X

Apple’la müzik deneyimi: Yeni nesil AirPods, HomePod ve Apple Music Voice Plan

Apple ile müzik deneyimi şimdi çok daha keyifli bir hâl alıyor. Gelin, yeni nesil AirPods, HomePod mini ve Apple Music Voice Plan’in özelliklerine biraz daha yakından bakalım…

Yeni nesil AirPods ile tanışın

Apple bugün uzamsal ses teknolojisine sahip, gelişmiş özellikler ve yeni konturlu tasarımıyla sihirli bir deneyim sunan üçüncü nesil AirPods’u duyurdu. H1 çipin gücünü Apple tasarımı akustik sistemle bir araya getiren yeni AirPods, bilişimsel ses teknolojisini kullanarak Adaptif EQ özelliğine sahip çığır açan bir ses kalitesi sunuyor. Kullanıcılar Apple Music’te, fimlerde ve TV programlarında Dolby Atmos özellikli uzamsal ses teknolojisinden dinamik kafa izleme özelliğiyle birlikte yararlanabiliyor.

Tere ve suya dayanıklı yeni AirPods’da, müziği ve telefon aramalarını kolay ve pratik bir şekilde kontrol etmenizi sağlayan bir kuvvet sensörü bulunuyor. Daha uzun pil ömrü, altı saate kadar dinleme süresi sunuyor. Kullanışlı şarj kutusuyla toplam dinleme süresi 30 saate kadar ulaşıyor. 

  • Hafif ve konturlu yeni bir tasarıma sahip AirPods, konfor sağlamak ve sesi kulağa yönlendirmek için en doğru açıyla kulağa oturuyor. Bir önceki nesle göre daha kısa olan alt uç, hem daha zarif bir görünüm sunuyor hem de medya denetimi için AirPods Pro’da da bulunan kullanışlı kuvvet sensörüyle birlikte geliyor.
  • Tere ve suya dayanıklı yeni AirPods, kulaklıklar ve şarj kutusu için IPX4 derecesine sahip.
  • Mükemmel ses kalitesiyle tanınan AirPods, AirPods (3. nesil) ile bu özelliğini daha da geliştirerek özel sürücü ve yüksek dinamik aralıklı amplifikatörü sayesinde temiz ve net yüksek frekansları olan güçlü baslar sunuyor. Akustik ağ dokusuyla kaplı mikrofon, rüzgar sesinin azaltılmasını sağlıyor. Böylece, aramalarda konuşan kişinin sesi net bir şekilde iletiliyor.
  • AirPods aynı zamanda FaceTime aramalarında net ve doğal iletişim sağlayan ve Full HD ses kalitesi sunan üstün konuşma codec’i AAC-ELD’ye sahip.
  • Yeni AirPods’da, Adaptif EQ ve dinamik kafa izleme özellikli uzamsal ses teknolojisi gibi, müşterilerin AirPods Pro ve AirPods Max’te tanıyıp sevdikleri çığır açan deneyimleri daha fazla kullanıcıya ulaştırmak için bilişimsel ses özelliği kullanılıyor.
  • Uzamsal ses teknolojisi, sesi mekan içinde neredeyse her yere yerleştirerek üç boyutlu, sinematik bir deneyim yaratıyor. Ve Dolby Atmos ile AirPods, şimdiye kadarki en yüksek ses kalitesini sunuyor.
  • Kullanıcılar bu çok katmanlı deneyimden dinamik kafa izleme özelliğiyle de yararlanabiliyorlar. Böylece müzikler, videolar, hatta Grup Facetime aramaları bile hiç olmadığı kadar etkileyici bir deneyime dönüşüyor.
  • Yeni AirPods, gelişmiş uzamsal ses algoritmaları kullanarak ve her kulağın aldığı frekansları detaylı bir şekilde ayarlamak için yönlendirmeli ses filtreleri uygulayarak sesi kullanıcıyı her yönden saracak şekilde yerleştirebiliyor.
  • AirPods’u diğer Apple aygıtlarıyla otomatik olarak eşleştiren tek dokunuşla kurulum kolaylığı sayesinde, kullanıcılar müziğin tadını gün boyunca zahmetsizce çıkarabiliyorlar. Ses Paylaşımı özelliği, dinleyicilerin iPhone, iPad, iPod touch veya Apple TV kullanırken ses akışını iki çift AirPods, AirPods Pro ya da AirPods Max arasında paylaşmalarına olanak tanıyor.
  • Yeni ten algılama sensörü, AirPods’un kulağa mı takılı olduğunu yoksa kullanıcının cebinde ya da masada mı durduğunu doğru bir şekilde ayırt edebiliyor ve AirPods kulaktan çıkarıldığında ses çalmayı duraklatıyor.
  • AirPods (3. nesil), altı saate kadar dinleme süresi ve dört saate kadar konuşma süresiyle, önceki nesillere kıyasla ekstra bir saat pil ömrü sağlıyor. Yalnızca beş dakika şarjla yaklaşık bir saatlik pil ömrü elde edilebiliyor. Ve şarj kutusunda 4 ek şarjla, kullanıcılar toplam 30 saate kadar dinleme süresine sahip olabiliyorlar. AirPods şimdi kolay kablosuz şarj için MagSafe ekosisteminin de bir parçası.

Çarpıcı ve eğlenceli yeni renk seçenekleriyle HomePod mini

Apple sarı, turuncu ve mavi olmak üzere üç yeni ve çarpıcı renk seçeneğiyle sunulan HomePod mini’yi tanıttı. Yeni renk seçenekleri, kullanıcıların kişiliklerini ve tarzlarını her alanda ifade etmelerini sağlayacak daha çeşitli olanaklar getiriyor. Boyu yalnızca 8,4 cm olan HomePod mini, mükemmel bir müzik dinleme deneyiminin yanı sıra akıllı Siri özelliklerini ve akıllı ev becerilerini yerleşik gizlilik ve güvenlikle birlikte sunuyor.

Apple ürün ve hizmetleri arasında kusursuz entegrasyon sağlaması, HomePod mini’yi bir Apple aygıtına sahip herkes için mükemmel bir akıllı hoparlör haline getiriyor. HomePod mini, Kasım ayından itibaren yalnızca 99 ABD doları karşılığında beyaz ve uzay grisinin yanı sıra bu yeni renk seçenekleriyle ve uyumlu renklerdeki dokunmatik yüzey, ağ dokulu kumaş, ses düzeyi simgeleri ve örgü güç kablosu gibi ayrıntılarla sunulacak.

  • HomePod mini, zengin ve ayrıntılı bir akustik deneyim sağlamak ve üstün performans sunmak için bilişimsel ses özelliğinden yararlanıyor. Apple S5 çip, böylesine kompakt bir tasarımda güçlü bir ses elde etmek için gelişmiş yazılımlar çalıştırarak müziğin benzersiz özelliklerini analiz ediyor. Ayrıca gerçek zamanlı olarak karmaşık ayarlama modelleri uygulayıp ses yüksekliğini optimize ediyor, dinamik aralığı ayarlıyor, sürücünün ve pasif radyatörlerin hareketini kontrol ediyor. HomePod mini’nin tüm frekans aralıklarını kapsayan sürücüsü, birinci sınıf neodimyum mıknatısı ve iki adet force-cancelling özellikli pasif radyatörü, güçlü bas ve canlı tiz frekanslar elde edilmesini sağlıyor.
  • Apple tasarımı akustik dalga kılavuzu, ses akışını hoparlörün alt kısmından aşağı ve dışarı doğru yönlendirerek etkileyici bir 360 derece ses deneyimi yaşatıyor. Tasarım; zenginliği ve netliği korumasının yanı sıra, HomePod mini’yi odanın dilediğiniz yerine yerleştirip her açıdan büyüleyici bir ses kalitesinin keyfini çıkarmanızı kolaylaştırıyor. Farklı odalara yerleştirilen HomePod mini hoparlörler, kullanıcıların evin her yerinde aynı müziği mükemmel bir uyum içinde çalmalarına veya her odada farklı bir şarkıyı dinlemelerine imkan tanıyor.
  • HomePod mini; Apple Music, Apple Podcast’ler, ödüllü Apple Music 1 istasyonu dahil binlerce radyo istasyonu ve Pandora ile Deezer gibi birçok popüler müzik hizmetiyle birlikte çalışarak herkesin hayatına eğlence katmak için tasarlandı.
  • Kullanıcılar, müzik veya podcast dinlerken ya da telefon aramaları sırasında iPhone’larını HomePod mini’ye yakınlaştırarak hiçbir notayı veya detayı kaçırmadan sesi kolayca aktarabiliyorlar. U1 özellikli tüm iPhone’larla, ses bir aygıttan diğerine akarken aygıtların fiziksel olarak birbirine bağlı olduğu hissini veren görsel, sesli ve dokunsal efektler sayesinde, deneyim daha da sihirli bir hal alıyor. HomePod mini’de hiçbir şey çalınmadığı sırada, hoparlörün yakınında bulunan iPhone’da otomatik olarak kişiye özel dinleme önerileri gösteriliyor ve anlık denetimler iPhone’un kilidini açmadan kullanılabiliyor.
  • Akıllı Siri özellikleri sayesinde HomePod mini, iPhone müşterileri için kişiye özel ve tamamen entegre bir deneyim sunuyor. Siri evde yaşayan altı farklı kişinin sesini tanıyabiliyor, müzik ve podcast’leri bu kişilerin tercihlerine göre özelleştirebiliyor ve onlara ait mesajları, anımsatıcıları, notları ve takvim randevularını okuma ya da telefon aramaları yapma ve aramaları cevaplama gibi kişisel komutlara yanıt verebiliyor. Siri ayrıca, kullanıcılara kişiye özel bir güncellemeyle günün hızlı bir özetini sunuyor. Kullanıcılar “Hey Siri, güncellememi göster.” diyerek tek bir komutla en yeni haberleri, hava durumunu, trafik yoğunluğunu, anımsatıcıları ve takvim randevularını öğrenebiliyorlar.
  • HomePod mini; Siri’ye belirli zamanlarda ışıkları kapatması, sıcaklığı değiştirmesi, kapıları kilitlemesi, ortam ayarlaması veya aygıtları denetlemesi için verilen basit sesli komutlarla akıllı ev aksesuarlarını kontrol etmeyi kolaylaştırıyor.
  • İnterkom, kullanıcıların ev içinde bağlantı kurmaları için hızlı ve kolay bir yol sağlıyor. Kullanıcılar ister başka bir odada ister belirli bir alanda ister evin farklı odalarında olsun, bir HomePod mini’den diğerine İnterkom mesajları gönderebiliyor ve gönderilen sesli mesajlar ilgili HomePod mini’de otomatik olarak çalınıyor. İnterkom; iPhone, iPad, Apple Watch, AirPods ve CarPlay ile birlikte de çalışıyor. Böylece evin tüm üyeleri arka bahçedeyken, eve dönüş yolundayken veya dışarıdayken İnterkom bildirimleri alabiliyor ve İnterkom mesajları gönderebiliyor.

Apple Music Voice Plan

Apple, Siri’nin gücünü temel alarak tasarlanan yeni Apple Music abonelik planı Apple Music Voice Plan’i tanıttı. Apple Music Voice Plan ile aboneler servisteki 90 milyon şarkıdan oluşan kataloğa erişebiliyor. Farklı ruh hallerine ve aktivitelere yönelik yepyeni yüzlerce çalma listesine, kişisel listelere, müzik türlerine göre istasyonlara ve ödüllü Apple Music Radyo’ya Siri ile erişme imkanı veren bu plan ayda yalnızca 4,99 ABD dolarına sunuluyor.

Kullanıcılar, Siri’ye “Hey Siri, Apple Music Voice Plan deneme süremi başlat” diyerek veya Apple Music uygulamasından kayıt olarak Apple Music Voice Plan abonesi olabiliyor. Kullanıcılar Apple Music Voice Plan’e abone olduktan sonra HomePod mini, AirPods, iPhone veya başka herhangi bir Apple aygıtı gibi Siri özellikli tüm aygıtlarda ve ayrıca CarPlay ile de müzik çalınmasını isteyebiliyor.

Apple Music’te ayrıca farklı ruh hallerine ve aktivitelere yönelik yüzlerce yeni çalma listesi de bulunuyor. Apple Music’in editoryal uzmanlarının hazırladığı bu listeler, sadece Voice için tamamen optimize edilmiş olarak sunuluyor. Aboneler Siri’ye “Akşam yemeği çalma listesini çal”, “Hafif bir müzik aç” veya “Buna benzer şeyler çal” diyerek tamamen kendilerine özel ve keyifli bir müzik deneyimi yaşayabiliyor. Abonelik planı fark etmeksizin tüm Apple Music abonelerinin kullanımına açık olan bu yeni çalma listeleri, Siri ile el ele vererek Apple Music deneyimini daha da harika hale getiriyor. Apple Music Voice Plan aboneleri; Günün Yenileri, Rap Dünyası, Bugünün Hit’leri, Çağdaş Country, Zirvedekiler Pop ve R&B Zamanı gibi birçok popüler çalma listesini içeren tüm Apple Music kataloğuna erişebilecek.

Apple Music Voice Plan bu sonbaharda Avustralya, Avusturya, Kanada, Çin, Fransa, Almanya, Hong Kong, Hindistan, İrlanda, İtalya, Japonya, Meksika, Yeni Zelanda, İspanya, Tayvan, Birleşik Krallık ve Amerika Birleşik Devletleri olmak üzere 17 ülkede ve bölgede kullanıma sunulacak.

Apple Music Voice Plan aboneleri, Siri ve son çalınan müzikler aracılığıyla kendi zevklerine uygun içerik önerileri alarak kişisel bir uygulama deneyimi yaşayacak. Aboneler, uygulamanın içindeki “Siri’ye Sorun” adlı özel bölümde Siri’yi Apple Music için optimize etmeyi öğreten ipuçlarına erişebilecek.

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Hayatın küçük tatlı sürprizlerini L’Occitane Almond Shower Oil ile yakalayın

Hayat, beklenmeyen güzelliklerle dolu bir dans gibi; eğer görmeyi, fark etmeyi bilirsek hayatın şaşırtıcı güzellikteki tatlı anlarını sık sık yakalayabiliriz. Bazen uzun zamandır görmediğimiz bir arkadaşımızla yolda karşılaştığımız, bazense tatlı bir yağmurun ardından çıkan gökkuşağını gördüğümüz o ‘an’da gizli olabilir mutluluk. Bu, beklenmedik ama her zaman iyi hissetmemizi sağlayan hoş sürprizler, hayatın şaşırtıcı güzellikteki anlarından yalnızca birkaçı olsa da tüm gün yüzümüzü güldürmeye yetebilir.



Yakalamak için istekli olursak hayatın monoton akışına biraz olsun ara vermemizi sağlayan ve yaşamın ne kadar büyüleyici olduğunu hatırlatan pek çok tatlı sürpriz bulabiliriz. Tıpkı L’Occitane Almond Shower Oil’in su ile buluştuğunda yağ kıvamından köpüğe dönüşen sürprizli formu gibi.

Sürprizlerle dolu keyif veren bir deneyim

Mutluluk veren, keyif dolu ve sürprizli anlar dediğimizde şüphesiz ki kendimize ayırdığımız zamanların önemi ve yeri çok büyük. Çünkü, günlük hayatın koşturması içerisinde kendimizi şımartabildiğimiz, bedenimizin ve zihnimizin ihtiyaçlarını karşılayabildiğimiz bu özel anlar, monotonluğun içinden bize göz kırpan küçük sürprizler gibi. Özellikle de kişisel bakım ritüellerini taçlandıran L’Occitane Almond Shower Oil ile sürprizlerin hiç sonu yok. Bu özel duş bakım yağı, suyla buluştuğu anda değişen formu ile bize sıradan görünen anları bile özel kılan küçük sürprizler sunuyor.

Almond Shower Oil’in içeriğindeki badem yağı, su ile birleştiğinde anında yoğun keyif verici bir köpüğe dönüşüyor, bize de tatlı küçük sürprizlerle dolu dokunuşların cildimizde bıraktığı o yumuşacık etkinin keyfini sürmek kalıyor. Tabii, o tatlı ve küçük sürprizler Badem Duş Yağı’nın yalnızca köpüren özel formülünde saklı değil, kokusu da bambaşka bir heyecan.

Kokuların duyuları harekete geçiren büyülü dünyası

Bazen sizin de bir kokunun esintisiyle geçmişe doğru kısa bir yolculuğa çıktığınızı hissettiğiniz oluyor mu? Kabul edelim, hayatın içindeki tatlı sürprizli anlarda kokuların da etkisi oldukça büyük. Belki çocukluğunuzdan keyifli bir anı hatırlatan nostaljik bir koku, belki gençliğinizde kullandığınız eski bir parfümün rüzgarla karışmış hali, belki de taze biçilmiş çimlerin havada dağılan dansı… Kokular da sürprizli anların başrol oyuncusu olabiliyor.



Tıpkı, Almond Shower Oil’in tatlı bademin mis kokusunu cildimizde bırakması gibi. Üstelik vegan içeriği ile tüm cilt tiplerine de uygun olan bu bakım yağı, duyuları harekete geçiren büyülü bir dünyanın da kapısını aralıyor. Hayatın bitmeyen telaş ve karmaşasında her şeyden biraz da olsa uzaklaşıp, o büyülü dünyaları keşfetmek hepimizin ihtiyacı değil mi? Daha fark edilmeyi bekleyen onca tatlı sürpriz varken…

Şaşırtıcı üçlü etki

Köpüren özel formül, büyülü dünyalara açılan mis badem kokusu, tabii bir de şaşırtıcı üçlü etki. L’Occitane Almond Shower Oil ile hayatın sürprizlerle dolu anlarını yakalamak çok kolay. Özel vegan formülü, cildi hem temizliyor hem nemlendiriyor hem de onarıyor. Bu üç etkiyi bir arada bulabilmek de en tatlı sürprizlerden biri.

Badem Duş Yağı, özel köpük yapısı ile cildi temizliyor, içeriğindeki omega 6 ve 9 bakımından zengin tatlı badem yağı ve üzüm çekirdeği yağı ile ilk kullanımda nemlendirme etkisi sağlıyor ve cildi besleyerek ışıl ışıl bir görünüme kavuşturuyor.

Elbette, hayatta daha yakalanmayı bekleyen pek çok şaşırtıcı tatlı an var. Bazıları, bir anda karşımıza çıksa da bazen de bu anları biz yaratabiliriz. Bakım rutinlerimize L’Occitane Almond Shower Oil’i eklemek, tanımadığımız birine iltifat etmek ya da sevdiğimiz birine uzun zamandır istediği bir şeyi satın almak, hayatımızda o tatlı sürprizleri artırmaya ve yaşamın keyfini doyasıya çıkarmaya yardımcı olabilir.

Hiç vakit kaybetmeden birinden başlamak istiyorsanız hemen tıklayıp sürprizlerle dolu L’Occitane Almond Shower Oil dünyasını keşfedebilirsiniz.

Sıra dışı bir gelecek: Otomobil dünyasında bizi neler bekliyor?

Teknolojinin, yapay zekanın ve çevre bilincinin hızla geliştiği günümüzde otomotiv dünyası da bu gelişmelerden geri kalmıyor ve inovasyonlarla ve merakla dolu bir sektöre dönüşüyor. Son yıllarda elektrikli araçlar, otonom sürüş özellikleri, akıllı yol çözümleri gibi konularla pek çok gelişime imza atan otomobil dünyasında gelecekte bizi daha nelerin beklediği büyük bir merak konusu. Hepsi çok heyecan verici olsa da en çok merak edilen sorulardan ve benim de heyecanla beklediğim gelişmelerden biri; uçan arabaların hayatımıza girip girmeyeceği 🙂 Uçan arabalar yakın zamanda hayatımıza dahil olur mu bunu bilmiyorum ama otomotiv endüstrisinin geleceği hakkında kendi perspektifimden ele alacağım pek çok konu var. Gelin, benim de bir parçası olduğum bu sıra dışı gelecekte bizi neler bekliyor olabilir birlikte bakalım.



Elektrikli otomobillerin hızlı yükselişi

Geçtiğimiz yıllarda pek çok otomobil markası, yakın gelecekte elektrikli araç üretimine ağırlık vereceğini açıklamıştı, hatta dünya çapında tamamen elektrikli araç üretimine geçmeyi planladığını belirten markalar da var. Elektrikli araçların hayatımıza dahil olması çok yeni bir gelişme olmasa da yaygınlaşması ve popülerliğinin artması son zamanlarda daha bir artış gösterdi. Gelecekte de elektrikli araçların üretiminin ve kullanıcısının artması sektörünün en beklenen gelişmeleri arasında.

Bildiğiniz gibi ben de elektrikli otomobil tutkunlarından biriyim ve sık sık sizlerle Instagram hesabımdan %100 Elektrikli Ford Mustang Mach-E ile olan maceralarımı paylaşıyorum 🙂 Konumuza dönecek olursak; fosil yakıt tüketimini azaltmak ve karbon emisyonlarını düşürmek için ülkelerin elektrikli araç kullanımına yönelik teşviklerini artırması da beklenenler arasında. Ayrıca, batarya teknolojisinde yeni ilerlemeler, elektrikli araçların menzillerinin artırılması, şarj altyapılarının geliştirilmesi de yine yakın gelecekte bizimle olacağa benziyor.

Sürdürülebilir ve çevre dostu çözümler

Elektrikli araçların yükselişi, otomobil dünyasının geleceğinde beklenen tek çevreci haber değil. Doğa dostu yaklaşımlar ve sürdürülebilir çözümlerle dolu yenilikler de ufukta. Pek çok sektörün son yıllarda önemli bir gündem maddesi haline gelmiş olan çevre bilinci, otomotiv dünyası için de önemli bir konu. Geri dönüştürülmüş malzemelerden üretilen iç dizayn ekipmanları, doğa dostu kumaşların kullanımı, üretim aşamasında yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı, daha az karbon salımı yapan motor teknolojileri ve daha nice gelişme, otomotiv dünyasının beklenenleri arasında.

Sektörde yeşil devrim adını verebileceğimiz daha pek çok gelişmenin damga vurması da olası. Araçların iç tasarımdan üretim süreçlerine kadar geniş bir yelpazede sürdürülebilir çözümler, otomobillerin gelecekteki dünyasını ve tabii ki dünyamızı taçlandıracak gibi. Bir çevreci olarak hızla yaygınlaşmasını görmek istediğim gelişmelerden birisi kesinlikle sürdürülebilir çözümler.

Otonom sürüş özelliklerinde ilerlemeler

Ve tabii ki otonom sürüş özelliklerinden bahsetmemek olmaz. Beni belki de en çok heyecanlandıran konulardan bir diğeri. Hani şu sürücüsüz giden otomobiller var ya, işte tam da onlardan bahsediyorum. Yakın bir gelecekte belki de araçların şoför koltukları hep boş kalacak. Olamaz mı? Bu, çok gerçekçi bir senaryo olmasa da şu an için benzer senaryolarla sık sık karşılaşacağız gibi. Çünkü pek çok dünya devi otomobil ve teknoloji firması, otonom araçlar alanında büyük yatırımlar yapıyor. Ancak, tam otonomiye ulaşmak için biraz daha geleceği beklemek gerekecek. Çünkü birtakım zorlukları aşabilmek için yeni teknolojilerin geliştirilmesi bekleniyor.

Özellikle büyük şehirlerdeki yoğun ve karışık trafik senaryoları, yasal düzenlemeler, kişisel hakların korunması, uygun yol ve altyapı çalışmalarının tamamlanması gibi pek çok faktör var. Yine de bu konudaki çalışmaların hız kazanması ve otonom sürüşün farklı seviyelerinin piyasaya sürülmüş olması, otonom sürüş teknolojilerinin potansiyelini gösteriyor. Gelecekte tam otonom seviyeye de erişilmesi mümkün.



Otonom özelliklerin yanı sıra farklı sürüş modları da ufukta. Hatta, ben şimdiden %100 Elektrikli Ford Mustang Mach-E  ile bu modları deneme fırsatına sahibim 🙂 Mustang Mach-E, sürüş deneyimini kişisel isteklere göre uyarlıyor; Aktive, Whisper ve Untamed modları sayesinde motor seslerini, ortam aydınlatmasını ve hatta aracın tepki verme hızını kişiselleştirmek mümkün. 

Akıllı şehirlerin kurulması

Otonom sürüş özellikleri, farklı sürüş modları, otomobil ve yapay zeka teknolojisindeki gelişmeler, yalnızca bireysel kullanımla sınırlı kalmayacak muhtemelen. Ve önemli bir toplumsal gündem haline de gelecek. Bu da akıllı şehirler gibi bir konseptin hayatımıza girmesi anlamını taşıyabilir. Şehirlerin, otomobillerin geleceği ile ne ilgisi var ki diye düşünmeye başlamadan hemen araya gireyim. Eğer başta otonom sürüş özellikleri olmak üzere otomobiller kendi başlarına -bir sürücünün aracı sürmesine ihtiyaç kalmaksızın- yolda gidebilecekse, bu şehirlerin de birtakım düzenlemelerden geçmesi anlamını taşıyor. Yollardaki alt yapı çalışmalarının bu doğrultuda düzenlenmesi, akıllı şarj istasyonlarının kurulması ve otonom araçların kendi kendini şarja takabilmesi için uygun çevresel yapılanmaların tamamlanması gibi pek çok gelişmeyi de beraberinde getirebilir. Belki de gelecekte şehirlere akıllı taksi durakları kurulacak ve birtakım mobil uygulamalar üzerinden bağlantıya geçilebilecek.

Sosyal dünya ile bağlantı sağlayan araç özelliklerinin geliştirilmesi

Bir düşünelim; otomobiliniz size en yakın kafeyi önerse ya da zevkinize uygun bir restoranda sizin için rezervasyon yaptırsa, nasıl olur? Ya da arkadaşlarınızla buluşma ayarlasa, arabaya bindiğinizde en sevdiğiniz dizinin kaldığınız bölümünü başlatsa? Siz keyifle buluşmalarınıza hazırlanırken veya dizinizi izleyip, müziğinizi dinlerken sizi istediğiniz yere götürse? Yani adeta bir eğlence merkezine dönüşse? Tüm bunlar, yakın gelecekte hayallerimizi süslemenin ötesine geçebilir. Bağlantılı araçlar, yani kendi internet erişimi olan ve verileri başka cihazlarla da paylaşabilen araçlar, otomobil dünyasının belki de gelecekte en çok parlayan yıldızı olabilir. Yalnızca yolculuk vadetmenin ötesinde bağlantılı araçlar, adeta kişisel mobil cihazlarımıza dönüşebilir.

Çoğu macerama tanıklık ettiğiniz Ford Mustang Mach-E de adeta benim eğlence merkezim. Araç içi iletişim ve eğlence sistemi olan Ford SYNC 4A ile konuşma, ses tanıma, kablosuz akıllı telefon entegrasyonu, sezgisel 15,5″ dokunmatik ekran ve çok daha fazlasını deneyimleyebiliyorum. Halihazırda gelişmiş teknolojinin keyfini sürebiliyor olsam da gelecekte bağlantılı araçlar bizi daha pek çok özelliği ile şaşırtacak diyebilirim.

Kısacası, otomobil dünyasının sıra dışı geleceğinde bizi bekleyen yepyeni heyecanlar var. Uçan arabalar yalnızca filmlerin unutulmaz bir parçası olarak mı hafızalarımızda kalır yoksa gerçekten de hayatımıza dahil olur mu bilinmez ama kesin olan bir şey varsa o da otomobil dünyasının hiç olmadığı kadar yenilik dolu olduğu. Kim bilir belki bir gün gökyüzünde bulutların arasında sıkışıp kaldığım bir trafikteyken size yazarım 🙂 Daha fazlası için yazılarımı ve Instagram hesabımı takip etmeyi unutmayın.

İlginizi çekebilir: Virtual Influencer’lar: Kim bu sıra dışı influencer’lar? Takip etmeniz gerekenler?

Sürdürülebilir çözümlerin izinde: VitrA’dan dünyanın ilk ve tek %100 geri dönüştürülmüş seramik lavabosu

‘Biricik’ dünyamız günden güne artan çevreler baskılar ve azalan doğal kaynak sorunları ile karşı karşıya. İklim krizi, küresel ısınma, atık sorunları, hava kirliliği ve daha nice çevresel sıkıntı, hem dünyamızın hem de insanlığın geleceğini tehdit ediyor. Bu nedenle, sürdürülebilir yaşam alışkanlıklarına sahip olmanın önemi her zamankinden kat ve kat daha fazla. Böylesi bir gerçekliğin farkında olan tüm endüstrilerde de yenilikçi ve çevre dostu ürünlerin geliştirilmesi oldukça büyük bir öneme sahip. Bu bağlamda VitrA, büyük bir adım atarak çevreye saygısını ve döngüsel ekonomiye olan katkısını gözler önüne seriyor.



VitrA’dan bir ilk; %100 geri dönüştürülmüş seramik lavabo

Çevresel ayak izlerini azaltma yolunda önemli adımlar atan VitrA, sektörün değişim öncülerinden biri olarak bizi yeni çevre dostu lavabosu ile tanıştırıyor. Dünyanın ilk ve tek %100* geri dönüştürülmüş seramik lavabosu özelliğini taşıyan bu lavabo, atık olarak kabul edilen malzemelere yeniden hayat veriyor. Yeni çevre dostu lavaboların içerik olarak yaklaşık %100’ü, kırık seramikler de dahil olmak üzere üretim sürecinde ortaya çıkan ve bertarafa giden atıklardan oluşuyor.

VitrA’nın sürdürülebilirlik konusundaki vizyon ve öncülüğünü yansıtan bu yenilikçi ve çevre dostu lavabolarla, seramik sektöründe sürdürülebilir tasarım konusunda da yeni bir standart ortaya çıkıyor. Tasarım harikası ve fonksiyonel bir ürün olmanın ötesinde geri dönüştürülmüş seramik lavabolar, çevresel bilinç ve sürdürülebilir yaşam tarzlarını da destekleyen güçlü bir mesaj taşıyor.

%30 oranında iyileşen küresel ısınma potansiyeli

ISO 14040:2006 ve 14044:2006 standartlarına uygun yapılan Yaşam Döngüsü Değerlendirmesi sonuçlarına göre, atıkların kullanılması çevresel etkilerden küresel ısınma potansiyelini %30 oranında iyileştiriyor. Geri dönüştürülmüş lavaboların üretilmesi sayesinde, ürün başına, daha az hammadde kullanılarak %36’lık iyileştirmeyle yaklaşık 5 kilogram hammadde tasarrufu ve %38 iyileştirmeyle 2,48 Kwh elektrik tasarrufu elde edilmesi hedefleniyor.

Sadece bir lavabo olma işleviyle kalmayan, çevresel sürdürülebilirliğe yönelik geniş bir vizyonu temsil eden bu ürün, çevreye duyarlı bir gelecek için atılmış çok büyük bir adım. Eczacıbaşı Yapı Gereçleri’nin çevre dostu lavabolarla benimsediği bu üretim yaklaşımı, döngüsel ekonomiye katkıyı da en üst seviyeye çıkarıyor.

Sürdürülebilir bir gelecek için hijyenik ve şık bir ilham kaynağı

Küresel ısınma potansiyelini iyileştiren, çevre dostu bir tasarım harikası olmasının ötesinde VitrA’nın geri dönüştürülmüş lavaboları, hijyen endişesini de ortadan kaldırıyor; çünkü bu lavabolar VitrA Hygiene teknolojisiyle kaplanıyor. Bakteri gelişimini %99,9 oranında önleyen VitrA Hygiene teknolojisi sayesinde, seramik lavaboların kullanımı sırasında yüzeye bulaşan bakteriler etkisiz hale geliyor. Böylece, bir numaralı önceliğimiz olan hijyenden ödün vermeden çevre dostu seçimler yapmak da kolaylaşıyor.



Ayrıca, her zevke, her alana uygun seçimler yapmak da yine VitrA ile oldukça kolay. Bilecik, Bozüyük’teki VitrA Üretim Kampüsü’nde geliştirilen yenilikçi çözümler sayesinde üretimine başlanan bu çevre dostu çanak lavabolar, ilk olarak mat bej renkte ve 5 formda tasarlanmış olsa da VitrA’nın geri dönüştürülmüş ürün gamına yeni ürün ve renklerin eklenmesi de planlanıyor.

VitrA %100 geri dönüştürülmüş seramik lavabonun hikayesi, gelecekteki çevre dostu ürünler ve teknolojiler için de büyük bir ilham kaynağı. Daha sürdürülebilir bir dünya için gelecekte atılacak tüm adımlara şimdiden ilham olduğu kesin. Siz de yaşam alanlarınızı çevre dostu bir bilinç ile şekillendirmek ve bir eşi daha olmayan dünyamızın geleceği için önemli bir adım atmak istiyorsanız hemen tıklayıp VitrA %100 geri dönüştürülmüş seramik lavabo çeşitlerini keşfedebilirsiniz.

* İçerik olarak yaklaşık %100’ü üretim sürecinde ortaya çıkan ve bertarafa giden atıklardan üretilmiştir.

* Bu içerik VitrA katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlgili Makale