X

Kendinizi sürekli mağdur mu hissediyorsunuz: Calimero Sendromu ile tanışın

Hayatımızın bazı dönemlerinde zorlu durumlarla veya olaylarla karşılaşıp ‘’Bu neden benim başıma geliyor?’’ sorusunu kendimize sorabiliyoruz. Her ne kadar bu sorgulama içten ve doğal olsa da bu sorunun sık sık benliğe yöneltilmesi Calimero Sendromu olarak tanımlanıyor. Bu yazımızda, Calimero Sendromu’nun ne olduğunu ve bu durumla nasıl başa çıkılabileceğini sizler için kaleme aldık.

Calimero Sendromu nedir, neden ortaya çıkar?

Sendroma adını veren Calimero isimli karakter

Calimero Sendromu, şikayet etme hastalığı olarak biliniyor. Bu sendroma sahip kişiler, kendilerini sürekli mağdur hissediyorlar ve karşılarına çıkan her olumsuzluğa karşı şikayette bulunuyorlar. Bahsi geçen bireyler, durum ne olursa olsun çoğu zaman haksızlığa uğradıklarını düşünüyorlar.

Bu sendrom adını 1960’larda İtalya’da yayınlanmış olan Calimero isimli çizgi film karakterinden alıyor. Bu karakter karşılaştığı her olaya ‘’Ama bu haksızlık!’’ tepkisini verdiği için sürekli şikayet etme hastalığı da bu civcivin ismiyle anılıyor.

Calimero Sendromu’na sahip kişiler, çoğu olayı ve durumu objektif bir şekilde değerlendiremeyerek karşısına çıkan tüm negatiflikleri kişisel algılıyorlar. Bu insanlar arasında genellikle öz güveni düşük, geçmişte travma deneyimlemiş, öğrenilmiş çaresizlik geliştirmiş ve diğer kişilerden ilgi görmek isteyen bireyler bulunuyor.

Kendine yeteri kadar güvenmeyen bazı insanlar, yaşadıkları olayları ve karşılaştıkları durumları yanlış yorumlayarak sürekli şikayet eder hale gelebiliyorlar. Aynı zamanda, çocukluk döneminde ihmal edilmiş, şiddete maruz kalmış, reddedilmiş ya da sürekli negatif eleştiri almış kişiler de yetişkinlik dönemlerinde Calimero Sendromu’na sahip olabiliyorlar. Belirli zamanlarda başarısızlığa uğramış bazı insanlar da hayatlarında hiçbir şeyin değişmeyeceğine inanarak bu sendroma yakalanabiliyor. Bunlarla birlikte, bazı kişilerin etraflarındaki insanlardan ilgi görmek adına sürekli şikayet edebildiklerini de belirtmeliyiz.

Calimero Sendromu ile nasıl mücadele edilir?

Calimero Sendromu ile başa çıkmak için ilk olarak duyguların sağlıklı bir şekilde ifade edilmesinin alışkanlık haline getirilmesi gerekiyor. Bir başka deyişle, herhangi bir olumsuzluk sonucunda hissedilen duyguların doğrudan paylaşılması büyük bir önem taşıyor. Duygular sadece yakınarak ifade edildiği zaman bilinçsizce Calimero Sendromu’na yakalanılıyor. Duyguların doğrudan dile getirilmesiyle birlikte başka pratikler de bu sendromla mücadelede yardımcı oluyor.

Farkındalık ve çözüm odaklı bir bakış açısı geliştirmek

Calimero Sendromu ile başa çıkma yolculuğunda ilk aşamada edilen şikayetlerin farkına varmak gerekiyor. İnsanlar ancak ne sıklıkla şikayet ettiğini fark ederek bu sendromla etkili bir şekilde mücadele edebiliyorlar. Bu farkındalığı geliştirmek için de şikayet edilen tarihleri ve durumları geleneksel ya da dijital bir ortama not etmek faydalı olabiliyor.

Edilen şikayetlerin farkına varıldıktan sonra da karşılaşılan her negatifliğe karşı çözüm odaklı bir perspektif geliştirmek önem taşıyor. Bu bakış açısı sayesinde, uygun çözümler üretilebiliyor ve şikayet miktarı azaltılabiliyor. Örneğin, bir insan yaptığı ten sürekli yakınıyorsa bu duruma bir son verip yeni bir iş arayışına girerek çözüm odaklı bir bakış açısı geliştirebilir.

Olumlu düşünce kalıplarını benimsemek

Her psikolojik durumla mücadelede olduğu gibi Calimero Sendromunu yenme sürecinde de pozitif bir şekilde düşünmeye özen göstermek gerekiyor. Olumsuz durumlar ve olaylar karşısında ‘’Bu durumun iyi bir tarafı var mı?’’, ‘’Bu konuyla ilgili elimden ne gelir?’’ ve ‘’Bu olumsuzluktan nasıl bir ders çıkarabilirim?’’ gibi soruları benliğe sormak faydalı olabiliyor.

Kıyasa girmemek

Bu sendroma sahip kişiler çoğu zaman kendilerini diğer insanlarla karşılaştırarak onların her zaman daha iyi bir yaşantıya sahip olduğunu düşünebiliyorlar. Bu düşünce kalıbı sonucunda da Calimero Sendromu güç kazanıyor. Bu durumun önüne geçmek için herkesin hayatında farklı zorluklar olduğunu fark etmek kritik bir rol oynuyor. Ayrıca, sosyal medya platformlarda ‘’mükemmel’’ yaşantılara rastlamamak adına belirli zamanlarda dijital detoks yapmak da mücadele sürecinde etkili olabiliyor.

Profesyonel destek almak

Yukarıdaki pratiklerin uygulanmasına rağmen şikayet etme hastalığı geride bırakılamıyorsa bir psikiyatriste veya psikoloğa danışmak oldukça kritik. Alanında uzman isimler, bu sendromun tedavi sürecinde bilişsel davranışçı terapiye, farkındalık terapisine ve duygusal farkındalık çalışmalarına başvurabiliyor. Bu yöntemler sayesinde olumsuz düşünce kalıpları değiştiriliyor, anı yaşamaya odaklanılıyor ve duygular daha sağlıklı bir şekilde ifade ediliyor.

Eğer Calimero Sendromu’na sahip olduğunuzu veya bir yakınınızın bu durumu deneyimlediğini düşünüyorsanız yukarıdaki stratejileri göz önünde bulundurabilirsiniz.

İlginizi çekebilir: Parlayan nesne sendromuyla nasıl başa çıkılır?

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale