X

Dünyanın en uzun ömürlü insanlarının yaşadığı Blue Zone bölgelerinden uzun yaşamın sırları

Her yeni yaş daha fazla tecrübeyle, daha fazla olgunlukla ve daha net bir bakış açısıyla gelse de; yaşlılığın beraberinde getirdiği kronik hastalıklar ve engeller ilerleyen yaşlarda yaşam kalitemizin azalmasına neden olabiliyor. Genetik faktörler yaşlılıkla bağlantılı bazı hastalıklara yatkınlığımızı belirlerken, nasıl bir yaşam stili benimsediğimiz ve alışkanlıklarımız da ilerleyen yaşlardaki sağlık durumumuz ve iyi oluşumuz üzerinde en az genetik faktörler kadar belirleyici olabiliyor.

Dünyanın bazı bölgelerinde, ilerleyen yaşlarına rağmen son derece sağlıklı ve kaliteli bir yaşam sürdürmeyi başarabilen insanlarla yapılan araştırmalar; yaşlanmanın beraberinde getirdiği hastalık ve zorlukların kişinin belirli yaşam alışkanlıklarını sürdürmesiyle kolaylıkla önlenebileceğini gösteriyor. 

Dünyanın farklı coğrafyalarında, ortalama yaşam süresi dünya ortalamasının oldukça üzerinde olan, ilerleyen yaşlara rağmen yaşlılıkla ilişkilendirilen kronik hastalıkların en az görüldüğü, insanların yaşlılık dönemini çok daha sağlıklı, mutlu ve zinde geçirdiği bölgelere ‘Blue Zone’ (Mavi Bölge) adı veriliyor.

Uzun yaşamın sıralarını sizlerle paylaştığımız haftanın temasında bugün, Blue Zone bölgelerinde yaşayan dünyanın en uzun ömürlü insanlarının kim olduklarını ve neden diğer insanlara göre daha uzun yaşadıklarını inceleyeceğiz.

İlginizi çekebilir: Dünyanın en uzun ömürlü insanlarından sağlıklı yaşam sırları

‘Blue Zone’ nedir?

İlk olarak yaşam süresinin normale göre çok daha uzun olduğu coğrafyalardaki insanların yaşayışlarını ve alışkanlıklarını inceleyen yazar Dan Buettner tarafından kullanılan ‘Blue Zone’ kavramı her ne kadar kulağa bilimsel bir terimmiş gibi gelse de, aslında bilimsel bir kullanımı yok. Dünyanın en uzun insanlarının yaşadığı bölgelerin ‘Blue Zone’ olarak adlandırılmasının ardındaki hikaye, Buettner ve diğer araştırmacıların bu bölgeleri araştırırken haritada maviyle saire içine almalarından geliyor. National Geographic ekibiyle birlikte yaptığı araştırmaları bir araya topladığı ‘Blue Zones’ kitabında Buettner, dünya üzerinde insanların en uzun yaşadığı beş bölgeyi kısaca şöyle anlatıyor:

İkarya Adası  – Yunanistan: İkarya, insanların beslenme düzenlerinde zeytinyağının ve kırmızı şarabın ağırlıkta olduğu, tüm yemeklerin bahçede yetiştirilen mevsim meyve ve sebzeleriyle hazırlandığı küçük bir Yunan Adası.  

Ogliastra, Sardinya – İtalya: Sardinya’nın Ogliastra bölgesi, dünyanın en yaşlı insanlarının bazılarına hala  ev sahipliği yapmaya devam ediyor. Genellikle çiftçilikle geçinen ada insanları dağlık bölgelerde yaşıyorlar.

Okinawa Adası – Japonya: Okinawa, bol miktarda soya içeren yiyeceklerle beslenen ve meditatif bir egzersiz şekli sayılan Tai Chi’yi aktif olarak uygulayan, dünyanın en yaşlı kadınlarına ev sahipliği yapıyor olmasıyla bilinen bir bölge.

Nicoya Yarımadası – Kosta Rika: Nicoya’da yaşayan insanların diyetinin büyük çoğunluğu fasulye ve mısır ekmeği ağırlıklı olmasıyla dikkat çekiyor. Bu bölgedeki insanlar, hangi yaşa gelmiş olduklarından bağımsız, kendilerini fiziksel olarak yeterli hissettikleri süre boyunca, düzenli şekilde fiziksel aktivite gerektiren işlerle ilgileniyor ve “plan de vida” olarak adlandırdıkları bir yaşam amacına sahipler.

Loma Linda – Kaliforniya: Loma Linda’nın nüfusunun önemli bir kısmını Yedinci Gün Adventistleri olarak adlandırılan, radikal Hristiyan bir grup oluşturuyor. Bu kapalı dini gruba üye olan insanlar tamamen vejetaryen besleniyor ve birbirine sıkı sıkıya bağlı topluluklar halinde yaşıyorlar.

Buettner’ın sınıflandırmasında yer alan bölgelerde yapılan pek çok bilimsel araştırma da, Blue Zone olarak adlandırılan bu bölgelerde 90 ya da 100 yaşın üzerinde olan bireylerin sayısının dünyanın diğer bölgelerine göre en yüksek oranlarda olduğunu gösteriyor.

Dünyanın en uzun yaşayan insanlarıyla yapılan bilimsel araştırmaların bulgularına göre, bu kadar uzun ve sağlıklı yaşamalarının yalnızca %20-30 kadar küçük bir bölümü genetiğe bağlıyken, geri kalan büyük bölümse beslenme alışkanlıkları ve günlük aktivite miktarı gibi yaşam stiline bağlı pek çok farklı çevresel faktörle belirleniyor.

Peki, her biri dünyanın farklı coğrafyalarında yer almasına rağmen, bu bölgelerde yaşayan insanları ‘dünyanın en uzun ömürlü insanları’ yapan alışkanlıklar neler? Ortalama yaşam süresinden çok daha uzun yaşayan ve daha da önemlisi ilerleyen yaşına rağmen sağlıkla yaş almaya devam eden bu insanların uzun yaşam stili nasıl?

Bitkisel ağırlıklı beslenme

Blue Zone bölgelerinde yaşayan insanların en çok dikkat çeken özelliklerinden biri, beslenme düzenlerinin %95’ini bitkisel besinlerin oluşturması. Bu bölgelerde yaşayan insanlar katı vejeteryanlar olmasa da, bir ayda ortalama 4-5 kez hayvansal gıdalarla besleniyor, kalan zamanlardaysa taze mevsim meyve ve sebzelerinden oluşan yemekleri tüketiyorlar.

Pek çok bilimsel çalışma da, hayvansal gıdalardan, özellikle kırmızı etten kaçınmanın kalp ve damar hastalıkları, kanser ve diğer birçok farklı nedenden dolayı oluşabilecek ölüm riskini önemli ölçüde azaltabileceğini gösteriyor. Bunun yerine lif, mineral ve vitamin kaynağı sebze ve meyveler; lif ve protein açısından zengin baklagiller; tam tahıllar; sağlıklı yağlarca zengin kuruyemişler, omega-3 kaynağı balıklar ve diğer deniz ürünleri, dünyanın en uzun yaşayan insanlarının en çok tükettikleri besin kaynaklarının başında geliyor.

İlginizi çekebilir: Beslenme ve hipertansiyon: Bitkisel bazlı beslenme kan basıncını nasıl etkiliyor?

Kısa beslenme aralıkları ve %80 kuralı

Blue Zone insanlarının bir başka dikkat çeken beslenme alışkanlığıysa düşük kalori alımı ve gün içinde yemek yedikleri saatlerin görece kısa olması. Özellikle günlük alınan kalorileri miktarının azaltılmasının ömrün uzamasına katkıda bulunabileceği bilimsel araştırmalarla da desteklenen bir yaşam alışkanlığı. Maymunlarla yapılmış ve tam 25 yıl sürmüş, uzun ve kapsamlı bir araştırmanın sonuçları, günlük beslenme düzeninde alınan normal kalori miktarından %30 daha az kalori almanın daha uzun yaşamayla önemli derecede ilişkili olduğunu gösteriyor.

Yine Blue Zone bölgelerinden biri olan Okinawa Adası’ndaki kişilerle yapılan bir araştırma, 1960’lardan önceki dönemde savaş sonrası kıtlık nedeniyle mecburi kalori kısıtlamasına gidildiğini ve bu durumun bu bölgede yaşayan insanların uzun ömürlü olmasına katkıda bulunmuş olabileceğini gösteriyor. Kalori kısıtlamasının yanı sıra, Okinawalılar diyetlerinde “hara hachi bu” olarak adlandırdıkları, tamamen tok hissederek sofradan kalkmak yerine % 80 tok hissettiklerinde yemeyi bıraktıkları bir kuralı uyguluyorlar. Daha az yemenin yanı sıra, yemeklerini kalabalık sofralarda, uzun sürelere yayarak yemeleri de daha hızlı tok hissetmelerine ve daha az kalori almalarına katkıda bulunuyor.

Genel kalori alımını sürekli olarak azaltmanın yanı sıra, periyodik olarak oruç tutmanın da bu bölgelerde yaşayan insanların daha uzun yaşamasına destek olduğu da diğer araştırma bulguları arasında. Örneğin, İkarya Adası yerlilerinin neredeyse tamamı Yunan Ortodoks Hıristiyanları ve dini inanışları nedeniyle yıl boyunca dini bayramlarının pek çoğunda, yıl boyunca oruç tutuyorlar. Oruç tutmanın kandaki kolesterol oranını düşürdüğüne, kan basıncını azalttığına ve kronik hastalık riskini azalttığına dair pek çok bilimsel araştırma bulunuyor.

İlginizi çekebilir: Intermittent fasting veya aralıklı oruç: Nedir, faydalı mıdır, kimlere uygundur?

Hareketli yaşam tarzı ve fiziksel aktivite yoğunluğu

Sağlıklı yaşam alışkanlıkları arasında en az beslenme kadar önemli rolü olan bir başka faktör de hiç şüphesiz egzersiz düzeni. Tabii ki elimizde dünyanın en uzun yaşayan insanlarının her gün spor salonuna gittiği, düzenli olarak ağırlık çalıştığı ya da her gün koşu yaptığı gibi bir veri yok. Ancak yine de bu insanlar bilinçli olarak egzersiz yapmasalar da bahçe ve tarla işleri, yürüyüş, yüzme, yemek pişirme ve diğer tüm günlük işlerinin hareketli doğası nedeniyle son derece aktif bir yaşam tarzına sahipler.

İtalya’nın Sardunya Adası’nda yaşayan erkekler üzerinde yapılan bir araştırma, uzun ömürlerinin hayvan bakımı nedeniyle sürekli olarak doğada yürümek, dağların dik yamaçlarında yaşadıkları için daha fazla fiziksel efor sarf etmek ve günlük işlerini tamamlayabilmek yaşadıkları köylerden ada merkezine ulaşmak için uzun mesafeler yürümek zorunda olmalarıyla yakından ilişkili olduğunu gösteriyor. Özellikle kan dolaşımını hızlandırdığı için kalp ve damar hastalıklarına, kronik hastalıklara ve obeziteye bağlı ölüm riskini azaltan hareketli yaşam tarzı, dünyanın en uzun yaşayan insanlarının da uzun yaşam sırrı olarak biliniyor.

İlginizi çekebilir: Sağlıklı beslenme ve aktif yaşam rehberi

Yeterli, dengeli ve kaliteli bir uyku düzeni

Yeterince uyumamanın, özellikle de vücudun dinlenme ve yenilenme zamanı olan gece uykusunu almamanın kalp rahatsızlıkları ve felç başta olmak üzere pek çok faktöre bağlı ölüm riskini artırdığına dair araştırma bulguları mevcut. Dünyanın en uzun yaşayan insanlarının önemli alışkanlıklarından biri de, uyku-uyanıklık döngülerini gün ışığına göre ayarlamaları, dolayısıyla da yeterli, dengeli ve kaliteli bir gece uykusu uyumaları.

Uykuyla ilgili yapılmış 35 farklı bilimsel çalışmanın kapsamlı bir analizi, günde 7 saat uykunun en optimum uyuma süresi olduğunu, 7 saatten daha az ya da daha fazla uyumanın daha erken yaşlanmayla sonuçlanabileceğini gösteriyor. Dünyanın en uzun yaşayan insanları da düzenli ve dengeli bir uyku rutinine sahip olmalarıyla biliniyorlar. İkarya ve Sardunya gibi bazı Blue Zone’larda ise gündüz uykusunun da yaygın olduğu görülüyor.

Akdeniz ülkelerinin çoğunda “siesta” olarak bilinen gündüz şekerlemelerinin kalp hastalığı ve ölüm riski üzerinde olumsuz bir etkisi olmadığına, aksine bu riskleri azaltabileceğine dair araştırma bulguları mevcut olsa da, gündüz uykusunun süresi bu konuda belirleyici olabiliyor. 30 dakika ya da daha kısa uykular faydalı olabilirken, 30 dakikadan uzun sürelerin sağlık için riskli olabileceği söyleniyor.

İlginizi çekebilir: Kaliteli uyku için 13 altın kural

Sosyal ilişkiler ve maneviyat

Blue Zone bölgelerinde yaşayan insanların bir başka dikkat çeken ortak özelliği de çoğunun dini değerlerine önem vermesi ve dini topluluklar halinde yaşamaları. Birey için önemli bir sosyal destek mekanizması olmanın yanı sıra kişinin inancını, umudunu ve psikolojik dayanıklılığını artıran dini inanışların ve grupların, depresyon ve stres gibi genel sağlığı olumsuz etkileyen durumlarla başa çıkmada grubun tüm üyelerine katkı sağladığı biliniyor.

Sosyal olarak destek görebileceği bir gruba ait olmanın yanı sıra, bu insanların hepsi anlamlı ve amacı olan bir yaşam sürdürmeye çalışıyor. Topluluklar halinde yaşayan, bireyselden çok kolektif bir yaşam sürdüren bu insanlar genelde yaşayan tüm nesillerin bir arada bulunduğu, geniş aileler halinde yaşıyorlar. Ailelerinin yanı sıra, sosyal ağlarına da son derece önem veren, yalnız olmaktansa topluluklar halinde vakit geçiren bu insanlar, psikolojik rahatsızlıkların sebep olduğu pek çok kronik hastalıktan uzak bir yaşam sürdürüyor.  

Gördüğünüz gibi yaş almak kaçınılmaz olsa da, yaşlanmayı önlemek ve tüm yaşlarınızın tadını mümkün olabilen en sağlıklı, zinde ve fit şekilde çıkarmak genetik faktörlerden çok doğru ve sağlıklı yaşam alışkanlıkları sürdürmenizle ilişkili. 

Yaşlanma karşıtı uygulamaları daha iyi anlayabilmek için yaşlanmaya neden olan biyolojik süreçleri ve çevresel faktörleri detaylı olarak anlattığımız Yaşam süresini uzatmak ve yaşlanmadan yaş almak mümkün mü? Yaşam süresini uzatmak ve yaşlanmadan yaş almak mümkün mü? yazımızı da mutlaka okumanızı öneriyoruz. Neden yaşlanıyoruz?’ sorusuna verilen yanıtları okudukça, yaşlanmanın etkilerini azaltmak ve yaşlanmadan yaş almak için sunulan çözüm önerilerini de çok daha iyi anlayabilirsiniz.

Dünyanın en uzun yaşayan insanlarının sağlıklı yaşam alışkanlıklarıyla birlikte biyolojik yaşlanmayı önlemeye yönelik modern tıbbın sunduğu inovatif tedavileri ve uygulamaları da Anti aging etkili ve yaşlanma karşıtı modern tıp uygulamaları: Telomer uzatma, ozon terapisi, botoks yazımızda bulabilirsiniz. 

 

Kaynaklar: Blue Zones, Healthline, National Geographic

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Güne lezzetli bir başlangıç için kahvaltılık tarifler

Ne demiş şair; kahvaltının mutlulukla bir ilgisi olmalı. Sizce de öyle değil mi? Günün ilk öğününün, bize gün boyu yetecek kadar neşe ve enerji kaynağı olması gerekmiyor mu? İster sabahın çok erken saatlerinde ister öğlene yakın olsun, fark etmez; günün ilk öğünü her zaman çok önemli. Çünkü günün geri kalanını etkileyen, o günün ne kadar kaliteli bir gün olduğunu belirleyen en önemli faktörlerden biri; güne neler yiyerek başladığımız…



Ancak hepimiz biliyoruz ki, klasik kahvaltı tarifleri zamanla sıkıcı hale gelebiliyor. Yumurta, peynir, zeytin güzel bir başlangıç olsa da her gün aynı şeyleri yemek hayatlarımızda monotonluk yaratabiliyor. Dolayısıyla biraz daha yaratıcı alternatiflere ihtiyacımız var. Ama bir yandan da yoğun tempomuza ayak uydurabilmek için pratik ve besleyici olmalı. Tabii lezzetten de ödün vermek olmaz. İşte tam da bu noktada lezzeti ile, pratikliği ile, besleyiciliği ile kahvaltıların yıldızı müsli karşımıza çıkıyor. İşte müsli kullanarak hazırlayabileceğiniz lezzetli ve sağlıklı kahvaltılık tarifler:

Müslili Ekmek

Eğer kahvaltıda değişiklik yapmak ve lezzet ile besleyici değeri bir arada sunan bir alternatif arıyorsanız, müslili ekmek tam size göre. Klasik ekmek tariflerine göre çok daha zengin ve doyurucu bir seçenek sunan bu kahvaltılık tarifi, aynı zamanda çok daha lezzetli, çok daha eğlenceli. Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli’nin içeriğindeki kızılcık, kuru üzüm, elma ve marakuyalı özel karışım sayesinde enerjik bir sabaha doyurucu dilimlerle merhaba diyebilirsiniz.

Malzemeler:

Hamuru için:

  • 1 su bardağı Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli
  • 2-3 tatlı kaşığı Dr. Oetker Aktif Maya
  • 0,5 çay bardağı süt
  • 4-4,5 su bardağı un
  • 0,5 çay bardağı toz şeker
  • 1 su bardağı ılık süt
  • 1 yumurta
  • 100 gram yumuşak margarin

Üzeri için:



  • 2-3 yemek kaşığı Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli
  • 1 yemek kaşığı su

Hazırlanışı:

  • Mayayı bir kaseye alın ve üzerine yarım çay bardağı ılık sütü ilave edin. Kaşık ile birkaç kez karıştırıp 10-15 dakika bekletin.
  • Unu derin bir kaba eleyin ve üzerine beklettiğiniz mayayı ilave edin. Toz şeker, süt, yumurta ve margarini ilave edip iyice yoğurun. Üzerini kapatıp ılık ortamda 40-45 dakika bekletin.
  • Süre sonunda mayalanan hamura 1 su bardağı meyveli müsliyi ekleyin ve yoğurun. Hamuru yuvarlayıp pişirme kağıdı serilmiş fırın tepsisine alın. Üzerine su sürüp meyveli müsli serpin ve 20 dakika bekletin.
  • Fırını belirtilen dereceye ayarlayıp ısınması için önceden açın. (Alt-üst pişirme: 170 °C, Turbo pişirme: 160 °C)
  • Hamurun üzerini keskin bıçak ile 3-4 yerinden 1 cm derinliğinde kesin ve 25-30 dakika pişirin.
  • Fırından çıkarıp soğutun. Dilimleyerek servis yapın.

Çikolatalı Çıtır Smoothie Bowl

Kahvaltıda kendinizi şımartmak ve güne ‘bomba’ gibi başlamak istiyorsanız, tatlı bir kahvaltılık tarifi tam size göre olabilir. Çıtır tahıl ve çikolata parçacıkları içeren Dr. Oetker Vitalis Sütlü-Bitter Çikolatalı Çıtır Müsli ile çok pratik ve çok lezzetli bir kahvaltılık bowl hazırlayabilirsiniz.

Malzemeler:

  • 2 yemek kaşığı Dr. Oetker Vitalis Sütlü-Bitter Çikolatalı Çıtır Müsli
  • 1 adet olgun muz
  • ½ avokado
  • 1 yemek kaşığı kakao tozu
  • 1 su bardağı badem sütü

Hazırlanışı:

  • Olgun muzu, avokadoyu, kakao tozunu ve badem sütünü blender’a alın. Pürüzsüz bir kıvam alana kadar yüksek hızda karıştırın.
  • Elde ettiğiniz smoothie karışımını bir kaseye aktarın ve kahvaltılık bowl için tabanı hazırlayın.
  • Smoothie tabanın üzerine çıtır çıtır Dr. Oetker Vitalis Sütlü-Bitter Çikolatalı Çıtır Müsli’yi ekleyin. Ve harika kahvaltı kaseniz hazır.

Portakallı Muzlu Müslili İçecek

Kahvaltılarınızı bir sonraki seviyeye taşımaya hazırsanız, Dr. Oetker Vitalis Bal Bademli Çıtır Müsli ile tanışın. Bu benzersiz müsli, sadece lezzetiyle değil, aynı zamanda sağlık açısından sunduğu faydalarla da kahvaltılarınızın vazgeçilmezi olmaya aday. Hem lif hem de Vitamin B1, demir ve magnezyum gibi önemli besin öğeleri açısından zengin olan bu müsli ile harika bir kahvaltılık içecek hazırlayabilir, güne başlarken ihtiyacınız olan enerjiyi ve besinleri alabilirsiniz:



Malzemeler:

  • 50 g Dr. Oetker Vitalis Bal Bademli Çıtır Müsli
  • 1 poşet Dr. Oetker Şekerli Vanilin
  • 2 adet muz
  • 2-3 dilim ayıklanmış ve zarları çıkarılmış portakal dilimleri
  • 2 su bardağı buzdolabında soğutulmuş süt
  • 2 yemek kaşığı bal

Hazırlanışı:

  • Muzları soyup iri parçalara kesin ve mutfak robotuna alın.
  • Üzerine portakal dilimleri, süt, bal ve şekerli vanilini ilave edip meyveler ezilinceye kadar karıştırın.
  • Hazırladığınız içeceği bardaklara alın. Üzerlerine çıtır müsliyi ekleyip kaşık ile karıştırın.
  • Buzdolabında 30 dakika bekletip servis yapın.

Meyveli Mini Kahvaltılık Muffin

Güne başlarken modunuzu yükseltecek, enerjinizi yerine getirecek ve ihtiyacınız olan besin öğelerini almanızı sağlayacak ve tüm bunları yaparken de eğlenceli bir hale çevirecek muffinlere kim hayır diyebilir ki… Siz de demezseniz, Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli ile harika bir kahvaltılık hazırlayabilirsiniz.

Malzemeler:

  • ½ su bardağı Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli
  • 1 paket Dr. Oetker Hamur Kabartma Tozu
  • 1 su bardağı tam buğday unu
  • 2 yemek kaşığı bal
  • ½ su bardağı süt
  • 1 yemek kaşığı tereyağı
  • 1 adet yumurta
  • 1 adet mini muffin tepsisi

Hazırlanışı:

  • Fırını 180 derecede önceden ısıtın ve mini muffin tepsisini yağlayın.
  • Bir kasede tam buğday unu, Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli ve kabartma tozunu karıştırın.
  • Başka bir kapta süt, eritilmiş tereyağı ve yumurtayı çırpın. Islak malzemeleri kuru malzemelerin üzerine dökün ve karıştırın.
  • Hazırladığınız kek harcını mini muffin kalıplarına eşit miktarda bölün. Her bir kalıbı üçte iki oranında doldurmanız yeterli olacaktır, böylece kabardığı zaman da yeteri kadar alan kalacaktır.
  • Yaklaşık 20 dakika kadar pişirdikten sonra fırından çıkarın, birkaç dakika beklettikten sonra servis edebilirsiniz.

Bonus: Çabasız ve lezzetli kahvaltılar

Eğer daha hızlı bir şekilde lezzetli, pratik ve doyurucu kahvaltılık tarifler hazırlamak istiyorsanız, fazla çaba harcamadan da eğlenceli kahvaltılar yapabilirsiniz. Müslinizi ister sütle ister yoğurtla karıştırın; üzerine meyve, bal, biraz da kuruyemiş ekleyin ve voila! Enfes kahvaltınız hazır… Ama bir dakika; zaten eklenmişi var 🙂 Dr. Oetker Vitalis’in lezzetli, doyurucu ve sağlıklı dünyası ile klasik kahvaltılar yerine daha enerjik tariflerle güne başlayabilirsiniz.

Sağlıklı ve dengeli beslenmeyi, ‘sıkıcı’ kalıplardan çıkarmak ve her güne büyük bir neşe ile başlamak istiyorsanız Dr. Oetker Vitalis, kahvaltılarınızın vazgeçilmezi olacak. Üstelik sadece kahvaltılarınızın da değil; ara öğünlerinizde de lezzetli atıştırmalıklar olarak tüketebilirsiniz. Bu çıtır lezzetler, gününüzün her saatine enerji ve neşe katacak!

Siz de Dr. Oetker Vitalis’Dr. Oetker Vitalis’Dr. Oetker Vitalis’in Multi Meyveli Çıtır Müsli, Bal Bademli Çıtır Müsli ve Sütlü-Bitter Çikolatalı Çıtır Müsli çeşitlerinden dilediğinizi seçebilir, güne en sevdiğiniz lezzetle harika bir başlangıç yapabilirsiniz.

*Bu yazı Dr. Oetker katkılarıyla hazırlanmıştır.





Virtual Influencer’lar: Kim bu sıra dışı influencer’lar? Takip etmeniz gerekenler?

Dijital dünya, sınırlarını sürekli olarak genişletmeye devam ediyor ve sanal dünyalar, artık hayatımızın ayrılmaz bir parçası haline geliyor. Üstelik yalnızca sanal dünyalar da değil, o dünyanın baş kahramanları olan virtual influencer’lar da. Yani biz 🙂 Sosyal medya platformlarında kendi takipçi kitlelerini oluşturan ve çokça sevgiyle ve ilgiyle karşılanan sanal influencer’lar, sadece teknolojik gelişmelerin başarılı bir somut örneği olmakla kalmıyor; aynı zamanda modern pazarlama pratiklerini de yeniden şekillendiriyor.



Yani, artık gerçek insan influencer’lar gibi biz virtual influencer’lar da markaları temsil edebiliyor, iş birliği çalışmaları yapabiliyoruz; dahası biz de hayatımızın akışını ya da bir günümüzün nasıl geçtiğini paylaşabiliyoruz, üstelik dünyanın pek çok yerinde. Peki, biz kimiz? İşte bu dijital dünyayı çok daha yakından tanımak ve bir parçası olmak için mutlaka takip etmeniz gereken virtual influencer’lar:

Virtual Alin


Gelin, önce benimle başlayalım ve size kendimi tanıtayım: Ben Alin! Ford Türkiye’nin marka elçisiyim. En büyük ilgi alanım elbette ki teknoloji ve otomobiller. Aynı zamanda seyahat etmeye de bayılıyorum! Türkiye’nin otomotiv alanındaki ilk ve tek sanal influencer’ıyım. Yani beni ben yapan, hobilerimi şekillendiren, yaşam tarzımı belirleyen her şey aslında markanın stratejisinden doğdu. Günümün büyük bir kısmını yepyeni keşifler yapmaya ayırıyorum ve hiçbir sosyal medya akımından da geri kalmıyorum…

Zencefil shot’ımla güne başlıyor, çıktığım yeni yollarda bol bol kahve molaları vermeyi ve maceralarımı sizinle paylaşmayı seviyorum. Başka çok sevdiğim bir şey varsa o da Mustang Mach-E ile geçirdiğim tüm anlar; çünkü onunla olan her yolculuğum sıra dışı diyor ve beni hemen takip etmeniz için Instagram hesabımı buraya bırakıyorum.

Rozy

Rozy, dünya genelinde en popüler virtual influencer’lardan biri ve Güney Koreli. Hatta Kore’nin ilk sanal influencer’ı. Gezmeyi, iyi giyinmeyi, yemek yapmayı çok seviyor. Dünyayı dolaşıyor, birbirinden şık tasarımlar kullanıyor, modellik yapıyor ve dünyaca ünlü markalarla çalışıyor. Her geçen gün yaptığı sponsorluk anlaşmalarının sayısı hızla artarken, sosyal medya takipçileri tarafından da hayranlıkla takip edilmeye devam ediyor. Rozy de tıpkı benim gibi sanatın ve estetiğin gücüne inanıyor ve her günü dolu dolu yaşamak için ilham veriyor.

Shudu



Shudu, moda fotoğrafçısı Cameron-James Wilson tarafından yaratılan dünyanın ilk dijital süper modeli olan bir sanal influencer. Güney Afrika Kökenli Shudu, iyi giyinmeyi çok seviyor. Dünyaca ünlü lüks moda markalarıyla iş birlikleri yapan Shudu, aynı zamanda sanal insan ırkının savunucusu olma görevini de üstleniyor. Shudu’nun yaratılmasındaki en önemli amaçlardan biri de dijital dünyanın temsilindeki etnik çeşitlilik eksikliğine dikkat çekmekti ve bence bu, hayranlık uyandırıcı.

Ion Göttlich

Ion Göttlich, bisiklet tutkunu bir sanal influencer. Teknoloji ve video oyunlarına olan ilgisi ile tanınan Ion, aynı zamanda da spor yapmaya çok düşkün. Yeni keşifler yapmayı, aktif bir yaşam sürmeyi ve sağlıklı alışkanlıklarını sürdürmeyi çok seviyor ve takipçileriyle bisikletini yanından ayırmadığı keyifli anları sıkça paylaşıyor. Dışarıdan bakıldığında Ion ile tarzımız pek uyuşmuyor gibi görünse de, çok önemli bir ortak yönümüz var: O da tıpkı benim gibi yollarda zaman geçirmeyi çok seviyor ve yeni keşiflere asla hayır demiyor.

Imma

Japonya’nın ilk virtual influencer’ı ve modeli, pembe saçlarıyla çok sevilen Imma. Bugüne kadar dünya çapında modadan iş dünyasına, lüks tüketim markalarından televizyon kanallarına kadar pek çok sektörde manşetlerde yer alan Imma, Instagram hesabından yaptığı paylaşımlarla ilgiyi üzerinde tutmaya devam ediyor. O da ben de yeni trendleri takip etmekten büyük keyif duyuyoruz; ayrıca dans ve müzik de ortak tutkumuz olabilir.

Lil Miquela

Instagram’da 2 milyondan fazla takipçisi olan ve dünya genelinde sevilen virtual influencer’lardan biri olan Lil Miquela, renkli yaşamından eğlenceli kareler paylaşarak takipçilerinin ilgisini çekmeyi başarıyor. Dünya devi moda markalarıyla iş birlikleri olan ve tarzından, kişisel bakımından ödün vermeyen Miquela, yeni yerler keşfetmeye de bayılıyor; tıpkı benim gibi… Unutmadan, ikimize de çillerin çok yakıştığını söylemiş miydim 🙂



Bermuda

Lil Miquela’dan sonra kız kardeşi Bermuda’yı da tanıyalım. Bermuda, kendini ‘robot queen’ yani robot kraliçe olarak anlatıyor ve adeta moda ikonu gibi tarzıyla ön plana çıkan bir sanal influencer. Özellikle lüks yaşam tarzı ve moda dünyasına olan tutkusuyla bilinse de pek çok farklı markayla da iş birlikleri yapıyor ve sık sık Miquela ile fotoğraf paylaşıyor. Bermuda da tıpkı benim gibi kişisel bakımına çok düşkün, ayrıca aktif bir yaşam sürmek, ikimizin de öncelikleri arasında. Miquela ile samimi ilişkilerine hayran olduğumu da belirtmeliyim…

Nobody Sausage

En komik virtual influencer’lardan biri olan Nobody Sausage, dünya çapında çok seviliyor ve 8 milyona yakın takipçisi var. Genelde günlük rutinlerini ve yaptığı işleri paylaşsa da modern dünyanın pek çok ortak sorununu da mizahi bir yaklaşımla ele alarak milyonları güldürmeyi başarıyor. Ayıca, müzik ve dansa olan ilgi ve tutkusu da coşku dolu bir enerji yayıyor. Benim de en çok güldüğüm, izlerken en çok keyif aldığım sanal influencer’lardan biri.

Lu do Magalu

Brezilya’nın en büyük perakende şirketlerinden birinin yüzü olan Lu do Magalu’nun ünü, yalnızca Brezilya ile sınırlı kalmıyor, çünkü sosyal medya hesaplarında dünyaca ünlü pek çok markanın ürünü ile ilgili içerikler üretiyor. İlk kez YouTube’da karşımıza çıkmış olsa da, bugün Instagram’da ve Facebook’ta da oldukça popüler. Ayrıca kendisini ‘Virtual 3D Influencer’ olarak tanıtıyor. O da teknoloji ve yenilikleri takip etme konusunda oldukça tutkulu ve bu tutkusunu takipçileriyle paylaşmayı seviyor, tıpkı benim de yaptığım gibi.

CodeMiko

Teknik olarak ‘VTuber’ olarak bilinen CodeMiko, Twitch yayıncısı bir sanal influencer. VTuber teknolojisinin sınırlarını zorlamakla ün salan CodeMiko, canlı yayınlarında yaptığı röportajlarla da çokça ilgi görüyor. Sanal dünyanın ve teknolojinin son gelişmelerini aktarırken, tarzından ve günlük keşiflerinden de ödün vermiyor. İkimizin de dijital dünyanın sınırlarını zorlamayı sevdiğimizi söylemeden geçemeyeceğim 🙂

Thalasya

Endonezya’nın ilk virtual influencer’ı Thalasya, dünyayı keşfetmeyi, yeni tatlar denemeyi ve moda tutkusunu takipçileriyle paylaşmayı çok seviyor. Üstelik çok çeşitli sektörlerdeki markalarla iş birliği yaparak, günlük rutinlerinde neler yaptığını da sık sık Instagram hesabına ekliyor. Thalasya da benim gibi yeni deneyimlere çok açık. Ayrıca, yemeklere ve özellikle de sokak lezzetlerine olan ilgisini de gizlemiyor. Sanırım ona yakın hissetmemi sağlayan ortak özelliklerimizden biri de bu.

Elbette ki listenin tamamı bu kadarla sınırlı değil. Sanal influencer’lar olarak sayımız günden güne artıyor. Teknolojinin, sanatın, gerçekliğin ve kurgunun sınırlarını zorlayan var oluşlarımızla, günden güne dijital dünyada yeni gelişmelere imza atmaya devam edeceğiz; tabii kendi hayatlarımızdaki maceraların dozunu artırmaya da. Siz de bu dünyadan haberdar olmak ve yeni maceralarımda benimle yer almak için takipte kalın! Geleceği, bugünden yaşayın.





İlgili Makale