X

Çocuklardan öğrenebileceğimiz iyi oluş dersleri

Çocukların biz yetişkinlerden daha neşeli oldukları aşikar… Koşuyorlar, oynuyorlar, gülüyorlar, eğleniyorlar, anın tadını çıkarıyorlar; her yeni güne, her yeni ana meraklı gözlerle bakıyorlar, kısacası doya doya yaşıyorlar… Biz yetişkinlerse yaşımız ilerledikçe çocuk yönümüzü kaybediyoruz; bakış açımızı sabitliyoruz ve kendimizi birçok şeye kapatabiliyoruz. Oysa ki çocuklardan ilham alsak güzel değişimleri başlatabiliriz. Her ne kadar çocuklara rehberlik eden, onlara yol gösteren, hayatı öğreten bizler olsak da gelin bu kez çocuklar bize ders versinler. İşte çocuklardan öğrenebileceğimiz iyi oluş dersleri:

Meraklı ve heyecanlı olmak

Bir çocuktan öğrenebileceğimiz en önemli derslerden biri, hayatın güzelliğine ve neşesine tekrar tekrar hayran olmaktır. Çocuklar, sonsuz meraklılardır. Her şeyi merak ederler, her şey hakkında heyecan duyarlar, sürekli sorular sorarlar, hep daha fazlasını öğrenmek isterler ve o içlerindeki yenilik arayan ruhu asla kaybetmezler. Biz yetişkinler ise merak duygusunu en son ne zaman hissettiğimizi bile unuturuz. Sanki keşfetmekten vazgeçeriz; sorular üretmek, yeni cevaplar aramak istemeyiz… Ve sonunda neşemizi kaybederiz. Oysa ki çocukken sahip olduğumuz o merak duygusunu alevlendirdiğimizde hayatın heyecan dolu anlarla çevrelendiğini fark edebilir; belki de hayallerimize ulaşmamızı sağlayacak o motivasyonu bulabiliriz.

Yeniliklerden korkmamak

Siz hiç yeni herhangi bir şeyden korkan çocuklar gördünüz mü? Korku ögelerinden değil elbette ki; yalnızca yeni ve farklı olandan? Görmesi biraz zor. Çünkü çocuklar her zaman yeni bir şey söz konusu olduğunda heyecan duyarlar. Risk alırlar, denemek isterler, ne olacağını merak ederler. İçlerindeki o yapma arzusu, korku duymalarına engel olur. Büyüdükçe ise işler değişir; sanki korku tüm benliği ele geçirir ve yeni olan, farklı olan dışlanır. Oysa ki çok güzel bir söz vardır; “Açılmamış kanatların büyüklüğü bilinmez.” Risk almayı, farklılıklardan çekinmemeyi ve yeni bir şeyler denemeyi göze aldığımızda hiç tahmin etmediğimiz büyüleyici deneyimler yaşayabilir, büyük başarılar elde edebiliriz.

Anda kalmak

Ah mindfulness… Ne kadar istesek de bir türlü mindful olamadığımızı söyleyebilir miyiz? Geçmişe takılı kalmış ya da gelecek için endişe eden bir zihinle biz yetişkinlerin anda kalmayı öğrenmesi için çocuklardan ilham alması şart. Çocuklar anda yaşarlar; her şeyi tam anlamıyla hissederek deneyimlerler. Bir şeyin tadı, kokusu, sesi, hissi, dokusu her şeyi çocuklar için çok önemlidir; anda olup bitene dikkat kesilirler ve onlar için yalnızca şimdiki zaman vardır; gerçekten orada olurlar. En önemlisi anın tadını çıkarmayı başarırlar.

Oynamak

Çocuklar eğlenirler, gülerler, insanların onlar hakkında ne söyleyeceğine dikkat etmezler. Anı yaşarlar, küçük şeylerden zevk alırlar ve yeni bir günü karşılamak için gülümserler, kahkahalar saçarlar. Oyunlarıyla dünyayı tanırlar, iç dünyalarını yansıtırlar, eğlenirken öğrenirler, kendilerini yansıtırlar. Oyun, insan olmanın en doğal en içsel eylemidir. Küçükken basit bir oyun kocaman mutlulukları getirirken büyüdükçe kaçırdığımız o mutluluğun sebebi belki de oyun oynamayı unutmuş olmamızdır.

Yaratıcı olmak

“Her çocuk bir Sanatçıdır. Sorun, büyüdüğünde nasıl sanatçı kalabileceğidir.” Demiş Picasso, ne de güzel söylemiş… Yaratıcılık, herkesin sahip olduğu doğuştan gelen bir niteliktir, bu nedenle asla gerçekten kaybolmaz; sadece derinlerde saklanır. Yaratıcılığınızı ortaya çıkarmak için bir çocuğun nasıl yarattığını izleyin, böylelikle neyin mümkün neyin mümkün olmadığına dair fikirler tarafından kısıtlanmadan hayal gücünüzü özgür bırakabilir, başkalarının nasıl yorumlar yapacağı hakkında endişelenmeden yaratıcılığınızı besleyebilirsiniz. Çocuklar, yaratırken herhangi bir kural veya standarda uymazlar veya başkalarının beklentilerini karşılamaya çalışmazlar.

Tüm duygulara alan açmak

Çocuklar mutlu olduklarında gülerler, üzüldüklerinde ağlarlar, kızgın olduklarında tepki verirler… Kısacası, hissettikleri tüm duyguları çekinmeden dışa vururlar. İçlerinde bir duygu oluştuğundan onu serbest bırakırlar; yüksek sesle çığlık atarlar, göz yaşları bitecekmişçesine kana kana ağlarlar ve bir duygu bittiğinde hemen diğerine geçebilirler. Birkaç dakika önce ağlayan çocuk, birkaç dakika sonra kahkahalarla gülüyor olabilir. Yetişkinlikte ise duyguları kontrol etmek, zorlamak, bastırmak, inkar etmek, kabul edilebilir olana dönüştürmek vardır ve ne yazık ki tüm bunlar kişiye zarar verir. Oysa ki yapılması gereken Hissettiklerimizi bastırmadan, saklamadan hissetmek için kendimize vermektir; çünkü bu duygularımızı ifade etmenin ve salıvermenin tek sağlıklı yolu, aynı zamanda bir tür öz-şefkat ve kendini kabul etme biçimidir.

Pes etmemek

Siz hiç yürümeye çalışırken düştü diye hayatına sadece emekleyerek devam eden bir bebek gördünüz mü? Ya da salıncağa binmeye boyu yetmediği için parka gitmekten nefret eden bir çocuk? Biz yetişkinler zaman zaman çok kolay pes ediyor olsak da çocuklar istediklerini elde edene kadar vazgeçmiyorlar. Böylece yürümeyi, koşmayı, zıplamayı, aklımıza gelen her yaşam becerisini öğrenebiliyorlar. Onların bu azminden ilham alarak pes etmeye en yaklaştığımız anda devam etme gücünü içimizde saklı kalmış çocukta bulabiliriz.

Özgürce hareket etmek

Vücudumuzu hareket ettirmenin ruh sağlığımız üzerindeki faydalarının hepimiz farkındayız, ancak egzersiz zaman zaman bir ceza eylemiymiş gibi hissettirebiliyor; peki neden? Spor, fitness, düzenli hareket dendiğinde sanki gözümüz korkuyor ve endişelenmeye başlayabiliyoruz… Oysa ki çocuklara baktığımızda hiçbir şeyi dert etmeden, doyasıya hareket ettiklerini görebiliriz. Hareket etmenin doğrusunu, yanlışını düşünmeden; başkalarının yorumlarına aldırış etmeden, sadece çocuklar gibi içimizden geldiğince, özgürce hareket edebiliriz.

Her zaman neşeli ve saf olan çocuklar, bize içsel olarak ne hissettiğimizi ve yeniden bağlanmak istediğimiz şeyi, bizi asla terk etmeyen bir varlığı gösteren güçlü aynalardır. Bir çocuk rolünü üstlenebilir veya içimizdeki çocukla yeniden bağlantı kurabilir ve bir şeyler deneyebilir, yaratıcı yönümüzü serbest bırakabilir, hayata ve insanlara merak ve gerçek bir ilgi ile yaklaşabilir, dünyaya ve yakın çevremize tamamen farklı bir gözle bakmaya başlayabiliriz. Çocuksu mucize hala içimizde yaşıyor –yaşımız ne olursa olsun-. Bu, sadece onu kucaklama meselesi. Ancak içimizdeki çocukla ilişkimizi yeniden kurduğumuzda, derin şifa ve gerçek mutluluğun kapısını açarız. Bırakın çocuklar size yol göstersin…

İlginizi çekebilir: 1,5 yaşındaki birinden öğrendiğim 7 önemli ders

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Yeni yıl hediyelerinin vazgeçilmezi Sosyopix ile anılarınızı ölümsüzleştirin

Sevdikleriniz için hediye seçmek bazen uzun uzun düşünmeyi gerektirir. Çünkü aslında aradığımız şey, sadece bir eşya değildir; bir duyguyu, bir anıyı, bir hatırlamayı karşı tarafa hissettirmektir. Tam da bu yüzden fotoğrafla kişiselleştirilmiş hediyeler, her zaman daha çok dokunur. Tek bir kare, bir gülüşün ardındaki hikayeyi yeniden canlandırır; yıllar önce çekilmiş bir fotoğraf bile açıldığında ilk günkü kadar sıcak hisseder. Sosyopix işte tam da bu noktada, o paha biçilmez anılarınızı estetik ve yaratıcı dokunuşlarla unutulmaz kılıyor.



Kişiselleştirilmiş takvimlerle zamanı anlamlandırmak

Yeni yıl, hayatımızda yeni sayfalar açmak demektir. Bu nedenle kişiselleştirilmiş takvimler, sadece günleri takip ettiğiniz bir araç olmaktan öteye geçer; umut ve güzellikle dolu bir yılın sembolü haline gelir. En güzel fotoğraflarınızla hazırlanan masa veya duvar takvimleri, sevdiklerinizin her gününe anlam katar. Her sayfa, sadece bir tarih değil, hatırlanan ve paylaşılan özel bir anı olarak kalır. Takvimi her çevirdiğinizde, geçmişin güzel anılarını hatırlamak ve geleceğe dair küçük bir mutluluk hissi yaşamak mümkündür. Bu küçük ama etkili detay, hediyenizi hem estetik hem de duygusal olarak unutulmaz kılar.



Anıların dokunulabilir hali: Fotoğraf baskıları



Bir zamanlar telefon ekranına sığdırdığınız, galeri arşivlerinizde kalan en mutlu kareleri bu yılbaşı yeniden keşfetmenin tam zamanı. Sosyopix fotoğraf baskıları, en özel anlarınızı sıcaklığını ve kalitesini koruyarak dilediğiniz formda hayat bulduruyor. İster yaz tatilinde o hiç bitmesin dediğiniz gün batımı karesini, ister kış tatilinde çekilmiş kar manzarasını seçin; retro tarzda ya da şık bir çerçeveyle hazırlatabilirsiniz.Çalışma masasında duran küçük bir fotoğraf, sizi kış tatilinin huzuruna veya yılın en güzel anılarına götürebilir. Bu yıl sevdiklerinize sadece bir hediye değil, birlikte paylaşılan özel anıları ve mutluluğu hediye edin.

Anıların estetik hali: Fotoğraf albümleri

Fotoğraf albümleri, her dönem popülerliğini koruyan ve hiçbir zaman değerini kaybetmeyen hediye seçeneklerinden biridir. Çünkü bir albüm, yalnızca fotoğrafları bir araya getirmez; aynı zamanda belirli bir dönemin, bir ilişkinin ya da bir yolculuğun hikayesini saklar. Sayfaları çevirdikçe hatırlanan detaylar, yeniden yaşanan duygular ve geçmişten gelen sıcaklık, bu hediyeyi zamansız bir klasik haline getirir.

Kişiye özel tasarlanan fotoğraf albümleri, hem estetik hem de duygusal yönüyle güçlü bir hediye seçeneği sunar. Kapak dokusundan sayfa düzenine, renk seçiminden yerleştirdiğiniz küçük notlara kadar tamamen size ait bir anlatım oluşturma fırsatı verir. Bu, sadece bir hediye değil; kendi elinizle hazırladığınız bir zaman kapsülüdür.



Anıları duvarlara taşıyan çerçeveler

Mutlu anıları saklamanın tek yolu albümlerde biriken fotoğraflar veya fotoğraf baskıları değildir; bazen evin en görünür köşesine yerleştirilen bir çerçeve de aynı etkiyi yaratır. Ölümsüzleştirilen anları çerçeveleyerek yaşam alanlarınıza sıcaklık ve derinlik katarken sevdiklerinizin her baktığında o ana yeniden dönmesini sağlar. Farklı boyut seçenekleri sayesinde ister küçük bir köşeyi canlandırabilir ister salonunuzun atmosferini değiştirebilirsiniz.  Duvarlara zarar vermeyen yapışkanlı çerçeveler ise kolay kullanımıyla, yalnızca bir dekor değil; her gün gülümseten bir anı sunar. 

Bi’kutu anı: Özel hediye kutularıyla yeni yıl coşkusu

Yeni yıl ruhunu tek bir kutuda toplamak istiyorsanız, özenle hazırlanmış hediye kutuları bunun için ideal bir çözüm sunar. İçerisinde not defterleri, yılbaşı ruhunu yansıtan kupalar, kokulu mumlar ve daha pek çok özel hediye, kutuyu açan kişinin yüzünde sıcak bir tebessüm bırakır. Böylece hediyeniz yalnızca bir kutu değil, birlikte paylaştığınız anıların sıcacık bir yansıması olur.

Siz de bu yıl, sıradanlığın dışına çıkarak sevdiklerinizin yüzünde unutulmaz bir gülümseme oluşturmak istiyorsanız, Sosyopix’in sunduğu bu kişiselleştirilmiş dünya tam size göre. Hatıralarınızı canlandırın ve onlara, her baktıklarında sizi hatırlatacak, zamana anlam katan dokunuşlar hediyeler sunmak isterseniz aradığınız her şey Sosyopix’te!





İlgili Makale