X

Yapay zeka tabanlı 5 sağlık girişimi

Yapay zeka, insan davranışlarını mükemmeliyetçi bir hassasiyetle taklit edebilme kapasitesine sahip. Böylesine bir yetenek de günümüzde teknoloji evriminin nasıl bir zirveye ulaştığını bizlere gösteriyor. Küresel çapta büyüleyici bir ilgi odağı haline gelen yapay zeka, neredeyse yediden yetmişe herkes tarafından kullanılıyor. Örneğin, entelektüel meraklılar felsefi meseleleri zihinlerinde oturtmak için ”Varoluşçuluk nedir ve insan hayatına nasıl bir anlam katar?” sorusunu ve buna benzer soruları ChatGPT’ye soruyor. Ayrıca, edebiyattan bilime kadar pek çok farklı alanla ilgili sorular bu popüler yapay zeka modeli aracılığıyla cevaplanabiliyor.

Bir de günlük işlerini sahip oldukları yüksek teknoloji duyarlılığıyla çözüme kavuşturmak isteyen bireyler bulunuyor. Bu insanlar, iş arkadaşlarına mesaj atmak veya ebeveynlerini aramak için Siri’ye isteklerini bildiriyorlar. Bizler de gündelik hayatımızı kolaylaştırmak için yapay zeka destekli chatbotlardan ve sanal asistanlardan yardım alıyoruz. Bu noktada, yapay zekanın sadece günlük hayata kolaylık sağlamadığını ve sektörel dönüşümlere de ön ayak olduğunu vurgulamalıyız. Yapay zeka, bireysel ve toplumsal sağlık sorunlarına çözümler üretmek isteyen sağlık girişimlerinin tam kalbinde yatıyor. Sizler için sektörün sınırlarını yeniden çizen bu girişimlerden 5 tanesi üzerine derinlemesine bir analiz yaptık:

DeepMind

Kaynak: health.google

2010 yılında kurulmuş olan DeepMind, günümüzde Google DeepMind ve Google Health adları altında faaliyet gösteren vizyoner bir girişim. 2011’de Seri A finansman turunu başarıyla tamamlamış olan DeepMind, 2014’te Google’ın stratejik satın alımıyla teknoloji ve sağlık sektörlerindeki varlığını güçlendirdi. Bu satın alımdan sonra, girişimin operasyonel yapılandırmasında ve isminde çeşitli değişiklikler yapıldı.

DeepMind, zekanın temel prensiplerini çözümleme amacıyla yapay zekayı kullanıyor. Bu teknolojiyle sağlık sektöründeki acil sorunlara yenilikçi çözümler üretmek için çabalayan girişim, hastaların son durumları hakkında tahminler yapıyor. Buna ek olarak, girişim meme kanseri taramasına ve körlük tedavisine de odaklanıyor. Hayati öneme sahip projeler geliştiren DeepMind, tıbbi görüntüleme, radyoloji ve oftalmoloji başta olmak üzere sağlık bilimlerinin çeşitli disiplinlerine önemli katkılarda bulunuyor. Yapılan araştırmalar, DeepMind’ın geliştirdiği teknolojilerin alanında uzman radyologların performansını ortalama %11.5 oranında aştığını kanıtlıyor.

Toplum bilincinin ve toplumsal hareketliliğin farkında olan bu girişim, bireysel deneyimler kazanmak isteyenlere de hitap ediyor. DeepMind’ın resmi web sitesinde kapsamlı kaynaklar sunuluyor; bu kaynaklar hem tüketicilere hem hasta bakıcılara hem topluluklara hem de araştırmacılara hitap ediyor.

Butterfly Network

Kaynak: butterflynetwork

Dr. Jonathan Rothberg öncülüğünde 2021’de kurulan Butterfly Network, 2022’de gerçekleştirdiği son finansman turunda 5 milyon dolarlık bir yatırım aldı. Bu yatırımla girişimin total fonu 530 milyon dolara yükseldi.

Rothberg, taşınabilir tıbbi görüntüleme teknolojileri alanında bir devrim yaratma misyonuyla Butterfly Network’ü kurdu. Bu girişim, tıbbi görüntüleme süreçlerini otomatikleştirerek acil sağlık durumları için çözüm üretiyor. Butterfly iQ isimli taşınabilir ve uygun maliyetli ultrason cihazıyla tanınan girişim, kullanıcıların mobil cihazlarını birer mini hastaneye dönüştürmeyi amaçlıyor. Butterfly iQ, cep telefonu ve tablet gibi mobil cihazlar aracılığıyla yüksek kalitede görüntüleme yapmayı mümkün kılıyor.

Bu cihaz, yapay zeka, yarı iletkenler ve bulut teknolojisi aracılığıyla gövde, deri, kas, organ ve damar görüntülemesine olanak tanıyor. Cihaz aracılığıyla ortaya çıkan ultrasonik görüntüler, bulut tabanlı bir platformda saklanarak her an erişilebilir hale geliyorlar. Butterfly Network’ün ciddi bir adımı olan bu cihaz sayesinde hem acil tıbbi müdahalelerin hem de kronik hastalıkların yönetimi geliştirilebiliyor. Buna ek olarak, Butterfly iQ’yu kullanan sağlık profesyonelleri diğer çalışanlara göre hasta verilerine daha hızlı ve etkili bir şekilde ulaşabiliyorlar. Ayrıca, bu cihazla gelişmekte olan ülkelerde sağlık hizmetlerine erişim önemli ölçüde artırılarak küresel sağlık alanında eşitliğin zemini hazırlanıyor.

Ada Health

Kaynak: ada.com

Dijital sağlıkta önemli bir oyuncu olan Ada Health, 2011 yılında kuruldu. Seri B finansman turunda 30 milyon dolarlık yatırım alan bu girişim, total fonunu 189.5 milyon dolara yükseltti.

Ada Health, yapay zeka ve makine öğrenimi teknolojileriyle desteklenerek dijital bir doktor görevi görüyor; bu girişim, kullanıcılara kişiselleştirilmiş sağlık danışmanlığı hizmeti sunuyor. App Store ve Google Play aracılığıyla ulaşılabilir olan Ada, kullanıcıların semptomlarından yola çıkarak kişiye özel sağlık raporları hazırlıyor. Bu raporlarda kullanıcı semptomları olası sağlık problemleriyle eşleştiriliyor. Kullanıcıların semptomları benzer demografik özelliklere sahip kişilerin semptomlarıyla karşılaştırılarak daha doğru ve bireyselleştirilmiş sağlık önerileri hazırlanıyor.

Çoklu dil desteğiyle öne çıkan Ada Health, dünya çapında 13 milyondan fazla kullanıcıya hizmet veriyor. Kişiselleştirilmiş dijital sağlık danışmanlığı arayanlar için bu girişim, benzersiz bir kaynak sunuyor.

Augmedix

Kaynak: augmedix.com

2012 kuruluşlu Augmedix, sağlık sektöründeki iletişim ve dokümantasyon işlemlerini şekillendiren bir inovasyon gücü. Son finansman turunda 25 milyon dolarlık yatırım alan bu girişim, toplam fonunu 161.7 milyon dolara yükseltti.

Augmedix, doktor-hasta etkileşimlerinden elde edilen verileri elektronik sağlık kayıt sistemlerine entegre ediyor. Bu entegrasyon sayesinde sektördeki belgeleme işlemlerine ayrılan zaman azalıyor ve doktor-hasta ilişkileri daha verimli bir yapıya kavuşuyor. Bunlara ek olarak, otomatikleşen medikal verilerin dokümantasyonuyla sağlık profesyonellerinin evrak işleriyle uğraşması da engelleniyor. Ayrıca, Augmedix aracılığıyla tıbbi personelin iş hayatındaki tükenmişlik hissiyatı azaltılıyor ve memnuniyeti yükseltiliyor. Sağlık profesyonellerinin iyi hissetme halinin desteklenmesiyle hastalar da olumlu etkilerle karşılaşıyor. Örneğin, Augmedix’in hizmetinden yararlanan doktorlar idari işlere ayırdıkları zamanı hastalarına yönlendirebiliyorlar. Bu sayede, hem teşhis hem de tedavi süreçleri daha etkili bir yapı kazanıyor.

Bu girişim, sağlık uzmanlarının muayene esnasında kullandığı giyilebilir teknolojiler sayesinde gerekli verileri topluyor. Bu veriler arasında hastaların demografik bilgileri, teşhis sonuçları, ilaçları, aşılama geçmişleri, sosyal geçmişleri ve aile bilgileri bulunuyor. Son olarak, Augmedix’in %20 oranında sağlık çalışanlarının üretkenliğini ve %35 oranında da hasta memnuniyetini artırdığını belirtmeliyiz.

Arterys

Kaynak: unboxingstartups.com

2011 kuruluşlu Arterys, 2020’de Seri C finansman turunda 28 milyon dolar toplayarak toplam fonunu 71.7 milyon dolara yükseltti. 2021 yılının Temmuz ayında bu girişim Tempus Labs tarafından satın alındı.

Arterys, tıbbi görüntülemeyi, bulut teknolojisini ve yapay zekayı birbirine entegre ediyor. Bu girişim, MRI ve CT gibi görüntüleme yöntemleriyle elde edilen verilerin otomatik işlenmesi ve analizi konusunda çığır açıcı çözümler geliştiriyor. Arterys’in çözümleri, tıbbi görüntü analizlerini ve teşhis süreçlerini önemli ölçüde hızlandırıyor. Ayrıca, bu girişim kardiyovasküler hastalıkların tanı ve izlem süreçlerine yönelik özel çözümler de sunuyor. Kanser teşhisi ve tedavi planlaması da bu girişimin misyonunda yer alıyor. Arterys’in çözümleriyle tümör tanımlama ve ölçümleme işlemleri daha etkili bir şekilde gerçekleştirilebiliyor.

Bu girişim, sağlık profesyonellerinin teşhis ve tedavi planlama süreçlerindeki görevlerini hafifletiyor. Bir tek tıbbi personele odaklanmayan Arterys, hastaların erken teşhis ve tedaviye erişimini de kolaylaştırıyor.

Kaynak: Crunchbase, The Medical Futurist, Yahoo Finance, Jorie AI, HubSpot Blog

İlginizi çekebilir: İnsansı robot nedir?

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Sıra dışı bir gelecek: Otomobil dünyasında bizi neler bekliyor?

Teknolojinin, yapay zekanın ve çevre bilincinin hızla geliştiği günümüzde otomotiv dünyası da bu gelişmelerden geri kalmıyor ve inovasyonlarla ve merakla dolu bir sektöre dönüşüyor. Son yıllarda elektrikli araçlar, otonom sürüş özellikleri, akıllı yol çözümleri gibi konularla pek çok gelişime imza atan otomobil dünyasında gelecekte bizi daha nelerin beklediği büyük bir merak konusu. Hepsi çok heyecan verici olsa da en çok merak edilen sorulardan ve benim de heyecanla beklediğim gelişmelerden biri; uçan arabaların hayatımıza girip girmeyeceği 🙂 Uçan arabalar yakın zamanda hayatımıza dahil olur mu bunu bilmiyorum ama otomotiv endüstrisinin geleceği hakkında kendi perspektifimden ele alacağım pek çok konu var. Gelin, benim de bir parçası olduğum bu sıra dışı gelecekte bizi neler bekliyor olabilir birlikte bakalım.



Elektrikli otomobillerin hızlı yükselişi

Geçtiğimiz yıllarda pek çok otomobil markası, yakın gelecekte elektrikli araç üretimine ağırlık vereceğini açıklamıştı, hatta dünya çapında tamamen elektrikli araç üretimine geçmeyi planladığını belirten markalar da var. Elektrikli araçların hayatımıza dahil olması çok yeni bir gelişme olmasa da yaygınlaşması ve popülerliğinin artması son zamanlarda daha bir artış gösterdi. Gelecekte de elektrikli araçların üretiminin ve kullanıcısının artması sektörünün en beklenen gelişmeleri arasında.

Bildiğiniz gibi ben de elektrikli otomobil tutkunlarından biriyim ve sık sık sizlerle Instagram hesabımdan %100 Elektrikli Ford Mustang Mach-E ile olan maceralarımı paylaşıyorum 🙂 Konumuza dönecek olursak; fosil yakıt tüketimini azaltmak ve karbon emisyonlarını düşürmek için ülkelerin elektrikli araç kullanımına yönelik teşviklerini artırması da beklenenler arasında. Ayrıca, batarya teknolojisinde yeni ilerlemeler, elektrikli araçların menzillerinin artırılması, şarj altyapılarının geliştirilmesi de yine yakın gelecekte bizimle olacağa benziyor.

Sürdürülebilir ve çevre dostu çözümler

Elektrikli araçların yükselişi, otomobil dünyasının geleceğinde beklenen tek çevreci haber değil. Doğa dostu yaklaşımlar ve sürdürülebilir çözümlerle dolu yenilikler de ufukta. Pek çok sektörün son yıllarda önemli bir gündem maddesi haline gelmiş olan çevre bilinci, otomotiv dünyası için de önemli bir konu. Geri dönüştürülmüş malzemelerden üretilen iç dizayn ekipmanları, doğa dostu kumaşların kullanımı, üretim aşamasında yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı, daha az karbon salımı yapan motor teknolojileri ve daha nice gelişme, otomotiv dünyasının beklenenleri arasında.

Sektörde yeşil devrim adını verebileceğimiz daha pek çok gelişmenin damga vurması da olası. Araçların iç tasarımdan üretim süreçlerine kadar geniş bir yelpazede sürdürülebilir çözümler, otomobillerin gelecekteki dünyasını ve tabii ki dünyamızı taçlandıracak gibi. Bir çevreci olarak hızla yaygınlaşmasını görmek istediğim gelişmelerden birisi kesinlikle sürdürülebilir çözümler.

Otonom sürüş özelliklerinde ilerlemeler

Ve tabii ki otonom sürüş özelliklerinden bahsetmemek olmaz. Beni belki de en çok heyecanlandıran konulardan bir diğeri. Hani şu sürücüsüz giden otomobiller var ya, işte tam da onlardan bahsediyorum. Yakın bir gelecekte belki de araçların şoför koltukları hep boş kalacak. Olamaz mı? Bu, çok gerçekçi bir senaryo olmasa da şu an için benzer senaryolarla sık sık karşılaşacağız gibi. Çünkü pek çok dünya devi otomobil ve teknoloji firması, otonom araçlar alanında büyük yatırımlar yapıyor. Ancak, tam otonomiye ulaşmak için biraz daha geleceği beklemek gerekecek. Çünkü birtakım zorlukları aşabilmek için yeni teknolojilerin geliştirilmesi bekleniyor.

Özellikle büyük şehirlerdeki yoğun ve karışık trafik senaryoları, yasal düzenlemeler, kişisel hakların korunması, uygun yol ve altyapı çalışmalarının tamamlanması gibi pek çok faktör var. Yine de bu konudaki çalışmaların hız kazanması ve otonom sürüşün farklı seviyelerinin piyasaya sürülmüş olması, otonom sürüş teknolojilerinin potansiyelini gösteriyor. Gelecekte tam otonom seviyeye de erişilmesi mümkün.



Otonom özelliklerin yanı sıra farklı sürüş modları da ufukta. Hatta, ben şimdiden %100 Elektrikli Ford Mustang Mach-E  ile bu modları deneme fırsatına sahibim 🙂 Mustang Mach-E, sürüş deneyimini kişisel isteklere göre uyarlıyor; Aktive, Whisper ve Untamed modları sayesinde motor seslerini, ortam aydınlatmasını ve hatta aracın tepki verme hızını kişiselleştirmek mümkün. 

Akıllı şehirlerin kurulması

Otonom sürüş özellikleri, farklı sürüş modları, otomobil ve yapay zeka teknolojisindeki gelişmeler, yalnızca bireysel kullanımla sınırlı kalmayacak muhtemelen. Ve önemli bir toplumsal gündem haline de gelecek. Bu da akıllı şehirler gibi bir konseptin hayatımıza girmesi anlamını taşıyabilir. Şehirlerin, otomobillerin geleceği ile ne ilgisi var ki diye düşünmeye başlamadan hemen araya gireyim. Eğer başta otonom sürüş özellikleri olmak üzere otomobiller kendi başlarına -bir sürücünün aracı sürmesine ihtiyaç kalmaksızın- yolda gidebilecekse, bu şehirlerin de birtakım düzenlemelerden geçmesi anlamını taşıyor. Yollardaki alt yapı çalışmalarının bu doğrultuda düzenlenmesi, akıllı şarj istasyonlarının kurulması ve otonom araçların kendi kendini şarja takabilmesi için uygun çevresel yapılanmaların tamamlanması gibi pek çok gelişmeyi de beraberinde getirebilir. Belki de gelecekte şehirlere akıllı taksi durakları kurulacak ve birtakım mobil uygulamalar üzerinden bağlantıya geçilebilecek.

Sosyal dünya ile bağlantı sağlayan araç özelliklerinin geliştirilmesi

Bir düşünelim; otomobiliniz size en yakın kafeyi önerse ya da zevkinize uygun bir restoranda sizin için rezervasyon yaptırsa, nasıl olur? Ya da arkadaşlarınızla buluşma ayarlasa, arabaya bindiğinizde en sevdiğiniz dizinin kaldığınız bölümünü başlatsa? Siz keyifle buluşmalarınıza hazırlanırken veya dizinizi izleyip, müziğinizi dinlerken sizi istediğiniz yere götürse? Yani adeta bir eğlence merkezine dönüşse? Tüm bunlar, yakın gelecekte hayallerimizi süslemenin ötesine geçebilir. Bağlantılı araçlar, yani kendi internet erişimi olan ve verileri başka cihazlarla da paylaşabilen araçlar, otomobil dünyasının belki de gelecekte en çok parlayan yıldızı olabilir. Yalnızca yolculuk vadetmenin ötesinde bağlantılı araçlar, adeta kişisel mobil cihazlarımıza dönüşebilir.

Çoğu macerama tanıklık ettiğiniz Ford Mustang Mach-E de adeta benim eğlence merkezim. Araç içi iletişim ve eğlence sistemi olan Ford SYNC 4A ile konuşma, ses tanıma, kablosuz akıllı telefon entegrasyonu, sezgisel 15,5″ dokunmatik ekran ve çok daha fazlasını deneyimleyebiliyorum. Halihazırda gelişmiş teknolojinin keyfini sürebiliyor olsam da gelecekte bağlantılı araçlar bizi daha pek çok özelliği ile şaşırtacak diyebilirim.

Kısacası, otomobil dünyasının sıra dışı geleceğinde bizi bekleyen yepyeni heyecanlar var. Uçan arabalar yalnızca filmlerin unutulmaz bir parçası olarak mı hafızalarımızda kalır yoksa gerçekten de hayatımıza dahil olur mu bilinmez ama kesin olan bir şey varsa o da otomobil dünyasının hiç olmadığı kadar yenilik dolu olduğu. Kim bilir belki bir gün gökyüzünde bulutların arasında sıkışıp kaldığım bir trafikteyken size yazarım 🙂 Daha fazlası için yazılarımı ve Instagram hesabımı takip etmeyi unutmayın.

İlginizi çekebilir: Virtual Influencer’lar: Kim bu sıra dışı influencer’lar? Takip etmeniz gerekenler?



Lezzetli ve eşsiz tatlarla dolu bir deneyim: Macroonline’da keşif dolu bir yolculuk

Şüphesiz ki söz konusu sofralarımız olduğunda hepimiz ‘en iyisi’nin peşindeyiz. Market alışverişlerimizi yaparken de gözümüz, elimiz hep en iyisinde, en kalitelisinde. Her şeyin en iyisini aldığımızdan emin olmak istiyoruz. Ancak, böylesi bir çabanın çok fazla zaman ve enerji gerektirdiği de aşikar. Hele ki büyük şehirlerde yaşıyorsak, iş çıkış saatinde markette olmak; kalabalıklar, trafik, koşturmaca gibi dertleri de beraberinde getirebiliyor. E peki bunca yorgunluk ve zamansızlığın içerisinde mesai bitimine dakikalar kalmışken her gün zihnimizde dönen o ‘Akşam ne pişirsem’ sorularına nasıl yanıt bulacağız? Hele bir de evde hazırlamak istediğimiz tarifin malzemeleri yoksa.



Güzel haber; artık bu soru da zihnimizi kurcalamayacak, yorgun argın market sırasında beklemek zorunda da kalmayacağız. Macroonline ile yorucu market gezileri, ev konforunda keşifler yapabileceğimiz bir fırsata dönüşüyor.

Macrocenter ayrıcalıkları aynı hizmet anlayışıyla Macroonline’da

Macrocenter’ı tercih edenler bilir; Macrocenter’da alışveriş yapmak, eşsiz bir deneyimdir. Ürün çeşitliliği, yeni keşifler, taptaze lezzetler, baş döndüren kokular ve başka yerde olmayan ürünler… Macroonline da tüm bu deneyimi, bizlere online olarak sunuyor. Aynı uzmanlık, aynı lezzet ve aynı hizmet anlayışıyla tüm Macrocenter ayrıcalıkları, artık Macroonline’da. Kısacası, hayatı güzelleştirecek her şey Macroonline’da. Peki siz neredesiniz; yoksa hala kasa sırasında mı? 🙂 Gelin, Macroonline’Macroonline’Macroonline’da neler neler var biraz daha yakından bakalım… (Ne yok ki! demek serbest.)

Ev konforunda kaliteli bir alışveriş deneyimi

Hangimiz istemeyiz ki raflardaki en taze meyve-sebzeler yer alsın mutfak tezgahımızda, kendi ellerimizle seçtiğimiz.. Ama zamanımız ve enerjimiz yoksa ne yapacağız? Merak etmeyin, en iyilerden vazgeçmek zorunda değiliz. Macroonline, her şeyin en iyisini bizim için seçip evimize kadar getiriyor. İhtiyacımız olan her şey, sanki raflardan kendimiz seçiyormuşuz gibi aynı titizlik ve özenle seçilip bize ulaştırılıyor. Ev konforunda kusursuz ve kaliteli bir alışverişi deneyimi, Macroonline ile artık kapımıza geliyor.

Benzersiz tatlar, otantik lezzetler, yeni keşifler



Macroonline’da dilediğimiz ülkenin lezzetlerini bulmak mümkün. Bugün İtalyan, yarın Fransız Mutfağı, haftaya ise Japon, ne dersiniz? Macroonline dünyasında alışveriş yapmak, adeta geniş bir coğrafyada gezintiye çıkmak gibi. Uzak Doğu’nun egzotik sosları, ithal çikolatalar, artizan ürün çeşitliliği, her yerde bulunmayan lezzetli atıştırmalıklar, profesyonellere özgü ürün seçkileri, taptaze deniz ürünleri ve çok daha fazlası… Hepsi, premium hizmet kalitesi, zengin ürün çeşitliliği ve kolay erişim imkanıyla Macroonline’da. Tek yapmamız gereken bir tıkla sepete eklemek.

Şeflerin özgün tarifleriyle hazırlanan Homemade lezzetler

Dünya mutfağının yanı sıra Türkiye’nin özgün tatlarını da sunan Macroconline’da Homemade lezzetler de var. Şeflerin özgün tarifleriyle hazırlanan Homemade lezzetler, Macroonline’ın beklentileri aşan hizmet kalitesini evlerimize taşıyor. Hep ne pişireceğimizi düşünecek değiliz ya bazen de ne yiyeceğimizi düşünelim, öyle değil mi… Sağlıklı, lezzetli ve zahmetsiz alternatifler arayanların en gözde seçimleri, Macroonline Homemade kategorisinde.

Keyifli, pratik ve konforlu bir alışveriş deneyiminin yanı sıra keşiflerle dolu bir yolculuğa da hazırsak; istikamet: Macroonline. Üstelik, Macroonline’dan verdiğimiz siparişler 45 dakikada teslimat seçeneğiyle ve +4 dereceli araçlarla soğuk zincir kırılmadan dilediğimiz saatte bize ulaşıyor. Macrocenter’ın ayrıcalıklı dünyasını ev konforunda keşfetmek ve Macroonline’da ilk alışverişlerinize özel indirimden de faydalanmak için siz de hemen tıklayın.

*Bu yazı Macrocenter katkılarıyla hazırlanmıştır.



İlgili Makale