X

Yaratım serisi 3: Hayallerimizi nasıl gerçekleştirebiliriz?

Var oluş halimiz yaşamımızı yaratır. “Our being creates our life” yani “Var oluş halimiz yaşamımızı yaratır,” der Stefano D’Anna ve ekler: “Dış dünyamın kalitesinin daha iyi ya da daha kötü olmasının benim temel sorumluluğum olduğunu, hayatımdaki tersliklerin ve bazen trajik olayların oluş seviyeme bağlı olduğunu ve bunların da yalnızca korkularımın, yıkıcı düşüncelerimin ve olumsuzca kurduğum hayallerimin maddeleşmiş halinden başka bir şey olmadığını farkettiğim andan itibaren, şikayet etmekten, başkalarını suçlamaktan, pişmanlık duymaktan ya da kendime acımaktan vazgeçtim.”

Öyleyse bu yazıda oluş halimizi hayal ettiğimiz şeyleri tezahür ettirmeye ayarlamanın yollarından konuşalım. Yaratım serisinin ilk yazısında, bizi bu oluş haline hazırlayacak olan ilk adımın Kim Olduğumuzu Hatırlamak olduğundan bahsetmiştim; Bizler Yaratıcılarız ! Hani bilenler bilir; şu kuantum deneyindeki gözlemci… Hani şu enerji parçacık haline gelirken enerjinin hangi kararı alacağını etkileyen gözlemci…

İkinci yazımda da bir sonraki önemli basamak olan içinde yaşadığımız bu ortamın yapısını anlamak üzerinde durmuştum. Üstatların deyişi ile “Dışarıda hiçbir şey yoktur.” Yani dışarıda hiç kimse ve hiçbir olay yoktur senin içinde olmayan! Senin yaşamındaki her şey salt senin iç dünyanın bir yansımasıdır. Kainat yalnızca senden sana yansıyan bir aynadır. Yani bir yansıma, bir hologramdır bu Dünya! Bu Holografik yapı sonsuz olasılıkları içinde barındıran bir enerji okyanusudur, onu kişiler ve olaylar olarak senaryolaştıran (o olasılıkların içinden seçen) içimizdeki netlikle duran inançlardır yalnızca. Bizi daima geri planda tutan değersizlik inancı gibi, başkalarının daha değerli olduğu inancı gibi, paranın zor kazanıldığı veya kötü olduğu inancı gibi, şöyle yaparsam böyle olur, böyle yaparsam şöyle olur inançları gibi… Farkında olalım (%0,1) ya da olmayalım (%0,9)! Tekrar hatırlatayım DIŞARIDA HİÇBİR ŞEY YOKTUR !

Kişi bunu anladığında Stefano D’anna gibi dışarıdaki olayları veya insanları suçlamanın, onun yüzünden veya bu şartlar yüzünden demenin boşa olduğunu fark eder ve kendi içine döner bakar. Ben neden bu insanı hayatıma çektim, buradan, bu insanın bana olan bu davranışlarından, sözlerinden, varlığından öğrenmem, anlamam veya kendimle ilgili değiştirmem (geliştirmem) gereken NEDİR? Ah! Bu soru bizi öyle şifalandıracak ki! Dilerim tüm pürüzlü ilişkilerde, kalp kırıklıklarında bu soru sorulur ve artık zaman kaybı sona erer ve kısır döngüler kırılır. Cevaplar dışarıda değil (dışınızda olanları suçlamak veya dışındakini düzeltmeye çalışmak nafile bir çabadır, sen bir şeyleri fark edene kadar kimse huyunu suyunu, sana yansıttığı enerjisini değiştirmiyor), sistem böyle… Kendine dön ve bak cevaplar sende diyor! Bunu anlayalım ve hatırlayalım. Biz değişirsek herkes ve her şey değişir! 

Öyleyse var olma halimizi istediğimiz şeyin frekansına ayarlayıp onu gerçekleştirmenin püf noktaları nelerdir, madde madde bakalım…

  • Öncelikle anlamalıyız ki isteklerimizin gerçekleşmesi için inançlarımız, düşüncelerimiz, duygumuz (ruh halimiz) birbirleri ile uyumlu olmalı, yani aynı yönü gösteriyor olmalıdır. Bu zaten sürekli bahsettiğim varoluş halimizi oluşturan elementlerdir. Birinde bir farklılık, uyumsuzluk varsa elimizde pırlanta yerine cıva bulabiliriz… Bir örnekle; Zengin olmak istiyorum ancak paranın kötü olduğuna, parası olanların bencil olduğuna inanıyorum. O halde para bana gelmeyecektir. Çünkü ben kötü şeylerin bana gelmesini istemem, ya da bencil bir insan olmak istemem. Başka bir örnek; Ben çok sevilmek ve ilgi görmek istiyorum ama içten içe değersiz olduğumu hissediyorum, o halde aradığım ilgi ve sevgi bana asla gelmeyeceği gibi onu elde etmek için sürekli kendimden veren, kendi haklarımdan veya enerjimden veren konumunda olurum, çünkü bunlar bende bir değere sahip değil, ben değersizim, benim tüm güzel özelliklerime beni sevmesini istediğim kişi daha layık. İşte bu pırlanta arzularken ele geçen cıvadır… Duygu, inanç, düşünce uyumsuzluğunu anlatabildim değil mi? Bir de hepsinin aynı yönde olduğu bir örneği ele alalım, hatta aynı örnekten gidelim. Zengin olmak istiyorum ve paranın Yaradan tanımını ve perspektifini anlıyorum, paranın neden varolduğu hakikatten bir bakış açısıyla anlıyorum, ve ihtiyaçlarımın tamamını karşılayacak, hatta fazlasını da varoluşa hizmette kullanacak kadar çok paraya sahip olmak benim su içmek gibi doğuştan bir hakkım. Ben bolluk ve bereket ile dolu bir evrende yaşıyorum. Doğada açlık, eksiklik yoktur ve ben de onun bir parçasıyım, öyleyse benim de isteklerim anında karşılanır. Zengin olmanın Yaradan tanımını da biliyorum ve ben zengin olmanın nasıl bir his olduğunu biliyorum, bu benim için güvenlidir ve mümkündür, çünkü ben de doğanın bir parçası olarak buna layığım, değerliyim.
  • Hayallerini kurarken, bir dilekte bulunurken frekansın yüksek olmalıdır. Düşünsene hayalin gerçekleştiğinde nasıl hissederdin? İşte bunu hatırla ve o duyguda ol. Veya en mutlu olduğun bir anı getir aklına ve hisset onu, kalbinin sevinçle, coşku ile parladığı bir anı ve hayalini o ruh hali içinde kur. Müzik ve dans da frekansını yükseltmene yardımcı olacaktır. Ya da frekansını yükseltme meditasyonları öğren ve meditasyon yap.
  • Hayalini kurarken detayları eklemen önemli. Hem beyin gerçekle hayali ayırt edemiyor ve onu kabul ediyor, hem de her bir detayın bir enerjisi olduğu için… Her kokunun, rengin bir enerjisi olduğu için… Böylelikle hayalinin enerjisini artırıyorsun.
  • Asla negatif yönde bir imgeleme yapmıyoruz, yani şu kişinin başına şöyle kötü bir olay gelsin veya şöyle kötü bir şey olsun diye değil. Çünkü yaratım enerjisi her zaman varoluş için en hayırlı olan neyse ona hizmet eder. Varoluşa katkısı olmayan hiçbir şey yaratılamaz. Adı üstünde yaratım, yıkım değil.. Bunu unutma !
  • Hayalini kurarken, geçmişteki olumsuz sonuçlanmış olaylar veya söylemler aklına geliyorsa bunları derhal temizle. Geçmişin negatif izleri ile bağlantını kopar, temizle kendini, yaratımın zekasına teslim et. Bunun için yine imgeleme meditasyonu yapabilirsin.
  • Hayalini kurduğun şey, yani hedefin net olmalıdır. Onu öyle netleştir ki belki yalnızca bir duygudur o duyguyu bul ve ona odaklan. Ya da bir resim haline getirilebilir, kendin de çizebilirsin, bir fotoğraf da kullanabilirsin. Veya yazı olarak yaz. Yazmak da seni netleştirir.
  • Ve en nihayetinde hayalini olmuş, sonuçlanmış gibi kur. Her neyi deneyimlemek istiyorsan ona zaten kavuşmuş olduğun hali imgele (hayalini kur). Göreceksin zaten sevinci içine akacak. İzin ver o sevinç tüm bedenini ve tüm enerji alanını sarsın. Kelimelere döküyorsan eğer, şimdiki zaman dilini kullan, düşüncende ise “oldu” hali olsun.

Bu satırları yine Stefano D’Anna ile sona erdirmek isterim, “Bir tek ‘düş’ gerçektir. “Düş” var olabilecek en gerçek şeydir. Sen bu gerçek olanın dünyasında hareket etmeyi öğren. Burada artık alışkanlıkların, inançların ve eski kalıpların anlamlarını bütünüyle yitirirler. Senin gerçeklik diye nitelendirdiğin yalnızca bir görüntü (yansıma-illüzyon)’dan ibarettir, bu düşünüş sistemi bütünüyle baş aşağı edilmeli ki, sen yanında eski bir şey taşıma… Nasıl düşüneceğini, hissedeceğini, nefes alacağını ve besleneceğini, eskisinden bütünüyle farklı bir biçimde yeni baştan öğrenmelisin.

Ben Dilek Cantimur, yaratımlarınızı (hayallerinizi) gerçekleştirmek için birlikte çalışabiliriz, birlikte meditasyon öğrenebilir, yaratıcı imgelemeler yapabilir veya Theta Healing seansı ile hayallerinizin gerçekleşmesine engel olan bilinçaltı blokajlarınızı keşfedip temizleyebiliriz. “Hah! Madem bu kadar yazdın sen hayatında arzuladığın neyi yarattın?” diyenlerinizi de www.creatingground.com adresine buyur ediyorum. Bir kader nasıl baştan yazılabilir detaylarıyla bulabilirsiniz. Birlikte de bir şeyler yapmak isteyenler Instagram adresim creatingground‘dan veya 0554 963 4286 nolu telefondan bana bu taleplerini bildirebilir. (Haa! Unutmadan bir de Uplifers.com okuyucularına tüm çalışmalarda %20 indirim vaaar! Haydi hayallerin beklemesin! 

Sonsuz Sevgilerimle…

İlginizi çekebilir: Yaratım üzerine düşünceler 2: Gerçek nedir?

Dilek Cantimur: Dilek Cantimur, 20 Kasım 1988, İstanbul doğumluyum. 2011 yılında Yeditepe Üniversitesi Uluslararası Finans bölümünü burslu okuyup onur derecesiyle mezun olduktan sonra 5 yıl finans sektöründe çalıştım, fakat daha sonra “özümü gerçekleştirebilme yolumun” bu olmadığını fark ettiğimde bu illüzyona bir son verip Özüme Ait olan Hayatı inşa etmeye başladım. Hem aldığım tüm meditasyon ve enerji eğitimlerinden hem de yüksek lisans eğitimim süresinde edindiğim bilimsel gerçekler neticesinde öğrendim ki Her Problem ve Hastalık ilk önce İnsanın kendi Zihninde yaratılıyor. Şimdi terapilerimde bu zihinsel nedenlerin keşfedilmesi, bilinçaltı blokajlarının dönüştürülmesi konusunda en etkili yöntem olan Theta Healing terapisini uyguluyorum ve bir de günlük hayatlarında uygulayabilecekleri basit fakat çok etkili 7 derslik Meditasyon programları sunuyorum. Ve hayallerimden birinin tezahürü olarak kurduğum “CreatinggrounD” merkezinde farkındalığa hizmet eden birbirinden farklı ve değerli etkinlikler düzenliyorum. Bütünün hayrına… Aşkla.

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale