X

Yaşam enerjimiz Mars’ın doğum haritasındaki önemi: Mars Burcun sana ne anlatıyor?

Mars gezegeninin astrolojideki yeri ve önemi her zaman oldukça merak edilen bir konu olmuştur. Mars en basit tanımı ile yaşam enerjimizdir. Eylemlerimiz ve bu eylemleri nasıl ortaya koyduğumuz doğum haritamızdaki Mars ile ilgilidir. İnsanın harekete geçmek için ihtiyacı olan enerji Mars’tır. Yönetici burcu Koç’tur ve eril yanlarımız ile ilgilidir. Kendini ortaya koymak, cesaret, girişim, istek, enerji alanı, risk almak, güçlü dürtüler ve arzuları temsil eder. Enerjisi dinamiktir. Koç yönetiminde olduğu için çabuk kızan ve öfkelenen bir yapısı vardır. Savaşma gücü, olaylara karşı gösterilen direnç ve cinsel güç yine Mars ile ilgilidir.

Yunan mitolojisinde Zeus ve Hera’nın oğlu Ares’tir. Ares, Roma ve Yunan mitolojisinde savaş tanrısıdır. Bu nedenle insan tabiatının savaşçı yönü ile ilgilidir. Yine yunan mitolojisindeki Afrodit’e olan aşkı ile ilgili pek çok mit vardır. Afrodit ise Venüs gezegeni ile simgelenir. Bu sebeple Venüs ve Mars gezegenlerinin doğum haritalarındaki yerleşimleri aşk ilişkileri konusunda da oldukça önemli ipuçları verir. Mars malefik dediğimiz kötücül bir gezegendir ama insanın varlığını sürdürebilmesi için de gereklidir.

Mars burcu ne demek?

Doğum haritalarında Mars’ın bulunduğu burç kişinin Mars burcunu simgeler. Mars’ın doğum haritalarındaki burç konumu kişinin kendisini nasıl ortaya koyduğunu gösterir. Hangi evde olduğu ise yaşam enerjisini en çok hangi alanda ortaya koyduğunu gösterir. Hayat içinde kişinin karşısına çıkan sorunları aşmak için nasıl bir yol izlediği, iradesini nasıl ortaya koyduğu doğum haritasındaki Mars ile ilgilidir. Mars’ı doğru çalıştırmanın tek yolu mücadele etmek, gücünü doğru kullanmak ve bununla birlikte kendini korumaktır.

Mars bir insanın doğru eylemi sergilemesi için ihtiyacı olan yakıttır ve yetersiz bir yakıtla yola çıkıldığında yolda kalmak kaçınılmazdır…

Mars bir doğum haritasında retro ya da zayıf pozisyonda ise hareket enerjisini kısıtlar, mücadele gücü eksiktir. Hile, kurnazlık, erdemsiz davranışlar, yaşam enerjisinin yanlış işler peşinde koşarak heba edilmesi söz konusudur. Sabırsız, kendi bildiğini okuyan, acımasız, bazen bencil, saldırgan, öfkeli, kavgacı, empatiden uzak, gücün kontrolsüz kullanımı söz konusudur. Retro ve zayıf pozisyondaki Mars temsil ettiği burç konuları ile ilgili hastalıklara da davetiye çıkarır ancak en temelde Mars, vücutta baş bölgesini, kan ve kan hastalıklarını simgeler. Elementi demir, taşı yakuttur. Salı günleri ise Mars günüdür. Mars günü toplantılar, önemli konuşmalar, münazaralar için çok uygun olmayabilir. Gerilim enerjisi yüksektir. Mars günleri bir işe başlamak için bizi harekete geçirebilir. Spora başlamak, egzersiz yapmak, sakinleştirici meditasyonlar yapmak için oldukça verimlidir.

Mars Koç burcunda ya da 1. evde

Kişi enerjik ve hareketlidir. Cesaretli, atılgan, dediğim dedik, dik başlı ve inatçıdır. Zaman zaman sakarlık, kavgacı ve fevri olabilir. 1.ev Koç burcunun evidir ve burada enerjisini ortaya koyabilir. Kişinin dürtüsel yönelimi kendisine odaklıdır bu sebeple biraz bencil olabilir. Yüzünde ya da bedenin de bir yara izi olabilir. Hayatı mücadele ile geçer ve mücadele ettikçe kendisini var edebilir.

Mars Boğa burcunda ya da 2. evde

Boğa, Venüs yönetiminde bir burç olduğu için Mars burada düşük çalışır. Atalet, tembellik verir. Harekete geçememek, geç kalmak ve miskinlik verir. Kişinin dürtüsel yönelimleri para kazanmaya odaklıdır. Kişi para kazandıkça mutlu olup kendini güvende hisseder. Kişinin kazanç konusunda mücadele etmesi ve kazançlarını doğru yönetmeyi öğrenmesi gerekir.

Mars İkizler burcunda ya da 3. evde

Kişi, zeki ve konuşkandır. Bilginin peşinden gider, fikirlerini ve ideolojilerini sonuna kadar savunur. Eğitim aldıkça, bilgiyi öğrendikce motive olurlar. Dürtüsel olarak kardeşler, yakın çevre, komşular ve iletişim konusunda yaşam enerjisini kullanır. Doğru yönetilemediğinde dedikodu ve manipülasyona çekilir. İletişimde kırıcı, emrivaki konuşan sert bir enerji ortaya çıkabilir.

Mars Yengeç burcunda ya da 4. evde

Tüm yaşam enerjisini ailesi ve kendini güvende hissedebileceği ortamı yaratmak üzerine kullanır. Güven problemi, içsel güven arayışı, iç çatışma yaşayan bir yapı verir. Mars bu pozisyonda zararlıdır aile içi ilişkilerde de problemler verir. Sorunlu bir ev ve yuva yaşamı verirken en büyük yönelim de yine aileye olur. Kişi aile sorunlarını çözmek için büyük bir efor harcar. İçten içe de özgürleşme ve tek başına olmayı arzu eder.

Mars Aslan burcunda ya da 5. evde

Keyifler, hobiler, çocuklar ve aşk hayatını simgeleyen yerde Mars’ın olması kişiye flörtöz bir yapı verebilir. Güçlü, enerjik, yaratıcı, kendini seven ve beğenen bir yapı verir. Kişi, ilgi odağı olmak, sahnede olmaktan hoşlanır. Dans, sanat ve sahne sanatları ile ilgili yetenekli olabilir.

Mars Başak burcunda ya da 6. evde

Çalışkan, aktif, girişken, detaycı ve titizdir. Sağlığına düşkündür ama genelde sağlık sorunları yaşar. Organizasyon yeteneği güçlü, hedeflerine odaklı ama bazen fazla eleştirel olabilir. Mütevazi, sade ve bilge görünümünün altında yaşam enerjisini daima hayatını mükemmelleştirmek için mücadele eden bir yapısı vardır.

Mars Terazi burcunda ya da 7. evde

Kavga etmeyi sevmez ve bu yüzden hakkını aramakta zorlanır. Özellikle ikili ilişkiler, evlilik, ortaklıklar konusunda dengeyi sağlamak konusunda zorlanır. Bu yüzden psikolojik şiddete çok fazla maruz kalır. Rakiplerine karşı ayakta kalma mücadelesi verir. En büyük motivasyonu ve yaşam enerjisini akıttığı yer ise ikili ilişkiler, evlilik ve ortaklı işlerdir.

Mars Akrep burcunda ya da 8. evde

Güçlüdür. Hayat içinde derin krizler yaşar ama krizlerden kaçmaz ve savaşır. Dayanıklı ve azimlidir. Eylemleri ile kendi hayatını dönüştürme gücüne sahiptir. Çok iyi kriz yönetir, stratejik hamleler konusunda tam bir ustadır. Gücünü sert kullanırsa kindarlık, sivri dil, cinsellik, para ve şiddete meyil verebilir.

Mars Yay burcunda ya da 9. evde

Atılgan, fevri, ani tepki veren, bazen patavatsız, bazen de inatçılık verebilir. Hızlı parlayan, çabuk sönen bir yapı verir. Özgürlüğüne düşkündür ve yaşam enerjisini gezmek, keşfetmek, eğitim ve öğretim konularında harcar. İnançlarına çok derinden bağlı olabilir gölge yönünde inançlarla ilgili fanatik tutumlar sergileyebilir. Kişi inançları ve değer yargıları için mücadele eder. Çabuk vazgeçme ve rahata düşkünlük verebilir.

Mars Oğlak burcunda ya da 10. evde

Sosyal statü, kariyer, mesleki başarı kendisi için önemlidir ve tüm yaşam enerjisini bu alanda ortaya koyar. Yönetici, lider, soğukkanlı, çalışkan ve sorumluluk sahibidir. Bazen fazla inatçı olabilir. Fikirleri konusunda ısrarcı olduğu için bazen kendinin önüne kendi taş koyar. İş ve kariyer konusunda her zaman mücadele eder. Uzun vadede sarf edilen emek ve gayretle kariyerinde iyi noktalara gelir.

Mars Kova burcunda ya da 11. evde

Güçlü, mücadeleden kaçmayan, analitik zekası yüksek ve mantığı ile karar veren bir yapı verir. Yaşam enerjisini sosyalleşmek, özgür olmak ve geleneklerden uzak daha modern ve marjinal bir hayat elde etmek için kullanır. Arkadaşlık ilişkilerinde bazen fevri davranışlar sergileyebilir, öfke ve kontrolsüzce sosyal ilişkilerine zarar verebilir.

Mars Balık burcunda ya da 12. evde

Mars burada kendi enerjisini çok yansıtamaz. İçine kapalı, bilinçaltında korkuları ve kaygıları olan daha içe dönük bir enerjidir. Kişi yalnız kalmaktan hoşlanır. Aktif ve karışık rüyalar görebilir. Gizli düşmanlara sahip olabilir. Ruhsal ve psikoloji konularına meraklıdır. Enerjisini doğru yansıtamadığı için çoğu zaman kurban bilincinde olur. Eylemlerinin arkasında durmaktan ya da mücadele etmekten kaçınabilir.

İlginizi çekebilir: Pluto, 246 yıl sonra yeniden Kova burcunda: Bir devrime tanıklık edeceğiz!

Çimen Halitoğlu Çakır: 1985 Van doğumluyum. Lisans eğitimimi Maltepe Üniversitesi İletişim Fakültesinde 2011 senesinde tamamladım. Üniversite sonrası Turizm-Otel/Cafe-Restaurant işletmeciliği gibi alanlarda hizmet verdim. Yaşamı ve varoluşu sorgulamam henüz küçük yaşlarımdan itibaren başladı. İnsan varlığı, ruh’u ve evren arasındaki bağlantıları her zaman merak ettim, sorguladım, araştırdım… Veee tabi ki bir gün ben de o büyülü soruyu sordum; “Ben kimim? ardından “Neden varım? Amacım ne? Neden bunları yaşıyorum?” İşte bu anlam arayışı ve sorgulama ile pek cok eğitim almaya başladım. Kişisel gelişim, Psikoloji, Numeroloji, Reiki, Eft duygusal özgürleşme tekniği, Holistik koçluk. Aynı zamanda ICF onaylı Profesyonel Yaşam Koçuyum ve Grigori Grabovoi Ögretileri Belgrad Eğitim Merkezine bağlı eğitmeniyim. Tüm bu eğitimlerden sonra yolum Karma Astroloji ile kesişti. Karma ve Ezoterik Astroloji, Okült Astroloji, Simya, Parapsikoloji gibi alanlarda pek çok eğitimler aldım. Bu eğitimlerle beraber gördüm ki; Evren, uzay zaman matematiksel kombinasyonlar ve sembollerle bizimle hep konuşuyordu. Kendine özgü bir dili vardı ve bu dil ile durmadan anlatıyordu. Evet Astroloji aslında bir dil. İnsan ruh’unun tabiatını ve dönüşümünü anlatan bir dil. Eğer bu dili bilirsen ancak o zaman ruh’unun tabiatını bilirsin ve ruhunun tabiatını bilip, ona dönersen ancak o zaman kendi tabiatının içinde çiçek açabilirsin. Kendi yolculuğumda hala kendimi geliştirmeye, öğrenmeye devam ediyor ve Astrolojik danışmanlık hizmeti veriyorum.

Hayatın küçük tatlı sürprizlerini L’Occitane Almond Shower Oil ile yakalayın

Hayat, beklenmeyen güzelliklerle dolu bir dans gibi; eğer görmeyi, fark etmeyi bilirsek hayatın şaşırtıcı güzellikteki tatlı anlarını sık sık yakalayabiliriz. Bazen uzun zamandır görmediğimiz bir arkadaşımızla yolda karşılaştığımız, bazense tatlı bir yağmurun ardından çıkan gökkuşağını gördüğümüz o ‘an’da gizli olabilir mutluluk. Bu, beklenmedik ama her zaman iyi hissetmemizi sağlayan hoş sürprizler, hayatın şaşırtıcı güzellikteki anlarından yalnızca birkaçı olsa da tüm gün yüzümüzü güldürmeye yetebilir.



Yakalamak için istekli olursak hayatın monoton akışına biraz olsun ara vermemizi sağlayan ve yaşamın ne kadar büyüleyici olduğunu hatırlatan pek çok tatlı sürpriz bulabiliriz. Tıpkı L’Occitane Almond Shower Oil’in su ile buluştuğunda yağ kıvamından köpüğe dönüşen sürprizli formu gibi.

Sürprizlerle dolu keyif veren bir deneyim

Mutluluk veren, keyif dolu ve sürprizli anlar dediğimizde şüphesiz ki kendimize ayırdığımız zamanların önemi ve yeri çok büyük. Çünkü, günlük hayatın koşturması içerisinde kendimizi şımartabildiğimiz, bedenimizin ve zihnimizin ihtiyaçlarını karşılayabildiğimiz bu özel anlar, monotonluğun içinden bize göz kırpan küçük sürprizler gibi. Özellikle de kişisel bakım ritüellerini taçlandıran L’Occitane Almond Shower Oil ile sürprizlerin hiç sonu yok. Bu özel duş bakım yağı, suyla buluştuğu anda değişen formu ile bize sıradan görünen anları bile özel kılan küçük sürprizler sunuyor.

Almond Shower Oil’in içeriğindeki badem yağı, su ile birleştiğinde anında yoğun keyif verici bir köpüğe dönüşüyor, bize de tatlı küçük sürprizlerle dolu dokunuşların cildimizde bıraktığı o yumuşacık etkinin keyfini sürmek kalıyor. Tabii, o tatlı ve küçük sürprizler Badem Duş Yağı’nın yalnızca köpüren özel formülünde saklı değil, kokusu da bambaşka bir heyecan.

Kokuların duyuları harekete geçiren büyülü dünyası

Bazen sizin de bir kokunun esintisiyle geçmişe doğru kısa bir yolculuğa çıktığınızı hissettiğiniz oluyor mu? Kabul edelim, hayatın içindeki tatlı sürprizli anlarda kokuların da etkisi oldukça büyük. Belki çocukluğunuzdan keyifli bir anı hatırlatan nostaljik bir koku, belki gençliğinizde kullandığınız eski bir parfümün rüzgarla karışmış hali, belki de taze biçilmiş çimlerin havada dağılan dansı… Kokular da sürprizli anların başrol oyuncusu olabiliyor.



Tıpkı, Almond Shower Oil’in tatlı bademin mis kokusunu cildimizde bırakması gibi. Üstelik vegan içeriği ile tüm cilt tiplerine de uygun olan bu bakım yağı, duyuları harekete geçiren büyülü bir dünyanın da kapısını aralıyor. Hayatın bitmeyen telaş ve karmaşasında her şeyden biraz da olsa uzaklaşıp, o büyülü dünyaları keşfetmek hepimizin ihtiyacı değil mi? Daha fark edilmeyi bekleyen onca tatlı sürpriz varken…

Şaşırtıcı üçlü etki

Köpüren özel formül, büyülü dünyalara açılan mis badem kokusu, tabii bir de şaşırtıcı üçlü etki. L’Occitane Almond Shower Oil ile hayatın sürprizlerle dolu anlarını yakalamak çok kolay. Özel vegan formülü, cildi hem temizliyor hem nemlendiriyor hem de onarıyor. Bu üç etkiyi bir arada bulabilmek de en tatlı sürprizlerden biri.

Badem Duş Yağı, özel köpük yapısı ile cildi temizliyor, içeriğindeki omega 6 ve 9 bakımından zengin tatlı badem yağı ve üzüm çekirdeği yağı ile ilk kullanımda nemlendirme etkisi sağlıyor ve cildi besleyerek ışıl ışıl bir görünüme kavuşturuyor.

Elbette, hayatta daha yakalanmayı bekleyen pek çok şaşırtıcı tatlı an var. Bazıları, bir anda karşımıza çıksa da bazen de bu anları biz yaratabiliriz. Bakım rutinlerimize L’Occitane Almond Shower Oil’i eklemek, tanımadığımız birine iltifat etmek ya da sevdiğimiz birine uzun zamandır istediği bir şeyi satın almak, hayatımızda o tatlı sürprizleri artırmaya ve yaşamın keyfini doyasıya çıkarmaya yardımcı olabilir.

Hiç vakit kaybetmeden birinden başlamak istiyorsanız hemen tıklayıp sürprizlerle dolu L’Occitane Almond Shower Oil dünyasını keşfedebilirsiniz.

Sıra dışı bir gelecek: Otomobil dünyasında bizi neler bekliyor?

Teknolojinin, yapay zekanın ve çevre bilincinin hızla geliştiği günümüzde otomotiv dünyası da bu gelişmelerden geri kalmıyor ve inovasyonlarla ve merakla dolu bir sektöre dönüşüyor. Son yıllarda elektrikli araçlar, otonom sürüş özellikleri, akıllı yol çözümleri gibi konularla pek çok gelişime imza atan otomobil dünyasında gelecekte bizi daha nelerin beklediği büyük bir merak konusu. Hepsi çok heyecan verici olsa da en çok merak edilen sorulardan ve benim de heyecanla beklediğim gelişmelerden biri; uçan arabaların hayatımıza girip girmeyeceği 🙂 Uçan arabalar yakın zamanda hayatımıza dahil olur mu bunu bilmiyorum ama otomotiv endüstrisinin geleceği hakkında kendi perspektifimden ele alacağım pek çok konu var. Gelin, benim de bir parçası olduğum bu sıra dışı gelecekte bizi neler bekliyor olabilir birlikte bakalım.



Elektrikli otomobillerin hızlı yükselişi

Geçtiğimiz yıllarda pek çok otomobil markası, yakın gelecekte elektrikli araç üretimine ağırlık vereceğini açıklamıştı, hatta dünya çapında tamamen elektrikli araç üretimine geçmeyi planladığını belirten markalar da var. Elektrikli araçların hayatımıza dahil olması çok yeni bir gelişme olmasa da yaygınlaşması ve popülerliğinin artması son zamanlarda daha bir artış gösterdi. Gelecekte de elektrikli araçların üretiminin ve kullanıcısının artması sektörünün en beklenen gelişmeleri arasında.

Bildiğiniz gibi ben de elektrikli otomobil tutkunlarından biriyim ve sık sık sizlerle Instagram hesabımdan %100 Elektrikli Ford Mustang Mach-E ile olan maceralarımı paylaşıyorum 🙂 Konumuza dönecek olursak; fosil yakıt tüketimini azaltmak ve karbon emisyonlarını düşürmek için ülkelerin elektrikli araç kullanımına yönelik teşviklerini artırması da beklenenler arasında. Ayrıca, batarya teknolojisinde yeni ilerlemeler, elektrikli araçların menzillerinin artırılması, şarj altyapılarının geliştirilmesi de yine yakın gelecekte bizimle olacağa benziyor.

Sürdürülebilir ve çevre dostu çözümler

Elektrikli araçların yükselişi, otomobil dünyasının geleceğinde beklenen tek çevreci haber değil. Doğa dostu yaklaşımlar ve sürdürülebilir çözümlerle dolu yenilikler de ufukta. Pek çok sektörün son yıllarda önemli bir gündem maddesi haline gelmiş olan çevre bilinci, otomotiv dünyası için de önemli bir konu. Geri dönüştürülmüş malzemelerden üretilen iç dizayn ekipmanları, doğa dostu kumaşların kullanımı, üretim aşamasında yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı, daha az karbon salımı yapan motor teknolojileri ve daha nice gelişme, otomotiv dünyasının beklenenleri arasında.

Sektörde yeşil devrim adını verebileceğimiz daha pek çok gelişmenin damga vurması da olası. Araçların iç tasarımdan üretim süreçlerine kadar geniş bir yelpazede sürdürülebilir çözümler, otomobillerin gelecekteki dünyasını ve tabii ki dünyamızı taçlandıracak gibi. Bir çevreci olarak hızla yaygınlaşmasını görmek istediğim gelişmelerden birisi kesinlikle sürdürülebilir çözümler.

Otonom sürüş özelliklerinde ilerlemeler

Ve tabii ki otonom sürüş özelliklerinden bahsetmemek olmaz. Beni belki de en çok heyecanlandıran konulardan bir diğeri. Hani şu sürücüsüz giden otomobiller var ya, işte tam da onlardan bahsediyorum. Yakın bir gelecekte belki de araçların şoför koltukları hep boş kalacak. Olamaz mı? Bu, çok gerçekçi bir senaryo olmasa da şu an için benzer senaryolarla sık sık karşılaşacağız gibi. Çünkü pek çok dünya devi otomobil ve teknoloji firması, otonom araçlar alanında büyük yatırımlar yapıyor. Ancak, tam otonomiye ulaşmak için biraz daha geleceği beklemek gerekecek. Çünkü birtakım zorlukları aşabilmek için yeni teknolojilerin geliştirilmesi bekleniyor.

Özellikle büyük şehirlerdeki yoğun ve karışık trafik senaryoları, yasal düzenlemeler, kişisel hakların korunması, uygun yol ve altyapı çalışmalarının tamamlanması gibi pek çok faktör var. Yine de bu konudaki çalışmaların hız kazanması ve otonom sürüşün farklı seviyelerinin piyasaya sürülmüş olması, otonom sürüş teknolojilerinin potansiyelini gösteriyor. Gelecekte tam otonom seviyeye de erişilmesi mümkün.



Otonom özelliklerin yanı sıra farklı sürüş modları da ufukta. Hatta, ben şimdiden %100 Elektrikli Ford Mustang Mach-E  ile bu modları deneme fırsatına sahibim 🙂 Mustang Mach-E, sürüş deneyimini kişisel isteklere göre uyarlıyor; Aktive, Whisper ve Untamed modları sayesinde motor seslerini, ortam aydınlatmasını ve hatta aracın tepki verme hızını kişiselleştirmek mümkün. 

Akıllı şehirlerin kurulması

Otonom sürüş özellikleri, farklı sürüş modları, otomobil ve yapay zeka teknolojisindeki gelişmeler, yalnızca bireysel kullanımla sınırlı kalmayacak muhtemelen. Ve önemli bir toplumsal gündem haline de gelecek. Bu da akıllı şehirler gibi bir konseptin hayatımıza girmesi anlamını taşıyabilir. Şehirlerin, otomobillerin geleceği ile ne ilgisi var ki diye düşünmeye başlamadan hemen araya gireyim. Eğer başta otonom sürüş özellikleri olmak üzere otomobiller kendi başlarına -bir sürücünün aracı sürmesine ihtiyaç kalmaksızın- yolda gidebilecekse, bu şehirlerin de birtakım düzenlemelerden geçmesi anlamını taşıyor. Yollardaki alt yapı çalışmalarının bu doğrultuda düzenlenmesi, akıllı şarj istasyonlarının kurulması ve otonom araçların kendi kendini şarja takabilmesi için uygun çevresel yapılanmaların tamamlanması gibi pek çok gelişmeyi de beraberinde getirebilir. Belki de gelecekte şehirlere akıllı taksi durakları kurulacak ve birtakım mobil uygulamalar üzerinden bağlantıya geçilebilecek.

Sosyal dünya ile bağlantı sağlayan araç özelliklerinin geliştirilmesi

Bir düşünelim; otomobiliniz size en yakın kafeyi önerse ya da zevkinize uygun bir restoranda sizin için rezervasyon yaptırsa, nasıl olur? Ya da arkadaşlarınızla buluşma ayarlasa, arabaya bindiğinizde en sevdiğiniz dizinin kaldığınız bölümünü başlatsa? Siz keyifle buluşmalarınıza hazırlanırken veya dizinizi izleyip, müziğinizi dinlerken sizi istediğiniz yere götürse? Yani adeta bir eğlence merkezine dönüşse? Tüm bunlar, yakın gelecekte hayallerimizi süslemenin ötesine geçebilir. Bağlantılı araçlar, yani kendi internet erişimi olan ve verileri başka cihazlarla da paylaşabilen araçlar, otomobil dünyasının belki de gelecekte en çok parlayan yıldızı olabilir. Yalnızca yolculuk vadetmenin ötesinde bağlantılı araçlar, adeta kişisel mobil cihazlarımıza dönüşebilir.

Çoğu macerama tanıklık ettiğiniz Ford Mustang Mach-E de adeta benim eğlence merkezim. Araç içi iletişim ve eğlence sistemi olan Ford SYNC 4A ile konuşma, ses tanıma, kablosuz akıllı telefon entegrasyonu, sezgisel 15,5″ dokunmatik ekran ve çok daha fazlasını deneyimleyebiliyorum. Halihazırda gelişmiş teknolojinin keyfini sürebiliyor olsam da gelecekte bağlantılı araçlar bizi daha pek çok özelliği ile şaşırtacak diyebilirim.

Kısacası, otomobil dünyasının sıra dışı geleceğinde bizi bekleyen yepyeni heyecanlar var. Uçan arabalar yalnızca filmlerin unutulmaz bir parçası olarak mı hafızalarımızda kalır yoksa gerçekten de hayatımıza dahil olur mu bilinmez ama kesin olan bir şey varsa o da otomobil dünyasının hiç olmadığı kadar yenilik dolu olduğu. Kim bilir belki bir gün gökyüzünde bulutların arasında sıkışıp kaldığım bir trafikteyken size yazarım 🙂 Daha fazlası için yazılarımı ve Instagram hesabımı takip etmeyi unutmayın.

İlginizi çekebilir: Virtual Influencer’lar: Kim bu sıra dışı influencer’lar? Takip etmeniz gerekenler?

Sürdürülebilir çözümlerin izinde: VitrA’dan dünyanın ilk ve tek %100 geri dönüştürülmüş seramik lavabosu

‘Biricik’ dünyamız günden güne artan çevreler baskılar ve azalan doğal kaynak sorunları ile karşı karşıya. İklim krizi, küresel ısınma, atık sorunları, hava kirliliği ve daha nice çevresel sıkıntı, hem dünyamızın hem de insanlığın geleceğini tehdit ediyor. Bu nedenle, sürdürülebilir yaşam alışkanlıklarına sahip olmanın önemi her zamankinden kat ve kat daha fazla. Böylesi bir gerçekliğin farkında olan tüm endüstrilerde de yenilikçi ve çevre dostu ürünlerin geliştirilmesi oldukça büyük bir öneme sahip. Bu bağlamda VitrA, büyük bir adım atarak çevreye saygısını ve döngüsel ekonomiye olan katkısını gözler önüne seriyor.



VitrA’dan bir ilk; %100 geri dönüştürülmüş seramik lavabo

Çevresel ayak izlerini azaltma yolunda önemli adımlar atan VitrA, sektörün değişim öncülerinden biri olarak bizi yeni çevre dostu lavabosu ile tanıştırıyor. Dünyanın ilk ve tek %100* geri dönüştürülmüş seramik lavabosu özelliğini taşıyan bu lavabo, atık olarak kabul edilen malzemelere yeniden hayat veriyor. Yeni çevre dostu lavaboların içerik olarak yaklaşık %100’ü, kırık seramikler de dahil olmak üzere üretim sürecinde ortaya çıkan ve bertarafa giden atıklardan oluşuyor.

VitrA’nın sürdürülebilirlik konusundaki vizyon ve öncülüğünü yansıtan bu yenilikçi ve çevre dostu lavabolarla, seramik sektöründe sürdürülebilir tasarım konusunda da yeni bir standart ortaya çıkıyor. Tasarım harikası ve fonksiyonel bir ürün olmanın ötesinde geri dönüştürülmüş seramik lavabolar, çevresel bilinç ve sürdürülebilir yaşam tarzlarını da destekleyen güçlü bir mesaj taşıyor.

%30 oranında iyileşen küresel ısınma potansiyeli

ISO 14040:2006 ve 14044:2006 standartlarına uygun yapılan Yaşam Döngüsü Değerlendirmesi sonuçlarına göre, atıkların kullanılması çevresel etkilerden küresel ısınma potansiyelini %30 oranında iyileştiriyor. Geri dönüştürülmüş lavaboların üretilmesi sayesinde, ürün başına, daha az hammadde kullanılarak %36’lık iyileştirmeyle yaklaşık 5 kilogram hammadde tasarrufu ve %38 iyileştirmeyle 2,48 Kwh elektrik tasarrufu elde edilmesi hedefleniyor.

Sadece bir lavabo olma işleviyle kalmayan, çevresel sürdürülebilirliğe yönelik geniş bir vizyonu temsil eden bu ürün, çevreye duyarlı bir gelecek için atılmış çok büyük bir adım. Eczacıbaşı Yapı Gereçleri’nin çevre dostu lavabolarla benimsediği bu üretim yaklaşımı, döngüsel ekonomiye katkıyı da en üst seviyeye çıkarıyor.

Sürdürülebilir bir gelecek için hijyenik ve şık bir ilham kaynağı

Küresel ısınma potansiyelini iyileştiren, çevre dostu bir tasarım harikası olmasının ötesinde VitrA’nın geri dönüştürülmüş lavaboları, hijyen endişesini de ortadan kaldırıyor; çünkü bu lavabolar VitrA Hygiene teknolojisiyle kaplanıyor. Bakteri gelişimini %99,9 oranında önleyen VitrA Hygiene teknolojisi sayesinde, seramik lavaboların kullanımı sırasında yüzeye bulaşan bakteriler etkisiz hale geliyor. Böylece, bir numaralı önceliğimiz olan hijyenden ödün vermeden çevre dostu seçimler yapmak da kolaylaşıyor.



Ayrıca, her zevke, her alana uygun seçimler yapmak da yine VitrA ile oldukça kolay. Bilecik, Bozüyük’teki VitrA Üretim Kampüsü’nde geliştirilen yenilikçi çözümler sayesinde üretimine başlanan bu çevre dostu çanak lavabolar, ilk olarak mat bej renkte ve 5 formda tasarlanmış olsa da VitrA’nın geri dönüştürülmüş ürün gamına yeni ürün ve renklerin eklenmesi de planlanıyor.

VitrA %100 geri dönüştürülmüş seramik lavabonun hikayesi, gelecekteki çevre dostu ürünler ve teknolojiler için de büyük bir ilham kaynağı. Daha sürdürülebilir bir dünya için gelecekte atılacak tüm adımlara şimdiden ilham olduğu kesin. Siz de yaşam alanlarınızı çevre dostu bir bilinç ile şekillendirmek ve bir eşi daha olmayan dünyamızın geleceği için önemli bir adım atmak istiyorsanız hemen tıklayıp VitrA %100 geri dönüştürülmüş seramik lavabo çeşitlerini keşfedebilirsiniz.

* İçerik olarak yaklaşık %100’ü üretim sürecinde ortaya çıkan ve bertarafa giden atıklardan üretilmiştir.

* Bu içerik VitrA katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlgili Makale