X

Akıl sağlığı mobil uygulamaları faydalı mı, zararlı mı?

Gelişen teknoloji sayesinde birçok gelişmeyi oturduğumuz yerden takip edebiliyor, dünyanın öbür ucuna tek tuşla bağlanabiliyor, hemen hemen her alanda ihtiyaç duyduğumuz desteğe dakikalar içinde ulaşabiliyoruz. Özellikle günden güne gelişen, yenilenen ve sayıları artmaya devam eden mobil uygulamalar sayesinde de birçok imkan artık sadece bir tık kadar uzağımızda. Son yıllarda gittikçe daha da yaygınlaşan akıl sağlığı mobil uygulamaları da her geçen gün daha fazla kişi tarafından kullanılmakta. Geniş bir kullanıcı kitlesine sahip olmasından dolayı ilgiyi üzerinde toplamayı başaran akıl sağlığı uygulamaları birçok soruyu da beraberinde getiriyor: Akıl sağlığı mobil uygulamaları faydalı mı, zararları var mı, etkili mi gibi birçok soru gün ışığına çıkabiliyor. Birçok uzman bu konuda görüş ayrılıkları yaşasa da savunucular kadar endişeyle yaklaşanlar da olduğunu söylemek mümkün. Gelin, akıl sağlığı uygulamalarına iyi-kötü tüm yönleriyle birlikte bakalım.

Araştırmalar akıl sağlığı uygulamaları hakkında neler söylüyor?

Dünya Sağlık Örgütü‘nün dünyadaki her dört kişiden birinin hayatlarının bir noktasında akıl sağlığıyla ilgili problem yaşayacağını ve şu anda yaklaşık 450 milyon insanın ruh sağlığı problemleriyle karşı karşıya olduğunu belirtmesiyle birlikte akıl sağlığını destekleyen mobil uygulamalara olan ihtiyaç da giderek artıyor. İhtiyaç o kadar büyük ki, uygulamaların sayısının katlanarak artması şaşırtıcı değil.

Akıl sağlığı uygulamalarının kolay ulaşılabilir olmaları, düşük maliyetle kullanılabilmeleri ve yüz yüze terapiden çekinen, destek almak için ilk adımı atma cesareti gösteremeyen kişiler için kolaylaştırıcı bir etki yaratması, tercih edilmelerindeki en önemli etmenler arasında gösteriliyor.

Uygulamaların geleneksel terapilerden daha etkili olup olmadığı ise merak konusu. Bu soruya cevap verebilecek bilimsel araştırmaların sürdürülmesi şart. Uzmanlar, ancak iyi geliştirilmiş ve klinik olarak test edilmiş uygulamalardan fayda elde edilebileceği aksi halde uygulamaların ticari kaygıdan öteye geçemeyeceğine dikkat çekiyorlar.

Ocak 2022’de yayınlanan bir araştırma, akıl sağlığı uygulamalarını endişe, depresyon, stres gibi rahatsızlıklar açısından inceledi ve uygulamaların insanların semptomlarını etkili bir şekilde tedavi ettiğine dair ikna edici kanıtlar ortaya çıkaramadı. Ancak, araştırmanın sonuçları uygulamaların endişe, depresyon ve stresi iyileştirme potansiyeline sahip olduklarına dair son derece düşündürücü etkileri olduğuna da dikkat çekti ve konu üzerine daha derin araştırmalar yapılması gerektiği fikri araştırmacılar tarafından sunuldu.

Diğer yandan, araştırmanın baş sorumlusu Wisconsin-Madison Üniversitesi Psikolojik Danışmanlık Bölümü‘nde profesör olan Simon B. Goldberg, sonuçların insandan insana değişebileceğine, mobil uygulamaların kimileri için daha az etkili olabileceğine de dikkat çekiyor. Ayrıca, teknoloji gelişmeye devam ettikçe uygulamaların daha verimli sonuçlar verebileceğine, makine öğrenimi tabanlı algoritmalar ile içeriğin bireyin terapötik deneyimini uyarlamak için özelleştirilebileceğine inandığını da belirtiyor.

Thrive’ın Davranış Değişikliği Danışmanı Dr Felix Naughton ise akıl sağlığı uygulamalarına farklı bir açıdan yaklaşıyor ve uygulamaların öncelikle ticari bir girişim olduğuna ve genellikle kâr veya yatırım getirisi gibi ticari terimlerle düşünen insanlar tarafından geliştirildiğine dikkat çekiyor ve ekliyor: “Bu uygulamalar genellikle zihinsel sağlık uzmanlığı olmayan kişiler tarafından geliştirilirler ve bu da başka bir zorluk teşkil eder.”

Yapılan birçok araştırma, halen akıl sağlığı uygulamalarının faydalı mı, zararlı mı yoksa etkisiz mi olduğunu incelemeye devam ediyor. 2018 yılında yayınlanan bir çalışma, herkesin erişimine açık olan birçok akıl sağlığı uygulamasının bilimsel desteği olmadığına ve “iyi” ya da “doğru” olarak uygulamaları değerlendirebilmek için çeşitli göstergelerin belirlenmesi gerektiğine dikkat çekiyor.

Tüm bunları göz önünde bulunduracak olursak teknoloji ilerledikçe uygulamaların da iyileşmeye devam edeceğini ve kaliteli kriterlerin daha net bir şekilde belirlenerek kullanıcılara gerçekten saf fayda sağlayan uygulamaların sayısının artacağını söylemek mümkün.

Kaynak: psychcentral, thriveagency, sciencedirect

İlginizi çekebilir: En iyi Türkçe wellness platformları

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale