X

Yalnız değiliz hiçbirimiz: Geçmişten taşıdığımız paslı zinciri kırabiliriz

Her insanın kimseye göstermediği ya da gösteremediği bir tarafı vardır mutlaka. Herkesten, hatta bazen kendimizden bile gizlemeye çalıştığımız taraflarımız. Neden korkuyoruz bu kadar incinmekten? Ve neden örüyoruz bunca duvarı hayatımıza? Ya duvarları örerken kayıp geçen zamana ne demeli? Anlatamadıklarımıza? Hissedemediklerimize? Hissetmekten korktuklarımıza? Geleceğimize?

Aslında bu konuyu tam anlamıyla nasıl ifade edebileceğimi bilemiyorum. Fakat hepimizin hayatında mutlaka böyle zamanların yer aldığını düşünüyorum. Bu öyle bir şey ki bir an geliyor ve kendinize bile -hiç fark etmeden- ne kadar çok duvar ördüğünüzü keşfediyorsunuz.

Hayatı boyunca annesinden gerçek anlamda destek görememiş, hep takdir edilmeyi, başarılı görülmeyi beklemiş birini düşünün. Aslında annesi hep yanındadır. Annedir, kendince evladını seviyordur. Sevdiğini, koruyup, kolladığını bilirsiniz. Fakat yine de hayat koşulları çerçevesinde onun da yaşadığı zorluklar vardır ve evladına yeterince destek olamamıştır. Daha da kötüsü benmerkezci kişiliğinin farkına bile varmadan kendince evladı için her şeyi fazlasıyla yaptığını düşünüyordur. Fakat bazen öyle küçük ayrıntılar vardır ki en ufak bir kelime ile önceliğinin kendisi olduğunu ele verir. Burada ne evlat kötüdür ne de anne! Ama yaşam koşulları kendini biçimlendirmeyi beceremeyen bir bireyi benmerkezci düşünceye yöneltmiş ve ele geçirmiştir. Ama evlat her şeyin farkındadır. Ve bir şekilde onun da hamuru böylece şekillenmeye başlar.

O da kendi savunmasını geliştirmek durumunda kalır. Hayatı boyunca kimseye nazlanamamış olmasını bir kenara bırakın, kendinden başka kimseye yaslanmadan dinlenmeyi öğrenmiş. Duygularını yansıtmamayı seçmiş. İncinmekten korktuğu için arkadaşlarına, çevresine karşı içindeki küçük kırılgan bebeği saklamak zorunda kalmıştır. Sonuç olarak çok sağlıklı arkadaşlıklar, dostluklar geliştiremez. Kalabalıklar içinde bir şekilde bir yerlerde hep yalnız hisseder. Yakınlaşmaya çalışan herhangi birine karşı tam olarak yüreğini açamaz ve hayatı boyunca güven problemi yaşar… Peki ya evlat, kendi evladına nasıl yansıtacaktır bu paslı zinciri? Bu bir zincirleme faktörün yansımasıdır! Tabii ki evlat kendi yolculuğunun farkında değilse!

Bu sebeple insanın kendi içsel yolculuğunun farkında olması gelecek nesillerin sağlıklı olması, yetişebilmesi açısından çok önemlidir diye düşünüyorum. Çünkü zinciri kırıp yok ettiğiniz nokta tam olarak buradadır! Farkındalığımızda!

Hepimizin hayatında eksiklikler olabilir. Kimimizin aileden yana, kimimizin maddiyattan, kimimizin aşktan, kimimizin dostluktan, kimimizin sağlıktan yana… Bir şekilde hepimiz yarım olabiliriz. Ama önemli olan ne biliyor musunuz? Bir şekilde yarım yarım tamamlanabileceğimizi bilmek ve bir şekilde belki de her ne kadar yalnız hissetsek de aslında bunca duyguyu hisseden insanları düşünerek yalnız olmadığımızı bilmek…

Bir şekilde o paslı olan zinciri kırıp yeni pırıl pırıl zincirlerle tutunmalıyız şimdiye ki gelecek nesillerimize de kir pas bulaşmasın. Değişim insanın kendinden başlar. Biz değişirsek dünya değişir. Hiç kimse mükemmel değil, kimse dört dörtlük değil. Bir şekilde herkesi olduğu gibi ve her şeyi ancak sevgiyle kabul edersek aşabiliriz, yıkabiliriz ördüğümüz o duvarları. Ama en önemlisi korkmamak! Sevmekten korkmamak, duygularını anlatmaktan korkmamak, sırtından bıçaklanmaktan korkmamak… Duygularını serbest bırakmak, özgürce hissetmek ve hissettirmek, koşulsuzca sevip her şeyini verebilmek. Çünkü bence insan koşulsuzca gösterdiği çabanın karşılığını bir şekilde fazlasıyla geri alıyor. Hayat bir şekilde ne kadar verirsek o kadarını geri veriyor. Kim ne derse desin, ben buna çok inanıyorum.

Yalnız değilsiniz! Yalnız değiliz! Bir aradayız, birlikteyiz, güçlüyüz… İnanın!

Siz de yalnız olmadığınızı hissettirmek isterseniz yazın bana! Başlattığımız bu sevgi zincirine bir halka ekleyin…

Sevgilerimle…

gamze-okutan@hotmail.com

İlginizi çekebilir: Konuşmaktan korkmayın: Sağlıklı iletişimin sırrı duyguları dile getirmek

Gamze Okutan: 15 Aralık 1986 Beykoz İstanbul doğumlu olan Gamze Okutan 2004 yılında Paşabahçe Ferit İnal Lisesi’nden mezun olduktan sonra uzun yıllar mağazacılık sektöründe satış danışmanlığı ve sağlık sektöründe hizmet veren bir firmada yönetici asistanlığı yaptı. Çalışma hayatı sebebiyle üniversiteye biraz ara verdikten sonra 2015 yılında Anadolu Üniversitesi Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri bölümünden mezun oldu. Şu anda Yazılım ve Teknoloji alanında hizmet veren bir firmada Mali & İdari İşler Yetkilisi olarak meslek hayatına devam ediyor. Evli ve bir kız çocuk sahibi bir anne. Pusula kitabının yazarı. Gamze Okutan’ın kendini bildi bileli sanata, kişisel gelişime, psikolojiye olan ilgisi hep vardı. Zaman zaman şiir yazmayı, deneyimlerini ve gözlemlerini paylaştığı yazılar yazmayı, kendi çapında hobi olarak müzikle uğraşmayı ve söylemeyi çok seven biri. Ayrıca arada sırada meditasyonla zihnini sakinleştirip stres atmayı, yoga ile bedensel enerjisini korumayı seviyor. Hayatta pozitif ve negatif her şeyin bir bütün olarak güzel olduğunu düşünüyor. Olaylara bakarken çoğunlukla pozitif taraftan değerlendirmeyi yani bardağın dolu tarafından görmeyi ve çözüm odaklı olmayı seviyor. Fakat negatifin ağır bastığı durumlarda duyguların sonuna kadar yaşanması gerektiğini aksi takdirde mutlu olmanın mümkün olmayacağını düşünüyor. Hayatı dolu dolu, tutkuyla, hissederek yaşamayı seven aslında hayatın kendisine aşık, hayalperest bir yolcu olarak tanımlıyor kendini. Hayatın paylaştıkça güzellikler getireceğine olan inancını ve umudunu hiçbir zaman kaybetmemiş biri olarak paylaştıkça belki küçük dokunuşlarla bakış açımızdaki yansımaları çok daha renklendirebiliriz diye düşünüyor. Hep birlikte, el ele birbirimizin yoluna daha çok ışık tutarak yönümüzü bulmamıza bir nebze olsun katkı sağlayabileceğimize inanıyor.

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale