X

Bütçe yönetimini kolaylaştıran para biriktirme ve tasarruf yöntemleri

Yıl biterken çoğumuz bütün bir sene neler yaptığımızı şöyle bir gözden geçirme eğiliminde olabiliriz. Neler yaptık, nerelere gittik, neler aldık, neler yaşadık, yeni hayallere, yeni hedeflere dalmadan önce eskilerden bir film şeridi oluşturup üzerine düşünmeye başlarız. “İyi ki!”lerimizin yanı sıra “Keşke şöyle olsaydı, keşke şunu yapsaydım…” gibi cümlelerle de o film şeridini taçlandırırız. Genellikle, bir sonraki yıl için dilediğimiz istekler de elimizdeki paranın ya da yapmayı planladığımız birikimlerin doğrultusunda şekillenir. “Seneye kesin yurtdışına çıkacağım.” ya da “Gelecek yıl para biriktirip o arabayı artık alacağım.” gibi söylemlerle kendimize hedefler belirleriz. Bunları gerçekleştirebilmek içinse en gerekli şeyin paramızı bilinçli bir şekilde harcamak, gelir-gider dengemizi kurmak, tasarruf yöntemlerini hayatımıza katmak ve harcamalarımızı dikkatlice yöneterek birikimlerimizi artırmak olduğunu biliriz. Ancak, kolayca harekete geçemeyebiliriz. Kişisel bütçe yönetimimizdeki sıkıntıların yanı sıra bir de fiyat artışlarına yetişemediğimiz ve zam haberlerinin birbirini kovaladığı şu günler üst üste eklenince harekete geçmek yerine beklemeyi tercih edebiliriz. Haliyle, birikim yapmak çoğumuz için oldukça zorlayıcı bir hal alabilir. Fakat, yazımızın devamında yer alan çeşitli tasarruf ve birikim yöntemleri artık harekete geçmeniz ve bu konuda bir şeyler yapmanız için işinize yarayabilir.

Bu yıl, belki harcamalarınızı planladığınız gibi yönetememiş olabilirsiniz fakat hala geç kalmış sayılmazsınız. “Çok denedim, yine de para biriktiremedim.” diyenlerdenseniz, merak etmeyin. İhtiyacınız olan tek şey bakış açınızı değiştirmek ve harcamalarınızı biraz daha kontrollü bir hale getirmek. Çeşitli tasarruf yöntemlerini, bilinçli harcama ipuçlarını ve birikim yapmaya yönelik önerileri ele aldığımız bu yazımız bütçenizi kontrol altında tutmanıza yardımcı olabilir.

Bir yol haritası belirleyin.

Hepimiz birbirinden farklı hedeflere ve hayallere sahibiz; gitmek istediğimiz yollar, görmek istediğimiz yerler, almak istediğimiz şeyler var. Gelecek planlarımız, hep sahip olmak istediğimiz bahçeli bir ev, belki spor bir araba… Hepsini gerçekleştirebilmek için atmamız gereken en önemli adım, sağlam bir yol haritasına sahip olmak.

Geçerli ve iyi planlanmış bir yol haritası olmadan ilerleyebilmek pek mümkün değil. Unutmayın, hedefi olmayan bir gemiye hiçbir rüzgar yardım edemez. Ev mi satın almak istiyorsunuz, bunun için paraya mı ihtiyacınız var, öyleyse yapmanız gereken bu hedefinize ulaşabilmek için nasıl ve ne kadar para biriktirebileceğinizi planlamak. Peki, bunu nasıl yapabilirim? diyorsanız, yazımızın devamında yer alan birçok öneri size bu konuda yol gösterebilir.

Gelir-gider dengesi kurun.

Geliriniz sabit olsa da devamlı değişen giderleriniz hesaplarınızı zora sokabilir ve bütçe yönetimi konusunda çıkmaza girmenize sebep olabilir. Gelir-gider dengesini sağlamak için paranızı nereye harcadığınızı, harcamalarınızın ihtiyaçlarınızın mı yoksa isteklerinizin mi üzerinde şekillendiğini fark edin. Tüm giderlerinizi bir kenara yazın ve harcamalarınızı gözden geçirin. Giderleriniz gelirinizi aşıyorsa harcamalarınızda değişikliğe gitmek için zaman kaybetmeyin. Bu konuda bütçenizi yönetmenize yardımcı olacak Japon bütçe ve tasarruf sanatı Kakeibo’yu kullanın.

Kakeibo’yu öğrenin.

Kakeibo, Japonların 1900’lü yılların başından beri kullandığı, uygulaması basit bir hesaplama ve bütçe planlama yöntemidir. Bu yöntem, sabit kazancınızı, gelirinizi, harcamalarınızı ve birikime ayırmak istediğiniz tutarı bir deftere yazarak birikim hedefinize ulaşacağınıza dair kendinize söz vermenizden oluşur. Uygulayabilmek için tüm harcamalarınızı; temel, kültür-sanat, tercihe bağlı ve ekstra harcamalar olarak 4 kategoriye ayırmanız ve kendinize şu soruları sormanız gerekir: Toplam gelirim ne kadar, ne kadar para bitiktirmek istiyorum, toplam harcamam ne kadar, bütçe yönetimimi nasıl geliştirebilirim? Kakeibo hakkında daha detaylı bilgi almak ve uygulamaya hemen başlamak için “Kakeibo: Japon bütçe ve tasarruf sanatı” yazımızı incelemenizi öneririz.

Faturalarınızı takip edin.

Giderlerinizin büyük bir kısmı ev ile ilgili ödemelerden kaynaklanıyor olabilir. Kira, aidat ya da ev kredisi gibi sabit ödemeler gider sekmenizde önemli bir yer işgal edebilir. Öte yandan, her ay düzenli olarak ödediğiniz faturalarınız dalgalanmalar gösterebilir. Su, elektrik ya da doğalgaz gibi enerji tüketimlerinizin farkında olabilmeniz için her ay faturalarınızı takip etmeniz önemlidir. Elektriği bu ay fazla mı harcamışsınız, bunun sebebi ne olabilir, gereksiz yere elektrik harcayan fişleri prizden çekmeyi mi unutuyorsunuz, bir düşünün. Su faturanız yüksek geldiyse duşta gereğinden fazla kalıyor olabilir misiniz ya da doğalgazı fazla kullanmak yerine evde biraz daha soğuklara uygun kalın giysiler giymeniz bu fatura artışlarının önüne geçebilir mi, farkına varın. Atacağınız küçük bir adım yıl sonunda bütçenizdeki artışla yüzünüzü güldürebilir.

Aboneliklerinizi gözden geçirin.

Kullanmadığınız halde çeşitli platformlardaki abonelikleriniz için fazlaca ödeme yapıyor olabilir misiniz? Filmler, diziler, müzikler veya okumalar için zamanında abone olduğunuz ama artık kullanmadığınız uygulamaları, platformları gözden geçirin. Eğer faydalanmıyorsanız üyeliklerinizi iptal edin. Gerçekten abone olmaya karar veremediğinizde varsa, kısa süreli deneme paketlerini kullanın. Eğer uzun süre kullanacağınızdan ve paranızı harcamaya değer bir uygulama olduğundan emin olursanız üye olun. Belli aralıklarla üyeliklerinizi kontrol etmeyi ve kullanmadığınız abonelikleri iptal etmeyi unutmayın. Dilerseniz bunun için takviminize haftalık veya aylık hatırlatmalar koyun.

2.Uygulamalardan faydalanın.

Teknolojinin hızla değiştiği ve her adımımızı kolaylaştırmak için hizmet ettiği günümüzde birçok alanda teknolojinin sunduklarından faydalanabilirsiniz. Gelir-gider tablosu oluşturabileceğiniz, harcamalarınızı kontrol edebileceğiniz, bütçenizi kategorilere bölebileceğiniz, yatırımlarınızı yönetebileceğiniz birçok aplikasyon ile maddi durumunuzu kolaylıkla takip edebilirsiniz. Spendee, Honeydue ya da Mint uygulamalarını inceleyebilirsiniz, dilerseniz kısa bir internet araştırması ile farklı bütçeleme aplikasyonlarına da ulaşabilirsiniz. Sizin için en uygun olanı seçtikten sonra bütçenizi daha dikkatli bir şekilde yönetmeye başlayabilirsiniz.

3. Alışveriş alışkanlıklarınızı değiştirin.

Alışveriş alışkanlıklarınızı gözden geçirin. İhtiyacınız olan her şeyi yazarak gerekli bir liste oluşturup mu alışverişe çıkıyorsunuz yoksa aklınıza estikçe mi? Karnınız acıkınca mı alışveriş yapıyorsunuz yoksa tokken mi? Nasıl yani! diye şaşırmayın, evet, kendinizi aç hissederken yaptığınız alışveriş bütçenize zarar veriyor olabilir.

Daha geniş bir masaya mı ihtiyacınız var? Elinizdekini nasıl değerlendirebilirsiniz, yenisini çok fazla para harcamadan nasıl alabilirsiniz, düşünün. Seçeneklerinizi geniş tutun. Bakış açınızda küçük değişiklikler yaparak bütçenizde büyük farklar yaratabilirsiniz. Nasıl mı?

Mutfakta neler var?

Özellikle mutfak alışverişi yapacağınız zaman karnınız tokken ve yanınızda gerekli malzemelerin yazdığı bir liste varken alışverişe çıktığınızdan emin olun. Aldıklarınıza gerçekten ihtiyacınız var mı yoksa o kadar gerekli ve acil değil mi? Bundan emin olmak için mutfağınızdaki eksikleri bir kenara not edin ve gerçekten tüketebileceğiniz kadarını satın alın. Aynı zamanda mevsiminde beslenmeye özen göstererek pahalı meyve ve sebzelerin yerini mevsiminde olanlarla değiştirin.

Mutfak alışverişi yaparken işinizi kolaylaştırması için mümkünse bir de haftalık yemek planı oluşturun. Ne pişireceksiniz, hangi malzemelere ihtiyacınız var, alacağınız gıdalar uzun ömürlü mü yoksa günlük mü olmalı, yazın. Böylece hem evde yemeklerinizi pişirerek sağlıklı beslenebilirsiniz hem de mutfağınızda meydana gelebilecek gıda israfını önleyebilirsiniz. Bütçenizde fazladan artacak olan paranız da cabası.

Biri retro mu dedi?

İkinci el eşya kullanımı hakkında olumsuz düşüncelere sahipseniz belki artık bu konuya daha farklı yaklaşabilirsiniz. Evinizde, gardırobunuzda, kütüphanenizde artık kullanmadığınız, işinize yarayacağını düşünmediğiniz ya da nakite çevirerek hem bütçenize katkı sağlayabileceğiniz hem de evinizi fazlalıklardan arındırabileceğiniz bir şeyler varsa değerlendirmenin tam zamanı olabilir.

İkinci el satış yapabileceğiniz web sitelerini ya da uygulamaları inceleyebilir, satmak istediğiniz ürünlere gerçekten ihtiyacı olanların uygun fiyatla erişmesini sağlayabilirsiniz. Hem de gelirinize katkıda bulunabilirsiniz. Benzer bir şekilde kendiniz veya eviniz için almanız gereken eşyalar için de ikinci el seçenekleri değerlendirebilirsiniz. Az kullanılmış, uygun fiyatlı ve işinizi görecek ev eşyalarını bütçenizi sarsmayacak şekilde satın alabilirsiniz. Ayrıca özellikle bir kez giyilen gece kıyafetlerini ya da abiyeleri ikinci el almayı düşünebilirsiniz; satın almak istemiyorsanız kiralama seçeneğini de gözden geçirebilirsiniz. Böylece uzun süre kullanamayacağınız bir şey için bir dolu para harcamaktan kaçınabilirsiniz.

24 saat kuralını deneyin.

Bir şeyi almadan önce gerçekten ihtiyacınız olup olmadığına karar vermek için en az bir gün bekleyin. Alırsanız nerede, nasıl kullanacaksınız, almazsanız onun yerine kullanabileceğiniz başka bir şey yok mu, ona sahip olduğunuzda gerçekten uzun süre kullanabilecek misiniz, kendinize bir gün zaman tanıyın. Gerçekten emin olmadan bir şeye para harcayıp daha sonra pişmanlık yaşamamak için biraz bekleyin. Belki de anlık bir hevesti ve almadığınız için yarın daha iyi hissedeceksiniz. Aceleci davranmayın.

Nakit kullanın.

Ödemelerinizi ve harcamalarınızı mümkün olduğu kadar nakit para ile yapın. Kredi kartı kullanırken cebinizden sanki para çıkmıyormuş hissi sizi gereksiz harcamalar yapmaya itebilir. O an için kolay alınan bir şey, kredi kartının ödeme zamanı geldiğinde sizi zora sokabilir. Sıklıkla kredi kartı kullanmak, harcamalarınızı kontrol altında tutmanızı zorlaştırır ve bir sonraki ay yapacağınız kredi kartı ödemeleriniz ile giderlerinize ayırdığınız bütçenin şaşmasına neden olabilir. Unutmayın; kredi kartı limitiniz size karşılıksız hediye edilmiş para değildir. Kredi kartı harcamalarınız için de kendinize bir limit belirleyin. Gelirinizi aşacak kadar yüksek meblağlarda harcamalar yapmayın. Kredi kartı ile yapacağınız yüksek harcamalarınızda taksit oranlarını iyi değerlendirin. Üst üste çok fazla taksitli alışveriş yapmamaya gayret edin. İhtiyaçlarınızı öncelik sırasına göre uygun zamanlara bölerek satın alın.

El emeği göz nuru!

Her zaman kendimiz veya evimiz için alışveriş yapmıyoruz, zaman zaman sevdiklerimiz için de alışverişe çıkabiliyoruz. Doğum günleri, yılbaşı, düğün, nişan ve benzeri özel günlerinde sevdiklerinizi mutlu etmek için almayı düşündüğünüz hediyeleri biraz daha anlamlı kılmak ve bütçenizi sarsmamak için kendi el emeğinizle onlara özel bir şeyler tasarlayabilirsiniz. Sevdiklerinizin evlerine uygun objeler yapabilir, dostunuza özel anlarınızdan oluşan bir fotoğraf albümü oluşturabilir, bütçenizi zorlamadan anlamlı hediyeler hazırlayabilirsiniz.

İlginizi çekebilir: DIY: Hayatınızı renklendirecek “kendin yap” dekoratif öneriler

4. Günlük rutinlerinizi inceleyin.

Her sabah işe gitmeden önce yandaki kafeden bir kahve alıyor musunuz? Eğer cevabınız evetse kahveye verdiğiniz paraları önce haftalık, sonra aylık ve yıllık olarak hesaplayın. Ortaya çıkan rakam gözbebeklerinizin büyümesine neden oluyorsa bu durum kahve alma alışkanlığınızı günlük rutininizden çıkarmanız gerektiği anlamına gelebilir. Belki de 1 yılda kahveye verdiğiniz para birkaç kahve makinesine denk geliyor olabilir. Her gün kahve ile birlikte aldığınız kullan-at bardaklar da cabası. Kahvenizi evden getirerek hem bütçenizi hem de doğayı korumak için önemli bir adım atabilirsiniz.

Günlük rutinlerinizde alışkanlık haline getirdiğiniz ama yerine çok daha iyi bir tercih getirebileceğiniz neler var bir düşünün. Ulaşım tercihleriniz, yeme alışkanlıklarınız, dışarı çıktığınızda takıldığınız mekanlar veya değiştirdiğinizde bütçenize

5. Birikim yapın.

“Birikim yapmak” dendiğinde aklınızdan ilk olarak “Zaten harcamalarımı zor karşılıyorum, birikim yapmaya param kalmıyor…” geçiyor olabilir. Öyleyse, şunu belirtmekte fayda var; birikimleriniz elinizde para kalıp kalmamasına göre şekillenmemelidir. Tıpkı harcamalarınıza, sabit giderlerinize, ihtiyaçlarınıza para ayırdığınız gibi birikim için de bütçenizde yer açmalısınız. Birikimi ayın sonuna bırakmak ve “Elimde para kalırsa kenara koyarım, birikim yaparım.” diye düşünmek birikim yapma ihtimalinizi düşürür. Bunun yerine, birikim hedefinizi belirlemek ve bütçe planınıza dahil etmek işinizi kolaylaştırır. Gelirinize, giderlerinize, özel hayatınıza ve hedeflerinize göre bir birikim planı oluşturabilirsiniz. Üstelik çok büyük yüzdelerle başlamanıza da gerek yok. Sizi zora sokmadan ve yaşam tarzınızı kısıtlamadan her ay gelirinizin yüzde 5’i ile 10’u arasında ayırabileceğiniz bir miktar düzenli olarak birikim yapmanıza yardımcı olabilir.

“52 hafta birikim yöntemi”ni deneyin.

52 hafta birikim yönteminde yapmanız gereken, her hafta küçük birikimler oluşturmanız ve yıl sonunda tatmin edici bir rakama ulaşmanız. Sistem 52 hafta boyunca para biriktirmeniz doğrultusunda işliyor, ne kadar biriktireceğiniz ise tamamen size bağlı. Önemli olan tek şey sürdürmek. Örneğin, ilk hafta 1 lira biriktirdiyseniz 2. hafta 2, 3. hafta 3, 52. hafta 52 lira biriktirebilirsiniz. Eğer haftalık 50 lira başlamak istiyorsanız her hafta ne kadar artırmak istediğinize ve bunu tutarlı bir şekilde 52 hafta sürdürebilmek için ne kadar para ayırabileceğinize karar verip uygulamaya koyabilirsiniz. 50 lira ile başlayıp her hafta 5 lira artırarak 52. haftaya ulaşabileceğinizi düşünüyorsanız ve bu, harcamalarınızı sizi zorlayacak şekilde kısıtlamayacaksa hemen harekete geçebilirsiniz.

Damlaya damlaya göl olur.” sözünü aklınızda tutun ve kendiniz için, hayalleriniz için, görmek istediğiniz yeni yerler, çıkmak istediğiniz yeni seyahatler için tasarruf yapmaya, birikimlerinizi artırmaya devam edin. Yeni yılda tüm hedeflerinizi gerçekleştirebilmeniz dileğiyle…

İlginizi çekebilir: Ev ekonomisine katkıda bulunurken çevreyi de korumanızı sağlayacak tasarruf önerileri

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Güne lezzetli bir başlangıç için kahvaltılık tarifler

Ne demiş şair; kahvaltının mutlulukla bir ilgisi olmalı. Sizce de öyle değil mi? Günün ilk öğününün, bize gün boyu yetecek kadar neşe ve enerji kaynağı olması gerekmiyor mu? İster sabahın çok erken saatlerinde ister öğlene yakın olsun, fark etmez; günün ilk öğünü her zaman çok önemli. Çünkü günün geri kalanını etkileyen, o günün ne kadar kaliteli bir gün olduğunu belirleyen en önemli faktörlerden biri; güne neler yiyerek başladığımız…



Ancak hepimiz biliyoruz ki, klasik kahvaltı tarifleri zamanla sıkıcı hale gelebiliyor. Yumurta, peynir, zeytin güzel bir başlangıç olsa da her gün aynı şeyleri yemek hayatlarımızda monotonluk yaratabiliyor. Dolayısıyla biraz daha yaratıcı alternatiflere ihtiyacımız var. Ama bir yandan da yoğun tempomuza ayak uydurabilmek için pratik ve besleyici olmalı. Tabii lezzetten de ödün vermek olmaz. İşte tam da bu noktada lezzeti ile, pratikliği ile, besleyiciliği ile kahvaltıların yıldızı müsli karşımıza çıkıyor. İşte müsli kullanarak hazırlayabileceğiniz lezzetli ve sağlıklı kahvaltılık tarifler:

Müslili Ekmek

Eğer kahvaltıda değişiklik yapmak ve lezzet ile besleyici değeri bir arada sunan bir alternatif arıyorsanız, müslili ekmek tam size göre. Klasik ekmek tariflerine göre çok daha zengin ve doyurucu bir seçenek sunan bu kahvaltılık tarifi, aynı zamanda çok daha lezzetli, çok daha eğlenceli. Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli’nin içeriğindeki kızılcık, kuru üzüm, elma ve marakuyalı özel karışım sayesinde enerjik bir sabaha doyurucu dilimlerle merhaba diyebilirsiniz.

Malzemeler:

Hamuru için:

  • 1 su bardağı Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli
  • 2-3 tatlı kaşığı Dr. Oetker Aktif Maya
  • 0,5 çay bardağı süt
  • 4-4,5 su bardağı un
  • 0,5 çay bardağı toz şeker
  • 1 su bardağı ılık süt
  • 1 yumurta
  • 100 gram yumuşak margarin

Üzeri için:

  • 2-3 yemek kaşığı Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli
  • 1 yemek kaşığı su

Hazırlanışı:

  • Mayayı bir kaseye alın ve üzerine yarım çay bardağı ılık sütü ilave edin. Kaşık ile birkaç kez karıştırıp 10-15 dakika bekletin.
  • Unu derin bir kaba eleyin ve üzerine beklettiğiniz mayayı ilave edin. Toz şeker, süt, yumurta ve margarini ilave edip iyice yoğurun. Üzerini kapatıp ılık ortamda 40-45 dakika bekletin.
  • Süre sonunda mayalanan hamura 1 su bardağı meyveli müsliyi ekleyin ve yoğurun. Hamuru yuvarlayıp pişirme kağıdı serilmiş fırın tepsisine alın. Üzerine su sürüp meyveli müsli serpin ve 20 dakika bekletin.
  • Fırını belirtilen dereceye ayarlayıp ısınması için önceden açın. (Alt-üst pişirme: 170 °C, Turbo pişirme: 160 °C)
  • Hamurun üzerini keskin bıçak ile 3-4 yerinden 1 cm derinliğinde kesin ve 25-30 dakika pişirin.
  • Fırından çıkarıp soğutun. Dilimleyerek servis yapın.

Çikolatalı Çıtır Smoothie Bowl

Kahvaltıda kendinizi şımartmak ve güne ‘bomba’ gibi başlamak istiyorsanız, tatlı bir kahvaltılık tarifi tam size göre olabilir. Çıtır tahıl ve çikolata parçacıkları içeren Dr. Oetker Vitalis Sütlü-Bitter Çikolatalı Çıtır Müsli ile çok pratik ve çok lezzetli bir kahvaltılık bowl hazırlayabilirsiniz.

Malzemeler:

  • 2 yemek kaşığı Dr. Oetker Vitalis Sütlü-Bitter Çikolatalı Çıtır Müsli
  • 1 adet olgun muz
  • ½ avokado
  • 1 yemek kaşığı kakao tozu
  • 1 su bardağı badem sütü

Hazırlanışı:

  • Olgun muzu, avokadoyu, kakao tozunu ve badem sütünü blender’a alın. Pürüzsüz bir kıvam alana kadar yüksek hızda karıştırın.
  • Elde ettiğiniz smoothie karışımını bir kaseye aktarın ve kahvaltılık bowl için tabanı hazırlayın.
  • Smoothie tabanın üzerine çıtır çıtır Dr. Oetker Vitalis Sütlü-Bitter Çikolatalı Çıtır Müsli’yi ekleyin. Ve harika kahvaltı kaseniz hazır.

Portakallı Muzlu Müslili İçecek

Kahvaltılarınızı bir sonraki seviyeye taşımaya hazırsanız, Dr. Oetker Vitalis Bal Bademli Çıtır Müsli ile tanışın. Bu benzersiz müsli, sadece lezzetiyle değil, aynı zamanda sağlık açısından sunduğu faydalarla da kahvaltılarınızın vazgeçilmezi olmaya aday. Hem lif hem de Vitamin B1, demir ve magnezyum gibi önemli besin öğeleri açısından zengin olan bu müsli ile harika bir kahvaltılık içecek hazırlayabilir, güne başlarken ihtiyacınız olan enerjiyi ve besinleri alabilirsiniz:

Malzemeler:

  • 50 g Dr. Oetker Vitalis Bal Bademli Çıtır Müsli
  • 1 poşet Dr. Oetker Şekerli Vanilin
  • 2 adet muz
  • 2-3 dilim ayıklanmış ve zarları çıkarılmış portakal dilimleri
  • 2 su bardağı buzdolabında soğutulmuş süt
  • 2 yemek kaşığı bal

Hazırlanışı:

  • Muzları soyup iri parçalara kesin ve mutfak robotuna alın.
  • Üzerine portakal dilimleri, süt, bal ve şekerli vanilini ilave edip meyveler ezilinceye kadar karıştırın.
  • Hazırladığınız içeceği bardaklara alın. Üzerlerine çıtır müsliyi ekleyip kaşık ile karıştırın.
  • Buzdolabında 30 dakika bekletip servis yapın.

Meyveli Mini Kahvaltılık Muffin

Güne başlarken modunuzu yükseltecek, enerjinizi yerine getirecek ve ihtiyacınız olan besin öğelerini almanızı sağlayacak ve tüm bunları yaparken de eğlenceli bir hale çevirecek muffinlere kim hayır diyebilir ki… Siz de demezseniz, Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli ile harika bir kahvaltılık hazırlayabilirsiniz.

Malzemeler:

  • ½ su bardağı Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli
  • 1 paket Dr. Oetker Hamur Kabartma Tozu
  • 1 su bardağı tam buğday unu
  • 2 yemek kaşığı bal
  • ½ su bardağı süt
  • 1 yemek kaşığı tereyağı
  • 1 adet yumurta
  • 1 adet mini muffin tepsisi

Hazırlanışı:

  • Fırını 180 derecede önceden ısıtın ve mini muffin tepsisini yağlayın.
  • Bir kasede tam buğday unu, Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli ve kabartma tozunu karıştırın.
  • Başka bir kapta süt, eritilmiş tereyağı ve yumurtayı çırpın. Islak malzemeleri kuru malzemelerin üzerine dökün ve karıştırın.
  • Hazırladığınız kek harcını mini muffin kalıplarına eşit miktarda bölün. Her bir kalıbı üçte iki oranında doldurmanız yeterli olacaktır, böylece kabardığı zaman da yeteri kadar alan kalacaktır.
  • Yaklaşık 20 dakika kadar pişirdikten sonra fırından çıkarın, birkaç dakika beklettikten sonra servis edebilirsiniz.

Bonus: Çabasız ve lezzetli kahvaltılar

Eğer daha hızlı bir şekilde lezzetli, pratik ve doyurucu kahvaltılık tarifler hazırlamak istiyorsanız, fazla çaba harcamadan da eğlenceli kahvaltılar yapabilirsiniz. Müslinizi ister sütle ister yoğurtla karıştırın; üzerine meyve, bal, biraz da kuruyemiş ekleyin ve voila! Enfes kahvaltınız hazır… Ama bir dakika; zaten eklenmişi var 🙂 Dr. Oetker Vitalis’in lezzetli, doyurucu ve sağlıklı dünyası ile klasik kahvaltılar yerine daha enerjik tariflerle güne başlayabilirsiniz.

Sağlıklı ve dengeli beslenmeyi, ‘sıkıcı’ kalıplardan çıkarmak ve her güne büyük bir neşe ile başlamak istiyorsanız Dr. Oetker Vitalis, kahvaltılarınızın vazgeçilmezi olacak. Üstelik sadece kahvaltılarınızın da değil; ara öğünlerinizde de lezzetli atıştırmalıklar olarak tüketebilirsiniz. Bu çıtır lezzetler, gününüzün her saatine enerji ve neşe katacak!

Siz de Dr. Oetker Vitalis’Dr. Oetker Vitalis’Dr. Oetker Vitalis’in Multi Meyveli Çıtır Müsli, Bal Bademli Çıtır Müsli ve Sütlü-Bitter Çikolatalı Çıtır Müsli çeşitlerinden dilediğinizi seçebilir, güne en sevdiğiniz lezzetle harika bir başlangıç yapabilirsiniz.

*Bu yazı Dr. Oetker katkılarıyla hazırlanmıştır.

Hayatın küçük tatlı sürprizlerini L’Occitane Almond Shower Oil ile yakalayın

Hayat, beklenmeyen güzelliklerle dolu bir dans gibi; eğer görmeyi, fark etmeyi bilirsek hayatın şaşırtıcı güzellikteki tatlı anlarını sık sık yakalayabiliriz. Bazen uzun zamandır görmediğimiz bir arkadaşımızla yolda karşılaştığımız, bazense tatlı bir yağmurun ardından çıkan gökkuşağını gördüğümüz o ‘an’da gizli olabilir mutluluk. Bu, beklenmedik ama her zaman iyi hissetmemizi sağlayan hoş sürprizler, hayatın şaşırtıcı güzellikteki anlarından yalnızca birkaçı olsa da tüm gün yüzümüzü güldürmeye yetebilir.



Yakalamak için istekli olursak hayatın monoton akışına biraz olsun ara vermemizi sağlayan ve yaşamın ne kadar büyüleyici olduğunu hatırlatan pek çok tatlı sürpriz bulabiliriz. Tıpkı L’Occitane Almond Shower Oil’in su ile buluştuğunda yağ kıvamından köpüğe dönüşen sürprizli formu gibi.

Sürprizlerle dolu keyif veren bir deneyim

Mutluluk veren, keyif dolu ve sürprizli anlar dediğimizde şüphesiz ki kendimize ayırdığımız zamanların önemi ve yeri çok büyük. Çünkü, günlük hayatın koşturması içerisinde kendimizi şımartabildiğimiz, bedenimizin ve zihnimizin ihtiyaçlarını karşılayabildiğimiz bu özel anlar, monotonluğun içinden bize göz kırpan küçük sürprizler gibi. Özellikle de kişisel bakım ritüellerini taçlandıran L’Occitane Almond Shower Oil ile sürprizlerin hiç sonu yok. Bu özel duş bakım yağı, suyla buluştuğu anda değişen formu ile bize sıradan görünen anları bile özel kılan küçük sürprizler sunuyor.

Almond Shower Oil’in içeriğindeki badem yağı, su ile birleştiğinde anında yoğun keyif verici bir köpüğe dönüşüyor, bize de tatlı küçük sürprizlerle dolu dokunuşların cildimizde bıraktığı o yumuşacık etkinin keyfini sürmek kalıyor. Tabii, o tatlı ve küçük sürprizler Badem Duş Yağı’nın yalnızca köpüren özel formülünde saklı değil, kokusu da bambaşka bir heyecan.

Kokuların duyuları harekete geçiren büyülü dünyası

Bazen sizin de bir kokunun esintisiyle geçmişe doğru kısa bir yolculuğa çıktığınızı hissettiğiniz oluyor mu? Kabul edelim, hayatın içindeki tatlı sürprizli anlarda kokuların da etkisi oldukça büyük. Belki çocukluğunuzdan keyifli bir anı hatırlatan nostaljik bir koku, belki gençliğinizde kullandığınız eski bir parfümün rüzgarla karışmış hali, belki de taze biçilmiş çimlerin havada dağılan dansı… Kokular da sürprizli anların başrol oyuncusu olabiliyor.

Tıpkı, Almond Shower Oil’in tatlı bademin mis kokusunu cildimizde bırakması gibi. Üstelik vegan içeriği ile tüm cilt tiplerine de uygun olan bu bakım yağı, duyuları harekete geçiren büyülü bir dünyanın da kapısını aralıyor. Hayatın bitmeyen telaş ve karmaşasında her şeyden biraz da olsa uzaklaşıp, o büyülü dünyaları keşfetmek hepimizin ihtiyacı değil mi? Daha fark edilmeyi bekleyen onca tatlı sürpriz varken…

Şaşırtıcı üçlü etki

Köpüren özel formül, büyülü dünyalara açılan mis badem kokusu, tabii bir de şaşırtıcı üçlü etki. L’Occitane Almond Shower Oil ile hayatın sürprizlerle dolu anlarını yakalamak çok kolay. Özel vegan formülü, cildi hem temizliyor hem nemlendiriyor hem de onarıyor. Bu üç etkiyi bir arada bulabilmek de en tatlı sürprizlerden biri.

Badem Duş Yağı, özel köpük yapısı ile cildi temizliyor, içeriğindeki omega 6 ve 9 bakımından zengin tatlı badem yağı ve üzüm çekirdeği yağı ile ilk kullanımda nemlendirme etkisi sağlıyor ve cildi besleyerek ışıl ışıl bir görünüme kavuşturuyor.

Elbette, hayatta daha yakalanmayı bekleyen pek çok şaşırtıcı tatlı an var. Bazıları, bir anda karşımıza çıksa da bazen de bu anları biz yaratabiliriz. Bakım rutinlerimize L’Occitane Almond Shower Oil’i eklemek, tanımadığımız birine iltifat etmek ya da sevdiğimiz birine uzun zamandır istediği bir şeyi satın almak, hayatımızda o tatlı sürprizleri artırmaya ve yaşamın keyfini doyasıya çıkarmaya yardımcı olabilir.

Hiç vakit kaybetmeden birinden başlamak istiyorsanız hemen tıklayıp sürprizlerle dolu L’Occitane Almond Shower Oil dünyasını keşfedebilirsiniz.

Sıra dışı bir gelecek: Otomobil dünyasında bizi neler bekliyor?

Teknolojinin, yapay zekanın ve çevre bilincinin hızla geliştiği günümüzde otomotiv dünyası da bu gelişmelerden geri kalmıyor ve inovasyonlarla ve merakla dolu bir sektöre dönüşüyor. Son yıllarda elektrikli araçlar, otonom sürüş özellikleri, akıllı yol çözümleri gibi konularla pek çok gelişime imza atan otomobil dünyasında gelecekte bizi daha nelerin beklediği büyük bir merak konusu. Hepsi çok heyecan verici olsa da en çok merak edilen sorulardan ve benim de heyecanla beklediğim gelişmelerden biri; uçan arabaların hayatımıza girip girmeyeceği 🙂 Uçan arabalar yakın zamanda hayatımıza dahil olur mu bunu bilmiyorum ama otomotiv endüstrisinin geleceği hakkında kendi perspektifimden ele alacağım pek çok konu var. Gelin, benim de bir parçası olduğum bu sıra dışı gelecekte bizi neler bekliyor olabilir birlikte bakalım.



Elektrikli otomobillerin hızlı yükselişi

Geçtiğimiz yıllarda pek çok otomobil markası, yakın gelecekte elektrikli araç üretimine ağırlık vereceğini açıklamıştı, hatta dünya çapında tamamen elektrikli araç üretimine geçmeyi planladığını belirten markalar da var. Elektrikli araçların hayatımıza dahil olması çok yeni bir gelişme olmasa da yaygınlaşması ve popülerliğinin artması son zamanlarda daha bir artış gösterdi. Gelecekte de elektrikli araçların üretiminin ve kullanıcısının artması sektörünün en beklenen gelişmeleri arasında.

Bildiğiniz gibi ben de elektrikli otomobil tutkunlarından biriyim ve sık sık sizlerle Instagram hesabımdan %100 Elektrikli Ford Mustang Mach-E ile olan maceralarımı paylaşıyorum 🙂 Konumuza dönecek olursak; fosil yakıt tüketimini azaltmak ve karbon emisyonlarını düşürmek için ülkelerin elektrikli araç kullanımına yönelik teşviklerini artırması da beklenenler arasında. Ayrıca, batarya teknolojisinde yeni ilerlemeler, elektrikli araçların menzillerinin artırılması, şarj altyapılarının geliştirilmesi de yine yakın gelecekte bizimle olacağa benziyor.

Sürdürülebilir ve çevre dostu çözümler

Elektrikli araçların yükselişi, otomobil dünyasının geleceğinde beklenen tek çevreci haber değil. Doğa dostu yaklaşımlar ve sürdürülebilir çözümlerle dolu yenilikler de ufukta. Pek çok sektörün son yıllarda önemli bir gündem maddesi haline gelmiş olan çevre bilinci, otomotiv dünyası için de önemli bir konu. Geri dönüştürülmüş malzemelerden üretilen iç dizayn ekipmanları, doğa dostu kumaşların kullanımı, üretim aşamasında yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı, daha az karbon salımı yapan motor teknolojileri ve daha nice gelişme, otomotiv dünyasının beklenenleri arasında.

Sektörde yeşil devrim adını verebileceğimiz daha pek çok gelişmenin damga vurması da olası. Araçların iç tasarımdan üretim süreçlerine kadar geniş bir yelpazede sürdürülebilir çözümler, otomobillerin gelecekteki dünyasını ve tabii ki dünyamızı taçlandıracak gibi. Bir çevreci olarak hızla yaygınlaşmasını görmek istediğim gelişmelerden birisi kesinlikle sürdürülebilir çözümler.

Otonom sürüş özelliklerinde ilerlemeler

Ve tabii ki otonom sürüş özelliklerinden bahsetmemek olmaz. Beni belki de en çok heyecanlandıran konulardan bir diğeri. Hani şu sürücüsüz giden otomobiller var ya, işte tam da onlardan bahsediyorum. Yakın bir gelecekte belki de araçların şoför koltukları hep boş kalacak. Olamaz mı? Bu, çok gerçekçi bir senaryo olmasa da şu an için benzer senaryolarla sık sık karşılaşacağız gibi. Çünkü pek çok dünya devi otomobil ve teknoloji firması, otonom araçlar alanında büyük yatırımlar yapıyor. Ancak, tam otonomiye ulaşmak için biraz daha geleceği beklemek gerekecek. Çünkü birtakım zorlukları aşabilmek için yeni teknolojilerin geliştirilmesi bekleniyor.

Özellikle büyük şehirlerdeki yoğun ve karışık trafik senaryoları, yasal düzenlemeler, kişisel hakların korunması, uygun yol ve altyapı çalışmalarının tamamlanması gibi pek çok faktör var. Yine de bu konudaki çalışmaların hız kazanması ve otonom sürüşün farklı seviyelerinin piyasaya sürülmüş olması, otonom sürüş teknolojilerinin potansiyelini gösteriyor. Gelecekte tam otonom seviyeye de erişilmesi mümkün.

Otonom özelliklerin yanı sıra farklı sürüş modları da ufukta. Hatta, ben şimdiden %100 Elektrikli Ford Mustang Mach-E  ile bu modları deneme fırsatına sahibim 🙂 Mustang Mach-E, sürüş deneyimini kişisel isteklere göre uyarlıyor; Aktive, Whisper ve Untamed modları sayesinde motor seslerini, ortam aydınlatmasını ve hatta aracın tepki verme hızını kişiselleştirmek mümkün. 

Akıllı şehirlerin kurulması

Otonom sürüş özellikleri, farklı sürüş modları, otomobil ve yapay zeka teknolojisindeki gelişmeler, yalnızca bireysel kullanımla sınırlı kalmayacak muhtemelen. Ve önemli bir toplumsal gündem haline de gelecek. Bu da akıllı şehirler gibi bir konseptin hayatımıza girmesi anlamını taşıyabilir. Şehirlerin, otomobillerin geleceği ile ne ilgisi var ki diye düşünmeye başlamadan hemen araya gireyim. Eğer başta otonom sürüş özellikleri olmak üzere otomobiller kendi başlarına -bir sürücünün aracı sürmesine ihtiyaç kalmaksızın- yolda gidebilecekse, bu şehirlerin de birtakım düzenlemelerden geçmesi anlamını taşıyor. Yollardaki alt yapı çalışmalarının bu doğrultuda düzenlenmesi, akıllı şarj istasyonlarının kurulması ve otonom araçların kendi kendini şarja takabilmesi için uygun çevresel yapılanmaların tamamlanması gibi pek çok gelişmeyi de beraberinde getirebilir. Belki de gelecekte şehirlere akıllı taksi durakları kurulacak ve birtakım mobil uygulamalar üzerinden bağlantıya geçilebilecek.

Sosyal dünya ile bağlantı sağlayan araç özelliklerinin geliştirilmesi

Bir düşünelim; otomobiliniz size en yakın kafeyi önerse ya da zevkinize uygun bir restoranda sizin için rezervasyon yaptırsa, nasıl olur? Ya da arkadaşlarınızla buluşma ayarlasa, arabaya bindiğinizde en sevdiğiniz dizinin kaldığınız bölümünü başlatsa? Siz keyifle buluşmalarınıza hazırlanırken veya dizinizi izleyip, müziğinizi dinlerken sizi istediğiniz yere götürse? Yani adeta bir eğlence merkezine dönüşse? Tüm bunlar, yakın gelecekte hayallerimizi süslemenin ötesine geçebilir. Bağlantılı araçlar, yani kendi internet erişimi olan ve verileri başka cihazlarla da paylaşabilen araçlar, otomobil dünyasının belki de gelecekte en çok parlayan yıldızı olabilir. Yalnızca yolculuk vadetmenin ötesinde bağlantılı araçlar, adeta kişisel mobil cihazlarımıza dönüşebilir.

Çoğu macerama tanıklık ettiğiniz Ford Mustang Mach-E de adeta benim eğlence merkezim. Araç içi iletişim ve eğlence sistemi olan Ford SYNC 4A ile konuşma, ses tanıma, kablosuz akıllı telefon entegrasyonu, sezgisel 15,5″ dokunmatik ekran ve çok daha fazlasını deneyimleyebiliyorum. Halihazırda gelişmiş teknolojinin keyfini sürebiliyor olsam da gelecekte bağlantılı araçlar bizi daha pek çok özelliği ile şaşırtacak diyebilirim.

Kısacası, otomobil dünyasının sıra dışı geleceğinde bizi bekleyen yepyeni heyecanlar var. Uçan arabalar yalnızca filmlerin unutulmaz bir parçası olarak mı hafızalarımızda kalır yoksa gerçekten de hayatımıza dahil olur mu bilinmez ama kesin olan bir şey varsa o da otomobil dünyasının hiç olmadığı kadar yenilik dolu olduğu. Kim bilir belki bir gün gökyüzünde bulutların arasında sıkışıp kaldığım bir trafikteyken size yazarım 🙂 Daha fazlası için yazılarımı ve Instagram hesabımı takip etmeyi unutmayın.

İlginizi çekebilir: Virtual Influencer’lar: Kim bu sıra dışı influencer’lar? Takip etmeniz gerekenler?

Sürdürülebilir çözümlerin izinde: VitrA’dan dünyanın ilk ve tek %100 geri dönüştürülmüş seramik lavabosu

‘Biricik’ dünyamız günden güne artan çevreler baskılar ve azalan doğal kaynak sorunları ile karşı karşıya. İklim krizi, küresel ısınma, atık sorunları, hava kirliliği ve daha nice çevresel sıkıntı, hem dünyamızın hem de insanlığın geleceğini tehdit ediyor. Bu nedenle, sürdürülebilir yaşam alışkanlıklarına sahip olmanın önemi her zamankinden kat ve kat daha fazla. Böylesi bir gerçekliğin farkında olan tüm endüstrilerde de yenilikçi ve çevre dostu ürünlerin geliştirilmesi oldukça büyük bir öneme sahip. Bu bağlamda VitrA, büyük bir adım atarak çevreye saygısını ve döngüsel ekonomiye olan katkısını gözler önüne seriyor.



VitrA’dan bir ilk; %100 geri dönüştürülmüş seramik lavabo

Çevresel ayak izlerini azaltma yolunda önemli adımlar atan VitrA, sektörün değişim öncülerinden biri olarak bizi yeni çevre dostu lavabosu ile tanıştırıyor. Dünyanın ilk ve tek %100* geri dönüştürülmüş seramik lavabosu özelliğini taşıyan bu lavabo, atık olarak kabul edilen malzemelere yeniden hayat veriyor. Yeni çevre dostu lavaboların içerik olarak yaklaşık %100’ü, kırık seramikler de dahil olmak üzere üretim sürecinde ortaya çıkan ve bertarafa giden atıklardan oluşuyor.

VitrA’nın sürdürülebilirlik konusundaki vizyon ve öncülüğünü yansıtan bu yenilikçi ve çevre dostu lavabolarla, seramik sektöründe sürdürülebilir tasarım konusunda da yeni bir standart ortaya çıkıyor. Tasarım harikası ve fonksiyonel bir ürün olmanın ötesinde geri dönüştürülmüş seramik lavabolar, çevresel bilinç ve sürdürülebilir yaşam tarzlarını da destekleyen güçlü bir mesaj taşıyor.

%30 oranında iyileşen küresel ısınma potansiyeli

ISO 14040:2006 ve 14044:2006 standartlarına uygun yapılan Yaşam Döngüsü Değerlendirmesi sonuçlarına göre, atıkların kullanılması çevresel etkilerden küresel ısınma potansiyelini %30 oranında iyileştiriyor. Geri dönüştürülmüş lavaboların üretilmesi sayesinde, ürün başına, daha az hammadde kullanılarak %36’lık iyileştirmeyle yaklaşık 5 kilogram hammadde tasarrufu ve %38 iyileştirmeyle 2,48 Kwh elektrik tasarrufu elde edilmesi hedefleniyor.

Sadece bir lavabo olma işleviyle kalmayan, çevresel sürdürülebilirliğe yönelik geniş bir vizyonu temsil eden bu ürün, çevreye duyarlı bir gelecek için atılmış çok büyük bir adım. Eczacıbaşı Yapı Gereçleri’nin çevre dostu lavabolarla benimsediği bu üretim yaklaşımı, döngüsel ekonomiye katkıyı da en üst seviyeye çıkarıyor.

Sürdürülebilir bir gelecek için hijyenik ve şık bir ilham kaynağı

Küresel ısınma potansiyelini iyileştiren, çevre dostu bir tasarım harikası olmasının ötesinde VitrA’nın geri dönüştürülmüş lavaboları, hijyen endişesini de ortadan kaldırıyor; çünkü bu lavabolar VitrA Hygiene teknolojisiyle kaplanıyor. Bakteri gelişimini %99,9 oranında önleyen VitrA Hygiene teknolojisi sayesinde, seramik lavaboların kullanımı sırasında yüzeye bulaşan bakteriler etkisiz hale geliyor. Böylece, bir numaralı önceliğimiz olan hijyenden ödün vermeden çevre dostu seçimler yapmak da kolaylaşıyor.

Ayrıca, her zevke, her alana uygun seçimler yapmak da yine VitrA ile oldukça kolay. Bilecik, Bozüyük’teki VitrA Üretim Kampüsü’nde geliştirilen yenilikçi çözümler sayesinde üretimine başlanan bu çevre dostu çanak lavabolar, ilk olarak mat bej renkte ve 5 formda tasarlanmış olsa da VitrA’nın geri dönüştürülmüş ürün gamına yeni ürün ve renklerin eklenmesi de planlanıyor.

VitrA %100 geri dönüştürülmüş seramik lavabonun hikayesi, gelecekteki çevre dostu ürünler ve teknolojiler için de büyük bir ilham kaynağı. Daha sürdürülebilir bir dünya için gelecekte atılacak tüm adımlara şimdiden ilham olduğu kesin. Siz de yaşam alanlarınızı çevre dostu bir bilinç ile şekillendirmek ve bir eşi daha olmayan dünyamızın geleceği için önemli bir adım atmak istiyorsanız hemen tıklayıp VitrA %100 geri dönüştürülmüş seramik lavabo çeşitlerini keşfedebilirsiniz.

* İçerik olarak yaklaşık %100’ü üretim sürecinde ortaya çıkan ve bertarafa giden atıklardan üretilmiştir.

* Bu içerik VitrA katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlgili Makale