X

Yoga felsefesini hayatınıza ne kadar dahil edebiliyorsunuz?

Bedenlerimiz fiziksel olarak sağlıklı, zihinlerimiz karmaşadan uzak, net ve odaklı, stres seviyemiz bizim kontrolümüz altında olduğunda sevdiklerimizle bağ kuracak daha çok zaman yaratma ve ister iş ister özel yaşantımızda olsun sosyal olarak daha sağlıklı ilişkiler kurma şansımız olabiliyor.

Sağlıklı olmak öyle bir hal ki; ruhsal, zihinsel ve fiziksel sağlığa sahip olduğumuzda gerçekten, özümüzde kim olduğumuzla daha derin bağlar kurabiliyor, kendimizi tüm çıplaklığımızla görebiliyor ve bu şekilde var olmaktan hoşnut olabiliyoruz. Bu çevremizdeki dünya ile de daha derinden, daha ruhani bir bağ kurmamızı kolaylaştırıp daha zevkli hale getiren yegâne şey.

Bir araya geldiklerinde varlığımızı temsil eden bu üç ayrı kanalda sağlıklı olabilmek için izlenen pek çok yol var. Stresi azaltmanın, fiziksel direnci artırmanın, zihin yorgunluğundan kurtulmanın pek çok yolu var. Ancak herhangi bir ağırlık egzersizi ile geliştirilmiş kasların günün sonunda kendinden güçsüze baskı kurmak veya şiddet uygulamak için olmadığı, bir felsefeye dair sahip olunan entelektüelitenin bir başkasını hor görmek için bir birikim olmadığı ve şayet bir sebepten kişisel hayatta sakinlik söz konusu ise bunun başkalarının hayatlarına dair eleştirel bir hak kazandırmadığı benimsenmemişse, burada yanlış bir şeyler var diyebiliriz.

Şu andan itibaren izninizle konuyu yoga özeline taşımak ve sizinle birlikte gelişim niyetiyle bir tartışmaya açmak istiyorum. Yargısız bir kabule, hem mat üzerinde hem mat dışında, hem kendim hem öğrencilerim için davet gönderen biri olarak, hem sizi hem kendimi belki de bu yargısızlık çizgisinden dışarıya alacağım bir tartışma bu. Ancak şunu biliyorum ki sınırlara doğru yürümezsek olanı olduğu gibi görmeyi reddedersek değiştirmek, dönüştürmek hiç mümkün olamıyor.

Daha önce hiçbir yoga stüdyosunda bulundunuz mu bilmiyorum. Bir bloğu size uzatmasını veya matını biraz daha kenara doğru kaydırmasını rica ettiğinizde suratının ifadesi değişen, size tavırlı olan insanlarla karşılaşmış olabilir misiniz? Zamanında sınıfına gelmiş bir eğitmenin derse başlayabilmek için yüksek sesle telefonla konuşmasını bitirememiş birini bekliyor oluşunu sınıfın geri kalanı ile birlikte izlemiş olabilir misiniz? Bu ve benzeri şeyler yaşadıysanız eğer, öfkeye nispeten şaşırmış olabilirsiniz. Belki de şaşkınlığınız söz konusu kişinin onca kişinin kendisini bekliyor oluşunun bile farkında olmayışına olmuştur.

Şiddetin felsefesinde barınmadığı yoga pozları içindeki savaşçı pozları kişinin kendisine dair nelerle savaş verdiğine dair farkındalık durağıdır. Sadece düzenli ve güçlü fiziksel kondisyonla savaşçı pozlarını deneyimliyor olmak, ego ile olan savaşlarımızı kazandığımız anlamına geliyor mu sizce? Şehir hayatının hızlı temposunu hafifletmek için girilecek olan bir yin yoga dersi veya meditasyon sınıfı öncesinde derse giriş kartının onayını ağır hareketlerle tamamlayan birine derse geç kalınmasına sebebiyet veriyor olduğu hissi ile gelen tahammülsüzlükle çıkışma hali, savaşçı pozlarının çoğunlukla sadece güçlü bir kondisyon sağlayan bir egzersiz durağı olduğu fikrini uyandırıyor mu?

Temizlik, saflık ve sadelik… Kulağa hoş gelen, hoş hissettiren üç kelime. Tüm bunları edinmek niyetiyle sadece pozitif şeyleri konuşan, çoğu zaman konuştukları ve paylaştıkları belirli insanlar olan ve onların dışındaki herkes için anlaşılması güç, bu dünyadan değilmiş gibi hissettiren cümleler kuran, belirli gıdalarla beslenen, belirli insanlar ve konular dışında hiçbir şey hakkında konuşmayan, ilgilenmeyen ve bu belirli başlık altında mevcut olan her ne varsa bunları yine o belirli komünite dışındakilerle paylaşmayanların yoganın anlamlarından “herkesle ve her şeyle bir ve bütün olmak”la ilgili çelişkisi dikkatinizi çekiyor mu?

Eğer yüzünüzü yogaya döndüyseniz siz de kapitalizm, salgın hastalıklar, yıkıcı ve ezici akımlarla yönetilen batı kültüründe var olmaya çalışırken, doğunun derinliklerinden destek almaya çalışıyorsunuz demektir. Yoga kişinin kendisi ve dünya arasında, yaratıcılığı artıran bir bağ kurma aracıdır. Bu tüketim kültüründe yaratım ve üretim ve manevi kimliklerimizde yükselişi yakalamak istiyorsak ve bunu bir dini inanışa çevirmeden, bir o kadar da iki yüzlü bir kimliğe bürünmeden yapabilmek için hayatlarımıza uyarlamanın bir yolunu bulmalıyız.

Yukarıdaki örneklere şahit olmuş veya bu örneklerin bizzat kendisi olmuş olabilirsiniz. Bu noktada önemli olan farkındalık ve yargısız bakış açısını matın dışına taşıyabilmek. Aksi halde yoga yolculuğu ve yogi olma deneyimi fiziksel bir egzersiz olmanın ötesine geçmiyor demektir.

Yoga yolunda, yolculuğunda bir ideal yok. Bu yolda tökezlemek, düşmek ve kalmak doğal. Şayet onca fiziksel disiplin varken felsefesi, meditasyonu ve nefes çalışmaları ile yogayı seçtiyseniz siz de kendi yolunuzda denge arayışındasınız. Başından sonuna kadar belirleyici olan niyettir. Kusurlu veya mükemmel -ki öyle bir şey yok-, umut vadeden şey bugünün yogilerinin gelecek için yarattıkları dünya olacak.

İlginizi çekebilir: Korkularınız sizi ele geçirmesin: Yoga ile korkularınıza yaklaşımınızı değiştirebilirsiniz

Birce Sinem Tezer: Merhaba, ben Birce. Yoga ile lise yıllarımda tanıştım. 200 saatlik temel eğitimimi 2014 yılında aldım. İçlerinde Godfrey Devereux gibi pek çok kıymetli eğitmenlerin olduğu farklı yoga stillerine ve meditasyon pratiğine dair 500 saate ulaşan derinleşme yolculuğum halen devam ediyor. Yoga & meditasyon derslerim ve bireysel pratiklerimde yoga pozlarında verilen tepkilerin günlük yaşamdakinin aynısı olduğu, aynı yollar his ve düşüncelerden geçildiği felsefesini benimsiyorum. Mat pratiğinin günlük yaşama yansımalarını araştırmak öncelikli davetim. bircesin@gmail.com mail adresi ve @birceileyoga instagram hesabı ile sorunuz veya paylaşımınız varsa bana ulaşabilirsiniz..

Yeni yıl hediyelerinin vazgeçilmezi Sosyopix ile anılarınızı ölümsüzleştirin

Sevdikleriniz için hediye seçmek bazen uzun uzun düşünmeyi gerektirir. Çünkü aslında aradığımız şey, sadece bir eşya değildir; bir duyguyu, bir anıyı, bir hatırlamayı karşı tarafa hissettirmektir. Tam da bu yüzden fotoğrafla kişiselleştirilmiş hediyeler, her zaman daha çok dokunur. Tek bir kare, bir gülüşün ardındaki hikayeyi yeniden canlandırır; yıllar önce çekilmiş bir fotoğraf bile açıldığında ilk günkü kadar sıcak hisseder. Sosyopix işte tam da bu noktada, o paha biçilmez anılarınızı estetik ve yaratıcı dokunuşlarla unutulmaz kılıyor.



Kişiselleştirilmiş takvimlerle zamanı anlamlandırmak

Yeni yıl, hayatımızda yeni sayfalar açmak demektir. Bu nedenle kişiselleştirilmiş takvimler, sadece günleri takip ettiğiniz bir araç olmaktan öteye geçer; umut ve güzellikle dolu bir yılın sembolü haline gelir. En güzel fotoğraflarınızla hazırlanan masa veya duvar takvimleri, sevdiklerinizin her gününe anlam katar. Her sayfa, sadece bir tarih değil, hatırlanan ve paylaşılan özel bir anı olarak kalır. Takvimi her çevirdiğinizde, geçmişin güzel anılarını hatırlamak ve geleceğe dair küçük bir mutluluk hissi yaşamak mümkündür. Bu küçük ama etkili detay, hediyenizi hem estetik hem de duygusal olarak unutulmaz kılar.



Anıların dokunulabilir hali: Fotoğraf baskıları



Bir zamanlar telefon ekranına sığdırdığınız, galeri arşivlerinizde kalan en mutlu kareleri bu yılbaşı yeniden keşfetmenin tam zamanı. Sosyopix fotoğraf baskıları, en özel anlarınızı sıcaklığını ve kalitesini koruyarak dilediğiniz formda hayat bulduruyor. İster yaz tatilinde o hiç bitmesin dediğiniz gün batımı karesini, ister kış tatilinde çekilmiş kar manzarasını seçin; retro tarzda ya da şık bir çerçeveyle hazırlatabilirsiniz.Çalışma masasında duran küçük bir fotoğraf, sizi kış tatilinin huzuruna veya yılın en güzel anılarına götürebilir. Bu yıl sevdiklerinize sadece bir hediye değil, birlikte paylaşılan özel anıları ve mutluluğu hediye edin.

Anıların estetik hali: Fotoğraf albümleri

Fotoğraf albümleri, her dönem popülerliğini koruyan ve hiçbir zaman değerini kaybetmeyen hediye seçeneklerinden biridir. Çünkü bir albüm, yalnızca fotoğrafları bir araya getirmez; aynı zamanda belirli bir dönemin, bir ilişkinin ya da bir yolculuğun hikayesini saklar. Sayfaları çevirdikçe hatırlanan detaylar, yeniden yaşanan duygular ve geçmişten gelen sıcaklık, bu hediyeyi zamansız bir klasik haline getirir.

Kişiye özel tasarlanan fotoğraf albümleri, hem estetik hem de duygusal yönüyle güçlü bir hediye seçeneği sunar. Kapak dokusundan sayfa düzenine, renk seçiminden yerleştirdiğiniz küçük notlara kadar tamamen size ait bir anlatım oluşturma fırsatı verir. Bu, sadece bir hediye değil; kendi elinizle hazırladığınız bir zaman kapsülüdür.



Anıları duvarlara taşıyan çerçeveler

Mutlu anıları saklamanın tek yolu albümlerde biriken fotoğraflar veya fotoğraf baskıları değildir; bazen evin en görünür köşesine yerleştirilen bir çerçeve de aynı etkiyi yaratır. Ölümsüzleştirilen anları çerçeveleyerek yaşam alanlarınıza sıcaklık ve derinlik katarken sevdiklerinizin her baktığında o ana yeniden dönmesini sağlar. Farklı boyut seçenekleri sayesinde ister küçük bir köşeyi canlandırabilir ister salonunuzun atmosferini değiştirebilirsiniz.  Duvarlara zarar vermeyen yapışkanlı çerçeveler ise kolay kullanımıyla, yalnızca bir dekor değil; her gün gülümseten bir anı sunar. 

Bi’kutu anı: Özel hediye kutularıyla yeni yıl coşkusu

Yeni yıl ruhunu tek bir kutuda toplamak istiyorsanız, özenle hazırlanmış hediye kutuları bunun için ideal bir çözüm sunar. İçerisinde not defterleri, yılbaşı ruhunu yansıtan kupalar, kokulu mumlar ve daha pek çok özel hediye, kutuyu açan kişinin yüzünde sıcak bir tebessüm bırakır. Böylece hediyeniz yalnızca bir kutu değil, birlikte paylaştığınız anıların sıcacık bir yansıması olur.

Siz de bu yıl, sıradanlığın dışına çıkarak sevdiklerinizin yüzünde unutulmaz bir gülümseme oluşturmak istiyorsanız, Sosyopix’in sunduğu bu kişiselleştirilmiş dünya tam size göre. Hatıralarınızı canlandırın ve onlara, her baktıklarında sizi hatırlatacak, zamana anlam katan dokunuşlar hediyeler sunmak isterseniz aradığınız her şey Sosyopix’te!





İlgili Makale