X

E-mail kaygısı: Gelen kutunuz stresinizi artırıyor mu?

Bir düşünün gelen kutunuzda gördüğünüz o okunmamış mailler sizi nasıl etkiliyor? Mesai saatleri dışında telefonunuzdaki e-posta bildirimlerini gördüğünüzde ne hissediyorsunuz? Şunu da cevaplayayım, son bir kez bir daha maillerime bakayım derken iş saatleriniz dışında maillerinizle kaç saat haşır neşir oluyorsunuz?

Dijital çağın en önemli iletişim araçlarından biri olan e-posta, günlük yaşantımızın kritik bir parçası. Özellikle iş hayatımızda kurduğumuz etkileşimin büyük bir çoğunluğunu üstlenen mailler, yalnızca mesai saatlerinde değil, günün geri kalan zamanlarında da en büyük meşguliyetlerimizden biri. Hele bir de uzun bir tatilden döndüysek neredeyse tek meşguliyetimiz. Cevap bekleyen mailler, okunmamış iletiler, sayısı hızla artan gelen kutusu, gecikmiş işler derken yükselişe geçen stres, literatürde e-mail anxiety yani e-posta kaygısı olarak açıklanıyor.

E-posta kaygısı nedir, nasıl anlaşılır, neden olur?

En basit tanımıyla, e-posta kaygısı maillerinizi yönetme sürecinde ortaya çıkan stres ve korkuyu ifade ediyor. Londra merkezli DH Consulting’in psikoloğu Dannielle Haig’e göre e-posta bildirimleri aldığınızda, maillerinizi okuduğunuzda ya da onları cevapladığınızda:

  • Korku,
  • Panik,
  • Olumsuz düşünceler,
  • Hızlanmış kalp atışları,
  • Sıcak basması,
  • Terleme,
  • Baş dönmesi,
  • Mide bulantısı,
  • Hızlı solunum gibi fizyolojik ve psikolojik tepkilerle karşılaşıyorsanız bunlar e-posta anksiyetesi yaşadığınızı gösterebilir.

Peki, neden e-mailler böylesi tepkilere neden oluyor ve stresi, kaygıyı tetikliyor? Araştırmalara, uzman görüşlerine ve bireysel deneyimlere göre e-mail anksiyetesinin en önemli nedenlerinden biri tükenmişlik hissi. Yoğun stres, uzun çalışma saatleri, ağır iş yükü ve daha pek çok işsel sebep, insanların yeni tek bir maile bile tahammül edememelerine zemin hazırlıyor. Önemli bir diğer neden ise maillerin içeriğine ilişkin korku duyulması. Örneğin, bir türlü sonuca bağlanamayan bir konu üzerinde karşı taraf ile mailleşiyorsanız ya da olumsuz içerikli bir mail gönderdiğiniz için alacağınız dönüşün de olumsuz olmasından çekiniyorsanız, duyduğunuz bu rahatsız e-mail kaygısı yaşamanıza neden olabilir.

Pek çok insanın deneyimlediği bir başka neden ise geç gelen mailler. Diyelim ki günler hatta haftalar önce işle ilgili bir mail attınız ama üzerinden çok zaman geçmesine rağmen hala dönüş alamadınız. Muhtemelen böyle bir durumda kafanızda felaket senaryoları kurmaya ya da olumsuz düşünceler silsilesinde kaybolmaya başlıyorsunuzdur. “Yanlış bir şey mi yazdım, bu iş olmayacak mı, neden şimdiye kadar cevap vermedi…” gibi. Dolayısıyla siz bunları düşünürken bir cevap aldığınızda da yine aklınıza ilk giden olumsuz bir dönüt oluyor ve maili daha açmadan stres seviyeniz tavan yapıyor.

Mail kaygısı bu sebeplerden dolayı hızlı artan, stressiz bir iş yaşantısı sürmek ve dengeli bir hayat tarzını korumak da zorlaşıyor. Ancak, yaşam kalitenizi yükseltmek ve kendinizi bu stresten, kaygıdan, korkudan kurtarmak için başarılı bir şekilde e-maillerinizi yönetebilirsiniz.

Daha az stres için e-posta kutusu yönetimi

Eğer durumun farkına vardıysanız ve her gelen mail bildirimi ile irkiliyor, ne zaman bir mail yazacak olsanız geriliyor, gelen kutunuzda okunmamış mailleri gördükçe panikliyor ve kendinizi kötü hissediyorsanız harekete geçmenin ve e-posta kutunuzu daha iyi bir şekilde yönetmenin zamanı çoktan gelmiştir. İşte yaşadığınız bu stresli ruh halini yenmenize ve e-posta kaygısıyla başa çıkmanıza yardımcı olacak stratejiler:

1. Sınırlar belirleyin

İlk adım, sınırlarınızı belirlemek ve onları korumak. Bunu yapabilmek için kendinize maillerinizi kontrol etmek ve cevaplamak için belirli zaman aralıkları belirleyin. Ve mümkün olduğunca bu zamanların dışında e-posta kutunuzdan uzak durun. Örneğin, sabahları diğer işlerinize başlamadan önce ve çalışma saatinizin sonlarına doğru maillerinizi kontrol ederek gelenlere cevap verebilir, göndermeniz gereken mailleri iletebilirsiniz. Böylelikle gün boyunca daha verimli ve odaklanmış bir şekilde çalışabilir, sürekli maillerinizi kontrol etmek ve düşünmekle zaman ve enerji harcamamış olursunuz.

İlginizi çekebilir: Uzaktan çalışma 101: Sistemin zorlukları ve çalışmayı verimli kılmanın yolları

2. Ertelemeyin

Evet, kendinize maillerinizle ilgilenmek için zaman dilimleri belirlemeniz ve o zamanlara sadık kalmanız çok önemli, ancak bu düzenlemenin erteleme alışkanlığına (procrastination) dönüşmemesine de dikkat etmelisiniz. Cevap vereceğiniz mail ne kadar endişe yaratıyor olursa olsun, mail atmayı erteledikçe stres ve kaygınız daha çok artacak, hatta onu daha fazla düşünmeye başlamış olacaksınız. Dolayısıyla kurbağayı yemek, yani zor gelse de o maili atmak sorunun üstesinden gelmenize yardım edecektir.

3. E-postalarınızı düzenleyin

Maillerinizi daha iyi organize etmek ve kontrolünü sağlamak için kategorilere ayırın, klasörler ve etiketler kullanın. Gereksiz üyelikleriniz varsa sonlandırın ve gelen işe yaramaz maillerden kurtulun. Böylece, gelen maillerinizin önemli olduğundan emin olabilir, hızla artan mail bildirimleri ile uğraşmak zorunda kalmazsınız. Acil dönüş yapmanız gerekmeyen iletileri sessize alın, bildirimleriyle dikkatiniz dağılmasın. Takip etmeniz gereken etkileşimlere bayraklar ekleyin, hatırlatıcılar kurun. Sık sık maillerinizi temizleyin. Bu hem zihinsel rahatlama sağlayacak hem de daha derli toplu ve verimli e-posta kullanımına olanak verecektir.

4. Kısa ve öz mailler yazın

Gereksiz detaylarla kafa karıştırmamak, hem kendi zamanınızdan hem karşı tarafın zamanından çalmamak hem de lüzumsuz mail trafiğine maruz kalmamak için maillerinizde mümkün olduğunca net bir dil kullanın. Anlatmak istediğiniz, sormak istediğiniz, cevaplamak istediğiniz şey ne ise yalnızca onu yazın. E-postalarınızı kısa ve öz tutmaya özen gösterin. Ana noktaları vurgulayın ve mesajınızı açık bir şekilde iletmeye çalışın. Farklı başlıklardaki konuları tek bir maile sıkıştırarak konuları birbirine karıştırmayın. Gerekiyorsa yeni bir konu başlığı ile ek bir mail daha gönderin, böylece farklı konulardaki gelişmeler hakkındaki mailleri de daha rahat bir şekilde takip edebilirsiniz.

5. Alternatif iletişim kanallarını deneyin

Evet, mailler üzerinden pek çok iş halledildiği ve çoğu zaman pratik iletişim kurulabildiği bir gerçek. Ancak, her zaman her konu mail ile çözümlenmeye uygun olmayabilir. Çok daha acil ya da çok daha kritik konularda mail atmak yerine aramayı tercih edebilirsiniz. Ya da çok uzun mail trafiğine rağmen çözümlenemeyen konularda daha fazla karmaşıklığa neden olmamak için toplantı talebinde bulunabilirsiniz. Online bir görüşme ayarlayabilir ya da yüz yüze bir toplantı organize edebilirsiniz. Böylece çözüme kavuşamayan konular için mail kutunuzun yükünü artırmamış olursunuz.

Tüm bu stratejiler, uzun vadede ve sürdürülebilir bir şekilde maillerinizi başarıyla yönetmenize ve e-posta kaygısıyla baş etmenize yardımcı olacaktır. Öte yandan anlık çözümler için maillerinize bakmadan önce derin derin nefesler alarak kendinizi dengeleyebilir, halihazırda yaşadığınız stresin seviyesini düşürebilirsiniz. Kendinizi o an iyi hissetmediğinizde, bir mail sizde ekstra gerginlik yarattığında ya da mevcut bir problemle uğraşırken bir de maildeki sorunla yüzleşmek istemediğinizde her şeye kısa bir mola vererek sakinleşmek ve daha iyi hissetmek için bekleyebilirsiniz. Evet, günümüzün hiç bitmeyen telaşlı atmosferinde ve aciliyet kültüründe bunu yapmak zor olabilir ama sakin, net, doğru ama 10 dakika geç gönderilmiş bir mail, stresle, bunalmışlıkla ya da kızgınlıkla hemen atılmış bir mailden çok daha iyidir.

İlginizi çekebilir: Motivasyon artıracak önerilerle yaz mevsimini iş yerinde nasıl geçirirsiniz?

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 

Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 

Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale