülmemesi gerektiğinin altını çiziyor ve gerçek öğününü açıklıyor: ‘Antrenmandan yaklaşık bir saat sonra, protein ve sebzelerden oluşan başka bir atıştırmalık yiyiyorum. Büyük porsiyonlar yerine sürekli atıştırıyorum. Koşmaya devam etmek için makineyi sürekli beslemelisiniz.

Kaynak:

greatist.com

İlginizi çekebilecek diğer yazılar:

Egzersiz yaparken nasıl beslenmeliyim?

Sağlıklı bir yaşam için metabolizmanızı hızlandırmanıza yardımcı olacak öneriler

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale