X

Bugünlere farklı bir perspektiften bakabilmek: Güzel günler göreceğiz

Herkesin bildiği gibi zor zamanlardan geçiyoruz. Corona ile mücadele ederken hepimizin toplu şekilde bilinci, düşünüş tarzı, birbirine dokunamadan sımsıkı sarılışı sizce de değişmedi mi?

Tabii ki hiç kimse hiç kimsenin acı çekmesini ya da ölmesini istemez. Fakat tüm dünyanın başına gelen böyle bir felaket sonucunda toplu bilinç seviyemizin biraz olsun yükseliyor olması da bu musibetin iyi yanı olsa gerek diye düşünüyorum. Tabii ki asla hiç kimse ölmesin hiç kimse zarar görmesin ama o kadar çok tüketiyorduk ki farkında bile değildik. Düşünsenize şimdi dört duvarlar arasında pijamalarımızla, minimize olmuş hayatlarımızla nefes almaya devam edebiliyoruz. Çoğu iş yeri home office çalışıyor ve bir toplantının ortasında fondan çocuk sesleri duyabiliyoruz ve hiç kimse yadırgamıyor çünkü bu gayet normal zaten.

Ben bu olayla birlikte hepimizin daha doğal, daha samimi, daha olduğu gibi, daha yalın tarafımızı görebildiğimizi fark ediyorum. Ayrıca günümüz teknolojisinin yardımıyla hiçbir iş aksamadan da devam edebiliyor. Önceden imkansız dediğimiz ne varsa şu anda birebir yaşıyoruz. Bu bütüne baktığımızda aslında büyük bir olayın, belki de global bir değişimin eşiğinde olduğumuzu düşünüyorum. Sonuç itibarıyla disiplin için kendimize kurduğumuz dünya düzeni ufak çaplı da olsa gerektiğinde başka formlarda da ayakta kalıp, işleyiş bozulmadan devam edebiliyormuş. Bu Corona’nın bize gösterdiği birçok gerçeklerden sadece biri…

Corona sebebiyle sevdiklerimizi kaybetme korkusu, ailemize, sevdiklerimize, arkadaşlarımıza çok daha fazla sarılmamıza sebep oldu. Çocukları olanlar bilir. Şahsen ben bir anne olarak evden çalıştığım bu süre zarfında çocuğuma çok daha verimli olabildiğimi keşfettim. Ona çok daha fazla bir şey öğretebildiğimi, daha fazla zaman ayırabildiğimi, böylece daha sağlıklı bir iletişim kurabildiğimi fark ettim ve aynı zamanda iş yerindeyken bütün gün onun gününün nasıl geçtiğini tam olarak aslında bilemiyormuşum onu anladım.

Aynı şey ikili ilişkiler açısından da geçerli. Aslında bazen ne kadar da monoton ve yaşamıyor gibi yaşadığını fark ediyor insan. Ama bu dönemde sevdiğine daha çok sarılıyorsun ve daha çok fark ediyorsun sahip olduğun değerlerin güzelliğini. Bu süreçte insan eşiyle, sevgilisiyle, anne ve babasıyla daha fazla vakit geçirebildiği için şükrediyor ve aslında metropol hayatının getirdiği yorgunlukları atabildiği için çok daha fazla dinliyor birbirini, daha çok gülüyor, daha çok farkına varıyor bazı değerlerin kıymetini.

Gülümsedikçe daha da güçleniyoruz, daha da çok direncimiz artıyor her şeye karşı… Sonra yine daha çok sarılıyoruz birbirimize… İçimizdeki sevgi büyüyor, büyüyor, büyüyor… Sihirli bir kısır döngüye giriyoruz. Sonra bir bakmışız zaman zaten çok hızlı akmış, gitmiş. Tüm zorluklardan sevgi ve dayanışma ile birlikte çıkmışız ve bir kez daha farkına varmışız ki dünyayı yalnızca sevgi kurtarabilir… Sevgi sayesinde hayata karşı dimdik durabiliyoruz. İçimizde büyüteceğimiz en güzel bebek: Sevgi. 

Evde kalınca yaşam alanını da daha çok düzene sokma fırsatı oluyor insanın. Yapılacak o kadar çok şey var ki sıkılmaya çok fırsatım olmadı diyebilirim. Evde olmanın bir sürü güzel yanı var. Ailemle daha fazla vakit geçirebilmek, kızımla mutfakta değişik yemekler yapmak, kekler, kurabiyeler, yeni tarifler denemek, çeşitli oyun aktiviteleri yapmak, dolap düzenleme, temizlik işleri yapmak, arada ufak egzersizler yapmak, kahve, kitap, film keyfi yapmak gibi… Bunların hepsi zaten sıkılamayacağınız kadar hayatı doldurmuş olduğundan arkadaşlarımı, sosyal çevremi, bir de doğayla iç içe olmayı özlemek dışında, evde olup, hayatın biraz yavaşlamış olması aslında bana çok iyi geldi. Eminim bir çoğumuz da aynı şekilde düşünüyordur.

Ayrıca evde de olsak zaten haftanın beş günü aynı şekilde yine çalışıyoruz. Bu da bir dip not tabii. Aslında önceden de hafta sonu yapılabilecek olan aktiviteleri bu dönemde “Amaaan nasıl olsa hep evdeyim” modunun rahatlığıyla daha çok yapmaya başlamaktan başka bir farkı yok. Yani zaman o kadar hızlı geçiyor ki gerçekten insan anlamıyor bile…

Şu anda global olarak yaşadığımız bu sorun beraberinde birçok uyanışa, birçok algının değişmesine ve hatta bence komple yaşam şekillerimizin değişimine de sebep olacak. Ve tabii ki bu iyi bir şey. Aslını isterseniz çok büyük bir değişimin eşiğindeyiz ve Corona’nın kelebek etkisi yaratan küçük bir kanat çırpması olduğunu düşünüyorum. Evet yıkıyor, fakat maalesef büyük bir yıkılma olmadan yeni bir düzen inşa edilemiyor. Kulağa çok sert geliyor belki ama maalesef gerçek bu.

Ben inanıyorum ki kötü günlerin ardından mutlaka çok daha güzel günler göreceğiz.
Sadece biraz daha sabır gerekiyor. Şükür ve bolca sevgi…

Ay tepede hala parlıyorken,
Yıldızlar gökyüzüne asılı duruyorken,
Deniz hala masmaviyken,
Ağaçlar hala oksijen verebiliyorken,
Kuşlar hala havada uçabiliyorken,
Yağmurlar en güzel melodiyi çalabiliyorken,
İnceden bir rüzgar tenine değebiliyorken,
Kapa gözlerini şükret,
Derin bir nefes al,
Şu an buradasın ve hayattasın,
Fark et, çok sev, sabret, affet ve gör,
Güneş yarın yine doğacak,
Yine… yine… yine…

Sevgilerimle…

İlginizi çekebilir: Karantina döneminde en çok ihtiyacımız olan şey: Umut

Gamze Okutan: 15 Aralık 1986 Beykoz İstanbul doğumlu olan Gamze Okutan 2004 yılında Paşabahçe Ferit İnal Lisesi’nden mezun olduktan sonra uzun yıllar mağazacılık sektöründe satış danışmanlığı ve sağlık sektöründe hizmet veren bir firmada yönetici asistanlığı yaptı. Çalışma hayatı sebebiyle üniversiteye biraz ara verdikten sonra 2015 yılında Anadolu Üniversitesi Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri bölümünden mezun oldu. Şu anda Yazılım ve Teknoloji alanında hizmet veren bir firmada Mali & İdari İşler Yetkilisi olarak meslek hayatına devam ediyor. Evli ve bir kız çocuk sahibi bir anne. Pusula kitabının yazarı. Gamze Okutan’ın kendini bildi bileli sanata, kişisel gelişime, psikolojiye olan ilgisi hep vardı. Zaman zaman şiir yazmayı, deneyimlerini ve gözlemlerini paylaştığı yazılar yazmayı, kendi çapında hobi olarak müzikle uğraşmayı ve söylemeyi çok seven biri. Ayrıca arada sırada meditasyonla zihnini sakinleştirip stres atmayı, yoga ile bedensel enerjisini korumayı seviyor. Hayatta pozitif ve negatif her şeyin bir bütün olarak güzel olduğunu düşünüyor. Olaylara bakarken çoğunlukla pozitif taraftan değerlendirmeyi yani bardağın dolu tarafından görmeyi ve çözüm odaklı olmayı seviyor. Fakat negatifin ağır bastığı durumlarda duyguların sonuna kadar yaşanması gerektiğini aksi takdirde mutlu olmanın mümkün olmayacağını düşünüyor. Hayatı dolu dolu, tutkuyla, hissederek yaşamayı seven aslında hayatın kendisine aşık, hayalperest bir yolcu olarak tanımlıyor kendini. Hayatın paylaştıkça güzellikler getireceğine olan inancını ve umudunu hiçbir zaman kaybetmemiş biri olarak paylaştıkça belki küçük dokunuşlarla bakış açımızdaki yansımaları çok daha renklendirebiliriz diye düşünüyor. Hep birlikte, el ele birbirimizin yoluna daha çok ışık tutarak yönümüzü bulmamıza bir nebze olsun katkı sağlayabileceğimize inanıyor.

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale