X

Zamanınızı yönetin: Tembellikten kurtulmanın yolları

Yapılacaklar listenize baktığınızda her şeyi bir kenara bırakıp bir yerlerde kafa dinleme isteği mi uyanıyor içinizde? Belki de o kadar sıkışıksınız ki programınızda nefes alacak bir alan yok; çok fazla sorumluluk aldığınız için, hayır diyemediğiniz için yapmak istediğiniz hiçbir şeye vaktiniz yok. Gerçekten büsbütün tembel hissediyorsunuz. Bu tembellik, sorumsuz ya da beceriksiz olduğunuz anlamına gelmiyor; daha ziyade bazı şeyleri önem sırasına dizmeniz, bazı şeyleri boş vermeniz ve meseleleri nasıl halletmeniz gerektiğini öğrenmeniz gerektiği anlamına geliyor.

Öte yandan son zamanlarda yapılan çalışmalar gösteriyor ki bu tembelliğin bir diğer sebebi de sıkıntılı durumları yönetmekte güçlük çekmek de olabilir. Yani bir görevi sıkıcı bulduğunuzda o görevden vazgeçme ihtimaliniz daha yüksek. Lakin sıkıntıdan kaçmaya çalışırken uzun vadede daha fazla sıkıntı yaratıyor olabilirsiniz.

Bu gibi sorunlarla başa çıkamıyorsanız, hayatınızı rayına oturtmak için aşağıdaki ipuçlarını takip edebilirsiniz…

İlginizi çekebilir: Erteleme alışkanlığınızdan basit teknikler izleyerek kurtulun

Meseleleri gözünüzde büyütmeyin

İnsanların tembellik etmesinin sebeplerinden biri, meseleleri gözlerinde büyütmeleri. Yapacağınız iş çok zor olabilir, çok sıkıcı olabilir; ne olursa olsun, altta yatan sorun, bu görevin katlanılmaz olmasındır. Oysa zorluklar, can sıkkınlığı, çok çalışmak sizi öldürmez, hasta etmez. Bu nedenle yapacağınız işlere bir bütün olarak bakın: “Evet, bu benim en sevdiğim şey değil ama bunu yapabilirim” deyin.

O görevi yerine getirmek için sebeplerinize odaklanın

Görevin yaratacağı stresten kaçınarak uzun vadeli sonuçların ne olacağını düşünün. Neden o görevi yaptığınıza, bu görevin faydalarına odaklanın. Örneğin odanızı temizlemeniz gerekiyorsa, derli toplu bir odaya girdiğinizde nasıl iyi hissedeceğinizi hayal edin.

Görevlerinizi ihtiyaçlarınıza göre sıralayın

Bugünkü programınıza eklediğiniz şeylerden hangileri kesinlikle yapılması gereken şeyler? Bir süreliğine erteleyip daha acil bir göreve odaklanabileceğiniz bir görev mi yoksa hemen yapmanız mı gerekiyor? Bugünün programına eklediğiniz her şeyin bugün yapılması gerekmiyor. Bazı görevler bekleyebilir. Önemli olan, her şeyi dikkatle inceleyip neyin gerekli neyin gereksiz olduğuna karar vermek. Buna karar verdikten sonra görevlerinizi numaralandırın.

En zor görevi en önce yapın

Öncelikli işleriniz arasından ilk yapacağınız görev en zor olanı olsun. En verimli olacağınız zaman dilimi sabah kahvaltınızı ettikten sonradır. Zor görevi bitirdikten sonra daha rahat hisseder, günün geri kalanında daha basit olanları daha kolay yaparsınız.  

Görev listenizi kişisel listenizden ayırın

Çok sayıda görevin içinde kaybolmaktan kaçınmanın tek yolu iki liste yapmaktır: bir görev listesi ve bir kişisel liste. Burada önemli olan, iş gününüzün sonuna bir sınır çekmek ve işinizin kişisel zamanınıza taşmasını engellemek. Eve iş getirdiğinizde ya da işinize kişisel hayatınızı taşıdığınızda gereksiz çatışmalara yol açarsınız. Ayrıca bir sorumluluk alanından diğer sorumluluk alanına gidip geldiğiniz için çok az görevi tamamlamış olursunuz. İş – ev sınırlarının açık bir şekilde çizilmiş olması epey faydalıdır.

Mola verin

Göğsünüzün daraldığını mı hissediyorsunuz? Başınız ağrımaya mı başladı? Bunlar, stresin belirtileri olabilir. Bu noktada stresi ortadan kaldırmanın en iyi yolu durup temiz hava almaktır. Molanın 15 dakika ya da yarım saatten fazla olmaması gerekir; mola bittikten sonra işinize geri dönün ve yapılması gerekeni yapın. Bu şekilde kendinizi tazeleyerek daha fazla motive olacaksınız; hatta belki aklınıza dahiyane fikirler gelebilir.

Yardım isteyin

Tepeleme dolu bir iş yüküyle uğraşmak ya da yapabileceğinizden daha fazla sorumluluğu omuzlamak, herkesin heyecanını kaybetmesine sebep olabilecek bir durum. Tembellik yapmak istemenize şaşılmamalı. Ağır bir iş yükünü azaltmanın en etkili yollarından biri de yardıma ihtiyaç duyduğunuzda yardım istemektir. Görevlerinden kaçan mızmız, beceriksiz, tembel biri gibi görünmek istemiyorsanız yardım isteme konusunda idareli olun. Aynı şekilde başkaları da sizden yardım istediğinde, yapabiliyorsanız yapın. Yardım istediğinizde önünüzde duran görev yığını o kadar da büyük görünmeyecektir.

Ayrıca bir arkadaşınızla anlaşıp görevinizi hangi tarihte bitirmeniz gerektiğini söyleyebilir ve sizi motive etmesini isteyebilirsiniz. Örneğin, filanca tarihte filanca işi bitireceğinize dair söz verebilir, belirli aralıklarla (örneğin haftada bir) konuşup yaptıklarınızı anlatabilirsiniz (bu kişi eşiniz ya da sevgiliniz olmasa daha iyi olur; aranızda gerilimlere yol açabilir).

Çevrenizi düzenleyin

Çevreniz verimliliğinizi olumlu ya da olumsuz anlamda etkileyebilir. Bilhassa teknoloji konusunda dikkatli olun. Sosyal medya, kafanızı karıştıran internet aramaları, telefon görüşmeleri yapmanız gereken işi uzatmanıza sebep olabilir. Bu nedenle bir işi yaparken maillerinizden, sosyal medya sayfalarınızdan uzak durun, telefonunuzu kapatın ya da en azından “rahatsız etme” moduna alıp telefonu uzak bir yere koyun ve görevi tamamlayana kadar bunlara ilişmeyin.

Kendinizi ödüllendirin

Yapmanız gereken şeyi yaptığınızda kendinizi ödüllendirin. Yapmanız gereken şeyi o gün için bitirene kadar aklınızı çeken ilgi çekici şeylerden kaçının ama işinizi bitirdiğiniz zaman da bunlarla kendinizi ödüllendirin.

Mükemmeliyetçilikten kaçının

Mükemmeliyetçilik “ya hep ya hiç” zihniyetidir. Bu zihniyete göre bir şey ya mükemmeldir ya da tamamen başarısızlıktır. Mükemmeliyetçi eğilimlere sahip olan insanlar, harekete geçmek için her şeyin mükemmel olmasını beklerler. Bu “ya hep ya hiç” zihniyeti, sizi görevlerinize başlamaktan ya da o görevi tamamlamaktan alıkoyabilir. Mükemmel olmaktan ziyade daha iyi olmaya odaklanın.

 

İlginizi çekebilir: Mükemmeliyetçilik, erteleme alışkanlığı ve psikolojik stres arasında nasıl bir ilişki var?

Kaynaklar
Psych Central
Psychology Today
wikiHow

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Yeni yıl hediyelerinin vazgeçilmezi Sosyopix ile anılarınızı ölümsüzleştirin

Sevdikleriniz için hediye seçmek bazen uzun uzun düşünmeyi gerektirir. Çünkü aslında aradığımız şey, sadece bir eşya değildir; bir duyguyu, bir anıyı, bir hatırlamayı karşı tarafa hissettirmektir. Tam da bu yüzden fotoğrafla kişiselleştirilmiş hediyeler, her zaman daha çok dokunur. Tek bir kare, bir gülüşün ardındaki hikayeyi yeniden canlandırır; yıllar önce çekilmiş bir fotoğraf bile açıldığında ilk günkü kadar sıcak hisseder. Sosyopix işte tam da bu noktada, o paha biçilmez anılarınızı estetik ve yaratıcı dokunuşlarla unutulmaz kılıyor.



Kişiselleştirilmiş takvimlerle zamanı anlamlandırmak

Yeni yıl, hayatımızda yeni sayfalar açmak demektir. Bu nedenle kişiselleştirilmiş takvimler, sadece günleri takip ettiğiniz bir araç olmaktan öteye geçer; umut ve güzellikle dolu bir yılın sembolü haline gelir. En güzel fotoğraflarınızla hazırlanan masa veya duvar takvimleri, sevdiklerinizin her gününe anlam katar. Her sayfa, sadece bir tarih değil, hatırlanan ve paylaşılan özel bir anı olarak kalır. Takvimi her çevirdiğinizde, geçmişin güzel anılarını hatırlamak ve geleceğe dair küçük bir mutluluk hissi yaşamak mümkündür. Bu küçük ama etkili detay, hediyenizi hem estetik hem de duygusal olarak unutulmaz kılar.



Anıların dokunulabilir hali: Fotoğraf baskıları



Bir zamanlar telefon ekranına sığdırdığınız, galeri arşivlerinizde kalan en mutlu kareleri bu yılbaşı yeniden keşfetmenin tam zamanı. Sosyopix fotoğraf baskıları, en özel anlarınızı sıcaklığını ve kalitesini koruyarak dilediğiniz formda hayat bulduruyor. İster yaz tatilinde o hiç bitmesin dediğiniz gün batımı karesini, ister kış tatilinde çekilmiş kar manzarasını seçin; retro tarzda ya da şık bir çerçeveyle hazırlatabilirsiniz.Çalışma masasında duran küçük bir fotoğraf, sizi kış tatilinin huzuruna veya yılın en güzel anılarına götürebilir. Bu yıl sevdiklerinize sadece bir hediye değil, birlikte paylaşılan özel anıları ve mutluluğu hediye edin.

Anıların estetik hali: Fotoğraf albümleri

Fotoğraf albümleri, her dönem popülerliğini koruyan ve hiçbir zaman değerini kaybetmeyen hediye seçeneklerinden biridir. Çünkü bir albüm, yalnızca fotoğrafları bir araya getirmez; aynı zamanda belirli bir dönemin, bir ilişkinin ya da bir yolculuğun hikayesini saklar. Sayfaları çevirdikçe hatırlanan detaylar, yeniden yaşanan duygular ve geçmişten gelen sıcaklık, bu hediyeyi zamansız bir klasik haline getirir.

Kişiye özel tasarlanan fotoğraf albümleri, hem estetik hem de duygusal yönüyle güçlü bir hediye seçeneği sunar. Kapak dokusundan sayfa düzenine, renk seçiminden yerleştirdiğiniz küçük notlara kadar tamamen size ait bir anlatım oluşturma fırsatı verir. Bu, sadece bir hediye değil; kendi elinizle hazırladığınız bir zaman kapsülüdür.



Anıları duvarlara taşıyan çerçeveler

Mutlu anıları saklamanın tek yolu albümlerde biriken fotoğraflar veya fotoğraf baskıları değildir; bazen evin en görünür köşesine yerleştirilen bir çerçeve de aynı etkiyi yaratır. Ölümsüzleştirilen anları çerçeveleyerek yaşam alanlarınıza sıcaklık ve derinlik katarken sevdiklerinizin her baktığında o ana yeniden dönmesini sağlar. Farklı boyut seçenekleri sayesinde ister küçük bir köşeyi canlandırabilir ister salonunuzun atmosferini değiştirebilirsiniz.  Duvarlara zarar vermeyen yapışkanlı çerçeveler ise kolay kullanımıyla, yalnızca bir dekor değil; her gün gülümseten bir anı sunar. 

Bi’kutu anı: Özel hediye kutularıyla yeni yıl coşkusu

Yeni yıl ruhunu tek bir kutuda toplamak istiyorsanız, özenle hazırlanmış hediye kutuları bunun için ideal bir çözüm sunar. İçerisinde not defterleri, yılbaşı ruhunu yansıtan kupalar, kokulu mumlar ve daha pek çok özel hediye, kutuyu açan kişinin yüzünde sıcak bir tebessüm bırakır. Böylece hediyeniz yalnızca bir kutu değil, birlikte paylaştığınız anıların sıcacık bir yansıması olur.

Siz de bu yıl, sıradanlığın dışına çıkarak sevdiklerinizin yüzünde unutulmaz bir gülümseme oluşturmak istiyorsanız, Sosyopix’in sunduğu bu kişiselleştirilmiş dünya tam size göre. Hatıralarınızı canlandırın ve onlara, her baktıklarında sizi hatırlatacak, zamana anlam katan dokunuşlar hediyeler sunmak isterseniz aradığınız her şey Sosyopix’te!





İlgili Makale