X

En iyi diziler, yeni keşifler, seyahat önerileri: 2021 yılının en çok okunan Explore Up yazıları

2021 yılı hepimiz için pandemi kısıtlamaları sonrası kontrollü de olsa özgürlüğümüze kavuştuğumuz; tiyatro, sinema, konser ve festival gibi pek çok etkinliğin yeniden başladığı, yeni restoranlar keşfettiğimiz ve uzaktan çalışmanın hala bazılarımız için geçerli olduğu bir düzende çalışırken aynı zamanda seyahat etmenin tadını da doya doya çıkardığımız bir yıl oldu. Yepyeni kitaplarla, etkinliklerle ve keşiflerle renklenen Explore Up kategorimizde bu yılın en çok okunan yazıları da hem evde dizi ve film izlemeyi seven ‘ev kuşları’nın hem de keşif meraklılarının seçimleriyle şekillendi.

Uplifers olarak her yıl olduğu gibi bu yıl da, Feel Up, Live Up, Parent Up, Pleasure Up, Style Up, Explore Up, Home Up ve Green Up kategorilerimizden, tüm yıl boyunca sizlerin severek okuduğu yazıları bir araya getirerek ‘2021 yılının en çok okunan yazıları’ seçkilerimizi oluşturduk. Geçtiğimiz yılı film önerileri, en iyi diziler, seyahat önerileri ve kitap önerileri gibi konuların yer aldığı ‘Explore Up’ kategorisiyle değerlendirmek isteyenler için işte 2021 yılının en çok okunan Explore Up yazıları:

10. İki kişi oynanabilen en eğlenceli kutu oyunları

Evde daha fazla zaman geçirdiğimiz ve arkadaş buluşmalarının evlere taşındığı bu dönemde büyük çoğunluğumuzun eğlenceli zaman geçirmek için tercihi kutu oyunları oldu.‘Oyun’ kelimesi günümüzde konsol oyunlarından uygulamalara pek çok farklı oyun türünü kapsasa da; kutu oyunları her yaştan oyun sever için bambaşka bir yere sahip. İçindeki çocukla bağlantı kurmak, onun da eğlenmesine izin vermek isteyen tüm oyun severler, listemizdeki oyunlara büyük bir ilgi gösterdi. Evde geçirdiğiniz zamanları daha akılda kalıcı hale getirmeyi başaracak ve eğlenirken oyun arkadaşınızla birlikte keyif almanızı sağlayacak, sevilen kutu oyunlarına yer verdiğimiz yazımızdaki tüm oyunları Uplifers Kutu Oyunları Seçkisi‘nde bulabilirsiniz!

Yazıyı inceleyin: İki kişi oynanabilen en eğlenceli kutu oyunları

9. Body Positivity: Beden olumlama ile ilgili izleyebileceğiniz dizi ve film önerileri

Son yıllarda literatürde sıkça karşılaşılan bir kavram: “Body Positivity” yani “Beden Olumlama”, dünyada ve ülkemizde hareketin farklı temsilcileri ile çalışmalarını sürdürmeye bu yıl da devam etti. 2021 yılında çok daha fazla gündemde olan beden olumlamaları ve beden tarafsızlığı gibi akımlar, moda ve medya dünyasındaki söylemleri değiştirmeye çalışarak gerçekçi olmayan güzellik standartlarından kurtulmayı ve tüm beden tiplerini görünür kılmayı hedefliyor. Bu hareketler, sadece bir tek beden tipinin çekici olmadığını; tüm beden tiplerinin değerli ve sağlıklı olduğunu savunuyor. Siz de bu konu ile ilgili farkındalık geliştirmek veya düşünce yapınızı değiştirmek istiyorsanız beden olumlama temasını işleyen dizi ve film önerilerini inceleyebilirsiniz. 

Yazıyı inceleyin: Body Positivity: Beden olumlama ile ilgili izleyebileceğiniz dizi ve film önerileri

8. Hikayesi nedir acaba: Hippiler, Lale Pudding Shop’ta ne yapıyordu?

Sultanahmet’in 1960’lı yıllarda hippilerin uğrak noktası olduğunu biliyor muydunuz? Peki o zamanlar Sultanahmet’ten otobüsle Katmandu’ya gidildiğini? Yazarımız Pınar Özpak, İstanbul’daki hippilerin sürekli uğradıkları ve çokça zaman geçirdikleri mekan olan ve bugün hala Sultanahmet’te hizmet vermeye devam eden Lale Pudding Shop’un ilginç hikayesini bizlerle paylaşıyor. Eğer bir gün yolunuz düşerse içeride hala hippilerden kalan mektuplarla ve o dönemden kalma birçok fotoğrafla dolu bir panoyla karşılaşabilirsiniz!

Yazıyı inceleyin: Hikayesi nedir acaba: Hippiler, Lale Pudding Shop’ta ne yapıyordu?

7. Çizer Sercan Tunalı ile çizimleri üzerine renkli bir sohbet

Çok renkli rüyalar içinden dünyaya geliyorum” cümlesiyle en az çizimleriyle olduğu kadar, bizleri tekrar tekrar düşünmeye sevk eden fikirleriyle de ilgi toplayan, Instagram’da The Cloud Collector adıyla tanıdığımız Sercan Tunalı ile yazarımız Yağmur Aşık Mola keyifli bir sohbet gerçekleştirdi. Sizlerin gösterdiği ilgiyle bu renkli sohbet, 2021 yılının en çok okunan Explore Up yazıları arasındaki yerini aldı.

Yazıyı inceleyin: Çizer Sercan Tunalı ile çizimleri üzerine renkli bir sohbet

6. “Workation”: Uzaktan çalışırken tatil yapabileceğiniz keyifli destinasyonlar

İngilizce work (çalışmak) ve vacation (tatil) kelimelerinin birleşiminden doğan ‘workation’ bir yandan çalışırken bir yandan da tatil yapmak anlamına geliyor. Yani, işin ve eğlencenin birleşiminden ortaya çıkıyor. Uzaktan çalışma sisteminin pandemi ile birlikte hayatlarımızda daha sağlam bir yer alması, işlerimizin neredeyse tamamını bilgisayarlarımızdan, telefonlarımızdan yönetmemize imkan sağlıyor. İnternet varsa işler aksamadan yürüyebiliyor. Böyle bir hareketlilik de özellikle evden çalışmaktan sıkıldığımız zamanlarda büyük bir şans yaratıyor…

Bir yandan işlerinizi hallederken bir yandan da dinlenip kendinize özel zamanlar ayırabileceğiniz “workation” destinasyonlarını bir araya getirdiğimiz yazımız, 2021 yılının en çok okunan Explore Up içerikleri arasında yer alıyor.

Yazıyı inceleyin: “Workation”: Uzaktan çalışırken tatil yapabileceğiniz keyifli destinasyonlar

5. Ağrı Dağı’nın zirvesine doğru: Türkiye’nin zirvesine tırmanış günlüğü

Kutsal kitaplarda adı geçen, Marco Polo’nun “Hiçbir zaman çıkılamayacak bir dağ,” olarak tanımladığı, Yaşar Kemal’in “Ağrı Dağı dünyanın üstüne oturmuş ayrı bir dünya gibidir, ağır, heybetli… Ağrı Dağı gecelerde daha büyür, ağırlaşır, dünya yalnız Ağrı Dağı’ymış gibi gelir insana. Ulu sessizliğini korkunç gümbürtüler parçalar. Bir uçtan bir uca…” cümleleriyle anlattığı, 5137 metre yüksekliğiyle Türkiye’nin en yüksek dağı Ağrı Dağı’ndaki tırmanış deneyimini ve içsel yolculuğunu anlatan Nihan Yığın‘ın muhteşem anılarını merakla okuyacağınıza eminiz.

Yazıyı inceleyin: Ağrı Dağı’nın zirvesine doğru: Türkiye’nin zirvesine tırmanış günlüğü

4. Topraklanma: Doğadan gelen şifa kaynağı

Topraklanma: Doğadan Gelen Şifa kitabı bize çok basit bir iyileşme ve huzur kaynağını hatırlatıyor. Toprak ile bağlantısını yitiren insanlar ve hayvanlar, bir süre sonra sağlığını da yitirmeye başlıyor, çünkü Toprak’tan ayrı yaşamanın üzerine bir de elektromanyetik kirliliğin eklenmesi, insan bedenini, daha önce tanımadığı bir yükle tanıştırıyor. Bu yükü ancak toprakla ilişki kurarak devredebiliyoruz, aramızdaki ilişkinin temelinde bu var. Topraklanma: Doğadan Gelen Şifa kitabını önemli yapan iki şey var: İlki, bize toprak ile yeniden bağ kurmanın zamanının geldiğini hatırlatması ve bunun için yollar sunması. İkincisi de kitabın içerisinde bilimsel araştırmalara ve sürece dair deneyimlerin yorumlarına bol bol yer verilmesi.

Yazarımız Özge Uysal‘ın, Topraklanma: Doğadan Gelen Şifa kitabını insanın doğayla olan bağlantısını kaybetmesinin sonuçları üzerinden yorumladığı yazısı, 2021 yılının en çok okunan ilk üç Explore Up yazısı arasında yer almayı başardı.

Yazıyı inceleyin: Topraklanma: Doğadan gelen şifa kaynağı

3. Kimimiz için gelecek planlarını hayata geçirmek neden daha zor?

Her türlü seçiminde bilinçli, çokça seçenek arasından kendine en uyanı seçme lüksüne sahip kişiler arasında bir süredir yaşamıyla ilgili değişim ihtiyacı doğdu. Büyük şehirlerden uzaklaşmayı tercih eden, küçük kasabalarda yeni iş fırsatları yaratan, influencer olarak hayatına devam eden, yoga, meditasyon, koçluk gibi alanlarda kendisine ikinci meslek seçen, belki bir süredir ertelediği planlarını hayata geçiren çokça kişi bu çeşitliliğin olumlu yanlarını yaşıyor, hayatını oldukça keyifli şekilde sürdürüyor. Öte yandan pek çok fikri olup hangisinden başlayacağını bilemeyen, pandemi ya da kendi dışında gelişen olayların etkisiyle adım atmaktan çekinen veya “Bu saatten sonra nasıl yapacağım?” diye düşünen bir grup da bizimle birlikte.

Yetersizlik ve ‘ben yapamam’ hissinin küçüklükten bu yana duyulamamış şefkat duygusuyla ilişkisini 2020 Kasım ayında Netflix’te vizyona giren “The Life Ahead” filmi üzerinden ele alan yazarımız Didem Sümer Tiryaki‘den tadı damağınızda kalacak bir film okuması!

Yazıyı inceleyin: Kimimiz için gelecek planlarını hayata geçirmek neden daha zor?

2. Amazon Prime dizileri: Bir oturuşta bitirebileceğiniz 4 dizi önerisi

Dijital platformlar hiç şüphesiz son yılların parlayan yıldızı. Sosyal medyadan daha da hızlı bir şekilde hayatlarımıza giren bu sektör, tüm dünyanın son yıllarda başına gelen en güzel şeylerden biri. Özellikle pandemi kısıtlamaları sırasında bol bol keyifli vakit geçirmemize olanak veren, bizi farklı dünyalara ışınlayan sayısız seçenek arasından herkesin ilk tercihi Netflix olsa da, Amazon Prime için de 2. sırada yer alıyor diyebiliriz.

Yazarımız Gizem Okut, kendi tabiriyle ‘Ah ne de tatlıydı, bir oturuşta bitirdim’ dediği 4 Amazon dizisini bizlerle paylaşmıştı. Yalnızca bir günde bitirebileceğiniz, kısa ama öz, keyifli ve tadı damağınızda kalacak muhteşem Amazon Prime dizi önerileri, 2021 yılında en çok ilgi gören içerikler listesinde 2. sırada yer alıyor.

Yazıyı inceleyin: Amazon Prime dizileri: Bir oturuşta bitirebileceğiniz 4 dizi önerisi

1. Hindistan’da bir ışık şehir: Auroville’i keşfedin

Auroville, Pondicherry şehrinde Mirra Alfassa tarafından 1968 yılında kurulan bir mini şehir. Yaklaşık 850 hektarlık bir alana kurulan bu oluşum “Geleceğin Şehri” olarak tanımlanıyor. Auroville isminin anlamı da Fransızca “Işık Şehir.” Web sitelerinde paylaşılan güncel bilgilere göre 57 farklı ülkeden 2393 kişi yaşıyor burada. Hindistan hükümeti ve Unesco tarafından da desteklenen bu şehirde sürdürülebilir tarım, enerji ve farklı iş kollarında çalışan insanlar, din, dil, inanç kısıtlarından uzak, insani bir harmoni ve barış içinde yaşıyorlar.

Yazarımız Semanur Aksoy‘un Hindistan’daki bu ilginç şehirle ilgili izlenimlerini keyifle okuyacağınıza eminiz!

Yazıyı inceleyin: Hindistan’da bir ışık şehir: Auroville’i keşfedin

Şimdiden keşiflerle dolu, bol seyahatli ve kültür-sanat etkinliklerine doyduğunuz bir yıl geçirmenizi diliyoruz!

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale