X

Bolluk ve bereketi artırmanın yolları: Yeni yılda maddi ve manevi zenginlik için öneriler

Hepimiz çoğu zaman hayatın hızlı akışına ayak uydurmakta zorlanarak zamanın yetmemesinden, işlerin planladığımız şekilde gitmemesinden, yeterince üretken olamamaktan ve bir şeylerin içine sıkışıp kalmış gibi hissetmekten şikayetçi olabiliyoruz. Hem maddi hem de manevi yönden zengin ve refah içinde bir yaşam sürdürebilmek, bir şeylerin eksikliğinden ya da azlığından şikayet etmeyecek duruma gelmek, yaşamımızın her alanında bolluk ve bereketi artırmak hepimizin yeni yıldan en büyük beklentisi. 

Zaman, eşyalar, para ya da güzel anlar… Yaşamımızın her alanına bolluğu ve bereketi davet etmenin yolu aslında daha fazlasına sahip olmaktan değil, sahip olduklarımızı etkili şekilde değerlendirebilmekten geçiyor. Dolayısıyla hayatımızda bolluğa ve berekete alan açabilmek için daha fazlasına sahip olma motivasyonuyla değil, sahip olduğumuz tüm kaynakları etkili şekilde kullanabilmenin yollarını bularak ilerlememiz gerekiyor.

Elimizdeki kaynakları en iyi şekilde değerlendirebilmek için öncelikle zamanımızı çok daha verimli kullanmanın yollarını öğrenmemiz, ‘az ama öz’ bakış açısıyla verimliliğin püf noktalarını bilmemiz ve zihnimizi meşgul eden düşünceleri nasıl daha düzenli hale getirebileceğimizin yollarını araştırmamız gerekiyor.

Yeni bir yılın başlangıcı, bolluk ve bereketle dolu bir yıl geçirmek için tüm hayatımızı düzene sokmak, zamanımızı çok daha iyi kullanmayı öğrenmek, planlama yapmak ve hedef belirlemek için en doğru zaman dilimi. Peki, yeni bir yılda çok daha üretken, planlı ve düzenli olmak; attığınız her adımda daha sağlam bir zemin üzerinde ve yüksek bir farkındalık seviyesiyle ilerlemek, zihninizle birlikte tüm yaşamınızı düzene sokmak için neler yapabilirsiniz?

Zamanınızı düzenleyin: Ajanda kullanmayı alışkanlık haline getirin

Tüm yaşamınızda daha düzenli ve planlı olmak için ilk yapmanız gereken şey, her saniye tükenen ve bir daha asla yerine gelmeyecek en önemli kaynağınız olan zamanınızı etkili şekilde kullanabilmenin yollarını bulmak olmalı. Hangi işiniz için ne kadar zaman ayırdığınızı çok daha net ve somut şekilde görebilmenin yanı sıra gelecek günleri, ayları ve hatta tüm yılı bir programa oturtmanın en kolay ve en etkili yolu tabii ki ajanda kullanmak. Yazmayı ve defter kullanmayı seviyorsanız, zevkinize uygun birbirinden muhteşem tasarımlardaki hazır ajandaları kullanabilirsiniz. Tüm zamanımızı bilgisayar başında geçirdiğimiz şu günlerde bildirimler ve hatırlatmalarla hayatımızı kolaylaştıran dijital ajandalar da zaman planlaması için harika bir tercih olabilir. Klasik ajandaların yanı sıra, zamanınızı kendi isteğinize göre düzenlemenize, dilerseniz aylık, dilerseniz yıllık, dilerseniz de günlük plan yapmanıza olanak veren, son yılların popüler ajanda trendi ‘bullet journal’lara da bir şans verebilirsiniz. Tasarımı nasıl olursa olsun, bir ajanda kullanmak ve yapmanız gerekenler için zamanınızı planlı şekilde harcamak hayatınıza bolluğu ve bereketi dahil etmenin ilk adımı.

İlginizi çekebilir: ‘Mindful harcama’: Hayatınızı ve paranızı farkındalıkla yönetin

Zihninizi düzenleyin: Günlük tutun

Zamanınızı, evinizi, bilgisayarınızı ya da telefonunuzu düzenleseniz de, dağınıklığı sebebiyle verimsiz ve üretken olmanızın önündeki en büyük engellerden biri zihninizdeki düşünceler. Çoğu zaman farkında olmasak da, yaşamımızdaki stres verici unsurlar, geçmişte takılı kaldığımız anlar, gelecekle ilgili endişelerimiz içinde bulunduğumuz anı yaşayarak sahip olduğumuz zamanı ve kaynakları optimum düzeyle kullanmamızın önünde engel teşkil edebiliyor. Zihninizi meşgul eden, yaptığınız işe ve ana odaklanmanızı engelleyen tüm düşüncelerinizi fark ederek düzenlemenin en kolay yolu ise günlük tutmak. Her günün sonunda en fazla yarım saatinizi ayırarak, o gün neler yaptığınızı, hangi duyguları deneyimlediğinizi, zor durumlarla başa çıkmak için nasıl yollar izlediğinizi, o gün size nelerin iyi, nelerin kötü geldiğini; kısacası tüm günün özetini yazıya dökerek arşivlemeyi deneyin. Fırsat bulduğunuz her an günlüğünüze yazdıklarınızı okuduğunuzda; bazı düşünce kalıplarınızda, davranışlarınızda, problem çözme stratejilerinizde ve deneyimlediğiniz duygulardaki örüntüleri fark etmeye başlayacak ve hoşnut olmadıklarınızı değiştirmek için çok daha somut hedeflerle ilerleyeceksiniz.  

Enerjinizi düzenleyin: Uyku döngünüze ve kalitesine dikkat edin

Verimliliğin, üretkenliğin ve yaratıcılığın en önemli gerekliliklerinden biri dinlenmiş ve enerjik bir metabolizmaya sahip olmak. Tıpkı şarjı bitmeye yaklaştığında donan, işlevlerini yerine getiremeyen ve geç tepki veren bir akıllı telefon gibi gün içinde bedenimizin ve zihnimizin enerjisi de zamanla tükenerek üretkenliğimizi olumsuz etkileyebiliyor. Hem bedensel hem de zihinsel enerjimizi tekrar geri kazanmanın, gün içinde bilgi bombardımanına maruz kalan zihnimizi düzenleyebilmenin, her yeni güne çok daha enerjik ve tazelenmiş bir başlangıç yapabilmenin olmazsa olmazı kaliteli ve dengeli bir uyku düzeni. Yapılan araştırmalar, biyolojik ritmimizle uyumlanmış bir yaşam sürdürebilmek ve yaşam enerjimizi optimum düzeyde kullanabilmek için gece uykusunu kesinlikle es geçmememiz gerektiğini söylüyor. Vücutta dinlenme ve rahatlama hormonu olarak da adlandırılan melatonin hormonunun en yoğun olarak salgılandığı saatler olan 22:00 – 23:00 saatleri arasındaki bir zamanda mutlaka uykuya geçiş yapmak gerekiyor. Enerjinizi yenileyebilmek ve gün içinde çok daha üretken olabilmek için en basit haliyle gün ışığının var olduğu saatlerde uyanık, olmadığı saatlerde ise uyku ve dinlenme modunda olmanız gerekiyor. Uyku saatlerinizi düzenlemenin yanında, uyku kalitenizi de düzenleyebilmek ve uykunuzdan maksimum verimi almak için Sirkadiyen ritim ve uyku ilişkisi: Kaliteli ve sağlıklı bir uyku için biyolojik saatinize kulak verin yazımızdaki önerilerimizden faydalanabilirsiniz.

Bakış açınızı düzenleyin: Şikayet etmenin yerine şükretmeyi koyun

Yaşamın size sunduklarından ziyade sunamadıkları için sürekli şikayet etme eğiliminde olmanız, yaşam enerjinizi sürekli olarak ‘direnmeye’ ve ‘karşı koymaya’ harcayacağınız anlamına geliyor. Bolluk ve bereket arzunuzla; odağınızı başarılarınızda değil başaramadıklarınızda tutmanız, sahip olduklarınızdansa eksikliklerinize odaklanmanız ve kendinizi değersiz hissetmeniz zihninizdeki düşüncelerde bir tutarsızlık ve uyumsuzluk olduğunun işareti olabilir. Ancak yaşamınıza bolluk ve bereketi dahil etmek için, yaşamın olağan akışıyla uyumlanmanız, dolayısıyla zorluklara direnmek ya da şikayet etmek yerine yaşamın size sunduğu iyi ya da kötü her şeyi koşulsuz kabul etmeyi öğrenmeniz gerekiyor. Sahip olduğunuz tüm kaynaklar için şükretmeyi; yeteneklerinizi, başarılarınızı ve becerilerinizi takdir etmeyi şikayet etmenin yerine koyduğunuzda, hiçbir çaba ve efor harcamadan, bolluğun ve bereketin yaşamınıza kendiliğinden geldiğini kısa sürede göreceksiniz.

İlginizi çekebilir: Şükretmeyi alışkanlık haline getirmenin yolları

Yaşam alanınızı düzenleyin: Fazlalıklardan, dağınıklıktan ve eşyalardan arının

Gündelik hayatımızın iş yaşamımızla bütünleştiği, esnek çalışma saatlerinin yeni normal haline geldiği, hareketli ve hızlı bir dönemden geçiyoruz. Hem ofis, hem ev, hem spor salonu, hem okul olarak kullandığımız evlerimizde ‘fiziksel alanı farklılaştırmak’ çok daha önemli hale geldi. 2011 yılında OfficeMax’ın yaptığı bir anket çalışmasında katılımcıların %77’si, çalışma alanlarındaki dağınıklığın verimliliklerini olumsuz etkilediğini dile getirmiş. Yaşam alanımızın, özellikle de günün en üretken olduğumuz zamanlarında kullanılan çalışma alanımızın düzenli olması, verimliliğin ve daha düzenli bir yaşamın en önemli gerekliliklerinden biri. Yaşadığınız ve çalıştığınız alanı düzenlemek için önceliğiniz fazlalıklardan kurtulmak olmalı.

Evinizde dağınıklık yaratan tüm eşyaların yanından geçip gitmek ve görmezden gelmek yerine bu kez bir alıcı gözüyle bakın. Hangilerini sürekli kullanıyorsunuz? Olmasa da olur dedikleriniz neler? Son bir yıldır hiç kullanmadığınız ancak sürekli gözünüzün önünde duran eşyalar hangileri? Bu eşyalara gerçekten ihtiyacınız var mı? Yakın bir gelecekte bu eşyaları kullanma olasılığınız nedir? Hiç kullanmadığınız ya da nadiren kullandığınız eşyalarınızı sürekli olarak kullanabilecek birileri var mı? Kullanmadığınız bu eşyayı başka bir şeye dönüştürerek daha fazla kullanabileceğiniz bir forma getirebilir misiniz? Tüm bu soruları kendinize sorarak dağınıklık yaratan ve fazlalık olan eşyalarınızı ihtiyacı olanlarla paylaştıktan ya da dönüştürdükten sonra, elinizde kalanları kullanım sıklığınıza göre ulaşılabilir yerlere koyabilir, dağınıklık oluşmasını engelleyebilirsiniz.

Bütçenizi düzenleyin: Harcamalarınızı ve gelir-gider dengenizi gözden geçirin

Bolluk ve bereket denince ilk akla gelen şeylerden biri de, modern yaşamın en gerekli kaynaklarından biri olan para, daha da genel adıyla finansal kaynaklarımız. Hepimiz yaşamımızı sürdürebilmek için az ya da çok paraya ihtiyaç duyuyoruz. Tüketim kültürünün merkezindeki yaşamlarımızda finansal kaynaklarımızı kontrol edebilmek, kontrollü harcayabilmek, ‘ihtiyacımız olmasa da satın alma’ isteğimizi dizginleyebilmek ve bütçemizi etkili şekilde yönetebilmek belki de en çok zorlandığımız konuların başında geliyor. Finansal olarak refah içinde bir yaşam sürdürebilmek için odaklanmamız gereken en önemli şey ne kadar para kazandığımız değil, kazandıklarımızı nasıl harcadığımız. Bütçenizi planlamak, ne kadar kazanıyor olursanız olun bir şekilde birikim yapabilmek, tasarruflu hareket edebilmek ve harcama davranışlarınızı kontrol edebilmek için uygulayabileceğiniz pek çok farklı yöntem bulunuyor. Bizim favorimiz gelir ve giderlerinizin detaylı olarak kaydını tutmanızı, giderlerinizi farklı kalemlerde sınıflandırmanızı ve harcama davranışlarınızla ilgili farkındalık kazanmanızı sağlayacak bir rehber niteliğindeki Kakeibo: Japon bütçe ve tasarruf sanatı. Kakeibo: Japon bütçe ve tasarruf sanatı. Ancak farklı öneriler ve yöntemler için aşağıdaki yazılarımızı da mutlaka incelemenizi öneriyoruz.

Özet olarak, yeni bir yılda bolluk ve bereketi yaşamınıza dahil etmek için öncelikle elinizdeki kaynakları, en önemlisi de zamanınızı en etkili şekilde kullanabilmenin yollarını öğrenmeniz ve içselleştirmeniz gerekiyor.

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale