X

Apple, Apple Watch Series 8’i ve yeni Apple Watch SE’yi duyurdu

Apple Watch Series 8’de yenilikçi bir sıcaklık sensörü de dahil olmak üzere sınıfının en iyisi sağlık özellikleri ve ciddi trafik kazaları için Trafik Kazası Algılama özelliği bulunuyor. Yeniden tasarlanan Apple Watch SE ise temel Apple Watch deneyimini yeni bir başlangıç fiyatıyla sunuyor.

Apple 7 Eylül’de geçekleşen etkinliğinde, en çok satan iki akıllı saat modeline çığır açıcı teknolojiler ve performansın yanı sıra güvenlikle ilgili önemli inovasyonlar getiren Apple Watch Series 8Apple ’i ve yeni Apple Watch SEApple ’yi tanıttı. Apple Watch Series 8’in çok sevilen tasarımı büyük bir Hep Açık Retina Ekran’a ve çatlamaya dayanıklı güçlü bir ön kristale sahip. Tüm gün süren 18 saatlik pil ömrüyle Apple Watch Series 8 sıcaklık algılama becerileri, Trafik Kazası Algılama ve uluslararası dolaşım gibi yenilikler getirerek EKG uygulaması ve düşme algılama gibi sınıfının en iyisi sağlık ve güvenlik özelliklerini daha da ileriye taşıyor. Yeni Apple Watch SE ise Aktivite takibi, yüksek ve düşük kalp atış hızı bildirimleri ve Acil SOS özelliği dahil olmak üzere temel Apple Watch deneyimini sunuyor. Buna ek olarak yeni Trafik Kazası Algılama özelliğine ve üç klasik kasa rengiyle mükemmel bir uyum içinde olan tümüyle yeniden tasarlanmış bir arka kasaya sahip Apple Watch SE, 5.999 TL’den başlayan fiyatlarla satışa sunuluyor. Her iki model de Ay ve Metropolitan gibi yeni ve daha özelleştirilebilir kadranlar, gelişmiş Antrenman uygulaması, uyku evreleri, türünün ilk örneği bir AFib Geçmişi özelliği ve yepyeni bir İlaçlar uygulaması sunan watchOS 9’dan güç alıyor.

“Müşterilerden Apple Watch’un sevdikleriyle bağlantıda kalmalarına, daha aktif olmalarına ve daha sağlıklı bir yaşam sürmelerine nasıl yardımcı olduğunu duyuyoruz.” açıklamasını yapan Apple COO’su Jeff Williams sözlerine şöyle devam etti: “Apple Watch Series 8, öncü teknolojilerin eklenmesiyle bu konulara verdiğimiz önemi pekiştirirken Apple Watch SE de gelişmiş temel özellikleri yeni bir başlangıç fiyatıyla sunuyor. Gücünü watchOS 9’dan alan bu en üstün akıllı saatler her zamankinden daha fazla özelliğe sahip.”

Bilekten Sıcaklık Algılama Özelliği

Apple Watch Series 8 çift sensörlü tasarımıyla sıcaklık algılamaya benzersiz bir yaklaşım getiriyor. Sensörlerden biri saatin arka kısmında, tene en yakın bölgede, diğeriyse hemen ekranın altında bulunuyor. Böylece dış ortamdan kaynaklanan sapmaları azaltıyor.

Gece ölçülen bilek sıcaklığı genel vücut sıcaklığı için iyi bir gösterge olabiliyor. Apple Watch Series 8’deki sensörler uyku sırasında bilek sıcaklığını her beş saniyede bir kontrol ediyor ve 0.1 °C kadar küçük değişimleri bile ölçebiliyor. Kullanıcılar egzersiz, uçak yolculuğu sonrası yorgunluk, hatta hastalık gibi etkenlere bağlı olarak referans sıcaklıkta geceden geceye oluşabilecek değişimleri Sağlık uygulamasında görebiliyor.

Trafik Kazası Algılama 

Apple, Trafik Kazası Algılama özelliğini sunabilmek için gelişmiş bir sensör füzyonu algoritması geliştirdi. Bu algoritma Apple Watch’taki yeni ve daha güçlü jiroskop ve ivmeölçerden yararlanıyor. Apple Watch’taki ivmeölçer, tüm akıllı saatlerdeki en yüksek dinamik aralığa sahip ivmeölçer olma özelliğini taşıyor. Algoritmayı oluşturmak amacıyla, profesyonel çarpışma testi laboratuvarlarında bu yeni hareket sensörlerinden elde edilen veriler toplandı. Yaygın olarak kullanılan binek otomobillerle gerçekleştirilen testlerde önden, arkadan, yandan darbe ve devrilme dahil, yaşanmış gerçek kazaların simülasyonları kullanıldı. Trafik Kazası Algılama özelliği, hareket verilerine ek olarak barometreyi, GPS’i ve iPhone’daki mikrofonu da girdi olarak kullanarak ciddi bir trafik kazasının göstergesi olabilecek benzersiz modelleri algılayabiliyor.

Apple Watch, ciddi bir trafik kazası algıladığında kullanıcıyla iletişim kuruyor ve 10 saniyelik bir geri sayımın ardından kullanıcı tepki vermezse acil çağrı merkezini arıyor. Kullanıcının aygıtının konumu acil durum müdahale ekiplerinin yanı sıra kullanıcının acil durum kişilerine de gönderiliyor. Apple Watch’taki Trafik Kazası Algılama özelliği ve iPhone kusursuz biçimde birlikte çalışarak kullanıcılara etkili bir şekilde yardım ulaştırılmasını sağlıyor. Ciddi bir trafik kazası algılandığında, kullanıcının yakınında bulunma olasılığı yüksek olan Apple Watch’ta acil çağrı merkezini arama arayüzü gösteriliyor. Ardından olabilecek en iyi bağlantı için erişim alanında bulunuyorsa iPhone üzerinden arama yapılıyor.

Düşük Güç Modu

Kullanıcıların daha da uzun süre bağlantıda kalmalarını sağlayan yeni Düşük Güç Modu, Apple Watch Series 8’de pil ömrünü uzatarak iPhone ile beraberken 36 saate kadar ulaştırabiliyor.2 Bu yeni mod Hep Açık Retina Ekran, otomatik antrenman başlatma, kalp sağlığı bildirimleri dahil birçok sensörü ve özelliği geçici olarak devre dışı bırakıyor veya sınırlıyor.

watchOS 9

Yazılımın en yeni sürümü, dünyanın lider giyilebilir işletim sistemine yeni özellikler ve gelişmiş deneyimler getiriyor:

  • Bu sonbaharda gelecek uluslararası dolaşım sayesinde kullanıcılar yurt dışı seyahatlerinde hücresel ağa bağlı kalabiliyor. Dünya genelinde 30’dan fazla iletişim operatörü üzerinden sunulacak tarifeler, düşük bir ek ücret karşılığında veya ek ücret ödemeden iPhone’dan Apple Watch’u kapsayacak şekilde genişletilebiliyor.3
  • AFib tanısı konulmuş kullanıcılar, FDA onaylı AFib Geçmişi4 özelliğini etkinleştirdiklerinde kalp ritminin ne sıklıkta AFib belirtileri gösterdiğine dair tahminler gibi önemli bilgilere erişebiliyor, böylece kendi durumları hakkında daha ayrıntılı bilgiler edinebiliyor. Kullanıcılar önceki haftaya ilişkin bir ölçüm içeren bildirimler alıyor, ayrıca iPhone’daki Sağlık uygulamasından uyku, alkol tüketimi ve egzersiz gibi AFib’i etkileyebilecek yaşam tarzı etkenlerini de kapsayan detaylı geçmiş görünümüne erişebiliyor. Üstelik kullanıcılar AFib geçmişini ve yaşam tarzı etkenlerini detaylı bir şekilde gösteren, daha bilinçli görüşmeler yapabilmek için doktorlar ve sağlık görevlileriyle kolayca paylaşabilecekleri bir PDF belgesini de aygıtlarına indirebiliyor. watchOS 9’daki türünün ilk örneği olan AFib Geçmişi özelliği, dünyanın dört bir yanındaki sağlık otoritelerinden bir dizi yerel izin ve onay aldı. Özellik ABD, Avustralya,5 Kanada, Avrupa, Hong Kong, Meksika, Güney Afrika ve Birleşik Krallık dahil 100’den fazla ülke ve bölgede kullanıma sunulacak.
  • watchOS 9’da tamamen yeniden tasarlanan Pusula uygulaması üç farklı görünümde daha ayrıntılı bilgiler gösteriyor. Uygulama aynı anda hem analog pusula kadranını hem de dijital görünümü gösteren yeni bir hibrit görünüme sahip. Digital Crown çevrildiğinde enlem, boylam, yükseklik ve eğim bilgilerinin yer aldığı ek bir görünümün yanı sıra Pusula Ara Noktaları ve Backtrack özelliklerini gösteren yön bulma görünümü de gösteriliyor. Backtrack özelliği GPS verilerini kullanarak kullanıcının daha önce geçtiği yerleri gösteren bir yol oluşturuyor. Böylece yönünü şaşıran veya kaybolan kullanıcıların geldikleri yoldan geri dönebilmelerini sağlıyor. Özellik, şebeke sinyalinin olmadığı yerlerde arka planda otomatik olarak etkinleştirilebiliyor. Pusula Ara Noktaları, belirli bir konumu veya ilgi çekici bir yeri doğrudan uygulamanın içinde işaretlemek için kolay ve pratik bir yol sunuyor. Kullanıcılar Pusula Ara Noktaları simgesine dokunarak ara nokta ekleyebiliyor. Ara noktalardan biri seçildiğinde, ara nokta yönünün hedeflenmiş görünümü ve ara noktanın yaklaşık ne kadar uzakta olduğu gösteriliyor.

  • watchOS 9’daki Antrenman uygulaması Bölümler, Tur Süreleri ve Yükseklik gibi daha hassas antrenman verileri sağlayan yeni seans içi görünümler sunuyor. Kullanıcılar ayrıca Özel Antrenmanlar, Kalp Atış Hızı Bölgeleri ve bu yıl içinde kullanıma sunulacak Race Route gibi gelişmiş antrenman deneyimleriyle antrenmanlarını iyileştirebiliyor. Yeni Multisport antrenmanı, triatlonlar veya birbirini izleyen yüzme, bisiklet ya da koşu aktiviteleri için otomatik algılama özelliğini kullanarak antrenmanlar arasında kolayca geçiş yapıyor ve geçiş zamanlarını kaydediyor. watchOS 9 ayrıca kullanıcıların ne kadar verimli koştuklarını takip edebilmeleri için daha da fazla veri ve özellik sunuyor. Adım Uzunluğu, Yerle Temas Süresi ve Dikey Salınım gibi yeni koşu stili ölçümleri Antrenman Görünümleri’ne eklenebiliyor.
  • watchOS 9’daki Uyku Takibi özelliği ise yeni eklenen uyku evreleri ile daha da fazla bilgi sunuyor. Apple Watch ivmeölçer ve kalp atış hızı sensörü sayesinde kullanıcıların REM, Yüzeyel veya Derin uyku evrelerine ne zaman geçtiğini tahmin edebiliyor. Uyku evresi verileri doğrudan Apple Watch’taki Uyku uygulamasında görüntüleniyor. Kullanıcılar interaktif uyku evreleri grafiklerinin yanı sıra uykuda geçen süre, kalp atış hızı veya solunum hızı gibi daha detaylı bilgilere iPhone’daki Sağlık uygulamasında gösterilen uyku karşılaştırma grafiklerinden erişebiliyor.
  • Apple Watch ve iPhone’daki yeni İlaçlar deneyimi kullanıcıların ilaçları, vitaminleri ve besin takviyelerini kontrol ve takip etmelerine yardımcı oluyor. Bu deneyim sayesinde kullanıcılar ilaç listeleri hazırlayıp programlar ve anımsatıcılar oluşturabiliyor ve Sağlık uygulamasında ilaçlarıyla ilgili bilgileri görebiliyor.6

Apple Watch Series 8 Ürün Serisi

Apple Watch Series 8, farklı kişisel stillere uyum sağlamak üzere çeşitli kasa, renk ve kayış seçenekleriyle sunulacak. Tüm kayışlarla uyumlu olan Apple Watch Series 8, 41 mm ve 45 mm olmak üzere iki farklı boyutta alüminyum ve paslanmaz çelik kasa seçeneğiyle sunuluyor. Apple Watch Series 8 için alüminyum kasa renk seçenekleri yıldız ışığı, gece yarısı, gümüş rengi ve (PRODUCT)RED’den oluşuyor. Paslanmaz çelik kasa için ise gümüş rengi, grafit ve altın rengi seçenekleri bulunuyor. Apple Watch Studio ile Apple Watch Series 8 aynı koleksiyondaki herhangi bir kayış ile eşleştirilebiliyor. 

Apple Watch Nike ve Apple Watch Hermès de bu sonbaharda özel yeni kayışlar ve kadranlar sunacak. Nike yeni ve canlı Spor Kordon renklerine ve üzerinde “Just Do It” logosu bulunan yeni bir Spor Loop kordona sahip. Bu sonbahardan itibaren watchOS 9 yüklü bir Apple Watch’a sahip olan tüm kullanıcılar, bir Nike modeli kullanmıyor olsalar bile, Bounce kadranı için sunulacak yeni renk seçenekleri dahil olmak üzere tüm Nike saat kadranlarına erişebilecek.

Apple Watch Hermès de iki yeni kayış sunuyor: Yüzlerce mikro perforajdan oluşan sportif bir Hermès H motifine sahip H Diagonal ve parlak paslanmaz çelik zincirli, bileği iki tur saran noir deriye sahip Gourmette Metal. Ayrıca Lucky Horse adlı yeni ve eğlenceli Hermès saat kadranı yeni kayışları mükemmel bir şekilde tamamlıyor ve bileğinizi indirdiğinizde uyuyan, kaldırdığınızda ise canlanan animasyonlu bir at ile moda evinin binicilik köklerini vurguluyor.

Apple Watch SE 

Gelişmiş özellikleri yeni ve uygun bir fiyatla sunan yeni Apple Watch SE, kullanıcıların Apple Watch yolculuğuna başlamaları, Aile Ayarları ile birlikte kullanmaları veya sevdiklerine hediye etmeleri için harika bir seçenek. Apple Watch SE’deki güçlü gelişmeler arasında Apple Watch Series 8’dekiyle aynı olan ve bir önceki nesle göre yüzde 20 daha fazla hız sağlayan gelişmiş çift çekirdekli işlemciye sahip S8 SiP’nin yanı sıra Trafik Kazası Algılama ve uluslararası dolaşım özellikleri yer alıyor.

Aynı kasa tasarımına sahip Apple Watch SE, yeniden tasarlanan ve naylon kompozit malzemeden üretilmiş uyumlu arka kasasıyla şimdi her zamankinden daha hafif. watchOS 9 sayesinde Apple Watch SE kullanıcıları gelişmiş fitness ve sağlık özelliklerine ek olarak yeni Pusula uygulamasının avantajlarından da yararlanabiliyor. Tüm kayışlarla uyumlu olan Apple Watch SE, 40 mm ve 44 mm olmak üzere iki farklı boyutta alüminyum kasa ve gece yarısı, yıldız ışığı ve gümüş rengi seçenekleriyle sunuluyor. 

Apple Watch ve Çevre 

Apple Watch Series 8 ve Apple Watch SE, gezegenimiz üzerinde minimum etki yaratacak şekilde tasarlandı. Her iki modelde de kasada yüzde 100 geri dönüştürülmüş alüminyum, Taptic Engine’da yüzde yüz geri dönüştürülmüş tungsten ve tüm mıknatıslarda yüzde 100 geri dönüştürülmüş nadir bulunan toprak elementleri kullanılıyor. Apple Watch için bir ilk olarak, Apple Watch Series 8’in çok katmanlı baskı devre kartlarındaki kaplamalarda ve yeni Apple Watch SE’deki SiP kaplamalarında olmak üzere, her iki modelde de yüzde 100 geri dönüştürülmüş altın kullanıldı. Ayrıca her iki model de cıva, BFR, PVC ve berilyum içermiyor. Hiçbir Apple Watch ambalajının dış kısmında şeffaf plastik kullanılmıyor ve ambalajların yüzde 94’ü veya daha fazlasında lif kullanılıyor. Bu da Apple’ı 2025 yılının sonuna kadar ambalajlarda plastik kullanımını tamamen sona erdirme hedefine yakınlaştırıyor.

Apple bugün küresel kurumsal operasyonlarında tamamen karbon nötr olmayı başardı. 2030’a kadar ise üretim tedarik zincirinin tamamı ve bütün ürün yaşam döngüleri dahil tüm çalışmalarında yüzde 100 karbon nötr olmayı planlıyor. Bu da satılan her Apple aygıtının bileşen üretimi, montaj, nakliye, müşteri kullanımı ve şarjdan geri dönüşüm ve malzemelerin geri kazanılmasına kadar her aşamada iklim üzerinde net sıfır etkiye sahip olması demek.

Gizlilik

Gizlilik, Apple’ın tüm özelliklerinin tasarlanmasında ve geliştirilmesinde temel bir öneme sahip. Kullanıcının iPhone’u parola, Touch ID veya Face ID ile kilitli durumdayken, Tıbbi Kimlik’e eklenenler hariç Sağlık uygulamasındaki tüm sağlık ve fitness verileri şifreleniyor. iCloud’da yedeklenen tüm Sağlık verileri hem aktarılırken hem de Apple sunucularında saklanırken aynı şifreleme işleminden geçiyor. iOS ve watchOS varsayılan iki faktörlü kimlik doğrulama ve parola ile kullanıldığında, iCloud ile eşzamanlanmış Sağlık uygulaması verileri uçtan uca şifreleniyor. Böylece Apple bu verileri deşifre edecek anahtara sahip olmuyor ve dolayısıyla verileri okuyamıyor.

  1. Sıcaklık algılama özelliği tıbbi bir araç değildir ve tıbbi tanı veya tedavi amacıyla ya da başka herhangi bir tıbbi amaçla kullanıma yönelik olarak tasarlanmamıştır.
  2. Apple Watch Series 8’in pil ömrü normal kullanımda iPhone ile beraberken 36 saate ulaşabilir. 
  3. Uluslararası dolaşım, watchOS 9 yüklü Apple Watch SE, Apple Watch Series 8 ve Apple Watch Ultra ile Apple Watch Series 5’ten itibaren tüm cellular modellerde kullanılabilir. Daha fazla bilgi için apple.com/tr/watch/cellular/ adresini inceleyin.
  4. AFib Geçmişi özelliği, atriyal fibrilasyon tanısı konulmuş 22 yaş ve üzerindeki kişilerin kullanımı için uygundur.
  5. Avustralya’da bu sonbaharda kullanıma sunulacak.
  6. İlaçlar özelliği profesyonel tıbbi değerlendirmeler yerine kullanılmamalıdır. İlaç prospektüslerinde ek bilgiler sunulmaktadır ancak sağlığınızla ilgili herhangi bir karar vermeden önce lütfen bir sağlık görevlisine danışın.

 

İlginizi çekebilir: Apple Watch Ultra: En ekstrem aktivitelerden ilham alan, çığır açıcı özelliklere sahip, devrim niteliğindeki yeni tasarım

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Güne lezzetli bir başlangıç için kahvaltılık tarifler

Ne demiş şair; kahvaltının mutlulukla bir ilgisi olmalı. Sizce de öyle değil mi? Günün ilk öğününün, bize gün boyu yetecek kadar neşe ve enerji kaynağı olması gerekmiyor mu? İster sabahın çok erken saatlerinde ister öğlene yakın olsun, fark etmez; günün ilk öğünü her zaman çok önemli. Çünkü günün geri kalanını etkileyen, o günün ne kadar kaliteli bir gün olduğunu belirleyen en önemli faktörlerden biri; güne neler yiyerek başladığımız…



Ancak hepimiz biliyoruz ki, klasik kahvaltı tarifleri zamanla sıkıcı hale gelebiliyor. Yumurta, peynir, zeytin güzel bir başlangıç olsa da her gün aynı şeyleri yemek hayatlarımızda monotonluk yaratabiliyor. Dolayısıyla biraz daha yaratıcı alternatiflere ihtiyacımız var. Ama bir yandan da yoğun tempomuza ayak uydurabilmek için pratik ve besleyici olmalı. Tabii lezzetten de ödün vermek olmaz. İşte tam da bu noktada lezzeti ile, pratikliği ile, besleyiciliği ile kahvaltıların yıldızı müsli karşımıza çıkıyor. İşte müsli kullanarak hazırlayabileceğiniz lezzetli ve sağlıklı kahvaltılık tarifler:

Müslili Ekmek

Eğer kahvaltıda değişiklik yapmak ve lezzet ile besleyici değeri bir arada sunan bir alternatif arıyorsanız, müslili ekmek tam size göre. Klasik ekmek tariflerine göre çok daha zengin ve doyurucu bir seçenek sunan bu kahvaltılık tarifi, aynı zamanda çok daha lezzetli, çok daha eğlenceli. Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli’nin içeriğindeki kızılcık, kuru üzüm, elma ve marakuyalı özel karışım sayesinde enerjik bir sabaha doyurucu dilimlerle merhaba diyebilirsiniz.

Malzemeler:

Hamuru için:

  • 1 su bardağı Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli
  • 2-3 tatlı kaşığı Dr. Oetker Aktif Maya
  • 0,5 çay bardağı süt
  • 4-4,5 su bardağı un
  • 0,5 çay bardağı toz şeker
  • 1 su bardağı ılık süt
  • 1 yumurta
  • 100 gram yumuşak margarin

Üzeri için:

  • 2-3 yemek kaşığı Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli
  • 1 yemek kaşığı su

Hazırlanışı:

  • Mayayı bir kaseye alın ve üzerine yarım çay bardağı ılık sütü ilave edin. Kaşık ile birkaç kez karıştırıp 10-15 dakika bekletin.
  • Unu derin bir kaba eleyin ve üzerine beklettiğiniz mayayı ilave edin. Toz şeker, süt, yumurta ve margarini ilave edip iyice yoğurun. Üzerini kapatıp ılık ortamda 40-45 dakika bekletin.
  • Süre sonunda mayalanan hamura 1 su bardağı meyveli müsliyi ekleyin ve yoğurun. Hamuru yuvarlayıp pişirme kağıdı serilmiş fırın tepsisine alın. Üzerine su sürüp meyveli müsli serpin ve 20 dakika bekletin.
  • Fırını belirtilen dereceye ayarlayıp ısınması için önceden açın. (Alt-üst pişirme: 170 °C, Turbo pişirme: 160 °C)
  • Hamurun üzerini keskin bıçak ile 3-4 yerinden 1 cm derinliğinde kesin ve 25-30 dakika pişirin.
  • Fırından çıkarıp soğutun. Dilimleyerek servis yapın.

Çikolatalı Çıtır Smoothie Bowl

Kahvaltıda kendinizi şımartmak ve güne ‘bomba’ gibi başlamak istiyorsanız, tatlı bir kahvaltılık tarifi tam size göre olabilir. Çıtır tahıl ve çikolata parçacıkları içeren Dr. Oetker Vitalis Sütlü-Bitter Çikolatalı Çıtır Müsli ile çok pratik ve çok lezzetli bir kahvaltılık bowl hazırlayabilirsiniz.

Malzemeler:

  • 2 yemek kaşığı Dr. Oetker Vitalis Sütlü-Bitter Çikolatalı Çıtır Müsli
  • 1 adet olgun muz
  • ½ avokado
  • 1 yemek kaşığı kakao tozu
  • 1 su bardağı badem sütü

Hazırlanışı:

  • Olgun muzu, avokadoyu, kakao tozunu ve badem sütünü blender’a alın. Pürüzsüz bir kıvam alana kadar yüksek hızda karıştırın.
  • Elde ettiğiniz smoothie karışımını bir kaseye aktarın ve kahvaltılık bowl için tabanı hazırlayın.
  • Smoothie tabanın üzerine çıtır çıtır Dr. Oetker Vitalis Sütlü-Bitter Çikolatalı Çıtır Müsli’yi ekleyin. Ve harika kahvaltı kaseniz hazır.

Portakallı Muzlu Müslili İçecek

Kahvaltılarınızı bir sonraki seviyeye taşımaya hazırsanız, Dr. Oetker Vitalis Bal Bademli Çıtır Müsli ile tanışın. Bu benzersiz müsli, sadece lezzetiyle değil, aynı zamanda sağlık açısından sunduğu faydalarla da kahvaltılarınızın vazgeçilmezi olmaya aday. Hem lif hem de Vitamin B1, demir ve magnezyum gibi önemli besin öğeleri açısından zengin olan bu müsli ile harika bir kahvaltılık içecek hazırlayabilir, güne başlarken ihtiyacınız olan enerjiyi ve besinleri alabilirsiniz:



Malzemeler:

  • 50 g Dr. Oetker Vitalis Bal Bademli Çıtır Müsli
  • 1 poşet Dr. Oetker Şekerli Vanilin
  • 2 adet muz
  • 2-3 dilim ayıklanmış ve zarları çıkarılmış portakal dilimleri
  • 2 su bardağı buzdolabında soğutulmuş süt
  • 2 yemek kaşığı bal

Hazırlanışı:

  • Muzları soyup iri parçalara kesin ve mutfak robotuna alın.
  • Üzerine portakal dilimleri, süt, bal ve şekerli vanilini ilave edip meyveler ezilinceye kadar karıştırın.
  • Hazırladığınız içeceği bardaklara alın. Üzerlerine çıtır müsliyi ekleyip kaşık ile karıştırın.
  • Buzdolabında 30 dakika bekletip servis yapın.

Meyveli Mini Kahvaltılık Muffin

Güne başlarken modunuzu yükseltecek, enerjinizi yerine getirecek ve ihtiyacınız olan besin öğelerini almanızı sağlayacak ve tüm bunları yaparken de eğlenceli bir hale çevirecek muffinlere kim hayır diyebilir ki… Siz de demezseniz, Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli ile harika bir kahvaltılık hazırlayabilirsiniz.

Malzemeler:

  • ½ su bardağı Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli
  • 1 paket Dr. Oetker Hamur Kabartma Tozu
  • 1 su bardağı tam buğday unu
  • 2 yemek kaşığı bal
  • ½ su bardağı süt
  • 1 yemek kaşığı tereyağı
  • 1 adet yumurta
  • 1 adet mini muffin tepsisi

Hazırlanışı:

  • Fırını 180 derecede önceden ısıtın ve mini muffin tepsisini yağlayın.
  • Bir kasede tam buğday unu, Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli ve kabartma tozunu karıştırın.
  • Başka bir kapta süt, eritilmiş tereyağı ve yumurtayı çırpın. Islak malzemeleri kuru malzemelerin üzerine dökün ve karıştırın.
  • Hazırladığınız kek harcını mini muffin kalıplarına eşit miktarda bölün. Her bir kalıbı üçte iki oranında doldurmanız yeterli olacaktır, böylece kabardığı zaman da yeteri kadar alan kalacaktır.
  • Yaklaşık 20 dakika kadar pişirdikten sonra fırından çıkarın, birkaç dakika beklettikten sonra servis edebilirsiniz.

Bonus: Çabasız ve lezzetli kahvaltılar

Eğer daha hızlı bir şekilde lezzetli, pratik ve doyurucu kahvaltılık tarifler hazırlamak istiyorsanız, fazla çaba harcamadan da eğlenceli kahvaltılar yapabilirsiniz. Müslinizi ister sütle ister yoğurtla karıştırın; üzerine meyve, bal, biraz da kuruyemiş ekleyin ve voila! Enfes kahvaltınız hazır… Ama bir dakika; zaten eklenmişi var 🙂 Dr. Oetker Vitalis’in lezzetli, doyurucu ve sağlıklı dünyası ile klasik kahvaltılar yerine daha enerjik tariflerle güne başlayabilirsiniz.

Sağlıklı ve dengeli beslenmeyi, ‘sıkıcı’ kalıplardan çıkarmak ve her güne büyük bir neşe ile başlamak istiyorsanız Dr. Oetker Vitalis, kahvaltılarınızın vazgeçilmezi olacak. Üstelik sadece kahvaltılarınızın da değil; ara öğünlerinizde de lezzetli atıştırmalıklar olarak tüketebilirsiniz. Bu çıtır lezzetler, gününüzün her saatine enerji ve neşe katacak!

Siz de Dr. Oetker Vitalis’Dr. Oetker Vitalis’Dr. Oetker Vitalis’in Multi Meyveli Çıtır Müsli, Bal Bademli Çıtır Müsli ve Sütlü-Bitter Çikolatalı Çıtır Müsli çeşitlerinden dilediğinizi seçebilir, güne en sevdiğiniz lezzetle harika bir başlangıç yapabilirsiniz.

*Bu yazı Dr. Oetker katkılarıyla hazırlanmıştır.

Hayatın küçük tatlı sürprizlerini L’Occitane Almond Shower Oil ile yakalayın

Hayat, beklenmeyen güzelliklerle dolu bir dans gibi; eğer görmeyi, fark etmeyi bilirsek hayatın şaşırtıcı güzellikteki tatlı anlarını sık sık yakalayabiliriz. Bazen uzun zamandır görmediğimiz bir arkadaşımızla yolda karşılaştığımız, bazense tatlı bir yağmurun ardından çıkan gökkuşağını gördüğümüz o ‘an’da gizli olabilir mutluluk. Bu, beklenmedik ama her zaman iyi hissetmemizi sağlayan hoş sürprizler, hayatın şaşırtıcı güzellikteki anlarından yalnızca birkaçı olsa da tüm gün yüzümüzü güldürmeye yetebilir.



Yakalamak için istekli olursak hayatın monoton akışına biraz olsun ara vermemizi sağlayan ve yaşamın ne kadar büyüleyici olduğunu hatırlatan pek çok tatlı sürpriz bulabiliriz. Tıpkı L’Occitane Almond Shower Oil’in su ile buluştuğunda yağ kıvamından köpüğe dönüşen sürprizli formu gibi.

Sürprizlerle dolu keyif veren bir deneyim

Mutluluk veren, keyif dolu ve sürprizli anlar dediğimizde şüphesiz ki kendimize ayırdığımız zamanların önemi ve yeri çok büyük. Çünkü, günlük hayatın koşturması içerisinde kendimizi şımartabildiğimiz, bedenimizin ve zihnimizin ihtiyaçlarını karşılayabildiğimiz bu özel anlar, monotonluğun içinden bize göz kırpan küçük sürprizler gibi. Özellikle de kişisel bakım ritüellerini taçlandıran L’Occitane Almond Shower Oil ile sürprizlerin hiç sonu yok. Bu özel duş bakım yağı, suyla buluştuğu anda değişen formu ile bize sıradan görünen anları bile özel kılan küçük sürprizler sunuyor.

Almond Shower Oil’in içeriğindeki badem yağı, su ile birleştiğinde anında yoğun keyif verici bir köpüğe dönüşüyor, bize de tatlı küçük sürprizlerle dolu dokunuşların cildimizde bıraktığı o yumuşacık etkinin keyfini sürmek kalıyor. Tabii, o tatlı ve küçük sürprizler Badem Duş Yağı’nın yalnızca köpüren özel formülünde saklı değil, kokusu da bambaşka bir heyecan.

Kokuların duyuları harekete geçiren büyülü dünyası

Bazen sizin de bir kokunun esintisiyle geçmişe doğru kısa bir yolculuğa çıktığınızı hissettiğiniz oluyor mu? Kabul edelim, hayatın içindeki tatlı sürprizli anlarda kokuların da etkisi oldukça büyük. Belki çocukluğunuzdan keyifli bir anı hatırlatan nostaljik bir koku, belki gençliğinizde kullandığınız eski bir parfümün rüzgarla karışmış hali, belki de taze biçilmiş çimlerin havada dağılan dansı… Kokular da sürprizli anların başrol oyuncusu olabiliyor.



Tıpkı, Almond Shower Oil’in tatlı bademin mis kokusunu cildimizde bırakması gibi. Üstelik vegan içeriği ile tüm cilt tiplerine de uygun olan bu bakım yağı, duyuları harekete geçiren büyülü bir dünyanın da kapısını aralıyor. Hayatın bitmeyen telaş ve karmaşasında her şeyden biraz da olsa uzaklaşıp, o büyülü dünyaları keşfetmek hepimizin ihtiyacı değil mi? Daha fark edilmeyi bekleyen onca tatlı sürpriz varken…

Şaşırtıcı üçlü etki

Köpüren özel formül, büyülü dünyalara açılan mis badem kokusu, tabii bir de şaşırtıcı üçlü etki. L’Occitane Almond Shower Oil ile hayatın sürprizlerle dolu anlarını yakalamak çok kolay. Özel vegan formülü, cildi hem temizliyor hem nemlendiriyor hem de onarıyor. Bu üç etkiyi bir arada bulabilmek de en tatlı sürprizlerden biri.

Badem Duş Yağı, özel köpük yapısı ile cildi temizliyor, içeriğindeki omega 6 ve 9 bakımından zengin tatlı badem yağı ve üzüm çekirdeği yağı ile ilk kullanımda nemlendirme etkisi sağlıyor ve cildi besleyerek ışıl ışıl bir görünüme kavuşturuyor.

Elbette, hayatta daha yakalanmayı bekleyen pek çok şaşırtıcı tatlı an var. Bazıları, bir anda karşımıza çıksa da bazen de bu anları biz yaratabiliriz. Bakım rutinlerimize L’Occitane Almond Shower Oil’i eklemek, tanımadığımız birine iltifat etmek ya da sevdiğimiz birine uzun zamandır istediği bir şeyi satın almak, hayatımızda o tatlı sürprizleri artırmaya ve yaşamın keyfini doyasıya çıkarmaya yardımcı olabilir.

Hiç vakit kaybetmeden birinden başlamak istiyorsanız hemen tıklayıp sürprizlerle dolu L’Occitane Almond Shower Oil dünyasını keşfedebilirsiniz.

Sıra dışı bir gelecek: Otomobil dünyasında bizi neler bekliyor?

Teknolojinin, yapay zekanın ve çevre bilincinin hızla geliştiği günümüzde otomotiv dünyası da bu gelişmelerden geri kalmıyor ve inovasyonlarla ve merakla dolu bir sektöre dönüşüyor. Son yıllarda elektrikli araçlar, otonom sürüş özellikleri, akıllı yol çözümleri gibi konularla pek çok gelişime imza atan otomobil dünyasında gelecekte bizi daha nelerin beklediği büyük bir merak konusu. Hepsi çok heyecan verici olsa da en çok merak edilen sorulardan ve benim de heyecanla beklediğim gelişmelerden biri; uçan arabaların hayatımıza girip girmeyeceği 🙂 Uçan arabalar yakın zamanda hayatımıza dahil olur mu bunu bilmiyorum ama otomotiv endüstrisinin geleceği hakkında kendi perspektifimden ele alacağım pek çok konu var. Gelin, benim de bir parçası olduğum bu sıra dışı gelecekte bizi neler bekliyor olabilir birlikte bakalım.



Elektrikli otomobillerin hızlı yükselişi

Geçtiğimiz yıllarda pek çok otomobil markası, yakın gelecekte elektrikli araç üretimine ağırlık vereceğini açıklamıştı, hatta dünya çapında tamamen elektrikli araç üretimine geçmeyi planladığını belirten markalar da var. Elektrikli araçların hayatımıza dahil olması çok yeni bir gelişme olmasa da yaygınlaşması ve popülerliğinin artması son zamanlarda daha bir artış gösterdi. Gelecekte de elektrikli araçların üretiminin ve kullanıcısının artması sektörünün en beklenen gelişmeleri arasında.

Bildiğiniz gibi ben de elektrikli otomobil tutkunlarından biriyim ve sık sık sizlerle Instagram hesabımdan %100 Elektrikli Ford Mustang Mach-E ile olan maceralarımı paylaşıyorum 🙂 Konumuza dönecek olursak; fosil yakıt tüketimini azaltmak ve karbon emisyonlarını düşürmek için ülkelerin elektrikli araç kullanımına yönelik teşviklerini artırması da beklenenler arasında. Ayrıca, batarya teknolojisinde yeni ilerlemeler, elektrikli araçların menzillerinin artırılması, şarj altyapılarının geliştirilmesi de yine yakın gelecekte bizimle olacağa benziyor.

Sürdürülebilir ve çevre dostu çözümler

Elektrikli araçların yükselişi, otomobil dünyasının geleceğinde beklenen tek çevreci haber değil. Doğa dostu yaklaşımlar ve sürdürülebilir çözümlerle dolu yenilikler de ufukta. Pek çok sektörün son yıllarda önemli bir gündem maddesi haline gelmiş olan çevre bilinci, otomotiv dünyası için de önemli bir konu. Geri dönüştürülmüş malzemelerden üretilen iç dizayn ekipmanları, doğa dostu kumaşların kullanımı, üretim aşamasında yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı, daha az karbon salımı yapan motor teknolojileri ve daha nice gelişme, otomotiv dünyasının beklenenleri arasında.

Sektörde yeşil devrim adını verebileceğimiz daha pek çok gelişmenin damga vurması da olası. Araçların iç tasarımdan üretim süreçlerine kadar geniş bir yelpazede sürdürülebilir çözümler, otomobillerin gelecekteki dünyasını ve tabii ki dünyamızı taçlandıracak gibi. Bir çevreci olarak hızla yaygınlaşmasını görmek istediğim gelişmelerden birisi kesinlikle sürdürülebilir çözümler.

Otonom sürüş özelliklerinde ilerlemeler

Ve tabii ki otonom sürüş özelliklerinden bahsetmemek olmaz. Beni belki de en çok heyecanlandıran konulardan bir diğeri. Hani şu sürücüsüz giden otomobiller var ya, işte tam da onlardan bahsediyorum. Yakın bir gelecekte belki de araçların şoför koltukları hep boş kalacak. Olamaz mı? Bu, çok gerçekçi bir senaryo olmasa da şu an için benzer senaryolarla sık sık karşılaşacağız gibi. Çünkü pek çok dünya devi otomobil ve teknoloji firması, otonom araçlar alanında büyük yatırımlar yapıyor. Ancak, tam otonomiye ulaşmak için biraz daha geleceği beklemek gerekecek. Çünkü birtakım zorlukları aşabilmek için yeni teknolojilerin geliştirilmesi bekleniyor.

Özellikle büyük şehirlerdeki yoğun ve karışık trafik senaryoları, yasal düzenlemeler, kişisel hakların korunması, uygun yol ve altyapı çalışmalarının tamamlanması gibi pek çok faktör var. Yine de bu konudaki çalışmaların hız kazanması ve otonom sürüşün farklı seviyelerinin piyasaya sürülmüş olması, otonom sürüş teknolojilerinin potansiyelini gösteriyor. Gelecekte tam otonom seviyeye de erişilmesi mümkün.



Otonom özelliklerin yanı sıra farklı sürüş modları da ufukta. Hatta, ben şimdiden %100 Elektrikli Ford Mustang Mach-E  ile bu modları deneme fırsatına sahibim 🙂 Mustang Mach-E, sürüş deneyimini kişisel isteklere göre uyarlıyor; Aktive, Whisper ve Untamed modları sayesinde motor seslerini, ortam aydınlatmasını ve hatta aracın tepki verme hızını kişiselleştirmek mümkün. 

Akıllı şehirlerin kurulması

Otonom sürüş özellikleri, farklı sürüş modları, otomobil ve yapay zeka teknolojisindeki gelişmeler, yalnızca bireysel kullanımla sınırlı kalmayacak muhtemelen. Ve önemli bir toplumsal gündem haline de gelecek. Bu da akıllı şehirler gibi bir konseptin hayatımıza girmesi anlamını taşıyabilir. Şehirlerin, otomobillerin geleceği ile ne ilgisi var ki diye düşünmeye başlamadan hemen araya gireyim. Eğer başta otonom sürüş özellikleri olmak üzere otomobiller kendi başlarına -bir sürücünün aracı sürmesine ihtiyaç kalmaksızın- yolda gidebilecekse, bu şehirlerin de birtakım düzenlemelerden geçmesi anlamını taşıyor. Yollardaki alt yapı çalışmalarının bu doğrultuda düzenlenmesi, akıllı şarj istasyonlarının kurulması ve otonom araçların kendi kendini şarja takabilmesi için uygun çevresel yapılanmaların tamamlanması gibi pek çok gelişmeyi de beraberinde getirebilir. Belki de gelecekte şehirlere akıllı taksi durakları kurulacak ve birtakım mobil uygulamalar üzerinden bağlantıya geçilebilecek.

Sosyal dünya ile bağlantı sağlayan araç özelliklerinin geliştirilmesi

Bir düşünelim; otomobiliniz size en yakın kafeyi önerse ya da zevkinize uygun bir restoranda sizin için rezervasyon yaptırsa, nasıl olur? Ya da arkadaşlarınızla buluşma ayarlasa, arabaya bindiğinizde en sevdiğiniz dizinin kaldığınız bölümünü başlatsa? Siz keyifle buluşmalarınıza hazırlanırken veya dizinizi izleyip, müziğinizi dinlerken sizi istediğiniz yere götürse? Yani adeta bir eğlence merkezine dönüşse? Tüm bunlar, yakın gelecekte hayallerimizi süslemenin ötesine geçebilir. Bağlantılı araçlar, yani kendi internet erişimi olan ve verileri başka cihazlarla da paylaşabilen araçlar, otomobil dünyasının belki de gelecekte en çok parlayan yıldızı olabilir. Yalnızca yolculuk vadetmenin ötesinde bağlantılı araçlar, adeta kişisel mobil cihazlarımıza dönüşebilir.

Çoğu macerama tanıklık ettiğiniz Ford Mustang Mach-E de adeta benim eğlence merkezim. Araç içi iletişim ve eğlence sistemi olan Ford SYNC 4A ile konuşma, ses tanıma, kablosuz akıllı telefon entegrasyonu, sezgisel 15,5″ dokunmatik ekran ve çok daha fazlasını deneyimleyebiliyorum. Halihazırda gelişmiş teknolojinin keyfini sürebiliyor olsam da gelecekte bağlantılı araçlar bizi daha pek çok özelliği ile şaşırtacak diyebilirim.

Kısacası, otomobil dünyasının sıra dışı geleceğinde bizi bekleyen yepyeni heyecanlar var. Uçan arabalar yalnızca filmlerin unutulmaz bir parçası olarak mı hafızalarımızda kalır yoksa gerçekten de hayatımıza dahil olur mu bilinmez ama kesin olan bir şey varsa o da otomobil dünyasının hiç olmadığı kadar yenilik dolu olduğu. Kim bilir belki bir gün gökyüzünde bulutların arasında sıkışıp kaldığım bir trafikteyken size yazarım 🙂 Daha fazlası için yazılarımı ve Instagram hesabımı takip etmeyi unutmayın.

İlginizi çekebilir: Virtual Influencer’lar: Kim bu sıra dışı influencer’lar? Takip etmeniz gerekenler?

Sürdürülebilir çözümlerin izinde: VitrA’dan dünyanın ilk ve tek %100 geri dönüştürülmüş seramik lavabosu

‘Biricik’ dünyamız günden güne artan çevreler baskılar ve azalan doğal kaynak sorunları ile karşı karşıya. İklim krizi, küresel ısınma, atık sorunları, hava kirliliği ve daha nice çevresel sıkıntı, hem dünyamızın hem de insanlığın geleceğini tehdit ediyor. Bu nedenle, sürdürülebilir yaşam alışkanlıklarına sahip olmanın önemi her zamankinden kat ve kat daha fazla. Böylesi bir gerçekliğin farkında olan tüm endüstrilerde de yenilikçi ve çevre dostu ürünlerin geliştirilmesi oldukça büyük bir öneme sahip. Bu bağlamda VitrA, büyük bir adım atarak çevreye saygısını ve döngüsel ekonomiye olan katkısını gözler önüne seriyor.



VitrA’dan bir ilk; %100 geri dönüştürülmüş seramik lavabo

Çevresel ayak izlerini azaltma yolunda önemli adımlar atan VitrA, sektörün değişim öncülerinden biri olarak bizi yeni çevre dostu lavabosu ile tanıştırıyor. Dünyanın ilk ve tek %100* geri dönüştürülmüş seramik lavabosu özelliğini taşıyan bu lavabo, atık olarak kabul edilen malzemelere yeniden hayat veriyor. Yeni çevre dostu lavaboların içerik olarak yaklaşık %100’ü, kırık seramikler de dahil olmak üzere üretim sürecinde ortaya çıkan ve bertarafa giden atıklardan oluşuyor.

VitrA’nın sürdürülebilirlik konusundaki vizyon ve öncülüğünü yansıtan bu yenilikçi ve çevre dostu lavabolarla, seramik sektöründe sürdürülebilir tasarım konusunda da yeni bir standart ortaya çıkıyor. Tasarım harikası ve fonksiyonel bir ürün olmanın ötesinde geri dönüştürülmüş seramik lavabolar, çevresel bilinç ve sürdürülebilir yaşam tarzlarını da destekleyen güçlü bir mesaj taşıyor.

%30 oranında iyileşen küresel ısınma potansiyeli

ISO 14040:2006 ve 14044:2006 standartlarına uygun yapılan Yaşam Döngüsü Değerlendirmesi sonuçlarına göre, atıkların kullanılması çevresel etkilerden küresel ısınma potansiyelini %30 oranında iyileştiriyor. Geri dönüştürülmüş lavaboların üretilmesi sayesinde, ürün başına, daha az hammadde kullanılarak %36’lık iyileştirmeyle yaklaşık 5 kilogram hammadde tasarrufu ve %38 iyileştirmeyle 2,48 Kwh elektrik tasarrufu elde edilmesi hedefleniyor.

Sadece bir lavabo olma işleviyle kalmayan, çevresel sürdürülebilirliğe yönelik geniş bir vizyonu temsil eden bu ürün, çevreye duyarlı bir gelecek için atılmış çok büyük bir adım. Eczacıbaşı Yapı Gereçleri’nin çevre dostu lavabolarla benimsediği bu üretim yaklaşımı, döngüsel ekonomiye katkıyı da en üst seviyeye çıkarıyor.

Sürdürülebilir bir gelecek için hijyenik ve şık bir ilham kaynağı

Küresel ısınma potansiyelini iyileştiren, çevre dostu bir tasarım harikası olmasının ötesinde VitrA’nın geri dönüştürülmüş lavaboları, hijyen endişesini de ortadan kaldırıyor; çünkü bu lavabolar VitrA Hygiene teknolojisiyle kaplanıyor. Bakteri gelişimini %99,9 oranında önleyen VitrA Hygiene teknolojisi sayesinde, seramik lavaboların kullanımı sırasında yüzeye bulaşan bakteriler etkisiz hale geliyor. Böylece, bir numaralı önceliğimiz olan hijyenden ödün vermeden çevre dostu seçimler yapmak da kolaylaşıyor.



Ayrıca, her zevke, her alana uygun seçimler yapmak da yine VitrA ile oldukça kolay. Bilecik, Bozüyük’teki VitrA Üretim Kampüsü’nde geliştirilen yenilikçi çözümler sayesinde üretimine başlanan bu çevre dostu çanak lavabolar, ilk olarak mat bej renkte ve 5 formda tasarlanmış olsa da VitrA’nın geri dönüştürülmüş ürün gamına yeni ürün ve renklerin eklenmesi de planlanıyor.

VitrA %100 geri dönüştürülmüş seramik lavabonun hikayesi, gelecekteki çevre dostu ürünler ve teknolojiler için de büyük bir ilham kaynağı. Daha sürdürülebilir bir dünya için gelecekte atılacak tüm adımlara şimdiden ilham olduğu kesin. Siz de yaşam alanlarınızı çevre dostu bir bilinç ile şekillendirmek ve bir eşi daha olmayan dünyamızın geleceği için önemli bir adım atmak istiyorsanız hemen tıklayıp VitrA %100 geri dönüştürülmüş seramik lavabo çeşitlerini keşfedebilirsiniz.

* İçerik olarak yaklaşık %100’ü üretim sürecinde ortaya çıkan ve bertarafa giden atıklardan üretilmiştir.

* Bu içerik VitrA katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlgili Makale