X

İlk buluşmada gergin anlar yaşamanıza sebep olan 21 tuhaf düşünce

Günümüzde özellikle partner bulma uygulamalarının daha sık kullanılmaya başlamasıyla birlikte yavaş yavaş popülaritesini kaybeden “ilk buluşma” heyecanı tekrar gündemde… Daha önce hiç karşı karşıya gelmediğiniz biriyle arkadaşlarınız aracılığıyla ya da online platformlarda tanışıp ilk kez buluşacak olmak -ne kadar sosyal bir insan olursanız olun- oldukça stresli bir durum. Bu stresin oluşmasında, yaratacağımız ilk izlenimde mümkün olabildiğince kendinizi yansıtmak istememiz yer alıyor. Buluşma anında karşı tarafın ne düşüneceğini öngörememek; zaman zaman yaşanan sessizlik anlarında söze nereden başlayacağınızı bilememenize ya da ne yiyeceğinize karar verirken bile dünyanın en zor problemini çözüyormuşçasına birbirinden analitik çözümlemeler yapmanıza neden olabilir.

İlk buluşma sırasında herkesin aklını meşgul eden birbirinden tuhaf ve detaylı düşünce kalıpları olabiliyor.

İlk buluşmada aklınızdan geçen düşünceler o anda kendinize sormanız gereken ve dikkate almanız gereken şeylermiş gibi gelse de, buluşma sonrasında zihninizi ne kadar meşgul ettiğinizin ve ne kadar saçma şeylere takılarak boş yere enerjinizi tükettiğinizi fark edeceksiniz. Ancak endişelenmeyin. Dünyanın hemen hemen her yerinde sizin gibi ilk buluşma sırasında normalde davrandığından daha farklı davranan, küçücük ayrıntılara takılarak bir türlü kafasını toparlayamayan ve ileride torunlarına anlatacağı komik anılar biriktiren milyonlarca insan var. İlk buluşma sırasında hemen hemen herkesin aklını meşgul eden birbirinden tuhaf ve detaylı düşünce kalıplarını sizler için derledik.

“Çok mu erken geldim?”

İlk buluşmada genelde hiç kimse buluşma yerine ilk gelen olmak istemez çünkü karşısındaki insana çok heyecanlı ya da istekli görüneceği çekincesi taşır. Erken gelmenin bir diğer dezavantajı da karşınızdaki kişi size bekletirse nasıl bir tepki vereceğiniz konusunda hiçbir fikrinizin olmamasıdır.

“Çok mu geç kaldım?”

Özellikle kadınlar için ilk buluşmaya geç gelmek toplumda oldukça normal karşılanan ve beklenen bir durum. Ancak kadın da erkek de olsanız buluşmaya 15 dakikadan fazla geç kalmamaya dikkat etmelisiniz.

“Ya onu fark edemezsem/tanıyamazsam?”

Daha önce birbirini hiç görmemiş ya da yalnızca online platformlarda gördüğü fotoğraflardan tanıyan insanlar için ilk buluşmada birbirini tanıyamama korkusu gerginlik yaratan bir durum. Özellikle artık herkesin fotoğraf düzenleme konusunda uzmanlaştığını düşünürsek buluşacağınız kişiyi tanıyamama ihtimaliniz çok daha yüksek. Bu noktada buluşacağınız kişinin sizi tanımasını beklemekten başka şansınız kalmıyor. Bu riski azaltmak için eski yöntemlere başvurarak buluşmadan önce üstünüzdeki kıyafetin rengini söyleyebilir ya da buluşma yerinde oturduğunuz yeri net şekilde tarif ederek işinizi kolaylaştırabilirsiniz.

“Tokalaşsam mı, öpsem mi, sarılsam mı?”

Buluşacağınız kişiyi ilk gördüğünüzde nasıl selamlaşacağınız uykularınızı kaçıracak kadar kafanıza takılabilecek bir durum. Karşınızdaki kişinin diğer insanlarla nasıl iletişim kurduğunu bilmeden, sınırları hakkında fikir sahibi olmadan ilk karşılaştığınızda birbirinize nasıl davranacağınızı öngörebilmeniz oldukça zor ve gerginlik yaratan bir durum. Siz kendinizi sarılmak için hazırlamışken onun kendini geri çekmesi ya da siz ona elinizi uzatmaya hazırlanmışken aniden sizi öpmesi ileride gülerek hatırlayacağınız komik bir anıya dönüşecek. Bu nedenle bu durumun üstünde çok durmadan, içinizden nasıl geliyorsa (çok da abartmadan) o şekilde davranmaya çalışın.

“Topuklu mu düz mü?”

