X

Zihninizi sakinleştirmeniz için uygulaması kolay 2 öneri

Pandemi, orman yangınları, kendi hayatınızın problemleri derken zihninizin her zamankinden daha meşgul olduğunu düşünüyorsanız yazımı okumaya devam edin. Zihin sağlığımız için gün içinde kendimize sık sık nefes alma alanları yaratmalıyız. Özellikle pandemi başladığından beri bağışıklık sistemimize gösterdiğimiz özenin aynısını zihinsel sağlığımıza da göstermeli, zihnimizi sakinleştirmeye yönelik aktivitelere vakit ayırmalıyız. İşte size bu amaca uygun bazı önerilerim…

1. Mandala çizin.

Mandala, Sanskritçe daire demektir. Başta Kundalini yoga olmak üzere Doğu mistisizmine ilgi duyan Carl Jung, aynı zamanda çizdiği mandalalarla da ünlüdür. Jung kendi çizdiği mandalaların yanı sıra, hastalarının çizdiklerini de yorumlamıştır. Jung’a göre mandalalar kişinin kolektif bilinçdışının bir sembolüdür. Mandalalar her zaman daire şeklindedirler.

Hayatı temsil eden mandalalar aynı zamanda bilincimizin dışında, daha büyük bir ekosistemi ve evreni de temsil etmektedir ( Ergür ve ark. 2021). Jaffe’e göre mandala psişenin tüm yönlerinin ve aynı zamanda insanın tüm doğayla ilişkisinin dışa vurumudur (Jaffe, 1964. p. 266). Mandala çizmek kişinin zihnini sakinleştirebilen, meditatif bir eylemdir. Mandala çizimi ile ilgili Youtube’da bir çok video bulabilirsiniz. Ya da çalışmalarında mandala çizimine yer veren bir sanat terapistine başvurabilirsiniz.

2. Farkındalıkla yemek yemeyi deneyimleyin.

Herhalde son yılların en fazla kullanılan, ve bu fazla kullanım yüzünden anlamını yitirmeye başlayan kavramlarından biri “mindfulness”. Dilimize şimdiki zaman farkındalığı olarak çevirebileceğimiz mindfulness aslında Budizm’den dünyaya yayılmış tartışmalara açık bir kavram. Tartışmalara açık çünkü bazı Budistler, Batı’da öğretilen mindfulness tekniklerinin Budizm’den epey uzaklaşmış bir durumda olduğunu düşünüyorlar. Genelde grup halinde yapılan bu aktivitelerin herkese iyi geleceğini ileri sürmek de çok büyük bir iddia.

Mindfulness çok büyük bir trend olduğu için, mindfulness tekniklerinin olası negatif etkilerinden pek bahsedilmiyor. Her insanın kendine özgü bir dünyası vardır. Kiminin psikolojisine mindfulness tekniklerini deneyimlemek iyi gelebilirken, kimine gelmeyebilir. Shapiro (1992) tarafından yapılan bir araştırmaya göre, araştırmaya katılan meditasyonda deneyimli olan ve mindfulness tekniklerini deneyimleyen kişilerin %63’ü, meditasyon inzivaları sürecince en az bir tane negatif mental etki yaşamışlar. Yine aynı araştırmaya katılmış insanların %7’si panik, depresyon ve anksiyete deneyimlediklerini belirtmişler (Shapiro, 1992). Tabii ki mindfulness tekniklerinin pozitif etkilerinden bahseden araştırmalar da var. Bir tekniğin bize iyi gelip gelmeyeceğini ancak biz bilebiliriz. Mindfulness da hayattaki her şey gibi artılarıyla ve eksileriyle, objektif olarak ele almamız gereken bir kavram.

Mindfulness tekniklerini küçük dozlarda hayatımıza sokup, bize uygun olup olmadığını sorgulamak için size bir önerim var: farkındalıkla yemek yemek. Özellikle zihnimiz çok dolu olduğu zaman, yemek yemek gibi sıradan bir eylemi bile meditasyona çevirebilir, zihnimizi rahatlatabiliriz. Vietnamlı Budist rahip Thich Nhat Hanh’nın, Dr. Lilian Cheung ile birlikte yazdığı “Savor: Mindful Eating, Mindful Life” (Tadını çıkar: Farkındalıkla Yemek, Farkındalıkla Yaşamak) kitabını okuyup, farkındalıkla yemek yemek konusunda detaylı bilgi alabilirsiniz. Dilerseniz bu kitaptan aldığımız ilhamla hep beraber küçük bir egzersiz deneyimleyebiliriz. Sevdiğiniz bir mevsim meyvesini alın. Diyelim seçtiğiniz meyve karpuz olsun. Bu meyveye sanki onu ilk defa görüyormuş gibi bakın. Dokusunu, rengini inceleyin. Meyvenin tarladan başlayıp tabağınızda biten serüvenini düşünün. Daha sonra elinizdeki karpuzu koklayın. Bu kokunun sizde uyandırdığı hislerin farkına varın. Ve en son olarak da karpuzunuzu çok yavaş bir şekilde, tadını iyice fark ederek yiyin.

Unutmamak gerekir ki bizler inzivaya çekilmiş Zen ustaları değil, 21. yüzyılın, oradan oraya koşturan, meşgul hayatlar yaşayan insanlarıyız. O yüzden bu tip teknikleri hayatımızın her anında uygulamanın gerçekçi bir düşünce olduğunu düşünmüyorum. Ama yine de zihnimizi boşaltmak için bu tekniklerden faydalanmayı alışkanlık haline getirebilir, en azından haftada bir kere zihnimizi sakinleştirecek bir aktivitede bulunabiliriz. Size zihninizi rahatlatmaya vakit ayırdığınız günler diliyorum…

2021 yılını “Kendini Sevme ve Hayatı Güzelleştirme Yılı” ilan ettim. Her hafta @ranakutvan kullanıcı isimli Instagram hesabımdan bu konuyla ilgili psikoloji ödevleri paylaşıyorum. Hadi hep beraber kendimizi sevmeye ve dünyayı güzelleştirmeye. Bu arada sizlere bir eğitim haberim var. Zoom üzerinden birebir görüşmeler şeklinde ilerleyen üç haftalık “Öz Sevgi” eğitimimle ilgileniyorsanız bilgi için rsolaker@gmail adresine yazabilirsiniz.

Kaynaklar:
Ergür, İ. , Ergür, E. & Ergür, E. (2021). Mandala ve Sanat Terapisine Tarihsel ve Klinik Bakış . Türkiye Bütüncül Psikoterapi Dergisi , 4 (7) , 36-48 . Retrieved from https://dergipark.org.tr/en/pub/bpd/issue/60687/896437
Jaffe, A. (1964). Symbolism in the visual arts. In C.G. Jung, Man and his symbols (pp. 255–322). New York: Dell.
Shapiro, D. (1992). Adverse Effects of Meditation: A Preliminary Investigation of Long-term Meditators. International Journal of Psychosomatics 39: 62-67.

İlginizi çekebilir: Ruhunu tatile çıkar: Tatil huzurunu tatmak için bir yere gitmen gerekmiyor

Psikolog Rana Kutvan: İstanbul doğumlu olan Rana Kutvan lise öğrenimini Nişantaşı Kız Lisesi’nde tamamladı. Önce LCC’de bir sene akabinde de İstasyon Sanat Merkezi’nde iki sene süren bir moda eğitimi aldıktan sonra çeşitli firmalarda stilist olarak görev aldı. 1997-2008 tarihleri arasında New York’ta ikamet etti. Türkiye’de almış olduğu moda eğitimini Parsons School of Design’dan almış olduğu derslerle pekiştirdi. Kutvan moda eğitiminin yanı sıra City University of New York’a bağlı Hunter College’da Psikoloji ve Sanat Tarihi üzerine çift anadal lisans eğitimi görerek cum laude (yüksek onur) derecesiyle mezun oldu. Hunter College’a devam ettiği süre zarfında dünyanın önde gelen psikologlarından Albert Ellis’in Enstitüsünde staj yaptı. Bu staj süresince Ellis’in bulmuş ve de geliştirmiş olduğu Rational Emotive Behavior Therapy (REBT)’i yakından inceleme fırsatı buldu. Kutvan, Albert Ellis Enstitüsündeki stajının yanı sıra New York’un önemli psikoloji enstitülerinin düzenlediği workshoplara katıldı. Kutvan 2008 Mayıs ayında Türkiye’nin ilk Kişisel Gelişim ve Stil Danışmanlığı merkezi Karakter A’yı kurdu. Kurumsal ve bireysel hizmetler veren Rana Kutvan’ın referansları arasında Braun, CNN TÜRK, Aras Kargo, TURKCELL, Kuveyt Türk, Doğan Holding gibi şirketler vardır. Kutvan bireylere ve kurumlara Stres Yönetimi, Kadın Liderliği, İş Özel Yaşam Dengesi, Zaman Yönetimi, Kadın Ruhu isimli workshop çalışmaları düzenlemektedir. Kutvan Karakter A’nın yanı sıra 2008-2012 tarihleri arasında Profesör Dr. Kerem Doksat’dan süpervizyon aldı. Kutvan psikoloji ve kişisel gelişim çalışmalarında holistik bir yaklaşım uygulamaktadır. Rana Kutvan anadili olan Türkçe’nin yanı sıra anadili düzeyinde İngilizce, iyi derecede Fransızca, İtalyanca konuşmaktadır.

Yeni yıl hediyelerinin vazgeçilmezi Sosyopix ile anılarınızı ölümsüzleştirin

Sevdikleriniz için hediye seçmek bazen uzun uzun düşünmeyi gerektirir. Çünkü aslında aradığımız şey, sadece bir eşya değildir; bir duyguyu, bir anıyı, bir hatırlamayı karşı tarafa hissettirmektir. Tam da bu yüzden fotoğrafla kişiselleştirilmiş hediyeler, her zaman daha çok dokunur. Tek bir kare, bir gülüşün ardındaki hikayeyi yeniden canlandırır; yıllar önce çekilmiş bir fotoğraf bile açıldığında ilk günkü kadar sıcak hisseder. Sosyopix işte tam da bu noktada, o paha biçilmez anılarınızı estetik ve yaratıcı dokunuşlarla unutulmaz kılıyor.



Kişiselleştirilmiş takvimlerle zamanı anlamlandırmak

Yeni yıl, hayatımızda yeni sayfalar açmak demektir. Bu nedenle kişiselleştirilmiş takvimler, sadece günleri takip ettiğiniz bir araç olmaktan öteye geçer; umut ve güzellikle dolu bir yılın sembolü haline gelir. En güzel fotoğraflarınızla hazırlanan masa veya duvar takvimleri, sevdiklerinizin her gününe anlam katar. Her sayfa, sadece bir tarih değil, hatırlanan ve paylaşılan özel bir anı olarak kalır. Takvimi her çevirdiğinizde, geçmişin güzel anılarını hatırlamak ve geleceğe dair küçük bir mutluluk hissi yaşamak mümkündür. Bu küçük ama etkili detay, hediyenizi hem estetik hem de duygusal olarak unutulmaz kılar.



Anıların dokunulabilir hali: Fotoğraf baskıları



Bir zamanlar telefon ekranına sığdırdığınız, galeri arşivlerinizde kalan en mutlu kareleri bu yılbaşı yeniden keşfetmenin tam zamanı. Sosyopix fotoğraf baskıları, en özel anlarınızı sıcaklığını ve kalitesini koruyarak dilediğiniz formda hayat bulduruyor. İster yaz tatilinde o hiç bitmesin dediğiniz gün batımı karesini, ister kış tatilinde çekilmiş kar manzarasını seçin; retro tarzda ya da şık bir çerçeveyle hazırlatabilirsiniz.Çalışma masasında duran küçük bir fotoğraf, sizi kış tatilinin huzuruna veya yılın en güzel anılarına götürebilir. Bu yıl sevdiklerinize sadece bir hediye değil, birlikte paylaşılan özel anıları ve mutluluğu hediye edin.

Anıların estetik hali: Fotoğraf albümleri

Fotoğraf albümleri, her dönem popülerliğini koruyan ve hiçbir zaman değerini kaybetmeyen hediye seçeneklerinden biridir. Çünkü bir albüm, yalnızca fotoğrafları bir araya getirmez; aynı zamanda belirli bir dönemin, bir ilişkinin ya da bir yolculuğun hikayesini saklar. Sayfaları çevirdikçe hatırlanan detaylar, yeniden yaşanan duygular ve geçmişten gelen sıcaklık, bu hediyeyi zamansız bir klasik haline getirir.

Kişiye özel tasarlanan fotoğraf albümleri, hem estetik hem de duygusal yönüyle güçlü bir hediye seçeneği sunar. Kapak dokusundan sayfa düzenine, renk seçiminden yerleştirdiğiniz küçük notlara kadar tamamen size ait bir anlatım oluşturma fırsatı verir. Bu, sadece bir hediye değil; kendi elinizle hazırladığınız bir zaman kapsülüdür.



Anıları duvarlara taşıyan çerçeveler

Mutlu anıları saklamanın tek yolu albümlerde biriken fotoğraflar veya fotoğraf baskıları değildir; bazen evin en görünür köşesine yerleştirilen bir çerçeve de aynı etkiyi yaratır. Ölümsüzleştirilen anları çerçeveleyerek yaşam alanlarınıza sıcaklık ve derinlik katarken sevdiklerinizin her baktığında o ana yeniden dönmesini sağlar. Farklı boyut seçenekleri sayesinde ister küçük bir köşeyi canlandırabilir ister salonunuzun atmosferini değiştirebilirsiniz.  Duvarlara zarar vermeyen yapışkanlı çerçeveler ise kolay kullanımıyla, yalnızca bir dekor değil; her gün gülümseten bir anı sunar. 

Bi’kutu anı: Özel hediye kutularıyla yeni yıl coşkusu

Yeni yıl ruhunu tek bir kutuda toplamak istiyorsanız, özenle hazırlanmış hediye kutuları bunun için ideal bir çözüm sunar. İçerisinde not defterleri, yılbaşı ruhunu yansıtan kupalar, kokulu mumlar ve daha pek çok özel hediye, kutuyu açan kişinin yüzünde sıcak bir tebessüm bırakır. Böylece hediyeniz yalnızca bir kutu değil, birlikte paylaştığınız anıların sıcacık bir yansıması olur.

Siz de bu yıl, sıradanlığın dışına çıkarak sevdiklerinizin yüzünde unutulmaz bir gülümseme oluşturmak istiyorsanız, Sosyopix’in sunduğu bu kişiselleştirilmiş dünya tam size göre. Hatıralarınızı canlandırın ve onlara, her baktıklarında sizi hatırlatacak, zamana anlam katan dokunuşlar hediyeler sunmak isterseniz aradığınız her şey Sosyopix’te!





İlgili Makale