Umutsuz ve çaresiz hissettiğinizde yapabileceğiniz 8 şey

Bazen, yaşadığımız olayların bir sonucu olarak geleceğe dair hiçbir beklentimizin veya hali hazırda oraya ulaşma arzumuzun olmadığını hissedebiliriz. Evet, bu durumun en net açıklaması “umutsuzluk”. Ne yaparsanız, ne düşünürseniz veya ne söylerseniz söyleyin, bu duygunun geçmeyeceğine, hiçbir şeyin düzelmeyeceğine inanıyor olabilirsiniz. Peki, öyleyse bunun hakkında konuşmanın ne anlamı var, değil mi?

Umut, hepimiz için en zorlu durumlarda bile geliştirebileceğimiz ve yeniden bağlanabileceğimiz bir şey. Kesinlikle zaman gerektiriyor; hatta bir hayli de çaba. Yine de umudu yeniden kazanmak mümkün.

Umutsuz hissetmek ne demek?

Umutsuzluk, adı üzerinde, hayatınızda umudun yokluğudur. Umut ise yarın daha güzel şeylerin olmasını istemek veya beklemektir. Yani bu, olumlu sonuçlarla bağlantılı, iyimser bir duygudur.

Umutsuz hissettiğinizde, işlerin asla düzelmeyeceği, hiçbir zaman mutlu olamayacağınız veya tıpkı şu an olduğu gibi yoğun bir çaresizlik fikrine kapılabilirsiniz. Tüm bu hisler, beraberinde üzüntü, ilgisizlik, isteksizlik gibi duyguları getirebilir. Bazen böyle hisseder ama nedenini bilemezsiniz; bazen nedeni gün gibi ortadadır.

Çaresizliğin ağırlığı altında ezilirken, günlük basit işler bile gözünüzü korkutur; yataktan kalkmak, duş almak veya evden çıkmak muazzam bir çaba gerektirebilir. Umutsuzlukla yaşamak, her sabah, kaç saat uyursanız uyuyun, göğsünüze çöken bir ağırlık ve bitkinlikle uyanmak demektir. Karşı karşıya kaldığımız acılar, onları yaşarken hepimize aşılmaz görünür. Mevcut yıldırıcı koşullar, uzun vadede umutsuzluğu bir yaşam tarzı haline getirebilir. Peki, bu katlanılamaz umutsuzlukla nasıl mücadele edeceğiz?

Umutsuzlukla mücadele etmenin yolları

Hayatta başımıza gelen ve bizi derinden sarsan olaylar karşısında “Neden” diye sormamak çoğu insan için neredeyse imkansızdır. Ama benzer zorluklarla karşılaşan başka insanlarla bağlantı kurmaya başladığımızda, tek bir gerçekle karşılaşırız: Her hayat, sonunda bir trajedi tarafından etkilenir. Hayatın en acı verici trajedileri, acımasız şekilde rastgelelikle gelir.

Tüm bu düşünceler ve duygular, yaşadığınız acı deneyimler ise sonunda size, başkalarının acılarına karşı daha derin bir empati ve anlayış getirir. Kimsenin zarar görmesini istemeseniz de hepimizin eşit derecede savunmasız olduğunu fark edersiniz. İşte bu derin savunmasızlığı kabul etmek, insanlığımızın en derin yönlerini ortaya çıkarır.

Bu insani duygularda ve düşüncelerde yalnız değilsiniz. Karşılaştığınız sorunları, zorlukları, olayları aşamasanız da umutsuzluğun kalbinizdeki hakimiyetini zayıflatmak için yararlanabileceğiniz kaynaklar var.

1. Acınızı, kederinizi ifade edin

Yaşadığınız üzüntü için kelime bulamadığınızda, her zaman yakalanması zor duyguları yakalamak konusunda usra olan şairlere ve yazarlara yönelebilirsiniz. Umutsuzluğunuz için doğru kelimeleri bulmak size ferahlık ve teselli sunar. Tıpkı Shakespeare’in Macbeth’te yazdığı gibi:

“Üzüntüyü dile getir. Konuşmayan keder, aşırı yüklenen kalbe fısıldar ve onu kırılmaya davet eder.”

2. Duygularınızı kabul edin

Umutsuz hislerle çevrelendiğinizi hissettiğinizde lütfen hiçbirini inkar etmeyin. Sizden uzaklaştırmayın. Umutsuzluğunuzu kabul ettiğinizde, onun üzerinizdeki gücünün bir kısmını da almış olursunuz.

Örneğin; bugün bir arkadaşınıza “Çok üzgün hissediyorum. Sanırım yalnız kalmaya ihtiyacım var.” diyebilirsiniz. Kendinizi daha iyi hissetmeye zorlamak yerine duygularınızı sevdiklerinizle paylaşın.

3. Düşünceleriniz üzerine düşünün

Umutsuzluğun bir dizi hoş olmayan düşünce ve duyguyla birlikte geldiğini söylemiştik. Korku, inkar ve dehşet, bunlardan sadece birkaçı. Gelecek konusunda cesaretimiz kırılabilir veya çeşitli olasılıklar yüzünden ıstırap çekebiliriz. Hatta iç kargaşa veya boşluk hissedebiliriz. Tüm bu olumsuz düşüncelerden kaçınmak cazip gelse de doğru şekilde yapıldığında, dikkatimizi onlara çevirmek daha yardımcı bir tavırdır.

Bazıları, bunun için günlük tutmayı çok yararlı buluyor. Hissettiklerinizi bir kağıda dökmek, akut stresi azaltabilir ve gerçek bir rahatlama sağlayabilir. Bunun nedeni, nasıl hissettiğimizi yazmanın umutsuzluğumuzdan biraz uzaklaşmaya yardımcı olmasıdır. Düşünceleriniz ve duygularınız üzerine düşünürken kendinize şu soruları sormak isteyebilirsiniz:

  • “Sadece olumsuza mı odaklanıyorum?”: Araştırmalar, depresyon ve tükenmişliğin hafızamızı olumsuz etkileyebileceğini gösteriyor. Örneğin, birine kızdığımızda, geçmişte sadece bizi üzdüğü anları hatırlayabilir, bize nazik davrandığı tüm anıları silebiliriz. Bu yüzden düşünceleriniz üzerine düşünürken, ters giden şeylere orantısız bir dikkat verip vermediğinizi kontrol edin. Hayatınızın şu anda minnettar olabileceğiniz yönlerini düşünmeye çalışın.
  • “Kendime karşı acımasız ve kaba mı davranıyorum?”: Çaresizlik zamanlarında, kendimizi çok kolay ve hızlı şekillerde yargılayabiliriz. Kendinden şüphe duyma, hayal kırıklığı ve hatta değersizlik yaşayabiliriz. Böyle zamanlarda, hissettiğimiz duygular için öz şefkat bulmak çok önemlidir. Kalp ağrımıza karşı nazik olmak, onun daha hızlı iyileşmesine yardımcı olabilir.

4. Paylaşın

İzolasyon, umutsuzluğu besler. Bu yüzden deneyiminizi paylaşan kişilerin arkadaşlığını arayın. Sizi seven, sizinle sevinen, sizinle üzülen insanlar olduğunu unutmayın. Umutsuzluk dönemleri birbirimize en çok ihtiyaç duyduğumuz zamanlar. Tıpkı hareketsizlikte olduğu gibi, yalnızlık da genellikle kendimizi daha kötü hissetmemize neden olur. Kendimizi güvende hissetmek için hepimizin, başkalarıyla yakınlık kurmaya ihtiyacı var. Ayrıca en büyük zorluklar, aynı zamanda sevdiklerimizle duygusal yakınlığı derinleştirmek için en büyük fırsatlar.

5. Toksik pozitiflikten kaçının

Bazı durumlarda “Her şey yoluna girecek”, “Her şeyin bir sebebi vardır” gibi özünde iyi niyet taşıyan teselli cümleleri, acı çekenler için duyarsızdır. Hayatın en yıkıcı sorunlarına olumlu bir tutum yardımcı olabilir, ancak sorunlar tek bir tutumla çözülemez. Aşmakta zorlandığınız bir kederle karşı karşıya kaldığınızda, başkalarından gelen toksik pozitiflik kesinlikle kötü hissettirebilir. Siz de sonunda yaralı kanatlarla uçmayı öğrenebilirsiniz. Umutsuzluk sizi rüzgardan uzaklaştırabilir, ancak etkin bir şekilde kucaklanıp yönetildiğinde, sizi daha da yükseğe çıkarabilir.

6. Sürece güvenin

Ne yazık ki umutsuzluğu, çaresizliği dönüştürmek için hızlı bir çözüm yok. Bilinçaltınızın ve problem çözen zihninizin düzgün işlemesi zaman alacak. Sabırlı olun. Şu anda tüm cevaplara ihtiyacınız yok, sadece biraz nefes almalısınız. Tıpkı herhangi bir yaratıcı süreçte olduğu gibi, ilk cevaplar sizin için en iyisi olmayacak. Doğru cevapları zamanla bulacağınızı bilin.

7. Umutsuzluğunuzu yürüyüşe çıkarın

Günde bir kez, biraz temiz hava almak üzere evden çıkmak için elinizden gelenin en iyisini yapın. Tempolu bir yürüyüş metabolizmanızı hızlandırır, endorfini yükseltir ve size çok ihtiyaç duyduğunuz zihinsel dinginliği getirir. Gerginliği üzerinizden atmak ve biraz D vitamini almak da ek bir rahatlama sağlayabilir.

8. Profesyonel yardım alın

Bu yazıdaki hiçbir önerinin tedavi yerine geçmeyeceğini unutmayın. Umutsuzluk, depresyon gibi bir zihin sağlığı sorununun belirtisi olabilir. Dolayısıyla, umutsuzluk duygularınız iki haftadan uzun sürerse veya zihinsel sağlığınızla ilgili endişeleriniz varsa mutlaka bir uzmana başvurun.

Bir zihin sağlığı uzmanı, ihtiyaçlarınızı değerlendirebilir ve size uygun tedavi seçenekleri sunabilir. Zihin sağlığı sorunlarının çoğu tedavi edilebilir niteliktedir. Tedavi, gelecek hakkında daha umutlu hissetmenize yardımcı olabilir.

İlginizi çekebilir: Umut konulu kitaplar: Motivasyonunuzu geri getirecek 12 kitap

Kaynaklar: psychcentral, psychologytoday, verywellmind

Uplifers
Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!