X

Bir sapyoseksüeli etkilemenin yolları

“Sapyoseksüel” kelimesini daha önce duyduysanız ama araştırma fırsatı bulamadıysanız, bu konunun ilginizi çektiğini hissediyorsanız, bir sapyoseksüeli etkilemeye çalışıyor ya da kendinizin bir sapyoseksüel olduğunu düşünüyorsanız bu yazımızı okumaktan keyif alabilirsiniz. Henüz bilmeyenler için küçük bir tanım yapmak gerekirse, sapyoseksüellik ya da sapyofilizekayı cinsel olarak çekici bulmak anlamına geliyor. Popüler kültürün öne çıkan kavramlarından biri olan sapyoseksüellik, karşısına çıkan potansiyel partnerlerde zekayı her şeyden önemli gören kişileri tanımlamak için kullanılıyor.

Birçoğumuz hayatımızda en az bir kez birbirine bir türlü yakıştırılamayan çiftler hakkında konuşulan bir ortamda bulunmuşuzdur. Karşı cins için çekici özellikler taşımadığına inandığımız ya da ortalama veya yüksek standartlarda fiziksel özelliklere sahip olmadığını düşündüğümüz insanların, fiziksel olarak kendilerinden çok daha iyi görünüme sahip partnerlerinin bulunmasının altında sapyofili yatıyor olabilir. Herkesin yakışmadıkları üzerine hem fikir olduğu bir çifti düşünün; belki de partnerlerden biri zekanın cazibesine kapılmış bir sapyoseksüeldir…

Eğer siz de karşınıza çıkan birinin dış görünümünden, mesleğinden ya da zenginliğinden değil de okuduğu kitaplardan, kurduğu cümlelerden daha çok etkileniyorsanız, bir sapyoseksüel olabilirsiniz. Kendinizde daha önce fark etmediğiniz özellikleri bu yazımız sayesinde keşfedebilir ya da çekici zekanızla çoktan bir sapyoseksüelin radarına girmeyi başardıysanız bahsedeceğimiz öneriler ile bundan sonrasında onu daha derinden etkilemek için harekete geçebilirsiniz.

Sapyoseksüellik hakkında daha detaylı bilgi edinmek isterseniz “Sapyoseksüellik: Zekanın baştan çıkarıcı gücü” başlıklı yazımızı incelemek isteyebilirsiniz. Bu yazımızda bir sapyoseksüeli nasıl etkileyebileceğimizi konuşmadan önce partnerinizin bir sapyoseksüel olup olmadığını nasıl anlayabileceğinize ilişkin ipuçları paylaşacağız.

Karşınızdaki kişinin sapyoseksüel olduğunu nasıl anlarsınız?

İlişkilerin şüphesiz ki en zorlayıcı tarafı, karşımızdaki kişiyi tam olarak tanıyıp tanımadığımızdan emin olmak. “Neleri seviyor, nelerden hoşlanıyor, acaba bunu beğenir mi, böyle desem ne der, şimdi ne düşünüyor, bu konuda beni yanlış anlar mı…” ve benzeri birçok soruyla karşımızdaki kişiyi bilmek, neleri sevip sevmediğini öğrenmek istiyoruz. Partnerimize etkileyici görünmek, zevklerine dahil olarak, ortak keyifli anlar yaratmaya çalışıyoruz.

Buluşmaya hangi ayakkabıyla gittiğiniz, saçınızı nasıl taradığınız sizin için çok önemliyken, partnerinizin bunlara dikkat etmemesine anlam veremiyorsanız, üzülmeye başlamadan önce şunu düşünün: Belki de bir sapyoseksüel ile birliktesiniz… Zekayı çekici bulan ve siz ne kadar dış görünüşünüze önem verseniz de buna pek dikkat etmeyen bir partneriniz varsa bir sapyoseksüel ile birlikte olduğunuzun farkına varmanıza yardımcı olacak ipuçlarını değerlendirebilirsiniz:

  • Partneriniz zamanını derin, anlamlı ve uzun diyaloglar kurarak geçirmeyi seviyorsa,
  • Farklı fikirler üzerine konuşmaktan, sizinle mantıklı tartışmalar yapmaktan hoşlanıyorsa,
  • Küçük şakalar yerine zeka pırıltısı ile dolu esprilere gülüyorsa,
  • Dış görünüşünüz kadar, fikirlerinize, kurduğunuz cümlelere önem veriyorsa,
  • Dilin yanlış kullanılmasından veya gramer hatalarından nefret ediyorsa,
  • Yanlış telaffuz edilen kelimelerden rahatsızlık duyuyorsa,
  • Her zaman yeni bir şeyler öğrenmek, okumak, araştırmak, konuşmak veya tartışmak için zaman yaratıyorsa, bir sapyoseksüel olabilir.

Bir sapyoseksüeli etkilemenin yolları

Eğer bir sapyoseksüeli etkilemeye çalışıyorsanız dış görünüşünüz üzerine kafa yormaktansa, özel ilgi alanlarınızı yansıtacak fikirler bulmaya, zekanızı konuşturabileceğiniz oyunlara yönelmeye, iletişim becerileriniz üzerine odaklanmaya çalışabilirsiniz. Zekanıza güvenin. Kurduğunuz cümleleri iyi seçin. Özgüveninizi yanınıza alın ve önerilerimize göz atın. Hazırsanız başlıyoruz, işte bir sapyoseksüeli etkilemenin yolları:

1. LeviosA değil, leviOsa: Telaffuzunuza dikkat edin

Acaba hepimizin Harry Potter Serisi’nden tanıdığı Hermione Granger, bir sapyoseksüel miydi? Yanlış telaffuzun büyücülük okulunda nelere mal olduğunu hatırlarsınız. 🙂 Sapyoseksüeller, kelimelerin yanlış telaffuz edilmesinden hiç hoşlanmazlar. Doğru konuşmak onlar için çok önemlidir. Sıklıkla yanlış telaffuz edilen bir kelimenin doğru okunması onlar için dikkat çekici olabilir. Ya da en azından yanlış telaffuz etmemeniz sizi artıya geçirmese de büyük bir eksiye neden olmaz.

2. Düşünüyorum, öyleyse varım

Felsefe, her zaman gizemini ve mistik havasını koruyan bir konu olarak hayatımızda yer edinebiliyor. Sapyoseksüel partneriniz varoluşsal krizler üzerine konuşmaktan keyif alıyorsa ya da Kierkegaard‘dan alıntılar yaptığınızda heyecanlanıyorsa bu durumdan onu etkilemek için faydalanabilirsiniz. Ya da konuşmak istediğinizde sohbeti başlatacak bir konu bulamıyorsanız ilginç sorularla ateşli bir konuşma başlatmak için “Hayatı anlamak ve anlamlandırmak için kendinize sormanız gereken sorular” yazımızda yer alan soruları sorarak karşınızdaki sapyoseksüelin aklını başından alabilirsiniz.

3. Size bir şeyler öğretmesini isteyin

Sapyoseksüeller bilgi ve becerileri hakkında konuşmaktan, onları paylaşmaktan keyif duyarlar. Size bir şeyler öğretmesi için uygun ortamı yaratın. Satranç, mangala veya partnerinizin oynamaktan keyif aldığı bir oyunu size öğretmesini isteyin. Emin olun, hem siz yeni bir şeyler öğreneceksiniz hem de sapyoseksüel partneriniz bundan büyük haz duyacak.

4. Birlikte belgesel izleyin

Romantik bir akşam yemeği ve romantik bir film, birçok çift için kulağa çekici gelebilir fakat bir sapyoseksüel ile birlikteyseniz romantik film iyi bir tercih olmayabilir. Onun yerine belgesel izleyip üzerine tartışmak, sapyoseksüel partnerinizi çok daha mutlu edebilir. Eğer belgesel seçimi konusunda desteğe ihtiyacınız olduğunu düşünüyorsanız “Etkisinden uzun süre kurtulamayacağınız, mutlaka izlemeniz gereken 15 çarpıcı belgesel” başlıklı yazımıza göz atabilirsiniz.

5. Birlikte beyin kıvrımlarınızı güçlendirin

Bir sapyoseksüeli etkilemek istiyorsanız spor salonunda kardiyo veya biseps çalışmanıza gerek yok. Onun yerine çeşitli beyin egzersizleriyle zekanızı test edip güçlendirmenin yollarını arayın. Bazı sapyoseksüeller bunu karşılıklı bir yarışa çevirmekten de hoşlanabilir. Dilerseniz işleri daha eğlenceli hale getirmek için telefonunuza çeşitli zeka oyunları yükleyin ve sırayla aldığınız puanları karşılaştırın. Ya da mizah.org‘da yer alan şu sorunun üzerine düşünün. Eğlenceli olabilir. 🙂

50 TL borç para lazımdı ve 2 kişiden 25 TL borç aldım. Borç aldığım bu paranın ise 45 TL’ sini harcadıktan sonra borç aldığım 2 kişiye de 1’er TL geri ödedim. Elimde 3 TL param kaldı. 2 kişiye olan borcum 24 TL’ den toplam 48 TL. Elimde kalan 3 TL ile 48 TL’ yi topladığımda 51 TL oluyor. Peki, 1 Lira nerden geldi?

6. Ağlatmak kolaydır, güldürmek zor

Zeka ve mizah arasındaki derin ilişki, söz konusu sapyoseksüellik olduğunda daha anlamlı bir hal alabiliyor. Belki, zekaya önem veren sapyoseksüel partneriniz komiklikten çok uzakmış gibi bir auraya sahip olabilir ama ince düşünülmüş, kaliteli bir espri anında kafasının içindeki ışıltıları gözünden fışkırtmaya yetebilir.

7. Zekanızı parlatın

Zekanızı konuşturabileceğiniz ya da partnerinizin zekasıyla şov yapmasına zemin hazırlayacak oyunları hazırda bekletin. Cuma akşamlarını oyun gecesi ilan edip ikinizin de zevk alacağı oyunları oynayın. Scrabble, IQ Twist, Trivial Pursuit veya zekanızı sergileyebileceğiniz başka bir oyun; ama dikkatli olun, kendinizin de iyi olduğu bir oyun seçmeyi unutmayın.

İlginizi çekebilir: Zekanızı geliştirmenin bilimsel olarak kanıtlanmış 25 yöntemi

8. Uzun cümleler kurun

Sapyoseksüel bir partneriniz varsa şimdiye kadar fark etmiş olmalısınız ki, kısa ve anlamsız cümlelerle kurulan diyaloglardan hoşlanmazlar. Cümlelerinizi uzatın ve daha derin, daha anlamlı hale getirin. Kısaltmaları kullanmayın. Gereksiz ya da iç boş, havadan sudan konuşmalar yapmayın. Bir sapyoseksüelin en son isteyeceği şey havaların nasıl soğuduğu ile ilgili konuşmak olabilir. Havaların soğumasından bahsetmek yerine gün içinde başınıza gelen ve üzerinize konuşabileceğiniz bir olayı onunla paylaşın. Paylaşabileceğiniz ve fikirlerinize güvendiğiniz konuları anlatın. Bilginizin olmadığı konular ile tehlikeli sularda yüzmeyin, mümkünse boyunuzdan büyük cümleler kurmayın. 🙂

9. Beden dilinizi kullanın

Eğer karşınızdaki sapyoseksüele duygularınızı yazılı olarak anlatmakta zorlanıyorsanız beden dilinize başvurun. Ancak karşınızdaki sapsyoseksüele bunun Lacanyen bir tavır olduğunu anlatmayı unutmayın. Beden dili konusunda sizi yol gösterecek “Beden diliyle flörtün püf noktalarını keşfedin”Beden diliyle flörtün püf noktalarını keşfedin” yazımızda yer alan ipuçları ile daha etkili iletişim kurabilirsiniz.

