X

Yaşamın kompleks ağı: Bağlanma biçimleri

Herkes hayatının her döneminde etrafındaki bir kişiyle yakın bir bağ kurmaya ihtiyaç duymaktadır. Bu bağ bireyin kendisini güvende hissetmesini ve çevresine uyum sağlamasını kolaylaştırır. Bağlanma bebek ve küçük yaştaki çocuklar için fiziksel bir temas olarak ön plana çıkarken, temel amaç kendini güvende hissetmektir.

Gerekli durumlarda birilerine dokunabileceği hissi ise daha büyük çocuklar ve yetişkinler için bir güven duygusu oluşturmaktadır. Bireylerde yakınlık arayışının temel tetikleyici güdüleri anksiyete ve sıkıntı olup ayrıca korunma, rahatlama ve cinsel etkinlikte bulunma isteği olarak düşünülmektedir.

Bağlanma bebek ve küçük yaştaki çocuklar için fiziksel bir temas olarak ön plana çıkarken, temel amaç kendini güvende hissetmektir.

Yetişkinlerin duygusal ilişkilerinde gösterdiği duygu ve davranışlarındaki bireysel farklılıkları anlamada, bağlanma kuramı temel oluşturmaktadır. Kurama göre bağlanmada çekingen tavır sergileyen bir yetişkin aslında “başkalarıyla ilişki kurmada rahat değilim, zorlanıyorum ve güvenmiyorum” demek istemektedir. Kaygılı-kararsız bağlanma biçimi sergileyen yetişkinler ise insanları kendi tavırlarından dolayı korkutup kaçırdığını, bu nedenle diğer kişilerin kendilerine yaklaşmakta isteksiz olduğunu, ilişkide olduğu her kimse kendisini sevmediğini, aslında kendisinin karşısındaki kişiye hep yaklaşmak istediğini söylemektedir. 

Bağlanma biçimlerinden son olarak anlatabileceğimiz stil güvenli bağlanmadır. Bunu yakalayabilmiş kişiler çok şanslıdır. Sebebi az sonra belirteceğim, bu bağlanma biçimine ait cümledir. Başkalarıyla ilişki kurmak onlar için çok kolaydır, hemen yakınlaşabilir, başkalarıyla yakın olmaktan ürkmezler ve hatta ilişkilerin sonlanmasını normal karşılarlar. Shaver ve Brennan’a ait bağlanma davranışlarını tanımlama ifadeleri aslında insanın kendisinin nasıl bir bağlanma biçiminde olduğunu göstermek açısından her şeyi açıkça ortaya koymaktadır. Yetişkin bireyin yaşamında zaman ilerledikçe daha da belirginleşen şemalar, bebeklik-çocukluk zamanlarında ebeveynlerle yaşanan ilişkiler neyse o yönde gelişmektedir. Bu nedenle ilişkilerimiz ve bağlanma biçimlerimizde çekirdek ailenin etkisi çok büyüktür.

İlişkilerimiz ve bağlanma biçimlerimizde çekirdek ailenin etkisi çok büyüktür.

Young’a göre dinamikler ailenin dinamiklerine göre şekillenmektedir. Şöyle ki; ihtiyaçların zarar verici biçimde engellenmesi durumunda terk edilme ya da duygusal yoksunluk gibi şemalar, travmatize etme ya da kurbanlaştırma ile kusurluluk/utanç, güvensizlik/suistimal edilme, ihtiyaçların gereğinden fazla karşılanması ve aşırı korumada hak görme/büyüklenmecilik ile bağımlılık/yetersizlik, içselleştirme veya değer verdiği kişilerle özdeşleşme durumunda ise örneğin ebeveynlerinin şiddetine maruz kalan bir çocuk, karşı koyamadığı için kendisine bir “kurban” rolü geliştirebilir ve aynı zamanda bu rolle özdeşleşip ya da role karşı çıkıp “saldırgan” olabilir, kendisine ya da başkalarına şiddet uygulayabilir.

Tabii ki mizaç da çok önemlidir. Saldırgan, asabi ya da utangaç olmayı bu duygusal mizaç açısından bir düşünmek gerekir. Sağlıklı ilişkilerimiz, ilişki kurabilmemiz ve sürdürmemiz ancak ve ancak erken dönemlerde kurulacak doğru bağlanma ve güven ilişkisi temeline dayanmaktadır. Tüm bunları okuduktan sonra eğer kendinizi ve bağlanma biçiminizi sorguladıysanız ters giden bir şeylerin farkındasınızdır. Henüz ışıklı yolda yürümediysek… Erken dönem yaşantılarımızı onarabilecek, yeniden oluşturabilecek ve deneyimleyecek zamanımız, mutlak imkanımız var demektir.

Nörobiyolojik açıdan da durumu açıklamak istersek; sosyal katılım davranışları, sosyal, duygusal bilgileri değerlendirme, ilişki kurma ve ilişkileri yönetme, inhibe etme veya etkinlikte bulunma, karar vermeyi ve ödül sistemlerini sağlayan orbitofrontal korteks sosyal katılım davranışları, sosyal, duygusal bilgileri değerlendirme, ilişki kurma ve ilişkileri yönetme, inhibe etme veya etkinlikte bulunma, karar vermeyi ve ödül sistemlerini sağlayan esnekliğini ileri yaşam dönemlerinde de sürdürmektedir ve bu nedenle duygu odaklı psikoterapi bağlanma biçimlerine müdahalede en iyi yöntem olarak kabul edilmektedir.

İlginizi çekebilir: Mutluluğun %50’si: Doğru eş seçimiMutluluğun %50’

Yazarın diğer yazıları için tıklayın.

İdil Arasan Doğan: İstanbul doğumlu olan Öğr. Gör. İdil Arasan Doğan, Üsküdar Üniversitesi Psikoloji Yüksek Lisans programı ile başladığı akademik yaşamını Psikoloji Doktora Programı ile sürdürmektedir. Yüksek Lisans Bitirme Tezini, Prof. Dr. A. Oğuz Tanrıdağ danışmanlığında "Alzheimer Hastaları Bakım Veren İyi Oluş Psikoeğitim Programının Bakım Verenlerin Tükenmişlik Sendromu Üzerine Etkisi" konusunda vermiştir. Üsküdar Üniversitesi Anne & Bebek Ruh Sağlığı Merkezi ve Türkiye Alzheimer Derneği’nde yönetim kurulu üyeliği bulunmaktadır. Akademik çalışmalarına; geriatri, anne & bebek ruh sağlığı, kişilerarası ilişkiler, pozitif psikoloji bağlamında devam etmekle birlikte özellikle yaşlanma, demans; Alzheimer, kişilerarası ilişkiler alanlarında yoğunlaşmıştır. Yapılandırmış olduğu "Hasta Yakınları İyi Oluş Programı"nı Kadıköy Alzheimer Merkezi’nde 3 yıl boyunca uygulamıştır ve halen aynı merkezde ayda 1 kez olmak üzere "Hasta Yakını Destek Programı"nı yürütmektedir.

Yeni yıl hediyelerinin vazgeçilmezi Sosyopix ile anılarınızı ölümsüzleştirin

Sevdikleriniz için hediye seçmek bazen uzun uzun düşünmeyi gerektirir. Çünkü aslında aradığımız şey, sadece bir eşya değildir; bir duyguyu, bir anıyı, bir hatırlamayı karşı tarafa hissettirmektir. Tam da bu yüzden fotoğrafla kişiselleştirilmiş hediyeler, her zaman daha çok dokunur. Tek bir kare, bir gülüşün ardındaki hikayeyi yeniden canlandırır; yıllar önce çekilmiş bir fotoğraf bile açıldığında ilk günkü kadar sıcak hisseder. Sosyopix işte tam da bu noktada, o paha biçilmez anılarınızı estetik ve yaratıcı dokunuşlarla unutulmaz kılıyor.



Kişiselleştirilmiş takvimlerle zamanı anlamlandırmak

Yeni yıl, hayatımızda yeni sayfalar açmak demektir. Bu nedenle kişiselleştirilmiş takvimler, sadece günleri takip ettiğiniz bir araç olmaktan öteye geçer; umut ve güzellikle dolu bir yılın sembolü haline gelir. En güzel fotoğraflarınızla hazırlanan masa veya duvar takvimleri, sevdiklerinizin her gününe anlam katar. Her sayfa, sadece bir tarih değil, hatırlanan ve paylaşılan özel bir anı olarak kalır. Takvimi her çevirdiğinizde, geçmişin güzel anılarını hatırlamak ve geleceğe dair küçük bir mutluluk hissi yaşamak mümkündür. Bu küçük ama etkili detay, hediyenizi hem estetik hem de duygusal olarak unutulmaz kılar.



Anıların dokunulabilir hali: Fotoğraf baskıları



Bir zamanlar telefon ekranına sığdırdığınız, galeri arşivlerinizde kalan en mutlu kareleri bu yılbaşı yeniden keşfetmenin tam zamanı. Sosyopix fotoğraf baskıları, en özel anlarınızı sıcaklığını ve kalitesini koruyarak dilediğiniz formda hayat bulduruyor. İster yaz tatilinde o hiç bitmesin dediğiniz gün batımı karesini, ister kış tatilinde çekilmiş kar manzarasını seçin; retro tarzda ya da şık bir çerçeveyle hazırlatabilirsiniz.Çalışma masasında duran küçük bir fotoğraf, sizi kış tatilinin huzuruna veya yılın en güzel anılarına götürebilir. Bu yıl sevdiklerinize sadece bir hediye değil, birlikte paylaşılan özel anıları ve mutluluğu hediye edin.

Anıların estetik hali: Fotoğraf albümleri

Fotoğraf albümleri, her dönem popülerliğini koruyan ve hiçbir zaman değerini kaybetmeyen hediye seçeneklerinden biridir. Çünkü bir albüm, yalnızca fotoğrafları bir araya getirmez; aynı zamanda belirli bir dönemin, bir ilişkinin ya da bir yolculuğun hikayesini saklar. Sayfaları çevirdikçe hatırlanan detaylar, yeniden yaşanan duygular ve geçmişten gelen sıcaklık, bu hediyeyi zamansız bir klasik haline getirir.

Kişiye özel tasarlanan fotoğraf albümleri, hem estetik hem de duygusal yönüyle güçlü bir hediye seçeneği sunar. Kapak dokusundan sayfa düzenine, renk seçiminden yerleştirdiğiniz küçük notlara kadar tamamen size ait bir anlatım oluşturma fırsatı verir. Bu, sadece bir hediye değil; kendi elinizle hazırladığınız bir zaman kapsülüdür.



Anıları duvarlara taşıyan çerçeveler

Mutlu anıları saklamanın tek yolu albümlerde biriken fotoğraflar veya fotoğraf baskıları değildir; bazen evin en görünür köşesine yerleştirilen bir çerçeve de aynı etkiyi yaratır. Ölümsüzleştirilen anları çerçeveleyerek yaşam alanlarınıza sıcaklık ve derinlik katarken sevdiklerinizin her baktığında o ana yeniden dönmesini sağlar. Farklı boyut seçenekleri sayesinde ister küçük bir köşeyi canlandırabilir ister salonunuzun atmosferini değiştirebilirsiniz.  Duvarlara zarar vermeyen yapışkanlı çerçeveler ise kolay kullanımıyla, yalnızca bir dekor değil; her gün gülümseten bir anı sunar. 

Bi’kutu anı: Özel hediye kutularıyla yeni yıl coşkusu

Yeni yıl ruhunu tek bir kutuda toplamak istiyorsanız, özenle hazırlanmış hediye kutuları bunun için ideal bir çözüm sunar. İçerisinde not defterleri, yılbaşı ruhunu yansıtan kupalar, kokulu mumlar ve daha pek çok özel hediye, kutuyu açan kişinin yüzünde sıcak bir tebessüm bırakır. Böylece hediyeniz yalnızca bir kutu değil, birlikte paylaştığınız anıların sıcacık bir yansıması olur.

Siz de bu yıl, sıradanlığın dışına çıkarak sevdiklerinizin yüzünde unutulmaz bir gülümseme oluşturmak istiyorsanız, Sosyopix’in sunduğu bu kişiselleştirilmiş dünya tam size göre. Hatıralarınızı canlandırın ve onlara, her baktıklarında sizi hatırlatacak, zamana anlam katan dokunuşlar hediyeler sunmak isterseniz aradığınız her şey Sosyopix’te!





İlgili Makale