X

Yeni yılda yeni bir “Sen” olmak istiyorsun. Peki değişmeye hazır mısın?

Bu yeni yıl için de hayatını daha iyi bir hale getirmek için kararlar aldın. Belki bu kararları geçen yıl da almıştın, bir önceki yıl da ve ondan öncekinde de… Peki, şu ana kadar bunları gerçekleştirmene engel olan ve seni sınırlandıran şey neydi hiç düşündün mü?

Şu anda hayatında olmasını istediğin zenginliğin, sağlığın ve başarının gerçekleşmemesinin tek sebebi seni sınırlandıran bu inanç kalıpları!
Verdiğin tüm kararlar ve yaşadığın tüm deneyimler küçük yaştan itibaren edindiğin inanç kalıplarının bir sonucu

Hayatına biraz dikkatli bakarsan, giydiğin kıyafetten yediğin yemeğe, evlenmeyi seçtiğin kişiden inanç sistemine, yaşadığın yerden yaptığın mesleğe kadar tamamen dışarıya göre şekillendiğini görürsün. Hayatındaki tüm seçimler, dışarıdan edindiğin inanç kalıplarının bir sonucu aslında. Yaşamın boyunca verdiğin kararları kendi özgür iradenle verdiğine inanıyorsan yanılıyorsun.

Sen fark etmesen de, tüm davranışların ve kararların dışarıya göre şekillendi. Dışarının o kadar etkisindeydin ki, oradan gelen mesajları sorgulamadan kabullendin ve bunlar senin inanç kalıpların haline geldi.  Şu anda hayatında olmasını istediğin zenginliğin, sağlığın ve başarının gerçekleşmemesinin tek sebebi seni sınırlandıran bu inanç kalıpları!

Dünyanın adaletsiz bir yer olduğuna, paranın çok zor kazanıldığına ya da erkeklerin/kadınların güvenilmez olduğuna inanıyorsan, hayatında bu inançların gerçekliğini yaşarsın. Bu inanç kalıpları senin zenginliğe, paraya, ilişkilere ve sağlığa bakış açını belirledi. Bunlara o kadar uzun zamandır sahipsin ki seni sınırladıklarının farkında bile değilsin. Farkında olmadığın bir şeyle nasıl mücadele edebilirsin ki?

Değişmek için zihnini yeniden programlamalısın

Nörobilimci Dr. Joe Dispenza, düşüncelerimizin gerçekliğimizi yarattığı konusunda bilimsel kanıtlar olduğunu söylüyor (1). Hayatımızda gerçekliğini görmek istediğimiz yaratıcılığın kaynağının nöronlar (beyin hücreleri) arası bağlantı sistemi olduğunu söyleyen Dispenza, yeni nöral bağlantılar kurmanın ancak yeni fikirler edinme ve yeni deneyimler yaşamayla mümkün olacağını belirtiyor.

Nöronlar, sinir sisteminin yapıtaşları. Nöronlar diğer hücrelere benzemekle beraber onları diğer hücrelerden ayıran en önemli özellik, insan vücudundaki bilgi aktarımını sağlamaları. Bu bilgi aktarımını elektiriksel ve kimyasal yollarla yaparlar. Düşündüğümüz her şey nöronların ateşlenmesine sebep olur. Israrla düşündüğümüz şeyler nöronlar arasında bağlantı kurmaya başlar.

Sürekli geçmişteki kötü anılara ya da gelecekle ilgili endişelere takılmış, yeni deneyimlerden uzak bir beyin, yeni nöral bağlantılar kuramaz. Bu zihin yapısı yaratıcılıktan uzaktır. Bu zihin yapısında beyin hep aynı inanç kalıplarına saplanıp kaldığından, yeni sonuçlar alması mümkün değildir.

Hayatımızda gerçekliğini görmek istediğimiz yaratıcılığın kaynağı, nöronlar (beyin hücreleri) arası bağlantı sistemi…
Algıların duygularını, duyguların davranışlarını, davranışların yaşamını meydana getiriyor

Aklından geçen düşünceler ve söylediğin sözler, beynindeki nöronları ateşleyerek duyguları tetikler. Bu elektiriksel uyarım gözlenebilir bir olgudur. Duygular beynin “hipotalamus” bölümünde üretilir. Öfkenin, üzüntünün, suçluluğun, kıskançlığın, korkunun, sevginin, coşkunun farklı kimyasalları vardır. Bir duyguyu yaşadığın an hipotalamus ona uygun kimyasalı üretir ve bu kan dolaşımına karışır. Bu noktadan itibaren verdiğin tepki vücudunu sarmalamış bu kimyasalın etkisindedir. Eğer olumsuz duygular hayatına hakim olmaya başladıysa verdiğin tepkilerin senin kontrolünde olmadığını söyleyebilirim. İşte yaşadığın hayatın senin istediğin gibi olmamasının sebebi, tamamen bu olumsuz duygulara teslim olmuş olmandır. Vücuduna hakim olan bu kimyasallar odağını sürekli olumsuzda tutacaktır. Odağın olumsuzda oldukça hayatının gerçekliği de bu yönde olacaktır.

Prof. Miceal LedwithÇevremizi nasıl görürsek çevre bize öyle geri döner. Hayatımda şu anda neşe yoksa ona odaklanamadığım içindir. Kurbansak eğer kendimize şunu sormalıyız: Kurban zihniyetinde miyiz? Sürekli aksilikler yaşıyorsak zihniyetimiz bunu kabullendiği içindir. Elde etmek istediğimiz şeyleri elde edememe sebebimiz odaklanamamaktır” diyor (2).

Dr. Joe Dispenza da odaklanmayla ilgili şunları söylüyor: “Dikkatimiz keskin olmadığı için yaratma sürecine dahil olamıyoruz. O yüzden dış dünyanın uyaranlarına tepki vermeye o kadar bağımlıyız ki yaratmak yerine sadece gelene tepki vermeyi tercih ediyoruz. Doğru bilgi ve anlayışa sahip olursak ve doğru talimatı alırsak hayatımızda ölçülebilir seviyede farklılıklar olur. Yeni bir hayat tasarlayabiliriz(3).

“Elde etmek istediğimiz şeyleri elde edememe sebebimiz odaklanamamaktır”
Yeni yılda yeni bir “Sen” olmak için eski “Sen”den vazgeçmelisin

Eski “Sen” den vazgeçmek demek, seni sınırlandıran eski inançları bırakmak demektir. Bunun için önce bu inanç kalıplarının farkına varmalısın. Bu süreçte kendinle yüzleşmelisin. Kendinle yüzleşmek, geçmişinle ve kendinle barışmayı gerektirir. Kendinle barışmak ise, kendini başkalarıyla kıyaslamamak, eleştirmemek, suçlamamak, ertelememek, mazeretleri bırakmak, olanlara direnmek yerine hoşuna gitmese bile onları olduğu gibi kabul etmek ve “var olan”a odaklanıp şükretmektir. Çünkü neye odaklanırsan o büyür. Elde etmek istediğin şeyleri elde edememenin tek sebebi, onlara odaklanamamandır. 

Nereden başlayacağınızı bilmiyorsanız destek almak için bana www.ayselkeskin.net üzerinden ulaşabilirsiniz. Sağlık, bolluk ve huzur dolu bir yıl dileğiyle!

Kaynaklar:
(1,3) Breaking the habit of being yourself, How to lose your mind and create a new one , Dr. Joe Dispenza, Hay House INC.
(2) What the bleep do we know? Miceal Ledwith, PHD.

 

İlginizi çekebilir: Aynı şeyleri tekrar tekrar yaşamaktan “öğrenmeye” geçişAynı şeyleri tekrar tekrar yaşamaktan “

Aysel Keskin: Merhaba ben Aysel Keskin. Psikolojik Danışman ve Psikoterapistim. 2006 yılında Marmara Üniversitesi Psikolojik Danışmanlık bölümünden mezun olduktan sonra, Türk Deniz Kuvvetlerinde yedi senelik bir kurumsal hayat deneyimim oldu. Kurumsal hayat deneyimimin ardından, çocukluk tutkum olan psikolojiye bir de seyahat tutkum eklendiği için okyanus ötesine giderek bir süre Amerika’nın Kalifornia ve Oregon eyaletlerinde yaşadım. Tüm psikoterapi yaklaşımlarını bilmekle beraber uzmanlaşmanın gerekliliğine inanarak, kanıta dayalı terapi yaklaşımlarından Süre Sınırlı Psikanalitik Psikoterapi (SSPP), Jungian Psikoterapi ve Rasyonel Psikoloji Enstitüsü Preferred Partner of The Albert Ellis Institute onaylı, APA (American Psychological Association) Kredili Rasyonel Duygucu & Bilişsel Davranışçı Terapi Eğitimlerini (süpervizyonlar dahil) tamamladım. Sorunların bütüncül ele alınması gerektiğine, beden ve zihnin dengesini kurduğumuzda hayatımızda olumlu değişimler olacağına inanıyorum. Beden ve zihin sağlığınız her şeyden önemli. Bana ayselkeskin2004@yahoo.com eposta adresinden ulaşabilirsiniz. Sağlık ve sevgi ile kalın. Instagram: ayselkeskin.psk.dan

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale