X

2019’un muhasebesi: Neler yaşandı, neler kaldı?

Dün gece uzun uzun baktım geçen bir yılda yaşadıklarıma…
Üzerine epey düşündüm, uzun uzun…
Sonra düşüncelerimi yürüttüm yavaş yavaş…

“Ne çok şey olmuş” dedim.
Durup da hatırlayınca, hissedince…
Bazılarına üzülmüşüm, bazılarına gülmüşüm.
İnsanım ya duygudan duyguya evrilmişim, çevirilmişim…

Hisler, duygular gelip geçiyor.
Yaşananlar genelde unutuluyor.

Gün gelecek belki epey yaşlanınca, “ne kaldı geriye?” diyeceğiz.

Ödemekte zorlandığımız faturayı çoktan unutmuş olacağız mesela…
Kırgın olduğumuz kişiye niye kırgın olduğumuzu bile hatırlamayacağız.
Yediğimiz yemekleri bile zaten bir öğün sonrasına hatırlayamayabiliyoruz.

Unutuyoruz!

İlk aşkımı, çok aşık olduklarımı bile unutmuşum…

Geriye ne kalıyor?
Hiç!

Bu hiç; öyle olumsuz bir hiç, hiiiççç değil…

Sadece çok fazla takılmayalım.
Yaşadıklarımıza tutunmayalım diye söylüyorum.

Her şey geliyor, geçiyor.
Hem de öyle bir süratle olup bitiyor ki yaşarken insan hiç geçmez sanıyor.
Ancak; zaman geçince algılıyor, ışık hızından bile hızlı geçmiş.
Her şey hiç olmuş.

Geçtiğimiz yıl neler olmuş? Çoğunu unutmuşum bile…

Yıllar yıllar sonra Büyükada’dan çocukluk arkadaşlarımla buluşmuşum, ne konuşmuşuz hiç hatırlamıyorum ama iyi hissetmiştim biliyorum.

5 Şubat doğum günümde, sahnede, eş, dost, arkadaş 42. yaşımı kutlamışız. Hayatım hikaye bir kez daha sahnelenmiş.

Genelde Pazartesi günleri Instagram canlı yayınlarda buluşmuşuz. Bu online buluşmaların birinde İzmir’e davet almışım, “Hayatım hikaye’’ kişisel gelişim gösterimi bir de İzmir’de sunmuşum, sonra eski dostlarla, soluğu Meryem Ana’da, Şirince’de almışız.

Onlarca bireysel görüşme, meditasyon ve farkındalık çalışması yapmışız.

Bilkent Mezunlar Derneği ile tanışmışım, Joint idea ile ilk kez çalışmaya başlamışım.

Kendime yatırım aile konstelasyonları eğitimine başlamışım, kıymetli ustalarla buluşmuşum, 10 yıldır hayatımda olan bu güçlü dönüştürücü yöntemin uygulayıcısı olabilmek için kolları sıvamışım.

Yetmemiş yirmi yıldan sonra yeniden üniversiteli olmuşum, Psikoloji yüksek lisans öğrenciliğimin tadını çıkarıyorum.

Güzel insanlar tanımışım, dostlarımın doğum günü hediyesi ilk kez Şanlıurfa’yı, Göbeklitepe’yi keşfetmişim.

8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde yaklaşık bin kadınla birlikte insan olmanın değerini kutlamışız, Kadın Olmak kitabımın hediyelerine şükretmişim.

Aşk Ol kitabımın imza günlerinde kitapseverlerle buluşmuşum, hiç tanımadığım insanlarla kucaklaşmışım, gönülden gönüle bir bağ kurmuşum.

Mart’ta gezgin, cesur 17 özel ruhla, Bali maceramıza çıkmışız. Tam 17 gün “ben zamanı” yaratmışız.

TV kanallarına konuk olmuşum, röportajlarla kendimi ifade etmişim. Şu an ne dediğimi hiç hatırlamasam da hep bütünün hayırına olmasına niyet etmişim.

Danışanlarımla yüzlerce görüşme yapmışım, araya bir de kişisel gelişim & dönüşüm kamplarını koymuşum. 29 Ekim Kaş kampımız en çok sevdiklerimden olmuş. Cumhuriyeti kutlamanın coşkusu hatırımda kalmış.

Eski dostlarla Eskişehir’i gezmişiz, birlikte gülebilmenin eskimeyen tadını almışız.

Anneler Günü’nde ilk kez Isparta’ya yolculuk etmişiz, gül hasadını yerinde deneyimlemişiz.

Pozitif dergimize, Uplifers’a yazmışım, on yıldır tüm yazdıklarımı seslendirip Storytel dinleyicisiyle paylaşmışım. Yazmanın önce kendime şifa olduğunu bulmuşum.

Rahim meditasyonları yaptırıp, kadınlara bedenlerini, doğurganlıklarını sevmelerini hatırlatırken, bizzat kendim güçlü bir deneyimden geçerek rahmimden ameliyat olmuşum, narkoz kafasına bayılmışım.

Kardeşimin ekmeğini yemişim, Bahçeden Sofraya Büyükada hayalinin gerçekleşmesiyle sevinmişim.

Bonjuk Bay, Atölye Marga, Spica Yaşam, yaşamıma bu yıl katılan mekanlar olmuş, buradaki deneyimler yoluma yüce gönüllü insanları çıkarmış.

Babakale, Çeşme, Fethiye, Marmaris, Bodrum, Mavi Yolculuk, Kaş unutulmaz deniz güneş tatillerim olmuş, hediyelerle onurlandırılmışım, ruhumu huzurla doyurmuşum.

Bu yıl da bedenimi yoga ve pilatesle şımartmışım, kendime iyi bakmışım.

Samsun’a çıkmışım, Amazonların efsane değil, bu yaşamımda da olduklarını anlamışım.

Yazın ortasında, tam da dolunayda geçmişin hayaletleriyle yüzleşmişim, artık onlarla sonsuza dek helalleşmişim.

Bir düğün, dört cenaze görmüşüm, her birinde büyümüşüm, hayatta hem ölmüş, hem dirilmişim.

Her yılın olmazsa olmazı gönlümü coşturan Konya’da huzurla, huzurda olmuşum. Hz. Mevlana, Hz. Şems ile sevmişim, çok sevmişim, sevilmişim.

İlk kez müşahit olmuşum, er ya da geç adalet yerini bulurmuş, şahit olmuşum.

Bu yıl bir özel adama aşık olmamışım, kısmet desem de özlemişim sevmeyi, sevişmeyi…

Festivaller, doğum günleri, kutlamalar, küsmeler derken, geçmiş her şey…

Ailem, arkadaşlarım, danışanlarım etrafım hep kalabalık olsa da zaman zaman yalnız kalmışım.


Mavi sularda derinlere dalmaya başlamışım.

Yılı bitirirken bir de medeniyetlerin merkezi Hatay’ı görmüşüm, çok gezmekten biraz yorulmuşum.

Hayal kurmuşum, kendime inanmışım, Allah’a bırakmışım.

Şükür etmişim,
Kabul etmişim,
Unutmuşum,
Sevmişim.

Ya siz?

2020’den neler istersiniz?
Sevgilerimle…

İlginizi çekebilir: Hayatın dengesini bulmak için: Eril ve dişil enerjileri tanıyın

Hande Akın: 5 Şubat 1977 İstanbul doğumluyum. Şişli Terakki Lisesi’nde okudum. Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi Radyo-TV Sinema Bölümü’nden mezun oldum. 15 yıl reklam sektöründe prodüksiyon ve müşteri ilişkileri yöneticilikleri yaptım. 28 yaşlarında başlayan sorgulama, kendimi keşfetme, tanıma, anlama maceramda 33. yaşım milat oldu. Reklamcılıkla vedalaştım. Aldığım ve almakta olduğum sayısını artık hatırlamadığım pek çok eğitim, seminer oldu. Kişisel gelişim alanında yaşam koçluğu yapmaya başladım yıl 2010... “Ben zamanı”nın kurucusuyum, Bu slogandan hareketle; EFT (Duygulardan Özgürleşme Tekniği), REGRESYON, Ezoterik şifa teknikleriyle harmanladığım kalbimin rehberliğinde özgün bireysel seanslarımın yanı sıra kişisel gelişime dair eğitimler, seminerler veriyorum. Kadın Olmak ve AŞK’a gel özellikle dişil enerji üzerine çalıştığım workshoplarım. İlham veren, motive eden, umudu yeniden yeşerten kitlelere özel konuşmalar yapıyorum. Kitabım “Kadın Olmak” 2014’te çıktı. 2015 ve 2016 yıllarında televizyon programı hazırlayıp, sundum. Akışta kalma deyimini içselleştirerek yapabildiğimce teslimiyetle gelişmek ve geliştirmek bana keyif veriyor. Birbirimizden öğrenerek, birbirimize destek vererek geliştiğimize, hepimizin birbirinden ilham aldığına ve her bireyin kendini şifalandırabileceğine inanıyorum.

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale