X

Zamanınızı geri kazanın: Fark etmeden vaktinizden çalan aktiviteleri nasıl azaltabilirsiniz? 

Modern çağın en büyük açmazlarından biri teknoloji. Teknoloji sayesinde artık önceden yapamadığımız birçok görevi daha kolay tamamlıyor ve sürekli bağlantıda kalmanın keyfini sürüyor olsak da zaman, artık onun yüzünden hiç olmadığı kadar hızlı akıyor. Instagram’daki sonsuz kaydırmaların ve TikTok döngülerinin dışına çıkınca sebepsiz yere harcadığınız saatleri düşünün… Anı yaşarken farkında olmasak da gün içinde bu şekilde tekrarladığımız sayısız mikro kayıp var. Hatta bunlardan bazıları hiç de azımsanacak gibi değil. Haftalık, aylık ve yıllık takvime vurulduğunda sizi kişisel hedeflerinizden ve profesyonel beklentilerinizden uzaklaştıran temel sorun, sahip olduğunuz modern alışkanlıklar olabilir. 

Modern dünyada zaman kaybı nasıl önlenir?

Dijital teknolojilerin, özellikle de sosyal medyanın hızlı yükselişi parmaklarımızın ucuna tüm dünyanın bilgisini getirdi. Ne yazık ki bu durum, interneti ve teknolojileri akıllıca kullanmaktansa gereksiz zaman kaybına yol açıyor. Hatta birçoğumuz için durum o kadar ciddi ki modern alışkanlıklarımızın yarattığı sorunun farkına varmak bile mümkün olmuyor. Yapılan bir çalışma, iş sırasında yaşanan bölünmelerin ardından dikkati toparlamanın ortalama 23 dakika 15 saniye sürdüğünü gösteriyor. 

Sosyal medya platformlarında kendini var etme çabası ve telefon bildirimleri arasında gidip gelirken dikkati bir türlü toparlayamamak da bundan kaynaklanıyor. Anlık tepki vermeye alıştığımızdan ve hiçbir şeye kendimizi tam anlamıyla veremediğimizden, ne işleri gerektiği gibi tamamlayabiliyor ne de gün sonunda mutlu ve iyi hissediyoruz. Yani nereden baksanız net bir kayıp olduğu ortada. Neyse ki modern alışkanlıkların kaybettirdiği değerli saatleri geri kazanmanın da bazı yolları mevcut.

1. Sorunu fark etmek

Her şeyde olduğu gibi vakitten çalan modern alışkanlıkları önlemek için de öncelikle onları fark edip bir sorun olduğunu kabullenmek gerekiyor. Örneğin; iş arasında ya da uyku öncesinde yapılan anlamsız Instagram kaydırmalarının, vakitten olduğu kadar fiziksel sağlıktan ve iş veriminden de götürdüğü net. Ancak kontrolsüz yapılan ve otomatik bir tepkiye dönüşen bu alışkanlıklardan vazgeçmek, öncelikle sorunun açıkça saptanmasıyla mümkün oluyor. Yaşadığınız düşük uyku kalitesinin, azalan üretkenliğin veya motivasyonun nedenlerini ararken listenin en üst sırasında dijital kaydırma hareketlerini eklemek gerekiyor. Bu zararsız görünen eylemlerin aslında çok büyük etkilere sahip olduğunu fark ederek, o çok önemli olan ilk adımı atabilirsiniz.

2. Bildirimleri kapamak

Zaman kaybının önemli bir bölümü anlık olarak alınan bildirimlerden kaynaklanıyor. Çünkü beyindeki ödül mekanizmasını tetikleyen telefon ve uygulama bildirimleri, üzerimizde anında yanıt verme baskısı kuruyor. Bu durum bizi yaptığımız işten uzaklaştırırken tekrar geri dönmeyi de bir hayli zorlaştırıyor. En ideal çözüm olarak, gün içinde odaklanmanız gereken anlarda uygulama bildirimlerini kapatabilir, telefonu sessiz moda alabilir veya uçak modunda kullanabilirsiniz. İlk başta zor gelen bu alışkanlığa bir kez adapte olduktan ve odaklanmanın keyfine vardıktan sonra, bildirimleri tekrar açmayı istememeniz bile olası.

3. Kişisel hedefler belirlemek

Takip edilebilir ve ölçülebilir hedefler koymak, modern alışkanlıkların yarattığı zaman kaybından korunmak için uygulanabilecek bir diğer etkili yöntem. Kendinize net hedefler belirleyerek ve örneğin; “Sosyal medya kullanımını her hafta 30 dakika azaltacağım” diyerek, ay sonunda kendinizi boş zamanları değerlendirirken bulabilirsiniz. Arta kalan yarım saatlik zaman dilimlerini kitap okuyarak, meditasyon yaparak veya yazı yazarak değerlendirebilirsiniz. Bu tür ufak hedefler belirleyip yerine getirdikten sonra motivasyonu artırmak ve kaybolan odağı kazanmak da kolaylaşacaktır.

4. İnternet kullanımını zaman aralıklarına oturtmak

İnternet, özellikle de sosyal medya kullanımına sınırlama getirerek kaybettiğiniz zamanı kazanmayı denemiş olabilirsiniz. Ancak bu adımı uygularken yasaklama mantığından kaçınmak çok önemli. İnsan beyni yasakları delmeye çalışacak şekilde adapte olduğundan, koyduğunuz sınırları bir yerden sonra aşıyor olmanız çok normal. Çünkü koyduğunuz sosyal medya limitleri diyet mantığına benzer şekilde çalışır ve kendinizi cips yememeye zorlamaya benzer. Bunun yerine doğal ritminizle uyumlu zaman aralıkları oluşturursanız, kullanımın da kendiliğinden azaldığını fark edebilirsiniz. Örneğin; güne başlarken veya gün sonunda sosyal medyada takılma alışkanlığınız varsa, bundan kurtulmak harika bir başlangıç olabilir. Bunun yerine, dijital sosyalleşme için işten veya yemekten sonraki dilimi kullanabilirsiniz. 

5. Teknolojik ekipmanları gelişim aracına dönüştürmek

Zamandan çalan alışkanlıkların yerine gerçekten üretken olanları koymak, yapılabilecek bir diğer alternatif. Özellikle de parmaklarımızın ucunda bilgi sahibi olacak, kendini geliştirecek ve envai çeşit fayda sağlayacak sınırsız bir dünya olduğu düşünülürse. Zaman kaybettiren alışkanlıkları azaltmak için gereksiz uygulamaları silebilir, gizleyebilir ve ana ekranı temiz hale getirebilirsiniz. Böylece eliniz telefona gitse bile sizi kışkırtan etmenlerle karşılaşmamış olursunuz. Bunlar yerine meditasyon uygulamaları, dil programları veya e-kitap yazılımları yükleyerek teknolojinin size sunduğu avantajlardan en iyi şekilde faydalanabilirsiniz.

6. Ekransız aktiviteleri çoğaltmak

Ekransız aktiviteleri çoğaltmak ve boşalan zamanı mindful aktivitelerle doldurmak, andan alınan keyfi maksimuma çıkaran eylemler arasında. Ekran bağımlılığı ve buna bağlı dikkat kaybını azaltmak için yaptığınız her işe kendinizi vermeyi deneyebilirsiniz. Örneğin; egzersiz sırasında sadece hareketlere odaklanmak, film izlerken kendini senaryoya vermek veya yemek yerken aldığı lezzeti fark etmek, gün içinde sayısız mindful an yaratmanıza yardımcı olabilir. Amaçsız kaydırma sıklığını azaltarak zamanı gerçek anlamda değerlendirmenizi sağlayacak bu basit pratikler sayesinde içinde bulunduğunuz ana daha iyi odaklanabilir, çevrenizle daha derin bağ kurabilirsiniz.

Kaynak: smarmorecastle

İlginizi çekebilir: Dijital detoks rehberi: Ekran süresini azaltmanın yolları

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale