X

Ailenizle olan bağınızı güçlendirmenin psikolojik yolları

Aile, güven, sevgi ve saygı temel alındığı zaman sağlıklı ve güçlü bir oluşuma dönüşüyor. Bu yüzden, aile üyelerinizle olan bağlarınızı güçlendirmek ve ailesel sorunları çözüme kavuşturmak için bu üç elementi önceliklendirmelisiniz. Aşağıdaki yaklaşımları ve yöntemleri benimseyerek ailenizle olan bağınızı geliştirebilirsiniz.

Güven duygusu inşa edin

Pek çok insan, genellikle yargılanmadan ve eleştirilmeden olduğu gibi ailesi tarafından kabul edildiğini hissetmek istiyor. Bu hissiyat, insanların gerçek benliklerini ortaya koyabilmesine yardımcı oluyor. Bu nedenle, aile üyelerinize onları asla yargılamadığınızı hissettirmeniz ve duygusal bir güven alanı oluşturmanız kritik bir rol oynuyor.

Ailenizle iletişime geçerken mutlaka sözlerinizle davranışlarınızın tutarlı olmasına özen göstermelisiniz. Bu tutarlılık aracılığıyla güven yaratabilirsiniz. Ayrıca, tutarlı olarak belirsizlik kaygısını elimine edebilirsiniz ve duygusal bağlılığı artırabilirsiniz.

Aile üyelerinize her zaman kusurlarına ve hatalarına rağmen onları sevdiğinizi belli etmelisiniz. Bu sayede, aidiyet duygusunu etkili bir şekilde güçlendirebilirsiniz.

Anlayış gösterin

Hane halkının beden dili ve ses tonu gibi sözsüz iletişim tekniklerini okumalısınız. Bu okuma, onların iç dünyalarını anlamanıza yardımcı olabilir. Bu anlayış doğrultusunda da onlara duygusal olarak uyum sağlayabilirsiniz. Kısacası, onlara ‘’Seni görüyorum ve anlıyorum.’’ mesajını verebilirsiniz.

Aile içindeki sözsüz iletişimlere dikkat etmeniz gerekse de zihin okumaktan uzak durmalısınız. Onların düşüncelerini ve hislerini varsaymak yerine bunları direkt onlara sormalısınız. Bu sayede, ön yargılarla hareket etmeden düzgün iletişim kurabilirsiniz.

Ortak kimlik yaratın

Ortak anlatı geliştirmek de aile bağını güçlendirebiliyor. Bu pratik için aile olarak deneyimlediğiniz eski anları düzenli aralıklarla birbirinize anlatabilirsiniz. Örneğin, beraber yaşadığınız zorlukları, elde ettiğiniz başarıları ve deneyimlediğiniz komik anları ev ortamında paylaşabilirsiniz. Bu paylaşımlar, ortak bir kimlik geliştirmenize yardımcı olabilir.

Sınırlar belirleyin

Her üye kendisine ait kişisel bir alana ve gizliliğe ihtiyaç duyuyor. Bu nedenle, ailenizdeki kişisel sınırları anlamalısınız ve bu sınırlara saygı duymalısınız. Ailede sergilenen saygı, aslında sağlıklı ve mutluluk aşılayan bir ilişkinin göstergesi.

Sınır çizmek ve sınırlara karşı saygılı olmakla birlikte, yaşam alanının içindeki rolleri de netleştirebilirsiniz. Üyeler hem kendi hem de diğer bireylerin sorumluluklarını net bir şekilde anlarsa evdeki düzen ve iş birliği iyileşebilir.

Destekleyici ve pozitif olun

İnsanlar, aile hayatı dışında pek çok zorlukla ve can sıkıcı durumlar karşılaşabiliyor. Bu yüzden, aile üyelerinizin zor zamanlarında yanlarında olmalısınız, yargılamadan onları dinlemelisiniz ve onlara moral vermelisiniz.

Zor durumlarda sağladığınız duygusal desteği mutlu ve heyecanlı anlara da aktarmalısınız. Küçük veya büyük ayırt etmeksizin birbirinizin başarılarını kutlamalısınız ve takdir etmelisiniz. Örneğin, bu pratik için herhangi bir üyenin başarısında pasta kesebilirsiniz. Bu sayede, pozitif ve huzur verici bir dinamik yaratabilirsiniz.

Küçük jestlerle de bağınızı güçlendirebilirsiniz. Aile üyelerinize her gün sarılabilirsiniz, onlara çiçek alabilirsiniz veya teşekkür edebilirsiniz. Aynı zamanda, bilinçli veya bilinçsiz onları kıracak herhangi bir şey yaptığınız zaman da özür dilemekten de çekinmemelisiniz. Bu tarz basit ama anlamlı sevgi hareketleriyle aile üyelerinizin gününü güzelleştirebilirsiniz.

Kaliteli zaman geçirin

Bu strateji fiziksel bir pratik olarak gözükse de psikolojik bir mekanizmaya dayanıyor. Ailenizle kaliteli ve yapılandırılmış zaman geçirerek bağınızı iyileştirebilirsiniz. Aynı ortamda bulunurken keyif aldığınız ve etkileşime geçtiğiniz aktiviteler planlayabilirsiniz. Örneğin, ailenizle beraber doğa yürüyüşü yapabilirsiniz, kutu oyunu oynayabilirsiniz, pikniğe gidebilirsiniz ve müze gezebilirsiniz. Ortak ilgi alanlarınıza göre bu aktiviteleri çeşitlendirebilirsiniz.

Ailemizi seçemediğimiz gerçeği, sağlıklı bağ kurma ihtiyacımızı ortadan kaldırmıyor. Yukarıdaki pratikler, öz veya ‘’seçilmiş’’ aile içinde sağlıklı ve derin bağların kurulmasını destekliyor.

İlginizi çekebilir: Annelikte kaybolduğunuzu hissettiğinizde ne yapmalısınız?

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale