X

Zamanın sınırları: Geçmiş, şimdi, gelecek nerede başlar, nerede biter?

Gözümüzle göremediğimiz, elimizle dokunamadığımız, tadını bilemediğimiz ve sesini duyamadığımız bir kavram hakkında bir maceraya çıkacağız bugün. Her ne kadar varlığını beş duyumuz ile hissedemiyor olsak da hayatımızda çok önemli bir rol oynayan o kavramı irdeleyeceğiz bugün. Evet, tam tahmin ettiğiniz gibi konumuz zaman ve zaman algımız.

İnsanlığın hep merak konusu olmuş zaman. Nasıl başladı, başladığında ne vardı ve nasıl son bulacak? Zamanı geri almak, zamanda geriye gitmek mümkün mü? Zamanda yolculuk mümkün mü? Zamanda boyut değiştirmek mümkün mü? Eş zamanlı oluşlar var mı? Zaman veya an diye tanımladığımız geçmiş olduğu yerde kalıyor mu, gelecek gerçekten gelecekte mi oluşmakta, yoksa bugün geleceğe yansıyor mu? Bugün, şu an, bu saniye zaman ilerliyor mu? Veya bizim gelecek diye tanımladığımız aslında bugün şu anda olmaya devam ediyor mu?

İşte konu zaman olduğunda sorularımız da bir o kadar fazla. Ben bugün sizlerle birlikte hayatımıza yansıttığımız geçmiş, bugün ve gelecek perspektifimize biraz daha detaylı bakalım istiyorum. Kimilerimiz geçmişi gerçekten geçmişte bırakabiliyoruz, “Oldu, bitti ve bugüne geldik” diyebiliyoruz. Bir bölümümüz ise geçmişin hataları, geçmişin pişmanlıkları ve geçmişin ahları ile bugündeyiz.

Geçmişte yapamadıklarımızla uyanıyoruz. Her gün kendimize aynı soruyu soruyoruz: “O kişiden ayrılmasam veya hayatıma o şehirde veya o şirkette devam etsem ne olurdu?” Bugün olduğum kişiden, olduğun yerden, bulunduğum konumdan daha farklı bir kişi olur muydum? Bazen şunu söylerken buluyorum kendimi örnek vermem gerekirse: “Bir düğme olsa ve ben seçmediğim yolun sonunun ne olduğunu görebilsem… Zamanda burada, şimdide kalsam, fakat bu sihirli düğme beni başka bir zamanda, başka bir akışta olacak sonuca götürüverse. Eş zamanlı olarak bu farklı yolların sonuçlarını hissedebilsem, anlayabilsem.” Ama zaman işte burada bizlere oyun oynamaya başlamış oluyor.

Bir de tabii gelecekte yaşayanlarımız var. Gelecek maaş artışında, gelecek tatilde, gelecek sevgilide, gelecek başarıda, gelecek rejimde, gelecek sınavda… Ve o gelecek için bıkmadan bugünden hazırlananlar, bugünü, anı bir kenara bırakabilenler ve geleceğin gerçeğine bugünden hazırlananlar… Kimilerimiz için bu, sadece bugün akışta olan zamanın ziyanı, kimilerimiz için ise fedakarlık… Kimilerimiz için ise “Bakarız, zamanı gelsin düşünürüz!” İşte zaman öyle kolayca geçemeyeceğimiz kadar kompleks bir kavram ve bu kavram hayat kararlarımızı da, hayat yolumuzu da büyük ölçüde etkiliyor.

Hayatımızın belki de en önemli değişkenini oluşturan zaman kavramı üzerine bu hafta beni daha fazla düşündüren okuma listemdeki bir eserden, Philip Zimbardo ve John Boyd’un Zaman Paradoksu‘ndan söz etmek istiyorum. Eserden zaman hakkında kısa bir bölüm…

Seyahat listesindeki bir sonraki harikayı görmek üzere acele etmeyen biri için burada daha derin bir mesaj kendini açığa çıkaracaktır. Mesela kitabınızın yazarlarından John Boyd, beklenmedik bir öğleden sonrası boşluğunda Kapuçin Mahzeni’ ne yaptığı ziyarette bir yığın kemikle dolu zemin üzerine yazılmış bir yazıt fark etti:

Bugün neysen, onlar da bir zamanlar oydu. Onlar bugün neyse, sen de o olacaksın.

On dört basit kelimeden oluşan bu el yazmasında geçmiş ve gelecek, şimdiki zamana karışır. İskeletler, bir anda tarihi eser olmaktan çıkarak tıpkı bizler gibi hayat yolundaki garip yolculara dönüşürler: Yoldaşlarımıza. Dört yüz yıllık gündoğumu ve günbatımı, on beş bin günlük ziyafetler, kıtlıklar, savaşlar ve barışlar artık bizi ayıramaz: Keşişlerin kurumuş tenlerinin rengi, fildişi rengindeki kemikleri, konuştukları Ortaçağ Latincesi veya cübbelerinin tarzı gibi anlamsızlaşmışlardır. Yazıt, kaçınılmaz olanı göz ardı etmeye (ve hatta inkara) olan psikolojik yatkınlığımızdan bizi kurtarır: Yeryüzündeki zamanımız sınırlıdır.

Her sabah uyandığımızda belki nasıl kullanacağımızı veya harcayacağımızı hiç düşünmediğimiz bu kavram, zaman kavramı bizler için evren üzerinde sınırlıdır. Bugün bu yazımda bana eşlik ediyorsanız bir kez daha zamanınızı neye ve nasıl harcadığınıza dikkat etmek üzere zaman ayırmanızı isterim. Zamana kattığınız nedir, geçmişin gölgeleri bugününüze uzanıyor mu, geleceğe bugünden gönderdiğiniz mesajlar olumlu mu, hayatınızda, zamanınızda, bugününüzde neyi büyütmektesiniz? Çünkü bu dünya üzerinde zamanımız, bir anlık kozmik bir göz kırpması kadar sınırlı! Çünkü biz hala zamanımız olduğu için çok şanslıyız!

İlginizi çekebilir: Meşgul olmak güzeldir: Hayatınızı anlamlı kılan meşguliyetler edinin

Pınar Özeken (Ulus): 2007 yılında Boğaziçi Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik bölümü ile Kimya bölümlerini bitirdi. Aynı üniversitede Biyomedikal Mühendisliği ve İspanya Pompeu Fabra üniversitesinde master derecelerini aldı. Özellikle 2011’den bu yana moda ile ilgili çalışmalara ağırlık verdi ve hala moda üzerine yazı dizileri, farklı moda kaynaklarında yayınlanmaktadır. Yoga eğitmeni olma yolunda ilerleyen Pınar, bir Arjantin Tango aşığı. Gerçek tutkularından bir diğeri ise seyahat etmek."Dünya üzerinde ayak basılmadık toprak kalmasın" mottosu ile dünyayı dolaşmaya devam ediyor.

Akbank’tan sürdürülebilirlik yolunda ilham veren bir rehber

Sürdürülebilirlik, günümüz dünyasında her zamankinden çok daha büyük bir öneme sahip. Çünkü, doğal kaynaklarımız hızla tükenirken yalnızca kendi geleceğimizden çalmakla kalmıyor, gelecek nesillerin sahip olabileceği yaşamdan da çalıyoruz. İklim değişikliği ve çevresel sorunlar bir yana, kişisel tercihlerimiz, hızla artan tüketim alışkanlıkları, teknolojik gelişmeler ve daha pek çok sebep, sürdürülebilirliğin ne kadar hayati bir gündem olduğunu defalarca gözler önüne seriyor. Artık yalnızca bugünü değil, yarınları da düşünerek doğal kaynaklarımızı korumak, geleceğimizi ve gelecek nesillerin geleceğini garanti altına almak, daha yaşanabilir bir dünya yaratmak için adımlar atmalı, değişimi geç kalmadan başlatmalıyız. Sürdürülebilirlik, artık bir tercih değil; kendimiz için, dünyamız için, geleceğimiz için benimsememiz gereken bir zorunluluk. Aksi halde yarınlar, hayalini kurduğumuz yarınlardan çok uzak olacak.



Bu bağlamda sürdürülebilirlik konusunu merkezine alan ve hem bireysel hem toplumsal farkındalığı artırmayı hedefleyen Akbank, sürdürülebilir bir gelecek inşa etmek için “Sürdürülebilirlik insan için, #Hepimizİçin” diyor ve sürdürülebilirlik odaklı bloguyla bizleri buluşturuyor. Sürdürülebilirliği yalnızca çevresel boyutuyla ele almayan, sosyal ve ekonomik boyutunu da göz önünde bulunduran Akbank, bu önemli konuda liderlik ederek sürdürülebilirliğin her yönüyle ilgili bilgi ve farkındalık dolu içerikleri kaleme alıyor. Hem sürdürülebilirlik konusunda neler yapabileceğini merak eden herkese hem de bu konudaki bilgi birikimini artırmak isteyenlere geleceğimizi koruma yolunda ilham verici bir rehber oluyor. Peki, bu rehberde başka neler var, gelin yakından bakalım.

Akbank Sürdürülebilirlik Blog’da neler var?

Akbank, sürdürülebilirlik konusundaki farkındalığı artırmayı amaçladığı bu blogda, bireyleri harekete geçmeye teşvik edecek güncel bilgileri ve sürdürülebilir alışkanlıkları hayata dahil etmenin pratik yollarını aktarıyor. ‘Herkes için sürdürülebilirlik’ mesajını paylaşarak toplumun tüm kesimlerini kapsamayı ve bireysel olarak atılabilecek adımlar konusunda da ilham vermeyi amaçlıyor.

“Sürdürülebilirlik, çevrenin yanında insan için, toplumun gelişmesi için” anlayışını benimseyen Akbank, eğitimden gönüllülüğe, yatırımdan sanata her alanda toplumun kalkınması ve sürdürülebilir yarınlar için çalışıyor. Bu bağlamda Akbank’ın sürdürülebilirlik blogunda yer alan, farklı alanlara hitap eden başlıklardan bazıları ise şöyle:

Sürdürülebilir Kalkınma İçin: Toplumsal Cinsiyet Eşitliği

Toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanmasının hem toplumsal bilincin artmasında hem de kalkınmanın sağlanmasında kritik bir öneme sahip olduğunu biliyor muydunuz? Akbank, blogunda yer verdiği Sürdürülebilir Kalkınma İçin: Toplumsal Cinsiyet Eşitliği yazısında bu konuyu detaylıca ele alıyor ve UN Women’ın verilerinden yola çıkarak toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanmasının getireceği faydaları, ekonomik, sosyal ve daha pek çok açıdan sürdürülebilirlik bağlamında değerlendiriyor.

Yeşil Bütçe Nasıl Oluşturulur?

Sürdürülebilir bir yaşam biçimi benimsemenin en önemli adımlarından biri de hiç şüphesiz bireysel olarak finansal sürdürülebilirliği sağlamaktan geçiyor, bunun da en etkili yolu bireysel yeşil bütçeler oluşturmak. Yeşil Bütçe Nasıl Oluşturulur? yazısında Akbank, çevreyi korumaya odaklanan harcamaların nasıl planlanacağından yeşil bütçe oluşturmanın pratik yollarına kadar pek çok kolay uygulanabilir yöntem paylaşıyor.

5 Adımda Minimalist Yaşama Geçiş



Günümüzde hızla yaygınlaşan tüketim çılgınlığının hem bütçeye hem doğaya verdiği zarar aşikar. Bu tüketim alışkanlıkları, doğal kaynakların bilinçsizce harcanmasından karbon ayak izinin artmasına, çevre kirliliğinden biyoçeşitlilik kaybına kadar gezegenin doğal dengesini bozan pek çok olumsuz sonucun ortaya çıkmasına zemin hazırlıyor. Karşılığında ise ‘az, çoktur’ anlayışını benimseyen minimalizm, bu gereksiz harcama alışkanlıklarına bir panzehir olma görevi üstleniyor. Akbank’ın sürdürülebilirlik blogunda yer alan 5 Adımda Minimalist Yaşama Geçiş yazı da modern dünyada minimalist alışkanlıklar benimsemenin yollarını aktarıyor.

Sanatta Sürdürülebilirlik

Sürdürülebilirliğin genellikle pek değinilmeyen ya da bağlantısı sorgulanmayan fakat aslında çokça göz önünde bulunan kısmı; sürdürülebilirlik ve sanat ilişkisi üzerine hiç düşündünüz mü? Sanat, yüzyıllardır toplumsal bilinci artırmada ve en zor görünen konuları bile daha anlaşılır kılmada güçlü bir iletişim aracı. Bu gücü onu sürdürülebilirlik konusunda da etkili bir özneye dönüştürüyor. Sanat eserlerinde kullanılan materyallerden sanatçıların toplumsal konulara farkındalık yaratmak amacıyla benimsedikleri yaklaşımlara kadar sanat ve sürdürülebilirlik bağını pek çok açıdan ele almak mümkün. Akbank Sürdürülebilirlik Blog’ta yer alan Sanatta Sürdürülebilirlik başlıklı paylaşım da bu bağın ne denli güçlü olduğuna dikkat çekiyor.

Sürdürülebilir Turizm, Karbon Nötr, Doğa Dostu Teknoloji ve dahası

Sürdürülebilirliği tüm yönleriyle ele alan Akbank, blogunda daha pek çok konuya dikkat çekiyor. Sürdürülebilir turizmden, karbon nötr kavramına, doğa dostu teknolojik gelişmelerden sürdürülebilirlik alanında öne çıkan yeni trendlere kadar yaşama, insana, dünyaya ve geleceğe dair her alanda sürdürülebilirliğin önemine ve etkisine değiniyor. Hayatın her alanına yayılan stratejilere ihtiyacımız olduğunun farkında olan Akbank, sürdürülebilirliğin kalbinde insan var diyor ve toplumsal dönüşüm için bütünsel bir yaklaşım benimsemenin gerekliliğini vurguluyor.

Siz de çok geçmeden bir adım atmak ve daha yaşanılabilir bir dünya için bugünden neleri değiştirebileceğinizi öğrenmek istiyorsanız Akbank’ın sürdürülebilirlik odaklı bu blogunu takip edebilir, hem kendiniz hem de gelecek nesiller için değişimi başlatabilirsiniz.

*Bu yazı, Akbank katkılarıyla hazırlanmıştır.





Orkid, “Sporla Güçlen” projesine verdiği destekle kız çocuklarının geleceğine ışık tutuyor

Bir kız çocuğu düşünün: Günün ilk ışıklarıyla birlikte koşuya çıkan, her sabah elinde topuyla antrenman yapan, büyük bir hevesle hem bedenini hem de zihnini beslemek için yıllarca gönül verdiği spor dalı uğruna çalışmaya devam eden ve uzun yıllar sonra gözlerinden ışıklar saçarak ilk kupasını milyonların önünde havaya kaldıran… Ne harika bir tablo, öyle değil mi?



Toplumun her köşesinde, binlerce kız çocuğu bu anı yaşamayı hak ediyor. Ancak, ne yazık ki birçoğu için spor; erişilmesi çok güç bir lüks, uzak bir hayal gibi kalıyor hayatları boyunca. Oysa spor, sağlığın, özgüvenin, azmin, başarının, kararlılığın, istikrarın temellerini atan, kız çocuklarının güçlü bireyler olarak yetişmesine katkı sağlayan en önemli araçlardan biri. Bu önemin farkında olan ve kız çocuklarını spor yoluyla güçlendirmek isteyen Orkid, Watsons iş birliği ile Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi’nin (TMOK) Diyarbakır, Gaziantep ve Şanlıurfa’da yürüttüğü “Sporla Güçlen” projesine destek veriyor.

Geleceğe atılan adımlar: Kız çocukları, ‘sporla güçleniyor’

Türkiye’de kadınları ilk kez hijyenik pedle buluşturan P&G’nin kadın bakım markası Orkid, 45 yılı aşkın süredir dünyadaki tüm kadınların hayatını kolaylaştırmak, onları her alanda desteklemek için imza attığı çalışmalarına bir yenisini daha ekleyerek “Sporla Güçlen” projesiyle kız çocuklarının yanında oluyor.

Kız çocuklarına sporla yeni yollar açmayı ve kız çocuklarının geleceğini aydınlatmayı hedefleyen Orkid, yürüttüğü bu iş birliğiyle kız çocuklarının eğitim ve spor yaşamlarını desteklemeyi, onların fiziksel, zihinsel ve sosyal gelişimlerine katkı sağlamayı amaçlıyor. Kız çocuklarının hayatta karşılaşacakları tüm zorluklar karşısında çok daha güçlü durmalarını sağlayan, onların bütüncül gelişimini desteklerken duygusal dayanıklılık kazanmalarına da zemin hazırlayan sporun gücü, yadsınamayacak kadar fazla. Öyle ki; Orkid’in, İpsos ile Türkiye genelinde gerçekleştirdiği araştırmaya göre; ergenlik döneminde spor yapan kadınların %77’si, sporun bugün oldukları kişi olmalarına yardımcı olduğunu belirtiyor. Dahası, yapılan bu araştırmaya göre; ergenlik döneminde spor yapan kızlar, istedikleri kişi olmalarına yardımcı olabilecek özgüven ve becerileri sporla kazanıyor.

Buna rağmen genç kızların neredeyse yarısının düzenli spor yapmadığı sonucuna ulaşan Orkid, TMOK ve Watsons iş birliği ile kız çocuklarının sporla güçlenmesi için onların yanında yer alıyor. Kız çocuklarının hem eğitimlerine hem de spora devam etmelerine yönelik gerekli spor malzemelerinin temin edilmesini destekleyen Sporla Güçlen projesi ile Diyarbakır, Gaziantep ve Şanlıurfa’da bulunan okullardaki kız öğrenciler dönem boyunca badminton, basketbol ve voleybol dallarında eğitim alıyor.

Kadınların daha özgüvenli olmasını destekleyen ve spor ile olan bağlarını güçlendirmeye odaklanan bir marka olarak Orkid, hiçbir kız çocuğunun bu haklarından mahrum kalmaması için çalışıyor. Bu sayede geleceğin sağlıklı, özgüvenli, başarılı ve belki de milli sporcuları bugünden yetişmeye başlıyor. Gelecek nesillerin hayallerine ulaşmalarına yardımcı olmak için onların yanında olmaya ve onları cesaretlendirmeye devam eden Orkid, kız çocuklarına yeterli imkan sağlandıkça daha eşit ve aydınlık yarınların mümkün olduğuna inanıyor.



Kız çocuklarını genç yaşta sporla tanıştırarak onların kendi potansiyellerini keşfetmelerine olanak tanıyan bu projenin ve başta Orkid ile Watsons olmak üzere projenin tüm destekçilerinin ülkemize ve dünyaya ilham olması, kız çocuklarının ışıl ışıl bir geleceğe doğru çok daha emin adımlarla yürümesi hepimizin en büyük temennisi.

Güçlü kadınlar, güçlü yarınlar için, #SporlaGüçlen projesine destek veren Orkid ürünlerini Watsons’ta keşfetmek için tıklayın.

*Bu yazı Orkid katkılarıyla hazırlanmıştır.





İlgili Makale