X

Daha sıcak ve huzurlu bir eve sahip olmanız için 8 öneri

Sizlerle paylaşmak istediğim o kadar çok yazı var ki aklımda, hangisini yazsam kararını vermek tüm yazma yolculuğunun en zor kısmı inanın.

Aklıma gelen onlarca yazı arasından bugün için seçimim, evinizi sıcak ve ferah bir yuvaya dönüştürmek için birkaç fikir olacak. Elbette bunlarla ilgili türlü türlü yazılar paylaşıldı biliyorum. Ancak benim bu yazımda aralarında İngiltere, Kıbrıs ve Türkiye’de villadan daireye farklı tip evler bulunan, tüm hayatım boyunca yaşadığım evlerden, deneyimlerimden edindiğim gözlemlerim yer alıyor.

Dilerim bu fikirlerim en sıcak ve en huzurlu yuvaya ulaşmanızı sağlar.

Yerleri parke ile döşeyin.

Parkenin pahalı bir malzeme olduğunu düşünüyorsunuz, öyle değil mi? Ne yazık ki öyle. Ancak evinizin yerlerini masraftan kaçınmak adına mermer veya seramik ile döşediğiniz takdirde, kış aylarında ayacıklarınızın “biraz” üşüyecek olmasını da göze almanız gerekmektedir.

Siz her ne kadar sıcak bir evde yaşadığınızı düşünün, yerleri ısınmayan bir evi tam anlamıyla ısıtmanız mümkün olmayacaktır. Elbette bir apartman dairesi için bu konuda ara katlar daha avantajlı. Fakat giriş katında bir dairede yaşıyorsanız, veya bir yer evi ya da müstakil bir eve sahipseniz, işiniz oldukça zor. Siz ne yapın ne edin bütçenizi biraz genişletip yerlere parke döşemeyi tercih edin derim.

Salon duvarlarını beyaza boyayın.

Her ne kadar geniş bir salona da sahip olsanız, açık renk, özellikle de beyaz duvarlar salonunuza daha ferah bir görünüm kazandıracaktır. “Beyaz renkli duvar mı kaldı?” diye düşünüyorsanız, sizi Pinterest’te ufak bir yolculuğa davet ederim. Beyaz duvarlara sahip salonların güzelliğine inanamayacaksınız.

Ayrıca ben beyaz istemem” diyenlerdenseniz, bir duvarı daha canlı bir renge boyayıp kontrast yaratabilirsiniz.

Açık renkli mobilyalar

Elbette rengarenk mobilyalar ile döşenmiş evler her zaman daha dikkat çekici oluyor. Ben yine de büyük mobilyalar için daha açık renklere gitmenizi öneririm. Koltuk, halı, kilim, yastık, tablo ya da dekoratif aksesuarlar gibi tamamlayıcı ürünlerde canlı renkleri tercih edip renkli dünyalarınızı yaşam alanlarınıza yansıtabilirsiniz.

Unutmamanız gereken şey ferah bir yuvanın temel kuralı ferah renklerdir. Bu sebeple de televizyon ünitesi, kitaplık, duvar, ahşap mobilyalar, hatta yerler için bile tercihinizi açık tonlardan yana kullanmanız daha uygun olacaktır.

Mutfak adası

Ne kadar büyüklükte bir mutfağınız olduğunu bilmiyorum ama eğer maddi açıdan ve genişlik açısından imkanınız varsa, mutfağınızın ortasında bir ada bulunması depolama bakımından bir avantaj olacağı gibi, dekoratif açıdan da yaratıcı olacaktır.

Hele bir de mutfak lavabosu ve bulaşık makinesini adaya alma şansınız varsa, işte o zaman mutfağınızın keyfini daha çok çıkaracağınızdan emin olabilirsiniz.

Balkonsuz ev asla

Eğer bahçeli bir eviniz varsa balkon tabiki bir ihtiyaç olmayacaktır. Ancak bir dairede kalıyorsanız, geniş olmasa da en azından birkaç sandalye ve küçük bir masayı sığabilecek büyüklükte bir balkonun olmasına dikkat edin derim.

Özellikle de son bir yılda yaşadığımız hayatlara bakınca, 4 duvar arasına kapanmanın zulmünü ve gökyüzünün değerini biraz daha anlamadık mı? İşte bu sebeple, yeni bir eve taşınıyorsanız eğer balkonsuz ya da bir kişinin sığabileceği balkonu olan bir evi, ne kadar müthiş gözükse de tercih etmemeniz sizin için daha avantajlı olacaktır.

Bitkiler 

Biliyorsunuz ki neredeyse tüm dekorasyon yazılarında evinize bolca bitki koymanız önerilir. Yemyeşil evlere hayran olsam da, her ev bu şekilde olacaktır diye bir şey yok. Bazı evler fazla karanlık ya da bazı ev sahipleri fazla dalgın olabiliyorlar. Ve bitkilerimize her zaman gerek bizler, gerekse evimizin konumu bakımından istedikleri ilgiyi gösteremeyebiliyoruz.

Bu demek değil ki evinizde hiç bitki olmasın. İmkanınız varsa evinizi tabi ki yemyeşil yapın, ama siz de iç mekan bitkileri için uygun bir birey değilseniz ve üstelik eviniz de buna uygun değilse, milyarlarca bitki arasından az bakım isteyen, güneş ışığı istemeden karanlıkta da yaşayabilen bitkiler ile evlerinizi renklendirebilirsiniz.

Buna rağmen, evlerinize bitki yerleştirecekseniz yine de onlarla ilgilenin ve dalgınlığınızı rafa kaldırın. Gerekirse etrafa notlar yazarak bu dostlarınızı hatırlayın derim.

Evcil hayvan

Eğer sizin veya birlikte yaşadığınız kişilerin herhangi bir alerjisi yoksa, tüm o sorumlulukları alıyorum demenizi ve sokaktan bulacağınız bir hayvanı sahiplenmenizi şiddetle tavsiye ederim. Bazen bir kardeş, bazen bir dost, bazen bir evlat, bazense sizlerin sahibi olan bu evcil hayvanlarınız ile birlikte bir yaşamın paha biçilemez olduğunu çok kısa sürede fark edeceğinizden emin olabilirsiniz.

Aile, ev arkadaşları, sevgili

Nasıl bir başlık ama, her telden çalıyor adeta…

Evinizi sıcak bir yuva yapmak istiyorsanız size son önerim birlikte yaşadığınız insanları imkanınız varsa siz seçin. Aile ile yaşamak zorunda olanlar için tabiki bu madde biraz ütopik olacaktır. Ama inanın aile ile ilişkilerinizi iyi tuttuğunuz sürece sıcak bir yuvaya sahip olmak kaçınılmaz bir gerçektir.

Ev arkadaşı ve sevgili seçimi olanlar için ise önerim, mutsuz olduğunuz insanlarla aynı evi paylaşmamanız. Evlerimizin en huzurlu olduğumuz yer olması gerekirken, huzursuz olduğunuz takdirde bunu bir şekilde çözmeye çalışmanızı, eğer bunu başaramıyorsanız da evinizi paylaşabileceğiniz yeni insanlar bulmanızı öneririm.

Ve unutmayın, her ne kadar huzurlu bir yuva için binlerce yapılabilecek listesi olsa da, sizin iç huzurunuz olmadığı sürece tüm bu maddeler hiçbir işe yaramayacaktır.

Sıcak bir yuvanın hayalini kuranlara sevgiyle…

İlginizi çekebilir: Yüzünüzü geleceğe dönün: Evde eğlenceli vakit geçirmek için bir oyun önerisi

Gizem Okut: 1986 yılında İstanbul'da doğdum ve Kıbrıslı'yım. 2010 yılında DAÜ'de Turizm ve Otel İşletmeciliği bölümünü bitirdikten sonra Londra'da moda yazarlığı da dahil olmak üzere moda ile ilgili kurslara katıldım. Bir buçuk senelik bir Londra macerasının ardından tatil için gittiğim İstanbul'da ailemle kalmaya karar verdim ve İstanbul'da çeşitli firmalarda Stil Editörlüğü, Sosyal Medya Yönetimi, Müşteri İlişkileri gibi farklı pozisyonlarda çalıştım. 2016'da Kıbrıs'a geri dönmem ile birlikte üniversite yıllarımda staj yaptığım ve ülkenin en eski otellerinden olan Dome Hotel'de Misafir İlişkileri ve Sosyal Medya Yönetimi pozisyonlarında 2 yıl çalıştım. Daha sonra turizm sektörüne ait olmadığıma karar vererek ani bir kararla birbirinden tamamen farklı sektörlerde, birbirinden farklı işlerde çalıştım ve çalışmaya da devam ediyorum. Yazı yazmak, kitap okumak, müzik dinlemek, plajda vakit geçirmek gibi vazgeçemeyeceğim hobilerimin yanı sıra, seramik objeler yaratmak, bahçe ile uğraşmak, farklı tarifler denemek gibi hobilerim de mevcut. Şu hayattan istediğim üç şey; sağlık, barış, huzur.

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 

Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 

Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 



İlgili Makale