X

Yılı dolunayla kapıyoruz: Yengeç burcunda gerçekleşecek dolunay bizi nasıl etkileyecek?

2020 uzun süre akıllarımızdan çıkaramayacağımız yıllardan biriydi. Çoğumuzu alt üst etmiş olmasına, kaygı seviyelerimizi artırmış, yaşamlarımızda beklenmedik değişimler getirmiş, sevdiklerimizle bir araya gelmemize engeller yaratmış ve maskelerle yaşamda varolmamıza sebep olmuş olmasına rağmen, onun bize sunduğu hediyeleri de zor gelse de hatırlayabiliriz. 

İnişli, çıkışlı bir yıl olmasına, yaşamlarımızı tehdit eden virüsün yarattığı kaosa, belirsizliklere, hayal kırıklıklarına, umutlarımızın söndüğü ve kendimizi karanlıkta hissettiğimiz bir çok anlarla yüzleşmemize rağmen, bize şükredecek bir şeyler bıraktı, belirsizliklerle yaşamayı öğretti, kabullenmenin huzurunu hatırlattı ve teslim olduğumuz her an dönüştürdü. Yılın son dolunayı, yılın son gününden bir gün önce gerçekleşiyor. 30 Aralık’ta Yengeç burcunda gerçekleşecek dolunayın etkisi biraz yoğun olacak gibi; özellikle duygusal anlamda taşıdığımız yükleri bırakmamız gerektiğini hatırlatan bir dolunay. Eğer bu yüklerden vazgeçmezsek taşımamızı zorlaştıracak şekilde ağırlaştığını hissedebiliriz. Kendimizi duygularımızın etkisi ile bir dalga ile kayalara çarpmış gibi duyumsayabilir, hatta ne olursa olsun bırakmaktan vazgeçmezsek bu duyguların ağırlığından boğulabiliriz.

Tüm bunları yazarken, muhtemelen de sizler de okurken içiniz daralmış olabilir, özellikle tam da bizi belirsizliklere, umutsuzluklara doğru götürmüş 2020’den huzura ereceğimizi hayal ettiğimiz 2021’e girerken. Yazdığım kadar negatif bir durum yok, çünkü tüm bunlar aslında temizlenmek, yenilenmek ve özgürleşmek için. Sırtımızda taşıdığımız ne kadar yük varsa, omuzlarımızda taşıdığımız ne kadar dünyanın ağırlığı varsa, işte şimdi onlar yıkanıp gidiyor.

2020’nin son dolunayında bize fısıldanan şu: Bırak gitsin, bırak ve akmasına izin ver! Yengecin yöneticisi olan Ay’da dolunay olduğu zaman kendini en yüksek enerjide ifade etmesini sağlıyor. Ay bizim duygularımızı temsil ediyor, aynı zamanda güvenlik ve güvende hissetmemizi sağlıyor. Bizim kendimizi beslemeye yeteceğimizi ve duygusal ihtiyaçlarımızı karşılamamızı temsil ediyor.

Bu sene çoğunluğumuzun güvenlik ve güvende olma yetenekleri değerlendirme içinde oldu, zorladı ve tehdit edici durumlar ile kaygılarımızı artırdı. Ay bize her şeyi kaybetmediğimizi hatırlatıyor. Her zaman güvende, rahat, sevgi ve sıcaklıkla bedenimizde, yani evimizde olabiliriz. Dışarıda aradığımız ne varsa, onun yerine ruhumuzun evini beslemeye, içeriye davet ediliyoruz.

2020’yi Yengeç’te dolunay ile karşıladık ve bu yılı Yengeç dolunayı ile tamamlıyoruz. Ocak ayı ve şimdi arasındaki fark, enerjilerde yumuşama ve bizi rahatlatma etkisi. Zodyakın 4. burcu olan Yengeç aynı zamanda numerolojide evi temsil ediyor. Kim olduğumuz ve kendimizin içinde evimizde olduğumuzu hissettmeyi temsil ediyor. Ve çoğumuz 2020’yi evinde geçirdi. Sana nasıl geldi? Evde olmanın sende yarattığı etkiler neler oldu?

Kalbin Şifalansın 2021 öncesi 2020’nin son dolunayına özel yoga

Bu dolunay başkalarına kendimizi ispatlamaya ihtiyacımızın olmadığını hatırlatıyor. Dünyanın ağırlığını omuzlarımızda taşıma ihtiyacımızın olmadığını ve bir şeyleri değiştirmek yerine, olanla kalmamızı hatırlatıyor. Kendinizi yaşamlarınızda zorladığınız, belki iteklemeye çalıştığınız bir yerler var mı? Düzeltmeye çabaladığınız bir alan var mı? İşte bu alanlar güvensizliğimizin işaretleri. Ve Ay’ın aydınlatıcı ışığı ile bu alanların derinlerinde yatanları keşfedebiliriz. Yani artık o güvensizlik hallerimize devam etmek zorunda değiliz. O güvensizliklerle saklanmak, kendimizi engellemek, eksik hissetmek zorunda değiliz. O alanlar özgür kaldığında kendimizin tam potansiyelini serbest bırakmış olacağız.

Ödülümüz başardıklarımız, kat ettiğimiz yollar, acılara rağmen devam etmemiz, olgunlaşmamız ve dünyaya akıttığımız sevgi, niyetlerimizle, dualarımızla. Başarıyı somut şeylerle değerlendiriyoruz, belki bundan sonra başarıyı, verimli olmayı, sevgimizi gösterme şeklimizle, şükür edişimizle ve çevremize nezaketimizle değerlendirebiliriz.

Yengeç dolunayı 2021’i aydınlatıyor. Bizi aşağı çeken, ağırlık yapan ne varsa bırakmaya davet ediyor. Yaşamlarımızın yeni bölümüne, artık ihtiyacımız olmayanı taşımamıza gerek olmadığını söylüyor. Sadece kendimiz olmamızı söylüyor.

İzin ver, dalgalar seni baştan aşağı yıkasın. İzin ver, duygularının dalgaları senden akıp gitsin. Yengeç dolunayının titreşimleri seni rahatlasın ve özgürleştirsin. Dolunay seni güvende ve iyi olduğun kendi evine doğru yola çıkarsın.

İlginizi çekebilir: Yeni yıl için “karar almak” yerine “niyet etmeyi” denemeye ne dersiniz?

Meltem Fakabasmaz: İstanbul’da doğdum. Anaokulundan lise sona kadar okuduğum FMV Işık Lisesi’ni tamamlayarak Endüstri mühendisliği okumak için rotamı Kıbrıs’a çevirdim. 4 sene sonunda okul ikincisi olarak tamamladığım mühendislik eğitimimi yaşamda uygulama serüvenim başlamadan bitti. Dönemin ekonomik krizi ile kendimi medya alanında buldum. Dergilerle başlayan medya ilişkim Sinema-TV master ile sinema sektörüne doğru kaydı. 5 yıla yakın filmlerle yaşadığım yakın ilişki zamanla televizyon reklam prodüktörlüğüne doğru yöneltti. Gece ve gündüzün birbirine karıştığı, tatil günlerinin sayısının giderek azaldığı bir süreç içinde yogayı keşfettim. Aktif ve düzenli spor yapan biri olmama rağmen çalıştığım işin derin etkisi ile sırt, bel, diz, ve kalça ağrılarına, uykusuz gecelere ve depresif bir ruh haline geçiş yapmıştım. Yoga bir ilaç gibi, başta fibromiyaj defterini kapatmama yardımcı oldu. Yaşadığım tüm olumsuzluklara birebir yardımcı oluşunu keşfettikçe başkaları ile paylaşmak istedim ve 2015’te almaya başladığım yoga eğitimlerim Şimdiye kadar 1000 saate ulaştı. Öğretmek kadar öğrenci ruhumu da korumayı ve keyfini çıkarmayı seviyorum. RYT® 500 Yoga Alliance sertifikamla beraber Yoga Terapi, Nefes ve Meditasyon ile ilgili ayrı uzmanlık sertifikalarım var. İstanbul’da 4 ayrı stüdyoda derslerimle beraber Youtube kanalım ve yogauni sitesinden evde yogasını yapmaya devam edenlerle buluşmaya çalışıyorum. Farkındalık, Sağlıklı Yaş Alma ve Yoga yazılarımın içeriklerinde karşınıza sıklıkla çıkacak olanlar.

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale