X

21 Eylül Dünya Alzheimer Günü’nde beyin ve zihin sağlığının öneminin farkına varalım

Alzheimer, dünya genelinde milyonlarca insanı etkileyen en yaygın nörodejeneratif bozukluklardan biri. Genellikle yaşlılık döneminde başlayan ve zihinsel işlevlerde ciddi bozulmalara sebebiyet veren Alzheimer, kişinin ve ona bakım verenlerin yaşam kalitesini ciddi oranda düşüren bir rahatsızlık. Bu nedenle Alzheimer hastalığına dikkat çekmek ve bu konudaki farkındalığı artırmak amacıyla her yıl 21 Eylül tarihinde Dünya Alzheimer Günü kapsamında çeşitli etkinlikler düzenleniyor ve Alzheimer ile mücadelede küresel bir çağrı yapılarak destek ağı oluşturulması hedefleniyor. Biz de bugünün amacına uygun olarak uzmanların Alzheimer konusundaki paylaşımlarını bir araya getirdik.

Acıbadem Fulya Hastanesi Nöroloji Uzmanı Dr. Öğretim Üyesi Yıldız Kaya, “Yapılan çalışmalar; Alzheimer hastalığının 65 yaşın üzerindeki kişilerde yüzde 3-11, 85 yaşın üzerinde ise yüzde 20-47 oranında görüldüğünü, 65 ile 85 yaşları arasında hastalığın görülme sıklığının her beş yılda bir 2 katına çıktığını ortaya koyuyor. Günümüzde Türkiye’de 300 bin civarında Alzheimer hastası bulunurken, genç nüfusun giderek yaşlanacağı bir ülke olarak Türkiye’de 30-40 yıl sonra bu hastalığın en önemli sağlık sorunlarından biri haline geleceği görülüyor.” diyerek konuya dikkat çekiyor. Ve Alzheimer’ın en sık rastlanan 10 belirtisini şu şekilde açıklıyor:

  • Günlük yaşam aktivitelerini bozan hafıza kaybı
  • Plan yapma ve problemleri çözmede güçlük
  • Bildikleri günlük işleri yapmada zorluk
  • Zamanı ve bulunduğu mekanı karıştırma
  • Görsel algılamada zorluk yaşama
  • Konuşma ve yazmada zorlanma
  • Eşyaların yerini bulmakta zorluk
  • Karar vermede zorluk
  • Sosyal aktivitelerden ve işyerinden uzak durma
  • Kişilik ve duygulanımda değişiklikler

Öte yandan, Liv Hospital, Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Ayhan Öztürk Alzheimer’ın demansın en yaygın türü olduğunu ve hipertansiyon, kan yağ düzeyi bozuklukları, beyin damar hastalıkları, şeker metabolizmasındaki değişiklikler ve kafa travmasının bu hastalığa zemin hazırladığını belirtiyor. Ve ekliyor: “Tüm dünyada Alzheimer hastalığı etiyolojisinin üçte birinin düzeltilebilir risk faktörlerine bağlı ortaya çıkmış olduğu söylenebilir.”

Erken tanının çok önemli olduğunu belirten Dr. Öztürk, erken dönemlerden itibaren hastalığın tanınmasının hastalık yönetimi ve özellikle bakım sağlayanlara yardımcı olunabilmesi açısından çok önemli olduğunu dile getiriyor. “Genetik, epigenetik ve biyokimyasal çalışmalar ilerledikçe erken tanı ile hastalığı önleme veya yavaşlatmaya yönelik yeni tedavilerin önü açılacaktır.” diyor.

Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi Uzman Klinik Psikolog Zeynep Betül Alp, yaşam tarzı ile Alzheimer hastalığının doğrudan ilişkili olduğunu belirtiyor ve alışkanlıkların bu konuda önemli bir rol oynadığının altını çiziyor.

  • Sigara içmek,
  • Yüksek tansiyon,
  • Obezite,
  • Şeker hastalığı,
  • Düşük fiziksel aktivite,
  • Yetersiz uyku ve

Yüksek stres seviyelerinin Alzheimer riskini artırdığını belirten Uzman Klinik Psikolog Zeynep Betül Alp, yaşam tarzı değişikliklerinin kritik bir görev üstlendiğini de dile getiriyor. Ve ekliyor: Ancak unutulmamalıdır ki yaşam tarzı değişiklikleri, mevcut Alzheimer hastalığını tedavi etmez; sadece riski azaltabilir veya hastalığın ilerlemesini yavaşlatabilir.”

Mevcut araştırmaların özellikle beslenme, egzersiz, kognitif eğitim gibi müdahalelerin Alzheimer riskini azaltma konusunda umut verici sonuçlar açığa çıkardığını belirten Zeynep Betül Alp, sağlıklı bir diyet ve kaliteli uyku ile de Alzheimer’ın etkilerinin hafifletebileceğini söylüyor.

Sonuç olarak uzman görüşlerinden ve araştırma sonuçlarından yola çıkarak erken teşhis, bilinçlendirme çalışmaları, destek grupları ve en önemlisi sağlıklı yaşam tarzı alışkanlıkları ile Alzheimer riskinin azaltılabileceğini ve etkilerinin kontrol altına alınabileceğini söylemek mümkün. Siz de hem kendiniz hem de çevreniz için farkındalık yaratmak amacıyla bu özel günü hatırlatabilir, dilerseniz Alzheimer ile ilgili kaleme aldığımız diğer yazılarımıza da göz atabilirsiniz:

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 

Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 

Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale