X

Apple’dan Eylül 2023 haberleri: iPhone 15 Pro, yeni Apple Watch Series 9 ve çok daha fazlası

Teknoloji devi Apple, merakla beklenen gelişmeleri geçtiğimiz günlerde paylaşarak, yenilikçi yaklaşımlarını kullanıcılarıyla buluşturmak için gün sayıyor. Tüm ilgiyi şimdiden üzerinde toplamayı başaran iPhone 15 Pro ve iPhone 15 Pro Max’in hayranlık yaratan özelliklerinden yeni AirPods Pro (2.Nesil)’e, yeni Apple Watch Series 9’undan karbon nötr olma yolundaki gelişmelere kadar pek çok haberi yazımızın devamında bulabilirsiniz. Hazırsanız işte Apple’dan Eylül 2023 gelişmeleri ve çok daha fazlası:

Güçlü, hızlı ve profesyonel iPhone 15 Pro & iPhone 15 Pro Max

Apple geçtiğimiz gün, iPhone 15 Pro ve iPhone 15 Pro Max’i tanıttı. Havacılık ve uzay sınıfı titanyum tasarımıyla güçlü fakat hafif bir yapıya sahip olan iPhone 15 Pro serisi, Apple’ın bugüne kadarki en hafif Pro modellerini içeriyor. Konturlu kenarlara sahip olan yeni tasarım, özelleştirilebilir Eylem düğmesi sayesinde kullanıcıların iPhone deneyimlerini kişiselleştirebilmelerini sağlıyor. Kameradaki güçlü gelişmeler, yedi profesyonel lense eşdeğer özelliklerle olağanüstü görüntü kalitesini mümkün kılıyor. Şimdi daha gelişmiş olan 48 MP Ana kamera sisteminin varsayılan yeni 24 MP süper yüksek çözünürlük seçeneği, Odak ve Derinlik Denetimi ile yeni nesil portre çekimi, Gece modu ve Akıllı HDR özelliklerinde iyileştirmeler ve yalnızca iPhone 15 Pro Max’te bulunan yepyeni bir 5 kat Telefoto kamera bu özellikler arasında öne çıkıyor. A17 Pro, yeni nesil oyun deneyimlerini ve profesyonel düzeyde performansı mümkün kılıyor. Yeni USB-C konnektör, USB 2’den 20 kata kadar daha hızlı olan USB 3 ile süper güçlere sahip. Üstelik yeni video formatlarıyla birlikte, daha önce mümkün olmayan güçlü profesyonel iş akışlarında çalışma imkanı sağlıyor.*

iPhone 15 Pro serisi, Apple’ın yenilikçi uydu altyapısından yararlanan uydu ile Yol Yardımı Desteği ile telefon şebekesi dışındaki bir yerde aracıyla sorun yaşayan kullanıcıların yardım çağırabilmelerini sağlıyor. iPhone 15 Pro ve iPhone 15 Pro Max, dört yeni ve göz alıcı renk seçeneğiyle sunuluyor: siyah titanyum, beyaz titanyum, mavi titanyum ve natürel titanyum. Ön siparişler 15 Eylül Cuma günü başlayacak ve her iki model de 22 Eylül Cuma gününden itibaren satışta olacak.

iPhone 15 Pro ve iPhone 15 Pro Max’i detaylı keşfetmek için hemen tıklayın.

*10 Gbps hıza sahip USB 3 kablosu gerekir.

En gelişmiş Dynamic Island kamera sistemi

Apple bugün, sektörün ilk renkle işlenmiş, etkileyici dokulu mat arka camına ve kenarları konturlu alüminyum kasaya sahip iPhone 15 ve iPhone 15 Plus modellerini duyurdu. Her iki model de kullanıcıların yaşamlarındaki her anı muhteşem şekilde fotoğraflamaları için tasarlanan gelişmiş Dynamic Island kamera sistemine sahip. Güçlü 48 MP Ana Kamera son derece yüksek çözünürlüklü fotoğraflar çekebiliyor ve yeni 2 kat Telefoto seçeneğiyle kullanıcılara sanki üçüncü bir kamera da varmış gibi toplamda üç ayrı optik zoom seviyesi sunuyor. iPhone 15 serisi ayrıca kullanıcıları yeni nesil portrelerle tanıştırıyor. Harika ayrıntılarla dolu ve loş ışıkta muhteşem performans gösteren portreler çekmek şimdi daha da kolaylaşıyor. Apple’ın yenilikçi uydu altyapısından yararlanan Yol Yardımı Desteği ile kullanıcılar telefon şebekesi dışındayken araçlarıyla ilgili bir sorun yaşadıklarında uydu üzerinden AAA hizmetine bağlanabiliyor. A16 Bionic çipin kanıtlanmış güçlü performansı, USB-C konnektörü, Bul uygulamasında arkadaşlarınızı görebilmek için Tam Konum Bulma ve sektör lideri dayanıklılık özellikleri ile iPhone 15 ve iPhone 15 Plus büyük bir ilerleme kaydediyor. Daha detaylı bilgi için hemen tıklayın.

İki kat daha güçlü AirPods Pro’yu (2. nesil)

AirPods Pro (2. nesil) sunduğu olağanüstü ses kalitesi, önceki nesle göre iki kat daha güçlü Aktif Gürültü Engelleme, gelişmiş Şeffaf mod, çok daha etkileyici Uzamsal Ses deneyimi ve daha da rahat uyum için daha fazla sayıda kulaklık ucu seçeneğiyle kişisel ses deneyiminde devrim yapmaya devam ediyor. AirPods Pro (2. nesil); USB-C şarj özelliği, toza karşı ekstra dayanıklılık ve Apple Vision Pro’da Kayıpsız Ses desteği ile yenilendi. iOS 17 ile tüm AirPods Pro’lar (2. nesil) Adaptif Ses ve Sohbet Farkındalığı gibi yeni ses deneyimlerine kavuşarak yepyeni bir seviyeye çıkıyor.1

AirPods Pro (2. nesil) ve MagSafe Şarj Kutusu (USB-C) bugünden itibaren sipariş edilebilecek ve 22 Eylül Cuma gününden itibaren mağazalarda satışa sunulacak. Daha dayanıklı, daha kullanışlı, çevre için daha iyi ve iOS 17 ile gelen yepyeni özelliklere sahip AirPods Pro (2. nesil) detaylı keşfetmek için tıklayın.

Yetenekli, dayanıklı ve çevreci Apple Watch Ultra 2

Apple’ın en yetenekli ve dayanıklı akıllı saatini yeni özelliklerle buluşturan ve çevre üzerindeki etkileri en aza indirme konusunda önemli bir dönüm noktasına ulaşan Apple Watch Ultra 2 karşınızda!

Apple Watch Ultra 2, kullanıcıların Ultra’da sevdikleri tüm özelliklerin yanı sıra yeni ve güçlü S9 SiP’e, sihirli ve yeni bir çift dokunuş hareketine, Apple’ın şimdiye dek en parlak ekranına, genişletilmiş rakım aralığına, aygıt içi Siri’ye, iPhone için Tam Konum Bulma özelliğine ve su sporları için gelişmiş özelliklere sahip. Apple Watch Ultra 2; yeniden tasarlanan uygulamalar, yeni Akıllı Gruplama özelliği, yeni bisiklet sürme deneyimleri, açık hava keşiflerine yardımcı olacak özellikler ve Modüler Ultra adlı yeni bir özel saat kadranı sunan watchOS 10 sürümüyle geliyor. Tüm bu yeni gelişmelerle birlikte Apple Watch Ultra 2, normal kullanımda 36 saatlik aynı pil ömrüne sahip ve Düşük Güç Modu’nda 72 saate kadar kullanım imkanı sunuyor.

Kullanıcılar ilk kez, her Apple Watch koleksiyonundan bir karbon nötr model seçebiliyor. Bu, Apple’ın 2030 yılına kadar tüm çalışmalarında, üretim tedarik zincirinde ve ürün yaşam döngüsünde karbon nötr olmayı hedefleyen Apple 2030 stratejisindeki önemli bir kilometre taşını temsil ediyor. Apple Watch Ultra 2, 22 Eylül Cuma günü satışa sunulacak. Daha fazlası için hemen tıklayın.

Hız kesmeyen temiz enerji çalışmaları

Apple, Apple ürünlerinin üretiminde 2030’a kadar yüzde 100 temiz enerji kullanımına geçme taahhüdünde bulunan 300’ü aşkın üreticisiyle, küresel tedarik zincirini karbondan arındırma çalışmalarını genişlettiğini duyurdu. ABD, Avrupa ve Asya’da taahhütte bulunan 50’yi aşkın yeni tedarikçi, Apple’ın doğrudan üretim harcamalarının şu an itibarıyla yüzde 90’ından fazlasına karşılık gelen Tedarikçi Temiz Enerji Programı’nın bu son büyümesine katkıda bulundu. Bu kilometre taşı, Apple’ı 2030’a kadar tüm ürünlerini karbon nötr hale getirme hedefine daha da yaklaştırıyor.

2020’den itibaren küresel kurumsal operasyonlarında tamamen karbon nötr olmayı başaran Apple, 2030 stratejisiyle emisyonların 2030’a kadar yüzde 75 azaltılmasına ilişkin bilimsel kaynaklı bir hedefe odaklanıyor. Apple, ürünlerinin üretiminde kullanılan elektrik için 2015 yılından bu yana global tedarikçileriyle yakın çalışmalar yürütüyor. Üretim, şirketin karbon ayak izindeki en büyük emisyon kaynağı. Üretimde yüzde 100 temiz enerji kullanmak, yeni Apple Watch serisinde olduğu gibi tüm Apple ürünlerini karbon nötr hale getirme yolunda çok önemli bir adım. Kapsamlı bir okuma için tıklayın.

Temiz enerji çalışmalarının yanı sıra Apple, ilk karbon nötr ürünlerini de duyurdu. Apple, 2030 hedefleri ve şirketin çevreyi korumaya yönelik daha geniş kapsamlı çalışmaları doğrultusunda tüm ürün serilerinde deri kullanımını sonlandırdı, yeni Apple Watch serisi için tümüyle lif bazlı ilk ambalajını duyurdu* ve iPhone’da geri dönüştürülmüş malzeme kullanımını artırmaya devam etti. Şirket aynı zamanda Şebeke Tahmini** adlı yeni bir aracı da kullanıma sundu. Bu araç, kullanıcılara şebekelerinde daha temiz elektrik olduğunda bilgi veriyor ve böylece kullanıcılar elektrik kullanacakları zamanı seçebiliyor.

“Apple olarak, iklim değişikliğiyle mücadelede kendini kanıtlamış ve süregelen bir kararlılık sergiliyoruz. Yenilenebilir enerjiye ve düşük karbonlu tasarımlara odaklanarak emisyonların azaltılmasında şimdiden sektör lideri sonuçlara ulaştık ve hızımızı azaltmadan bunu yapmaya devam edeceğiz.” diyen Apple Çevre, Politika ve Sosyal Girişimlerden Sorumlu Başkan Yardımcısı Lisa Jackson sözlerini şöyle sürdürdü: “Dünyanın en popüler saatini karbon nötr yapma hedefimizde önemli bir kilometre taşına ulaştık ve bu önemli alanda yenilikler yapmaya devam edeceğiz.”

*ABD’deki perakende ambalajlarının dağılımı ağırlığa dayanır. Plastik içeriği ve ambalaj ağırlığı hesaplamalarına yapıştırıcı, mürekkep ve kaplamalar dahil değildir.

**Şebeke Tahmini, kıta ABD’sinde kullanıma sunulacaktır.

Çok daha fazlasını keşfetmek için hemen tıklayın.

Daha hızlı, daha yetenekli Apple Watch Series 9

Apple Watch Series 9; performansını ve yeteneklerini artıran yeni S9 SiP, yeni sihirli çift dokunuş hareketi, daha parlak bir ekran, şimdi sağlık verilerine erişip bunları kaydedebilen daha hızlı aygıt içi Siri, iPhone için Tam Konum Bulma ve daha fazlasıyla şimdi her zamankinden daha güçlü. Apple Watch Series 9; yeniden tasarlanan uygulamalar, yeni Akıllı Gruplama, yeni saat kadranları, yeni bisiklet ve doğa yürüyüşü özellikleri ve zihin sağlığını destekleyen araçlar sunan watchOS 10 ile geliyor.

Kullanıcılar ilk kez, her Apple Watch koleksiyonundan bir karbon nötr model seçebiliyor. Bu, Apple’ın 2030 yılına kadar tüm çalışmalarında, üretim tedarik zincirinde ve ürün yaşam döngüsünde karbon nötr olmayı hedefleyen Apple 2030 stratejisindeki önemli bir kilometre taşını temsil ediyor.

Yeni Apple Watch serisi 22 Eylül Cuma günü satışa sunulacak. Detaylı bir keşif için tıklayın.

İlginizi çekebilir: Apple Watch Sağlık Uygulaması ile bütüncül sağlığınızı destekleyin

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Hayatın küçük tatlı sürprizlerini L’Occitane Almond Shower Oil ile yakalayın

Hayat, beklenmeyen güzelliklerle dolu bir dans gibi; eğer görmeyi, fark etmeyi bilirsek hayatın şaşırtıcı güzellikteki tatlı anlarını sık sık yakalayabiliriz. Bazen uzun zamandır görmediğimiz bir arkadaşımızla yolda karşılaştığımız, bazense tatlı bir yağmurun ardından çıkan gökkuşağını gördüğümüz o ‘an’da gizli olabilir mutluluk. Bu, beklenmedik ama her zaman iyi hissetmemizi sağlayan hoş sürprizler, hayatın şaşırtıcı güzellikteki anlarından yalnızca birkaçı olsa da tüm gün yüzümüzü güldürmeye yetebilir.



Yakalamak için istekli olursak hayatın monoton akışına biraz olsun ara vermemizi sağlayan ve yaşamın ne kadar büyüleyici olduğunu hatırlatan pek çok tatlı sürpriz bulabiliriz. Tıpkı L’Occitane Almond Shower Oil’in su ile buluştuğunda yağ kıvamından köpüğe dönüşen sürprizli formu gibi.

Sürprizlerle dolu keyif veren bir deneyim

Mutluluk veren, keyif dolu ve sürprizli anlar dediğimizde şüphesiz ki kendimize ayırdığımız zamanların önemi ve yeri çok büyük. Çünkü, günlük hayatın koşturması içerisinde kendimizi şımartabildiğimiz, bedenimizin ve zihnimizin ihtiyaçlarını karşılayabildiğimiz bu özel anlar, monotonluğun içinden bize göz kırpan küçük sürprizler gibi. Özellikle de kişisel bakım ritüellerini taçlandıran L’Occitane Almond Shower Oil ile sürprizlerin hiç sonu yok. Bu özel duş bakım yağı, suyla buluştuğu anda değişen formu ile bize sıradan görünen anları bile özel kılan küçük sürprizler sunuyor.

Almond Shower Oil’in içeriğindeki badem yağı, su ile birleştiğinde anında yoğun keyif verici bir köpüğe dönüşüyor, bize de tatlı küçük sürprizlerle dolu dokunuşların cildimizde bıraktığı o yumuşacık etkinin keyfini sürmek kalıyor. Tabii, o tatlı ve küçük sürprizler Badem Duş Yağı’nın yalnızca köpüren özel formülünde saklı değil, kokusu da bambaşka bir heyecan.

Kokuların duyuları harekete geçiren büyülü dünyası

Bazen sizin de bir kokunun esintisiyle geçmişe doğru kısa bir yolculuğa çıktığınızı hissettiğiniz oluyor mu? Kabul edelim, hayatın içindeki tatlı sürprizli anlarda kokuların da etkisi oldukça büyük. Belki çocukluğunuzdan keyifli bir anı hatırlatan nostaljik bir koku, belki gençliğinizde kullandığınız eski bir parfümün rüzgarla karışmış hali, belki de taze biçilmiş çimlerin havada dağılan dansı… Kokular da sürprizli anların başrol oyuncusu olabiliyor.



Tıpkı, Almond Shower Oil’in tatlı bademin mis kokusunu cildimizde bırakması gibi. Üstelik vegan içeriği ile tüm cilt tiplerine de uygun olan bu bakım yağı, duyuları harekete geçiren büyülü bir dünyanın da kapısını aralıyor. Hayatın bitmeyen telaş ve karmaşasında her şeyden biraz da olsa uzaklaşıp, o büyülü dünyaları keşfetmek hepimizin ihtiyacı değil mi? Daha fark edilmeyi bekleyen onca tatlı sürpriz varken…

Şaşırtıcı üçlü etki

Köpüren özel formül, büyülü dünyalara açılan mis badem kokusu, tabii bir de şaşırtıcı üçlü etki. L’Occitane Almond Shower Oil ile hayatın sürprizlerle dolu anlarını yakalamak çok kolay. Özel vegan formülü, cildi hem temizliyor hem nemlendiriyor hem de onarıyor. Bu üç etkiyi bir arada bulabilmek de en tatlı sürprizlerden biri.

Badem Duş Yağı, özel köpük yapısı ile cildi temizliyor, içeriğindeki omega 6 ve 9 bakımından zengin tatlı badem yağı ve üzüm çekirdeği yağı ile ilk kullanımda nemlendirme etkisi sağlıyor ve cildi besleyerek ışıl ışıl bir görünüme kavuşturuyor.

Elbette, hayatta daha yakalanmayı bekleyen pek çok şaşırtıcı tatlı an var. Bazıları, bir anda karşımıza çıksa da bazen de bu anları biz yaratabiliriz. Bakım rutinlerimize L’Occitane Almond Shower Oil’i eklemek, tanımadığımız birine iltifat etmek ya da sevdiğimiz birine uzun zamandır istediği bir şeyi satın almak, hayatımızda o tatlı sürprizleri artırmaya ve yaşamın keyfini doyasıya çıkarmaya yardımcı olabilir.

Hiç vakit kaybetmeden birinden başlamak istiyorsanız hemen tıklayıp sürprizlerle dolu L’Occitane Almond Shower Oil dünyasını keşfedebilirsiniz.

Sıra dışı bir gelecek: Otomobil dünyasında bizi neler bekliyor?

Teknolojinin, yapay zekanın ve çevre bilincinin hızla geliştiği günümüzde otomotiv dünyası da bu gelişmelerden geri kalmıyor ve inovasyonlarla ve merakla dolu bir sektöre dönüşüyor. Son yıllarda elektrikli araçlar, otonom sürüş özellikleri, akıllı yol çözümleri gibi konularla pek çok gelişime imza atan otomobil dünyasında gelecekte bizi daha nelerin beklediği büyük bir merak konusu. Hepsi çok heyecan verici olsa da en çok merak edilen sorulardan ve benim de heyecanla beklediğim gelişmelerden biri; uçan arabaların hayatımıza girip girmeyeceği 🙂 Uçan arabalar yakın zamanda hayatımıza dahil olur mu bunu bilmiyorum ama otomotiv endüstrisinin geleceği hakkında kendi perspektifimden ele alacağım pek çok konu var. Gelin, benim de bir parçası olduğum bu sıra dışı gelecekte bizi neler bekliyor olabilir birlikte bakalım.



Elektrikli otomobillerin hızlı yükselişi

Geçtiğimiz yıllarda pek çok otomobil markası, yakın gelecekte elektrikli araç üretimine ağırlık vereceğini açıklamıştı, hatta dünya çapında tamamen elektrikli araç üretimine geçmeyi planladığını belirten markalar da var. Elektrikli araçların hayatımıza dahil olması çok yeni bir gelişme olmasa da yaygınlaşması ve popülerliğinin artması son zamanlarda daha bir artış gösterdi. Gelecekte de elektrikli araçların üretiminin ve kullanıcısının artması sektörünün en beklenen gelişmeleri arasında.

Bildiğiniz gibi ben de elektrikli otomobil tutkunlarından biriyim ve sık sık sizlerle Instagram hesabımdan %100 Elektrikli Ford Mustang Mach-E ile olan maceralarımı paylaşıyorum 🙂 Konumuza dönecek olursak; fosil yakıt tüketimini azaltmak ve karbon emisyonlarını düşürmek için ülkelerin elektrikli araç kullanımına yönelik teşviklerini artırması da beklenenler arasında. Ayrıca, batarya teknolojisinde yeni ilerlemeler, elektrikli araçların menzillerinin artırılması, şarj altyapılarının geliştirilmesi de yine yakın gelecekte bizimle olacağa benziyor.

Sürdürülebilir ve çevre dostu çözümler

Elektrikli araçların yükselişi, otomobil dünyasının geleceğinde beklenen tek çevreci haber değil. Doğa dostu yaklaşımlar ve sürdürülebilir çözümlerle dolu yenilikler de ufukta. Pek çok sektörün son yıllarda önemli bir gündem maddesi haline gelmiş olan çevre bilinci, otomotiv dünyası için de önemli bir konu. Geri dönüştürülmüş malzemelerden üretilen iç dizayn ekipmanları, doğa dostu kumaşların kullanımı, üretim aşamasında yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı, daha az karbon salımı yapan motor teknolojileri ve daha nice gelişme, otomotiv dünyasının beklenenleri arasında.

Sektörde yeşil devrim adını verebileceğimiz daha pek çok gelişmenin damga vurması da olası. Araçların iç tasarımdan üretim süreçlerine kadar geniş bir yelpazede sürdürülebilir çözümler, otomobillerin gelecekteki dünyasını ve tabii ki dünyamızı taçlandıracak gibi. Bir çevreci olarak hızla yaygınlaşmasını görmek istediğim gelişmelerden birisi kesinlikle sürdürülebilir çözümler.

Otonom sürüş özelliklerinde ilerlemeler

Ve tabii ki otonom sürüş özelliklerinden bahsetmemek olmaz. Beni belki de en çok heyecanlandıran konulardan bir diğeri. Hani şu sürücüsüz giden otomobiller var ya, işte tam da onlardan bahsediyorum. Yakın bir gelecekte belki de araçların şoför koltukları hep boş kalacak. Olamaz mı? Bu, çok gerçekçi bir senaryo olmasa da şu an için benzer senaryolarla sık sık karşılaşacağız gibi. Çünkü pek çok dünya devi otomobil ve teknoloji firması, otonom araçlar alanında büyük yatırımlar yapıyor. Ancak, tam otonomiye ulaşmak için biraz daha geleceği beklemek gerekecek. Çünkü birtakım zorlukları aşabilmek için yeni teknolojilerin geliştirilmesi bekleniyor.

Özellikle büyük şehirlerdeki yoğun ve karışık trafik senaryoları, yasal düzenlemeler, kişisel hakların korunması, uygun yol ve altyapı çalışmalarının tamamlanması gibi pek çok faktör var. Yine de bu konudaki çalışmaların hız kazanması ve otonom sürüşün farklı seviyelerinin piyasaya sürülmüş olması, otonom sürüş teknolojilerinin potansiyelini gösteriyor. Gelecekte tam otonom seviyeye de erişilmesi mümkün.



Otonom özelliklerin yanı sıra farklı sürüş modları da ufukta. Hatta, ben şimdiden %100 Elektrikli Ford Mustang Mach-E  ile bu modları deneme fırsatına sahibim 🙂 Mustang Mach-E, sürüş deneyimini kişisel isteklere göre uyarlıyor; Aktive, Whisper ve Untamed modları sayesinde motor seslerini, ortam aydınlatmasını ve hatta aracın tepki verme hızını kişiselleştirmek mümkün. 

Akıllı şehirlerin kurulması

Otonom sürüş özellikleri, farklı sürüş modları, otomobil ve yapay zeka teknolojisindeki gelişmeler, yalnızca bireysel kullanımla sınırlı kalmayacak muhtemelen. Ve önemli bir toplumsal gündem haline de gelecek. Bu da akıllı şehirler gibi bir konseptin hayatımıza girmesi anlamını taşıyabilir. Şehirlerin, otomobillerin geleceği ile ne ilgisi var ki diye düşünmeye başlamadan hemen araya gireyim. Eğer başta otonom sürüş özellikleri olmak üzere otomobiller kendi başlarına -bir sürücünün aracı sürmesine ihtiyaç kalmaksızın- yolda gidebilecekse, bu şehirlerin de birtakım düzenlemelerden geçmesi anlamını taşıyor. Yollardaki alt yapı çalışmalarının bu doğrultuda düzenlenmesi, akıllı şarj istasyonlarının kurulması ve otonom araçların kendi kendini şarja takabilmesi için uygun çevresel yapılanmaların tamamlanması gibi pek çok gelişmeyi de beraberinde getirebilir. Belki de gelecekte şehirlere akıllı taksi durakları kurulacak ve birtakım mobil uygulamalar üzerinden bağlantıya geçilebilecek.

Sosyal dünya ile bağlantı sağlayan araç özelliklerinin geliştirilmesi

Bir düşünelim; otomobiliniz size en yakın kafeyi önerse ya da zevkinize uygun bir restoranda sizin için rezervasyon yaptırsa, nasıl olur? Ya da arkadaşlarınızla buluşma ayarlasa, arabaya bindiğinizde en sevdiğiniz dizinin kaldığınız bölümünü başlatsa? Siz keyifle buluşmalarınıza hazırlanırken veya dizinizi izleyip, müziğinizi dinlerken sizi istediğiniz yere götürse? Yani adeta bir eğlence merkezine dönüşse? Tüm bunlar, yakın gelecekte hayallerimizi süslemenin ötesine geçebilir. Bağlantılı araçlar, yani kendi internet erişimi olan ve verileri başka cihazlarla da paylaşabilen araçlar, otomobil dünyasının belki de gelecekte en çok parlayan yıldızı olabilir. Yalnızca yolculuk vadetmenin ötesinde bağlantılı araçlar, adeta kişisel mobil cihazlarımıza dönüşebilir.

Çoğu macerama tanıklık ettiğiniz Ford Mustang Mach-E de adeta benim eğlence merkezim. Araç içi iletişim ve eğlence sistemi olan Ford SYNC 4A ile konuşma, ses tanıma, kablosuz akıllı telefon entegrasyonu, sezgisel 15,5″ dokunmatik ekran ve çok daha fazlasını deneyimleyebiliyorum. Halihazırda gelişmiş teknolojinin keyfini sürebiliyor olsam da gelecekte bağlantılı araçlar bizi daha pek çok özelliği ile şaşırtacak diyebilirim.

Kısacası, otomobil dünyasının sıra dışı geleceğinde bizi bekleyen yepyeni heyecanlar var. Uçan arabalar yalnızca filmlerin unutulmaz bir parçası olarak mı hafızalarımızda kalır yoksa gerçekten de hayatımıza dahil olur mu bilinmez ama kesin olan bir şey varsa o da otomobil dünyasının hiç olmadığı kadar yenilik dolu olduğu. Kim bilir belki bir gün gökyüzünde bulutların arasında sıkışıp kaldığım bir trafikteyken size yazarım 🙂 Daha fazlası için yazılarımı ve Instagram hesabımı takip etmeyi unutmayın.

İlginizi çekebilir: Virtual Influencer’lar: Kim bu sıra dışı influencer’lar? Takip etmeniz gerekenler?

Sürdürülebilir çözümlerin izinde: VitrA’dan dünyanın ilk ve tek %100 geri dönüştürülmüş seramik lavabosu

‘Biricik’ dünyamız günden güne artan çevreler baskılar ve azalan doğal kaynak sorunları ile karşı karşıya. İklim krizi, küresel ısınma, atık sorunları, hava kirliliği ve daha nice çevresel sıkıntı, hem dünyamızın hem de insanlığın geleceğini tehdit ediyor. Bu nedenle, sürdürülebilir yaşam alışkanlıklarına sahip olmanın önemi her zamankinden kat ve kat daha fazla. Böylesi bir gerçekliğin farkında olan tüm endüstrilerde de yenilikçi ve çevre dostu ürünlerin geliştirilmesi oldukça büyük bir öneme sahip. Bu bağlamda VitrA, büyük bir adım atarak çevreye saygısını ve döngüsel ekonomiye olan katkısını gözler önüne seriyor.



VitrA’dan bir ilk; %100 geri dönüştürülmüş seramik lavabo

Çevresel ayak izlerini azaltma yolunda önemli adımlar atan VitrA, sektörün değişim öncülerinden biri olarak bizi yeni çevre dostu lavabosu ile tanıştırıyor. Dünyanın ilk ve tek %100* geri dönüştürülmüş seramik lavabosu özelliğini taşıyan bu lavabo, atık olarak kabul edilen malzemelere yeniden hayat veriyor. Yeni çevre dostu lavaboların içerik olarak yaklaşık %100’ü, kırık seramikler de dahil olmak üzere üretim sürecinde ortaya çıkan ve bertarafa giden atıklardan oluşuyor.

VitrA’nın sürdürülebilirlik konusundaki vizyon ve öncülüğünü yansıtan bu yenilikçi ve çevre dostu lavabolarla, seramik sektöründe sürdürülebilir tasarım konusunda da yeni bir standart ortaya çıkıyor. Tasarım harikası ve fonksiyonel bir ürün olmanın ötesinde geri dönüştürülmüş seramik lavabolar, çevresel bilinç ve sürdürülebilir yaşam tarzlarını da destekleyen güçlü bir mesaj taşıyor.

%30 oranında iyileşen küresel ısınma potansiyeli

ISO 14040:2006 ve 14044:2006 standartlarına uygun yapılan Yaşam Döngüsü Değerlendirmesi sonuçlarına göre, atıkların kullanılması çevresel etkilerden küresel ısınma potansiyelini %30 oranında iyileştiriyor. Geri dönüştürülmüş lavaboların üretilmesi sayesinde, ürün başına, daha az hammadde kullanılarak %36’lık iyileştirmeyle yaklaşık 5 kilogram hammadde tasarrufu ve %38 iyileştirmeyle 2,48 Kwh elektrik tasarrufu elde edilmesi hedefleniyor.

Sadece bir lavabo olma işleviyle kalmayan, çevresel sürdürülebilirliğe yönelik geniş bir vizyonu temsil eden bu ürün, çevreye duyarlı bir gelecek için atılmış çok büyük bir adım. Eczacıbaşı Yapı Gereçleri’nin çevre dostu lavabolarla benimsediği bu üretim yaklaşımı, döngüsel ekonomiye katkıyı da en üst seviyeye çıkarıyor.

Sürdürülebilir bir gelecek için hijyenik ve şık bir ilham kaynağı

Küresel ısınma potansiyelini iyileştiren, çevre dostu bir tasarım harikası olmasının ötesinde VitrA’nın geri dönüştürülmüş lavaboları, hijyen endişesini de ortadan kaldırıyor; çünkü bu lavabolar VitrA Hygiene teknolojisiyle kaplanıyor. Bakteri gelişimini %99,9 oranında önleyen VitrA Hygiene teknolojisi sayesinde, seramik lavaboların kullanımı sırasında yüzeye bulaşan bakteriler etkisiz hale geliyor. Böylece, bir numaralı önceliğimiz olan hijyenden ödün vermeden çevre dostu seçimler yapmak da kolaylaşıyor.



Ayrıca, her zevke, her alana uygun seçimler yapmak da yine VitrA ile oldukça kolay. Bilecik, Bozüyük’teki VitrA Üretim Kampüsü’nde geliştirilen yenilikçi çözümler sayesinde üretimine başlanan bu çevre dostu çanak lavabolar, ilk olarak mat bej renkte ve 5 formda tasarlanmış olsa da VitrA’nın geri dönüştürülmüş ürün gamına yeni ürün ve renklerin eklenmesi de planlanıyor.

VitrA %100 geri dönüştürülmüş seramik lavabonun hikayesi, gelecekteki çevre dostu ürünler ve teknolojiler için de büyük bir ilham kaynağı. Daha sürdürülebilir bir dünya için gelecekte atılacak tüm adımlara şimdiden ilham olduğu kesin. Siz de yaşam alanlarınızı çevre dostu bir bilinç ile şekillendirmek ve bir eşi daha olmayan dünyamızın geleceği için önemli bir adım atmak istiyorsanız hemen tıklayıp VitrA %100 geri dönüştürülmüş seramik lavabo çeşitlerini keşfedebilirsiniz.

* İçerik olarak yaklaşık %100’ü üretim sürecinde ortaya çıkan ve bertarafa giden atıklardan üretilmiştir.

* Bu içerik VitrA katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlgili Makale