Bu durum da kadınların ilk buluşmada en çok kararsızlık yaşadıkları ve üzerine saatlerce düşündükleri noktalardan biri. Bir taraftan şık ve çekici görünmek için topuklu giymek isterken bir taraftan da çok iddialı olacağı korkusuyla gözleriniz düz ayakkabılarınıza kayıyor olabilir. Bu kararı alırken günlük stilinize göre seçimlerde bulunmalı ve sizi buluşma sırasında rahatsız edecek kıyafetlerden ve ayakkabılardan mümkün olabildiğince uzak durmalısınız.

“Ne yesem, ne yesem?”
Çok detaylı düşünürseniz gecenin sonunda karnınız aç kalkmanız çok olası.

Pizza söylersem elimle yiyemem, hamburger yerken dağılırsa rezil olurum, suşi riskini asla almamam, et yiyeyim ben ama bu restoranın bıçakları yeterince keskin mi acaba” derken gecenin sonunda buluşmadan karnınız aç kalkmanız çok olası. O nedenle canınız ne istiyorsa onu yiyin ve siz karşınızdaki kişinin nasıl yemek yediğine ne kadar dikkat ediyorsanız onun da sizin nasıl yemek yediğinize o kadar dikkat edeceğini aklınızın bir köşesinde bulundurun. 

“Gününün nasıl geçtiğini sormalı mıyım?”

Birine gününün nasıl geçtiğini sormak ne sınırları çok aşan ne de çok samimiyetsiz algılanabilecek bir sorudur. Aksine iletişim kurmaya çalıştığınızı belli etmek ve konuşmaya giriş yapmak için gününün nasıl geçtiğini sormak oldukça güzel ve uygun bir fırsat. Bu soru kişinin yaşam stili, hobileri, işine ne kadar önem verdiği gibi birçok soruya cevap bulmanızı sağlayacaktır.

“Ellerimi nereye koysam?”

Oldukça komik ama bir o kadar da gerçekçi ve deneyimlenen bir soru. Karşınızdaki kişiye dokunmak ya da elini tutmaya çalışmak ilk buluşmada kesinlikle yapmamanız gereken davranışlardan biri. Bu nedenle ilk buluşmada ellerinizi sadece kendinize saklayarak masanın üstünde tutabilirsiniz. Konuşurken de çok fazla el ve kol kullanmamaya dikkat etmelisiniz.

“Gergin olduğumu anlıyor mu acaba?”

Muhtemelen siz karşınızdaki kişinin sizin gerginliğinizi anlayıp anlamadığı üzerine düşünerek daha da gerildiğiniz sırada o da kendi gerginliğiyle meşgul olacağı için sizin gerginliğinizin farkına bile varmayacaktır.

“Sessizlik oldu, bir şey söylemem gerekiyor ama ne?”
“Keşke birkaç esprili cümle ezberleseydim”

İlk buluşmada sık sık sessizlik olmasının nedeni konuşacak ortak noktalarınız hakkında fikir sahibi olmamanız ya da kafanızdaki düşüncelerle meşgul olmanız olabilir. Günlük konuşmalarla, herkesin bildiği gündem konularıyla ya da işiyle ilgili sorular sorarak sessizliği bozabilirsiniz.

“Keşke birkaç esprili cümle ezberleseydim.”

Önceden hazırlanmış ve provası yapılmış şakalar genelde ilk buluşmada pek işe yaramaz, hatta itici durabilir. Bu nedenle o an konuştuğunuz konuyla ilgili esprili bir şey aklınıza gelirse söylemekten çekinmeyin ancak sırf esprili görünebilmek adına önceden çalıştığınız, konuyla ilgisi olmayan şakalar yapmayın.

“Boş zamanlarında ne yapıyorsun?”

Bu soru iletişimi güçlendirmek ve sessizliği bozmak için kullanabileceğiniz joker bir soru olmakla birlikte hiç ilgi alanınız olmayan futbol, makyaj, buz hokeyi, pul koleksiyonerliği gibi bir konuyu saatlerce dinlemek durumunda da kalabilirsiniz.

“Siyaset konularına girmek riskli mi olur?”

Siyaset konusunda oldukça hareketli bir gündemi olan ülkemizde buluştuğunuz kişiyle siyaset konuşmamanız pek de olası değil. Ancak hangi partiyi desteklediği, kime oy verdiği gibi kişisel sorular ilk buluşma için biraz fazla olabilir.

“Çok mu / az mı gülüyorum?”
“Ne kadar gülmek isterseniz o kadar gülün. Kendinizi sınırlamayın.”

Bu da tıpkı “yemek için ne seçsem?” sorusu gibi karşınızdaki kişinin çok fazla üzerinde durmayacağı ancak sizin kafanıza takılabilecek bir soru. Cevabı ise çok basit: Gülmek zorunda olduğunuzu hissettiğiniz durumlarda değil gerçekten gülmek istediğinizde ne kadar gülmek isterseniz o kadar gülün.

“Sonunda ruh ikizimi buldum galiba!”

Ortak özellikleriniz çoksa, birlikte durmadan konuşabiliyorsanız, sizinle ilgilendiğini hissettiriyorsa ve fiziksel olarak beğendiyseniz aklınızdan bu düşünceyi geçirmeniz çok olası. Ancak unutmayın, tek bir buluşma birini “ruh ikizim” diyebileceğiniz kadar iyi tanımak için yeterli değildir. Gaza gelip yanlış kararlar almayın.

“Hayatımda hiç bu kadar sıkıldığımı hatırlamıyorum, bitse de gitsek!”

Buluşmanız muhteşem geçeceği gibi karşınıza hayatınızda gördüğünüz en sıkıcı, asla ortak bir noktada buluşamadığınız, anlamadığınız, anlatamadığınız, hiç bir şey konuşamadığınız ya da o konuştukça boğulduğunuzu hissettiğiniz insan da oturabilir. Böyle bir durumda zaten karşı taraf da büyük bir olasılıkla sizden negatif elektrik alacağı için bir daha buluşmanız söz konusu olmayacaktır.

“Hesabı kim ödeyecek?”

Toplumsal bir norm olarak ilk buluşmada hesabı erkek ödese de günümüzde ilk buluşmada hesabı yarı yarıya ödemeyi teklif etmek oldukça ölçülü ve saygılı bir davranış olacaktır.

“Bir daha görüşmek istemediğimi nasıl söyleyeceğim?”

Zaten buluşmanız iyi geçmediyse ve sıkıldıysanız bunu hareketlerinizle, bakışlarınızla, söylemlerinizle belli edeceğiniz için bir daha buluşmak istemediğinizi söylemenize gerek bile kalmayacaktır. Ancak karşınızdaki kişi tekrar buluşmak istiyorsa birkaç girişiminde gelmek istemediğinizi ya da meşgul olduğunuzu söylediğinizde tekrar buluşmak için ısrar etmeyecektir.

“Görüşmeye devam etmek istediğimi nasıl belli edeceğim?”

Tıpkı sıkıldığınızda ruh halinizle ve tavrınızla tekrar görüşmek istemediğinizi belli edeceğiniz gibi karşınızdaki kişiden pozitif elektrik aldıysanız ve buluşmanız güzel geçtiyse muhtemelen karşı taraf da bu buluşmadan zevk almıştır. Dolayısıyla o da en az sizin kadar tekrar buluşmak istiyor olacaktır. Tekrar buluşmak istediğinizi belli etmek için haftanın geri kalan kısmı için planlarını öğrenebilir ve boş olduğu bir zamanda birlikte bir şeyler yapmayı teklif edebilirisiniz.

“Evine gitmeli miyim?”

Eğer istemiyorsanız ve kendinizi rahat hissetmiyorsanız, sırf karşınızdaki kişinin davetini geri çevirmemek ve nazik davranmak adına evine gitmek gibi bir zorunluluğunuz yok. Ancak her şey çok yolunda gittiyse ve kendinizi güvende hissediyorsanaız ilk buluşma da olsa evine gitmenizde ya da onu evinize davet etmenizde bir sakınca olmayacaktır.

“Şimdi biz neyiz?”

İlk buluşmadan sonra aranızdaki adı konulmamış ilişkiye ne isim vereceğiniz tamamen size bağlı. Belki ruh eşinizle tanıştınız, belki de bu buluşma hafta sonu arkadaşlarınıza anlatacağınız ilginç bir anıdan ibaret kalacak. Bu nedenle ilişkiye isim koyma meselesi ilk buluşma için biraz erken olabilir. İlişkinin ileriki zamanlarında zaten neye evrileceği yavaş yavaş ortaya çıkacaktır.

 

Kaynaklar:
Elite Daily

Buzz Feed
WomensHealth

 

İlginizi çekebilir: Unutulmaz bir ilk buluşma için yaratıcı öneriler

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Hayatın küçük tatlı sürprizlerini L’Occitane Almond Shower Oil ile yakalayın

Hayat, beklenmeyen güzelliklerle dolu bir dans gibi; eğer görmeyi, fark etmeyi bilirsek hayatın şaşırtıcı güzellikteki tatlı anlarını sık sık yakalayabiliriz. Bazen uzun zamandır görmediğimiz bir arkadaşımızla yolda karşılaştığımız, bazense tatlı bir yağmurun ardından çıkan gökkuşağını gördüğümüz o ‘an’da gizli olabilir mutluluk. Bu, beklenmedik ama her zaman iyi hissetmemizi sağlayan hoş sürprizler, hayatın şaşırtıcı güzellikteki anlarından yalnızca birkaçı olsa da tüm gün yüzümüzü güldürmeye yetebilir.



