“Ama”sız özür dileyebilmek: İçten bir özür nasıl olmalıdır?

Sizce özür nasıl dilenmelidir? Özür dilerken dikkat etmemiz gereken noktalar var mı? “Üzgünüm” demek özür dilemek için yeterli midir? Gelin, bu soruların cevabını birlikte arayalım.

Hatalı davranışların, yaralayıcı sözlerin ve olumsuzlukların olmadığı bir dünya ne yazık ki pek mümkün değil. Ancak hatalı davranışları ya da kırıcı sözleri telafi edebilmenin aslında pek de imkansız olmayan bir yolu var: “Ama”sız, koşulsuz, mazeretsiz, içten bir özür dilemek.

Doğamız gereği hata yapmamamız neredeyse imkansız. Yaptığımız hataların ardından hepimiz bir yol ayrımı ile karşı karşıya kalıyoruz: Affedilmek için özür dilemek ya da yaptığımız şeyi görmezden gelmek. Bu yazının konusu affedilmeyi ve içten bir özrü kapsıyor.

Özür dilemek bozulan güveni tazelemek için bir ilk adım olabilir. İncinmiş duyguları iyileştirebilir ve zarar görmüş ilişkiler için can suyu olabilir. Özür dileme davranışı kibarlık ya da erdem olmasından öte araştırmalara göre hata yapan kişiyi ve hata yapılan kişiyi olumlu yönde etkiliyor. Özür dilendiğinde hata yapılan kişiler anlaşıldıklarını ve duyulduklarını hissederken, özrü dileyen kişiler ise kendilerini ifade etme fırsatı bularak bir rahatlama yaşayabiliyorlar. Özür dilemeyi gerektiren davranışlar suçluluk ve utanç duygusuna yol açarken özür dileme davranışı bu suçluluk ve utanç duygularını azaltarak kişinin kendisine olan saygısına, yani benlik saygısına olumlu yönde katkıda bulunuyor olabilir.

Ancak içten ve samimi bir özür dilemek her zaman kolay değildir. Kimi zaman nasıl özür dileyeceğimizi bilemeyiz, kimi zaman da kendimizi kötü hissettiğimiz için “ama”lı mazeretler ile sahte özürler dileriz. Peki, o zaman şunu konuşalım: İçten bir özür nasıl dilenir?

İçten bir özür pişmanlık, saygı, samimiyet ve hatayı telafi çabası ya da motivasyonu gibi bazı unsurları içerir. Örneğin “… söylersen/yaparsan senden özür dilerim” tarzı bir cümle koşul sunmaktadır, dolayısıyla da içten bir özür olarak düşünülemez. Ya da “Üzgünüm ama sen de bana böyle yapmıştın” gibi bir cümle de içten bir özrü yansıtmaz çünkü özür dilenen kişiye bir mazeret sunar. Başka bir hatalı özür örneği ise “Ben sadece şaka yapmıştım” cümlesi olabilir. Bu cümle, kişinin maruz kaldığı olumsuz durumun ya da ifadelerin azımsandığı anlamına gelebilir. Dolayısıyla bu cümle de içten bir özrü yansıtmaz. Bu tarz hatalı özürler sorumluluk almamaya, mazeret üretmeye, suçu başkasına atmaya, hatayı küçümsemeye ya da gücendirilen kişinin kafasını karıştırmaya sebep olabilir.

İçten bir özür:

  • Herhangi bir koşul ya da mazeret sunulmadan,
  • Empatik, yani özür dilenen kişinin de duygu ve düşüncelerini anlamaya çalışarak,
  • Pişmanlık duygusuna yer vererek,
  • Hatalı davranışın tekrarı olmayacağını ileterek dilenmelidir.

Özür dilemeyi bilmiyor ya da özür dilemeye cesaret edemiyor olabiliriz. Ancak öğreneceğimiz, kendimizi geliştireceğimiz, yürüyeceğimiz daha çok yol var. Değişebilir ve gelişebiliriz.

Sevgilerimle…

İlginizi çekebilir: Duygusal istismar nedir ve nasıl fark edilebilir?

Aytül Yüksel Düdük Psikolog
Aytül Yüksel Düdük 1999 yılında Nevşehir’de doğdu. Hacettepe Üniversitesi Psikoloji bölümündeki lisans eğitimi boyunca birçok araştırmada, projede, çalışmada, derneklerde ve sivil toplum kuruluşlarında görev ... Devam