X

Yeni MacBook Pro’da kullanıcıları neler bekliyor?

Yeni MacBook Pro’yla tanıştınız mı? Daha önce kullanmış olsanız dahi yeni MacBook Pro’yla ilk kez tanışacaksınız çünkü tamamen yeniden tasarlandı. Gelin, Apple’ın bu yeni harikasına biraz daha yakından bakalım…

  • Yeni MacBook Pro gücünü, Mac için tasarlanan ilk profesyonel çipler olan yepyeni M1 Pro ve M1 Max’ten alıyor.
  • 14 inç ve 16 inç modellerle sunulan MacBook Pro ister pille ister prize takılı olarak çalışırken olağanüstü bir işlem, grafik ve yapay öğrenme performansı gösteriyor.
  • Yeni MacBook Pro modelleri, daha önce bir dizüstü bilgisayarda yapılması hayal bile edilemeyecek iş akışlarının üstesinden geliyor ve muhteşem pil ömrü sunuyor.
  • Yeni MacBook Pro’da ayrıca büyüleyici bir Liquid Retina XDR ekran, gelişmiş bağlantı noktası seçenekleri, 1080p FaceTime HD kamera ve bir dizüstü bilgisayardaki en iyi ses sistemi bulunuyor.
  • Her şeyiyle M1 Pro ve M1 Max çiplerin tüm avantajlarından yararlanacak şekilde geliştirilen macOS Monterey ile de birleşince kullanıcı deneyimi tek kelimeyle rakipsiz hale geliyor. Bir dizüstü bilgisayarla yapılabileceklerin sınırlarını zorlayan MacBook Pro; geliştiriciler, fotoğrafçılar, film yapımcıları, 3D sanatçıları, bilim insanları, müzik prodüktörleri ve dünyanın en iyi dizüstü bilgisayarına sahip olmak isteyen herkes için tasarlandı.
  • Yeni MacBook Pro, M1 çipe sahip 13 inç MacBook Pro ile birlikte bugüne kadarki en güçlü profesyonel dizüstü bilgisayar serisini oluşturuyor. 

“Dünyanın en iyi profesyonel dizüstü bilgisayarını geliştirmek için yola çıktık. Bugün, olağanüstü performansı, rakipsiz pil ömrünü ve çığır açan özellikleri bir araya getirerek oyunun kurallarını değiştiren, M1 Pro ve M1 Max çipe sahip yepyeni MacBook Pro’yu tanıtmaktan büyük heyecan duyuyoruz.” diyen Apple’ın Global Pazarlamadan Sorumlu Başkan Yardımcısı Greg Joswiak sözlerini şöyle sürdürdü: “Yepyeni MacBook Pro nefes kesici XDR ekrana, aralarında MagSafe 3’ün de yer aldığı daha fazla bağlantı noktasına, gelişmiş 1080p kameraya, heyecan verici altı hoparlörlü ses sistemine ve hepsini bir araya getiren büyüleyici bir tasarıma sahip. Eşi benzeri olmayan yeni MacBook Pro bugüne kadar geliştirdiğimiz en iyi profesyonel dizüstü bilgisayar modeli.”

İki yeni profesyonel çip, oyunun kurallarını değiştiren performans

MacBook Pro deneyiminde devrim yaratan M1 Pro ve M1 Max çipler, Mac’te Apple silicon çipe geçiş sürecinde atılan çok büyük bir adımı temsil ediyor. M1 Pro ve M1 Max çipe sahip MacBook Pro, system-on-a-chip (SoC) mimarisini ilk kez profesyonel sistemlere getiriyor. Hızlı birleşik bellek ve daha yüksek bellek bant genişliğiyle benzersiz performans sağlayan yeni MacBook Pro, sektör lideri güç verimliliğinin yanı sıra watt başına sınıfının en iyi performansını da sunuyor.

M1 Pro

M1 Pro, çığır açan M1 mimarisini yepyeni bir seviyeye taşıyor. Sekiz adet yüksek performans çekirdeği ve iki adet yüksek verimlilik çekirdeğiyle toplam 10 adede kadar güçlü CPU çekirdeğine ve 16 adede kadar çekirdekle yapılandırılabilen GPU’ya sahip M1 Pro, M1 çipe kıyasla yüzde 70’e kadar daha hızlı CPU performansı ve 2 kata kadar daha hızlı GPU performansı sergiliyor. M1 Pro ayrıca 200 Gbps’e kadar bellek bant genişliği sağlıyor. M1 çiptekinin yaklaşık 3 katı olan bu bant genişliğiyle birlikte 32 GB’a kadar hızlı birleşik bellek desteği sunuyor. Profesyonel video iş akışlarına önemli ölçüde hız vermek için tasarlanan M1 Pro çip, Media Engine’e ProRes hızlandırıcı ekleyerek video işlemeyi inanılmaz derecede hızlı ve enerji açısından verimli hale getiriyor.

M1 Max

M1 Pro’yu temel alarak yeteneklerini daha da ileriye taşıyan M1 Max, profesyonel dizüstü bilgisayarlar için dünyanın en güçlü çipi. M1 Pro ile aynı güçlü 10 çekirdekli CPU’ya sahip olan M1 Max, çekirdek sayısını ikiye katlayarak 32 çekirdeğe kadar yapılandırılabilen etkileyici GPU ile M1 çipe kıyasla 4 kata kadar daha hızlı GPU performansı sunuyor. Üstelik, M1 Pro’dan 2 kat ve M1’den yaklaşık 6 kat daha yüksek olan 400 Gbps’ye kadar bellek bant genişliğine ve 64 GB’a kadar hızlı birleşik belleğe de sahip. En yeni dizüstü PC’lerde bile en fazla 16 GB video belleği yer alırken, bu kadar yüksek miktarda belleğe sahip olmak profesyonel iş akışlarında oyunun kurallarını değiştiriyor. Böylece profesyoneller, daha önce bir dizüstü bilgisayarda yapmayı hayal edemeyecekleri işlerin üstesinden gelebiliyorlar.

3D sanatçıları yeni MacBook Pro ile şimdi profesyonel dizüstü PC’lerin çalıştıramadığı sahnelerde üst düzey geometri ve dokularla kolayca çalışabiliyorlar.1 M1 Max ayrıca iki adet ProRes hızlandırıcı içeren gelişmiş Media Engine ile daha da yüksek çoklu akış performansı sunuyor. Sonuç olarak profesyoneller, Final Cut Pro’da 30 adede kadar 4K ProRes video akışını veya 7 adede kadar 8K ProRes video akışını düzenleyebiliyor ve Afterburner’a sahip 28 çekirdekli Mac Pro’dakine göre daha fazla akış üzerinde çalışabiliyorlar. Video editörleriyse bir Mac’te bugüne kadar ilk kez, 8K ProRes 4444 videolarda renkleri HDR kalitesinde sınıflandırabiliyorlar. Hem de kurgu masasından kilometrelerce uzakta MacBook Pro’larını pille kullanırken.

M1 Pro ve M1 Max çiplerdeki 10 çekirdekli CPU ile 14 inç MacBook Pro neler olanak sağlıyor?

  • Xcode ile 3,7 kata kadar daha hızlı proje build süresi.
  • Logic Pro’da 3 kata kadar daha fazla Amp Designer eklentisi.
  • NASA TetrUSS’te 2,8 kata kadar daha hızlı hesaplamalı akışkanlar dinamiği performansı.

Hem M1 Pro hem M1 Max çipte yer alan güçlü 10 çekirdekli CPU’ya sahip 16 inç MacBook Pro nelere olanak sağlıyor?

  • NASA TetrUSS’te 3 kata kadar daha hızlı hesaplamalı akışkanlar dinamiği performansı.
  • Xcode ile 2,1 kata kadar daha hızlı proje build süresi.
  • Vectorworks’te 2,1 kata kadar daha hızlı yayınlama performansı.

Performans için tasarlandı

Muhteşem ve yepyeni bir tasarıma sahip 14 inç ve 16 inç MacBook Pro modelleri geliştirilirken performans ve kullanışlılık özelliklerine odaklanıldı. Yepyeni alüminyum kasa, iç alanı optimize ederek daha fazla performans ve özellik sunuyor. Kasa, gelişmiş bir termal sistemin çevresine kusursuz bir şekilde işlendi. Bu termal sistem, fan hızı düşük olduğunda bile bir önceki nesle göre yüzde 50 daha fazla hava akımı sağlayabiliyor. MacBook Pro, termal tasarımıyla kesintisiz ve muhteşem bir performans sunarken serin ve sessiz kalmayı da sürdürüyor. Apple çipin verimliliği sayesinde, kullanıcıların her gün yaptığı günlük işlerin çoğunda fanların çalışmasına gerek bile kalmıyor.

Yeni MacBook Pro ayrıca iki kez anodize edilmiş siyah bir yuvaya yerleştirilen Magic Keyboard ile geliyor. Bu yuva, tuşlardaki arkadan aydınlatmalı simgeleri şık bir şekilde öne çıkarıyor. Magic Keyboard’da tam boy bir işlev tuşu sırası da yer alıyor. Touch Bar’ın yerini alan fiziksel işlev tuşları ve daha geniş bir Escape tuşu, profesyonel kullanıcıların çok sevdikleri ve yakından tanıdıkları mekanik tuşa basma hissini geri getiriyor. Yeni klavyeye, profesyonel uygulamalar için mükemmel olan, sektörün en iyisi Force Touch trackpad eşlik ediyor.

Ekran özellikleri

MacBook Pro ilk kez büyüleyici Liquid Retina XDR ekranla geliyor. iPad Pro’da kullanılan mini LED teknolojisinden yararlanan Liquid Retina XDR ekran, 1000 nite kadar sürekli, tam ekran parlaklık, 1600 nit maksimum parlaklık ve 1.000.000:1 kontrast oranı sunuyor. Extreme Dynamic Range özelliği; gölgelerde ve ışıklı alanlarda inanılmaz ince ayrıntılar, daha koyu siyahlar ve her zamankinden canlı renklerle HDR içeriklere hayat veriyor. Muhteşem P3 geniş renk yelpazesi ve bir milyar renk desteğiyle daha akıcı gradyanlar elde ediliyor. Bu yeni ekranla Mac’e gelen ProMotion teknolojisi, 120 Hz’e kadar uyarlanabilir yenileme hızı sunuyor. ProMotion, kullanıcının ekranındaki içeriğin hareketine göre yenileme hızını otomatik olarak değiştiriyor ve böylece pil ömrünü koruyor. Bu sayede işlemler daha akıcı ve daha da hızlı hale geliyor. Video editörleri ayrıca ellerindeki çekime en uygun yenileme hızını sabitleyebiliyor. Olağanüstü XDR performansı ve son derece akıcı ProMotion teknolojisinin bir araya gelmesiyle, ortaya dünyanın en iyi dizüstü bilgisayar ekranı çıkıyor.

Bağlantı imkanı

Yeni MacBook Pro, bugüne kadar bir Mac dizüstü bilgisayarda bulunan en gelişmiş ve çok yönlü bağlantı imkanını sunuyor. Her iki modelde de yüksek hızlı çevre birimlerini bağlamak için üç adet Thunderbolt 4 bağlantı noktası bulunuyor. SDXC kart yuvası medya dosyalarına hızlı erişim sağlarken HDMI bağlantı noktası ekranlara ve televizyonlara kolay bağlantı imkanı veriyor. Geliştirilmiş kulaklık jakı ise yüksek empedanslı kulaklıklara destek veriyor. MagSafe 3 sürümüyle MacBook Pro’ya geri dönen MagSafe, güncellenen tasarımıyla sisteme her zamankinden daha fazla güç sağlanmasını destekliyor. MacBook Pro’yu koruyan MagSafe 3 sayesinde şarj kablosu hızlı ve kolay bir şekilde takılabiliyor. Mac’e ilk kez gelen hızlı şarj özelliği ise yalnızca 30 dakikada yüzde 50 şarj seviyesine ulaşılmasına imkan veriyor. Kullanıcılar M1 Pro ile aynı anda iki adede kadar Pro Display XDR, M1 Max ile üç adede kadar Pro Display XDR ve bir 4K TV bağlayabiliyorlar. MacBook Pro kablosuz bağlantı için Wi-Fi 6 ve Bluetooth 5.0 desteği veriyor.

Kamera ve ses

Yeni MacBook Pro’da 1080p FaceTime HD kamera yer alıyor. Bugüne kadar bir Mac dizüstü bilgisayarda bulunan en iyi kamera olma özelliğini taşıyan bu kamera, çözünürlüğü ve loş ışık performansını iki katına çıkarıyor. Kamera sistemi; M1 Pro ve M1 Max çiplerdeki güçlü görüntü sinyali işlemcisinden (ISP) ve Neural Engine’dan yararlanarak video kalitesini bilişimsel video ile artırıyor. Böylece kullanıcılar daha doğal cilt tonlarıyla daha net görünüyorlar.

Üst düzey ses deneyimi sunan yeni MacBook Pro, daha da düşük gürültü tabanına sahip olan, sektör lideri, stüdyo kalitesindeki mikrofonlarıyla daha net görüşmeler ve ses kayıtları yapılmasını sağlıyor. Daha net bir ses aralığı sunan iki adet tweeter ve dört adet force-cancelling özellikli woofer’dan oluşan yüksek kaliteli altı hoparlörlü ses sistemi, yüzde 80 daha fazla bas sunuyor. Uzamsal ses desteği de veren ses sistemi, çok yönlü ve üç boyutlu bir dinleme deneyimi yaratıyor. Böylece kullanıcılar müzik dinlerken veya Dolby Atmos formatında film seyrederken sinematik bir deneyim yaşıyorlar. Bütün bu özellikler, bugüne kadar bir dizüstü bilgisayarda bulunan en iyi ses sistemini meydana getiriyor.

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Güne lezzetli bir başlangıç için kahvaltılık tarifler

Ne demiş şair; kahvaltının mutlulukla bir ilgisi olmalı. Sizce de öyle değil mi? Günün ilk öğününün, bize gün boyu yetecek kadar neşe ve enerji kaynağı olması gerekmiyor mu? İster sabahın çok erken saatlerinde ister öğlene yakın olsun, fark etmez; günün ilk öğünü her zaman çok önemli. Çünkü günün geri kalanını etkileyen, o günün ne kadar kaliteli bir gün olduğunu belirleyen en önemli faktörlerden biri; güne neler yiyerek başladığımız…



Ancak hepimiz biliyoruz ki, klasik kahvaltı tarifleri zamanla sıkıcı hale gelebiliyor. Yumurta, peynir, zeytin güzel bir başlangıç olsa da her gün aynı şeyleri yemek hayatlarımızda monotonluk yaratabiliyor. Dolayısıyla biraz daha yaratıcı alternatiflere ihtiyacımız var. Ama bir yandan da yoğun tempomuza ayak uydurabilmek için pratik ve besleyici olmalı. Tabii lezzetten de ödün vermek olmaz. İşte tam da bu noktada lezzeti ile, pratikliği ile, besleyiciliği ile kahvaltıların yıldızı müsli karşımıza çıkıyor. İşte müsli kullanarak hazırlayabileceğiniz lezzetli ve sağlıklı kahvaltılık tarifler:

Müslili Ekmek

Eğer kahvaltıda değişiklik yapmak ve lezzet ile besleyici değeri bir arada sunan bir alternatif arıyorsanız, müslili ekmek tam size göre. Klasik ekmek tariflerine göre çok daha zengin ve doyurucu bir seçenek sunan bu kahvaltılık tarifi, aynı zamanda çok daha lezzetli, çok daha eğlenceli. Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli’nin içeriğindeki kızılcık, kuru üzüm, elma ve marakuyalı özel karışım sayesinde enerjik bir sabaha doyurucu dilimlerle merhaba diyebilirsiniz.

Malzemeler:

Hamuru için:

  • 1 su bardağı Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli
  • 2-3 tatlı kaşığı Dr. Oetker Aktif Maya
  • 0,5 çay bardağı süt
  • 4-4,5 su bardağı un
  • 0,5 çay bardağı toz şeker
  • 1 su bardağı ılık süt
  • 1 yumurta
  • 100 gram yumuşak margarin

Üzeri için:

  • 2-3 yemek kaşığı Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli
  • 1 yemek kaşığı su

Hazırlanışı:

  • Mayayı bir kaseye alın ve üzerine yarım çay bardağı ılık sütü ilave edin. Kaşık ile birkaç kez karıştırıp 10-15 dakika bekletin.
  • Unu derin bir kaba eleyin ve üzerine beklettiğiniz mayayı ilave edin. Toz şeker, süt, yumurta ve margarini ilave edip iyice yoğurun. Üzerini kapatıp ılık ortamda 40-45 dakika bekletin.
  • Süre sonunda mayalanan hamura 1 su bardağı meyveli müsliyi ekleyin ve yoğurun. Hamuru yuvarlayıp pişirme kağıdı serilmiş fırın tepsisine alın. Üzerine su sürüp meyveli müsli serpin ve 20 dakika bekletin.
  • Fırını belirtilen dereceye ayarlayıp ısınması için önceden açın. (Alt-üst pişirme: 170 °C, Turbo pişirme: 160 °C)
  • Hamurun üzerini keskin bıçak ile 3-4 yerinden 1 cm derinliğinde kesin ve 25-30 dakika pişirin.
  • Fırından çıkarıp soğutun. Dilimleyerek servis yapın.

Çikolatalı Çıtır Smoothie Bowl

Kahvaltıda kendinizi şımartmak ve güne ‘bomba’ gibi başlamak istiyorsanız, tatlı bir kahvaltılık tarifi tam size göre olabilir. Çıtır tahıl ve çikolata parçacıkları içeren Dr. Oetker Vitalis Sütlü-Bitter Çikolatalı Çıtır Müsli ile çok pratik ve çok lezzetli bir kahvaltılık bowl hazırlayabilirsiniz.

Malzemeler:

  • 2 yemek kaşığı Dr. Oetker Vitalis Sütlü-Bitter Çikolatalı Çıtır Müsli
  • 1 adet olgun muz
  • ½ avokado
  • 1 yemek kaşığı kakao tozu
  • 1 su bardağı badem sütü

Hazırlanışı:

  • Olgun muzu, avokadoyu, kakao tozunu ve badem sütünü blender’a alın. Pürüzsüz bir kıvam alana kadar yüksek hızda karıştırın.
  • Elde ettiğiniz smoothie karışımını bir kaseye aktarın ve kahvaltılık bowl için tabanı hazırlayın.
  • Smoothie tabanın üzerine çıtır çıtır Dr. Oetker Vitalis Sütlü-Bitter Çikolatalı Çıtır Müsli’yi ekleyin. Ve harika kahvaltı kaseniz hazır.

Portakallı Muzlu Müslili İçecek

Kahvaltılarınızı bir sonraki seviyeye taşımaya hazırsanız, Dr. Oetker Vitalis Bal Bademli Çıtır Müsli ile tanışın. Bu benzersiz müsli, sadece lezzetiyle değil, aynı zamanda sağlık açısından sunduğu faydalarla da kahvaltılarınızın vazgeçilmezi olmaya aday. Hem lif hem de Vitamin B1, demir ve magnezyum gibi önemli besin öğeleri açısından zengin olan bu müsli ile harika bir kahvaltılık içecek hazırlayabilir, güne başlarken ihtiyacınız olan enerjiyi ve besinleri alabilirsiniz:



Malzemeler:

  • 50 g Dr. Oetker Vitalis Bal Bademli Çıtır Müsli
  • 1 poşet Dr. Oetker Şekerli Vanilin
  • 2 adet muz
  • 2-3 dilim ayıklanmış ve zarları çıkarılmış portakal dilimleri
  • 2 su bardağı buzdolabında soğutulmuş süt
  • 2 yemek kaşığı bal

Hazırlanışı:

  • Muzları soyup iri parçalara kesin ve mutfak robotuna alın.
  • Üzerine portakal dilimleri, süt, bal ve şekerli vanilini ilave edip meyveler ezilinceye kadar karıştırın.
  • Hazırladığınız içeceği bardaklara alın. Üzerlerine çıtır müsliyi ekleyip kaşık ile karıştırın.
  • Buzdolabında 30 dakika bekletip servis yapın.

Meyveli Mini Kahvaltılık Muffin

Güne başlarken modunuzu yükseltecek, enerjinizi yerine getirecek ve ihtiyacınız olan besin öğelerini almanızı sağlayacak ve tüm bunları yaparken de eğlenceli bir hale çevirecek muffinlere kim hayır diyebilir ki… Siz de demezseniz, Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli ile harika bir kahvaltılık hazırlayabilirsiniz.

Malzemeler:

  • ½ su bardağı Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli
  • 1 paket Dr. Oetker Hamur Kabartma Tozu
  • 1 su bardağı tam buğday unu
  • 2 yemek kaşığı bal
  • ½ su bardağı süt
  • 1 yemek kaşığı tereyağı
  • 1 adet yumurta
  • 1 adet mini muffin tepsisi

Hazırlanışı:

  • Fırını 180 derecede önceden ısıtın ve mini muffin tepsisini yağlayın.
  • Bir kasede tam buğday unu, Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli ve kabartma tozunu karıştırın.
  • Başka bir kapta süt, eritilmiş tereyağı ve yumurtayı çırpın. Islak malzemeleri kuru malzemelerin üzerine dökün ve karıştırın.
  • Hazırladığınız kek harcını mini muffin kalıplarına eşit miktarda bölün. Her bir kalıbı üçte iki oranında doldurmanız yeterli olacaktır, böylece kabardığı zaman da yeteri kadar alan kalacaktır.
  • Yaklaşık 20 dakika kadar pişirdikten sonra fırından çıkarın, birkaç dakika beklettikten sonra servis edebilirsiniz.

Bonus: Çabasız ve lezzetli kahvaltılar

Eğer daha hızlı bir şekilde lezzetli, pratik ve doyurucu kahvaltılık tarifler hazırlamak istiyorsanız, fazla çaba harcamadan da eğlenceli kahvaltılar yapabilirsiniz. Müslinizi ister sütle ister yoğurtla karıştırın; üzerine meyve, bal, biraz da kuruyemiş ekleyin ve voila! Enfes kahvaltınız hazır… Ama bir dakika; zaten eklenmişi var 🙂 Dr. Oetker Vitalis’in lezzetli, doyurucu ve sağlıklı dünyası ile klasik kahvaltılar yerine daha enerjik tariflerle güne başlayabilirsiniz.

Sağlıklı ve dengeli beslenmeyi, ‘sıkıcı’ kalıplardan çıkarmak ve her güne büyük bir neşe ile başlamak istiyorsanız Dr. Oetker Vitalis, kahvaltılarınızın vazgeçilmezi olacak. Üstelik sadece kahvaltılarınızın da değil; ara öğünlerinizde de lezzetli atıştırmalıklar olarak tüketebilirsiniz. Bu çıtır lezzetler, gününüzün her saatine enerji ve neşe katacak!

Siz de Dr. Oetker Vitalis’Dr. Oetker Vitalis’Dr. Oetker Vitalis’in Multi Meyveli Çıtır Müsli, Bal Bademli Çıtır Müsli ve Sütlü-Bitter Çikolatalı Çıtır Müsli çeşitlerinden dilediğinizi seçebilir, güne en sevdiğiniz lezzetle harika bir başlangıç yapabilirsiniz.

*Bu yazı Dr. Oetker katkılarıyla hazırlanmıştır.

Hayatın küçük tatlı sürprizlerini L’Occitane Almond Shower Oil ile yakalayın

Hayat, beklenmeyen güzelliklerle dolu bir dans gibi; eğer görmeyi, fark etmeyi bilirsek hayatın şaşırtıcı güzellikteki tatlı anlarını sık sık yakalayabiliriz. Bazen uzun zamandır görmediğimiz bir arkadaşımızla yolda karşılaştığımız, bazense tatlı bir yağmurun ardından çıkan gökkuşağını gördüğümüz o ‘an’da gizli olabilir mutluluk. Bu, beklenmedik ama her zaman iyi hissetmemizi sağlayan hoş sürprizler, hayatın şaşırtıcı güzellikteki anlarından yalnızca birkaçı olsa da tüm gün yüzümüzü güldürmeye yetebilir.



Yakalamak için istekli olursak hayatın monoton akışına biraz olsun ara vermemizi sağlayan ve yaşamın ne kadar büyüleyici olduğunu hatırlatan pek çok tatlı sürpriz bulabiliriz. Tıpkı L’Occitane Almond Shower Oil’in su ile buluştuğunda yağ kıvamından köpüğe dönüşen sürprizli formu gibi.

Sürprizlerle dolu keyif veren bir deneyim

Mutluluk veren, keyif dolu ve sürprizli anlar dediğimizde şüphesiz ki kendimize ayırdığımız zamanların önemi ve yeri çok büyük. Çünkü, günlük hayatın koşturması içerisinde kendimizi şımartabildiğimiz, bedenimizin ve zihnimizin ihtiyaçlarını karşılayabildiğimiz bu özel anlar, monotonluğun içinden bize göz kırpan küçük sürprizler gibi. Özellikle de kişisel bakım ritüellerini taçlandıran L’Occitane Almond Shower Oil ile sürprizlerin hiç sonu yok. Bu özel duş bakım yağı, suyla buluştuğu anda değişen formu ile bize sıradan görünen anları bile özel kılan küçük sürprizler sunuyor.

Almond Shower Oil’in içeriğindeki badem yağı, su ile birleştiğinde anında yoğun keyif verici bir köpüğe dönüşüyor, bize de tatlı küçük sürprizlerle dolu dokunuşların cildimizde bıraktığı o yumuşacık etkinin keyfini sürmek kalıyor. Tabii, o tatlı ve küçük sürprizler Badem Duş Yağı’nın yalnızca köpüren özel formülünde saklı değil, kokusu da bambaşka bir heyecan.

Kokuların duyuları harekete geçiren büyülü dünyası

Bazen sizin de bir kokunun esintisiyle geçmişe doğru kısa bir yolculuğa çıktığınızı hissettiğiniz oluyor mu? Kabul edelim, hayatın içindeki tatlı sürprizli anlarda kokuların da etkisi oldukça büyük. Belki çocukluğunuzdan keyifli bir anı hatırlatan nostaljik bir koku, belki gençliğinizde kullandığınız eski bir parfümün rüzgarla karışmış hali, belki de taze biçilmiş çimlerin havada dağılan dansı… Kokular da sürprizli anların başrol oyuncusu olabiliyor.



Tıpkı, Almond Shower Oil’in tatlı bademin mis kokusunu cildimizde bırakması gibi. Üstelik vegan içeriği ile tüm cilt tiplerine de uygun olan bu bakım yağı, duyuları harekete geçiren büyülü bir dünyanın da kapısını aralıyor. Hayatın bitmeyen telaş ve karmaşasında her şeyden biraz da olsa uzaklaşıp, o büyülü dünyaları keşfetmek hepimizin ihtiyacı değil mi? Daha fark edilmeyi bekleyen onca tatlı sürpriz varken…

Şaşırtıcı üçlü etki

Köpüren özel formül, büyülü dünyalara açılan mis badem kokusu, tabii bir de şaşırtıcı üçlü etki. L’Occitane Almond Shower Oil ile hayatın sürprizlerle dolu anlarını yakalamak çok kolay. Özel vegan formülü, cildi hem temizliyor hem nemlendiriyor hem de onarıyor. Bu üç etkiyi bir arada bulabilmek de en tatlı sürprizlerden biri.

Badem Duş Yağı, özel köpük yapısı ile cildi temizliyor, içeriğindeki omega 6 ve 9 bakımından zengin tatlı badem yağı ve üzüm çekirdeği yağı ile ilk kullanımda nemlendirme etkisi sağlıyor ve cildi besleyerek ışıl ışıl bir görünüme kavuşturuyor.

Elbette, hayatta daha yakalanmayı bekleyen pek çok şaşırtıcı tatlı an var. Bazıları, bir anda karşımıza çıksa da bazen de bu anları biz yaratabiliriz. Bakım rutinlerimize L’Occitane Almond Shower Oil’i eklemek, tanımadığımız birine iltifat etmek ya da sevdiğimiz birine uzun zamandır istediği bir şeyi satın almak, hayatımızda o tatlı sürprizleri artırmaya ve yaşamın keyfini doyasıya çıkarmaya yardımcı olabilir.

Hiç vakit kaybetmeden birinden başlamak istiyorsanız hemen tıklayıp sürprizlerle dolu L’Occitane Almond Shower Oil dünyasını keşfedebilirsiniz.

Sıra dışı bir gelecek: Otomobil dünyasında bizi neler bekliyor?

Teknolojinin, yapay zekanın ve çevre bilincinin hızla geliştiği günümüzde otomotiv dünyası da bu gelişmelerden geri kalmıyor ve inovasyonlarla ve merakla dolu bir sektöre dönüşüyor. Son yıllarda elektrikli araçlar, otonom sürüş özellikleri, akıllı yol çözümleri gibi konularla pek çok gelişime imza atan otomobil dünyasında gelecekte bizi daha nelerin beklediği büyük bir merak konusu. Hepsi çok heyecan verici olsa da en çok merak edilen sorulardan ve benim de heyecanla beklediğim gelişmelerden biri; uçan arabaların hayatımıza girip girmeyeceği 🙂 Uçan arabalar yakın zamanda hayatımıza dahil olur mu bunu bilmiyorum ama otomotiv endüstrisinin geleceği hakkında kendi perspektifimden ele alacağım pek çok konu var. Gelin, benim de bir parçası olduğum bu sıra dışı gelecekte bizi neler bekliyor olabilir birlikte bakalım.



Elektrikli otomobillerin hızlı yükselişi

Geçtiğimiz yıllarda pek çok otomobil markası, yakın gelecekte elektrikli araç üretimine ağırlık vereceğini açıklamıştı, hatta dünya çapında tamamen elektrikli araç üretimine geçmeyi planladığını belirten markalar da var. Elektrikli araçların hayatımıza dahil olması çok yeni bir gelişme olmasa da yaygınlaşması ve popülerliğinin artması son zamanlarda daha bir artış gösterdi. Gelecekte de elektrikli araçların üretiminin ve kullanıcısının artması sektörünün en beklenen gelişmeleri arasında.

Bildiğiniz gibi ben de elektrikli otomobil tutkunlarından biriyim ve sık sık sizlerle Instagram hesabımdan %100 Elektrikli Ford Mustang Mach-E ile olan maceralarımı paylaşıyorum 🙂 Konumuza dönecek olursak; fosil yakıt tüketimini azaltmak ve karbon emisyonlarını düşürmek için ülkelerin elektrikli araç kullanımına yönelik teşviklerini artırması da beklenenler arasında. Ayrıca, batarya teknolojisinde yeni ilerlemeler, elektrikli araçların menzillerinin artırılması, şarj altyapılarının geliştirilmesi de yine yakın gelecekte bizimle olacağa benziyor.

Sürdürülebilir ve çevre dostu çözümler

Elektrikli araçların yükselişi, otomobil dünyasının geleceğinde beklenen tek çevreci haber değil. Doğa dostu yaklaşımlar ve sürdürülebilir çözümlerle dolu yenilikler de ufukta. Pek çok sektörün son yıllarda önemli bir gündem maddesi haline gelmiş olan çevre bilinci, otomotiv dünyası için de önemli bir konu. Geri dönüştürülmüş malzemelerden üretilen iç dizayn ekipmanları, doğa dostu kumaşların kullanımı, üretim aşamasında yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı, daha az karbon salımı yapan motor teknolojileri ve daha nice gelişme, otomotiv dünyasının beklenenleri arasında.

Sektörde yeşil devrim adını verebileceğimiz daha pek çok gelişmenin damga vurması da olası. Araçların iç tasarımdan üretim süreçlerine kadar geniş bir yelpazede sürdürülebilir çözümler, otomobillerin gelecekteki dünyasını ve tabii ki dünyamızı taçlandıracak gibi. Bir çevreci olarak hızla yaygınlaşmasını görmek istediğim gelişmelerden birisi kesinlikle sürdürülebilir çözümler.

Otonom sürüş özelliklerinde ilerlemeler

Ve tabii ki otonom sürüş özelliklerinden bahsetmemek olmaz. Beni belki de en çok heyecanlandıran konulardan bir diğeri. Hani şu sürücüsüz giden otomobiller var ya, işte tam da onlardan bahsediyorum. Yakın bir gelecekte belki de araçların şoför koltukları hep boş kalacak. Olamaz mı? Bu, çok gerçekçi bir senaryo olmasa da şu an için benzer senaryolarla sık sık karşılaşacağız gibi. Çünkü pek çok dünya devi otomobil ve teknoloji firması, otonom araçlar alanında büyük yatırımlar yapıyor. Ancak, tam otonomiye ulaşmak için biraz daha geleceği beklemek gerekecek. Çünkü birtakım zorlukları aşabilmek için yeni teknolojilerin geliştirilmesi bekleniyor.

Özellikle büyük şehirlerdeki yoğun ve karışık trafik senaryoları, yasal düzenlemeler, kişisel hakların korunması, uygun yol ve altyapı çalışmalarının tamamlanması gibi pek çok faktör var. Yine de bu konudaki çalışmaların hız kazanması ve otonom sürüşün farklı seviyelerinin piyasaya sürülmüş olması, otonom sürüş teknolojilerinin potansiyelini gösteriyor. Gelecekte tam otonom seviyeye de erişilmesi mümkün.



Otonom özelliklerin yanı sıra farklı sürüş modları da ufukta. Hatta, ben şimdiden %100 Elektrikli Ford Mustang Mach-E  ile bu modları deneme fırsatına sahibim 🙂 Mustang Mach-E, sürüş deneyimini kişisel isteklere göre uyarlıyor; Aktive, Whisper ve Untamed modları sayesinde motor seslerini, ortam aydınlatmasını ve hatta aracın tepki verme hızını kişiselleştirmek mümkün. 

Akıllı şehirlerin kurulması

Otonom sürüş özellikleri, farklı sürüş modları, otomobil ve yapay zeka teknolojisindeki gelişmeler, yalnızca bireysel kullanımla sınırlı kalmayacak muhtemelen. Ve önemli bir toplumsal gündem haline de gelecek. Bu da akıllı şehirler gibi bir konseptin hayatımıza girmesi anlamını taşıyabilir. Şehirlerin, otomobillerin geleceği ile ne ilgisi var ki diye düşünmeye başlamadan hemen araya gireyim. Eğer başta otonom sürüş özellikleri olmak üzere otomobiller kendi başlarına -bir sürücünün aracı sürmesine ihtiyaç kalmaksızın- yolda gidebilecekse, bu şehirlerin de birtakım düzenlemelerden geçmesi anlamını taşıyor. Yollardaki alt yapı çalışmalarının bu doğrultuda düzenlenmesi, akıllı şarj istasyonlarının kurulması ve otonom araçların kendi kendini şarja takabilmesi için uygun çevresel yapılanmaların tamamlanması gibi pek çok gelişmeyi de beraberinde getirebilir. Belki de gelecekte şehirlere akıllı taksi durakları kurulacak ve birtakım mobil uygulamalar üzerinden bağlantıya geçilebilecek.

Sosyal dünya ile bağlantı sağlayan araç özelliklerinin geliştirilmesi

Bir düşünelim; otomobiliniz size en yakın kafeyi önerse ya da zevkinize uygun bir restoranda sizin için rezervasyon yaptırsa, nasıl olur? Ya da arkadaşlarınızla buluşma ayarlasa, arabaya bindiğinizde en sevdiğiniz dizinin kaldığınız bölümünü başlatsa? Siz keyifle buluşmalarınıza hazırlanırken veya dizinizi izleyip, müziğinizi dinlerken sizi istediğiniz yere götürse? Yani adeta bir eğlence merkezine dönüşse? Tüm bunlar, yakın gelecekte hayallerimizi süslemenin ötesine geçebilir. Bağlantılı araçlar, yani kendi internet erişimi olan ve verileri başka cihazlarla da paylaşabilen araçlar, otomobil dünyasının belki de gelecekte en çok parlayan yıldızı olabilir. Yalnızca yolculuk vadetmenin ötesinde bağlantılı araçlar, adeta kişisel mobil cihazlarımıza dönüşebilir.

Çoğu macerama tanıklık ettiğiniz Ford Mustang Mach-E de adeta benim eğlence merkezim. Araç içi iletişim ve eğlence sistemi olan Ford SYNC 4A ile konuşma, ses tanıma, kablosuz akıllı telefon entegrasyonu, sezgisel 15,5″ dokunmatik ekran ve çok daha fazlasını deneyimleyebiliyorum. Halihazırda gelişmiş teknolojinin keyfini sürebiliyor olsam da gelecekte bağlantılı araçlar bizi daha pek çok özelliği ile şaşırtacak diyebilirim.

Kısacası, otomobil dünyasının sıra dışı geleceğinde bizi bekleyen yepyeni heyecanlar var. Uçan arabalar yalnızca filmlerin unutulmaz bir parçası olarak mı hafızalarımızda kalır yoksa gerçekten de hayatımıza dahil olur mu bilinmez ama kesin olan bir şey varsa o da otomobil dünyasının hiç olmadığı kadar yenilik dolu olduğu. Kim bilir belki bir gün gökyüzünde bulutların arasında sıkışıp kaldığım bir trafikteyken size yazarım 🙂 Daha fazlası için yazılarımı ve Instagram hesabımı takip etmeyi unutmayın.

İlginizi çekebilir: Virtual Influencer’lar: Kim bu sıra dışı influencer’lar? Takip etmeniz gerekenler?

Sürdürülebilir çözümlerin izinde: VitrA’dan dünyanın ilk ve tek %100 geri dönüştürülmüş seramik lavabosu

‘Biricik’ dünyamız günden güne artan çevreler baskılar ve azalan doğal kaynak sorunları ile karşı karşıya. İklim krizi, küresel ısınma, atık sorunları, hava kirliliği ve daha nice çevresel sıkıntı, hem dünyamızın hem de insanlığın geleceğini tehdit ediyor. Bu nedenle, sürdürülebilir yaşam alışkanlıklarına sahip olmanın önemi her zamankinden kat ve kat daha fazla. Böylesi bir gerçekliğin farkında olan tüm endüstrilerde de yenilikçi ve çevre dostu ürünlerin geliştirilmesi oldukça büyük bir öneme sahip. Bu bağlamda VitrA, büyük bir adım atarak çevreye saygısını ve döngüsel ekonomiye olan katkısını gözler önüne seriyor.



VitrA’dan bir ilk; %100 geri dönüştürülmüş seramik lavabo

Çevresel ayak izlerini azaltma yolunda önemli adımlar atan VitrA, sektörün değişim öncülerinden biri olarak bizi yeni çevre dostu lavabosu ile tanıştırıyor. Dünyanın ilk ve tek %100* geri dönüştürülmüş seramik lavabosu özelliğini taşıyan bu lavabo, atık olarak kabul edilen malzemelere yeniden hayat veriyor. Yeni çevre dostu lavaboların içerik olarak yaklaşık %100’ü, kırık seramikler de dahil olmak üzere üretim sürecinde ortaya çıkan ve bertarafa giden atıklardan oluşuyor.

VitrA’nın sürdürülebilirlik konusundaki vizyon ve öncülüğünü yansıtan bu yenilikçi ve çevre dostu lavabolarla, seramik sektöründe sürdürülebilir tasarım konusunda da yeni bir standart ortaya çıkıyor. Tasarım harikası ve fonksiyonel bir ürün olmanın ötesinde geri dönüştürülmüş seramik lavabolar, çevresel bilinç ve sürdürülebilir yaşam tarzlarını da destekleyen güçlü bir mesaj taşıyor.

%30 oranında iyileşen küresel ısınma potansiyeli

ISO 14040:2006 ve 14044:2006 standartlarına uygun yapılan Yaşam Döngüsü Değerlendirmesi sonuçlarına göre, atıkların kullanılması çevresel etkilerden küresel ısınma potansiyelini %30 oranında iyileştiriyor. Geri dönüştürülmüş lavaboların üretilmesi sayesinde, ürün başına, daha az hammadde kullanılarak %36’lık iyileştirmeyle yaklaşık 5 kilogram hammadde tasarrufu ve %38 iyileştirmeyle 2,48 Kwh elektrik tasarrufu elde edilmesi hedefleniyor.

Sadece bir lavabo olma işleviyle kalmayan, çevresel sürdürülebilirliğe yönelik geniş bir vizyonu temsil eden bu ürün, çevreye duyarlı bir gelecek için atılmış çok büyük bir adım. Eczacıbaşı Yapı Gereçleri’nin çevre dostu lavabolarla benimsediği bu üretim yaklaşımı, döngüsel ekonomiye katkıyı da en üst seviyeye çıkarıyor.

Sürdürülebilir bir gelecek için hijyenik ve şık bir ilham kaynağı

Küresel ısınma potansiyelini iyileştiren, çevre dostu bir tasarım harikası olmasının ötesinde VitrA’nın geri dönüştürülmüş lavaboları, hijyen endişesini de ortadan kaldırıyor; çünkü bu lavabolar VitrA Hygiene teknolojisiyle kaplanıyor. Bakteri gelişimini %99,9 oranında önleyen VitrA Hygiene teknolojisi sayesinde, seramik lavaboların kullanımı sırasında yüzeye bulaşan bakteriler etkisiz hale geliyor. Böylece, bir numaralı önceliğimiz olan hijyenden ödün vermeden çevre dostu seçimler yapmak da kolaylaşıyor.



Ayrıca, her zevke, her alana uygun seçimler yapmak da yine VitrA ile oldukça kolay. Bilecik, Bozüyük’teki VitrA Üretim Kampüsü’nde geliştirilen yenilikçi çözümler sayesinde üretimine başlanan bu çevre dostu çanak lavabolar, ilk olarak mat bej renkte ve 5 formda tasarlanmış olsa da VitrA’nın geri dönüştürülmüş ürün gamına yeni ürün ve renklerin eklenmesi de planlanıyor.

VitrA %100 geri dönüştürülmüş seramik lavabonun hikayesi, gelecekteki çevre dostu ürünler ve teknolojiler için de büyük bir ilham kaynağı. Daha sürdürülebilir bir dünya için gelecekte atılacak tüm adımlara şimdiden ilham olduğu kesin. Siz de yaşam alanlarınızı çevre dostu bir bilinç ile şekillendirmek ve bir eşi daha olmayan dünyamızın geleceği için önemli bir adım atmak istiyorsanız hemen tıklayıp VitrA %100 geri dönüştürülmüş seramik lavabo çeşitlerini keşfedebilirsiniz.

* İçerik olarak yaklaşık %100’ü üretim sürecinde ortaya çıkan ve bertarafa giden atıklardan üretilmiştir.

* Bu içerik VitrA katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlgili Makale