X

Danimarkalılardan iş yerindeki mutluluğun sırrını öğrenelim: Arbejdsglæde

Her yıl dünyanın en mutlu ülkeleri sırasıyla açıklanıyor. En son yayınlanan 2023 raporuna göre, Finlandiya dünyanın en mutlu ülkesi oldu. Danimarka ise dünyanın en mutlu ikinci ülkesi olarak yer alıyor bu listede. Danimarka’nın bu başarısı, genel hayatın içindeki mutluluğu sergilese de bu mutlulukta ‘arbejdsglæde’ kavramının büyük bir payı var. Gelin, şimdi bu kavramın ne olduğuna ve Danimarkalıların kurumsal hayatta nasıl mutlu kaldığına birlikte odaklanalım.

Arbejdsglæde nedir?

Arbejdsglæde, ‘iş’ anlamına gelen ‘arbejde’ kelimesiyle ‘mutluluk’ anlamını taşıyan ‘glæde’ kelimesinin birleşiminden doğan bir kavram. Kelime anlamlarından da anlaşılabileceği üzere, bu kavram ‘iş yerinde mutluluk’ olarak biliniyor. Pek çok ülkede -özellikle de Türkiye’de- mesleğini çok seven insanlar bile kimi sabahlar yataktan çıkıp işe başlamak için kendisini mutlu ve motive hissetmiyor. Tabii, bu durumun altında ailevi sebeplerden ofis ortamındaki durumlara kadar pek çok neden yatıyor. Danimarkalılar ise arbejdsglæde ile iş yerlerinde ne kadar mutlu olduklarını tüm dünyaya gösteriyorlar.

İlginizi çekebilir: Dünyanın en mutlu ülkelerinin mutluluk sırları

İş yerinde mutluluk için Danimarkalılardan neleri öğrenmeliyiz?

Yapılan araştırmalara göre, mesleki görevler insan hayatının ortalama 13 yılını kaplıyor. Bu 13 yıl boyunca hobilerimizi doya doya yapamıyoruz ya da sevdiklerimizle merak ettiğimiz ülkelere seyahat edemiyoruz çünkü belirli sorumluluklar bizleri alıkoyuyor. Örneğin, iş yerimizdeki herhangi bir aksaklık evde olmamız gereken saatlerde bizleri iş yerimizde tutabiliyor. Bununla birlikte, iş yerinde keyif verici olmayan iletişimlerin gerçekleşmesi, nepotizm, göreve karşılık gelen maddiyata ulaşamama ve nicesi arbejdsglæde kavramını yani iş yerinde mutlu olmayı benimsememizin önüne geçiyor. Danimarkalılar ise bu durumlarla başa çıkmak için belirli kurallara uyuyorlar ve bu kavramı her daim yaşatıyorlar!

İlk olarak, Danimarkalıların çalışma saatlerinden bahsetmek istiyoruz. Bu ülkede iş-yaşam dengesi bir hayat tarzı gibi benimseniyor ve düz bir terim olmanın dışına çıkıyor. Ülkemizde haftalık çalışma durumu 40-45 saat arasında değişkenlik gösteriyor. Danimarka’da ise haftalık ortalama 27 saat çalışılıyor ve bu süre içinde görevler düzgün bir şekilde yerine getirilebiliyor! Ayrıca, Danimarkalı patronlar çalışanlarının motivasyonlarını, ruh hallerini, evsel durumlarını ve diğer etkenleri düşünerek de çok güzel tatil planları çiziyorlar. Bu işverenler, çalışanlara en az beş haftalık ücretli izin sunuyorlar ve bu tatil süresince çalışanlar herhangi bir mesleki durum için rahatsız edilmiyor.

Arbejdsglædeyi bir de doğum izni açısından incelemek istiyoruz. Ülkemizde doğumdan önce ve sonra sekiz hafta olmak üzere toplam on altı haftalık bir izin tanınıyor ebeveyne. Danimarka’da ise bu izin tam tamına elli iki hafta! Bu elli iki haftanın otuz iki haftasında da devlet tarafından annelere maddi destek sağlanıyor. Bununla birlikte, Danimarka’da fazla mesai yapma durumu söz konusu bile olamıyor. Bu ülkede çalışanlar çalışma süreleri dolduktan sonra evlerine gidiyorlar ve sevdikleriyle kaliteli vakit geçirmeye başlıyorlar.

Danimarka’daki hem mesai saatleri hem de çalışma lokasyonu açısından gösterilen esneklik bir de eğitimle destekleniyor. Bu ülkede işverenler çalışanlarının sürekli gelişim göstermesi için onları ücretli eğitimlere katılmaya teşvik ediyorlar. Bununla birlikte, çeşitli şirket politikalarıyla çalışanların yeteneklerini geliştirmesi ve yeni yetenekler kazanması destekleniyor.

Mutlu, motive ve verimli çalışmak için yapabilecekleriniz

Her ne kadar ülkemizde Danimarka’nın iş kurallarına/yasalarına benzer yazılı kaynaklar mevcut olmasa da bireysel çabanızla mutlu bir şekilde mesleğinizi icra edebilirsiniz. Peki, nasıl mı? Aşağıda bahsettiğimiz ufak yöntemleri göz önünde bulundurarak!

İlk olarak, çalıştığınız yerden bağımsız olarak –uzaktan çalışma düzeni veya ofis ortamı- işe koyulmadan önce masanızı temizlemeye özen göstermelisiniz. Masanın üzerinde duran dağınık belgeler ya da çöp yığını işe odaklanmanızın önüne geçer ve bu durumu göz önünde bulundurmazsanız arbejdsglædeye ulaşamazsınız.

Masa temizliğinden sonra, dijital bir ortama ya da klasik not kağıtlarına günlük planınızı yazabilirsiniz. Bitirmeniz gereken işleri not kısmından sildikçe çalışma motivasyonunuzun daha da yükseldiğini fark edeceksiniz. Son olarak, çalışırken su içmeyi unutmamalısınız ve mola verdiğinizde işle alakalı hiçbir şey düşünmemelisiniz.

Daha fazla ipucu için şu yazılarımıza da göz atabilirsiniz:

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale