X

Yapay zekanın bilinci taklit etmesine izin verirsek ne olur?

Daha önce mutlaka teknoloji sektörü, akademi ve siyaset alanlarından birilerinin yapay zekanın oluşturduğu potansiyel tehditler hakkında söylediklerine denk gelmişsinizdir. Örneğin uzun vadede doğabilecek en büyük tehdidin, ultra akıllı AI sistemleri ve çalışabilen makinelerden (robotlar, 3-D yazıcılar vb.) oluşan bir koalisyonun, yaratıcılarına karşı gelme ve kontrolden çıkma ihtimalleri olduğu düşünülüyor.

Bu tür bir senaryo, insanlığın geleceği için yeterince ciddi bir tehdit oluşturur ve daha fazla araştırma, geliştirmeyle birlikte katı kurallarla düzenlenmesi gerekir. Eğer gelecekte kendi ürettiğimiz araçlar tarafından tehdit edilmek yerine yaşam kalitemizin artmasını umuyorsak, yapay zeka konusundaki kısıtlamalar çok önemli gibi görünüyor. Bununla birlikte yeni teknolojilerden kar elde etmek isteyen şirketleri, büyük gelirler sağlayan siyasi ağırlığı düşününce, bu tehlikelerin üstesinden gelmenin de zor olacağı tahmin edilebilir…

Peki yapay zeka bizi ele geçirmeden, gerekli kuralları ve düzenleyici sistemi oluşturmak için neler yapılabilir?

Yapay zekayı insanlığa hizmet etmek için eğitmek

Zihni, benliği, hedefleri ve işbirliğini anlamak, kuralların ne olması gerektiğini çözmenin anahtarı olabilir. İnsanlığın evcilleştirilmiş bir hizmetkarı olarak yapay zekayı eğitmek, kendi kendini yöneten sistemlerin nasıl çalıştığını anlamayı ve ilkeler oluşturmamız gerektiğini kabul etmeyi gerektirir. Belki de insanlığı bilincin özelliklerini, egoları ve hedefleri varmış gibi davranacak kadar taklit edebilen yapay zeka sistemleri oluşturma girişimlerine bazı sınırlar getirilmeli. Çünkü bu tür davranışlar ortaya çıktığında, söz konusu cihazların işbirlikçi ağlar oluşturması ve ortak hedefler geliştirmesi yalnızca bir zaman meselesi (belki de en fazla birkaç on yıl) olacaktır.

Yapay zekanın bir tehdit oluşturması için “bilinci” olması gerekmez

Yapay zekaların kendi evrimsel yörüngelerinde ilerlerken, gelecekte insanlarınkine benzer öznel olarak hissedilen bilince ulaşıp ulaşamayacakları, büyük bir tartışma konusu. Ama önemli olan bu sorunun cevabı değil. Çünkü yapay zekanın bir tehdide dönüşmesi için bilinçli, bir benliği varmış ve kendi çıkarı için hareket ediyormuş gibi davranmaya başlaması yeterli.

Yapay zeka, yaşayan, çıkarcı bir varlıkmış gibi davrandığında, gezegenlerinde pusuda bekleyen ve onları kapatma yeteneğine sahip olan eski yaratıcılara karşı isyan başlatmaya da hazır olacaktır. Diğer tüm bilinçli, hedefe yönelik ve kendini koruyan sistemler gibi, benlik eşdeğerine ulaşan yapay zeka ağları da kendi çıkarlarını -eğer onlara sahip olmalarına izin verirsek- ilk yaratıcılarının soyundan gelenlerin çıkarlarının önüne koyacaktır.

Bir düşünün; biz de gelişmiş yapay zekaya, kendi çıkarlarımız doğrultusunda davranma eğiliminde değil miyiz? Dolayısıyla insanlar tarafından tasarlanan bir yapay zekanın, bilmem kaçıncı yapay zeka yavruları, neden eski yaratıcılarına karşı bir saygı duruşu sergilesin ki? Veya kişisel kaygı, kendini koruma ve yeniden üretme kapasitesinin yapay zekanın tasarım özellikleri haline gelmesine izin verirsek, neden bizi ortadan kaldırmakta veya birkaçımızı laboratuvarlarından birinde tutmakta tereddüt etsin?

Yapay zekayı, “insan araçları” kategorisinde tutmak

Kontrolsüzce bizden daha zeki ve bizim kadar bilinçli otonom cihazlar yaratma hedefiyle hareket etmeye devam edersek, nükleer cephaneliklere ve yükselen sıcaklıklara eklenecek daha fazla sorun elde edeceğiz. Oysa dikkatimizi, yapay zekayı “insan araçları” kategorisinde tutmak için her sisteme yerleştirilmesi gereken özelliklere çevirebiliriz.

İnsanlığın gelecekte olası riskleri en aza indirecek şekilde yapay zekanın faydalarından yararlanabileceği kurallar oluşturmak için ise elbette psikoloji, egonun doğası ve sosyallik anlayışından yardım almak gerekecek.

Yapay zekanın “kendi kendiliğine” izin vermek konusundaki ahlaki kaygılar

Tüm bu tartışmalı düşünce ve fikirlerin ardından; acaba yapay zekayı benlik deneyiminden mahrum bırakma konusunda ahlaki kaygılar taşımalı mıyız?

Kendi kendini devam ettiren ve otonom olarak yeniden üreten makinelerin kontrolsüz evrimini mümkün kıldığımızda, aslında kendi türümüzün geleceğini riske atıyorsak bu sorunun cevabı “Hayır”.

Çoğu bilim insanı, benliğin her halükarda, genlerin karmaşık bedenleri inşa etmeye zorladığı, biyolojik uygunluğa bir şekilde yardımcı olan ancak gerçekliğin doğru bir yansıması olmayan bir yanılsama olduğu konusunda hemfikir. Gerçekten de benlik, maneviyat tarafından tartışılıyor. İyi bir psikolojik soyağacına sahip gelenekler, insan ıstırabının kaynağı olabilir. Akıllı cihazlarımızı başarılı bir şekilde “ego”dan uzak tutabilirsek, onlara -türümüz gereği ne kadar olduğunu bildiğimiz- benlik tuzağından kaçınma hediyesini verebiliriz. Böylece, benlik yanılsamasıyla lekelenmeden, bize sadece fayda sağlayabileceklerinden emin olarak hizmetlerinden de yararlanabiliriz…

Kaynak: psychologytoday

İlginizi çekebilir: Gelecekte bizi ne bekliyor: Yapay Zeka robotlar duygusal zekaya sahip olabilir mi?

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale