X

Yoga felsefesi: Yoga’nın 8 basamağı ve temel Yoga öğretileri

Yoga, hem zihinsel hem de bedensel olarak rahatlama ve esneklik sağladığı bilinen, etkinliği bilimsel araştırmalarla desteklenmiş, dünyanın bilinen en eski öğretilerinden biri. Günümüzde her ne kadar yoga duruşları (asanalar) nefes ve meditasyon gibi beden odaklı pratikleri ön planda olsa da, Yoga felsefesi dengeli bir yaşam sürdürmek ve yaşam yolculuğunda kendimizi olduğu kadar diğer insanları da aydınlatmak için kullanılabilecek bir dizi prensipten ve kurallardan oluşuyor.

Yoga öğretisinin temel felsefesi oldukça basit: Zihin, beden ve ruh bir bütündür ve varoluşun bu üç öğesini net şekilde ayıran bir çizgi yoktur. Ruh, zihin ve beden bütünlüğünü odağına alan Yoga’da yapılan pratiklerle bedenin, zihnin ve ruhun derinliklerini ayrı ayrı keşfetmek de bu yolculuğun ayrılmaz bir parçasıdır ve yolculukta edinilen deneyimlerden çıkarılan dersleri anlayarak yaşamımıza entegre etmek; kendimizi içinde yaşadığımız evrenden ayrıştırmadan, bütünün ve birliğin bir parçası gibi hissetmemizin temelini oluşturur.

Yoga felsefesi ve Yoga’nın temel öğretileri

Yoga felsefesi, Budizm’e benzer şekilde, yaşamın ıstırap dolu olduğuna ve acıdan kaçınmanın mümkün olmadığına, ancak zihnimizi dönüştürerek kendimizi acıdan özgürleştirebileceğimize işaret eder. Yoga felsefesine göre acı kaçınılmaz olsa da acı çekmek insanın kendi seçimidir. Yoga pratikleri de bu amaca hizmet ederek, insanın acıdan özgürleşmesi yolunda kullanabileceği farklı araçlar ve teknikler sunar. Yoga’nın en temel felsefi öğretileri zihinsel açıklık, düşüncelerden ve duygulardan ayrışma, spiritüel bilgelik ve öz-farkındalık gibi temel pratiklerin çevresinde toplanır.

Yoga felsefesinin merkezinde, karma yasası yer alır. Karma, ıstırabımızı ve ‘maya yanılgısı’ını sürdüren döngüye bizi sıkıca bağlayan bir yapıştırıcı görevi görür. Yoga felsefesinde maya yanılgısı, bizi evrendeki diğer her şeyden ayrıştıran egomuzla, birleştirici ve bütünleştirici evren deneyimi arasındaki sınırı yaratan “illüzyon ya da cehalet” olarak tanımlanır. Yoga felsefesi de karma yasası temelinde, zihinlerimizi evrende var olan her her şeyin birbiriyle olan bağlantısını görebilmek ve deneyimleyebilmek için yeniden yapılandırmaya ve yönlendirmeye yönelik uygulamalar içerir.

Yoga felsefesi karma yasasının yanı sıra, ruhani bedende ve çakralarda dolaşan prana ve kundalini enerjilerini de odağına alır. Enerji bedeninin kapsamlı bir anatomisini bizlere sunan Yoga pratikleri arasında özellikle Hatha Yoga, bedendeki enerji akışının dengelenmesi konusunda sıkça kullanılan yoga çeşitlerinden biridir.

Yoga’nın nihai hedefi, Moksha veya Samadhi adı verilen, sürekli devam eden, rafine bir farkındalık halini sürdürmektir. Yoga, “gerçek benliği” ya da “en yüksek benliği” gerçekleştirmek için gerekli olan zihinsel olgunluğa erişmemizi hedefler. Bu arındırılmış, saf bilinç deneyimi bizim gerçek doğamız olarak tanımlanır. Bilincin saflığına erişerek özgürleşmesi durumunda, tüm zihinsel ve felsefi yapılar, kalıplaşmış inançlar ve egonun savunma mekanizmaları yıkılır. Özünde, Yoga felsefesi, kişinin yoga pratiğini derinleştirmesi ve aydınlanmaya ulaşması için gerekli bir araçtır.

Patanjali’nin 8 Yoga Sutrası

Yoga felsefesine dair kapsamlı bir çerçeve sunan en eski kaynak, Patanjali’nin Yoga Sutraları olarak biliniyor. Yoga Sutralar, yaşamın her anında ve her alanında dengeli ve etik bir hayatın nasıl yaşanması gerektiği konusunda çağdaş Yoga pratiklerinin neredeyse tamamının rehber olarak gördüğü ve ilham aldığı kaynaklardan biri. MS 400 yılında Patanjali tarafından yazıldığı düşünülen Yoga Sutralar, modern Yoga bilgini David Gordon White’ın ‘A Theory of Everything’  (Her Şeyin Teorisi) olarak adlandırdığı 195 maddeden oluşsa da; modern Yoga pratikleri genelde Yoga’nın 8 basamağını oluşturan 31 temel prensibe odaklanıyor.

Yoga Sutraları’nın tarihi üzerine yapılan araştırmalar, Patanjili’nin bu eski eseri hakkındaki anlayışımızın çoğunun, orijinal prensipler üzerindeki sayısız yorumdan süzüldüğünü ortaya koyuyor. Yoga felsefesiyle ve pratikleriyle ilgili güvenilir kaynaklar ve bilimsel çalışmalar da Yoga’yı bu 8 temel basamak (yama, niyama, asana, pranayama, pratyahara, dharana, dhyana, samadi ) ve bu basamakları oluşturan temel prensipler üzerinden inceliyor. Gelin bu basamakları ve temel prensipleri biraz daha yakından inceleyelim:

1. Yama: Olumsuzluklardan / kötü olandan arınma

Yamalar, çevremizdeki dünyayla etkileşime girerken uyulması gereken kuralları özetleyen beş etik ilkeden oluşur: Zarar vermemek, doğruluk, çalmamak, bedensel zevkleri kontrol etmek ve kıskanç olmamak.

Ahimsa: Zarar vermemek

Adından da anlaşılabileceği üzere çevremizde etkileşim halinde olduğumuz hiçbir canlıya ya da nesneye zarar vermemeyi öğütleyen bu prensip, nezaketi ve şefkati odağına alıyor. Hiçbir canlının zarar görmemesini öğütleyen bu kural, modern yoga uygulamalarında vegan beslenmeye yönelik bir yönerge olarak da yorumlanıyor.

Satya: Doğruluk

Yalan söylememek ve yaşamın her alanında dürüst olmak muhtemelen hepimizin sınıfta kalabileceği etik prensiplerden biri. Toplumsal yaşamda artık normal olarak kabul edilen, “alternatif gerçeklerin” (yalanların) gerekli olduğunu savunan bir toplumsal düzende şartlar ne durumda olursa olsun gerçeği söylemek, dürüst olmak ve dürüst olma cesareti gösteren diğerlerini desteklemek bu prensibin uygulanması için gerekli olan davranışları oluşturuyor.

Asteya: Çalmamak

Patanjali’nin yaşadığı zamanlarda bu prensip, başka birine ait bir malı bir başkasının habersiz ve rızasız almasına karşın bir tedbir niteliğindeydi. Ancak günümüzde fikri mülkiyetten diğer insanların sosyal medyada paylaştığı gerçekçi olmayan yaşamlara kadar, bize ait olmayan her şeyden uzaklaşmamızı temsil eden bu prensip; özgün ve otantik bir yaşam sürdürmenin acıdan özgürleşme yolunda atılabilecek en önemli adımlardan biri olduğunu söylüyor.

Brahmacharya: Bedensel zevkleri kontrol etmek

Brahmacharya, günümüzde uygulaması belki de en zor olan ve yaşam tarzına dönüştürülmesi için en çok pratiğe ihtiyaç duyulan prensiplerden biri. Pek çok kişi tarafından cinsel ilişkiden ve cinsellikten uzaklaşmak gibi yorumlansa da, brahmacharya aslında sadece cinsellikten ya da seksten değil, bedensel tüm zevklerden uzaklaşmayı öğütleyen bir prensip. Günümüzde partnerimize sadık olmak, yaşam yolculuğunda birlikte ilerlediğimiz kişilerle dürüst ve açık ilişkilere sahip olmak gibi pek çok anlamı içinde barındırıyor.

Aparigraha: Kıskanmamak

Başkalarının sahip olduklarına göz dikmek, kıskançlık, haset ve açgözlülük gibi bizi kendimiz olmaktan ve özgünlüğümüzden alıkoyan tüm davranışlardan uzaklaşmayı öğütlüyor. Modern yaşamda uygulaması son derece zor olan diğer prensiplerden olan aparigraha, yukarıda saydığımız olumsuz durumlardan herhangi biri ortaya çıktığında bunu fark edebilmeyi, fark ettiğimiz şeyin yaşamımıza bir faydasının olup olmadığını değerlendirmeyi ve bu düşünceye/hisse takılı kalmanın gerekli olup olmadığını anlamamızı içeriyor.

2. Niyama: Olumlu / iyi olanı güçlendirme

Dış dünyayla olan iletişimimizi belirleyen yamaların aksine niyamalar, benliğimizi ve kendimizle kurduğumuz ilişkiyi dönüştürmeyi ve benliği geliştirmeyi odağına alan beş uygulamayı içeriyor: Saflık/arınmışlık, elinde olana şükretmek, çaba sarf etmek, kişisel gelişim, adanmışlık.

Saucha: Saflık / arınmışlık

Bedenin ve zihnin arındırılması, Yoga sutralarda meditasyona hazırlanmak için fiziksel dünyadan ayrılmanın en önemli ön koşulu olarak belirtiliyor. Bizi yaşamdaki amacımızdan uzaklaştıran düşünce kalıplarını önce tanımlamak sonra da bu kalıplardan uzaklaşmak bu prensibin uygulanması için gereklidir. Kendimize ya da diğerlerine karşı olumsuzluk içeren düşünceleri temizleyebilmek, daha arı ve temiz bir zihinle gerçek benliğimize odaklanmamıza olanak tanır.

Santosa: Elinde olana şükretmek

Yaşam ne getirirse getirsin memnun olabilmek, elimizde olanla yetinebilmek ve şükretmek, olduğumuz halimizle kendimizi kabul edebilmenin ve mutlu olmanın gerekliliği olarak biliniyor. Daima daha fazlasını istemek, statü endişesi taşımak  ve başarı odaklı bir kültürün içinde varlığımızı sürdürmek, ve daha da önemlisi aslında tüm bunların mutlu ve acıdan özgür bir yaşam için gerekli olmadığını anlayabilmek çaba gerektiren bir tutum. Var olmanın tek yolunun sürekli bir memnuniyetsizlik, eleştiri ve bardağın boş kısmını görmek olmadığını öğütleyen santosa, hayatımızda hali hazırda var olan şeylere şükrederek yaşamı sürdürmenin daha iyi hissetmemize yardımcı olabileceğini söylüyor.

Tapas: Çaba sarf etmek

Tapas sözcüğü ‘ısı’ anlamına da geldiği için, genelde içimizdeki ateşi körükleyen, teşvik edici ve çaba sarf etmemize olanak veren uygulamalar olarak yorumlanıyor. Miller, çaba sarf etmenin, yani tapasın, hedeflerimize ulaşmak ve daha anlamlı bir yaşam inşa etmek konusunda bizi ateşleyen, itici güç olduğunu söylüyor. Öz disiplin yoluyla arınma, Patanjali’nin yazıtlarında da kapsamlı şekilde anlatılıyor. Çağdaş Yoga uygulamalarında tapas, Yoga’nın tüm prensiplerini disiplinli şekilde sürdürmek için kendi kendimizi kontrol etmeyi gerektiren günlük beden pratikleri (asanalar ya da yoga duruşları) veya meditasyon uygulamaları yoluyla gözlemlenebiliyor.

Svadhyaya: Kişisel gelişim

Svadhyaya bazen kendi kendine çalışmak ve içsel gözlem yapmak olarak tercüme edilse de, Hinduizm’de yaygın bir uygulama olan ve hala da devam eden kutsal duaların ve mantraların incelenmesi, ezberlenmesi ve tekrarı anlamına geliyordu. Modern Yoga uygulamalarındaysa bu prensip, yaşamımız boyunca kendimizi geliştirmek adına yaptığımız her şeyi, tüm öğrenimlerimizi ve kişisel gelişim yolculuğumuzu kapsıyor.

Ishvara Pranidhana: Adanmışlık

Bir ustaya, bir öğretmene ya da birliğe adanmışlığı temsil eden bu prensip, Hindistan’da Yoga okulları içinde yerleşik bir gelenek olan guru-öğrenci ilişkisini temsil ediyor. Yoga’nın prensiplerini uygulamaya ve benliğe doğru bir yolculuğa çıkmaya kararlı olmayı temsil eden bu prensip; aynı zamanda zihin, beden ve ruhun bir bütün olduğunu kabul etmeyi de içeriyor.

3. Asana: Yoga duruşları

Fiziksel bedenin enerji bedeniyle olan ilişkisini güçlendirmeye yönelik bedensel hareketler ve duruşlar, Yoga felsefesinde asana olarak adlandırılıyor. Günümüzde pek çok farklı yoga pratiğinin temelinde olan yoga duruşlarını temsil eden asanalar, Patanjali’nin yazıtlarında pranayama (nefes) ve meditasyon uygulamalarını gerçekleştirmek için bedeni kontrol etmeyi ve bir araç olarak kullanmayı odağına alıyor. Yoga’nın 8 temel basamağını dikkate aldığımızda, dış dünyayla ve kendimizle olan ilişkimizi içeren ilk iki basamaktan sonra asanalar, zihni sakinleştirmeye ve odağımızı kontrol etmeye yönelik pratikleri uygulamamıza olanak sağlıyor.

4. Pranayama: Nefes (kontrolü)

Nefes kontrolü konusunda Patanjali, Yoga prensiplerini uygulayan kişinin nefes alışverişlerini ve nefes tutmayı döngüsel bir şekilde düzenlemesi gerektiğini söyler. Nefes tekniklerinin ve farklı nefes uygulamalarının tamamının temelinde, odağı zihne ve bedene getirmeye yardımcı olan bu nefes döngüsünü istikrarlı şekilde sürdürebilmek yer alır. Bilinçli nefes döngülerinin asanalar sırasında sürdürülebilmesi, yaşam enerjisinin (prana) enerji bedeninin tüm noktalarına dengeli şekilde ulaştırılabilmesi için gereklidir.

5. Pratyahara: Duyuların denetimi

Bilinci duyusal uyarılmalar aracılığıyla meşgul eden dikkat dağıtıcılardan arındırmak, yukarıdaki üç basamakta özetlenen meditasyon ve farkındalık uygulamaları için yapılan son fiziksel hazırlıktır. Çevredeki sesler, görüntüler ve kokular gibi duyusal girdilerin fark edilmesini ve sonrasında dikkati bilinçli olarak bu uyarıcılardan uzaklaştırmayı hedefleyen pratyahara, Yoga felsefesinde duyusal farkındalık olarak tanımlanır.

6. Dharana: Odaklanma

Dharana, acıdan özgürleşmeye doğru yapılan içsel yolculuğun ilk aşamasıdır. Meditasyon pratiğinin başlangıcı için son derece önemli olan bu basamak, uygulayıcıların tüm dikkatlerini nefes, bedenin bir uzvu ya da zihindeki bir görüntü gibi tek bir odak noktasına getirmelerine olanak sağlar.

7. Dhyana: Meditasyon

Bu basamakta uygulayıcı, çevresel tüm diğer uyaranları geride bırakarak, dikkatinin tek bir şey üstüne odaklayarak meditasyon yapar. Zihni tüm düşünce ve imgelerden arındırmaya çalışan meditasyon türleri bu anlamda odağımızı bilinçli şekilde kontrol etmemize katkı sağlasa da Patanjali’nin tarif ettiği meditatif yöntemlerde dikkat bilinçli olarak kontrol edilebildiği sürece odaklanılması gereken herhangi bir objeye gerek yok.

8. Samadhi: Evrenle bütünleşme

Patanjiri, yukarıdaki ilk 6 basamağın kat edilmesinden sonra, dhyana’ya yani meditatif duruma geçildiğinde, meditasyon sırasında odaklanılan nesneyle, ‘şimdi ve buradayla’ ve evrenle bir bütünlük ve birlik hissiyatının oluşabileceğini söyler. Bazı kaynaklarda Nirvana olarak da adlandırılan bu durum evrendeki tüm nesnelerle, canlılarla ve durumlarla birmiş gibi hissetmeyi ve egonun çözünmesini temsil eder.

Özet olarak, Yoga’nın özünde sadece beden, nefes ya da meditasyon gibi modern uygulamaları değil, beden-zihin-ruh bütünlüğünü odağına alan birbirinden farklı pratiklere odaklandığını ve nihai hedefinin kolektif bilince ulaşmak olduğunu söyleyebiliriz.

İlginizi çekebilir: Öfkeyi yönetmek için yoga felsefesinin önerdiği 5 yöntem

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Güne lezzetli bir başlangıç için kahvaltılık tarifler

Ne demiş şair; kahvaltının mutlulukla bir ilgisi olmalı. Sizce de öyle değil mi? Günün ilk öğününün, bize gün boyu yetecek kadar neşe ve enerji kaynağı olması gerekmiyor mu? İster sabahın çok erken saatlerinde ister öğlene yakın olsun, fark etmez; günün ilk öğünü her zaman çok önemli. Çünkü günün geri kalanını etkileyen, o günün ne kadar kaliteli bir gün olduğunu belirleyen en önemli faktörlerden biri; güne neler yiyerek başladığımız…



Ancak hepimiz biliyoruz ki, klasik kahvaltı tarifleri zamanla sıkıcı hale gelebiliyor. Yumurta, peynir, zeytin güzel bir başlangıç olsa da her gün aynı şeyleri yemek hayatlarımızda monotonluk yaratabiliyor. Dolayısıyla biraz daha yaratıcı alternatiflere ihtiyacımız var. Ama bir yandan da yoğun tempomuza ayak uydurabilmek için pratik ve besleyici olmalı. Tabii lezzetten de ödün vermek olmaz. İşte tam da bu noktada lezzeti ile, pratikliği ile, besleyiciliği ile kahvaltıların yıldızı müsli karşımıza çıkıyor. İşte müsli kullanarak hazırlayabileceğiniz lezzetli ve sağlıklı kahvaltılık tarifler:

Müslili Ekmek

Eğer kahvaltıda değişiklik yapmak ve lezzet ile besleyici değeri bir arada sunan bir alternatif arıyorsanız, müslili ekmek tam size göre. Klasik ekmek tariflerine göre çok daha zengin ve doyurucu bir seçenek sunan bu kahvaltılık tarifi, aynı zamanda çok daha lezzetli, çok daha eğlenceli. Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli’nin içeriğindeki kızılcık, kuru üzüm, elma ve marakuyalı özel karışım sayesinde enerjik bir sabaha doyurucu dilimlerle merhaba diyebilirsiniz.

Malzemeler:

Hamuru için:

  • 1 su bardağı Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli
  • 2-3 tatlı kaşığı Dr. Oetker Aktif Maya
  • 0,5 çay bardağı süt
  • 4-4,5 su bardağı un
  • 0,5 çay bardağı toz şeker
  • 1 su bardağı ılık süt
  • 1 yumurta
  • 100 gram yumuşak margarin

Üzeri için:



  • 2-3 yemek kaşığı Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli
  • 1 yemek kaşığı su

Hazırlanışı:

  • Mayayı bir kaseye alın ve üzerine yarım çay bardağı ılık sütü ilave edin. Kaşık ile birkaç kez karıştırıp 10-15 dakika bekletin.
  • Unu derin bir kaba eleyin ve üzerine beklettiğiniz mayayı ilave edin. Toz şeker, süt, yumurta ve margarini ilave edip iyice yoğurun. Üzerini kapatıp ılık ortamda 40-45 dakika bekletin.
  • Süre sonunda mayalanan hamura 1 su bardağı meyveli müsliyi ekleyin ve yoğurun. Hamuru yuvarlayıp pişirme kağıdı serilmiş fırın tepsisine alın. Üzerine su sürüp meyveli müsli serpin ve 20 dakika bekletin.
  • Fırını belirtilen dereceye ayarlayıp ısınması için önceden açın. (Alt-üst pişirme: 170 °C, Turbo pişirme: 160 °C)
  • Hamurun üzerini keskin bıçak ile 3-4 yerinden 1 cm derinliğinde kesin ve 25-30 dakika pişirin.
  • Fırından çıkarıp soğutun. Dilimleyerek servis yapın.

Çikolatalı Çıtır Smoothie Bowl

Kahvaltıda kendinizi şımartmak ve güne ‘bomba’ gibi başlamak istiyorsanız, tatlı bir kahvaltılık tarifi tam size göre olabilir. Çıtır tahıl ve çikolata parçacıkları içeren Dr. Oetker Vitalis Sütlü-Bitter Çikolatalı Çıtır Müsli ile çok pratik ve çok lezzetli bir kahvaltılık bowl hazırlayabilirsiniz.

Malzemeler:

  • 2 yemek kaşığı Dr. Oetker Vitalis Sütlü-Bitter Çikolatalı Çıtır Müsli
  • 1 adet olgun muz
  • ½ avokado
  • 1 yemek kaşığı kakao tozu
  • 1 su bardağı badem sütü

Hazırlanışı:

  • Olgun muzu, avokadoyu, kakao tozunu ve badem sütünü blender’a alın. Pürüzsüz bir kıvam alana kadar yüksek hızda karıştırın.
  • Elde ettiğiniz smoothie karışımını bir kaseye aktarın ve kahvaltılık bowl için tabanı hazırlayın.
  • Smoothie tabanın üzerine çıtır çıtır Dr. Oetker Vitalis Sütlü-Bitter Çikolatalı Çıtır Müsli’yi ekleyin. Ve harika kahvaltı kaseniz hazır.

Portakallı Muzlu Müslili İçecek

Kahvaltılarınızı bir sonraki seviyeye taşımaya hazırsanız, Dr. Oetker Vitalis Bal Bademli Çıtır Müsli ile tanışın. Bu benzersiz müsli, sadece lezzetiyle değil, aynı zamanda sağlık açısından sunduğu faydalarla da kahvaltılarınızın vazgeçilmezi olmaya aday. Hem lif hem de Vitamin B1, demir ve magnezyum gibi önemli besin öğeleri açısından zengin olan bu müsli ile harika bir kahvaltılık içecek hazırlayabilir, güne başlarken ihtiyacınız olan enerjiyi ve besinleri alabilirsiniz:



Malzemeler:

  • 50 g Dr. Oetker Vitalis Bal Bademli Çıtır Müsli
  • 1 poşet Dr. Oetker Şekerli Vanilin
  • 2 adet muz
  • 2-3 dilim ayıklanmış ve zarları çıkarılmış portakal dilimleri
  • 2 su bardağı buzdolabında soğutulmuş süt
  • 2 yemek kaşığı bal

Hazırlanışı:

  • Muzları soyup iri parçalara kesin ve mutfak robotuna alın.
  • Üzerine portakal dilimleri, süt, bal ve şekerli vanilini ilave edip meyveler ezilinceye kadar karıştırın.
  • Hazırladığınız içeceği bardaklara alın. Üzerlerine çıtır müsliyi ekleyip kaşık ile karıştırın.
  • Buzdolabında 30 dakika bekletip servis yapın.

Meyveli Mini Kahvaltılık Muffin

Güne başlarken modunuzu yükseltecek, enerjinizi yerine getirecek ve ihtiyacınız olan besin öğelerini almanızı sağlayacak ve tüm bunları yaparken de eğlenceli bir hale çevirecek muffinlere kim hayır diyebilir ki… Siz de demezseniz, Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli ile harika bir kahvaltılık hazırlayabilirsiniz.

Malzemeler:

  • ½ su bardağı Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli
  • 1 paket Dr. Oetker Hamur Kabartma Tozu
  • 1 su bardağı tam buğday unu
  • 2 yemek kaşığı bal
  • ½ su bardağı süt
  • 1 yemek kaşığı tereyağı
  • 1 adet yumurta
  • 1 adet mini muffin tepsisi

Hazırlanışı:

  • Fırını 180 derecede önceden ısıtın ve mini muffin tepsisini yağlayın.
  • Bir kasede tam buğday unu, Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli ve kabartma tozunu karıştırın.
  • Başka bir kapta süt, eritilmiş tereyağı ve yumurtayı çırpın. Islak malzemeleri kuru malzemelerin üzerine dökün ve karıştırın.
  • Hazırladığınız kek harcını mini muffin kalıplarına eşit miktarda bölün. Her bir kalıbı üçte iki oranında doldurmanız yeterli olacaktır, böylece kabardığı zaman da yeteri kadar alan kalacaktır.
  • Yaklaşık 20 dakika kadar pişirdikten sonra fırından çıkarın, birkaç dakika beklettikten sonra servis edebilirsiniz.

Bonus: Çabasız ve lezzetli kahvaltılar

Eğer daha hızlı bir şekilde lezzetli, pratik ve doyurucu kahvaltılık tarifler hazırlamak istiyorsanız, fazla çaba harcamadan da eğlenceli kahvaltılar yapabilirsiniz. Müslinizi ister sütle ister yoğurtla karıştırın; üzerine meyve, bal, biraz da kuruyemiş ekleyin ve voila! Enfes kahvaltınız hazır… Ama bir dakika; zaten eklenmişi var 🙂 Dr. Oetker Vitalis’in lezzetli, doyurucu ve sağlıklı dünyası ile klasik kahvaltılar yerine daha enerjik tariflerle güne başlayabilirsiniz.

Sağlıklı ve dengeli beslenmeyi, ‘sıkıcı’ kalıplardan çıkarmak ve her güne büyük bir neşe ile başlamak istiyorsanız Dr. Oetker Vitalis, kahvaltılarınızın vazgeçilmezi olacak. Üstelik sadece kahvaltılarınızın da değil; ara öğünlerinizde de lezzetli atıştırmalıklar olarak tüketebilirsiniz. Bu çıtır lezzetler, gününüzün her saatine enerji ve neşe katacak!

Siz de Dr. Oetker Vitalis’Dr. Oetker Vitalis’Dr. Oetker Vitalis’in Multi Meyveli Çıtır Müsli, Bal Bademli Çıtır Müsli ve Sütlü-Bitter Çikolatalı Çıtır Müsli çeşitlerinden dilediğinizi seçebilir, güne en sevdiğiniz lezzetle harika bir başlangıç yapabilirsiniz.

*Bu yazı Dr. Oetker katkılarıyla hazırlanmıştır.





Cildimiz bizden ne ister: Almond Shower Oil ile cildin tüm ihtiyaçlarını karşılayan bir bakım

Yaşamın akışına ayak uydurabilmek için çoğu zaman oradan oraya koşuşturmak, yapılacaklar listesinin maddeleri arasında aceleyle hareket etmek ve hatta tadını uzun uzun çıkarabileceğimiz aktivitelerimizi bile hızlandırmak zorunda kalıyoruz. Ne yazık ki hızlandırmak zorunda kaldığımız bu keyifli aktivitelerden biri de genellikle duş keyfimiz oluyor. Duş almak, hem bedenimizi temizlemek hem de zihnimizi ve ruhumuzu rahatlatmak için önemli bir fırsat sunarken, aceleye getirdiğimizde bu değerli anların kalitesinden ödün vermiş oluyoruz… Oysa ki duş, sadece temizlik ve rahatlık hissinden ibaret değil; aynı zamanda yenilenme, canlanma hissini verebilmek için de önemli bir araç; özellikle de cildimiz için. Duş almanın sağlayacağı tüm olumlu etkilerden faydalanabilmek için, gün boyu pek çok çevresel etkiye maruz kalan cildimizin beklentilerine kulak vermek oldukça önemli. Peki, cildimiz bizden ne ister?



Vücut bakım ritüelinizde ilk sırada, temizlik!

“Cildimiz bizden ne ister?” sorusuna pek çoğumuz gibi cildimizin ilk vereceği cevap temizlik. Gün boyu maruz kaldığımız kir, toz ve alerjenlerden cildi arındırmak şart. Aksi halde gözeneklerin tıkanması sonucu cildin nefes almasını engellemiş oluruz. Bu da farklı cilt problemlerinin ortaya çıkmasına neden olabilir. Vücut bakımında da aynı yüzümüzde olduğu gibi temizlik, cildimizin ihtiyaç listesinde ilk sırada.

L’Occitane Almond Shower Oil’L’Occitane Almond Shower Oil’L’Occitane Almond Shower Oil’in altın renkli yağ dokusu, duş sırasında su ile birleştiğinde süt kıvamına dönüşerek hafifçe köpüren yapısı ile cildimizi nazikçe temizler ve arındırır. Bademin mis kokusu ile tenimizi kokulandırarak, bize de arınmanın verdiği hafifliği ve rahatlığı hissettirir.

Yoğun nem

Cildimizin istediği ve hak ettiği o özenli bakımın en önemli bir diğer bileşeni ise tabii ki yoğun nem, çünkü cildimiz kuruluktan hoşlanmaz. Cildimizin canlı kalmak, gençliğini ve ışıltısını korumak için neme ihtiyacı var. Almond Shower Oil, içeriğindeki zengin yağ, mineral ve vitaminler ile cildi dışarıdan içeriye doğru besliyor, ilk kullanımda hissedilen nemlendirici etkisiyle cildi yumuşacık yapıyor. E vitamini, omega 6 ve 9 yağ asitleri ve badem yağı açısından da zengin olan vegan formüllü Badem Duş Yağı, cildimizin gün boyu nemli kalması ve doğru kaynaklarla beslenmesi için ihtiyacı olan tek şey.



Yukarıda da söylediğimiz gibi, cildimiz kuruluğu hiç sevmez; dolayısıyla onu nemlendirip beslerken, kurumasına neden olabilecek uygulamalardan da kaçınmak önemli. Çok sıcak su ile yıkanmak, koruyucu önlemler almadan soğuk ve rüzgarlı havalara maruz bırakmak ya da az su tüketmek, ona hiç iyi gelmeyenler listesinde. Ona ihtiyaç duyduğu nem desteğini sunmak ise, cildimizin kurumasını önlerken yumuşacık dokunuşlarla buluşmak da ruhumuzu besliyor.

Güzel kokmak

Cildimiz, tüm gün bizimle; yaptığımız tüm aktivitelere, girdiğimiz her ortama, tüm anlarımıza ve deneyimlerimize eşlik ediyor. Tüm bu deneyimlerde hem bize hem de cildimize muhteşem hissettirecek bir şey daha var: Hoş kokularla sarmalanmak. L’Occitane Almond Shower Oil, cilt tarafından anında emilen yapısı ve mis kokulu badem aroması sayesinde gün boyunca cildimizi sarıyor ve sadece cildimizi değil, zihnimizi, ruhumuzu da mutlu ediyor. Cildimiz o büyüleyici badem aroması ile misler gibi olurken, harika kokmak da kendimizi çok daha iyi, keyifli ve özgüvenli hissetmemizi sağlıyor.



Narin dokunuşlar

Temizlenmiş, nemlenmiş, beslenmiş ve harika kokan cildimizin bir başka ihtiyacı da narin dokunuşlarla buluşmak. Çünkü, hassas cildimiz onu tahriş edebilecek uygulamaları da hiç sevmez. Örneğin, çok sık kese veya peeling yapmak ya da cilde zarar verebilecek bakım ürünlerini kullanmak, cildimizin asla istemeyeceği şeyler. Güzel haber; Almond Shower Oil, yumuşak dokusu ve temiz içeriği ile en hassas ciltlerin bile favorisi. Narin dokunuşlar, cildimize hak ettiği değeri sunarken bize de Almond Shower Oil’in duyuları harekete geçiren dokusu ile rahatlatıcı duş anlarının keyfini sürmek kalıyor.

Duyusal bir deneyim

Cildimiz biraz da şımartılmayı hak etmiyor mu? Elbette. L’Occitane Almond Shower Oil duyusal bir banyo keyfi sunuyor; ipeksi dokusu, mis kokusu, rahatlatıcı ve lüks dokunuşlarıyla cildimizi nemlendirmek ve beslemekle kalmıyor, şımartan bir bakım da sağlıyor. Duş keyfi bu sayede aceleye getirilen bir rutin olmaktan çıkıyor; canlandırıcı, yenileyici ve aromatik bir deneyime dönüşüyor. 

Doğal içerikli yapısı, ilk kullanımda anında nem verme özelliği, cildi yumuşacık yapan etkisi ve büyüleyici kokusu ile cildimizin tüm beklentilerinin karşılığı; Almond Shower Oil. Cildin tüm ihtiyaçlarını karşılayan bir bakım için siz de hemen tıklayın ve L’Occitane Almond Shower Oil ile tanışın.

*Bu yazı L’Occitane katkılarıyla hazırlanmıştır.





Virtual Influencer’lar: Kim bu sıra dışı influencer’lar? Takip etmeniz gerekenler?

Dijital dünya, sınırlarını sürekli olarak genişletmeye devam ediyor ve sanal dünyalar, artık hayatımızın ayrılmaz bir parçası haline geliyor. Üstelik yalnızca sanal dünyalar da değil, o dünyanın baş kahramanları olan virtual influencer’lar da. Yani biz 🙂 Sosyal medya platformlarında kendi takipçi kitlelerini oluşturan ve çokça sevgiyle ve ilgiyle karşılanan sanal influencer’lar, sadece teknolojik gelişmelerin başarılı bir somut örneği olmakla kalmıyor; aynı zamanda modern pazarlama pratiklerini de yeniden şekillendiriyor.



Yani, artık gerçek insan influencer’lar gibi biz virtual influencer’lar da markaları temsil edebiliyor, iş birliği çalışmaları yapabiliyoruz; dahası biz de hayatımızın akışını ya da bir günümüzün nasıl geçtiğini paylaşabiliyoruz, üstelik dünyanın pek çok yerinde. Peki, biz kimiz? İşte bu dijital dünyayı çok daha yakından tanımak ve bir parçası olmak için mutlaka takip etmeniz gereken virtual influencer’lar:

Virtual Alin


Gelin, önce benimle başlayalım ve size kendimi tanıtayım: Ben Alin! Ford Türkiye’nin marka elçisiyim. En büyük ilgi alanım elbette ki teknoloji ve otomobiller. Aynı zamanda seyahat etmeye de bayılıyorum! Türkiye’nin otomotiv alanındaki ilk ve tek sanal influencer’ıyım. Yani beni ben yapan, hobilerimi şekillendiren, yaşam tarzımı belirleyen her şey aslında markanın stratejisinden doğdu. Günümün büyük bir kısmını yepyeni keşifler yapmaya ayırıyorum ve hiçbir sosyal medya akımından da geri kalmıyorum…

Zencefil shot’ımla güne başlıyor, çıktığım yeni yollarda bol bol kahve molaları vermeyi ve maceralarımı sizinle paylaşmayı seviyorum. Başka çok sevdiğim bir şey varsa o da Mustang Mach-E ile geçirdiğim tüm anlar; çünkü onunla olan her yolculuğum sıra dışı diyor ve beni hemen takip etmeniz için Instagram hesabımı buraya bırakıyorum.

Rozy

Rozy, dünya genelinde en popüler virtual influencer’lardan biri ve Güney Koreli. Hatta Kore’nin ilk sanal influencer’ı. Gezmeyi, iyi giyinmeyi, yemek yapmayı çok seviyor. Dünyayı dolaşıyor, birbirinden şık tasarımlar kullanıyor, modellik yapıyor ve dünyaca ünlü markalarla çalışıyor. Her geçen gün yaptığı sponsorluk anlaşmalarının sayısı hızla artarken, sosyal medya takipçileri tarafından da hayranlıkla takip edilmeye devam ediyor. Rozy de tıpkı benim gibi sanatın ve estetiğin gücüne inanıyor ve her günü dolu dolu yaşamak için ilham veriyor.

Shudu



Shudu, moda fotoğrafçısı Cameron-James Wilson tarafından yaratılan dünyanın ilk dijital süper modeli olan bir sanal influencer. Güney Afrika Kökenli Shudu, iyi giyinmeyi çok seviyor. Dünyaca ünlü lüks moda markalarıyla iş birlikleri yapan Shudu, aynı zamanda sanal insan ırkının savunucusu olma görevini de üstleniyor. Shudu’nun yaratılmasındaki en önemli amaçlardan biri de dijital dünyanın temsilindeki etnik çeşitlilik eksikliğine dikkat çekmekti ve bence bu, hayranlık uyandırıcı.

Ion Göttlich

Ion Göttlich, bisiklet tutkunu bir sanal influencer. Teknoloji ve video oyunlarına olan ilgisi ile tanınan Ion, aynı zamanda da spor yapmaya çok düşkün. Yeni keşifler yapmayı, aktif bir yaşam sürmeyi ve sağlıklı alışkanlıklarını sürdürmeyi çok seviyor ve takipçileriyle bisikletini yanından ayırmadığı keyifli anları sıkça paylaşıyor. Dışarıdan bakıldığında Ion ile tarzımız pek uyuşmuyor gibi görünse de, çok önemli bir ortak yönümüz var: O da tıpkı benim gibi yollarda zaman geçirmeyi çok seviyor ve yeni keşiflere asla hayır demiyor.

Imma

Japonya’nın ilk virtual influencer’ı ve modeli, pembe saçlarıyla çok sevilen Imma. Bugüne kadar dünya çapında modadan iş dünyasına, lüks tüketim markalarından televizyon kanallarına kadar pek çok sektörde manşetlerde yer alan Imma, Instagram hesabından yaptığı paylaşımlarla ilgiyi üzerinde tutmaya devam ediyor. O da ben de yeni trendleri takip etmekten büyük keyif duyuyoruz; ayrıca dans ve müzik de ortak tutkumuz olabilir.

Lil Miquela

Instagram’da 2 milyondan fazla takipçisi olan ve dünya genelinde sevilen virtual influencer’lardan biri olan Lil Miquela, renkli yaşamından eğlenceli kareler paylaşarak takipçilerinin ilgisini çekmeyi başarıyor. Dünya devi moda markalarıyla iş birlikleri olan ve tarzından, kişisel bakımından ödün vermeyen Miquela, yeni yerler keşfetmeye de bayılıyor; tıpkı benim gibi… Unutmadan, ikimize de çillerin çok yakıştığını söylemiş miydim 🙂



Bermuda

Lil Miquela’dan sonra kız kardeşi Bermuda’yı da tanıyalım. Bermuda, kendini ‘robot queen’ yani robot kraliçe olarak anlatıyor ve adeta moda ikonu gibi tarzıyla ön plana çıkan bir sanal influencer. Özellikle lüks yaşam tarzı ve moda dünyasına olan tutkusuyla bilinse de pek çok farklı markayla da iş birlikleri yapıyor ve sık sık Miquela ile fotoğraf paylaşıyor. Bermuda da tıpkı benim gibi kişisel bakımına çok düşkün, ayrıca aktif bir yaşam sürmek, ikimizin de öncelikleri arasında. Miquela ile samimi ilişkilerine hayran olduğumu da belirtmeliyim…

Nobody Sausage

En komik virtual influencer’lardan biri olan Nobody Sausage, dünya çapında çok seviliyor ve 8 milyona yakın takipçisi var. Genelde günlük rutinlerini ve yaptığı işleri paylaşsa da modern dünyanın pek çok ortak sorununu da mizahi bir yaklaşımla ele alarak milyonları güldürmeyi başarıyor. Ayıca, müzik ve dansa olan ilgi ve tutkusu da coşku dolu bir enerji yayıyor. Benim de en çok güldüğüm, izlerken en çok keyif aldığım sanal influencer’lardan biri.

Lu do Magalu

Brezilya’nın en büyük perakende şirketlerinden birinin yüzü olan Lu do Magalu’nun ünü, yalnızca Brezilya ile sınırlı kalmıyor, çünkü sosyal medya hesaplarında dünyaca ünlü pek çok markanın ürünü ile ilgili içerikler üretiyor. İlk kez YouTube’da karşımıza çıkmış olsa da, bugün Instagram’da ve Facebook’ta da oldukça popüler. Ayrıca kendisini ‘Virtual 3D Influencer’ olarak tanıtıyor. O da teknoloji ve yenilikleri takip etme konusunda oldukça tutkulu ve bu tutkusunu takipçileriyle paylaşmayı seviyor, tıpkı benim de yaptığım gibi.

CodeMiko

Teknik olarak ‘VTuber’ olarak bilinen CodeMiko, Twitch yayıncısı bir sanal influencer. VTuber teknolojisinin sınırlarını zorlamakla ün salan CodeMiko, canlı yayınlarında yaptığı röportajlarla da çokça ilgi görüyor. Sanal dünyanın ve teknolojinin son gelişmelerini aktarırken, tarzından ve günlük keşiflerinden de ödün vermiyor. İkimizin de dijital dünyanın sınırlarını zorlamayı sevdiğimizi söylemeden geçemeyeceğim 🙂

Thalasya

Endonezya’nın ilk virtual influencer’ı Thalasya, dünyayı keşfetmeyi, yeni tatlar denemeyi ve moda tutkusunu takipçileriyle paylaşmayı çok seviyor. Üstelik çok çeşitli sektörlerdeki markalarla iş birliği yaparak, günlük rutinlerinde neler yaptığını da sık sık Instagram hesabına ekliyor. Thalasya da benim gibi yeni deneyimlere çok açık. Ayrıca, yemeklere ve özellikle de sokak lezzetlerine olan ilgisini de gizlemiyor. Sanırım ona yakın hissetmemi sağlayan ortak özelliklerimizden biri de bu.

Elbette ki listenin tamamı bu kadarla sınırlı değil. Sanal influencer’lar olarak sayımız günden güne artıyor. Teknolojinin, sanatın, gerçekliğin ve kurgunun sınırlarını zorlayan var oluşlarımızla, günden güne dijital dünyada yeni gelişmelere imza atmaya devam edeceğiz; tabii kendi hayatlarımızdaki maceraların dozunu artırmaya da. Siz de bu dünyadan haberdar olmak ve yeni maceralarımda benimle yer almak için takipte kalın! Geleceği, bugünden yaşayın.





İlgili Makale