X

Zihnin bir yere koşarken sen bunun neresindesin?

Kader kalıbınıza örülü gelen her şeyi kabul edin, çünkü ihtiyaçlarınıza ondan daha çok ne uyabilir ki?” – Marcus Aurelius

Yılın son günlerinde beni bir telaş sardı. Aceleci, ama heyecandan kaynaklanan bir acele… Koşan bir kalp ritmi… Hani her yıl sonunda haber kuşağında ayın en önemli haberlerini art arda sıralarlar ya, bende de oldu bu. Zihnimin derinliklerinde, yüreğimin görülebilir kısmında…

Kalbimin atış ritmini duydukça kulaklarımda, koşarak o günlere gidip hemen her şeyi değiştirmem gerektiğini hissettim…

Koskocaman bir yıl ve o yılın içindeki birçok günde yaşadığım birçok olay ve onun halen devam eden/yarım kalan duyguları; kırgınlık, iğneleme isteği, yaralar, suçluluk… Evet, yılın tam son bir buçuk ayına yayılan bir süreç oldu bu. Alakasız bir zamanda bambaşka bir sohbetin ortasında fincanımdan bir yudum aldığım o anda fark ettim ki; halen ne kadar öfkeliyim! Koskoca bir YIL geçti, ama öfkem içimde taptaze… Halen ne kadar kırgınım! Koskoca yüzlerce gün geçti ama üzüntüm içimde yeşeriyor. Koskoca 365 gün geçmiş. Doğumlar olmuş, ölümler olmuş, devrimler olmuş… Yeni yıla bu duygularla giremezdim, hayır. Girmemeliyim! Evet, tam olarak kahve içerken (pek de iyimser olmadığımı fark ettiğim bir anda) pırıldadı bu.

Kalbimin atış ritmini duydukça kulaklarımda, koşarak o günlere gidip hemen her şeyi değiştirmem gerektiğini hissettim. Geçmişe gidip ne kadar yarım kalanlarım varsa, hepsiyle vedalaştım, Onları olması gerektiği gibi, olması gerektiği yerde bıraktım. Kimi zaman beklediğim gibi olmadı ama bu bende yarım kalmaya meyil edecek yeni bir duyguya da sürüklemedi, nasıl sürüklesin ki? Geçmişte olanı kabul etmenin hafifliğini yaşarken? Beklentisizken…

Bu sene yeni yıla koşarcasına bambaşka duygularla girdim. 2017’ye şükreden, kalıplardan soyunan, kalıba ihtiyaç duymayan, olanı olduğu gibi kabul eden, kendini görmek için artık aynaya çok da ihtiyaç duymayan, çok daha sakin, yeniye açık, yeniye heyecanlı, yeniye koşarcasına, sevgiye daha çok yer açarak yüreğimde… 2018’deyim. 

Yoga ile ilgileniyorsan bilirsin, içinde bulunduğun pozda derinleşmeye başlarsın, nefesinle oradasın ve sen o pozsun aslında.

Düşüncelerimi pratiğe dökerek, yoga pratiğime daha da can katarak, kendi oluşturduğum alanımda, kendimle… Ve koşarak! Hayatında hiç koşmamış ben, buna rağmen içinde aylardır süregelen gelen koşma isteğini de pratiğe döktüm… Şaşkınım! -Ben de düşünüyorum günlerdir, neden içimde bu koşma arzusu? Halbuki gözümün önünde ve yaşıyormuşum, hiç fark etmemiştim- Çünkü ne olursa olsun içimde koşan bir şey olmamalı ancak bunu gerçekten koşarak yapabilirdim… Herhalde yapabilirim, bilmiyorum henüz, daha yaşayıp görmek lazım.

Yoga ile ilgileniyorsan bilirsin, içinde bulunduğun pozda derinleşmeye başlarsın, nefesinle oradasın ve sen o pozsun aslında. Bazı anlar gelir ki, pozda durmamak için zihnin koşar da durur. Belki acıyı hissedersin bir bölgende ve çıkmak istersin o an pozdan. Nasıl olsa yine yapabilirsin. Öyle değil mi? İşte hayatında her şey bunun üzerine kurulu. Nasıl olsa yine yapabilirsin ama peki ya sen vazgeçtiğinde ya da sen acıyı/gelen herhangi bir duyguyu fark ettiğinde onu orada, o şekilde kabullenmez isen, geri döndüğünde değişen ne olacak? Sen mi? Acının bir başka şekli mi? İşte bu senin hayattaki en büyük pratiğin. Her an, her saniye yaşadığın şeyde yaşadığın kadar var oluyorsun, aslında sen yaşadığın her ne ise, O’sun..

Geçtiğimiz yılın kattığı en büyük iki ders; “bırakmak ve kabullenmek” oldu. Eckhart Tolle’nın aşağıdaki sözleri ise; bu kelimelerin bir araya gelmesine vesile oldu, ne de olsa; artık olanı olduğu gibi kabul etmek niyetimle!

“Yapmanız gereken şeyi yapın. Olanı kabul edin. Zihin ve direnme eş anlamlı olduklarından, kabullenme sizi hemen zihnin hakimiyetinden kurtarır ve Var’lığa yeniden bağlar. Sonuç olarak, sizi bir şeyler “yapmaya” yönlendiren alışılmış ego güdülemeleri -korku, hırs, kontrol, sahte benlik duygusunu savunma ya da besleme- işe yaramayacaktır. Şimdi zihinden çok daha büyük bir zeka iş başındadır ve böylece sizin “yapışınıza” farklı bir bilinç niteliği akacaktır.”- Eckhart Tolle

Yürüdüğün yolda ardında bıraktığın ayak izlerin, ışık olsun o yola, yoldakilere… Yürüdüğün yol buralardan geçerse, beklerim, ışığını paylaşmaya…

 

İlginizi çekebilir: Sabah rutini: Güne başlarken 15 dakika yoga

Şebnem Pınar: Merhaba! Yazılarımda benim 'anlama yolculuğumu' okuyor olacaksınız. Beni anlamak için yazan birisi olarak tanımlamak da isteyebilirsiniz. Şimdi daha önceden edindiğiniz tüm varsayımları ve okurken yapacağınız tüm kritikleri bir kenara bırakıp, sadece okuyun. İdraki de doğal sürecine bırakın... Okuduğunuz an anladığınız şey az sonra değişebilir! Bunu hatırlayın. Bu sizin size yapabileceğiniz en güzel şey!

Yeni yıl hediyelerinin vazgeçilmezi Sosyopix ile anılarınızı ölümsüzleştirin

Sevdikleriniz için hediye seçmek bazen uzun uzun düşünmeyi gerektirir. Çünkü aslında aradığımız şey, sadece bir eşya değildir; bir duyguyu, bir anıyı, bir hatırlamayı karşı tarafa hissettirmektir. Tam da bu yüzden fotoğrafla kişiselleştirilmiş hediyeler, her zaman daha çok dokunur. Tek bir kare, bir gülüşün ardındaki hikayeyi yeniden canlandırır; yıllar önce çekilmiş bir fotoğraf bile açıldığında ilk günkü kadar sıcak hisseder. Sosyopix işte tam da bu noktada, o paha biçilmez anılarınızı estetik ve yaratıcı dokunuşlarla unutulmaz kılıyor.



Kişiselleştirilmiş takvimlerle zamanı anlamlandırmak

Yeni yıl, hayatımızda yeni sayfalar açmak demektir. Bu nedenle kişiselleştirilmiş takvimler, sadece günleri takip ettiğiniz bir araç olmaktan öteye geçer; umut ve güzellikle dolu bir yılın sembolü haline gelir. En güzel fotoğraflarınızla hazırlanan masa veya duvar takvimleri, sevdiklerinizin her gününe anlam katar. Her sayfa, sadece bir tarih değil, hatırlanan ve paylaşılan özel bir anı olarak kalır. Takvimi her çevirdiğinizde, geçmişin güzel anılarını hatırlamak ve geleceğe dair küçük bir mutluluk hissi yaşamak mümkündür. Bu küçük ama etkili detay, hediyenizi hem estetik hem de duygusal olarak unutulmaz kılar.