10. Tartışmaya açık olun

Fikirlerin çatışması ve üzerinde uzun konuşmalar yapmak, bir sapyoseksüelin en çok keyif aldığı durumlardan biridir. Fikirlerinizi açıkça ortaya koymaktan, partnerinizin düşüncelerinizde katıldığınız ve katılmadığınız noktaları belirtmekten çekinmeyin. Kavga etmek değil, saygılı ve medeni bir şekilde tartışmaktan bahsettiğimizi unutmayın. Sapyoseksüller için ateşli bir tartışma kadar etkileyici bir ön sevişme yoktur.

11. Kitap kulüplerine katılın

Okumak, yazmak, tartışmak, yeni ilham kaynakları aramak, sapyoseksüel partnerinizin favori aktiviteleri olabilir. Birlikte gidebileceğiniz kitap kulüplerine katılın, eğer bulamıyorsanız kendiniz bir kitap kulübü kurun. Birkaç yakın arkadaşınızla birlikte üzerine tartışabileceğiniz kitapları bir araya getirebileceğiniz uygun ortamlar yaratın.

12. İlgi alanları hakkında konuşun

Sapyoseksüel partneriniz muhtemelen alışılagelmişin dışında ilgi alanlarına sahip olabilir ama bu gözünüzü korkutmasın. İlginç ilgi alanları onu etkilemek için kullanabileceğiniz bir fırsat olabilir. Ona ilgi alanları ile ilgili sorular sorun, ne kadar ilgi çekici bulduğunuzu ifade edin, ona katılmayı teklif edin. Ortak ilgi alanları oluşturmanız onu çok heyecanlandıracaktır.

13. Tutkunuzu ortaya koyun

Herhangi bir konuda tutkulu olmak, o konuya fazlasıyla ilgi duyup araştırmalar yapmak, hakkında ilginç bilgilere erişmek, sapyoseksüel partnerinizle konuşabileceğiniz yeni başlıklar bulmanıza yardımcı olabileceği gibi, sofistike bilgi birikiminiz de sizden etkilenmesini kaçınılmaz hale getirebilir. Tutkuyla sarıldığınız şeyleri ortaya koyun, konuşun, paylaşın, derin sohbetlere dalarak etkilemek istediğiniz sapyoseksüelin önce aklına, sonra kalbine sızın.

14. Ona bir şeyler okuyun

Sapyoseksüel partnerinizin ilgisini çekecek, üzerine tartışarak yeni fikirler üretebileceğiniz bir şeyler seçin ve ona okuyun; favori kitabından bir bölüm, sevdiği bir şiirin birkaç mısrası, ilginizi çeken bir haber ya da mevsimin ruhunu yansıtan eserleri… Sonbahar mevsimini yaşarken ‘Sonbahar ruhunu yansıtan kitaplar’Sonbahar ruhunu yansıtan kitaplar’ı birbirinize okuyabilir, evde geçirdiğiniz zamanları çok daha keyifli ve anlamlı kılabilirsiniz. Ses tonunuza ve noktalama işaretlerine dikkat etmeyi unutmayın.

15. Yeni bir kültür keşfedin

Sapyoseksüel kişiler, yeni bir şeyler öğrenme konusunda oldukça istekli davranırlar. İçlerindeki merak ve keşif duygusu sürekli aktiftir; hele ki kültürel değerler söz konusu olduğunda içlerinde bir kıpırtı hissederler. Tüm bunlar onları bir şeyler keşfetmek konusunda teşvik eder ve bundan büyük mutluluk duyarlar. Yeni şehirler, ülkeler gezin. Tarihi eserleri araştırın. Daha önce karşılaşmadığınız bir kültürü birlikte öğrenin, tüm detaylarını inceleyin. Sapyoseksüel partnerinizin gözlerinden kalpler çıktığını göreceksiniz. 🙂

Kaynak: bustle, mindbodygreen, thoughtnova, mizah

İlginizi çekebilir: Komik insanlar neden daha zekidir: Mizah duygusu ve zeka arasındaki ilişki

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Güne lezzetli bir başlangıç için kahvaltılık tarifler

Ne demiş şair; kahvaltının mutlulukla bir ilgisi olmalı. Sizce de öyle değil mi? Günün ilk öğününün, bize gün boyu yetecek kadar neşe ve enerji kaynağı olması gerekmiyor mu? İster sabahın çok erken saatlerinde ister öğlene yakın olsun, fark etmez; günün ilk öğünü her zaman çok önemli. Çünkü günün geri kalanını etkileyen, o günün ne kadar kaliteli bir gün olduğunu belirleyen en önemli faktörlerden biri; güne neler yiyerek başladığımız…



Ancak hepimiz biliyoruz ki, klasik kahvaltı tarifleri zamanla sıkıcı hale gelebiliyor. Yumurta, peynir, zeytin güzel bir başlangıç olsa da her gün aynı şeyleri yemek hayatlarımızda monotonluk yaratabiliyor. Dolayısıyla biraz daha yaratıcı alternatiflere ihtiyacımız var. Ama bir yandan da yoğun tempomuza ayak uydurabilmek için pratik ve besleyici olmalı. Tabii lezzetten de ödün vermek olmaz. İşte tam da bu noktada lezzeti ile, pratikliği ile, besleyiciliği ile kahvaltıların yıldızı müsli karşımıza çıkıyor. İşte müsli kullanarak hazırlayabileceğiniz lezzetli ve sağlıklı kahvaltılık tarifler:

Müslili Ekmek

Eğer kahvaltıda değişiklik yapmak ve lezzet ile besleyici değeri bir arada sunan bir alternatif arıyorsanız, müslili ekmek tam size göre. Klasik ekmek tariflerine göre çok daha zengin ve doyurucu bir seçenek sunan bu kahvaltılık tarifi, aynı zamanda çok daha lezzetli, çok daha eğlenceli. Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli’nin içeriğindeki kızılcık, kuru üzüm, elma ve marakuyalı özel karışım sayesinde enerjik bir sabaha doyurucu dilimlerle merhaba diyebilirsiniz.

Malzemeler:

Hamuru için:

  • 1 su bardağı Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli
  • 2-3 tatlı kaşığı Dr. Oetker Aktif Maya
  • 0,5 çay bardağı süt
  • 4-4,5 su bardağı un
  • 0,5 çay bardağı toz şeker
  • 1 su bardağı ılık süt
  • 1 yumurta
  • 100 gram yumuşak margarin

Üzeri için:

  • 2-3 yemek kaşığı Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli
  • 1 yemek kaşığı su

Hazırlanışı:

  • Mayayı bir kaseye alın ve üzerine yarım çay bardağı ılık sütü ilave edin. Kaşık ile birkaç kez karıştırıp 10-15 dakika bekletin.
  • Unu derin bir kaba eleyin ve üzerine beklettiğiniz mayayı ilave edin. Toz şeker, süt, yumurta ve margarini ilave edip iyice yoğurun. Üzerini kapatıp ılık ortamda 40-45 dakika bekletin.
  • Süre sonunda mayalanan hamura 1 su bardağı meyveli müsliyi ekleyin ve yoğurun. Hamuru yuvarlayıp pişirme kağıdı serilmiş fırın tepsisine alın. Üzerine su sürüp meyveli müsli serpin ve 20 dakika bekletin.
  • Fırını belirtilen dereceye ayarlayıp ısınması için önceden açın. (Alt-üst pişirme: 170 °C, Turbo pişirme: 160 °C)
  • Hamurun üzerini keskin bıçak ile 3-4 yerinden 1 cm derinliğinde kesin ve 25-30 dakika pişirin.
  • Fırından çıkarıp soğutun. Dilimleyerek servis yapın.

Çikolatalı Çıtır Smoothie Bowl

Kahvaltıda kendinizi şımartmak ve güne ‘bomba’ gibi başlamak istiyorsanız, tatlı bir kahvaltılık tarifi tam size göre olabilir. Çıtır tahıl ve çikolata parçacıkları içeren Dr. Oetker Vitalis Sütlü-Bitter Çikolatalı Çıtır Müsli ile çok pratik ve çok lezzetli bir kahvaltılık bowl hazırlayabilirsiniz.

Malzemeler:

  • 2 yemek kaşığı Dr. Oetker Vitalis Sütlü-Bitter Çikolatalı Çıtır Müsli
  • 1 adet olgun muz
  • ½ avokado
  • 1 yemek kaşığı kakao tozu
  • 1 su bardağı badem sütü

Hazırlanışı:

  • Olgun muzu, avokadoyu, kakao tozunu ve badem sütünü blender’a alın. Pürüzsüz bir kıvam alana kadar yüksek hızda karıştırın.
  • Elde ettiğiniz smoothie karışımını bir kaseye aktarın ve kahvaltılık bowl için tabanı hazırlayın.
  • Smoothie tabanın üzerine çıtır çıtır Dr. Oetker Vitalis Sütlü-Bitter Çikolatalı Çıtır Müsli’yi ekleyin. Ve harika kahvaltı kaseniz hazır.

Portakallı Muzlu Müslili İçecek

Kahvaltılarınızı bir sonraki seviyeye taşımaya hazırsanız, Dr. Oetker Vitalis Bal Bademli Çıtır Müsli ile tanışın. Bu benzersiz müsli, sadece lezzetiyle değil, aynı zamanda sağlık açısından sunduğu faydalarla da kahvaltılarınızın vazgeçilmezi olmaya aday. Hem lif hem de Vitamin B1, demir ve magnezyum gibi önemli besin öğeleri açısından zengin olan bu müsli ile harika bir kahvaltılık içecek hazırlayabilir, güne başlarken ihtiyacınız olan enerjiyi ve besinleri alabilirsiniz:



Malzemeler:

  • 50 g Dr. Oetker Vitalis Bal Bademli Çıtır Müsli
  • 1 poşet Dr. Oetker Şekerli Vanilin
  • 2 adet muz
  • 2-3 dilim ayıklanmış ve zarları çıkarılmış portakal dilimleri
  • 2 su bardağı buzdolabında soğutulmuş süt
  • 2 yemek kaşığı bal

Hazırlanışı:

  • Muzları soyup iri parçalara kesin ve mutfak robotuna alın.
  • Üzerine portakal dilimleri, süt, bal ve şekerli vanilini ilave edip meyveler ezilinceye kadar karıştırın.
  • Hazırladığınız içeceği bardaklara alın. Üzerlerine çıtır müsliyi ekleyip kaşık ile karıştırın.
  • Buzdolabında 30 dakika bekletip servis yapın.

Meyveli Mini Kahvaltılık Muffin

Güne başlarken modunuzu yükseltecek, enerjinizi yerine getirecek ve ihtiyacınız olan besin öğelerini almanızı sağlayacak ve tüm bunları yaparken de eğlenceli bir hale çevirecek muffinlere kim hayır diyebilir ki… Siz de demezseniz, Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli ile harika bir kahvaltılık hazırlayabilirsiniz.

Malzemeler:

  • ½ su bardağı Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli
  • 1 paket Dr. Oetker Hamur Kabartma Tozu
  • 1 su bardağı tam buğday unu
  • 2 yemek kaşığı bal
  • ½ su bardağı süt
  • 1 yemek kaşığı tereyağı
  • 1 adet yumurta
  • 1 adet mini muffin tepsisi

Hazırlanışı:

  • Fırını 180 derecede önceden ısıtın ve mini muffin tepsisini yağlayın.
  • Bir kasede tam buğday unu, Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli ve kabartma tozunu karıştırın.
  • Başka bir kapta süt, eritilmiş tereyağı ve yumurtayı çırpın. Islak malzemeleri kuru malzemelerin üzerine dökün ve karıştırın.
  • Hazırladığınız kek harcını mini muffin kalıplarına eşit miktarda bölün. Her bir kalıbı üçte iki oranında doldurmanız yeterli olacaktır, böylece kabardığı zaman da yeteri kadar alan kalacaktır.
  • Yaklaşık 20 dakika kadar pişirdikten sonra fırından çıkarın, birkaç dakika beklettikten sonra servis edebilirsiniz.

Bonus: Çabasız ve lezzetli kahvaltılar

Eğer daha hızlı bir şekilde lezzetli, pratik ve doyurucu kahvaltılık tarifler hazırlamak istiyorsanız, fazla çaba harcamadan da eğlenceli kahvaltılar yapabilirsiniz. Müslinizi ister sütle ister yoğurtla karıştırın; üzerine meyve, bal, biraz da kuruyemiş ekleyin ve voila! Enfes kahvaltınız hazır… Ama bir dakika; zaten eklenmişi var 🙂 Dr. Oetker Vitalis’in lezzetli, doyurucu ve sağlıklı dünyası ile klasik kahvaltılar yerine daha enerjik tariflerle güne başlayabilirsiniz.

Sağlıklı ve dengeli beslenmeyi, ‘sıkıcı’ kalıplardan çıkarmak ve her güne büyük bir neşe ile başlamak istiyorsanız Dr. Oetker Vitalis, kahvaltılarınızın vazgeçilmezi olacak. Üstelik sadece kahvaltılarınızın da değil; ara öğünlerinizde de lezzetli atıştırmalıklar olarak tüketebilirsiniz. Bu çıtır lezzetler, gününüzün her saatine enerji ve neşe katacak!

Siz de Dr. Oetker Vitalis’Dr. Oetker Vitalis’Dr. Oetker Vitalis’in Multi Meyveli Çıtır Müsli, Bal Bademli Çıtır Müsli ve Sütlü-Bitter Çikolatalı Çıtır Müsli çeşitlerinden dilediğinizi seçebilir, güne en sevdiğiniz lezzetle harika bir başlangıç yapabilirsiniz.

*Bu yazı Dr. Oetker katkılarıyla hazırlanmıştır.

Hayatın küçük tatlı sürprizlerini L’Occitane Almond Shower Oil ile yakalayın

Hayat, beklenmeyen güzelliklerle dolu bir dans gibi; eğer görmeyi, fark etmeyi bilirsek hayatın şaşırtıcı güzellikteki tatlı anlarını sık sık yakalayabiliriz. Bazen uzun zamandır görmediğimiz bir arkadaşımızla yolda karşılaştığımız, bazense tatlı bir yağmurun ardından çıkan gökkuşağını gördüğümüz o ‘an’da gizli olabilir mutluluk. Bu, beklenmedik ama her zaman iyi hissetmemizi sağlayan hoş sürprizler, hayatın şaşırtıcı güzellikteki anlarından yalnızca birkaçı olsa da tüm gün yüzümüzü güldürmeye yetebilir.



Yakalamak için istekli olursak hayatın monoton akışına biraz olsun ara vermemizi sağlayan ve yaşamın ne kadar büyüleyici olduğunu hatırlatan pek çok tatlı sürpriz bulabiliriz. Tıpkı L’Occitane Almond Shower Oil’in su ile buluştuğunda yağ kıvamından köpüğe dönüşen sürprizli formu gibi.

Sürprizlerle dolu keyif veren bir deneyim

Mutluluk veren, keyif dolu ve sürprizli anlar dediğimizde şüphesiz ki kendimize ayırdığımız zamanların önemi ve yeri çok büyük. Çünkü, günlük hayatın koşturması içerisinde kendimizi şımartabildiğimiz, bedenimizin ve zihnimizin ihtiyaçlarını karşılayabildiğimiz bu özel anlar, monotonluğun içinden bize göz kırpan küçük sürprizler gibi. Özellikle de kişisel bakım ritüellerini taçlandıran L’Occitane Almond Shower Oil ile sürprizlerin hiç sonu yok. Bu özel duş bakım yağı, suyla buluştuğu anda değişen formu ile bize sıradan görünen anları bile özel kılan küçük sürprizler sunuyor.

Almond Shower Oil’in içeriğindeki badem yağı, su ile birleştiğinde anında yoğun keyif verici bir köpüğe dönüşüyor, bize de tatlı küçük sürprizlerle dolu dokunuşların cildimizde bıraktığı o yumuşacık etkinin keyfini sürmek kalıyor. Tabii, o tatlı ve küçük sürprizler Badem Duş Yağı’nın yalnızca köpüren özel formülünde saklı değil, kokusu da bambaşka bir heyecan.

Kokuların duyuları harekete geçiren büyülü dünyası

Bazen sizin de bir kokunun esintisiyle geçmişe doğru kısa bir yolculuğa çıktığınızı hissettiğiniz oluyor mu? Kabul edelim, hayatın içindeki tatlı sürprizli anlarda kokuların da etkisi oldukça büyük. Belki çocukluğunuzdan keyifli bir anı hatırlatan nostaljik bir koku, belki gençliğinizde kullandığınız eski bir parfümün rüzgarla karışmış hali, belki de taze biçilmiş çimlerin havada dağılan dansı… Kokular da sürprizli anların başrol oyuncusu olabiliyor.



Tıpkı, Almond Shower Oil’in tatlı bademin mis kokusunu cildimizde bırakması gibi. Üstelik vegan içeriği ile tüm cilt tiplerine de uygun olan bu bakım yağı, duyuları harekete geçiren büyülü bir dünyanın da kapısını aralıyor. Hayatın bitmeyen telaş ve karmaşasında her şeyden biraz da olsa uzaklaşıp, o büyülü dünyaları keşfetmek hepimizin ihtiyacı değil mi? Daha fark edilmeyi bekleyen onca tatlı sürpriz varken…

Şaşırtıcı üçlü etki

Köpüren özel formül, büyülü dünyalara açılan mis badem kokusu, tabii bir de şaşırtıcı üçlü etki. L’Occitane Almond Shower Oil ile hayatın sürprizlerle dolu anlarını yakalamak çok kolay. Özel vegan formülü, cildi hem temizliyor hem nemlendiriyor hem de onarıyor. Bu üç etkiyi bir arada bulabilmek de en tatlı sürprizlerden biri.

Badem Duş Yağı, özel köpük yapısı ile cildi temizliyor, içeriğindeki omega 6 ve 9 bakımından zengin tatlı badem yağı ve üzüm çekirdeği yağı ile ilk kullanımda nemlendirme etkisi sağlıyor ve cildi besleyerek ışıl ışıl bir görünüme kavuşturuyor.

Elbette, hayatta daha yakalanmayı bekleyen pek çok şaşırtıcı tatlı an var. Bazıları, bir anda karşımıza çıksa da bazen de bu anları biz yaratabiliriz. Bakım rutinlerimize L’Occitane Almond Shower Oil’i eklemek, tanımadığımız birine iltifat etmek ya da sevdiğimiz birine uzun zamandır istediği bir şeyi satın almak, hayatımızda o tatlı sürprizleri artırmaya ve yaşamın keyfini doyasıya çıkarmaya yardımcı olabilir.

Hiç vakit kaybetmeden birinden başlamak istiyorsanız hemen tıklayıp sürprizlerle dolu L’Occitane Almond Shower Oil dünyasını keşfedebilirsiniz.

Sıra dışı bir gelecek: Otomobil dünyasında bizi neler bekliyor?

Teknolojinin, yapay zekanın ve çevre bilincinin hızla geliştiği günümüzde otomotiv dünyası da bu gelişmelerden geri kalmıyor ve inovasyonlarla ve merakla dolu bir sektöre dönüşüyor. Son yıllarda elektrikli araçlar, otonom sürüş özellikleri, akıllı yol çözümleri gibi konularla pek çok gelişime imza atan otomobil dünyasında gelecekte bizi daha nelerin beklediği büyük bir merak konusu. Hepsi çok heyecan verici olsa da en çok merak edilen sorulardan ve benim de heyecanla beklediğim gelişmelerden biri; uçan arabaların hayatımıza girip girmeyeceği 🙂 Uçan arabalar yakın zamanda hayatımıza dahil olur mu bunu bilmiyorum ama otomotiv endüstrisinin geleceği hakkında kendi perspektifimden ele alacağım pek çok konu var. Gelin, benim de bir parçası olduğum bu sıra dışı gelecekte bizi neler bekliyor olabilir birlikte bakalım.



Elektrikli otomobillerin hızlı yükselişi

Geçtiğimiz yıllarda pek çok otomobil markası, yakın gelecekte elektrikli araç üretimine ağırlık vereceğini açıklamıştı, hatta dünya çapında tamamen elektrikli araç üretimine geçmeyi planladığını belirten markalar da var. Elektrikli araçların hayatımıza dahil olması çok yeni bir gelişme olmasa da yaygınlaşması ve popülerliğinin artması son zamanlarda daha bir artış gösterdi. Gelecekte de elektrikli araçların üretiminin ve kullanıcısının artması sektörünün en beklenen gelişmeleri arasında.

Bildiğiniz gibi ben de elektrikli otomobil tutkunlarından biriyim ve sık sık sizlerle Instagram hesabımdan %100 Elektrikli Ford Mustang Mach-E ile olan maceralarımı paylaşıyorum 🙂 Konumuza dönecek olursak; fosil yakıt tüketimini azaltmak ve karbon emisyonlarını düşürmek için ülkelerin elektrikli araç kullanımına yönelik teşviklerini artırması da beklenenler arasında. Ayrıca, batarya teknolojisinde yeni ilerlemeler, elektrikli araçların menzillerinin artırılması, şarj altyapılarının geliştirilmesi de yine yakın gelecekte bizimle olacağa benziyor.

Sürdürülebilir ve çevre dostu çözümler

Elektrikli araçların yükselişi, otomobil dünyasının geleceğinde beklenen tek çevreci haber değil. Doğa dostu yaklaşımlar ve sürdürülebilir çözümlerle dolu yenilikler de ufukta. Pek çok sektörün son yıllarda önemli bir gündem maddesi haline gelmiş olan çevre bilinci, otomotiv dünyası için de önemli bir konu. Geri dönüştürülmüş malzemelerden üretilen iç dizayn ekipmanları, doğa dostu kumaşların kullanımı, üretim aşamasında yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı, daha az karbon salımı yapan motor teknolojileri ve daha nice gelişme, otomotiv dünyasının beklenenleri arasında.

Sektörde yeşil devrim adını verebileceğimiz daha pek çok gelişmenin damga vurması da olası. Araçların iç tasarımdan üretim süreçlerine kadar geniş bir yelpazede sürdürülebilir çözümler, otomobillerin gelecekteki dünyasını ve tabii ki dünyamızı taçlandıracak gibi. Bir çevreci olarak hızla yaygınlaşmasını görmek istediğim gelişmelerden birisi kesinlikle sürdürülebilir çözümler.

Otonom sürüş özelliklerinde ilerlemeler

Ve tabii ki otonom sürüş özelliklerinden bahsetmemek olmaz. Beni belki de en çok heyecanlandıran konulardan bir diğeri. Hani şu sürücüsüz giden otomobiller var ya, işte tam da onlardan bahsediyorum. Yakın bir gelecekte belki de araçların şoför koltukları hep boş kalacak. Olamaz mı? Bu, çok gerçekçi bir senaryo olmasa da şu an için benzer senaryolarla sık sık karşılaşacağız gibi. Çünkü pek çok dünya devi otomobil ve teknoloji firması, otonom araçlar alanında büyük yatırımlar yapıyor. Ancak, tam otonomiye ulaşmak için biraz daha geleceği beklemek gerekecek. Çünkü birtakım zorlukları aşabilmek için yeni teknolojilerin geliştirilmesi bekleniyor.

Özellikle büyük şehirlerdeki yoğun ve karışık trafik senaryoları, yasal düzenlemeler, kişisel hakların korunması, uygun yol ve altyapı çalışmalarının tamamlanması gibi pek çok faktör var. Yine de bu konudaki çalışmaların hız kazanması ve otonom sürüşün farklı seviyelerinin piyasaya sürülmüş olması, otonom sürüş teknolojilerinin potansiyelini gösteriyor. Gelecekte tam otonom seviyeye de erişilmesi mümkün.



Otonom özelliklerin yanı sıra farklı sürüş modları da ufukta. Hatta, ben şimdiden %100 Elektrikli Ford Mustang Mach-E  ile bu modları deneme fırsatına sahibim 🙂 Mustang Mach-E, sürüş deneyimini kişisel isteklere göre uyarlıyor; Aktive, Whisper ve Untamed modları sayesinde motor seslerini, ortam aydınlatmasını ve hatta aracın tepki verme hızını kişiselleştirmek mümkün. 

Akıllı şehirlerin kurulması

Otonom sürüş özellikleri, farklı sürüş modları, otomobil ve yapay zeka teknolojisindeki gelişmeler, yalnızca bireysel kullanımla sınırlı kalmayacak muhtemelen. Ve önemli bir toplumsal gündem haline de gelecek. Bu da akıllı şehirler gibi bir konseptin hayatımıza girmesi anlamını taşıyabilir. Şehirlerin, otomobillerin geleceği ile ne ilgisi var ki diye düşünmeye başlamadan hemen araya gireyim. Eğer başta otonom sürüş özellikleri olmak üzere otomobiller kendi başlarına -bir sürücünün aracı sürmesine ihtiyaç kalmaksızın- yolda gidebilecekse, bu şehirlerin de birtakım düzenlemelerden geçmesi anlamını taşıyor. Yollardaki alt yapı çalışmalarının bu doğrultuda düzenlenmesi, akıllı şarj istasyonlarının kurulması ve otonom araçların kendi kendini şarja takabilmesi için uygun çevresel yapılanmaların tamamlanması gibi pek çok gelişmeyi de beraberinde getirebilir. Belki de gelecekte şehirlere akıllı taksi durakları kurulacak ve birtakım mobil uygulamalar üzerinden bağlantıya geçilebilecek.

Sosyal dünya ile bağlantı sağlayan araç özelliklerinin geliştirilmesi

Bir düşünelim; otomobiliniz size en yakın kafeyi önerse ya da zevkinize uygun bir restoranda sizin için rezervasyon yaptırsa, nasıl olur? Ya da arkadaşlarınızla buluşma ayarlasa, arabaya bindiğinizde en sevdiğiniz dizinin kaldığınız bölümünü başlatsa? Siz keyifle buluşmalarınıza hazırlanırken veya dizinizi izleyip, müziğinizi dinlerken sizi istediğiniz yere götürse? Yani adeta bir eğlence merkezine dönüşse? Tüm bunlar, yakın gelecekte hayallerimizi süslemenin ötesine geçebilir. Bağlantılı araçlar, yani kendi internet erişimi olan ve verileri başka cihazlarla da paylaşabilen araçlar, otomobil dünyasının belki de gelecekte en çok parlayan yıldızı olabilir. Yalnızca yolculuk vadetmenin ötesinde bağlantılı araçlar, adeta kişisel mobil cihazlarımıza dönüşebilir.

Çoğu macerama tanıklık ettiğiniz Ford Mustang Mach-E de adeta benim eğlence merkezim. Araç içi iletişim ve eğlence sistemi olan Ford SYNC 4A ile konuşma, ses tanıma, kablosuz akıllı telefon entegrasyonu, sezgisel 15,5″ dokunmatik ekran ve çok daha fazlasını deneyimleyebiliyorum. Halihazırda gelişmiş teknolojinin keyfini sürebiliyor olsam da gelecekte bağlantılı araçlar bizi daha pek çok özelliği ile şaşırtacak diyebilirim.

Kısacası, otomobil dünyasının sıra dışı geleceğinde bizi bekleyen yepyeni heyecanlar var. Uçan arabalar yalnızca filmlerin unutulmaz bir parçası olarak mı hafızalarımızda kalır yoksa gerçekten de hayatımıza dahil olur mu bilinmez ama kesin olan bir şey varsa o da otomobil dünyasının hiç olmadığı kadar yenilik dolu olduğu. Kim bilir belki bir gün gökyüzünde bulutların arasında sıkışıp kaldığım bir trafikteyken size yazarım 🙂 Daha fazlası için yazılarımı ve Instagram hesabımı takip etmeyi unutmayın.

İlginizi çekebilir: Virtual Influencer’lar: Kim bu sıra dışı influencer’lar? Takip etmeniz gerekenler?

Sürdürülebilir çözümlerin izinde: VitrA’dan dünyanın ilk ve tek %100 geri dönüştürülmüş seramik lavabosu

‘Biricik’ dünyamız günden güne artan çevreler baskılar ve azalan doğal kaynak sorunları ile karşı karşıya. İklim krizi, küresel ısınma, atık sorunları, hava kirliliği ve daha nice çevresel sıkıntı, hem dünyamızın hem de insanlığın geleceğini tehdit ediyor. Bu nedenle, sürdürülebilir yaşam alışkanlıklarına sahip olmanın önemi her zamankinden kat ve kat daha fazla. Böylesi bir gerçekliğin farkında olan tüm endüstrilerde de yenilikçi ve çevre dostu ürünlerin geliştirilmesi oldukça büyük bir öneme sahip. Bu bağlamda VitrA, büyük bir adım atarak çevreye saygısını ve döngüsel ekonomiye olan katkısını gözler önüne seriyor.



VitrA’dan bir ilk; %100 geri dönüştürülmüş seramik lavabo

Çevresel ayak izlerini azaltma yolunda önemli adımlar atan VitrA, sektörün değişim öncülerinden biri olarak bizi yeni çevre dostu lavabosu ile tanıştırıyor. Dünyanın ilk ve tek %100* geri dönüştürülmüş seramik lavabosu özelliğini taşıyan bu lavabo, atık olarak kabul edilen malzemelere yeniden hayat veriyor. Yeni çevre dostu lavaboların içerik olarak yaklaşık %100’ü, kırık seramikler de dahil olmak üzere üretim sürecinde ortaya çıkan ve bertarafa giden atıklardan oluşuyor.

VitrA’nın sürdürülebilirlik konusundaki vizyon ve öncülüğünü yansıtan bu yenilikçi ve çevre dostu lavabolarla, seramik sektöründe sürdürülebilir tasarım konusunda da yeni bir standart ortaya çıkıyor. Tasarım harikası ve fonksiyonel bir ürün olmanın ötesinde geri dönüştürülmüş seramik lavabolar, çevresel bilinç ve sürdürülebilir yaşam tarzlarını da destekleyen güçlü bir mesaj taşıyor.

%30 oranında iyileşen küresel ısınma potansiyeli

ISO 14040:2006 ve 14044:2006 standartlarına uygun yapılan Yaşam Döngüsü Değerlendirmesi sonuçlarına göre, atıkların kullanılması çevresel etkilerden küresel ısınma potansiyelini %30 oranında iyileştiriyor. Geri dönüştürülmüş lavaboların üretilmesi sayesinde, ürün başına, daha az hammadde kullanılarak %36’lık iyileştirmeyle yaklaşık 5 kilogram hammadde tasarrufu ve %38 iyileştirmeyle 2,48 Kwh elektrik tasarrufu elde edilmesi hedefleniyor.

Sadece bir lavabo olma işleviyle kalmayan, çevresel sürdürülebilirliğe yönelik geniş bir vizyonu temsil eden bu ürün, çevreye duyarlı bir gelecek için atılmış çok büyük bir adım. Eczacıbaşı Yapı Gereçleri’nin çevre dostu lavabolarla benimsediği bu üretim yaklaşımı, döngüsel ekonomiye katkıyı da en üst seviyeye çıkarıyor.

Sürdürülebilir bir gelecek için hijyenik ve şık bir ilham kaynağı

Küresel ısınma potansiyelini iyileştiren, çevre dostu bir tasarım harikası olmasının ötesinde VitrA’nın geri dönüştürülmüş lavaboları, hijyen endişesini de ortadan kaldırıyor; çünkü bu lavabolar VitrA Hygiene teknolojisiyle kaplanıyor. Bakteri gelişimini %99,9 oranında önleyen VitrA Hygiene teknolojisi sayesinde, seramik lavaboların kullanımı sırasında yüzeye bulaşan bakteriler etkisiz hale geliyor. Böylece, bir numaralı önceliğimiz olan hijyenden ödün vermeden çevre dostu seçimler yapmak da kolaylaşıyor.



Ayrıca, her zevke, her alana uygun seçimler yapmak da yine VitrA ile oldukça kolay. Bilecik, Bozüyük’teki VitrA Üretim Kampüsü’nde geliştirilen yenilikçi çözümler sayesinde üretimine başlanan bu çevre dostu çanak lavabolar, ilk olarak mat bej renkte ve 5 formda tasarlanmış olsa da VitrA’nın geri dönüştürülmüş ürün gamına yeni ürün ve renklerin eklenmesi de planlanıyor.

VitrA %100 geri dönüştürülmüş seramik lavabonun hikayesi, gelecekteki çevre dostu ürünler ve teknolojiler için de büyük bir ilham kaynağı. Daha sürdürülebilir bir dünya için gelecekte atılacak tüm adımlara şimdiden ilham olduğu kesin. Siz de yaşam alanlarınızı çevre dostu bir bilinç ile şekillendirmek ve bir eşi daha olmayan dünyamızın geleceği için önemli bir adım atmak istiyorsanız hemen tıklayıp VitrA %100 geri dönüştürülmüş seramik lavabo çeşitlerini keşfedebilirsiniz.

* İçerik olarak yaklaşık %100’ü üretim sürecinde ortaya çıkan ve bertarafa giden atıklardan üretilmiştir.

* Bu içerik VitrA katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlgili Makale