Yakalamak için istekli olursak hayatın monoton akışına biraz olsun ara vermemizi sağlayan ve yaşamın ne kadar büyüleyici olduğunu hatırlatan pek çok tatlı sürpriz bulabiliriz. Tıpkı L’Occitane Almond Shower Oil’in su ile buluştuğunda yağ kıvamından köpüğe dönüşen sürprizli formu gibi.

Sürprizlerle dolu keyif veren bir deneyim

Mutluluk veren, keyif dolu ve sürprizli anlar dediğimizde şüphesiz ki kendimize ayırdığımız zamanların önemi ve yeri çok büyük. Çünkü, günlük hayatın koşturması içerisinde kendimizi şımartabildiğimiz, bedenimizin ve zihnimizin ihtiyaçlarını karşılayabildiğimiz bu özel anlar, monotonluğun içinden bize göz kırpan küçük sürprizler gibi. Özellikle de kişisel bakım ritüellerini taçlandıran L’Occitane Almond Shower Oil ile sürprizlerin hiç sonu yok. Bu özel duş bakım yağı, suyla buluştuğu anda değişen formu ile bize sıradan görünen anları bile özel kılan küçük sürprizler sunuyor.

Almond Shower Oil’in içeriğindeki badem yağı, su ile birleştiğinde anında yoğun keyif verici bir köpüğe dönüşüyor, bize de tatlı küçük sürprizlerle dolu dokunuşların cildimizde bıraktığı o yumuşacık etkinin keyfini sürmek kalıyor. Tabii, o tatlı ve küçük sürprizler Badem Duş Yağı’nın yalnızca köpüren özel formülünde saklı değil, kokusu da bambaşka bir heyecan.

Kokuların duyuları harekete geçiren büyülü dünyası

Bazen sizin de bir kokunun esintisiyle geçmişe doğru kısa bir yolculuğa çıktığınızı hissettiğiniz oluyor mu? Kabul edelim, hayatın içindeki tatlı sürprizli anlarda kokuların da etkisi oldukça büyük. Belki çocukluğunuzdan keyifli bir anı hatırlatan nostaljik bir koku, belki gençliğinizde kullandığınız eski bir parfümün rüzgarla karışmış hali, belki de taze biçilmiş çimlerin havada dağılan dansı… Kokular da sürprizli anların başrol oyuncusu olabiliyor.



Tıpkı, Almond Shower Oil’in tatlı bademin mis kokusunu cildimizde bırakması gibi. Üstelik vegan içeriği ile tüm cilt tiplerine de uygun olan bu bakım yağı, duyuları harekete geçiren büyülü bir dünyanın da kapısını aralıyor. Hayatın bitmeyen telaş ve karmaşasında her şeyden biraz da olsa uzaklaşıp, o büyülü dünyaları keşfetmek hepimizin ihtiyacı değil mi? Daha fark edilmeyi bekleyen onca tatlı sürpriz varken…

Şaşırtıcı üçlü etki

Köpüren özel formül, büyülü dünyalara açılan mis badem kokusu, tabii bir de şaşırtıcı üçlü etki. L’Occitane Almond Shower Oil ile hayatın sürprizlerle dolu anlarını yakalamak çok kolay. Özel vegan formülü, cildi hem temizliyor hem nemlendiriyor hem de onarıyor. Bu üç etkiyi bir arada bulabilmek de en tatlı sürprizlerden biri.

Badem Duş Yağı, özel köpük yapısı ile cildi temizliyor, içeriğindeki omega 6 ve 9 bakımından zengin tatlı badem yağı ve üzüm çekirdeği yağı ile ilk kullanımda nemlendirme etkisi sağlıyor ve cildi besleyerek ışıl ışıl bir görünüme kavuşturuyor.

Elbette, hayatta daha yakalanmayı bekleyen pek çok şaşırtıcı tatlı an var. Bazıları, bir anda karşımıza çıksa da bazen de bu anları biz yaratabiliriz. Bakım rutinlerimize L’Occitane Almond Shower Oil’i eklemek, tanımadığımız birine iltifat etmek ya da sevdiğimiz birine uzun zamandır istediği bir şeyi satın almak, hayatımızda o tatlı sürprizleri artırmaya ve yaşamın keyfini doyasıya çıkarmaya yardımcı olabilir.

Hiç vakit kaybetmeden birinden başlamak istiyorsanız hemen tıklayıp sürprizlerle dolu L’Occitane Almond Shower Oil dünyasını keşfedebilirsiniz.



Sıra dışı bir gelecek: Otomobil dünyasında bizi neler bekliyor?

Teknolojinin, yapay zekanın ve çevre bilincinin hızla geliştiği günümüzde otomotiv dünyası da bu gelişmelerden geri kalmıyor ve inovasyonlarla ve merakla dolu bir sektöre dönüşüyor. Son yıllarda elektrikli araçlar, otonom sürüş özellikleri, akıllı yol çözümleri gibi konularla pek çok gelişime imza atan otomobil dünyasında gelecekte bizi daha nelerin beklediği büyük bir merak konusu. Hepsi çok heyecan verici olsa da en çok merak edilen sorulardan ve benim de heyecanla beklediğim gelişmelerden biri; uçan arabaların hayatımıza girip girmeyeceği 🙂 Uçan arabalar yakın zamanda hayatımıza dahil olur mu bunu bilmiyorum ama otomotiv endüstrisinin geleceği hakkında kendi perspektifimden ele alacağım pek çok konu var. Gelin, benim de bir parçası olduğum bu sıra dışı gelecekte bizi neler bekliyor olabilir birlikte bakalım.



Elektrikli otomobillerin hızlı yükselişi

Geçtiğimiz yıllarda pek çok otomobil markası, yakın gelecekte elektrikli araç üretimine ağırlık vereceğini açıklamıştı, hatta dünya çapında tamamen elektrikli araç üretimine geçmeyi planladığını belirten markalar da var. Elektrikli araçların hayatımıza dahil olması çok yeni bir gelişme olmasa da yaygınlaşması ve popülerliğinin artması son zamanlarda daha bir artış gösterdi. Gelecekte de elektrikli araçların üretiminin ve kullanıcısının artması sektörünün en beklenen gelişmeleri arasında.

Bildiğiniz gibi ben de elektrikli otomobil tutkunlarından biriyim ve sık sık sizlerle Instagram hesabımdan %100 Elektrikli Ford Mustang Mach-E ile olan maceralarımı paylaşıyorum 🙂 Konumuza dönecek olursak; fosil yakıt tüketimini azaltmak ve karbon emisyonlarını düşürmek için ülkelerin elektrikli araç kullanımına yönelik teşviklerini artırması da beklenenler arasında. Ayrıca, batarya teknolojisinde yeni ilerlemeler, elektrikli araçların menzillerinin artırılması, şarj altyapılarının geliştirilmesi de yine yakın gelecekte bizimle olacağa benziyor.

Sürdürülebilir ve çevre dostu çözümler

Elektrikli araçların yükselişi, otomobil dünyasının geleceğinde beklenen tek çevreci haber değil. Doğa dostu yaklaşımlar ve sürdürülebilir çözümlerle dolu yenilikler de ufukta. Pek çok sektörün son yıllarda önemli bir gündem maddesi haline gelmiş olan çevre bilinci, otomotiv dünyası için de önemli bir konu. Geri dönüştürülmüş malzemelerden üretilen iç dizayn ekipmanları, doğa dostu kumaşların kullanımı, üretim aşamasında yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı, daha az karbon salımı yapan motor teknolojileri ve daha nice gelişme, otomotiv dünyasının beklenenleri arasında.

Sektörde yeşil devrim adını verebileceğimiz daha pek çok gelişmenin damga vurması da olası. Araçların iç tasarımdan üretim süreçlerine kadar geniş bir yelpazede sürdürülebilir çözümler, otomobillerin gelecekteki dünyasını ve tabii ki dünyamızı taçlandıracak gibi. Bir çevreci olarak hızla yaygınlaşmasını görmek istediğim gelişmelerden birisi kesinlikle sürdürülebilir çözümler.

Otonom sürüş özelliklerinde ilerlemeler

Ve tabii ki otonom sürüş özelliklerinden bahsetmemek olmaz. Beni belki de en çok heyecanlandıran konulardan bir diğeri. Hani şu sürücüsüz giden otomobiller var ya, işte tam da onlardan bahsediyorum. Yakın bir gelecekte belki de araçların şoför koltukları hep boş kalacak. Olamaz mı? Bu, çok gerçekçi bir senaryo olmasa da şu an için benzer senaryolarla sık sık karşılaşacağız gibi. Çünkü pek çok dünya devi otomobil ve teknoloji firması, otonom araçlar alanında büyük yatırımlar yapıyor. Ancak, tam otonomiye ulaşmak için biraz daha geleceği beklemek gerekecek. Çünkü birtakım zorlukları aşabilmek için yeni teknolojilerin geliştirilmesi bekleniyor.

Özellikle büyük şehirlerdeki yoğun ve karışık trafik senaryoları, yasal düzenlemeler, kişisel hakların korunması, uygun yol ve altyapı çalışmalarının tamamlanması gibi pek çok faktör var. Yine de bu konudaki çalışmaların hız kazanması ve otonom sürüşün farklı seviyelerinin piyasaya sürülmüş olması, otonom sürüş teknolojilerinin potansiyelini gösteriyor. Gelecekte tam otonom seviyeye de erişilmesi mümkün.



Otonom özelliklerin yanı sıra farklı sürüş modları da ufukta. Hatta, ben şimdiden %100 Elektrikli Ford Mustang Mach-E  ile bu modları deneme fırsatına sahibim 🙂 Mustang Mach-E, sürüş deneyimini kişisel isteklere göre uyarlıyor; Aktive, Whisper ve Untamed modları sayesinde motor seslerini, ortam aydınlatmasını ve hatta aracın tepki verme hızını kişiselleştirmek mümkün. 

Akıllı şehirlerin kurulması

Otonom sürüş özellikleri, farklı sürüş modları, otomobil ve yapay zeka teknolojisindeki gelişmeler, yalnızca bireysel kullanımla sınırlı kalmayacak muhtemelen. Ve önemli bir toplumsal gündem haline de gelecek. Bu da akıllı şehirler gibi bir konseptin hayatımıza girmesi anlamını taşıyabilir. Şehirlerin, otomobillerin geleceği ile ne ilgisi var ki diye düşünmeye başlamadan hemen araya gireyim. Eğer başta otonom sürüş özellikleri olmak üzere otomobiller kendi başlarına -bir sürücünün aracı sürmesine ihtiyaç kalmaksızın- yolda gidebilecekse, bu şehirlerin de birtakım düzenlemelerden geçmesi anlamını taşıyor. Yollardaki alt yapı çalışmalarının bu doğrultuda düzenlenmesi, akıllı şarj istasyonlarının kurulması ve otonom araçların kendi kendini şarja takabilmesi için uygun çevresel yapılanmaların tamamlanması gibi pek çok gelişmeyi de beraberinde getirebilir. Belki de gelecekte şehirlere akıllı taksi durakları kurulacak ve birtakım mobil uygulamalar üzerinden bağlantıya geçilebilecek.

Sosyal dünya ile bağlantı sağlayan araç özelliklerinin geliştirilmesi

Bir düşünelim; otomobiliniz size en yakın kafeyi önerse ya da zevkinize uygun bir restoranda sizin için rezervasyon yaptırsa, nasıl olur? Ya da arkadaşlarınızla buluşma ayarlasa, arabaya bindiğinizde en sevdiğiniz dizinin kaldığınız bölümünü başlatsa? Siz keyifle buluşmalarınıza hazırlanırken veya dizinizi izleyip, müziğinizi dinlerken sizi istediğiniz yere götürse? Yani adeta bir eğlence merkezine dönüşse? Tüm bunlar, yakın gelecekte hayallerimizi süslemenin ötesine geçebilir. Bağlantılı araçlar, yani kendi internet erişimi olan ve verileri başka cihazlarla da paylaşabilen araçlar, otomobil dünyasının belki de gelecekte en çok parlayan yıldızı olabilir. Yalnızca yolculuk vadetmenin ötesinde bağlantılı araçlar, adeta kişisel mobil cihazlarımıza dönüşebilir.

Çoğu macerama tanıklık ettiğiniz Ford Mustang Mach-E de adeta benim eğlence merkezim. Araç içi iletişim ve eğlence sistemi olan Ford SYNC 4A ile konuşma, ses tanıma, kablosuz akıllı telefon entegrasyonu, sezgisel 15,5″ dokunmatik ekran ve çok daha fazlasını deneyimleyebiliyorum. Halihazırda gelişmiş teknolojinin keyfini sürebiliyor olsam da gelecekte bağlantılı araçlar bizi daha pek çok özelliği ile şaşırtacak diyebilirim.

Kısacası, otomobil dünyasının sıra dışı geleceğinde bizi bekleyen yepyeni heyecanlar var. Uçan arabalar yalnızca filmlerin unutulmaz bir parçası olarak mı hafızalarımızda kalır yoksa gerçekten de hayatımıza dahil olur mu bilinmez ama kesin olan bir şey varsa o da otomobil dünyasının hiç olmadığı kadar yenilik dolu olduğu. Kim bilir belki bir gün gökyüzünde bulutların arasında sıkışıp kaldığım bir trafikteyken size yazarım 🙂 Daha fazlası için yazılarımı ve Instagram hesabımı takip etmeyi unutmayın.

İlginizi çekebilir: Virtual Influencer’lar: Kim bu sıra dışı influencer’lar? Takip etmeniz gerekenler?



Güne lezzetli bir başlangıç için kahvaltılık tarifler

Ne demiş şair; kahvaltının mutlulukla bir ilgisi olmalı. Sizce de öyle değil mi? Günün ilk öğününün, bize gün boyu yetecek kadar neşe ve enerji kaynağı olması gerekmiyor mu? İster sabahın çok erken saatlerinde ister öğlene yakın olsun, fark etmez; günün ilk öğünü her zaman çok önemli. Çünkü günün geri kalanını etkileyen, o günün ne kadar kaliteli bir gün olduğunu belirleyen en önemli faktörlerden biri; güne neler yiyerek başladığımız…



Ancak hepimiz biliyoruz ki, klasik kahvaltı tarifleri zamanla sıkıcı hale gelebiliyor. Yumurta, peynir, zeytin güzel bir başlangıç olsa da her gün aynı şeyleri yemek hayatlarımızda monotonluk yaratabiliyor. Dolayısıyla biraz daha yaratıcı alternatiflere ihtiyacımız var. Ama bir yandan da yoğun tempomuza ayak uydurabilmek için pratik ve besleyici olmalı. Tabii lezzetten de ödün vermek olmaz. İşte tam da bu noktada lezzeti ile, pratikliği ile, besleyiciliği ile kahvaltıların yıldızı müsli karşımıza çıkıyor. İşte müsli kullanarak hazırlayabileceğiniz lezzetli ve sağlıklı kahvaltılık tarifler:

Müslili Ekmek

Eğer kahvaltıda değişiklik yapmak ve lezzet ile besleyici değeri bir arada sunan bir alternatif arıyorsanız, müslili ekmek tam size göre. Klasik ekmek tariflerine göre çok daha zengin ve doyurucu bir seçenek sunan bu kahvaltılık tarifi, aynı zamanda çok daha lezzetli, çok daha eğlenceli. Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli’nin içeriğindeki kızılcık, kuru üzüm, elma ve marakuyalı özel karışım sayesinde enerjik bir sabaha doyurucu dilimlerle merhaba diyebilirsiniz.

Malzemeler:

Hamuru için:

  • 1 su bardağı Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli
  • 2-3 tatlı kaşığı Dr. Oetker Aktif Maya
  • 0,5 çay bardağı süt
  • 4-4,5 su bardağı un
  • 0,5 çay bardağı toz şeker
  • 1 su bardağı ılık süt
  • 1 yumurta
  • 100 gram yumuşak margarin

Üzeri için:

  • 2-3 yemek kaşığı Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli
  • 1 yemek kaşığı su

Hazırlanışı:

  • Mayayı bir kaseye alın ve üzerine yarım çay bardağı ılık sütü ilave edin. Kaşık ile birkaç kez karıştırıp 10-15 dakika bekletin.
  • Unu derin bir kaba eleyin ve üzerine beklettiğiniz mayayı ilave edin. Toz şeker, süt, yumurta ve margarini ilave edip iyice yoğurun. Üzerini kapatıp ılık ortamda 40-45 dakika bekletin.
  • Süre sonunda mayalanan hamura 1 su bardağı meyveli müsliyi ekleyin ve yoğurun. Hamuru yuvarlayıp pişirme kağıdı serilmiş fırın tepsisine alın. Üzerine su sürüp meyveli müsli serpin ve 20 dakika bekletin.
  • Fırını belirtilen dereceye ayarlayıp ısınması için önceden açın. (Alt-üst pişirme: 170 °C, Turbo pişirme: 160 °C)
  • Hamurun üzerini keskin bıçak ile 3-4 yerinden 1 cm derinliğinde kesin ve 25-30 dakika pişirin.
  • Fırından çıkarıp soğutun. Dilimleyerek servis yapın.

Çikolatalı Çıtır Smoothie Bowl

Kahvaltıda kendinizi şımartmak ve güne ‘bomba’ gibi başlamak istiyorsanız, tatlı bir kahvaltılık tarifi tam size göre olabilir. Çıtır tahıl ve çikolata parçacıkları içeren Dr. Oetker Vitalis Sütlü-Bitter Çikolatalı Çıtır Müsli ile çok pratik ve çok lezzetli bir kahvaltılık bowl hazırlayabilirsiniz.

Malzemeler:

  • 2 yemek kaşığı Dr. Oetker Vitalis Sütlü-Bitter Çikolatalı Çıtır Müsli
  • 1 adet olgun muz
  • ½ avokado
  • 1 yemek kaşığı kakao tozu
  • 1 su bardağı badem sütü

Hazırlanışı:

  • Olgun muzu, avokadoyu, kakao tozunu ve badem sütünü blender’a alın. Pürüzsüz bir kıvam alana kadar yüksek hızda karıştırın.
  • Elde ettiğiniz smoothie karışımını bir kaseye aktarın ve kahvaltılık bowl için tabanı hazırlayın.
  • Smoothie tabanın üzerine çıtır çıtır Dr. Oetker Vitalis Sütlü-Bitter Çikolatalı Çıtır Müsli’yi ekleyin. Ve harika kahvaltı kaseniz hazır.

Portakallı Muzlu Müslili İçecek

Kahvaltılarınızı bir sonraki seviyeye taşımaya hazırsanız, Dr. Oetker Vitalis Bal Bademli Çıtır Müsli ile tanışın. Bu benzersiz müsli, sadece lezzetiyle değil, aynı zamanda sağlık açısından sunduğu faydalarla da kahvaltılarınızın vazgeçilmezi olmaya aday. Hem lif hem de Vitamin B1, demir ve magnezyum gibi önemli besin öğeleri açısından zengin olan bu müsli ile harika bir kahvaltılık içecek hazırlayabilir, güne başlarken ihtiyacınız olan enerjiyi ve besinleri alabilirsiniz:



Malzemeler:

  • 50 g Dr. Oetker Vitalis Bal Bademli Çıtır Müsli
  • 1 poşet Dr. Oetker Şekerli Vanilin
  • 2 adet muz
  • 2-3 dilim ayıklanmış ve zarları çıkarılmış portakal dilimleri
  • 2 su bardağı buzdolabında soğutulmuş süt
  • 2 yemek kaşığı bal

Hazırlanışı:

  • Muzları soyup iri parçalara kesin ve mutfak robotuna alın.
  • Üzerine portakal dilimleri, süt, bal ve şekerli vanilini ilave edip meyveler ezilinceye kadar karıştırın.
  • Hazırladığınız içeceği bardaklara alın. Üzerlerine çıtır müsliyi ekleyip kaşık ile karıştırın.
  • Buzdolabında 30 dakika bekletip servis yapın.

Meyveli Mini Kahvaltılık Muffin

Güne başlarken modunuzu yükseltecek, enerjinizi yerine getirecek ve ihtiyacınız olan besin öğelerini almanızı sağlayacak ve tüm bunları yaparken de eğlenceli bir hale çevirecek muffinlere kim hayır diyebilir ki… Siz de demezseniz, Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli ile harika bir kahvaltılık hazırlayabilirsiniz.

Malzemeler:

  • ½ su bardağı Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli
  • 1 paket Dr. Oetker Hamur Kabartma Tozu
  • 1 su bardağı tam buğday unu
  • 2 yemek kaşığı bal
  • ½ su bardağı süt
  • 1 yemek kaşığı tereyağı
  • 1 adet yumurta
  • 1 adet mini muffin tepsisi

Hazırlanışı:

  • Fırını 180 derecede önceden ısıtın ve mini muffin tepsisini yağlayın.
  • Bir kasede tam buğday unu, Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli ve kabartma tozunu karıştırın.
  • Başka bir kapta süt, eritilmiş tereyağı ve yumurtayı çırpın. Islak malzemeleri kuru malzemelerin üzerine dökün ve karıştırın.
  • Hazırladığınız kek harcını mini muffin kalıplarına eşit miktarda bölün. Her bir kalıbı üçte iki oranında doldurmanız yeterli olacaktır, böylece kabardığı zaman da yeteri kadar alan kalacaktır.
  • Yaklaşık 20 dakika kadar pişirdikten sonra fırından çıkarın, birkaç dakika beklettikten sonra servis edebilirsiniz.

Bonus: Çabasız ve lezzetli kahvaltılar

Eğer daha hızlı bir şekilde lezzetli, pratik ve doyurucu kahvaltılık tarifler hazırlamak istiyorsanız, fazla çaba harcamadan da eğlenceli kahvaltılar yapabilirsiniz. Müslinizi ister sütle ister yoğurtla karıştırın; üzerine meyve, bal, biraz da kuruyemiş ekleyin ve voila! Enfes kahvaltınız hazır… Ama bir dakika; zaten eklenmişi var 🙂 Dr. Oetker Vitalis’in lezzetli, doyurucu ve sağlıklı dünyası ile klasik kahvaltılar yerine daha enerjik tariflerle güne başlayabilirsiniz.

Sağlıklı ve dengeli beslenmeyi, ‘sıkıcı’ kalıplardan çıkarmak ve her güne büyük bir neşe ile başlamak istiyorsanız Dr. Oetker Vitalis, kahvaltılarınızın vazgeçilmezi olacak. Üstelik sadece kahvaltılarınızın da değil; ara öğünlerinizde de lezzetli atıştırmalıklar olarak tüketebilirsiniz. Bu çıtır lezzetler, gününüzün her saatine enerji ve neşe katacak!

Siz de Dr. Oetker Vitalis’Dr. Oetker Vitalis’Dr. Oetker Vitalis’in Multi Meyveli Çıtır Müsli, Bal Bademli Çıtır Müsli ve Sütlü-Bitter Çikolatalı Çıtır Müsli çeşitlerinden dilediğinizi seçebilir, güne en sevdiğiniz lezzetle harika bir başlangıç yapabilirsiniz.

*Bu yazı Dr. Oetker katkılarıyla hazırlanmıştır.



İlgili Makale