X

Yaşamın sihrini deneyimlemek: Niyetin de senin elinden tutsun diye, kendini niyete göster

Niyetin de senin elinden tutsun diye, kendini niyete göster. Bir burkulma ve başka dünyaya sıçrama hikayesidir yaşam. Burkulmalardan sıçranan başka dünyaların tek sırrı, eskiye bağımlı kalmamaktır. Eskiye olan bağımlılık seni burkulan zamanın, halin tam ortasında sıkıştırır. Bu araftır. Bu hiçbir yere ait olamamaktır.

Bir şeyin, nasıl olacağına, ne yöntemle olacağına takılma, burkulma seni bir elden diğerine sıçratacaktır. 

Aynı DNA sarmalın gibi burkuldukça, başka bir dünyaya, başka bir gerçekliğe adım atarsın. Bu öyle başka bir boyut, öyle bir sıçrayış olur ki, eskiye dair içinde taşıdığı sadece ufak bir histir. Bu gerçeklikte, bu algıdayken, niyetin ne ise ona yükselip kendini gösterirsin. O niyeti ne kadar istediğini, onunla ne olacağını, ne yapacağını.. Niyetin de seni seçerse, yani seninle işbirliğinde olmayı kabul ederse, sıçrama yaşanır. Senin, olana inancın ne kadar fazla ise burkulma ve sıçramanın süresi o kadar kısalır, fark ediş anında gerçekleşir. 

Aslında herkes, niyeti ile birlikte bunu nereye kadar deneyimleyeceğini de bilir. Burada iş içten içe bildiğini değiştirmeden kabul etmektir.

Kendimize dair her türlü istek ve arzumuz ihtiyaç ve bilme odaklıdır. Her ne kadar biz bunu böyle tanımlamasak da. Eksiklikleri doldurmak, eksikliklerin olduğuna inanmak isteriz. Kulağa biraz tırmalayıcı geliyor bu. Eksikliklerin olduğuna inanmayı istemek ne demek? Bu, içimizdeki tanımsız boşluğun duyguda ifadesidir biraz. Boşluğu ve aslında tam merkezinde olmadığını kabul etmektense, bir eksikliğin olduğunu düşünmeye ihtiyaç duyarız. Merkezlenmek demek de, kısaca kendini tanımak demektir. Kendini bilmeye adım atmak. Kendini bilen yerinden oynatılamaz bir kaya gibi olur, sorgusuz ve kendine karşı net, dürüsttür. Burada bir merkezlenme yaşanır. Burada varlığını kabul deneyimlenir olur. Bu durumda iken, niyetimize kendimizi gösterdiğimizde sıçramaya ve dönüşmeye hazırızdır. 

Burkulma gerçekleşirken değişimin ve sıçramanın ivmesini hissederiz. Bununla savaşmayız, buna teslim oluruz. Niyetten bizi ayrı tutana son defa bakarız, son defa deneyimler ve vedalaşırız. 

İlginizi çekebilir: Mucize, halihazırda yaşadığınız şeylerden başkası değildir: Kendinizi fark edin

Niyetimizin de bizi seçmesi demek, görsel olarak söyle canlandırılabilir:

Sonsuz olasılıklar ve paraleller arasından kendi potansiyelimizin üst seviyesine doğru uzanırız. Düşünün ki, bir paralel yaşamda bir tane daha sizden var ve o “siz” yaşamı çok daha başka ve sınırsız deneyimliyor. Ona doğru uzandığınızda, paraleldeki “siz” size doğru çekilir. Ne kadar güçlü ve sadıksanız bu çekim atar. Oradaki siz, buradaki sizin çağrısını daha net duymaya başlar. Bu noktada, oradaki size neden orada olmak istediğinizi net bir dille anlatmalısınız. Gerçek olarak! İkna etmelisiniz ki, sizinle el ele tutuşup sizi o dünyaya çeksin. Netliğiniz bozulursa o da kendi akışında önüne bakacak ve sizinle bağlantısı kesilecektir. Eğer sürekli olarak aynı noktada durmaya devam ederseniz sizi göz ardı edemeyecektir ve sonunda, ona ağzını sulandıracak bir teklifle gidersiniz. Bu teklif harekettir. Niyetiniz size gelirse ne olacağına dair küçük bir hareket! Bu tüm bedeninizle niyetiniz gerçekleşmiş gibi hissetmek, gerçekleşince edinmeniz gereken araçları hazırlamak vs olabilir. Yeter ki madde dünyasında, niyetin çengelini takacağı bir kaya olsun. Böylelikle niyet hareketinize bağlanır ve sizi yukarı çekmeye başlar. Bu sırada sizi olduğunuz dünyaya bağlayan ne kadar durum var ise tek tek kopar enerji bedeninizden. Bu kopuşlar, korkularınızı, endişelerinizi tetikleyebilir. Burkulma budur, sıkışma budur. Bu sıkışmada vazgeçmez ve diremezseniz sıçrayış gerçekleşir. Artık başka bir gerçekliktesinizdir. Paralel dünyanıza geçiş yapmışsınızdır. Geçmişe bağlanmamak bu yüzden önemlidir. Paralelde artık başka dengeler içinde var olursunuz, oradaki siz ile birleşmişsinizdir. Eskiye dair düşünceler ve inançlar sizin titreşiminizi bozar ve sizi yine eski dünyaya doğru düşürür hem de paralelde birleştiğiniz “siz” ile birlikte. Bu yüzdendir ki, bu düşüşler daha ağır ve yorgun hissettirir. 

Kendimize, niyetimize duyduğumuz istikrar önemlidir. Bu iki dünyayı bir araya getirmektir. Eğer bir büyücülükten bahsediyorsak, yaşamın sihrinden bahsediyorsak bu sihrin ta kendisidir.

 

İlginizi çekebilir: Sizi izleyen kimse yok: Kendinizi kendinizden özgürleştirdiğinizde, diğerleri de sizi özgür bırakacak

Esra Uyman: Lise yıllarında başlayan kişisel gelişim, ruhsal gelişim ve metafizik konularına duyduğu yoğun merak onu yurt içi ve yurt dışında birçok özel eğitim çalışmalarına katılmaya yönlendirdi. İlk eğitmenlik diplomasını ‘World Initiatives School of Esoteric Studies’den alan Uyman’ın katıldığı çalışmaların bazıları; Organizasyon Konstelasyonu, Aile Sergileri, Vernon Frost eğitimleri, Louis Franco’dan aldığı çeşitli eğitimler, Anthony Robbins Unleash the Power Within San Jose semineri, Charlie Morlay Lucid Dreaming eğitimi, Tayland da Tantrik Yoga (RYT-200) eğitmenliği eğitimi, Peru, Amerika, Şili, G.Afrika ve Türkiye’de katıldığı Şamanik çalışmalar ve seremonilerdir. Bunların yanı sıra TGA İleri Seviye Metafizik Semineri, Ziya Azazi’nin Dervish in Progress Çalışması gibi pek çok özel çalışmaya katıldı ve eğitmenlik eğitimini aldı. Masssuma Altın Enerji I-II enerji uyumlamasını alan Esra Uyman, Avi Gören-Bar Jungian Coaching School (ICF) (ACSTH) dan koçluk sertifikasını aldı. Tüm bu çalışmalar ve eğitimlerle kendi uyanış deneyimini birleştiren Esra Uyman, farklı başlıklar altında bireylere ve kurumlara yönelik, birbirinden güçlü çalışmalar tasarlayıp sunuyor. Kişilerin iç dünyalarına yönelik farkındalıklarını artıran, çarpıcı bir vizyon ve perspektif değişimi sunan, yaşamda üstlendikleri sorumluluklarda anlam bulmalarını sağlayan, merak, heyecan ve umut duygularını yükselten, tüm insanlık deneyiminin derinliğini kavramaya yardım eden ve çarpıcı yüzleşmeleri şefkatle yaşamalarını sağlayan eğitimler gerçekleştiriyor. Yaşamın Sorumluluğunu Almak, Kendimiz Olmak, Bizi Engelleyen İnançlar, Metafizik ile Özgürleşme Yolculuğu, Seçimlerimiz ve Biz, Gözlemci Bilinci, Nefes ve Meditasyon Teknikleri başlıkları altında kurumlara webinar ve uygulamalı eğitimler veriyor.

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale