X

Beden Tarafsızlığı (Body Neutrality) Hareketi: Bedenimize tarafsız bir gözle bakmak mümkün (mü?)

Son yıllarda gündemden hiç düşmeyen, kendimizi sevmeyi ve ‘bedenimize rağmen’ bedenimizle mutlu yaşamayı öğütleyen ‘beden olumlama’ hareketi yavaş yavaş evrilerek yön değiştirmeye başladı. Bedenimizi olduğu gibi kabul edebilmek, varlığımızın vücut bulduğu evimizde huzurla yaşayabilmek, bedenimizle ilgili pozitif bir algı geliştirebilmek hepimizin hayali. Ancak sosyal medyada hala zayıf ve ‘mükemmel’ bedenler güzellik standartlarını belirlemeye devam ederken sahip olduğumuz bedenle ilgili olumlu bir bakış açısı geliştirebilmemiz ne kadar mümkün ve gerçekçi? Bedenimiz bizi sevmese de biz onu sevmek zorunda mıyız? Herkes bedeniyle barışmaya başladığı için, yıllardır bedenimizle barışamayan yıldızımız bir anda parlamak zorunda mı? Peki ya beden tarafsızlığı hareketinden ilhamla, bedenimizi yalnızca bir ‘beden’ olarak görüp, onu olduğu gibi kabul etmemiz mümkün mü?

Beden imajı nedir?  

Beden imajı, ya da beden imgesi, bedeninizi nasıl gördüğünüz ve gördükleriniz hakkında nasıl hissettiğiniz, neler düşündüğünüz olarak özetlenebilir. Bedenimizi, çevremizdeki insanların gördüğünden çok daha farklı şekillerde görebiliriz. Bunun nedeni, beden imajının sadece fiziksel görünümümüzden değil geçmiş deneyimlerimiz, sosyal medyada geçirilen zaman, psikolojik durum ve stres seviyesi gibi bir dizi faktörden etkileniyor olması. Tıpkı kendi bedenimizle ilgili yargılarımızı kendi yaşantılarımız ve algımızla belirlediğimiz gibi, başkalarının bedenleriyle ilgili yargılarımızı da yine kendi deneyimlerimizle şekillendiriyoruz.

Kişinin kendi bedeniyle ilgili düşüncelerinin ve hislerinin kötümser olması, olumsuz beden imajı geliştirmesine neden olabilir. Kendi beden imajımızı oluşturan düşüncelerin çarpıtılmış olması, bedenimizi “kötü” olarak değerlendirmemize ve içinde yaşadığımız bedeni beğenmememize neden olabilir. Olumsuz beden imajının tam tersine, olumlu beden imajı geliştirmiş kişiler ise bedenlerini daha objektif olarak değerlendirebilir, olduğu gibi kabul edebilir ve kendisini yalnızca dış görünümleriyle değil pek çok farklı yönden değerlendirmeleri gerektiğini daha iyi bilirler.

Beden Olumlama Hareketi

60’lı yıllarda Amerika’da başlayan beden olumlaması hareketi şişman, siyahi, queer ya da engelli bireyler gibi toplum tarafından dış görünüşleri nedeniyle ötekileştirilmiş olan gruplara karşı daha kapsayıcı, toplumsal yargıları sorgulayan ve güzellik kavramının tekrar tanımlanmasını sağlayan bir bakış açısını beraberinde getirdi.

Ancak bu hareket ivme kazandıkça, amacından saparak farklı bir yöne doğru evrilmeye başladı. Başlangıçta bedeni olduğu gibi kabul etme fikriyle yola çıkan beden olumlama hareketi, bir grup kadın tarafından ‘kendini sevme’ ve ‘bedenle kazanılan özgüven’ olarak benimsenerek bugünkü halini aldı.

Amacı bedeni olduğu gibi kabul etmek olan beden olumlama hareketi, ‘kendini sevme’ ve ‘bedenine güvenme’ söylemleriyle tanımlandığında, pek çok insan için yine marjinalleştirilmiş bir terim haline geldi. Kronik rahatsızlığı olanlar, yeme bozukluğuyla mücadele edenler, herhangi bir sakatlığı ya da engeli olanlar için ‘bedenini sevme’ fikri oldukça zor ve anlaşılması zor bir durum.

Sürekli olarak kendini sevmeyi öğütleyen bir toplumda sizde hiç olumlu duygular uyandırmayan bedeninizle huzurlu ve mutlu bir yaşam sürebilmeniz ne yazık ki mümkün değil. Bu nedenle de bedeniyle ilgili herhangi bir konuda iyi hissetmeyenler ve güzel anıları olmayanlar için pozitif bir beden imajına sahip olabilmek oldukça zorlayıcı ve sıkışmış hissettiren bir durum.

Beden Tarafsızlığı (Body Neutrality) ne demektir?

2015 yıllarında beden olumlama hareketinin amacından yavaş yavaş sapmaya başlaması ve başka bir yöne doğru evrilmesiyle ortaya çıkan beden tarafsızlığı hareketi; bedenimizi sevmek zorunda olmaksızın bedenimizle ilgili olumsuz düşüncelere ve duygulara sahip olmamak amacı taşıyor. Yani, bu hareket aslında bedenimizi sevmek zorunda olmasak da onu kabul ederek, zayıf ve güçlü yanlarını yargısızca kucaklayarak bedenimizle ilgili konularda tarafsız bir bakış açısına sahip olmamızı içeriyor.

‘Bedenimi sevmek ya da nefret etmek durumunda değilim ama onu olduğu gibi kabul etmek zorundayım.’ Bedeninize bu bakış açısıyla yaklaştığınızda, kendinizle ilgili sevmediğiniz şeyler olduğu halde seviyormuş gibi yapmak ya da eksiklikleriniz ve fazlalıklarınız olduğunu düşünerek kendinizi acımasızca yargılamak zorunda kalmayacaksınız.

Bedeninizle ilgili ‘tarafsız’ bir bakış açısı kazanmak için

Herkesin kendi bedeniyle olan ilişkisi oldukça özgün, kimi zaman karmaşık, bazen de çok pozitif olabilir. Beden tarafsızlığı fikrini doğru şekilde benimseyebilmenin ilk adımı, bulunduğumuz yerden bir adım geri giderek bedenimizi dışarıdan gözlemlemek olacaktır. Kendimizi dışarıdan bir gözlemci gibi gözlemleyebilmenin yoluysa üstümüzde baskı yaratan çevresel faktörleri bir süreliğine de olsa görmezden gelerek sahip olduğumuz diğer özelliklere odaklanmak olabilir.

Beden olumlama konusunda yapılan en büyük yanlışlardan biri, sırf toplum baskısı ve çoğunluğun inancına uyum sağlayabilmek için ‘kendimi çok seviyorum, kendime güveniyorum’ gibi gerçek olmayan düşünce kalıpları geliştirerek yıllardır sevmediğimiz ve olumsuz ilişkimizin olduğu bedenlerimize karşı olumlu bir bakış açısı geliştirebilmek için kendimizi baskı altında hissetmemiz.

Bu nedenle bedeninizle ilgili tarafsız bir bakış açısı kazanabilmeniz için bedeninizi sevmek için kendinizi zorlamak yerine bedeninizi odağınızdan çıkarıp sahip olduğunuz tüm özelliklerin küçük bir parçası olarak görebilmeyi hedeflemelisiniz. Kendinizle ilgili gurur duyduğunuz, minnettar olduğunuz, şükrettiğiniz diğer şeyler neler?

Şekli, büyüklüğü, eksikliği, fazlalığı ne olursa olsun tüm bedenlerin eşit algılandığı bir dünya hepimizin hayali, ancak bu hayale erişmek için önümüzde oldukça uzun bir yol olduğunun da farkındayız. Beden olumlama hareketiyle birlikte pek çok hak kazanıldı, milyonlarca insan sahip olduğu bedenin içinde çok daha özgüvenli ve mutlu hissediyor. Ancak beden olumlamasının ve bedeninizle ilgili pozitif bir tutuma sahip olmanın sizi zorlamasının da oldukça normal olduğunu unutmamalısınız.

Hepimizin ‘Bedenimi çok seviyorum’ diyebileceğimiz noktaya ulaşması farklı deneyimler gerektiriyor. Bazılarımızın yolu çok uzun olabilirken bazılarımız bu noktaya çoktan erişmiş olabilir. Beden tarafsızlığı akımı da tam bu noktada arada bir yer bulabilmeyi hedefliyor. Bedenimizle mutsuz olup yıkıcı düşüncelerle kendimizi yıpratmak yerine bedenimize saygı duyabildiğimiz ve onu her şeyiyle kabul edebildiğimiz, kendimizi daha fazla evimizde gibi hissedebildiğimiz bir yer…

Kaynaklar: Suzanne Manser PhD, Bustle, Happiful, Huffpost

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Yeni yıl hediyelerinin vazgeçilmezi Sosyopix ile anılarınızı ölümsüzleştirin

Sevdikleriniz için hediye seçmek bazen uzun uzun düşünmeyi gerektirir. Çünkü aslında aradığımız şey, sadece bir eşya değildir; bir duyguyu, bir anıyı, bir hatırlamayı karşı tarafa hissettirmektir. Tam da bu yüzden fotoğrafla kişiselleştirilmiş hediyeler, her zaman daha çok dokunur. Tek bir kare, bir gülüşün ardındaki hikayeyi yeniden canlandırır; yıllar önce çekilmiş bir fotoğraf bile açıldığında ilk günkü kadar sıcak hisseder. Sosyopix işte tam da bu noktada, o paha biçilmez anılarınızı estetik ve yaratıcı dokunuşlarla unutulmaz kılıyor.



Kişiselleştirilmiş takvimlerle zamanı anlamlandırmak

Yeni yıl, hayatımızda yeni sayfalar açmak demektir. Bu nedenle kişiselleştirilmiş takvimler, sadece günleri takip ettiğiniz bir araç olmaktan öteye geçer; umut ve güzellikle dolu bir yılın sembolü haline gelir. En güzel fotoğraflarınızla hazırlanan masa veya duvar takvimleri, sevdiklerinizin her gününe anlam katar. Her sayfa, sadece bir tarih değil, hatırlanan ve paylaşılan özel bir anı olarak kalır. Takvimi her çevirdiğinizde, geçmişin güzel anılarını hatırlamak ve geleceğe dair küçük bir mutluluk hissi yaşamak mümkündür. Bu küçük ama etkili detay, hediyenizi hem estetik hem de duygusal olarak unutulmaz kılar.



Anıların dokunulabilir hali: Fotoğraf baskıları



Bir zamanlar telefon ekranına sığdırdığınız, galeri arşivlerinizde kalan en mutlu kareleri bu yılbaşı yeniden keşfetmenin tam zamanı. Sosyopix fotoğraf baskıları, en özel anlarınızı sıcaklığını ve kalitesini koruyarak dilediğiniz formda hayat bulduruyor. İster yaz tatilinde o hiç bitmesin dediğiniz gün batımı karesini, ister kış tatilinde çekilmiş kar manzarasını seçin; retro tarzda ya da şık bir çerçeveyle hazırlatabilirsiniz.Çalışma masasında duran küçük bir fotoğraf, sizi kış tatilinin huzuruna veya yılın en güzel anılarına götürebilir. Bu yıl sevdiklerinize sadece bir hediye değil, birlikte paylaşılan özel anıları ve mutluluğu hediye edin.

Anıların estetik hali: Fotoğraf albümleri

Fotoğraf albümleri, her dönem popülerliğini koruyan ve hiçbir zaman değerini kaybetmeyen hediye seçeneklerinden biridir. Çünkü bir albüm, yalnızca fotoğrafları bir araya getirmez; aynı zamanda belirli bir dönemin, bir ilişkinin ya da bir yolculuğun hikayesini saklar. Sayfaları çevirdikçe hatırlanan detaylar, yeniden yaşanan duygular ve geçmişten gelen sıcaklık, bu hediyeyi zamansız bir klasik haline getirir.

Kişiye özel tasarlanan fotoğraf albümleri, hem estetik hem de duygusal yönüyle güçlü bir hediye seçeneği sunar. Kapak dokusundan sayfa düzenine, renk seçiminden yerleştirdiğiniz küçük notlara kadar tamamen size ait bir anlatım oluşturma fırsatı verir. Bu, sadece bir hediye değil; kendi elinizle hazırladığınız bir zaman kapsülüdür.



Anıları duvarlara taşıyan çerçeveler

Mutlu anıları saklamanın tek yolu albümlerde biriken fotoğraflar veya fotoğraf baskıları değildir; bazen evin en görünür köşesine yerleştirilen bir çerçeve de aynı etkiyi yaratır. Ölümsüzleştirilen anları çerçeveleyerek yaşam alanlarınıza sıcaklık ve derinlik katarken sevdiklerinizin her baktığında o ana yeniden dönmesini sağlar. Farklı boyut seçenekleri sayesinde ister küçük bir köşeyi canlandırabilir ister salonunuzun atmosferini değiştirebilirsiniz.  Duvarlara zarar vermeyen yapışkanlı çerçeveler ise kolay kullanımıyla, yalnızca bir dekor değil; her gün gülümseten bir anı sunar. 

Bi’kutu anı: Özel hediye kutularıyla yeni yıl coşkusu

Yeni yıl ruhunu tek bir kutuda toplamak istiyorsanız, özenle hazırlanmış hediye kutuları bunun için ideal bir çözüm sunar. İçerisinde not defterleri, yılbaşı ruhunu yansıtan kupalar, kokulu mumlar ve daha pek çok özel hediye, kutuyu açan kişinin yüzünde sıcak bir tebessüm bırakır. Böylece hediyeniz yalnızca bir kutu değil, birlikte paylaştığınız anıların sıcacık bir yansıması olur.

Siz de bu yıl, sıradanlığın dışına çıkarak sevdiklerinizin yüzünde unutulmaz bir gülümseme oluşturmak istiyorsanız, Sosyopix’in sunduğu bu kişiselleştirilmiş dünya tam size göre. Hatıralarınızı canlandırın ve onlara, her baktıklarında sizi hatırlatacak, zamana anlam katan dokunuşlar hediyeler sunmak isterseniz aradığınız her şey Sosyopix’te!





İlgili Makale