X

Bilimsel araştırmalara göre yaşlılık döneminde zihin sağlığını destekleyen hobiler

Oradan oraya koşturduğumuz, zamanın çoğunlukla yetmediği, işlerin, sorumlulukların azalmadığı, aksine arttığı hızlı tempolu günümüzde ne yazık ki bu kadar meşgulken kişisel refahımızı göz ardı edebiliyoruz. Oysa ki sağlıklı ve dengeli bir yaşam için kendimize zaman ayırarak refahımızı artıran aktivitelere zaman ayırmamız oldukça önemli. Bu noktada, en büyük destekçimiz ise hobiler. Yalnızca kişisel ilgi alanlarımızı ve tutkumuzu tatmin etmekle kalmayan, aynı zamanda stresi azaltarak ruh halimizi de iyileştiren hobiler, kaliteli bir yaşamın da anahtarları. Öyle ki, yalnızca çocuklukta ya da gençlik dönemlerinde değil, yaş alırken de hobileri sürdürmenin çok önemli katkıları var. Yeni yapılan bir araştırmaya göre, özellikle 65 yaş ve üzerindeki kişiler için hobiler, genel sağlık düzeyini artırmanın en keyifli yollarından biri.

Nature Medicine Dergisi’nde yayınlan bu araştırma, 16 farklı ülkeden 65 yaş üzerindeki yaklaşık 90 bin kişiden oluşan katılımcı grubunda, hobiler ile zihinsel sağlık arasındaki ilişkiyi dört farklı alanda inceliyor; sağlık durumu, yaşam doyumu, mutluluk ve depresyon belirtileri. Elde edilen sonuçlar ise oldukça umut verici; hobilerle ilgilenen kişilerde daha düşük depresyon belirtileri, daha yüksek yaşam doyumu, daha yüksek mutluluk ve çok daha iyi sağlık durumu gözlemleniyor. Üstelik, daha uzun yaşam beklentisi de bu sonuçlara ekleniyor. Peki, bu sonuçları elde edebilmek, yani yaşlılık döneminde daha sağlıklı ve mutlu olabilmek için ilgilenilmesi önerilen spesifik hobi türleri var mı? Evet, birtakım araştırmalar özellikle zihin sağlığını destekleyici hobiler için çeşitli öneriler sunuyor. Ama onlara değinmeden önce gelin, genel olarak hobilerin sağlığımıza ve yaşamlarımıza olan faydalarına bakıp hem bugün hem de ileriki yaşlarımız için ilham alalım ve çevremizdeki büyüklerimizi de bu konuda yönlendirelim.

Hobilerle uğraşmak neden önemlidir?

En kısa ve öz tanımıyla hobi; ‘boş zamanlarda keyif almak amacıyla düzenli olarak yapılan aktivitelerdir’. İster resim ile uğraşın ister müzikle, size iyi gelen her şey hobiniz olabilir. Ancak, şuna da dikkat çekmekte var; hobi elbette ki bir boş zaman aktivitesi olabilir, ancak günümüzün yoğun temposunda o boş zamanı şıp diye bulmak kolay olmadığı için ‘hobiye zaman kalmıyor’ diyerek vazgeçmek en kolay seçeneğe dönüşebiliyor.

Fakat, bir hobiniz olsun veya olması için uğraşıyor olun, ona sizin zaman yaratmanız, alan açmanız gerekiyor, aksi halde boş zamanların kendiliğinden oluşmasını beklemek çok gerçekçi değil. Hem yaşam doyumunuzu artırmak hem de zihin sağlığınızı desteklemek için hobilerinizi etkili bir zaman yönetimi olarak da kullanabilirsiniz, çünkü mevcut zamanınızı mevcut görev ve sorumluluklarınıza göre planlarken hobilerinizi de bu plana dahil etmelisiniz, yoksa hobilerinizle ilgilenmeniz gerçekten pek olası değil.Peki, hobiler neden bu kadar önemli, neden gerçekten anlamda zaman ayırmak için çaba göstermeliyiz? Bilimsel araştırmaların da desteklediği hobilerin bütüncül sağlığımıza ve yaşam kalitemize olan olumlu etkilerinden bazıları şu şekilde:

  • Stresi ve kaygıyı azaltır,
  • Olumsuz düşüncelerin üzerinizde kurduğu baskıyı hafifler,
  • Zihin sağlığını iyileştirir,
  • Genel yaşam kalitesini ve refahı yükseltir,
  • Zevk ve tatmin duygularını pekiştirir,
  • Daha iyi zaman yönetimi sağlar,
  • Yaratıcılığı iyileştirir,
  • Öğrenme becerisini geliştirir,
  • Yeteneklerinizi keşfetmenizi sağlar,
  • Kişiler arası etkileşimi teşvik edebilir,
  • Grup dersleri, kurslar, sanat sınıfları gibi katılımlarla sosyal ilişkileri zenginleştirir,
  • Kişisel gelişime katkıda bulunur,
  • Stresi azalttığı için bağışıklığı güçlendirerek bütüncül sağlığın desteklenmesine yardımcı olur,
  • Anlam ve amaç duygularını pekiştirir.

Kısacası, daha zengin ve tatminkar bir hayatın kapılarını daha iyi sağlık ve mutluluk ile aralayan hobiler, en iyi yaşam destekçileridir!

Hobilerin her yaştan insan için faydalı olduğu biliniyor ve kanıtlanıyor olsa da özellikle yaşlı kimseler için çok daha önemli bir hal alıyor. Yaşlılar için bir yardım kuruluşu olan AgeUK, yaşlıların zihinsel sağlık konusunda destek alma olasılıklarının çok düşük olduğunu; ancak, stres, depresyon, kaygı gibi olumsuz duygu ve durumları deneyimleme olasılıklarının en az genç yaştaki gruplar kadar yoğun olduğunu belirtiyor. Dolayısıyla, yaşlılar için zihin sağlığını desteklemenin en kolay erişilebilir ve etkili yollarından biri hobilerle ilgilenmek oluyor.

Hobiler sadece yaşlı insanların daha aktif kalmalarına ve bilişsel işlevlerini desteklemelerine yardımcı olmakla kalmıyor, aynı zamanda bu yaş grubunun sıklıkla yaşadığı yalnızlık ve izolasyonla mücadelede de harika bir yol olabiliyor. Örneğin, örgü örmek, dikiş dikmek gibi hobiler ince motor becerilerini korumaya yardımcı olurken, resim yapmak gibi hobiler yaratıcılığı destekleyerek zihin sağlığını da iyileştirebiliyor. Bu ve benzeri hobileri topluluklar halinde (sınıf, kurs vb) yapmak ise yalnızlık duygusunu ortadan kaldırırken yaş ilerlese de aktif ve sosyal kalmalarına destek oluyor. Şimdi gelelim asıl merak edilen sorunun cevabına; hangi hobiler yaşlılık döneminde zihin sağlığını destekliyor?

Zihin sağlığını destekleyen hobiler

Elbette ki hobi, sevdiğiniz, zaman geçirmekten keyif aldığınız bir aktivite olmalı, dolayısıyla herhangi bir kısıtlama olması seçeneklerinizi azaltıyor gibi görünebilir, ancak merak etmeyin ister kendiniz için ister çevrenizde sizden yaşça daha büyük olan veya 65 yaşını aşmış sevdiklerinizin için seçtiğiniz hobi ne olursa olsun hepsinin faydalı olduğunu araştırmalar gösteriyor. Ancak, spesifik birtakım kazanımlar için özellikle yaşlılık döneminde farklı hobileri de deneyebilir, seçeneklerinizi artırabilirsiniz. Bunlar neler diye merak ediyorsanız;

  • Bahçe ile ilgilenmek: Eğer anne-babanızın veya dedelerinizin yaşlılık dönemlerinde zihin sağlığını korumalarına yardımcı olmak veya kendiniz için de bunu yapmak istiyorsanız, edinebileceğiniz hobilerden biri bahçe işleri ile ilgili olabilir. Meyve-sebze yetiştirebilir, yeni çiçekler ekebilirsiniz. Bu hem sizin hem de yaşlı yakınlarınızın ruhuna iyi gelirken, zihin sağlığı konusunda da size destek olacak. Yapılan bir araştırma, yaklaşık 50 dakikalık bahçe işlerinin (çiçekleri sulama, bitki ekme vb) beyin fonksiyonlarını iyileştirdiğini, zihinsel becerileri güçlendirdiğini açığa çıkarıyor. Stresi azaltması ve aktif kalmaya destek olması da cabası.
  • Puzzle yapmak: Belki de modası hiç geçmeyen hobilerden bir; puzzle. İster az parçalı ister çok parçalı, ister eski usul ister üç boyutlu, hiç fark etmez… Tek seferde bitmesi gerekmeyen, ihtiyaç duyulan zaman kadar uğraşılması mümkün olan, her renkte, her formatta, her zevke uygun bulmanın kolay olduğu puzzlelar bilimsel araştırmaların da desteklediği türden bir hobi. Sebebi ise bilişsel fonksiyonları geliştiriyor olması, demansı önlemesi ve yaşlanmanın zihinsel etkilerini geciktirmesi.
  • Enstrüman çalmak: Belki belli bir yaştan sonra öğrenmesi ve çalması sanki imkansızmış geliyor olabilir, ancak kesinlikle denemeye değer. Belki çocukluğunuzda o düşlediğiniz müzik grubunu kuramayabilirsiniz ama yaşınız kaç olursa olsun bir enstrüman çalmayı öğrenebilir, özellikle yaşlılık döneminde zihin sağlığınızı destekleyebilirsiniz. Veya bugün, yaşlı bir yakınızı enstrüman çalmaya başlaması için hemen teşvik edebilirsiniz. Yeni bir şey öğrenmek, araştırmalara göre bilişsel gerilemeyi önlüyor ve adeta zihinsel bir meydan okuma sağlıyor. Bir müzik aleti çalmak da bunun en eğlenceli yollarından biri. Keman, gitar, piyano hiç fark etmez, dilediğinizi seçebilirsiniz.

  • Kitap okumak: Kitap okumayı, belki siz de hobiler arasında değerlendirmiyor olabilirsiniz; neticede bu bir ihtiyaçtan çok daha fazlası. Ancak, sosyal medyada karşınıza çıkan postları okumaktan değil, gerçekten bir olay örgüsü, hikayesi, karakterleri olan kitapları okumaktan bahsediyor araştırmalar. Yaşın da pek bir önemi yokmuş gibi gelebilir, evet her yaştan her insan düzenli kitap okumaya zaman ayırmalı. Ancak uzmanlara göre yaş almaya bağlı zihinsel becerilerin yavaşlaması ile başa çıkabilmek için, kitap okumak etkili bir hobi. Yalnızca stresi azaltmakla kalmayan kitap okuma alışkanlığı, hafızayı geliştiriyor, karar verme becerilerini iyileştiriyor ve hatta daha kolay ve rahat uykuya dalışı destekliyor.
  • Video oyunları oynamak: Anne-babanızı veya büyükanne büyükbabanızı ellerinde oyun konsolunun kollarıyla hayal etmekte zorlanıyor olabilirsiniz. Ama bilimsel araştırmaların sonuçları görüşünüzü değiştirebilir. Yapılan araştırmalar üç boyutlu bilgisayar oyunlarının hafıza kaybını önlemeye yardımcı olduğunu ortaya çıkarıyor. Dahası düşünmeye ve kurgulamaya teşvik ettiği için bilişsel becerileri de geliştiriyor. Eğlenceli zaman geçirmek de bonusu!

Elbette ki yalnızca burada yer alan hobilerle kendinizi veya yaşlılık dönemine girmiş/girmekte olan sevdiklerinizi sıkıştırmanıza gerek yok. En başta da belirttiğimiz gibi seçimler ne olursa olsun, her türlü hobi yaşam kalitesini artırmak, stresi azalttığı için sağlığı desteklemek ve yaşam doyumunu artırmak konusunda etki sahibi. Ancak özellikle yaşa bağlı zihinsel bozulmaları önlemek için puzzle yapmak, bilgisayar oyunu oynamak, bahçe ile ilgilenmek gibi hobiler bilimsel araştırmalar ve uzman görüşlerince ayrı bir yerde tutulmuş. Tercih sizin ve sevdiklerinizin olsa da zihin sağlığını desteklediği kanıtlanmış hobilere de bir şans verebilir, aralarından seçim yapabilirsiniz!

İlginizi çekebilir: Hobilerimiz üretken olmak zorunda mı?

Kaynak: lifeconnect24, happiful, medicalnewstoday

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Sıra dışı bir gelecek: Otomobil dünyasında bizi neler bekliyor?

Teknolojinin, yapay zekanın ve çevre bilincinin hızla geliştiği günümüzde otomotiv dünyası da bu gelişmelerden geri kalmıyor ve inovasyonlarla ve merakla dolu bir sektöre dönüşüyor. Son yıllarda elektrikli araçlar, otonom sürüş özellikleri, akıllı yol çözümleri gibi konularla pek çok gelişime imza atan otomobil dünyasında gelecekte bizi daha nelerin beklediği büyük bir merak konusu. Hepsi çok heyecan verici olsa da en çok merak edilen sorulardan ve benim de heyecanla beklediğim gelişmelerden biri; uçan arabaların hayatımıza girip girmeyeceği 🙂 Uçan arabalar yakın zamanda hayatımıza dahil olur mu bunu bilmiyorum ama otomotiv endüstrisinin geleceği hakkında kendi perspektifimden ele alacağım pek çok konu var. Gelin, benim de bir parçası olduğum bu sıra dışı gelecekte bizi neler bekliyor olabilir birlikte bakalım.



Elektrikli otomobillerin hızlı yükselişi

Geçtiğimiz yıllarda pek çok otomobil markası, yakın gelecekte elektrikli araç üretimine ağırlık vereceğini açıklamıştı, hatta dünya çapında tamamen elektrikli araç üretimine geçmeyi planladığını belirten markalar da var. Elektrikli araçların hayatımıza dahil olması çok yeni bir gelişme olmasa da yaygınlaşması ve popülerliğinin artması son zamanlarda daha bir artış gösterdi. Gelecekte de elektrikli araçların üretiminin ve kullanıcısının artması sektörünün en beklenen gelişmeleri arasında.

Bildiğiniz gibi ben de elektrikli otomobil tutkunlarından biriyim ve sık sık sizlerle Instagram hesabımdan %100 Elektrikli Ford Mustang Mach-E ile olan maceralarımı paylaşıyorum 🙂 Konumuza dönecek olursak; fosil yakıt tüketimini azaltmak ve karbon emisyonlarını düşürmek için ülkelerin elektrikli araç kullanımına yönelik teşviklerini artırması da beklenenler arasında. Ayrıca, batarya teknolojisinde yeni ilerlemeler, elektrikli araçların menzillerinin artırılması, şarj altyapılarının geliştirilmesi de yine yakın gelecekte bizimle olacağa benziyor.

Sürdürülebilir ve çevre dostu çözümler

Elektrikli araçların yükselişi, otomobil dünyasının geleceğinde beklenen tek çevreci haber değil. Doğa dostu yaklaşımlar ve sürdürülebilir çözümlerle dolu yenilikler de ufukta. Pek çok sektörün son yıllarda önemli bir gündem maddesi haline gelmiş olan çevre bilinci, otomotiv dünyası için de önemli bir konu. Geri dönüştürülmüş malzemelerden üretilen iç dizayn ekipmanları, doğa dostu kumaşların kullanımı, üretim aşamasında yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı, daha az karbon salımı yapan motor teknolojileri ve daha nice gelişme, otomotiv dünyasının beklenenleri arasında.

Sektörde yeşil devrim adını verebileceğimiz daha pek çok gelişmenin damga vurması da olası. Araçların iç tasarımdan üretim süreçlerine kadar geniş bir yelpazede sürdürülebilir çözümler, otomobillerin gelecekteki dünyasını ve tabii ki dünyamızı taçlandıracak gibi. Bir çevreci olarak hızla yaygınlaşmasını görmek istediğim gelişmelerden birisi kesinlikle sürdürülebilir çözümler.

Otonom sürüş özelliklerinde ilerlemeler

Ve tabii ki otonom sürüş özelliklerinden bahsetmemek olmaz. Beni belki de en çok heyecanlandıran konulardan bir diğeri. Hani şu sürücüsüz giden otomobiller var ya, işte tam da onlardan bahsediyorum. Yakın bir gelecekte belki de araçların şoför koltukları hep boş kalacak. Olamaz mı? Bu, çok gerçekçi bir senaryo olmasa da şu an için benzer senaryolarla sık sık karşılaşacağız gibi. Çünkü pek çok dünya devi otomobil ve teknoloji firması, otonom araçlar alanında büyük yatırımlar yapıyor. Ancak, tam otonomiye ulaşmak için biraz daha geleceği beklemek gerekecek. Çünkü birtakım zorlukları aşabilmek için yeni teknolojilerin geliştirilmesi bekleniyor.

Özellikle büyük şehirlerdeki yoğun ve karışık trafik senaryoları, yasal düzenlemeler, kişisel hakların korunması, uygun yol ve altyapı çalışmalarının tamamlanması gibi pek çok faktör var. Yine de bu konudaki çalışmaların hız kazanması ve otonom sürüşün farklı seviyelerinin piyasaya sürülmüş olması, otonom sürüş teknolojilerinin potansiyelini gösteriyor. Gelecekte tam otonom seviyeye de erişilmesi mümkün.



Otonom özelliklerin yanı sıra farklı sürüş modları da ufukta. Hatta, ben şimdiden %100 Elektrikli Ford Mustang Mach-E  ile bu modları deneme fırsatına sahibim 🙂 Mustang Mach-E, sürüş deneyimini kişisel isteklere göre uyarlıyor; Aktive, Whisper ve Untamed modları sayesinde motor seslerini, ortam aydınlatmasını ve hatta aracın tepki verme hızını kişiselleştirmek mümkün. 

Akıllı şehirlerin kurulması

Otonom sürüş özellikleri, farklı sürüş modları, otomobil ve yapay zeka teknolojisindeki gelişmeler, yalnızca bireysel kullanımla sınırlı kalmayacak muhtemelen. Ve önemli bir toplumsal gündem haline de gelecek. Bu da akıllı şehirler gibi bir konseptin hayatımıza girmesi anlamını taşıyabilir. Şehirlerin, otomobillerin geleceği ile ne ilgisi var ki diye düşünmeye başlamadan hemen araya gireyim. Eğer başta otonom sürüş özellikleri olmak üzere otomobiller kendi başlarına -bir sürücünün aracı sürmesine ihtiyaç kalmaksızın- yolda gidebilecekse, bu şehirlerin de birtakım düzenlemelerden geçmesi anlamını taşıyor. Yollardaki alt yapı çalışmalarının bu doğrultuda düzenlenmesi, akıllı şarj istasyonlarının kurulması ve otonom araçların kendi kendini şarja takabilmesi için uygun çevresel yapılanmaların tamamlanması gibi pek çok gelişmeyi de beraberinde getirebilir. Belki de gelecekte şehirlere akıllı taksi durakları kurulacak ve birtakım mobil uygulamalar üzerinden bağlantıya geçilebilecek.

Sosyal dünya ile bağlantı sağlayan araç özelliklerinin geliştirilmesi

Bir düşünelim; otomobiliniz size en yakın kafeyi önerse ya da zevkinize uygun bir restoranda sizin için rezervasyon yaptırsa, nasıl olur? Ya da arkadaşlarınızla buluşma ayarlasa, arabaya bindiğinizde en sevdiğiniz dizinin kaldığınız bölümünü başlatsa? Siz keyifle buluşmalarınıza hazırlanırken veya dizinizi izleyip, müziğinizi dinlerken sizi istediğiniz yere götürse? Yani adeta bir eğlence merkezine dönüşse? Tüm bunlar, yakın gelecekte hayallerimizi süslemenin ötesine geçebilir. Bağlantılı araçlar, yani kendi internet erişimi olan ve verileri başka cihazlarla da paylaşabilen araçlar, otomobil dünyasının belki de gelecekte en çok parlayan yıldızı olabilir. Yalnızca yolculuk vadetmenin ötesinde bağlantılı araçlar, adeta kişisel mobil cihazlarımıza dönüşebilir.

Çoğu macerama tanıklık ettiğiniz Ford Mustang Mach-E de adeta benim eğlence merkezim. Araç içi iletişim ve eğlence sistemi olan Ford SYNC 4A ile konuşma, ses tanıma, kablosuz akıllı telefon entegrasyonu, sezgisel 15,5″ dokunmatik ekran ve çok daha fazlasını deneyimleyebiliyorum. Halihazırda gelişmiş teknolojinin keyfini sürebiliyor olsam da gelecekte bağlantılı araçlar bizi daha pek çok özelliği ile şaşırtacak diyebilirim.

Kısacası, otomobil dünyasının sıra dışı geleceğinde bizi bekleyen yepyeni heyecanlar var. Uçan arabalar yalnızca filmlerin unutulmaz bir parçası olarak mı hafızalarımızda kalır yoksa gerçekten de hayatımıza dahil olur mu bilinmez ama kesin olan bir şey varsa o da otomobil dünyasının hiç olmadığı kadar yenilik dolu olduğu. Kim bilir belki bir gün gökyüzünde bulutların arasında sıkışıp kaldığım bir trafikteyken size yazarım 🙂 Daha fazlası için yazılarımı ve Instagram hesabımı takip etmeyi unutmayın.

İlginizi çekebilir: Virtual Influencer’lar: Kim bu sıra dışı influencer’lar? Takip etmeniz gerekenler?

Sürdürülebilir çözümlerin izinde: VitrA’dan dünyanın ilk ve tek %100 geri dönüştürülmüş seramik lavabosu

‘Biricik’ dünyamız günden güne artan çevreler baskılar ve azalan doğal kaynak sorunları ile karşı karşıya. İklim krizi, küresel ısınma, atık sorunları, hava kirliliği ve daha nice çevresel sıkıntı, hem dünyamızın hem de insanlığın geleceğini tehdit ediyor. Bu nedenle, sürdürülebilir yaşam alışkanlıklarına sahip olmanın önemi her zamankinden kat ve kat daha fazla. Böylesi bir gerçekliğin farkında olan tüm endüstrilerde de yenilikçi ve çevre dostu ürünlerin geliştirilmesi oldukça büyük bir öneme sahip. Bu bağlamda VitrA, büyük bir adım atarak çevreye saygısını ve döngüsel ekonomiye olan katkısını gözler önüne seriyor.



VitrA’dan bir ilk; %100 geri dönüştürülmüş seramik lavabo

Çevresel ayak izlerini azaltma yolunda önemli adımlar atan VitrA, sektörün değişim öncülerinden biri olarak bizi yeni çevre dostu lavabosu ile tanıştırıyor. Dünyanın ilk ve tek %100* geri dönüştürülmüş seramik lavabosu özelliğini taşıyan bu lavabo, atık olarak kabul edilen malzemelere yeniden hayat veriyor. Yeni çevre dostu lavaboların içerik olarak yaklaşık %100’ü, kırık seramikler de dahil olmak üzere üretim sürecinde ortaya çıkan ve bertarafa giden atıklardan oluşuyor.

VitrA’nın sürdürülebilirlik konusundaki vizyon ve öncülüğünü yansıtan bu yenilikçi ve çevre dostu lavabolarla, seramik sektöründe sürdürülebilir tasarım konusunda da yeni bir standart ortaya çıkıyor. Tasarım harikası ve fonksiyonel bir ürün olmanın ötesinde geri dönüştürülmüş seramik lavabolar, çevresel bilinç ve sürdürülebilir yaşam tarzlarını da destekleyen güçlü bir mesaj taşıyor.

%30 oranında iyileşen küresel ısınma potansiyeli

ISO 14040:2006 ve 14044:2006 standartlarına uygun yapılan Yaşam Döngüsü Değerlendirmesi sonuçlarına göre, atıkların kullanılması çevresel etkilerden küresel ısınma potansiyelini %30 oranında iyileştiriyor. Geri dönüştürülmüş lavaboların üretilmesi sayesinde, ürün başına, daha az hammadde kullanılarak %36’lık iyileştirmeyle yaklaşık 5 kilogram hammadde tasarrufu ve %38 iyileştirmeyle 2,48 Kwh elektrik tasarrufu elde edilmesi hedefleniyor.

Sadece bir lavabo olma işleviyle kalmayan, çevresel sürdürülebilirliğe yönelik geniş bir vizyonu temsil eden bu ürün, çevreye duyarlı bir gelecek için atılmış çok büyük bir adım. Eczacıbaşı Yapı Gereçleri’nin çevre dostu lavabolarla benimsediği bu üretim yaklaşımı, döngüsel ekonomiye katkıyı da en üst seviyeye çıkarıyor.

Sürdürülebilir bir gelecek için hijyenik ve şık bir ilham kaynağı

Küresel ısınma potansiyelini iyileştiren, çevre dostu bir tasarım harikası olmasının ötesinde VitrA’nın geri dönüştürülmüş lavaboları, hijyen endişesini de ortadan kaldırıyor; çünkü bu lavabolar VitrA Hygiene teknolojisiyle kaplanıyor. Bakteri gelişimini %99,9 oranında önleyen VitrA Hygiene teknolojisi sayesinde, seramik lavaboların kullanımı sırasında yüzeye bulaşan bakteriler etkisiz hale geliyor. Böylece, bir numaralı önceliğimiz olan hijyenden ödün vermeden çevre dostu seçimler yapmak da kolaylaşıyor.



Ayrıca, her zevke, her alana uygun seçimler yapmak da yine VitrA ile oldukça kolay. Bilecik, Bozüyük’teki VitrA Üretim Kampüsü’nde geliştirilen yenilikçi çözümler sayesinde üretimine başlanan bu çevre dostu çanak lavabolar, ilk olarak mat bej renkte ve 5 formda tasarlanmış olsa da VitrA’nın geri dönüştürülmüş ürün gamına yeni ürün ve renklerin eklenmesi de planlanıyor.

VitrA %100 geri dönüştürülmüş seramik lavabonun hikayesi, gelecekteki çevre dostu ürünler ve teknolojiler için de büyük bir ilham kaynağı. Daha sürdürülebilir bir dünya için gelecekte atılacak tüm adımlara şimdiden ilham olduğu kesin. Siz de yaşam alanlarınızı çevre dostu bir bilinç ile şekillendirmek ve bir eşi daha olmayan dünyamızın geleceği için önemli bir adım atmak istiyorsanız hemen tıklayıp VitrA %100 geri dönüştürülmüş seramik lavabo çeşitlerini keşfedebilirsiniz.

* İçerik olarak yaklaşık %100’ü üretim sürecinde ortaya çıkan ve bertarafa giden atıklardan üretilmiştir.

* Bu içerik VitrA katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlgili Makale