Anıların dokunulabilir hali: Fotoğraf baskıları



Bir zamanlar telefon ekranına sığdırdığınız, galeri arşivlerinizde kalan en mutlu kareleri bu yılbaşı yeniden keşfetmenin tam zamanı. Sosyopix fotoğraf baskıları, en özel anlarınızı sıcaklığını ve kalitesini koruyarak dilediğiniz formda hayat bulduruyor. İster yaz tatilinde o hiç bitmesin dediğiniz gün batımı karesini, ister kış tatilinde çekilmiş kar manzarasını seçin; retro tarzda ya da şık bir çerçeveyle hazırlatabilirsiniz.Çalışma masasında duran küçük bir fotoğraf, sizi kış tatilinin huzuruna veya yılın en güzel anılarına götürebilir. Bu yıl sevdiklerinize sadece bir hediye değil, birlikte paylaşılan özel anıları ve mutluluğu hediye edin.

Anıların estetik hali: Fotoğraf albümleri

Fotoğraf albümleri, her dönem popülerliğini koruyan ve hiçbir zaman değerini kaybetmeyen hediye seçeneklerinden biridir. Çünkü bir albüm, yalnızca fotoğrafları bir araya getirmez; aynı zamanda belirli bir dönemin, bir ilişkinin ya da bir yolculuğun hikayesini saklar. Sayfaları çevirdikçe hatırlanan detaylar, yeniden yaşanan duygular ve geçmişten gelen sıcaklık, bu hediyeyi zamansız bir klasik haline getirir.

Kişiye özel tasarlanan fotoğraf albümleri, hem estetik hem de duygusal yönüyle güçlü bir hediye seçeneği sunar. Kapak dokusundan sayfa düzenine, renk seçiminden yerleştirdiğiniz küçük notlara kadar tamamen size ait bir anlatım oluşturma fırsatı verir. Bu, sadece bir hediye değil; kendi elinizle hazırladığınız bir zaman kapsülüdür.



Anıları duvarlara taşıyan çerçeveler

Mutlu anıları saklamanın tek yolu albümlerde biriken fotoğraflar veya fotoğraf baskıları değildir; bazen evin en görünür köşesine yerleştirilen bir çerçeve de aynı etkiyi yaratır. Ölümsüzleştirilen anları çerçeveleyerek yaşam alanlarınıza sıcaklık ve derinlik katarken sevdiklerinizin her baktığında o ana yeniden dönmesini sağlar. Farklı boyut seçenekleri sayesinde ister küçük bir köşeyi canlandırabilir ister salonunuzun atmosferini değiştirebilirsiniz.  Duvarlara zarar vermeyen yapışkanlı çerçeveler ise kolay kullanımıyla, yalnızca bir dekor değil; her gün gülümseten bir anı sunar. 

Bi’kutu anı: Özel hediye kutularıyla yeni yıl coşkusu

Yeni yıl ruhunu tek bir kutuda toplamak istiyorsanız, özenle hazırlanmış hediye kutuları bunun için ideal bir çözüm sunar. İçerisinde not defterleri, yılbaşı ruhunu yansıtan kupalar, kokulu mumlar ve daha pek çok özel hediye, kutuyu açan kişinin yüzünde sıcak bir tebessüm bırakır. Böylece hediyeniz yalnızca bir kutu değil, birlikte paylaştığınız anıların sıcacık bir yansıması olur.

Siz de bu yıl, sıradanlığın dışına çıkarak sevdiklerinizin yüzünde unutulmaz bir gülümseme oluşturmak istiyorsanız, Sosyopix’in sunduğu bu kişiselleştirilmiş dünya tam size göre. Hatıralarınızı canlandırın ve onlara, her baktıklarında sizi hatırlatacak, zamana anlam katan dokunuşlar hediyeler sunmak isterseniz aradığınız her şey Sosyopix’te!





İlgili Makale