X

Yeni yılda kendimize karşı biraz daha nazik olabilir miyiz?

Pek çoğumuz büyük umutlarla, yeni hedeflerle ve belki de sonsuz beklentilerle yeni yıla girdik… Ve yeni yıl öyle hızlı ilerliyor ki fark etmeden Ocak ayını yarılamak üzereyiz. 2023’ün gelişinden ve gidişinden de pek bir şey anlamamıştım, bu yıl da herhalde öyle olacak ya da ben zamanı yakalamayı bırakacağım gibi, bakalım…

Bir önceki yazımda yeni yılda kendimi daha fazla önceliklendirmek istediğimi, başkalarının düşüncelerini, duygularını kendime dert etmeden, beni kırmalarına izin vermeden yaşamayı öğrenmem gerektiğini yazmıştım, çünkü bunlar benim için ciddi stres kaynakları. Ancak, bunları yapabilmek için bir yandan da kendime karşı daha nazik davranmam gerektiğinin farkına vardım.

Çoğu zaman, -hatta belki de her zaman- başkalarına gösterdiğim anlayışı kendime göstermediğimi fark ediyorum. Başkalarına karşı daha hoşgörülü olurken kendime gerçekten de acımasız davrandığımı görebiliyorum. Konu ne olursa olsun kendimde bir kusur bulabiliyor, illaki kendimi suçlayacak bir şey çıkarabiliyorum. Peki ama bunun kime ne faydası var? İster geçmişle ister şu anla ilgili olsun, kendimi suçladıkça ne kazanıyorum, elime ne geçiyor? Hiçbir şey…

Aksine, bunu yapmaya devam ettikçe kendimden sürekli bir şeyler götürüyorum. Öz sevgimi, öz saygımı, kendime olan inancımı ve daha nicesini… O zaman yeni yıl, buna bir son vermek -en azından azaltmak- için iyi bir fırsat olabilir. Çünkü hedeflerimize ulaşmayı, yeni yılın bize güzellikler getirmesini istiyor olsak da bunları yaparken kendimize karşı daha nazik olmayı da öğrenmemiz gerekiyor. Kendimize karşı duyduğumuz eleştirel yaklaşımları değiştirerek, içsel konuşmalarımızı olumlu bir yöne evrilterek, yeni yılın bize getirdiği potansiyeli en iyi şekilde değerlendirebiliriz. Yoksa elde edemediğimiz, bekleyip de gerçekleştiremediğimiz her şey için kendimizi suçlamaya devam ederek boşu boşuna yıpranıp duracağız, ki bu da hiç adil değil, kendimize en büyük haksızlık.

Kendime daha nazik davranabilmek için ben ilk adım olarak geçmişi yargılamayı bırakmayı seçtim. Naçizane önerim, geçmişi geçmişin koşullarıyla değerlendirmemiz gerektiği, bugünün değil. Ben -ne yazık ki- bunu çok yapıyorum, daha doğrusu çevremdeki insanlardan dinledikçe, ben de buna kapılıyorum. Keşke üç yıl önce şunu yapsaydım, keşke daha önce şöyle davransaydım, keşke o zaman bunu alsaydım, keşke yıllar önce şuna başlasaydım, bunları bıraksaydım… Şunları, bunları, eminim ki siz de doldurabilirsiniz.

Evet, hepimizin ‘keşke’leri var ama bunları sık sık hatırlamak ya da geçmiş bir günü ‘bugünün’ koşullarında değerlendirmek, kime ne fayda sağlayacak ki! Evet, o zaman öyleymiş, şimdi böyle. O zaman ‘böyle’ olsaymış daha iyi olabilirmiş ama olmamış. O zaman “Get over it!” Bunları aşmak, yani geçmişi kabullenmek, hepimize çok büyük enerji ve zaman kazandırabilir, ayrıca kendimizi boş yere suçlamamıza da son verebilir.

Bir diğer adım ise bardağın dolu tarafına odaklanmak ve boş tarafını görüp de kendime haksızlık etmemek. Bu, yaşamın pek çok alanında zor biliyorum, insan beyni olumsuzluklara olumlu olan her şeyden daha fazla odaklanma eğiliminde. Ancak, biraz farkındalıkla üstesinden gelinebileceğini düşünüyorum, daha doğrusu öyle olabileceğine inanmak istiyorum. Bardağın boş tarafına odaklandıkça doluyu hep yok sayıyorum ve bu da tüm başarılarım, elde ettiklerim, aştığım zorluklar açısından kendime yaptığım en büyük haksızlık olabilir. Biraz daha ‘aferin’ci olmakta fayda var. En azından yeni yılda kendime karşı nazik olmak istiyorsam, kendime daha fazla ‘aferin’ demeyi öğrenmem şart, belki sizin de…

Son olarak eşimin birkaç gün önce bana ‘hayatı bir görevmiş gibi yaşamayı bırak’ demesiyle gelen aydınlanmadan sonra, yaşama dair to do listler hazırlamayı da bırakmaya karar verdim. Çünkü, gerçekten de hayat böyle bir şey değil, her şeyi kontrol edemiyoruz, sonra da bir şeyler olmadı, yolunda gitmedi diye kendimize yükleniyoruz. Bunun yerine -zor olsa da- akışta kalmayı denemeyi yeni yıl hedeflerime ekledim. Çünkü, kendimizden daha iyi bir dostumuz, sığınağımız, dert ortağımız yok, onunla da iyi geçinmek zorundayız. O yüzden bu yıl en az başkalarına olduğum kadar kendime de nazik olabilmeyi umuyorum… Bakalım, zaman ne gösterecek. Olmazsa da ‘insanız’ der, kendimize yüklenmeden yolumuza devam ederiz…

İlginizi çekebilir: Her şey, ‘iyisi’ olmaya çalışanlar için zor

Ecem Şenyurd Efecan: Selam, ben Ecem! Boğaziçi Üniversitesi’nden mezun olduktan sonra çeşitli özel kurumlarda çalışıp akademi özlemiyle soluğu yine üniversitede aldım, daha öğrenilecek çok şey vardı! Mindfulness üzerine tez yazıp 'an'da kalmayı hala başaramayan biri olarak insana iyi gelen ne varsa bulmaya, uygulamaya, hayatımın bir parçası haline getirmeye çalışıyorum. Tam bir kahve severim, günlük sınırsız doz alımıyla hayatımın olmazsa olmazı. Üretmeye bayılıyorum! :)

Yeni yıl hediyelerinin vazgeçilmezi Sosyopix ile anılarınızı ölümsüzleştirin

Sevdikleriniz için hediye seçmek bazen uzun uzun düşünmeyi gerektirir. Çünkü aslında aradığımız şey, sadece bir eşya değildir; bir duyguyu, bir anıyı, bir hatırlamayı karşı tarafa hissettirmektir. Tam da bu yüzden fotoğrafla kişiselleştirilmiş hediyeler, her zaman daha çok dokunur. Tek bir kare, bir gülüşün ardındaki hikayeyi yeniden canlandırır; yıllar önce çekilmiş bir fotoğraf bile açıldığında ilk günkü kadar sıcak hisseder. Sosyopix işte tam da bu noktada, o paha biçilmez anılarınızı estetik ve yaratıcı dokunuşlarla unutulmaz kılıyor.



Kişiselleştirilmiş takvimlerle zamanı anlamlandırmak

Yeni yıl, hayatımızda yeni sayfalar açmak demektir. Bu nedenle kişiselleştirilmiş takvimler, sadece günleri takip ettiğiniz bir araç olmaktan öteye geçer; umut ve güzellikle dolu bir yılın sembolü haline gelir. En güzel fotoğraflarınızla hazırlanan masa veya duvar takvimleri, sevdiklerinizin her gününe anlam katar. Her sayfa, sadece bir tarih değil, hatırlanan ve paylaşılan özel bir anı olarak kalır. Takvimi her çevirdiğinizde, geçmişin güzel anılarını hatırlamak ve geleceğe dair küçük bir mutluluk hissi yaşamak mümkündür. Bu küçük ama etkili detay, hediyenizi hem estetik hem de duygusal olarak unutulmaz kılar.



Anıların dokunulabilir hali: Fotoğraf baskıları



Bir zamanlar telefon ekranına sığdırdığınız, galeri arşivlerinizde kalan en mutlu kareleri bu yılbaşı yeniden keşfetmenin tam zamanı. Sosyopix fotoğraf baskıları, en özel anlarınızı sıcaklığını ve kalitesini koruyarak dilediğiniz formda hayat bulduruyor. İster yaz tatilinde o hiç bitmesin dediğiniz gün batımı karesini, ister kış tatilinde çekilmiş kar manzarasını seçin; retro tarzda ya da şık bir çerçeveyle hazırlatabilirsiniz.Çalışma masasında duran küçük bir fotoğraf, sizi kış tatilinin huzuruna veya yılın en güzel anılarına götürebilir. Bu yıl sevdiklerinize sadece bir hediye değil, birlikte paylaşılan özel anıları ve mutluluğu hediye edin.

Anıların estetik hali: Fotoğraf albümleri

Fotoğraf albümleri, her dönem popülerliğini koruyan ve hiçbir zaman değerini kaybetmeyen hediye seçeneklerinden biridir. Çünkü bir albüm, yalnızca fotoğrafları bir araya getirmez; aynı zamanda belirli bir dönemin, bir ilişkinin ya da bir yolculuğun hikayesini saklar. Sayfaları çevirdikçe hatırlanan detaylar, yeniden yaşanan duygular ve geçmişten gelen sıcaklık, bu hediyeyi zamansız bir klasik haline getirir.

Kişiye özel tasarlanan fotoğraf albümleri, hem estetik hem de duygusal yönüyle güçlü bir hediye seçeneği sunar. Kapak dokusundan sayfa düzenine, renk seçiminden yerleştirdiğiniz küçük notlara kadar tamamen size ait bir anlatım oluşturma fırsatı verir. Bu, sadece bir hediye değil; kendi elinizle hazırladığınız bir zaman kapsülüdür.



Anıları duvarlara taşıyan çerçeveler

Mutlu anıları saklamanın tek yolu albümlerde biriken fotoğraflar veya fotoğraf baskıları değildir; bazen evin en görünür köşesine yerleştirilen bir çerçeve de aynı etkiyi yaratır. Ölümsüzleştirilen anları çerçeveleyerek yaşam alanlarınıza sıcaklık ve derinlik katarken sevdiklerinizin her baktığında o ana yeniden dönmesini sağlar. Farklı boyut seçenekleri sayesinde ister küçük bir köşeyi canlandırabilir ister salonunuzun atmosferini değiştirebilirsiniz.  Duvarlara zarar vermeyen yapışkanlı çerçeveler ise kolay kullanımıyla, yalnızca bir dekor değil; her gün gülümseten bir anı sunar. 

Bi’kutu anı: Özel hediye kutularıyla yeni yıl coşkusu

Yeni yıl ruhunu tek bir kutuda toplamak istiyorsanız, özenle hazırlanmış hediye kutuları bunun için ideal bir çözüm sunar. İçerisinde not defterleri, yılbaşı ruhunu yansıtan kupalar, kokulu mumlar ve daha pek çok özel hediye, kutuyu açan kişinin yüzünde sıcak bir tebessüm bırakır. Böylece hediyeniz yalnızca bir kutu değil, birlikte paylaştığınız anıların sıcacık bir yansıması olur.

Siz de bu yıl, sıradanlığın dışına çıkarak sevdiklerinizin yüzünde unutulmaz bir gülümseme oluşturmak istiyorsanız, Sosyopix’in sunduğu bu kişiselleştirilmiş dünya tam size göre. Hatıralarınızı canlandırın ve onlara, her baktıklarında sizi hatırlatacak, zamana anlam katan dokunuşlar hediyeler sunmak isterseniz aradığınız her şey Sosyopix’te!





İlgili Makale