X

Yardım çağrısı mı ilgi çekme isteği mi: ‘Sadfishing’ nedir?

Sosyal medya hesaplarınızda dolaşırken ‘depresif’ paylaşımlara denk geldiğiniz oluyor mu? Ne kadar sık karşılaşıyorsunuz bu tür paylaşımlarla? Sürekli hüzünlü özlü sözler paylaşan, kullandığı ilaçların fotoğrafını koyan, yaşadığı fiziksel, duygusal ya da psikolojik sorunlara sosyal medyasında sıkça yer veren tanıdıklarınız var mı? Kabul edelim ki tüm bu örnekler hepimizin sosyal medyada en az bir kez denk geldiği durumlar arasında. Hatta belki de o kadar sık denk geliyoruz ki bu tür paylaşımlara, birçoğumuz o kişileri sosyal medya hesaplarımızdan engelledik bile… Belki de bildirimlerini sessize aldık… Öyleyse sizi bu durumu anlatan bir kavramla tanıştıralım: Sadfishing.

Bir tür ilgi çekme davranışı olarak tanımlanan ‘sadfishing’in literatürde yer alan tanımı şu şekilde: “Sosyal medya kullanıcılarının sempati oluşturmak için duygusal durumlarını abartarak yayınlama eğilimi.” Üstelik yalnızca yakın çevrenizden olan ya da uzaktan tanıdığınız ama bir şekilde sosyal medyada takip ettiğiniz kimseler de değil bu davranışa yatkın olanlar, aynı zamanda ünlüler, fenomenler, ‘influencer’lar da…

İnsanlar neden ‘hüzün avcılığı’ yapıyor?

Peki, insanlar neden bunu yapıyor, neden ‘hüzün avcılığının’ peşinde koşuyorlar? Uzmanlara ve araştırmalara göre bu durumun en yaygın nedenlerinden biri ilgi ihtiyacı. İnsanlar, çevrelerinden ilgi görmek için duygusal sıkıntılarını abartılı paylaşımlarla herkese duyurmak isteyebiliyorlar. İlginin yanı sıra ünlüler dünyasında da gitgide yaygınlaşan bu davranış, popüler olma, gündemde kalma gibi sebepleri de içerebiliyor.

Öte yandan, destek arayışı veya bir nevi yardım çağrısı olarak da kişiler sadfishing yapabiliyor. Çünkü araştırmacılara göre, sadfishing yapan kimseler gerçekten birtakım duygusal ve psikolojik zorluklarla yüzleşmek zorunda kaldıkları için bu tür paylaşımları tercih ediyorlar.

Bu konuda yapılan pek çok çalışma, ‘sadfishing’in yalnızlıkla ilişkili olduğunu ve depresyon, anksiyete gibi zihinsel sıkıntıların belirtileri olabileceğini de ortaya koyuyor. Ayrıca, sadfishing paylaşımları arttıkça, bu tür belirtilerin şiddetlendiğini gösteren araştırmalar da var. Ancak, uzmanlar destek istemek, yalnızlık hissini gidermek ya da duygusal sıkıntıları çözümlemek için ‘sadfishing’in etkili bir yol olmadığı konusunda hemfikir.

Araştırmacılara göre insanın sosyal doğasından dolayı dikkat çekme isteği, hemen hemen her yaşta ‘normal’ olsa da, sadfishing ile yapılan aslında bir tür duygusal manipülasyon. Çünkü, burada üzücü, depresif, hüzünlü ya da sıkıntılı paylaşıma maruz kalan kişi, öznel değerlendirmesi sonucunda bir çıkarıma varıyor ve durumun gerçekliği hakkında tam anlamıyla emin olamıyor. Dolayısıyla bu, o kişinin gerçekten desteğe ihtiyacı olduğunu hissedip ona ulaşmakla sonuçlanabileceği gibi emin olunamadığı için kişinin aklında soru işareti olarak kalmaya da devam edebiliyor.

İnsanlar genellikle bu tür duygusal çağrılara tepkisiz kalmayıp, empati ile karşılık verme eğiliminde olsa da kimsenin ‘kandırılmaktan’ hoşlanmadığı da bir gerçek. Duygusal manipülasyon, toksik bir davranış olmasının yanı sıra aynı zamanda karşı tarafın duygularıyla oynamanın, onu bir nevi kandırmanın da etkili bir yolu. Ve kimse ‘aptal’ yerine konulmak istemez. Ve ‘sadfishing’ paylaşımlarının ne kadar doğru olduğu, paylaşımları yapan kişinin gerçekten destek aramak için mi yoksa ilgi çekmek için mi bu paylaşımı yaptığı tam bir muamma olduğu için bu çözülemeyen bir duruma dönüşebiliyor, iki taraf için de işlevsiz bir hale bürünebiliyor.

Gerçek mi ‘fake’ mi?

‘Depresif’ paylaşımlarını gördüğünüz bir tanıdığınızın, belki de çok sevdiğiniz bir dostunuzun, gerçekte nasıl olduğunu, neler hissettiğini ve sadfishing yapıp yapmadığını anlamak oldukça güç, çünkü siz kendi kendinize ne kadar düşünürseniz düşünün yaptığı paylaşımın perde arkasını bilmek zor. Ancak, birini ‘sadfishing yapıyor’ diye etiketlemek de tam olarak doğru hamle değil, çünkü gerçekten karşınızdaki kişinin desteğe ihtiyacı olabilir ve duygusal bir zorluğu atlatmak için yardım çağrısında bulunuyor olabilir. Peki, bunu nasıl anlayabiliriz, nasıl emin olabiliriz?

Ne yazık ki paylaşımın perde arkasını ve o kişinin gerçekte neler hissettiğini yaptığı paylaşımdaki yazıdan, koyduğu fotoğraftan ya da altına yapılan yorumlardan anlayamazsınız. Tek yapabileceğiniz onunla birebir iletişime geçmek. Ve ‘sempati’ ile değil ‘empati’ ile yaklaşmak. Çünkü sempati, acıma duygusu ile karışık bir yaklaşım sergilerken empati, anlayış ve yardımı içerir. “Nasıl yardımcı olabilirim, benim yapabileceğim bir şey var mı, konuşmak ister misin…” gibi destekleyici ifadelerle paylaşımı yapan kişiye erişebilirsiniz. Ancak, bunu yaparken eğer konunun uzmanı değilseniz işlerin daha kötüye gitmemesi için konuştuklarınıza ve eğer tavsiye verecekseniz ağzınızdan çıkanlara ekstra özen göstermelisiniz. Karşınızdaki kişinin zihinsel ve duygusal sağlık durumu iyi değilse, kendine zarar verme gibi kötü bir ihtimal varsa, profesyonel bir yardım alması ve bunun için hemen harekete geçmesi gerekiyorsa onu doğru hizmeti alabileceği sağlık hizmetlerine yönlendirmeniz en iyisi olacaktır. Eğer, 18 yaşından küçük biri ise karşınızdaki en doğrusu ailesinden biri ile iletişim kurmasını sağlamak, ebeveynlerini mümkünse bu konuda uyarmak olacaktır.

Eğer, sadfishing paylaşımlarına denk geldiğiniz kendi çocuğunuz ise o zaman bir ebeveyn olarak dikkat etmeniz gerekenler:

  • Durumun farkına varmak ve çocuğunuzla bu konu hakkında konuşmak. Ancak, yargılamadan ve fazla endişelendiğinizi onları korkutarak belli etmeden. “Bugün yaptığın paylaşımı gördüm. Nasıl hissettiğin hakkında biraz daha konuşmak ister misin?” gibi bir soruyla başlayabilirsiniz.
  • Aktif bir şekilde dinleyin. Çocuğunuzun konuşmasına, duygularını ifade etmesine, hislerini paylaşmasına izin verin. Her cümlenin sonuna kendi yorumlarınızı sıkıştırmayın, konuyu tamamen anlayabilmek için bölmeden dinlemeye gayret edin.
  • Çocuğunuza onu ‘koşulsuz’ sevdiğinizi ve desteklediğinizi hissettirin. İhtiyacı olan bir konuda sizinle konuşmaktan çekinmelerine gerek olmadığını anlatın. Eğer istiyorlarsa profesyonel destek alabileceklerini ve size anlatamayacaklarını düşündükleri konularla ilgili bir uzmanla konuşabilmeleri için onları yönlendirebileceğinizi anlatın.
  • Son olarak sadfishing kavramının farkında olmamalarına karşı, bu konudan bahsedin. Ünlülerin, fenomenlerin ilgi çekmek, popüler kalmak için de bunu yapabildiklerini ancak bunun doğru bir davranış olmadığını anlatın. Gerçekten duygusal bir sıkıntı yaşıyorlarsa bunu çözmenin yolunun sosyal medya paylaşımlarından geçmediğini açıklayın.

Sonuç olarak, sosyal medya kullanımının artması ile sadfishing daha sık karşılaşacağımız bir davranış biçimine dönüşebilir. Önemli olan, birini bu davranış şekli ile etiketlemeden önce gerçekten duygusal ve psikolojik bir desteğe ihtiyacı olup olmadığını düşünmek, çocukları ve gençleri bu konuda bilinçlendirmektir. Diğer yandan, duygusal zorluklarla mücadele ediyorsanız, bunu sosyal medya hesaplarınız aracılığıyla değil, gerçek bir profesyonel desteği alarak yapmanız gerektiğini kendinize hatırlatın. Veya sosyal medyadaki ‘dijital’ arkadaşlıklar yerine, gerçekten güvendiğiniz, sevdiğiniz, günlük yaşantınızda görüştüğünüz kişilerle birebir iletişim kurmayı deneyin.

İlginizi çekebilir: Sosyal medya kullanım alışkanlıklarımız kişiliğimiz hakkında ne söylüyor?

Kaynak: psychologytoday, huffpost, newportacademy

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale